14
proje501
makale
de stijl
Mondrian’dan esinlenilen merdivenler, Lahey, Hollanda
Modern olmak ne ile ilgilidir? Anlamı, bize çağa ayak uydurun diye seslenmekte olan bu sözcük; günümüze kadar evrimleşen sanatın, geçirdiği her evresinde birileri tarafından gündeme taşındı. İlk defa değildi ki, Amsterdam Stedelijk Müzesinde buluşan iki tamamen yabancı ruhun; Van Doesburg ve Mondrian, fikren bütünleşip insanları peşlerinden sürükleme isteği başlatmaları. Her sanatçı, dünyayı gördüğü gibi değil, olması gerektiği gibi eserinde sunmayı hedefler. Belki de çoğu zaman başlangıçta düşünülen fikir bu iken, sonuçta gördüğümüz hep en değişmiş hali oluyordur. De Stijl akımı da aynı bu şekilde oluştu. Bir yanda I. Dünya Savaşı, insanlığı evirirken, içlerindeki acıyı, dehşete, ölüme çevirirken; sanatçıların aynı kalması beklenemezdi.
Van Doesburg ve Mondrian, normal bir birey gibi hayatı, birbirini takip eden düz hatlardan ibaret varsaydılar ve yalnızca siyahın ve beyazın olduğunu öne sürdüler.1 Savaşın ilk zamanlarında ortaya çıkardıkları bir gazete yayını; kendilerini, daha da çok fikirlerini yayabilmelerine imkan sağlamıştı.2 Tabi, başlattıkları akım yalnızca ressamların tuvallerinde sınırlı kalmadı. Mondrian’ın yaptığı, üç ana renk; kırmızı, mavi ve sarı, ve üç ana değer; siyah, gri ve beyaz ile sınırlı kalan resimlerinin etkisi, mimariye de yansıdı.3 Van Doesburg’e makinelerin de sanat eseri üretebileceğini kabul ettirebilen Gerrit Rietveld, bu akımın temellerine inanan bir mimardı. Gençliğini babasının ahşap atölyesinde geçiren Rietveld, De Stijl’in anahtar figürlerinden birisine dönüşen Kırmızı ve Mavi Sandalye’yi ve Schröder Evini tasarladı.4