20
proje501
makale
anadolu’da bir ev
Evin girişinde bulunan mahsere © Elif Başlı
Anadolu’nun herhangi bir köyünde daha önce hiç bulundunuz mu? Doğu Anadolu’daki bir köyde mesela. Şimdi sizleri güneşin, en güzel kayısıları kuruttuğu; Malatya’nın bir köyüne götüreceğim. En güzel kayısıları diyorum esasen ama marifet yalnızca kayısıda değil sanki; o lezzeti yakalamada güneşin de payı büyük olsa gerek. Sanki orada başka bir güneş var da o doğuyor. Güneşi ve kayısıları bir kenara bırakıp sizi dedemin doğmuş olduğu, yüz kırk yaşındaki kerpiç evine götürüyorum. Şimdi, Cor Harığı’nın gürül gürül aktığı Sayfiye mahallesindeyiz. Dedemin evi, bizi bir demir kapı ile karşılıyor. Kapıyı açıp, taşlıktan Hayat’aa doğru geçiyoruz.1 Sanıyorum ki mahzereb üzerinde bulunan su damlası şeklindeki taş bir kütle dikkatinizi çekti. Hemen izah edeyim mahzereyi;
üzerine dut, üzüm gibi meyvelerin dizildiği bir taş kütle.2 Dizilen bu meyveler, büyük bir kuvvetle ezilirler. Suyu çıkan bu meyvelerin pekmezleri yapılır. Evet, nihayet Hayat’a adım attık. İsmi kulağa ne kadar da güzel geliyor öyle değil mi? Hayat… Yaz günlerinin birçoğu bu alanda geçirilir. Burada yemek yapılır, yorgan dövülür, kayısı ayıklanır, oturup misafir ağırlanır… Kışın ise hemen yanı başında bulunan odaya geçilir. Bu alana selamlıkc adı verilir ve evin mahrem noktalarından en uzak yerdir.3 Şöyle bir iki dakika oturun Hayat’ta, karşınızda yemyeşil bir avlu; zannetmeyin ki bu güzellikler yalnızca gören göze; duyduğunuz ses şırıl şırıl suları ile akan harığa aittir. Harık; bu yörenin şahsına münhasır bir özelliği, kendisi bir nevi su kanalıdır. Bu su kanalı her evin avlusundan geçecek şekilde kurulmuştur.