proje501
6
röportaj
serter karataban
Serter Karataban, ofisinde © Emrullah Çakmaz
Mimar olmak hayaliniz miydi?
Peki nasıl tepki verdiniz?
Hayır, aslında ağabeyim gibi mühendis olmak ve İ.T.Ü’ye gitmek istiyordum ama bizim dönemimizde üniversite tercihleri sınava girmeden önce yapılıyordu. Tercihlerin yapılacağı son akşam, ben yattıktan sonra babam mimarlığı, makine mühendisliğinin altına yazmış. Meslek hedefim tam oturmamıştı ama lise son sınıfın ilk günü 520 puan alma hedefini netleştirmiştim kafamda ve tam 520 puan aldım. Mimar Sinan Üniversitesi son akşam zaten çok kısa tuttuğum tercih listeme dahil olmuştu ve 520 puanla orayı kazandım. Kendi adıma bilinçli bir tercih yaptım diyemem ancak bazen aileniz sizi sizden daha iyi tanıyor ve şimdi iyi ki o okulda okumuşum ve iyi ki mimar olmuşum diyebiliyorum.
Tepki vermedim, kabullendim. İyi ki de makine mühendisi olmamışım. Ama size bir şey söyleyeyim ben belediyede temizlik görevlisi de olsaydım en iyisi olmaya çabalardım, farklılıklara kafa yorar, toplumsal bir fayda yaratmaya çabalardım. Yine üst seviyede iletişim kurmaya çalışırdım, insanları anlamanın yollarını arardım. Benim inancıma göre insan ne iş istiyorsa onu yapsın. Ama iyi yapsın, layıkıyla yapsın. Öylesine yapılan şeylerden hoşlanmıyorum. Öğrencilik yıllarınızı nasıl geçirdiniz? O zamanlar özellikle takip ettiğiniz isimler var mıydı? Türkiye’de o zamanlar iyi mimar kim, kötü mimar kim çok farkında değildik. Okula ilk girdiğim yıl