The Luxury Network Türkiye Magazine Issue 01

Page 1

Described as “The next generation of marketing for luxury brands” by the British media, The Luxury Network is the world’s leading luxury affinity marketing group. The Luxury Network is a private membership club, established in luxury capitals or countries around the world, within which premium companies work closely together at senior director level for mutual business and client development.

The Luxury Network’s objective is simple: To facilitate co-operation and exciting new business development activities between top-end companies. New business partnerships are created via strategic alignment, joint collaborations, product placements, endorsements, media sharing, B2B and B2C networking, sales and luxury showcase events and numerous other affinity marketing activities.

TLN LUXURY NETWORK MAGAZINE, EŞSİZ TARİHİ, BENZERSİZ KÜLTÜRÜ

VE MASALSI DOĞASIYLA GERÇEK

BİR LÜKS VE CAZİBE MERKEZİ OLAN

TÜRKİYE’YE “MERHABA” DİYOR.

WWW.TLNINT.COM

Editör...

Değerli okurlarımız,

İlk sayımızla sizleri selamlıyor ve hepinizi lüksün büyülü dünyasına adım atmaya davet ediyoruz. Sonsuz bir heyecanla hazırladığımız dergimizle, sizi en yeni trendler, eşsiz seyahat deneyimleri, özel röportajlar, seçkin mekanlar ve benzersiz lüks ürünlerle dolu bir yolculuğa çıkaracağız. Daima eşsiz deneyimlerin peşinde koşan bir neslin temsilcileri olarak, lüksü sadece bir statü sembolü olarak görmüyor ve onu bir tür yaşam sanatı olarak kabul ediyoruz. Hedefimiz ise The Luxury Network Türkiye Magazine ile size hem bu sanatın inceliklerini ve tüm detaylarını sunmak hem de bunun ötesini birlikte keşfetmek.

Tutkulu ve deneyimli yazarlardan oluşan editör ekibimizin her bir üyesi - The Luxury Network dergilerinin dünyanın pek çok yerinde okurlarıyla buluşan diğer edisyonlarının yazarları gibi - kendilerini lüks dünyasının derinliklerine inmeye adamış uzman gazetecilerden oluşuyor. Büyük bir takım olarak modadan sanata, geziden teknolojiye, bu dünyadaki son bilgileri sunmak için var gücümüzle çalışacağız.

Şimdi sizi dergimizle baş başa bırakıyor, geri bildirimlerinizin bizim için çok değerli olduğunu hatırlatmak istiyoruz.

Yeni sayımızda görüşene dek hoşça kalın.

Elif Nazlı Duran

MODA KISA

Moda dünyasından en yeni trendler, son

10

SANAT AJANDASI

Sanatseverlerin ajandaları dopdolu; konserden sergiye şehirde neler var, hepsi bu sayfalarda

KAPAK KONUSU

Sıra dışı bir başarı hikayesi; Kemal Cenk Erdem ve Bitexen

40

GASTRO

A’dan Z’ye denizlerin mücevheri “havyar”

62

SAAT

İkonik simge Smiley, şimdi Richard Mille’in muhteşem saatlerinin kadranını süslüyor.

KISA KISA GÜZELLİK

Makyajdan cilt bakımına kozmetik dünyasından en son yenilikler

68

SAĞLIK

Üstün besleyici özellikleriyle dikkat çeken süper besinler her zaman zinde, her zaman formda olmak isteyen kadınlar için

78

MODA

İngiliz modacı Stella Mccartney ve onun “şimdiye kadarki en sürdürülebilir” şeklinde tanımladığı yeni koleksiyonu

RESTORAN

Unutulmaz bir

gastronomi deneyimi için adresiniz Shangri-La olabilir.

84

MODA

Marco De Vincenzo, bu çantayı Etro için tasarladı, karşınızda Vela

92

TARİH

Muğla sularında bulunan batık gemi tarih öncesinde ışık tutuyor. Ayrıntılar, muhteşem fotoğraflar eşliğinde haberimizde

SÖYLEŞİ

En ünlü yıldızların favori mücevher markası Kismet by Milka’yı kurucusu Milka Karaağaçlı anlatıyor.

54 72 48 34

İÇİNDEKİLER

SAYI 1 |TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2023

96 YAT

Yat meraklıları bu habere bayılacak; işte Azimut’un son şaheseri Grande 26M

100 SERGİ

Dünyaca ünlü fotoğraf sanatçısı Steve McCurry, bugüne kadarki en kapsamlı sergisini İstanbul’da açtı.

102 MÜZE

Türk-İslam sanatının en güzel örneklerini bünyesinde barından Sadberk Hanım Müzesi, zamanda yolculuk yapmak isteyenleri bekliyor.

GEZİ

DEKO KISA

Evinizi yazın en canlı renkleriyle bezemeye hazır mısınız? Dekorasyon bölümümüze göz atın.

26

SANAT

Selin Esendemir ile artık tüm dünyada tanınan markası Saleen Art’ı

106 112

OTOMOBİL

Mercedes EOS 580, otomobil editörümüz Önder Canözer’in merceğinde

28

Hindistan’a Yolculuk

İstanbul Devlet Opera ve Balesi, romantik ve klasik dönemlerin arasında önemli bağlantılar kuran ve kendisinden sonra gelen beyaz balelerin habercisi; en büyük bale eserlerinden biri olan La Bayadère’i baleseverlerle buluşturdu. Prömiyerini geçtiğimiz günlerde

Atatürk Kültür Merkezi - Türk Telekom Opera Salonu’nda yapan La Bayadère balesi; Hindistan’da geçen konusu, Marius Petipa’nın eşsiz koreografisi, Ludwig Minkus’un müziğinin melodik

çekiciliğinin yanı sıra gösterişli töresellik ve etnik ögeler içeren sahneleri, mükemmel danslarıyla baleseverlere çok şey vadediyor.

10 Sanat

Ahırdan Çıkan Hazine

Edvard Munch’un yıllar boyunca Norveç ormanlarındaki bir ahırda saklı kalan tablosu “Dance on the Beach” müzayedeye çıkmaya hazırlanıyor. Eser, Sotheby’s’in 1 Mart’taki Londra müzayedesinde satışa sunuldu. Sanatçının arkadaşı Thomas Olsen’in varisleri ile tablonun sahibi olan sanat tarihçi Curt Glaser’ın mirasçıları arasında yapılan anlaşma sayesinde müzayedeye çıkan eserin ön satış tahmini 12 milyon ile 20 milyon sterlin arasında değişiyor. Eserin satışından elde edilecek gelirin iki aile arasında paylaştırılacağı öğrenildi.

SANAT AJANDASI

Sergiler, müzayedeler, yeni albümler ve gösteriler… Sanat dünyası hızından hiçbir şey kaybetmeden hayatımıza renk katmaya devam ediyor.

Çağdaş Sanatın En Güzel Örnekleri Piyalepaşa’da

Türkiye’nin en değerli sanat galerilerinin buluşma noktası Polat Piyalepaşa Çarşı; birbirinden güzel sergilere ev sahipliği yapmaya devam ediyor. DG Art Project & Gallery’de Ahmet Güneştekin’in “Yedigören’in Alfabesi” , artSümer’de “Brain Fog | Artists Pick Artists [2022]”, Pi Artworks’te Nancy Atakan’ın “Zamanın Kokusu” ve “Martch Art Project’’te Sinem Dişli’nin “Derin Zaman”ı sanatseverlerle buluşuyor.

11

Heykelin Sözü

İş Sanat Kibele Sanat

Galerisi, 2008 yılında hayatını kaybeden heykeltıraş Saim

Bugay’ın “Heykelin Sözü”

başlıklı sergisine ev sahipliği yaptı. Yeni bir dil yaratma

arzusu taşıyan, kullandığı malzemeler ve yöntemlerinin

çeşitliliğiyle bilinen heykeltıraş Bugay’ın eserleri Kibele Sanat Galerisi’nde sanat severleri ağırladı.

12 Sanat

Demet ile Yeniden

Müzikseverlerin hafızalarına kazınan birçok hit şarkısıyla Demet Sağıroğlu, anında 90’lı yıllara ışınlanacağımız konserini geçtiğimiz 24 Mayıs akşamı Wings konserleri kapsamında Zorlu PSM touché’de gerçekleştirdi. Sanatçının konser serisi devam edecek.

BUBİ DG Art Project’te

Yurt içinde ve yurt dışında birçok kişisel sergi açmış olan BUBİ, 27 Haziran tarihine kadar, DG Art Project’teki yeni sergisinde sanatseverleri ağırlıyor. Sanatçı, küratörlüğünü Zeynep Öztürk’ün yaptığı sergisinde, alışılmış malzemelerin dışında karton, bez ve halatın yanı sıra paçavra gibi atık ürünlere de yer veriyor. Düşünüp planlayarak işe başlamam diyen BUBİ, “Üretim sırasında ansızın konsantre olurum. İş o andan itibaren kendi kendini götürür. Şayet uyanıksam genelde işler çamurlaşır,” sözleriyle eser üretim sürecini anlatıyor.

Fendi’den Dev Sergi

Fendi ve Fondazione Arnaldo Pomodoro, Arnaldo Pomodoro’ya

adanan ve aynı ismi taşıyan büyük bir sergiyi hayata

geçirerek. Il Grande Teatro

delle Civiltà (Arnaldo Pomodoro

Büyük Medeniyetler Tiyatrosu), 12 Mayıs - 1 Ekim 2023 tarihleri

arasında Fendi’nin Roma’daki

genel merkezi olan Palazzo della Civiltà Italiana’da ağırlanacak.

14 Sanat

KEMAL CENK ERDEM

SIRA DIŞI BİR BAŞARI HİKAYESİ...

16 Kapak Konusu

BANKA ŞUBELERİNDE, MÜFETTİŞ ODALARINDA

GEÇEN ÇOCUKLUK

GÜNLERİ, ÜLKENİN

DÖRT BİR KÖŞESİNDEN

ABD’YE UZANAN OKUL

YILLARI... BİLGİSAYAR

MÜHENDİSLİĞİ

EĞİTİMİNİ TAMAMLAYAN, İŞLETME YÜKSEK LİSANSI

VE FİNANS DÜNYASININ

TAM KALBİNDE, WALL

STREET’TE GEÇEN İŞ

HAYATI... TIPKI KUSURSUZ

BİR FIRTINANIN GELİŞİ

GİBİ BİTEXEN TEKNOLOJİ

YÖNETİM KURULU

BAŞKANI KEMAL CENK

ERDEM’İN DE BAŞARI

HİKAYESİNİN BUGÜNÜ

BELKİ DE EN BAŞINDAN

BELLİYDİ. BİZ DE, BU

SIRA DIŞI HİKAYENİN

BİLİNMEYENLERİNİ

DİNLEMEK ÜZERE ONUN

OFİSİNE KONUK OLDUK.

n FİNANS DÜNYASINDAKİ HEMEN HERKESİN YAKINDAN TANIDIĞI BİR İSİMSİNİZ. KARİYER YOLCULUĞUNUZA DAİR PEK ÇOK

ŞEYE HAKİMİZ. FAKAT BENİM MERAK ETTİĞİM ŞU; ACABA EĞİTİM HAYATINIZDA BU-

GÜNLERE DAİR İPUÇLARI VAR MIYDI? BU

KONUDA NELER SÖYLEYEBİLİRSİNİZ?

Benim hayatımda şöyle bir özellik var; annem ve babam, uzun yıllar Ziraat Bankası’nda görev yapan profesyonellerdi. Her ikisi de, dönemin iyi bankacılarıydılar ve sıfırdan başlayıp yönetici pozisyonuna gelmişlerdi. Bense adeta bankalarda, müfettiş odalarında büyüdüm diyebilirim. İşte bu nedenle bankacılık sektörüne çok aşina olarak yetiştim. Devamında da hep, Türkiye’de finansla ilgili işler yapmanın hayalini kurdum. Öte yandan, lise yıllarında matematikte de oldukça başarılıydım ve bu beni mühendislik dalında bir eğitim almaya yönlendirdi ve bilgisayar mühendisi oldum.

Üniversite eğitiminin ardından, yüksek lisans yapmam gerektiğine karar verdim ve bu hedefle ABD’ye, Güney Carolina eyaletine gittim. Neticede ben bir memur çocuğuydum ve eğitim masraflarımı karşılamak için garsonluktan benzinciliğe her türlü ek işi yaptım. İlk yüksek lisansım bilgisayar mühendisliği üzerine oldu. Fakat bir yandan da aklım hala finans sektöründe ve borsadaydı… Biraz da şansımın yar-

17
Söyleşi: Elif Nazlı Duran Fotoğraflar: Ozan Kutsal Sanat Yönetmeni: Meral Bıçakcı

dımıyla ikinci yüksek lisansımı MBA yani işletme dalında yaptım. Şans diyorum çünkü bir golf kulübünde valelik yaparken tesadüf eseri tanıştığım bir iş adamı bana gerçekten çok yardımcı oldu, hamilik yaptı ve yol gösterdi. Böylece ben finans dünyasına adım atmış oldum. Güney Carolina ardından da New York olmak üzere, tam 12 yıl boyunca, ailemle birlikte ABD’de yaşadım. 2008 yılında ise artık sekiz yaşına gelen oğlumu da alıp ülkemize geri döndük.

n PEKİ BİTEXEN DÖNEMİ NASIL BAŞLADI, BUNUNLA İLGİLİ NELER ANLATABİLİRSİNİZ?

Daha önce de belirttiğim gibi ben hem mühendislik okudum hem de finans kökenliyim. Öte yandan, global pazarda özellikle ABD’de çok uzun bir dönem tecrübem oldu. Benim bitirme tezim bile teknoloji ve finansın birleştiği SNP, Dow Jones, NASDAC gibi yapılarda ‘‘mum’’ grafiğin, yapay zekayla nasıl bir yön belirleyeceğini hesaplayan bir proje üzerineydi. Yani günümüzün deyimiyle Fintech benim başlıca ilgi alanımdı. Türkiye’ye 2008 yılında gelmemize rağmen aslında yine globalde faaliyet yürüten bir Türk şirketi olarak tanındık. 2020’ye kadar, finansal teknolojileri geliştiren, f inans şirketlerine hem danışmanlık hem de platform sağlayan bir yazılım şirketiydik. Daha çok Asya, Avrupa ve MENA bölgelerine hizmet veriyorduk.

Kardeşim Yahya Tuğyan Erdem de benim gibi ABD’de eğitim almıştı ve kripto madenciliğiyle, teknolojileriyle yakından ilgileniyordu. Ve 2010 yılından sonra kripto piyasalarında Bitcoin ile başlayan bir alım-satım ihtiyacı doğdu. Kardeşim, bu ihtiyaca cevap verenler arasında ilk sırada yer alır. Önce bunu OTC yani tezgâh üzeri bir yapıda yürüttü. Daha sonra biz de bu işle ilgilenmeye başladık. Fakat 2020’ye kadar tam olarak bu sektöre girmedik. Bunun da aslında iki farklı hikayesi var. İlki şu; ben Türkiye’de, SPK lisanslı, bir aracı kurum sahibinin eşiyim. Eşim Ayşin Erdem, Türkiye’de A grubu bir aracı kurumun sahibi. Bu yapı

n ABD YILLARINA DÖNÜP BAKTIĞINIZDA NELER HATIRLIYORSUNUZ?

Orada kaldığım 12 yıl boyunca, bütün finansal yapılarda, kaldıraçlı piyasalarda, opsiyon piyasalarında, uzmanlık ve lisanslı işler yapma, fon yönetme tecrübem oldu. O yılların bende hem iyi hem de kötü anıları var. 2001 yılının bütün olumsuzluklarını yaşadım ve adeta bütün her şeyimizi kaybettim. Ancak hemen ardından, yine inişlerle beraber çıkış dönemlerim oldu, sonunda refaha ulaşabildim ve “emeklilik” seviyesine ulaşmış bir şekilde ülkeme dönebildim. Türkiye’ye geldiğimdeyse birçok finansal eksiklik olduğunu gördüm. Birçok aracı kuruma hem danışmanlık hem de ortaklık yaptım.

18
Konusu
Kapak

ÖZEL HABER... ÖZEL HABER... ÖZEL HABER...

19

lisanslı ve mevzuata uygunken buna karşılık kripto piyasaları, tabiri caizse “gri alanda”. İşte bu nedenle eşim bu işe girmemize hiç sıcak bakmadı. Biz de, bu alandaki kaslarımızı yurt dışında geliştirdik. Fakat 2020 yılına geldiğimizde, koyu bir Fenerbahçeli olarak maç izlerken, rakip takımın formaların üzerine kripto sektörüne ait bir firmadan sponsorluk aldığını gördüm. Ve anladım ki, Türkiye’de bu işler büyüyor! Bunu görünce eşim de ikna oldu. Ve bu bundan sonra, biz kendi hikayemizi ve kendi teknolojimizi Türkiye’de anlatmak için yurtdışındaki teknolojiyi getirmektense bir Türk şirketiyle beraber büyümeyi tercih ettik. Ve neticede bunun ülkemizde de en iyi şekilde yapılabileceğini de tüm dünyaya gösterdik. Belki otomobil ya da havacılık sektöründe ilkleri başaramadık ama teknolojide, yazılımda kesinlikle tüm dünyayla yarışabiliriz.

Bu Türk şirketi, Teknokent’te bu işi büyütmüş, üst düzey dört makine mühendisinin kurduğu bir şirketti. Onlarla bir araya geldik, kendimizi anlattık, misyonumuzu açıkladık ve başka firmalardan da sürekli teklif alan bu şirketle ortak olduk. Altyapımızı ve düzenimizi kurduk. Pandemi dönemiyle birlikte bazı değerler değişti ve bu bizim daha da büyümemize olanak tanıdı. Şu anda üç milyona yakın müşterimiz var. Hepsi full KYC’li, kayıtlı, “register” olmuş müşteriler. 2022 yılının ortalarındaysa, Bitexen Global’ı anons ettik ve ilk çıkışımızı, ilk kurgumuzu geçtiğimiz Ağustos ayında yaptık. Litvanya’da, Dubai’de, Hollanda’da lisanslanıyor, fintech yapılarımızı kuruyoruz. Türkiye’de üretilmiş teknolojiyi globalde de tanıtacağız.

n KRİPTO PİYASALARINI NASIL GÖRÜYORSUNUZ? GELECEK GÜNLER NELER GÖSTEREBİLİR?

Ben neredeyse 30 yıldır f inans dünyasındayım. 2001 yılını, yani İkiz Kuleler olayını ve devamında gelen olağanüstü günleri Manhattan’da yaşadım… Yine Türkiye’de de pek çok f inansal krize tanıklık ettim. Öncelikle belirtmeliyim ki, bizim önemli bir avantajımız var; teknoloji ve finansı birleştirirken, f inansın kural mekanizmasını ve kötü tarafını, olası tüm hataları gördük. Bu yapıların ne kadar değişken olduğunu çok iyi biliyorum. Biz, kendi kural ve yapılarımızla fintech dünyasına girdik. Bu yapıda sık rastlanıldığı gibi, çok zeki birkaç yazılımcı gencin “para yaptığı” bir kökenden gelmiyoruz. Evet onlar çok zeki, çok akıllı gençler ancak bu kadar büyük paralar kazandıkları halde, bunun yönetimini iyi yapamadılar. Oysa biz, bu sistemin de izleyebileceği yolu hep tahmin ettik, bildik. Ve ne yazık ki geçmişte de gördük, eğer o kurguyu iyi yapamazsanız sorun yaşamanız kaçınılmazdır. Böyle iniş - çıkışları geçmişte, bankalarda, aracı fon kurumlarında, internet sitelerinde gördük. Çok büyük markaların yok olduğuna bizzat şahitlik ettik. Benim düşüncem, bu döngüde sistemini, altyapısını oturtmuş, krizden ve iyi piyasalardan düzgün çıkmış f intech şirketlerinin, teknolojiyle beraber var olacağıdır. Herkes bir kripto platformu kurabilir ama bence herkes bu saatten sonra yönetemez ve büyütemez. Bunlar ciddi bir “know-how” süreciyle ilerleyen yapılar.

Bilenler bilir; başı dik, cesur boğalar ve yüzü yerde, ürkek ayılar simgeleridir borsanın. Erdem’in ofisi de, bronzdan seramiğe, dünyanın dört bir yanından gelen boğa ile ayı heykelleriyle dolu ve bu özelliğiyle ofisi ziyaret etmek adeta bir sanat galerisi gezme tadında.

20 Kapak Konusu

Kemal Cenk Erdem Kimdir?

Bitexen Teknoloji Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Cenk Erdem, lisans eğitimini Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Bilgisayar Mühendisliği dalında, lisansüstü eğitimlerini ise New York Şehir Üniversitesi’nde Bilişim Bilimi Yönetimi üzerine ve Long Island Üniversitesi’nde İşletme üzerine yapmıştır. Kariyerine Westrock Advisors Inc.’te opsiyon ve fon hesabı müdürlüğü yaparak başlayan Erdem, daha sonra Tacirler Menkul Değerler’de ekonomist olarak görev yürüttü, Destek Türev’de finans ürünleri, satış ve pazarlama ile ilgili pozisyonlarda yer aldı. Smart Live Markets için genel müdürlük rolünü üstlendi. Aynı zamanda Finanstrend.com olarak bilinen web sitesinde ekonomi ve finans ile ilgili makaleler yazdı, European Reclimate Investment House’da baş ticaret sorumlusu olarak çalıştı. IKON Menkul Kıymetler’de önce genel müdür yardımcısı, ardından yönetim kurulu üyesi oldu. Zirve Forex’i kuran Kemal Cenk Erdem, 2020 yılı Ocak ayında Bitexen Teknoloji şirketinin yönetim kurulu başkanlığı görevini üstlenmiş, 2021 yılında ise Exenpay’in kurucu ortağı olmuştur.

ÖZEL HABER... ÖZEL HABER... ÖZEL HABER...

21

Şimdilik ofisinde olsa da, Kemal Cenk Erdem’i 2023’te de çok yoğun bir seyahat programı bekliyor. Büyük ihtimalle yılın yarıdan fazlasını yurtdışında geçirecek.

n HERHALDE BUNU UZUN BİR SÜREÇ, BİR DÖNGÜ OLA-

RAK DEĞERLENDİRMEK GEREKİYOR. KİM BİLİR YAKIN GELECEKTE NE GİBİ FARKLI TEKNOLOJİK GELİŞMELERLE KARŞILAŞACAĞIZ?

Evet, örneğin biz 2021’in ilk üç ayında bir teknoloji geliştirdik; ödeme sistemleri kripto üzerine. Her türlü lisanslı yapının altına kripto exchange’ini yerleştirdik, onu bozup kâğıt paraya dönüştürüp her yerde ödeme yapabilecektiniz. Ancak 2021 yılının Nisan ayında Merkez Bankası, dolaylı dolaysız hiçbir şekilde kripto parayla ödeme yapmanın mümkün olamayacağını bildirdi. Ve biz bu projeyi hayata geçiremedik. Bizimle beraber aynı teknolojiye, bizden üç ay sonra başlayan başka bir şirketin şu anda 4 milyar USD değeri var. Ve maalesef dediğim gibi, bir gecede çıkan bir

karar yüzünden biz bu işi büyütemedik. Eğer böyle bir değerlenmeyi biz almış olsaydık, şu an ekibimiz belki de 500 kişi yerine 1500 kişi olacaktı ve bütçenin bir kısmı da tekrar yatırıma dönecekti. Bu açıdan baktığımızda gerçekten de desteğin çok önemli olduğunu belirtmeliyim. Gelecek bizim gibi şirketlere yapılacak yatırımlarda, regülasyonda, mevzuat düzenlemesinde ve destekte. Bu sadece parasal anlamda bir destek olarak da algılanmamalı; düşünsel anlamda, vizyoner anlamda destek de çok önemli. Bizim gibi şirketlerin önünün açılması lazım.

Ama öte yandan da şunu söylemeyelim ki, Türkiye aslında bu alanda çok çok iyi bir durumda. Ülkemiz mevzuat güvenliği, lokasyonu ve takibi açısından, Avrupa’nın en iyilerinin başında geliyor. TPK ve hükümet o dönemde, çok

22 Kapak Konusu

güzel işlere de imza attı. Ama bir noktada, Forex’teki kaldıraçları düşürerek aslında kendi kendimizi sekteye uğrattık. Var olan bütün müşteri Londra’ya gitti ve biz müşterisiz kaldık. O zaman Türkiye’de bir tane aracı kurum yaklaşık 6000 kişi çalışıyordu, şimdi o sayı 250’ye düştü. Ve bunlar, beyaz yakalı, iyi vergi ödeyen çalışanlardı. Maalesef onları kaçırdık. İnşallah, kısa zamanda yazılım olarak hakkımızı alır ve Türkiye’ye katma değer sağlarız.

n İŞ HAYATINIZ DOLAYISIYLA ÇOK FARKLI KÜLTÜRLERDEN İNSANLARLA BİR ARADA OLMANIZ GEREKİYORDUR. HER KÜLTÜRÜN DE KENDİSİNE HAS ÖZELLİKLERİ

VAR. BİR KÜLTÜRDE NORMAL KARŞILANAN DİĞERİNDE

ÇOK DAHA FARKLI ŞEKİLDE ALGILANABİLİYOR. SİZ BU

DURUMU NASIL YÖNETİYORSUNUZ?

Daha önce de belirttiğim gibi, ben anne ve babamın görevleri sayesinde, okul hayatım boyunca tam 13 farklı şehir dolaştım ve 11 farklı okulda okudum. Yani tüm Türkiye’yi gezdim diyebilirim. Ülkemizde de büyük bir kültür çeşitliği var, yani ben farklı yapıdaki insanlarla bir araya gelmeye çok küçük yaşlarda zaten alışmıştım. Yine yüksek lisans için gittiğim ABD’de, farklı eyaletlerde farklı gruplardan insanlarla çalışma imkânı yakaladım. Tüm bunların bana büyük faydası olduğunu düşünüyorum.

n PEKİ ABD’DEN DÖNÜŞ KARARINI NASIL ALDINIZ?

BUNDA O ZAMAN SEKİZ YAŞINDA OLAN OĞLUNUZUN

DA ETKİSİ OLDU MU? ONUN DA SİZİN GİBİ FİNANS SEK-

TÖRÜNE İLGİSİ VAR MI?

Evet, bu soruyu “Oğluma gereksiz yanan ışığı söndürmeyi ve artan yemeğini dolaba koymayı öğretmek için geldik” şeklinde yanıtlayabilirim. Çünkü orada böyle alışkanlıklar

yok, boşa yanan ışıklar söndürülmez, artan yemekler çöpe atılır. Bizim Türkiye maceramız da bu düşüncelerle başladı. Oğlum eğitim hayatında çok başarılı oldu, bütün liseyi tam burslu okudu ve Koç Üniversitesi’nde endüstri mühendisliği eğitimi aldı. Fakat üç yıldır mağdurum; oğlum kendi işini yapıyor ve ben ona harçlık veremiyorum. Yüksek segmentte “reseller” olarak tanımladığımız bir online ticaret sitesi var; Türkiye, Katar ve Dubai’de spor ayakkabılar satıyor. Kendine göre bir iş modeli geliştirdi. Aslında içerisinde online satış var, kargolama, lojistik, müşteri ilişkileri, ödeme sistemleri var. Bu da demek ki, bugün ayakkabı yerine bitcoin koyarsak, hisse senedi koyarsak onu da satabilir. Bağımsız bir şekilde bu işi yapabileceğini gösterdi. Ve şimdi Dubai’deki - eğer ikna edebilirsek- yöneticilerimizden birisi olacak.

n OLDUKÇA YOĞUN BİR TEMPODA ÇALIŞIYORSUNUZ. STRESLE NASIL BAŞA ÇIKIYORSUNUZ?

KAÇIŞ YÖNTEMLERİNİZ NELER OLUYOR?

Benim gece hayatım yoktur. En büyük mutluluğum, iyi yemek yenecek, puro içilecek yerleri keşfetmektir. Gurme tarafım oldukça gelişmiştir diyebilirim. Öte yandan çok fazla seyahat ediyorum. 2019 yılında sadece 57 gün Türkiye’de kalmışım. Güney Amerika’dan Avrupa’nın hemen her yerine Ortadoğu’da, Asya’ya, finansal teknoloji sattığımız tüm ülkelere, yatırımlarımızın olduğu her yere gidiyoruz. Bütün majör fuarlara katılıyoruz. 2021 yılında tabii ki, hayatımıza pandemi girdi ve biz burada kaldık, belki de bir anlamda iyi oldu çünkü burada büyümüş olduk. 2023 yılı içinde yine benzer bir durum söz konusu olacak; çok yoğun bir seyahat programı beni bekliyor.

23
ÖZEL HABER... ÖZEL HABER... ÖZEL HABER...

LAST CHANCE FOR PORTUGAL AND GREECE GOLDEN VISA

GET YOUR PORTUGAL OR GREECE GOLDEN VISA FROM THE WORLD’S LEADING RESIDENCY AND CITIZENSHIP BY INVESTMENT FIRM

The Greece Golden Visa programme is a popular residency-by-investment program that offers a pathway to residency in Greece, along with the opportunity to explore business and investment opportunities in the country, while also allowing investors and their families to obtain a five-year residency permit and enjoy freedom of movement within the Schengen area.

STARTING PRICE EUR 250,000 INCREASING TO EUR 500,000 31ST JULY 2023

The Portugal Golden Visa programme is a popular residency-by-investment program that allows non-EU citizens to obtain a residency permit in Portugal by investing in real estate or other sectors of the economy, while also offering a relatively fast processing time and allowing for family reunification.

STARTING PRICE EUR 280,000 PROGRAMME IS CLOSING THIS YEAR - ACT NOW

24
HELLO TO FREEDOM WITH RIF TRUST Say www.riftrust.com

WELCOME TO YOUR GLOBAL RESIDENCY & CITIZENSHIP BY INVESTMENT SPECIALIST

RIF TRUST AND LATITUDE GROUP IS THE MARKET LEADER FOR CITIZENSHIP BY INVESTMENT, SECOND PASSPORT & RESIDENCY BY INVESTMENT SERVICES

Our team provides you with the right programme tailored to your specific needs, whether it be opportunities to travel visa-free around the world, access to top schools and universities for your children, or the ability to expand your business & live and work anywhere in Europe.

OUR GLOBAL PRESENCE

22 Global Offices | 10 Years Operation | 100+ Staff Members | 5,000+ Successful Clients www.riftrust.com 25

KÜTAHYA’DAN TÜM DÜNYAYA...

SALEEN ART

ABD’NİN BİR EYALETİNDE, DUBAİ’DE, KATAR’DA YA DA DÜNYANIN HERHANGİ

BAŞKA BİR YERİNDE, LÜKS BİR OTELDE, BELKİ DE ŞIK BİR MAĞAZADA; İNCELİKLİ

İŞLERİ VE MUHTEŞEM RENKLERİYLE

O OBJELERİ, VAZOLARI, TABAKLARI

TANIYACAKSINIZ. ÖNCE ONLARA

UZUN UZUN BAKIN, GÖZLERİNİZİ

MUTLU EDİN SONRA DA GURURLANIN.

NEDEN Mİ? ÇÜNKÜ BUNLAR, BİR

TÜRK KIZININ, SELİN ESENDEMİR’İN KÜÇÜK BİR ATÖLYEDE ÜRETMEYE

BAŞLAYIP SONRA DÜNYANIN DÖRT BİR

YANINA GÖNDERDİĞİ SALEEN ART’IN

ESERLERİNDEN BAŞKASI DEĞİL.

n SELİN HANIM, HİKAYENİZ NASIL BAŞLADI? SALEEN

ART NASIL DOĞDU?

Ben güzel sanatlar eğitimi aldım. Aynı zamanda Kütahyalıyım. Sizler de bilirsiniz ki, Kütahya seramiğin, çiniciliğin tam kalbidir. Ancak eserler genellikle klasik tarza sadık kalır. Ben bu eserlere farklı bir yorum katmak, günümüze uyarlamak ve onları modernize etmek istedim. Aynı zamanda bir hedefim daha vardı, tek tek elde yapılan bu ürünlerin ulaşılabilir olması ve her eve girmesi. Tabii, bir amacım da evladiyelik, gelecek nesillere miras kalabilecek eser niteliği taşımalarıydı.

26 Sanat

n GERÇEKTEN BUNLAR ÇOK EŞSİZ VE EL YAPIMI

ÜRÜNLER. BİR YANDAN DA SERİ ÜRETİMDELER... BU

KADAR ÖZEL ÜRÜNLERİN BÜYÜK HACİMLER HALİNDE SUNULMASINI NASIL BAŞARDINIZ?

Evet, doğru bir soru bu. Elbette, hiç kolay olmadı. Orta boy bir vazoyu örnek verecek olursam, tam altı saat elde çizildiğini ve 12 saat fırında kaldığını söyleyebilirim. Gerçekten zor ve zahmetli bir süreç ama elbette ona göre bir ekibim var. Ve tabii bir de dokuz yılın getirdiği tecrübe…

n SİZİN FORMATINIZDA, BU ŞEKİLDE ÜRETİM YAPAN

BAŞKA BİR FİRMA VAR MI DÜNYA DA?

Hayır, sanımıyorum, bir kataloğu olan ve katalogdan seçilen ürünleri istenen sayıda üretebilen pek fazla yer yok. Çin’de bizim sistemimizle çalışan bir yer daha olduğunu biliyorum, o kadar.

n PEKİ, YOLA İLK ÇIKTIĞINIZDA BÖYLE BİR NOKTAYA

GELEBİLECEĞİNİZİ, DÜNYANIN DÖRT BİR YANINA

ÜRÜN GÖNDEREBİLECEĞİNİZİ HİÇ HAYAL ETMİŞ

MİYDİNİZ?

Açıkçası, hayır. Sadece yola çıktığımda, ülke olarak çini, seramik ve porselen konusunda muhteşem bir geçmişe sahip olmamıza rağmen, neden Çin’in gerisinde kalıyoruz diye çok üzülüyordum. Bu alanda ülkemizi tanıtmak büyük bir hayalimdi. Şu anda dünyada birçok yerde, birçok ülkede varız. Türkiye’de çalışmadığımız mimarlık ofisi yok. Ortadoğu’da, İngiltere’de, ABD’de, Bloomingsdale’s, Harvey Nichols gibi mağazalarda da ürünlerimizi bulabilirsiniz.

n MARKANIZIN BİR HİZMETİ DE, PROJE BAZLI

ÇALIŞMAK VE OTEL, RESTORAN, OFİS GİBİ MEKANLARI

KELİMENİN TAM ANLAMIYLA “DONATMAK”. BUNDAN BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ?

Evet, havaalanı, otel, ofis ya da ev… Tüm dekorasyon faaliyetleri bittikten sonra biz işin “makyaj” kısmında devreye giriyoruz. Kullandığımız objelerin hemen hepsi bizim ürünlerimiz. 10 cm’den iki metreye kadar ürünlerimiz var. Benim tasarımım olan metal heykeller, objeler de, cam atölyeleri, mermer atölyeleri iş birliği içinde de ürettiğimiz ürünler de mevcut. Hepsini bu hizmet için kullanıyoruz.

PEKİ, SİZ HİÇ KİŞİSEL SERGİ

AÇMAYI DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?

İlk hedefim, insanların evlerine tasarım işi ürünler

koymak oldu. Ve şimdi, Selin

Esendemir olarak bir koleksiyon çıkarıyorum. Bu bambaşka, açıkçası “efsane” olacak.

Bu koleksiyonum için bir sergi gerçekleştirmek de planlarım arasında.

27

MODA EVDE

DÜNYACA ÜNLÜ MODA VE DEKORASYON MARKALARININ EN YENİ TASARIMLARIYLA

YAŞAM ALANLARINA

SOFİSTİKE DOKUNUŞLAR

KATAN BEYMEN HOME, SOFRA AKSESUARLARINDAN MUMLARA, OFİS

ÜRÜNLERİNDEN EV TEKSTİL

ÜRÜNLERİNE UZANAN EN ÖZEL SEÇENEKLERLE EVİNİZE DEĞER KATIYOR

28 Dekorasyon
Lenco, Pikap Bosa, Seramik Heykel Lucky Art, Vazo Vila Hermanos, Mum

Fornasetti’nin ikonik portrelerle süslenen dekoratif tabakları, Dolce & Gabbana, Vila Hermanos, Ladenac, Diptyque’in eşsiz kokuları ve şık ambalajlarıyla göz kamaştıran mumları, Jonathan Adler ve Leblon Delienne’nin deco porselen tasarımları, Bosa’nın seramik heykelleri, dünyaca ünlü kristal markası Moser’in el yapımı objeleri, SMEG’in renkli mutfak aksesuarları, Pip Studio’nun rengarenk sofra ürünlerinin de yer aldığı pek çok alternatif arasından eviniz için en güzel ürünleri seçebilirsiniz.

Altın Dokunuslar...

29
Fornasetti Dunoon
Miss May Frames

Kırmızı Enerji...

30 Dekorasyon
Bisetti Dolce & Gabbana Smeg Fornasetti Cam Vitray

Soğuk kış mevsimine sıcak bir dokunuş katmak için kırmızı rengin enerjisinden faydalanabilirsiniz.

Bunun için elbette büyük değişiklikler yapmanıza ve mobilyalarınızı değiştirmenize gerek yok. Birkaç

küçük aksesuar yeterli olacaktır.

Bizim favorilerimiz ise ünlü ressam

Ayşe Wilson çizimlerine sahip kırlent (sağda yukarıda), Dolce&Gabbana’nın

Smeg için desenlerle süslediği ekmek

kızartma makinesi (solda altta) ve Beymen Home marka seramik Hamsa el formlu süs (solda yukarıda).

31
Helle Mardahl Ayşe Wilson Chiara Alessi
Feeling Good Inside, Mini Tabak
Animate Objects, Vazo

Sakin Mavi...

32
Dekorasyon
Fornasetti Diptyque, Mum Ladenac, Mum Vila Hermanos, Mum

Mavi rengin yatıştırıcı etkisinden faydalanmak ise evinizin

havasını değiştirmek için tercih edebileceğiniz başka bir seçenek. Bunun için Dyptique, Ladenac, Leone di Fume ve Dolce&Gabbana

markalı mumlar arasından en sevdiğinizi seçebilirsiniz. Ayrıca

ünlü seramik sanatçısı Esma

Dereboy’un her biri birer sanat eseri niteliğindeki bibloları ve fincanları evinize değer katacak.

33
Esma Dereboy Ladenac, Mum El Casco Dolce & Gabbana Leone di Fiume Esma Dereboy, İkili Fincan Seti

Eşsiz Bir Uzakdoğu Deneyimi...

SHANGRİ-LA BOSPHORUS, İSTANBUL’UN ÖDÜLLÜ

İMZA RESTORANI SHANG PALACE’IN OTANTİK

KANTON MUTFAĞI İLE SHANGRI-LA’NIN ZENGİN

ASYA MİRASINI HAYATA GEÇİRİYOR.

Yarım asırlık tarihiyle Shangri-La Hotels & Resorts’un imza restoranı olan Shang Palace; Hong Kong’tan Paris’e, Beijing’ten, Dubai’ye birçok önemli metropolün vazgeçilmez adreslerinden oluyor.

Restoran
35
“Kung Fu Tea Master”, temeli dövüş sanatlarına dayanan çay servisi ile misafirlere eşsiz bir deneyim yaşatıyor.

İstanbul’un kalbi Beşiktaş’taki Boğaz’a nazır konumunda, Asya ve Türk misafirperverliğini bir arada sunan Shangri-La Bosphorus, İstanbul’un ödüllü imza restoranı Shang Palace ile eşsiz bir Uzakdoğu deneyimine davet ediyor. Her akşam profesyonel şefleri, efsanevi Kung Fu Tea Master şovu ve özel noodle servisiyle, her Pazar günü 12:00-15:00 arasındaki Dim Sum Brunch menüsüyle misafirlerini ağırlıyor.

Shang Palace’ta şeflerin özel sunumlarıyla hazırlanan imza yemekler hem damaklara hem de gözlere hitap eden bir lezzet şöleni sunuyor. Uzun yıllar boyunca, çok sevilen Çin Mantısı “Dim Sum” ve Çin Eriştesi “Noodle” gibi tarifler üzerinde çalışarak uzmanlaşan şefler, ana vatanları Çin’in zengin gastronomi mirasını İstanbullularla buluşturuyor.

Etkileyici Sunum

Shang Palace, sürpriz sunumlara da yer veriyor. Görsel olarak misafirlerin favorisi olan El Açması Çin Eriştesi “La Mian”ın hazırlığı, şefin el çabukluğu ve ustalıkla yaptığı hareketlerle izleyenleri adeta büyülüyor. Şehrin tek “Kung Fu Tea Master”ı, temeli dövüş sanatlarına dayanan çay servisi ile misafirlere eşsiz bir deneyim yaşatıyor. Kung Fu’dan esinlenen ve Çin halk kültürünün en özel örneklerinden olan bu çay seremonisi, Shang Palace misafirlerine görsel bir şölen vadediyor.

İki aşamalı sunumu ve eşsiz lezzetiyle restoranın özlenen lezzetlerinden Fırında Kızartılmış Bütün Pekin Ördeği ise şehrin en özel gastronomi deneyimlerinden biri. Sichuan Usulü, Bal ve Siyah Sirke ile Kızartılmış Çıtır Bonfile Dilimleri, Acı Ekşi Deniz Mahsülleri Çorbası, Wok’ta Acı Sosla Pişirilmiş Kuzu Pirzola ve Sarmısak Soslu Şehriye Eşliğinde Buharda Pişirilmiş Deniz Tarağı gibi pek çok lezzeti de restoranda deneyimlemek mümkün. Yarım asırlık tarihiyle Shangri-La Hotels & Resorts’un imza restoranı olan Shang Palace; Hong Kong’tan Paris’e, Pekin’den Dubai’ye birçok önemli metropolün vazgeçilmez adreslerinden biri. İstanbullular ise keyifli buluşmalar ve şehrin en sevilen gastronomi deneyimi için Shang Palace’ta bir araya geliyor.

36 Restoran
Mönüyü, uzun yıllar boyunca “dim sum” ve “noodle” gibi tarifler üzerinde çalışmış şefler hazırlıyor.
37
38 Restoran
Şeflerin özel sunumlarıyla hazırlanan imza yemekler hem damaklara hem de gözlere hitap eden bir lezzet şöleni sunuyor.

Sobha Realty’s flagship community – Sobha Hartland – is now a self-su cient 9.3 Million Sq. Ft. exclusive community, where you'll find everything you need right at home. Especially peace of mind. It's a community that's designed to rejuvenate you, and restore all that the city takes away. From world-class schools to retail shops, cafés to a high-street boulevard, it's all a short walk away. And if you do feel the need to step out, you're only minutes from Downtown Dubai. At Sobha Hartland you're always at the center or multiple experiences.

Waterfront promenade | Amazing views | Resort-style amenities

39 MBR CITY, DUBAI
999 999 and schedule your visit to Sobha Hartland, MBR City Ready Community SOBHA HARTLAND IS NOW
Call 800
A
Sobha Hartland – Actual site image

Derinlerden Gelen Eşsiz Lezzet...

HAVYAR

GENELLİKLE “KRALLARIN YEMEĞİ” OLARAK

ANILAN HAVYAR, YÜZLERCE YILDAN BERİ DÜNYA ÇAPINDA GASTRONOMİ MERAKLILARININ

GÖNLÜNÜ ÇELEN ÇOK ÖZEL BİR LEZZET. SOFRALARIN

MÜCEVHERİ OLARAK DA TANIMLANABİLECEK HAVYAR, ZENGİN AROMASI, PÜRÜZSÜZ DOKUSU

VE KUSURSUZ GÖRÜNÜMÜYLE LÜKSÜN DE SİMGESİ.

HAVYARIN BÜYÜLEYİCİ DÜNYASINA DALMAK, ÇEŞİTLERİNİ, HASAT SÜRECİNİ VE MUTFAKTAKİ

ÖNEMİNİ KEŞFETMEK İSTİYORSANIZ YAZIMIZI

OKUMAYA DEVAM EDİN.

Havyar, Hazar Denizi, Karadeniz’de yaşayan ve tarih öncesi bir balık olan mersin balığı yumurtalarından elde ediliyor. Mersin balığı yumurtası, antik çağlara kadar uzanan havyar tüketimi kayıtları ile yüzyıllardır devam eden bir “gastro-zarafet” olarak tanımlanabilir. Başlangıçta havyar sadece yabani mersin balığından hasat ediliyordu ancak aşırı avlanma nedeniyle mersin balığı popülasyonundaki düşüş, artan talebi karşılamak için sürdürülebilir çiftlik yöntemlerine dönülmesini sağladı.

En çok aranan ve değerli kabul edilen havyarlar Beluga, Ossetra ve Sevruga mersin balığı türlerinden elde ediliyor. Sıralanan bu her bir çeşit, benzersiz ve farklı tatlara; renk, doku ve boyutlara sahip. Büyük, parlak ve narin yumurtaları olan Beluga havyarı, tereyağlı ve cevizli tadı nedeniyle her zaman en fazla sevilen çeşitlerin başında geldi. Ossetra havyarı, kahverengiden altın rengine kadar değişen orta büyüklükte yumurtalara ve kremsi- karmaşık bir lezzet profiline sahip. Boyut olarak en küçük olan Sevruga havyarıysa, meraklılarına daha yoğun, keskin ve güçlü bir tat sunuyor.

40 Gastro
41 Fotoğraf
freepik

İncelikli Bir İş: Havyar Hasadı

Havyar hasadı hassasiyet ve uzmanlık gerektiren çok özel bir iş. Geleneksel olan yöntemde, mersin balığı yakalanır ve yumurtaları elle çıkarılırdı. Bununla birlikte, sürdürülebilir su ürünleri yetiştiriciliği uygulamaları, mersin balığı popülasyonunun korunmasını sağlarken hasat işine de büyük değişim getirdi. Artık ilk iş olarak çiftlik havuzlarındaki dişi mersin balıklarından uygun olanlar özenle seçiliyor ve ardından yumurtalarını salması için hafifçe masaj yapılıyor. Yumurtalar hemen elle toplanıyor ve yumurtaları zarlardan ayırmak için dikkatlice eleniyor. Bunu takiben havyar, yumurtaların boyut, renk ve kaliteye göre sıralandığı titiz bir derecelendirme sürecinden geçiyor. Yumurtalar daha sonra lezzetlerini artırmak ve korunmak için hafifçe tuzlanıyor.

Sunumu da Çok Özel

Havyarın olağanüstü lezzeti ve incelikli sunumu, onu mutfak dünyasında bir lüks ve zarafet sembolü haline getirmiş-

tir. Genellikle tek başına tüketilir, kırılmış buz yatağında veya “bilini” (küçük krepler), taze krema ve ince kıyılmış soğan veya frenk soğanı eşliğinde servis edilir. Havyarı servis etmenin bu geleneksel yöntemi, eşsiz lezzeti ve kremsi dokusunun tadına daha da fazla varılmasını sağlar. Havyar ayrıca saygın şefler tarafından yüksek kaliteli yemeklerde bir garnitür veya bileşen olarak yaygın bir şekilde kullanılmakta ve çeşitli yemeklerin lezzetlerini artırmaktadır. Deniz ürünleri, suşi, omlet, makarna ve hatta tatlılara eşlik ederek genel mutfak deneyimine farklı bir boyut katar.

Havyarı Sorumlu Bir Şekilde

Tüketmek Gerekiyor

Son yıllarda, sürdürülebilir havyar üretimi, çiftliklerin çevre dostu yöntemleri benimsemesi ve sıkı kalite kontrolleri ile önemli bir ivme kazanmıştır. Tüketiciler, sürdürülebilir uygulamalara bağlı olan saygın kaynaklardan havyarı seçerek, bu olağanüstü inceliğin uzun vadeli yaşamasını sağlayabilir.

42 Gastro

Avustralya’nın Siyah İncisi

Avustralya’daki en büyük havyar ithalatçılarının başında gelen Calendar Cheese Company, sadece geçtiğimiz yıl ülkeye 2,5 tondan fazla havyar ithal etmiş. Havyar çeşitlerinin çoğunu doğrudan ortak çiftliklerinden ‘ana kutular’ veya ‘geleneksel kutular’ içinde getiren firma, havyarları optimum olgunluğa eriştiğinde daha küçük kutulara paketleyerek müşterilerine ulaştırıyor. Markanın bir özelliği de, tamamı kadın olan üç havyar uzmanı tarafından yönetilmesi. Onlardan biri olan Lisa Downs, havyarın tüm güzel notalarını ve havyar çeşitlerinin her birine özgü tatlarını açığa çıkarmak için bir parçayı ağzınıza, dilinizle üst damak arasına yerleştirmenizi ve onun yavaşça erimesini beklemenizi öneriyor.

43

PRESTİJLİ

TÜRKİYE’DE Gastronomi Rehberi

DÜNYANIN EN PRESTİJLİ İKİ GASTRONOMİ

REHBERİNDEN BİRİ OLAN GAULT & MILLAU, SÖZEN ORGANİZASYON İŞ BİRLİĞİ İLE TÜRKİYE’YE

GELDİĞİNİ, GEÇTİĞİMİZ GÜNLERDE DÜZENLEDİĞİ

BİR BASIN TOPLANTISIYLA DUYURDU.

İlk kez 1969 yılında Paris’te iki gazeteci ve yemek eleştirmeni Henri Gault ve Christian Millau tarafından yayımlanan Gault&Millau, Sözen Organizasyon iş birliği ile Türkiye’ye adım attı. 17. ülke olarak Türkiye’yi bünyesine katan Gault&Millau, gastronomi alanında en çok bilinen ve takdir edilen iki rehberden biri sayılıyor. Güçlü gastronomi ağı sayesinde kendisine saygın bir yer kazanan Gault&Millau Rehberi, 2023 yılı içinde Türkiye’deki saha çalışmalarına başlayacak ve 2024 yılında yayımlanacak!

44 Gastro

Her şef in restoranının özgünlüğüne inanan Gault&Millau, restoran ve şefleri puanlaması için bağımsız şarap ve gastronomi uzmanlarıyla çalışmalarına devam ediyor. Elli yıldır lezzetin ve yeteneklerin peşinde koşan Gault&Millau sekiz bölgesel rehber, bir şarap rehberi ve bir şampanya rehberine sahiptir. Rehber için değerlendirilen restoran ve şeflere Gault&Millau tarafından hizmet, f iyat ve restoranın atmosferi hakkında ayrı ayrı yaptığı değerlendirmelerle birlikte, yemeğin kalitesi ve lezzeti üzerinden 1 ile 20 arasında puan veriliyor. Yüksek puanlı restoranlar, puanlarının derecesine göre Gault & Millau imzası olan şapkalardan 1 ile 4 arasında şapka kazanıyor.

“Global Gastronomi Dünyası ile

Türkiye Arasında Köprü”

Türkiye pazarında Sözen Organizasyon iş birliği ile yerini alan Gault&Millau hakkında çok heyecanlı olduklarını dile getiren Gökmen Sözen, bu iki önemli markanın girişiminin global gastronomi sektörü ve Türkiye arasında köprü olaca-

SİX SENSES KOCATAŞ

MANSİON’S İSTANBUL’DA GERÇEKLEŞTİRİLEN VE EKİBİMİZİN DE TAKİP

ETTİĞİ BASIN TOPLANTISI GÖKMEN SÖZEN, GAULT & MILLAU CEO’SU PATRİCK

HAYOUN VE T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKAN YARDIMCISI ÖZGÜL ÖZKAN YAVUZ’UN

KATILIMIYLA GERÇEKLEŞTİ.

ğını vurguladı. Sözen, ‘‘Dünyada her geçen gün yıldızı parlayan Türkiye gastronomisi için atılan dev adımlara bir yenisini daha eklediğimiz için gururluyuz. Türkiye’de gastronomi sektöründeki hizmet ve yatırım zincirine Gault&Millau Rehberi ile altın bir halka daha eklemiş bulunuyoruz. Sözen Organizasyon aracılığıyla Gastromasa gibi uluslararası etkinliklerle Türkiye’yi dünya gastronomisinin merkezine taşıyoruz. Türkiye gastronomisinin geleceğini birlikte inşa etmek için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Bu yolda ilerlerken bize destek olan herkese bir kez daha kalpten teşekkür ediyor, sağlık ve lezzet dolu günler diliyorum’’ dedi.

Gault&Millau’nun CEO’su Patrick Hayoun ise şunları söyledi: ‘‘Gault&Millau Türkiye için Gökmen Sözen ile yeni bir ortaklığa imza atmaktan ve bugün burada olmaktan dolayı çok mutluyuz.

Geçtiğimiz 50 yıl boyunca, Gault&Millau çok sayıda rehber ve bir dergi yayımladı, güçlü bir dijital içerik sunmakla birlikte çeşitli etkinlikler düzenledi. Fransa’dan Japonya’ya dünya çapın-

45

Gökmen Sözen, T.C. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz ve Gault&Millau CEO’su Patrick Hayoun.

da şefleri ve restoranlarını tanıttı. Gault&Millau, her şeyden önce genç yetenekleri, yaratıcılığı, merakı teşvik etmeye ve tarafsız, bağımsız ve nesnel kalmaya devam ediyor. Yarının yeteneklerini ortaya çıkarıyoruz. Restoran seçimimiz, atmosferiyle birlikte eksiksiz bir mutfak deneyimi, kaliteli hizmet ve şarap listesine dayanıyor. Amacımız bir şey empoze etmek, kurallar oluşturmak değil, yeni bir düşünce tarzını teşvik etmek ve gerçekten hak edenleri öne çıkarmaktır. Bize yeni bir gastronomi sahnesi sunan ve gastronomi alanında büyük bir potansiyele sahip olan Türkiye’ye rehberimize hoş geldiniz diyoruz. 2024’te yayımlanacak ‘milisime’ rehberimiz Türkçe ve İngilizce yayımlanacak ve yerel müfettişlerimizin gezeceği 500 restorandan seçilen 300’ü bu rehberde yer alacak. Öncelikli olarak Marmara, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu bölgesini değerlendireceğiz.’’

“İstanbul Artık Bir Gastro City”

T.C. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz: ‘‘Bugün, gastronomi alanında elde edilen başarılarla potansiyeli tescillenen ülkemizin uluslararası düzeyde bir kez daha öne çıkacağı Gault&Millau Türkiye için bir aradayız.

Dünya yeme içme sektöründe saygın ve önemli bir yeri olan Gault&Millau rehberine Türk mutfağının da dahil edileceği bilgisini paylaşmaktan son derece memnuniyet duyuyoruz. Türk restoranları, Türk şefleri ve genel olarak da Türk mutfağı dünyada giderek daha fazla ilgi odağı haline gelmeyi başardı. Zengin yemek kültürümüz, şef restoranların sayısı ve kalitesindeki artışla günümüzde gastronomi alanında önde gelen ülkelerle boy ölçüşecek seviyelere geldik. Özellikle İstanbul için artık bir Gastro City sıfatını rahatlıkla kullanabiliyoruz. Prestijli yeme içme rehberlerinden olan Gault&Millau, Türkiye’yi küresel gastronomi alanına taşıyan hamlesi ve Sözen Organizasyon ile yaptığı iş birliği son derece kıymetli. Bu saygın rehberin ülkemize göstermiş olduğu ilgi, bizlere hem gastronomide önemli yol aldığımızı gösteriyor hem de gastronomi alanındaki iddiamızı daha üst sıralara taşıyacağımıza işaret ediyor.

Gurme turistleri ülkemize çekmek, Türk mutfağını dünya çapında markalaştırmak, aynı zamanda dünya mutfaklarının en iyi örneklerinin de ülkemizde yer alması ve ülkemizdeki şehirlerin Gastro City konumlandırmasını sağlamlaştırmak Bakanlık olarak stratejik hedeflerimizden biri. Gault&Millau’nun Türkiye’ye gelmesi, sektörümüzün sahip olduğu yüksek standartların tüm dünyaya tanıtılmasında son derece önemli bir adımı oluşturuyor. Türk turizmine katkı sunan her emeğin önemini biliyoruz, bu yolda sarfedilen tüm çabaların her zaman destekçisi olacağız. Bu rehberin Türkiye’ye gelmesinde emeği geçenleri kutluyorum, Gökmen Sözen’in bu alana verdiği emekler için kendisine teşekkür ediyorum. Umarım uzun soluklu bir iş birliği olacak’’ dedi.

46 Gastro
48 Saat
Fotoğraflar: Richard Mille Arşivi

Milyon Dolarlık G LÜMSEME

“GÜLÜMSEME, HERKESİN BİLDİĞİ TEK LİSAN”.

İŞTE BU MOTTOYLA LANSE EDİLİYOR, İKONİK SAAT

MARKASI RICHARD MILLE’IN KADIN KOLEKSİYONUNA

AİT SIRA DIŞI “RM 88 AUTOMATIC TOURBILLON SMILEY” MODELİ. İNCE İŞÇİLİĞİN YARATTIĞI FARK İSE

EN AZ TASARIMI KADAR SIRA DIŞI…

Franklin Loufrani, sarı bir daire içine iki siyah noktacık göz ve bir de eğri çizgiden oluşan ağız kondurup “Smiley”i yarattığında onun böylesine tanınacağını tahmin etmiş miydi acaba?

Ancak şu bir gerçek ki, tam 50 yıl önce doğan bu meşhur figür tüm dünyada gülümsemenin sembolü. Gülümseme ise dünya üzerinde herkesin bildiği ve sayesinde iletişim kurabildiği evrensel bir dil. Öylesine çok şey anlatıyor ki; dostluğu, sevgiyi, neşeyi, paylaşmayı… Ve işte bu basit sembol, birkaç nesildir pop kültürün belli başlı öğelerinden biri olarak hayatımızda. 2001 yılında, ilk modeliyle çıktığı o günden beri en az Smiley kadar ikonik olan saat markası Richard Mille’in kadın koleksiyonu için onu seçmesi ise kesinlikle bir tesadüf değil. Çünkü bu marka, yaratıcılarının tanımıyla değerlerini öncellikle duygulardan alıyor. Sadece 50 adetten oluşan bu sınırlı sayıdaki özel model, Richard Mille’in saat yapımındaki müthiş ustalığının yanı sıra, kadran üzerindeki çeşitli el yapımı minyatürlerle adeta bir sanat eseri.

49

Gülümsemenin Mekanizması

Evet, Smiley’nin yüzü ve onu çevreleyen el yapımı minyatür heykelcikler adeta sürreal bir sahne yaratıyor ve zaman onların etrafında akıyor. RM 88 Automatic Tourbillon Smiley’nin teknik özelliklerini ise şu şekilde özetlemek olası; ATZ beyaz seramik ve altın kasaya sahip saatin boyutları 48,15 x 39,74 x 13,30 mm.

PVD işlemden geçmiş, mikro püskürtmeli beşinci derece titanyum, dişli takımının mükemmel çalışması için gerekli olan hassas yüzey düzlüğünün yanı sıra taban plakasına ve köprülere büyük sağlamlık kazandırıyor. Dişli takımının zahmetsizce çalışmasını sağlayan bu alaşım, biyo-uyumlu, korozyona karşı oldukça dirençli ve dikkate değer ölçüde sert. Yüzde 90 oranında titanyum, yüzde 6 alüminyum ve

yüzde 4 vanadyumdan oluşuyor. Bu kombinasyon, malzemenin mekanik özelliklerini daha da artırıyor. RM 88’in taban plakası ve köprüleriyse, direnç kapasitelerini optimize etmek için yoğun ve eksiksiz doğrulama testlerine tabi tutulmuş.

Saatin güç deposu yaklaşık 50 saat olarak ayarlanmış yani saat birkaç gün boyunca kullanılmasa bile, asla manuel olarak kurulmasına veya zamanın sıfırlanmasına ihtiyaç duymuyor. Kolda takılı haldeyken de, kullanıcısının hareketleri sayesinde otomatik olarak güç depoluyor. Diğer özellikler arasında saf altının bolca kullanımı, alüminyum oksit ile güçlendirilmiş dayanıklı beyaz seramikten yapılmış bir kasa ve en pratik özelliği olabilecek sarı kumaş kayış yer alıyor.

Smiley’nin yüzü ve onu çevreleyen el yapımı minyatür heykelcikler adeta sürreal bir sahne yaratıyor ve zaman onların etrafında akıyor.

50 Saat
52 Saat

KARAAĞAÇLI MİLKA

54 Söyleşi

Milka Karaağaçlı:

“LİDERLİĞİ

BU MARKAYLA ÖĞRENDİM”

“İYİ BİR EKİP, YARATICILIK, VİZYON VE ÇOK ÇALIŞMAYLA İSTEDİĞİNİZ HER YOLCULUĞA ÇIKABİLİRSİNİZ” DİYOR KISMET BY MİLKA MARKASININ KURUCUSU MİLKA KARAAĞAÇLI. TASARIMLARININ BAŞARISININ ARDINDA YATAN SEBEBİN BU OLDUĞUNU SÖYLÜYOR. YENİ YAZ KOLEKSİYONU ’OOPS’UN HEYECANINI BİZİMLE PAYLAŞIYOR

Söyleşi: Yeşim Nur Mantaş

55

Sadece yurt içinde değil, yurt dışındaki mağazalarıyla da tasarımlarının yolculuğuna yeni destinasyonlar ekliyor. Dünyaca ünlü isimlerin tasarımlarını kullanması tesadüf değil yani. Mesela Sussex Düşesi Meghan Markle, model Bella Hadid, oyuncu Cameron Diaz ve şarkıcı Madonna bunlardan birkaçı. Her koleksiyonu ile çıtayı hep yükseltiyor, tekrara asla düşmüyor. Kısmet By Milka markasının kurucusu Milka Karaağaçlı, işini tutkuyla yapıyor. Tüm mağazalarında bir piercing stüdyosu var. Özel piercing ürünleri American Professional Piercers Association’dan onaylı. Tamamen hijyenik bir ortamda, piercing uzmanlarıyla çalışıyorlar. Karaağaçlı’yla Yeni yaz koleksiyonu ‘Oops’u konuştuk.

n HER KOLEKSİYONUNUZ SES GETİRİYOR, BU SİZİ HEYECANLANDIRIYOR OLMALI, YANILIYOR MUYUM?

Dünya starlarının tasarımlarımı beğenmesi ve tercih etmesi çok heyecanlandırıcı ve gurur verici. Kısmet by Milka’ya başladığım ilk günden beri hedeflerimi çok yüksek tuttum. Her zaman hedefim global olmaktı, ünlü isimlerin tasarımlarımı takacağını da çok hayal ettim. Ve bu durum organik gelişen bir şey, dolayısıyla her defasında sürpriz oluyor, çok heyecanlanıyorum ve mutlu oluyorum.

n MARKANIZIN DOĞDUĞU 2009’DAN BERİ BAŞARI GRAFİĞİNİZ HEP YÜKSELİYOR. TEKRARA DÜŞMÜYORSUNUZ. BUNUN SIRRI NE, KENDİNİZİ NASIL YENİLİYORSUNUZ?

İşimi gerçekten tutkuyla yapıyorum. Tasarım sürecinin en başından en sonuna kadar her aşamada yer alıyorum. Benim için en önemli şeylerin başında farklı olmak, yapılmamışı yapmak, cesaret, tutku geliyor. Tekrara düşmemek de çok önemli elbette. Her koleksiyonda yeni bir teknik, materyal kullanımı, yeni bir teknoloji gibi bizi ileriye götürecek keşiflere açılıyoruz. Her yeni bir öncekinden daha iyi, daha ileride olmak zorunda. Bu tabii tek başına olmuyor. Zaman içinde kurduğumuz ekip, özenle seçtiğimiz takım üyeleri bu başarının anahtarı. Her zaman iyi paslaşmaya

çok önem verdim. Liderliği bu markayla öğrendim. İyi bir ekip, yaratıcılık, vizyon ve çok çalışmayla istediğiniz her yolculuğa çıkabilirsiniz. Aldığımız bu geri dönüşün sebebi de bu bence.

n MAĞAZA KONSEPTLERİNİZLE DE FARKLILAŞIYORSUNUZ. MESELA PIERCING KONSEPTLİ MAĞAZADAN SONRA PARTİ KONSEPTLİ MAĞAZA GELDİ. BÖYLE BİR FARKLILAŞMAYA NEDEN GEREK DUYDUNUZ?

Mağazalarımız tasarım olarak alışık olduğumuz mücevher mağazalarından çok farklı. Görsel olarak doğal formları, geometrik ve asimetrik yapıyı korurken, el yapımı olduklarının daha fazla altını çizmeye çalışıyoruz. İnce işlenmiş, el emeği yüksek ürünler tasarlıyoruz. Sadece bir adet yaptığımız modeller var mesela. Keskin bir tasarım çizgimiz varken zaman zaman kendi bakış açımızı da değiştiriyoruz ve farklı yönler deniyoruz. Bunların hepsi ayrı bir keşif ve inanılmaz heyecanlı. Mustafa Toner Mimarlık tarafından tasarlanan konseptimiz ferah, rahat, modern, ilham verici, tutkulu, bağ kuran ve sürprizlere açık… Mağazalarımızın en önemli farklılığı moda ve sanatın uyum içinde buluşması. Tasarımları bir sergi gezer gibi izleyebilir, stil uzmanlarıyla çalışabilir, kendi yorumunuzla stilinizi belirleyebilirsiniz. Ayrıca tüm mağazalarımızda piercing stüdyomuz var. Bu vesileyle dört yıl önce sokak kültürünü mücevher mağazalarımıza taşımış olduk. American Professional Piercers Association’dan onaylı, özel piercing küpeleriyle ve tamamen hijyenik bir ortamda, piercing uzmanlarıyla çalışıyoruz.

n YENİ KOLEKSİYONUNUZDAN SÖZ EDER MİSİNİZ BİRAZ? BİZİ NELER BEKLİYOR?

Yeni koleksiyonumuzun ismi Oops! Kendimizi olduğumuz gibi, hatalarımızla kabul ettiğimiz bir koleksiyon. Mükemmeliyet kavramını reddederek bizi biz yapan kusurlarımızla barışmak konusunda herkesi motive etmeyi hedefliyor Oops. Bu koleksiyonla hayatı fazla ciddiye almayı reddedi-

56 Söyleşi
57

yor, korkmadan ilerlemeyi, engellerin üzerine gitmeyi öğreniyoruz. Kısmet by Milka’nın başkaldırıcı manifestosuyla paralel bir koleksiyon Oops. Toplumsal kalıpları tamamen reddeden, bireyselliğimizi kucakladığımız heyecan verici bir koleksiyon. Tasarımsal anlamda çok farklı bir yöne gittik. Yine kalıpların dışına çıkarak sarı ve mavi pırlantaların ön planda olduğu Limited edition parçalara yer verdik. Zıt formları bir arada kullandık. Aynı zamanda daha önce kullanmadığımız bir seramik tekniğini mücevher tasarımına entegre ettik. Her koleksiyonda olduğu gibi Oops’ta da piercinglere yer verdik. Tasarımlarımızın vermek istediğimiz mesajı doğrudan aktardığını düşünüyorum…

Bir de Milka’s Party koleksiyonunuz var…

Her yeni koleksiyonla mağazalarımızın duygusuna yenisini katmaya çalışıyoruz. Sergen Şehitoğlu ile birlikteliğimiz Milka’s Party koleksiyonumuzla başladı. Şehitoğlu, çalışmalarını hayranlıkla takip ettiğim bir isim. Milka’s Party’nin renkli ve heyecanlı enerjisini mağazalarımızda öne çıkarmak istediğimizde bunu en iyi Sergen’in yapabileceğini biliyorduk. Sanat ve moda birlikteliğini kendine has bakış açısıyla yorumlayarak mağazalarımıza yeni bir dokunuş kattı.

Milka’s Party koleksiyonu için vitrinlerimizi ve mağazalarımızı yeni baştan yaratan Sergen, hazırladığı tasarımları “tanımsız, mekansız ve zamansız” olarak nitelendiriyor. Mağazalarımızı da aynı Milka’s Party koleksiyonunda olduğu gibi parti mekanına dönüştürdü. Mücevherlerin somut tasarımlarını ve verdiği mesajı dans eden, eğlenen ve ışıldayan cinsiyetsiz heykellerle, neon ışıklarla öne çıkaran Sergen, çalışmalarında yapay zekâ kullanarak Kısmet by Milka’nın cesur avant-garde çizgisini yakalamayı başardı. Koleksiyonumuz öylesine güçlü ki Sergen’in tasarımları yalnızca vitrinle kalmadı, mağaza içine de taştı. Amacımız mağaza önünden geçen herkesin dikkatini çekerek partiye davet etmek, bize katılmasını sağlamak.

n KISMET BY MİLKA YAZA HAZIR MI? MYKONOS’TAKİ

MAĞAZANIZ DEVAM EDİYOR MU? YENİ MAĞAZALAR EKLENECEK Mİ ZİNCİRE?

Yaz için çok heyecanlıyız! Bu yaz hayata geçecek birçok gelişme var Kısmet by Milka’nın dünyasında. Mikonos mağazamız bu yıl da devam ediyor. Mikonos bizim için çok önemli bir destinasyon. Dünyanın her yerinden, değişik profilde insanların olduğu bir yerde Kısmet by Milka mağazası olması bizim için çok heyecan verici. Yakın bir zaman önce Akasya AVM içerisinde bir pop-up store açtık. Aynı zamanda yeni mono-brand mağazalar açmaya devam ediyoruz. Kısmet by Milka’yı Orta Doğu’da yakından takip eden çok fazla insan var ve biz de buna paralel olarak bu yıl içerisinde Bahreyn’de bir mağaza açıyoruz. Bölgedeki 4. mağazamız olacak Bahreyn. Bu yaz Çeşme’de de bir Kısmet by Milka mağazası daha açıyoruz. Aşık olduğum bir yer Çeşme, Kısmet by Milka’nın ruhuyla da çok uyumlu olduğunu düşünüyorum.

58
Söyleşi
BİLEZİK
YÜZÜK
PIERCING
PIERCING KOLYE
PIERCING
CUFF KÜPE STUD KÜPE STUD KÜPE TIRNAK YÜZÜK ZİNCİRLİ KÜPE
Your
Enjoy an elevated experience above the clouds as you take in every detail, from soft furnishings to our new dining service, all inspired by our Emirati heritage and the destinations we fly to. etihad.com
comfort is our business

Canlı Renkler

New York City’den ilhamla

tasarlanan Bobbi Brown

Luxe Lipstick tek sürüşte dudaklarınızda lüks tanımını değiştiriyor. 10 saat boyunca dudaklara nem sağlayan teknolojisi ve gün boyu kalıcı etkisi ile dudaklarınızda pürüzsüz bir görünüm sunarken aynı zamanda içeriğindeki cilt dostu bileşenlerle dudaklarınızı besliyor.

62 Güzellik

Bir Gün İzinli

Clinique Take the Day Off Kömür Makyaj Temizleme

Balmı, katı bir balsamdan ipeksi bir yağ formuna dönüşerek, sadece inatçı yüz ve göz makyajını değil güneş kremi gibi ürünlerin kalıntılarını dahi nazik ve etkili şekilde temizliyor.

Siz Uyuyun Saçlarınız Güzelleşsin...

İpek saç bonesi gece bakımınıza yepyeni bir boyut katıyor. Saç maskesinden sonra bu boneyle uyumak, hem nemi saç tellerine hapsediyor hem de ipeğin tüm güçlendirici özelliklerinin saç tellerinize işlemesini sağlıyor. Markası ise Slip.

GÜZEL VE YENİ

Güzellik dünyasında neler oluyor? Baharı hangi yeni ürünler karşılıyor? İşte bu iki sorunun yanıtı.

Makyaj Çantasında

Ne Var?

Şık makyaj ürünleri en az onlar kadar şık bir makyaj çantasını hak eder. Gucci’nin özel tasarımı bu çanta da, deri detaylarıyla dikkat çekiyor.

63

Denizin Sırrı Dudaklarda

İlhamını denizin iyileştirici gücünden alan cilt bakım markası La Mer’in, hücre yenileyici Mucize İksir formülü, elle hasat edilen deniz yosunu, saf besinler ve mineraller ile formüle ediliyor. Bu iksire sahip dudak bakımı serisi de size pürüzsüz ve dolgun dudaklar vadediyor.

Spiritüel Ruh

Egzotik ağaçların gizeminden ilham alan Tom Ford, Enigmatic Woods Koleksiyonu’nu tanıtıyor. Her bir Private Blend kokusu; eski ve değerli ağaçları kutlarken, geçmişin gizemini modern ihtişam ve spiritüellikle birleştiriyor.

Saçlara Altın Dokunuş

Balmain Paris Hair

Couture marka toka, altın rengi derisi ve nubuk iğnesiyle saçlara ışıl ışıl bir dokunuşta bulunuyor. Ünlü modeller Gigi Hadid ve Kylie Jenner’ın da bu markanın tutkunu olduklarını belirtelim.

Güzelik

Gülün Büyüsü

Büyüleyici güllerin sonsuz dünyasını sınırlı sayıda üretilen kokularıyla özel tasarım şişelerine sığdıran Jo Malone Cologne’lar ile gülün büyüsünü hep teninizde taşıyabilirsiniz.

65

Doğanın Kimyası

Doğanın kimyasından ilham alan Aveda Nutriplenish serisi, organik hindistancevizi yağı, Omega-5 açısından zengin organik nar yağı ve kuru saçı içten ve dıştan besleyen mango yağı içeriyor ve adeta süper gıda kompleksi görevi görüyor.

66 Güzelik

“La Vie En Rose”

Angela Caglia marka yüz masaj aleti, pembe kuvars taşın tüm pozitif enerjisini günlük bakım ritüelinize katmak için dizayn edilmiş. Limitli sayıda üretilen ürün, gergin kasları rahatlatıyor ve dolaşımı hızlandırıyor.

67

SÜPER SÜPER KADINLARA BESİNLER

İŞ, EV GİBİ YOĞUN HAYAT TEMPOSUNUN

YANI SIRA CİNSİYETE BAĞLI HORMONAL VE FİZYOLOJİK ÖZELİKLER DE KADINLARIN

SAĞLIĞINI ETKİLEYİP VÜCUDUNU

YORABİLİYOR. BU DURUMDA KADINLARIN

SAĞLIĞINI VE ENERJİSİNİ KORUMASI

İÇİN DOĞAL BESİN GÜÇLERİNDEN

DESTEK ALMASI GEREKİYOR. KADINLARIN

SAĞLIĞI VE ENERJİSİNİ KORUYABİLMESİ

İÇİN GEREKLİ OLAN BESİN KAYNAKLARINI

UZMAN DİYETİSYEN NİLAY KEÇECİ

ARPACI ANLATIYOR.

68 Beslenme

YORGUNLUĞA

DUR DİYEBİLMEK İÇİN…

Yorgunluğun vücutta vitamin ve minerallerin emilim oranını neredeyse yüzde 35 oranında azalttığını biliyor muydunuz? Bu durumda özel besin kaynakları ile vücuda destek sağlamak şart. Vücut direncinizi yüksek tutmak ve vücut sistemlerinizin dengesini korumak için beslenme planınızda sıklıkla bazı besinlere yer vermeniz önemli. Bunun için maydanoz, ıspanak, roka, lahana, kereviz, bezelye, havuç, turp, enginar, kırmızı pancar ve sarımsak gibi besinleri dengeli bir şekilde ana öğünlerinize dahil etmeyi deneyebilirsiniz. Ay çekirdeği ve yeşil çay da yorgunluğu önleyen ve gün içinde tüketebileceğiniz diğer besinlerdir.

SAĞLIKLI SİNDİRİM İÇİN NOHUT VE

KETEN TOHUMU

Sağlıklı bir yaşam için sağlıklı bir sindirim de oldukça büyük önem taşıyor. Bu nedenle lif oranı yüksek olan bazı besinleri beslenme planına almak gerekiyor. Bu besinler arasında ilk akla gelenlerse, nohut ve keten tohumu. Bu ikisine dengeli bir şekilde masanızda yer vermek oldukça faydalı bir alışkanlık olacaktır. Nohut, lif oranı yüksek olduğu için sindirim düzenini korur. İçerisinde barındırdığı “fitoöstrojen” ile kadınlarda östrojen hormonunu dengeleyen bir özelliğe sahip. Bu nedenle menopoz döneminde de iyi bir destek olacaktır. Birçok araştırma nohudun meme kanserine karşı koruyucu etkisi olduğunu da ortaya koyuyor. Eğer alerji gibi herhangi bir özel durumunuz yoksa keten tohumunu da beslenme planınıza alabilirsiniz. Keten tohumu kadınların fizyolojik ve metabolik fonksiyonlarına yarar sağlayan, hastalıklardan korumaya destek önemli bir kaynak. Dengeli miktarda tüketilen keten tohumu bağırsak düzenini sağlamaya yardımcı oluyor.

69
Uzm. Dyt. Nilay Keçeci

HIZLI BİR ŞEKİLDE ENERJİ KAZANIN

Enerji kazanmak istediğinizde daha çok yemek yemek ya da porsiyonlarınızı artırmak aklınıza gelen son şey olmalı. Bu size sadece fazla kilo olarak geri döner. Bu noktada yapmanız gereken size hem enerji hem sağlık katacak doğru besinleri almak olmalı. Enerji kazanmak için muz, avokado, ananas, çilek, kivi, kayısı, elma, üzüm, nar gibi meyveleri ara öğünlerinizde tüketmeniz yeterli. Yoğurt da etkili gıdalar arasında. Bir kase yoğurtla tükettiğiniz bir meyve kısa zamanda size enerji verir. Seçtiğiniz meyveyi az yağlı bir yoğurtla karıştırabilir ve ara öğün olarak tüketebilirsiniz. Yine enerji kaybı yaşamamak için günlük su tüketiminizi de iki litre olarak ayarlamaya çalışın.

BU BESİNLERLE STRESİ AZALT KENDİNE MUTLULUK YÜKLE

Stresli dönemlerde küçük atıştırmalıklarla stresinizi azaltabilir ve mutluluk hormonunuzu aktive edebilirsiniz. Bunun için bitter çikolata, çilek ve muz oldukça faydalı olacaktır. Rahatlamak için -herhangi bir özel sağlık durumunuz yoksa- rezene, papatya ve melisa gibi bitki çaylarından da yararlanabilirsiniz. Rahatlatıcı etkisi ile bu çaylar anlık stresinizi azaltabilir. Hem kokusu hem tadı ile stres faktörünü azaltan tarçın, fesleğen ve karanfilden de bu süreçte yararlanmak olası.

70 Beslenme
Fotoğraflar freepik

Limonette

Şıklığı ve ışıltısı ile ulaşılabilir mücevherin ikonik markası Limonette, kaliteli ve güvenilir, laboratuvar üretimi pırlantaları, sterling silver ve 10K altın özelliği ile kolyeden küpeye, bilekliklerden yüzüklere uzanan geniş ürün yelpazesinde lüksün ihtişamını kusursuz bir şekilde sergiliyor.

72 Moda

GÜNEŞİ BEKLERKEN

YAZ MEVSİMİ YAKLAŞIYOR, ÜNLÜ MODAEVLERİNİN YENİ KOLEKSİYONLARI

İSE ÇOKTAN VİTRİNLERDE. İŞTE

EDİTÖRLERİMİZİN SEÇİMLERİ.

Tohumdan İlhamla

Günün her anına, her tarza ve zevke uygun ürün çeşitliliğiyle mücevher modasının kalbinin attığı Atasay, doğanın sonsuz döngüsünü sağlayan tohumlardan ilham alarak, yeni yılda yepyeni bir koleksiyona imza attı. Yaşamın canlılığı, enerjisi, bolluk ve bereketi, Mystique Tohum koleksiyonunda bambaşka formlarda yeniden hayat buldu.

Capri Kıyılarına Yolculuk

Capri rüzgarları bir anda sizi sarsın ister misiniz? Le-Tan marka kanvas çanta ile bu çok kolay. Altın rengi metal çerçeveli tamamen nakış işli çanta formuyla şık bir kitabı andırıyor.

Şov Zamanı

Yaz demek düğün mevsimi demek…

Şık düğünlerin en gözde modacılarının başındaysa kesinlikle

Elie Saab geliyor.

Çiçek detaylı ipek elbise, pelerin ve çiçek detayıyla giyen herkesin kendisini peri gibi hissetmesini sağlayacak kadar özel.

73

Gizli Bahçe

Oscar de la Renta’nın tasarımlarında çiçekler ve çiçek desenleri her zaman başrolde oldu. Yeni sezona ait “pond” model yüzük de, minelerle kaplı çiçek formlarının arasından kendisini gösteren bir yusufçuk böceğiyle farkını ortaya koyuyor.

74
Moda

Denizatının Uğuru

Reis Kuyumculuk’a ait denizatı formlu 14 ayar altın küpe, pırlanta ve yakut taşlardan oluşuyor.

Güneşin Rengi

Günbatımının en güzel tonlarını

üzerinde taşıyan Celine marka gözlük, yuvarlak bir forma ve saplarında yer alan altın renkli marka logosuna sahip. Son derece şık ve dikkat çekici!

Karanfil Zamanı

Dolce&Gabbana marka ipek-şifon gömlek, büyük karanfil desenleri ve uçuşan formuyla tam bir yaz giysisi. Kol ağızları ve boynundaki bağlarsa fark yaratan detaylarından.

Kelebek Etkisi

Sade bir kıyafetin en iyi tamamlayıcısı kesinlikle

fularlardır. Beymen marka bu

fular ise kelebek deseniyle görünümünüzde tam bir kelebek etkisi yaratabilir.

75

Yeşil Büyü

Aquazzura marka “tequila” model süet bantlı stiletto’lar, taş detaylarıyla adeta bir mücevheri andırıyor. Birer arzu nesnesi olan ayakkabılar, yazın güzel enerjisini ayaklarınıza taşıyacak ve şık davetlerde vazgeçilmez eşlikçiniz olacak.

76 Moda

Çiçeklerin Dansı

Son yılların en gözde modacılarından Johanna Ortiz’in yeni koleksiyonuna ait elbise büyük desenleri ve yakasındaki örgü detayıyla dikkat çekiyor. Canlı renklerle yaza övgü niteliği taşıyan parça, kumsal partilerinin en şık kadınının kim olacağını da fısıldıyor.

77

Doğaya Saygı...

YENİ SEZON İÇİN DOĞA BİLİMCİ MIRIAM ROTHSCHILD’DEN İLHAM

ALAN ÜNLÜ İNGİLİZ MODACI STELLA MCCARTNEY, BU KOLEKSİYONUNU ŞİMDİYE KADARKİ

“EN SÜRDÜRÜLEBİLİR”

KOLEKSİYONU OLARAK TANIMLIYOR.

Stella McCartney, yeni koleksiyonu için Horsham’daki Knepp Çiftliği’nden ve arazisini Toprak Ana’ya geri vererek doğanın kendini yeniden dengelemesine ve yabanıl yaşamı herhangi bir müdahale olmaksızın restore etmesine olanak sağlayan doğa bilimci Miriam Rothschild’den ilham almış. Rothschild, ekolojist ve yeniden doğaya kazandırma uzmanı Derek Gow ile birlikte, çiftliğini bölgeye özgü flora ve fauna ile yeniden doğaya kazandırmak için çalışıyor. Bir nevi ‘çocukluğa dönüş’ hissi veren Stella McCartney 2023 İlkbahar Koleksiyonu’nun naifliği, nostaljisi ve masumiyeti, moda aracılığıyla içimizdeki çocuğu yeniden canlandırıyor. Yüzde 85 oranında çevreye duyarlı malzemelerden üretilen koleksiyon, markanın bugüne kadarki en sürdürülebilir koleksiyonu. Renk paleti; sezona damgasını vuran ayçiçeği sarısı, gül pembesi, gelincik kırmızısı ve limon yeşili gibi duyguları harekete geçiren botanik tonlarından oluşuyor.

78 Moda
79
80 Moda

Elle Çizilmiş Desenler...

Koleksiyonda geyik, kirpi, porsuk, yabani tavşan ve nesli tehlike altında olan vaşak gibi yeniden vahşi hayata kazandırılan Britanya hayvanlarının elle çizilmiş desenleri, orman dostu viskon double saten kumaşlar üzerine resmediliyor. Saka kuşu, ağaçkakan ve yalıçapkını gibi İngiliz kuş türleri de akışkan jarse yeleklerde ve serigrafi baskılı pantolonlarda kanat çırpıyor. Vaşağın kedigillere özgü estetiğini daha da öteye taşıyan kaplan desenleri, geri dönüştürülmüş

polyesterden oversize paltolarda, erkek giyim modellerinde ve yuvarlak metal düğmeli

denimlerde boy gösterirken, yabankedisi

benekleri de PVC içermeyen payetli cut-out

elbiselerde, tek parça kıyafetlerde ve yeni bir yün alternatifinden üretilen Fur Free Fur (Kürksüz Kürk) paltolarda yer buluyor.

82 Moda

Bitki Bazlı Malzeme...

Üzüm atıklarından elde edilen

hayvansal deriye alternatif bitki

bazlı bir malzemeden üretilen

S-Wave 1 trainer sneaker ve

S-Wave 2 mid-top sneaker pembe, misket limonu ve beyaz renk

seçeneklerine sahip. Koleksiyonun

bahar sandaletleri arasında şişkin

tabanlı Air Slides, kalın tabanlı ve

Falabella zincir detaylı esnek Alter

Mat Skyla ve ahşap dolgu topuklu

bantlı Kovboy tarzı modeller yer

alıyor. Elyse platform topuklu

ayakkabı, eğlenceli bir vegan sabo olarak yeniden yorumlanıyor.

Marco De Vincenzo’nun Etro için tasarladığı ilk çanta: VELA

ETRO, KREATİF DİREKTÖR MARCO DE VINCENZO’NUN MARKA İÇİN

TASARLADIĞI İLK ÇANTA OLAN VELA’YI TANITTI. DENİZCİLİK DÜNYASINDAN İLHAM ALAN KESKİN SİLUETİ VE

DİNAMİK KIVRIMLARI DİKKAT ÇEKEN VELA, RÜZGARI YARARAK İLERLEYEN BİR YELKENLİYİ ANIMSATIYOR.

84 Moda
85

Çantanın V şeklindeki özgün kapağında esnek bir fermuarın yanı sıra bir tarafında Etro logosu, diğer tarafında ise Pegasus figürü bulunan, madeni para basımında kullanılan teknikle hazırlanmış bir madalyonun yer aldığı zincir bulunuyor. Deriden üretilen çanta; siyah, fildişi ve gianduja çikolatası renklerinin yanı sıra farklı renk seçenekleriyle de satışa sunulacak. Çıkarılabilir çift omuz askısına sahip çanta, omuzda ya da çapraz kullanım seçeneği de sunuyor. Kampanya görsellerinde Etro Vela Bag ve İtalyan model Bianca Balti, sade bir fon önünde yakın ve tensel bir bağ kurarak dikkatleri üzerlerine topluyor.

86 Moda

Deriden üretilen çanta; siyah, fildişi ve gianduja çikolatası renklerinin yanı sıra farklı renk seçenekleriyle de satışa sunulacak.

87

Lükse

YENİ BAKIŞ AÇISI

LÜKS, ÇOK UZUN YILLARDIR STATÜ GÖSTERGESİ

OLARAK KABUL EDİLEN BİR KAVRAM. ANCAK

GÜNÜMÜZDE LÜKS TÜKETİM SADECE MADDİ

ZENGİNLİĞİ DEĞİL, AYNI ZAMANDA DENEYİMLERİ

VE ÖZEL HİZMETLERİ KAPSAYAN KİŞİSELLEŞMİŞ BİR

YAŞAM TARZINI İFADE EDİYOR. LÜKS TÜKETİM, ARTIK SINIRSIZCA ALIŞVERİŞ YAPMAK DEĞİL, İNSANLARIN

KENDİLERİNİ ÖDÜLLENDİRMESİ, AYRICALIKLI

HİSSETMESİ VE BENZERSİZ DENEYİMLERİN PEŞİNDE KOŞMASI ANLAMINA GELİYOR.

Lüks, tarih boyunca değişim gösteren bir kavram. Eskiden, lüks malzemeler ve mücevherler zenginliği ifade ederken, günümüzde lüks tüketim daha çok kişisel deneyimlere odaklanıyor. Artık tüketicilerin aradıkları yalnızca bir pahası değil; kalitesi, benzersizliği ve marka değeridir. Sözün kısası, lüks tüketim artık bir yaşam tarzını ve bir ifade biçimini temsil ediyor.

Son yıllarda, sürdürülebilirlik ve etik değerlerin giderek önem kazandığı bir gerçek. Tüketiciler, ürünlerin yalnızca zevklerine hitap edip etmesine, onlara statü kazandırmasına değil; çevresel etkilere, adil ticaret uygulamalarına ve üretim süreçlerindeki sosyal sorumluluğa odaklanıyorlar. Aynı zamanda dijital dönüşüm de lüks tüketim alanında büyük bir etkiye sahip. İnternet ve sosyal medya, lüks markaların müşterilere ulaşması ve deneyimlerini paylaşması için yepyeni fırsatlar sunuyor. Bu sayede, dev markaların yanında çok küçük çaplı fakat bir o kadar özel yeni markalar, pazarda kendisine rahatça yer bulabiliyor.

88 Yaşam

Lüks Tüketimde Deneyim Odaklılık Şu bir gerçek ki günümüz tüketicisi, maddi varlıkların ötesinde unutulmaz deneyimler arıyor. Restoranlar, oteller, spa merkezleri ve diğer özel hizmetler, lüks tüketimin temel bileşenleri olarak ön plana çıkıyor. Lüks markalar da, müşterilerine özel deneyimler sunarak kendilerini diğerlerinden ayrıştırmaya çalışıyor. Lüks tüketimde marka sadakati ve prestij ise hala geçerliliğini yitirmemiş, çok önemli faktörler. Müşteriler, marka değeri ve itibarı olan ürünleri tercih ederken, markaların geçmişi, mirası ve üretim süreçlerindeki özenli detaylara, her zaman olduğu gibi şimdi de, fazlasıyla önem veriyorlar.

Madalyonun Öbür Yüzü

Tarih boyunca söz konusu lüks tüketim olduğunda daima farklı sesler de çıkmış, bazı araştırmacılar bu pazarı kaynak israfı ve sosyal eşitsizlikler için bir araç olmakla suçlamıştır. Günümüzün lüks markaları, adeta bu tartışmalara bir yanıt verir sürdürülebilirlik, sosyal sorumluluk ve etik değerler konusunda her geçen gün daha fazla bilinçleniyor ve çaba harcıyor. Elbette bu durumun önemli bir sebebi de, tüketicilerinden gelen talep.

89
Fotoğraflar freepik
92 Tarih
Osmanlı Dönemi Batığı, DEÜ

MUĞLA’DA MİRAS MUHTEŞEM BATIK

MAVİ MİRAS PROJESİ KAPSAMINDA, DÜNYADA İLK OLARAK

ÜLKEMİZ KARASULARINDA KEŞFEDİLEN VE ANADOLU’DA

BULUNAN EN ESKİ LİMAN KALINTISI OLDUĞU TESPİT

EDİLEN SU ALTI TUNÇ ÇAĞI KAZI ALANI, DÜNYANIN EN BÜYÜK TUNÇ ÇAĞI SERAMİK ESER TOPLULUĞUNU MUĞLA’YA

MİRAS BIRAKTI. AYNI PROJE KAPSAMINDA, ARKAİK DÖNEM

VE OSMANLI DÖNEMİNE AİT İKİ AYRI BATIKTA YAPILAN

KAZILARDA DA ÖNEMLİ ESERLERE ULAŞILDI.

93

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından desteklenen Mavi Miras Projesi kapsamında keşfedilen ve bölge tarihine önemli veriler sunacak olan su altı kazıları üç farklı batık üzerinde yürütülüyor. Bu konuda açıklama yapan Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi su altı Kültür Mirası ve Denizcilik Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve Kazı Başkanı Doç. Dr. A. Harun Özdaş kazı çalışmaları, su altıkazısında kullanılan teknik ekipmanlar, yazılımlar ve diğer yüksek teknolojik cihazlar hakkında ilginç bilgiler veriyor.

Bugüne kadar Anadolu’da bulunan en eski liman kalıntısı olduğu tespit edilen batıkta, milattan önce 2 binin ilk yarısına tarihlendirilen konik kap ve fincanlar, tezgâh ve terazi ağırlıkları, el baltaları pithoslar ve çömlekler bulunuyor. Bunların yanı sıra, batıkta ilk defa Linear-A yazısına ait buluntular da yer alıyor. Kazı çalışmalarının Ege tarihine önemli veriler sunacağı düşünülüyor. Osmanlı Dönemi Batığı hakkında da bilgilendirme ve sunum yapan Kazı Başkanı Doç. Dr. A. Harun Özdaş; henüz kimli-

ği tespit edilemeyen batığın, 18. Yüzyıl Osmanlı Dönemi savaş gemisine ait olduğunun düşünüldüğünü belirtiyor. Özdaş, buluntular arasında çok sayıda askeri mühimmat ile personelin kullandığı pipolar ve geminin mutfağına ait kapların çıkarıldığını, yapılan teknik inceleme ile geminin bir mücadele sonrasında kıyıya sürüklenerek karaya oturduğu ve battığının anlaşıldığını da ifade ediyor. Ege ile Akdeniz’in buluştuğu Muğla’nın kadim tarihinde de farklı kültürlerin ve deniz ticaret rotalarının kesişme noktasında olduğunu vurgulayan Muğla Valisi Orhan Tavlı ise konuyla ilgili şu açıklamaları yapıyor: “Dört bir yanından tarih fışkıran Muğla’mızda antik kentlerde yapılan kazı çalışmaları denizlerimizde de büyük bir potansiyel olduğunu ortaya koydu. Su altında kalan kültür mirasımızın ortaya çıkarılması, bölge tarihimize çok önemli bilgiler kazandıracaktır”

Muğla’nın dünyanın en önemli su altı arkeoloji müzelerinden olan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’ne ev sahipliği yaptığını da hatırlatan Vali Orhan Tavlı yapılan su altı kazıları ve yeni keşiflerle Muğla’nın su altı arkeolojisinin başkenti olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini kaydediyor.

Kazı Başkanı Doç. Dr. A. Harun Özdaş önderliğindeki ekip, Orhan Tavlı’ya çalışmaları hakkında bilgi verdi.

94
Tarih
95
Tunç Çağı Kazısı, DEÜ Arkaik Batık, DEÜ

AZİMUT’UN SON ŞAHESERİ

GRANDE 26M

BİRKAÇ FARKLI SEVİYEDEN OLUŞAN YERLEŞİM

DÜZENİ, LÜKS BİR TERASA DÖNÜŞEN KOKPİT

ALANI VE TÜM BU MUHTEŞEM MEKANLARI

SARMALAYAN MAVİ DENİZ. AZİMUT’UN SON

ŞAHESERLERİNDEN BİRİ OLAN GRANDE 26M, HAYAL

EDİLEBİLENDEN DAHA ÖTESİNİ GERÇEK KILIYOR.

96 Yat

KOMPAKT VE ESTETİK

Grande 26M’nin dış cephesinin organik kavisi, sportif gövde çizgileriyle denge kurarak inanılmaz bir estetik yaratıyor. Aynı konsepti devam ettirerek, ana güvertenin ön kısmında maksimuma ulaşan geniş camlı yüzeyler, teknenin heybetli görüntüsüne aydınlık veriyor. Bu camların arkasında yer alan master suit ise merak uyandıran bir mekân olarak gizemini koruyor. Yatın tasarımdaki tüm bu detaylar ona bir “coupé’nin” aerodinamik hissini kazandırıyor. Tüm dış ve iç mekanlarıyla birlikte değerlendirildiğinde, Grande 26M’nin en önemli özelliklerinden birinin de, her bir metrekarenin son derece özenli şekilde kullanılması oluyor. Özellikle de arka taraftaki teras, bu fonksiyonun maksimum hale gelmesi olarak ön plana çıkıyor.

ŞAŞIRTICI GENİŞLİKTE MEKANLAR

Geleneksel olanın sınırlamalarını kabul etmekle yetinmeyen Grande 26M tasarımcıları, dikey eksende yeni alanlar aramış ve bunda da kesinlikle başarılı olmuşlar. Bu sayede hem teknede yaşam çok daha zevkli ve kolay bir hale geliyor hem de her bir yolcu için mahremiyet garantileniyor. Ana güvertedeki tam boy pencereli master suite, güvertenin altındaki dört misafir kamarası refakat ediyor. Misafirlerin tüm gereksinimleriyse, pruvadaki bir mürettebat alanı tarafından sağlanıyor. Kısmen yükseltilmiş kaptan köşkü, mürettebat üyelerinin yan yürüme yolundan kendi kamaralarına erişmelerine olanak tanıyor.

Azimut’un olağanüstü tasarımıyla dikkat çeken modeli Grande 26M’in ilk dikkat çeken özellikleri arasında yenilikçi Deck 2 Deck™ teknolojisi

geliyor. Bu teknoloji sayesinde kokpit bölümü, dalgaların üzerine doğru uzanan bir teras haline geliyor ve böylece göz kamaştırıcı bir dönüşüm gerçekleşiyor. Çok fonksiyonlu olma

özelliği göz önünde bulundurularak tasarlanan açılır vasistas pencereler, ana güvertenin kıç kenarıyla aynı hizaya erişiyor ve oluşan bu

PARLAK VE AKICI

Master süitteki tam boy pencereler, olağanüstü bir deniz manzarası sunuyor. Sancak tarafındaki fonksiyonel ve oldukça kullanışlı makyaj masası, geniş yansıtıcı yüzeyiyle birlikte alan algısını genişletiyor ve giyinme alanına doğru uzanıyor.

yeni alan, sınırsız deniz manzarasının yanı sıra dört taraftan da erişilebilen bir yürüyüş alanına sahip olma imkânı sunuyor. Bağlantısız, alçak profilli mobilyalar, tam boy pencereler büyüleyici manzaraların sınırsızca içeri taşınmasına imkân tanıyor. Ancak aynı zamanda son derece fonksiyonel olan bu tasarımlar, bol bol saklama alanına da sahip. Yaşam ve yemek alanları, fiziksel olarak değil, tarzlardaki farklılıklarla birbirinden ayrışıyor.

97
98 Sergi

McCurry’nin En Kapsamlı Sergisi İSTANBUL SİNEMA MÜZESİ’NDE

TARİHE TANIKLIK EDEN ESERLERİYLE

GÜNÜMÜZÜN EN İYİ GÖRSEL SANATÇILARINDAN

BİRİ OLARAK ADLANDIRILAN, AYNI ZAMANDA

TARİHE ‘AFGAN KIZI: ŞARBAT GULA’ OLARAK

GEÇEN ÇALIŞMANIN DA SAHİBİ OLAN STEVE

MCCURRY’NİN 51 ÇALIŞMASININ YER ALDIĞI

SERGİSİ İSTANBUL SİNEMA MÜZESİ’NDE AÇILDI.

SANATÇININ OBJEKTİFİNE YANSIYAN İSTANBUL

KARELERİ DE İLK KEZ BU KAPSAMLI SERGİDE.

99

Steve McCurry fotoğraf sergisi, sanatçının son 30 yılda dünyanın farklı birçok bölgesinde çektiği en çok bilinen ve hatırlanan 51 çalışmasını bir araya getiriyor. Sergide sanatçının 2011 yılında İstanbul seyahatinde fotoğrafladığı

çalışmaların yanı sıra daha önce hiç yayınlanmamış ve içlerinde Ara Güler’in de bulunduğu 6 kare sunuluyor.

National Geographic Dergisi’nin 1985 Haziran sayısında

“Afghan Girl” (Afgan Kızı: Şarbat Gula) başlığıyla yayımladığı fotoğrafla dünya çapında bir üne kavuşan Steve McCurry, sergisiyle zeki bir gözle sunduğu form ve renkler, şekil ve simetrilerle başka dünyalara açtığı pencereler sunuyor.

Gücünü dünya üzerinde yaşayan her varlığa karşı duyduğu büyük meraktan alan sanatçı, benzersiz bir kabiliyetle dilin ve kültürel sınırların ötesine geçerek insani deneyimlerin kısacık anlarına odaklanıyor.

Eserlerinde yaşanılanları tümüyle yansıtan öyküleri yakalayan Steve McCurry, “Fotoğraflarımın çoğunun temeli insan. İnsanın çevresine kurduğu tüm duvarların yıkıldığı, gerçek benliğin belirdiği anın, insanın yüzüne kazınmış yaşanmışlığın peşindeyim. O insanın yerinde olmanın nasıl bir şey olduğunu aktarmaya çalışıyorum” diyor. Fotoğraflarında huzursuzluğun hâkim olduğu insan duygularını ve bireyin çevresiyle kurduğu bağlantıyı anlattığını dile getiren Steve McCurry, “Bizim sorumluluğumuz yaşadığımız yer ve durumla ilgili hikayeleri dürüstçe, bütünüyle ve zamanında dünyaya aktarmaktır” diye devam ediyor.

Birbirinden prestijli sayısız ödülün ve uluslararası platformda yayımlanmış 13 adet kitabın da sahibi Steve McCurry’nin sıra dışı eserlerinin görülebileceği sergi, İstanbul Sinema Müzesi’nde 31 Temmuz tarihine kadar devam edecek.

100 Sergi
101
102 Müze
Sadberk Hanım Müzesi - Odysseus, Heykel, 2021

BOĞAZİÇİ’NDE BİR İNCİ...

SİZ DE ZAMANDA YOLCULUK YAPABİLMENİN HAYALİNİ

KURANLARDAN MISINIZ? ÖYLEYSE, ÖNERİMİZ

BİR GÜNÜNÜZÜ - TABİİ HALA GÖRMEDİYSENİZSARIYER’DEKİ SADBERK HANIM MÜZESİ’NE AYIRMANIZ.

ARKEOLOJİK OBJELERDEN TÜRK - İSLAM SANATININ EN GÜZEL ÖRNEKLERİNE PEK ÇOK MUHTEŞEM ESERE EV SAHİPLİĞİ YAPAN MÜZENİN LOŞ SALONLARINDA

DOLAŞMAK GERÇEKTEN DE ZAMANDA YOLCULUK YAPMAK GİBİ, HEM DE EN GÜZELİNDEN…

Derleyen: Elif Nazlı Duran Fotoğraflar: Meral Bıçakcı

Sarıyer’in simgelerinden olan Sadberk Hanım Müzesi, 19. yüzyıldan kalma iki ayrı ahşap villadan oluşuyor. Avrupa mimarisinden esinlenilerek yapılmış orijinal yalı üç katlı ve ahşap çatı katlı. “Azaryan Yalısı” olarak bilinen ve varlıklı bir Sivas Ermenisi Katolik aile olan Azaryan Ailesi’ne ait bina, 1950 yılında Koç Ailesi tarafından satın alınmış ve 1978 yılında müzeye dönüştürme kararı alınana kadar yazlık olarak kullanılmış. Dönüşüm çalışmaları, 1978-1980 yılları arasında Sedat Hakkı Eldem tarafından hazırlanan bir restorasyon projesine göre uygulanmış ve müze 14 Ekim 1980’de sergilenen Sadberk Koç Koleksiyonu ile ilk kez kapılarını ziyaretçilerine açmış.

Müze ağırlıklı olarak arkeolojik eserler ve Türk-İslam sanatına ait objelere ev sahipliği yapıyor. Ayrıca dönemsel sergiler de sürekli olarak ziyarete açık. Sevgi Gönül Binası’nda MÖ 6000’den, Bizans dönemi sonuna kadar Anadolu’da yaşayan uygarlıkların kültürünü yansıtan arkeolojik eserler kronolojik bir düzende sergileniyor. Pişmiş toprak ya da metal kaplar, figürinler, ritüel semboller, cam eserler, sikkeler, süs eşyaları, tabletler ve heykeltraşlık eserleri ile mezar stelleri bu bölümde sergilenen eserler arasında göze çarpıyor.

103

Azaryan Yalısı’ndaki sergileme, birinci katta Erken İslam, Selçuklu, Eyyubî, Memlûk, Timur ve Safevi dönemlerine ait eserlerin kronolojik olarak sergilendiği oda ile başlıyor. Sadberk Hanım Müzesi’nin İznik seramik koleksiyonu, dünyanın sayılı koleksiyonlarından biri olarak ön plana çıkıyor. Sergide, 15. yüzyılın sonundan 17. yüzyılın ortalarına kadar İznik seramik sanatının gelişimi izlenebiliyor. Osmanlı seramik sanatının 18. yüzyıl ile 20. yüzyıl arasındaki gelişimi ise Kütahya ve Çanakkale seramiklerinin sergilendiği vitrinleri tüm ihtişamıyla süslüyor.

Müze koleksiyonunun bir diğer ayrıcalıklı grubunu oluşturan Osmanlı dönemi tuğralı gümüş ve tombak eserleri, Türk-İslam Bölümü’nün birinci katında görülebilecek eserler arasında. Sadberk Hanım Müzesi’nin Çin porselenleri koleksiyonu, mütevazı bir koleksiyon olmakla birlikte, içinde özgün eserlerin yer almasıyla Osmanlı döneminde kullanılan Çin porselenlerini incelemek isteyenler için önemli bir hazine niteliğinde. Türk-İslam Bölümü’nün ikinci katında, Osmanlı dokuma ve işlemelerinin yer aldığı seçkin örneklerin yanında Osmanlı dönemi geleneksel kadın kıyafetlerin-

den yine zengin bir koleksiyon sergileniyor. Dönemin ünlü hattatlarının elinden çıkmış olan hat eserler koleksiyonu Türk-İslam Bölümü’nün ikinci kat vitrinlerinde görülebilir.

Ayrıca, Osmanlı gelenek ve göreneklerinden olan kahve ikramı, kına gecesi, lohusa, hamam ve sünnet töreni konuları vitrin mankenleri kullanılarak mizansenlerle ziyaretçilere adeta zamanda yolculuk yaptırıyor.

“Arkadaşım İçin Sergisi”

Mayıs Sonuna Kadar Açık

Farklı sergilere ev sahipliği yapan müzenin bu kez konuğu zengin bir mektup ve evrak çantaları seçkisiydi. Sadberk Hanım Müzesi ve Ömer M. Koç koleksiyonlarından olan seçki aynı zamanda sergi kataloğunu da hazırlayan Hülya Bilgi küratörlüğünde ziyaretçiyle buluştu. Osmanlı dericiliğinin ve işlemeciliğinin geldiği doruk noktayı gözler önüne seren, on yedinci yüzyıl sonlarından itibaren özellikle rotasını Osmanlı topraklarına çevirmiş Batılı diplomatlar ve tüccarlar için üretilen işlemeli mektup ve evrak çantalarının sergilendiği Arkadaşım İçin sergisi ziyaretçiler tarafından büyük ilgi gördü.

104 Müze

“Ütopyadan Sonra: Kuşlar”

Geçtiğimiz aylarda gerçekleşen ve çok ses getiren sergilerden biri de cam sanatçısı Felekşan Onar’ın yazar ve küratör Arie Amaya-Akkermans’la çok disiplinli bir iş birliği içinde hazırladığı bireysel sergisi “Ütopyadan Sonra: Kuşlar” idi. Müzedeki ilk çağdaş sanat girişimi olan proje; heykel, tiyatro, film, arkeoloji ve saha araştırması alanlarına uzandı.

ÖZEL HABER... ÖZEL HABER... ÖZEL HABER...

ARININ

DİNLENİN YENİLENİN

MUHTEŞEM SPA MERKEZLERİ, KİŞİYE ÖZEL ARINMA

PROGRAMLARI, YOGA KAMPLARI VE ÖZEL BESLENME

PLANLARI GİBİ PEK ÇOK

FARKLI SEÇENEKLERİYLE, EGE KIYILARINDAN BU ÇOK ÖZEL ÜÇ OTEL, BU SEZON DA MİSAFİRLERİNİ BEKLİYOR VE ONLARA YENİLENME, FORMA GİRME VE SAĞLIK KAZANMA FIRSATI SUNUYOR.

106 Gezi

D- Maris Bay

Ege Denizi ve Akdeniz’in buluştuğu büyüleyici Datça Yarımadası’nın en güzel koylarından birinde konumlanan D Maris Bay, bünyesinde yer alan Mytha SPA, Bodyism ve sunduğu birçok spor ve wellness deneyimleri ile hem bedeninize hem de ruhunuza iyi gelecek ritüeller sunuyor.

Datça Yarımadası’ndaki tüm koya hâkim büyüleyici konumuyla dünyanın en sıra dışı otellerinden D Maris Bay yeni sezonda da konuklarına çok özel wellness ve spor aktiviteleri sunuyor. Spa merkezinde, wellness alanında dünya çapında ünlü uzmanları ve sağlıklı yaşam koçla-

rını ağırlıyor. D Maris Bay Yelken Okulu ise hem yetişkinler hem de 12 yaş ve üzeri çocuklar için düğüm atma, dümen, alabora, yanaştırma, tramola, rüzgâra karşı ilerlemeyi öğreten teorik ve pratik derslerle değişik hobiler deneyimleme fırsatını sunuyor. Otel, ayrıca su altı dalış derslerinden, tenis kortlarından özel yat turlarına, ailelere de uygun, herkesin keyif alacağı aktiviteler ile tatil yapmanın keyf ine varmaya hazırlıyor. Tenis, su sporları, açık hava spor deneyimleri, yürüyüş parkurları ve çok daha fazlasıyla birlikte, misafirlere heyecan dozu yüksek maceralara atılma fırsatı sunuluyor.

107

The Lifeco Wellbeing Bodrum

Bedeninizi, zihninizi ve ruhunuzu huzurlu ve dinlendirici bir atmosferde yenileme fırsatı TheLifeCo Wellbeing’de misafirlerini bekliyor. TheLifeCo’nun deneyimli wellness “iyi yaşam” profesyonelleri; konuklarının rahatlaması, dinlenmesi, yaşam enerjisi ve dengesini yeniden kazanmasını sağlayacak birbirinden özel programlarda onlara rehberlik ediyor, onları daha sağlıklı bir yaşama yönlendiriyor.

Sakin ve dingin ortamıyla, günlük yaşamın yoğun ve hareketli koşturmacasından uzaklaşma imkanı tanıyan TheLifeCo Wellbeing, yeşillikler içinde konforlu odaları, lezzetli ve besleyici öğünleriyle tamamen rahatlamak ve gevşemek isteyenler için her türlü imkanı sunuyor. Konaklama boyunca detoks veya sağlıklı beslenme programlarından ihtiyaca göre en uygun olan seçilebiliyor, arınma ve yenilenme sürecini destekleyen yoga, meditasyon, masaj ve özel atölyeler ile seçilen program desteklenebiliyor. Sabahın erken saatlerinde fitness eğitmeni eşliğinde çıkılan doğa yürüyüşleri ile Bodrum’da yılın hemen hemen on iki ayında, harika açık havanın tadını çıkarma fırsatı sunuyor.

108 Gezi
109

Six Senses Kaplankaya

Condé Nast Traveller ve World Luxury Hotel & Spa Awards tarafından; dünyanın ve Avrupa’nın en iyi otelleri arasında gösterilen Six Senses Kaplankaya, misafirlerini Ege rüyasını paylaşmaya davet ediyor. Six Senses Kaplankaya, 1 Nisan’dan itibaren yeni sezonda Ege’nin eşsiz doğasında beş özel koyda konumlanan plajları, eşsiz konaklama deneyimi, alanında dünyaca ünlü şeflerin yönettiği restoranlar ve holistik wellness uygulamaları eşliğinde misafirleriyle buluşturuyor. Tatil deneyimini duyular ve duygular için eşsiz bir yolculuğa dönüştürerek farklı bir seviyeye taşıyan Six Senses Kaplankaya, yeni sezona hazırlanıyor.

Fiziksel ve ruhsal iyilik halini bir bütün olarak değerlendiren Six Senses Kaplankaya, doğa ile yeniden bağ kurmayı hedefleyen ritüellerle alışılmışın dışında bir deneyime davet ediyor. Bütünsel wellness deneyimi anlayışı ve SPA’sıyla Ege’nin eşsiz doğasında beş özel koyda konumlanan kum plajları ve doğayla bütünleşen modern dizaynıyla konuklarını ağırlayan Six Senses Kaplankaya, markanın uluslararası sürdürülebilirlik felsefesi ışığında kusursuz bir konaklama deneyimi sunuyor.

110 Gezi
111
112
Hız İhtiyacı
EQS 580 EQS 580

Lüksün elektrik hali Mercedes-Benz EQS 580 4MATIC

MERCEDES-EQ

AİLESİNİN ZİRVESİNDE

YER ALAN EQS’İN 580 4MATIC VERSİYONU 649 KM. MENZİL VE ÜST DÜZEY KONFOR ÖZELLİKLERİYLE DİKKAT ÇEKİYOR.

Elektrikli otomobil çağının öncülerinden Mercedes-EQ, EQC ile başlayan tamamen elektrikli model gamını peş peşe tanıttığı yeni modelleriyle genişletiyor. Her yenilenen modelin bir de elektrikli versiyonu satışa sunulurken, lüks segmentte yer alan S Serisi’nin elektrikli kardeşi EQS ise teknoloji, konfor ve tasarım özellikleriyle model gamının zirvesinde yer alıyor.

EQS, sıra dışı özelliklerinin yanı sıra Mercedes’in sıfırdan geliştirdiği üst sınıf elektrikli araçlara yönelik modüler mimariye dayanan ilk model olmasıyla da dikkat çekiyor.

Şık, Zarif ve Teknolojik

Elektrikli otomobillere özgü yalın ve akıcı çizgileri, lüks algısını oluşturan zarif çizgiler ve akıllıca düşünülmüş detaylarla birleştiren EQS, her ne kadar S-Serisi’ne yakın boyutlara sahip olsa da elektrikli araçlar için geliştirilen tamamen yeni bir platformdan yükseliyor. Pürüzsüz yüzeyler ve akıcı tasarım önde havada kayan bir görünüme sahip siyah ızgara ve ortasında büyük Mercedes-Benz yıldızı ile dikkatleri üzerine çekiyor. Ön farların bir ışık

113
Yazı: Önder Canözer

Hız İhtiyacı

çizgisiyle birbirine bağlanması da bu fütüristik yüzü gece sürüşlerinde de fazlasıyla öne çıkarıyor. Modele profilden baktığımızda ise kısa arka bölüm ve öne doğru alçalan ve arkaya göre daha uzun görünen burun yapısı, coupe görünüm sunan ve önden arkaya doğru tam bir bombe şeklinde yükselip alçalan tavan yapısı, çift renkli gövde, gövdeye gizlenen ışıklı kapı kolları ile büyük ve özel tasarım jantlar EQS’in yollarda hemen fark edilmesini sağlarken, araca sportif ve dinamik bir duruş katıyor.

Arka bölümde ise bagaj kapağı üzerinde ince tasarlanan spoyler ile süren dinamik etki, yine ışık çizgisiyle birbirine bağlanan tek parçalı stop grubu ile destekleniyor. Yükseklik isteğinize göre ayarlanarak tavana çarpmanız önleniyor. Arka tamponun alt kısmında yer alan siyah difüzör

de sportif etkiyi güçlendiriyor. Sınıf standartlarına göre kompakt görünümüne rağmen oldukça geniş ve uzun boyutlara sahip araçta 610 litrelik bagaj hacmi, arka koltuklar katlandığında 1770 litreye kadar çıkıyor. Bu arada elektrikli bagaj kapağı liftback tasarımıyla oldukça dik ve yüksek açılıyor. Bagajı açmadan önce bulunduğunuz ortamdaki yüksekliği kontrol etmenizde yarar var. Yine EQS’e özgü bir fark olarak motor kaputunu açma imkanınız yok. Silecek suyu modelin sol çamurluğunun üst kısmında gizli bir kapak üzerinden konulabiliyor. Motor kaputu ancak serviste açılabiliyor. Araca yaklaşırken dışarı doğru çıkan aydınlatmalı kapı kolları ve yere yansıyan logo size hoş bir karşılama sürprizi yapıyor. Kapı kollarının da gövdeye gizlenmesiyle tamamen pürüzsüz ve aerodinamik bir gövde elde edilebiliyor.

114
115

Hyperscreen Etkisi

Aracın dış tasarımı gibi iç mekan tasarımında da geleneksel otomotiv çizgilerine göre önemli yenilikler var. Fütüristik bakış açısı EQS’in iç mekanında kendisini gösterirken, tasarımcılar ve mühendislerin kesinlikle özgür ve yeni fikirlerle yola çıktığını görebiliyoruz. 5216 mm. uzunlukla dikkat çeken model 3210 mm. dingil mesafesiyle iç mekanda gerek önde, gerekse de arkada sınıfı açısından oldukça iyi kullanma alanlarına imza atıyor. Tıpkı S-Serisi’nde olduğu gibi konfor odaklı tasarlanan iç mekanda ilk dikkatimizi çeken ise ön paneli boydan boya saran ve bir bütün olarak görünen üç parçalı dijital ekrandan oluşan Hyperscreen oluyor.

Ön yolcuya ait 12.3 inçlik OLED ekran, yolcu koltuğunda da kişiselleştirme ve kontrol alanı sağlıyor. Yasal düzenlemelere bağlı olarak sürüş sırasında eğlence işlevlerine sadece bu ekrandan erişim sağlanabiliyor. Akıllı kamera tabanlı bir güvenlik sistemi, sürücünün ön yolcu ekranına baktığını algılaması halinde otomatik olarak ekranı karartıyor. Çok sayıda işleve ev sahipliği yapan Hyperscreen üzerinden navigasyon sisteminden sürüş modlarına, ambiyans aydınlatmadan masaj fonksiyonlarına ve daha birçok özelliğe kumanda edebiliyorsunuz.

Yüksek çözünürlüklü ekran, oldukça hızlı bir arayüze ve başarılı grafiklere sahip. Hyperscreen’in 17.7 inçlik orta ekranı en dikkat çeken bölüm diyebilirim. Konfor için tasarlanan modelde arkalar da dahil olmak üzere tüm koltuklarda masaj fonksiyonu sunuluyor. Kafalıklarda özel bir yastık sayesinde üst düzey bir konfora sahip oluyorsunuz. Masaj fonksiyonu çok detaylı ve daha çok özelliğe sahip. Masaj türüne göre koltuklar farklı havalandırma ve ısıtma sistemlerini devreye sokuyor. Özellikle Energizing Comfort menüsü altında Tazeleyici, Canlandırıcı vb. çok sayıda seçeneğe ulaşabiliyorsunuz. Bu seçenekler aracın içerisini adeta spa merkezine döndürüyor. Koltuk havalandırması, fonksiyona özel ses ve müzik, titreşim ve yine özel koku seçeneğiyle beş duyuya hitap eden sistem, şu ana kadar bir otomobilde gördüğüm en kapsamlı konforu sunuyor diyebilirim.

116
Hız İhtiyacı

Havayı temizleme özelliğine sahip klima sistemi gayet başarılı. Navigasyon ise arttırılmış gerçeklik ile canlı kamera görüntüsü üzerindeki sembollerle de yol tarifi yapabiliyor.

117

Güç Ünitesi ve Performans

EQS 580 4MATIC, 523 HP toplam güç ve 855v Nm tork değerleriyle öne çıkıyor. 0.20 Cd rüzgar sürtünme katsayısı ile rekor bir değere ulaşan model, dört kollu ön ve çok kollu arka aks mimarisi ile sessiz ve pürüzsüz bir sürüş sunuyor. Yeni S-Serisi’ni esas alıyor. AIRMATIC havalı süspansiyon ADS+ standart olarak sunulurken, rüzgar sürtünmesini düşürmek ve menzili uzatmak üzere 120 km/s civarında aracın süspansiyonu 10 mm ve 160 km/s hızda bir 10 mm daha otomatik olarak alçalıyor. Sürüş hızının 80 km/s’ye düşmesiyle araç yüksekliği standart seviyeye dönüyor. Sensörler aracılığıyla yol şartlarına göre uygun yükseklik ve ayarlar devreye giriyor.

Comfort, Sport, Individual ve Eco sürüş modları arasında seçim yapılabilen modelde standart olarak sunulan, 10 dereceye kadar direksiyon açısına sahip arka aks yönlendirme özelliği ile 10.9 metrelik dönüş çapı yakalanıyor. Tüm versiyonların arka aksında bir elektrikli güç-aktarma sistemi (eATS) bulunurken, 4MATIC versiyonlarının ön aksında da bir eATS bulunuyor. EQS 580 4MATIC, WLTP verilerine göre 649 kilometreye varan menzil ile elektrikli otomobiller sınıfında oldukça iyi bir değer sunuyor. Bunu sağlamak için EQS, çok daha yüksek enerji yoğunluğuna sahip yeni nesil bataryalarla sunuluyor. İki bataryadan daha büyük olanı, 107,8 kWh enerji kapasitesine sahip. Bu rakam, EQC’ye kıyasla yaklaşık yüzde 26 daha yüksek bir kapasite anlamına geliyor.

EQS, doğru akımlı hızlı şarj istasyonlarında 200 kW’a kadar şarj edilebiliyor. 300 kilometreye kadar (WLTP) menzil için yalnızca 15 dakikalık bir şarj yeterli oluyor.

Yarı otonom sürüş destek sistemlerine sahip modelde otomatik park sisteminde yatay ve dikey parkın yanı sıra dikey parkta aracın ön veya arkasının bakacağı yönü de seçebiliyorsunuz.

118
Hız İhtiyacı

Pil kapasitesi 107.8 kWh

Maksimum güç 523 HP

Maksimum tork 855 Nm

Son hız 210 km/s

0-100 km/s 4.3 sn

Şanzıman Tek kademe otm.

Aks aralığı 3210 mm

Boyutlar (uz./gen./yüks.)

5216/1926/1512 mm

Ağırlık 2510 kg

Bagaj hacmi 490/1510 lt

Menzil 649 km

Emisyon 0 g/km

Test aracı fiyatı 5.861.500 TL

Yapay Zeka

NEREYE GİDİYOR?

YAPAY ZEKA ARTIK ŞARKI YAZIYOR, WEB SİTESİ

TASARLIYOR, SALVADOR DALİ GİBİ RESİMLER

YAPIYOR, KENDRICK LAMAR GİBİ RAP YAPIYOR.

VE YAPAY ZEKANIN HIZLI GELİŞİMİYLE İLGİLİ

MANŞETLER YALNIZCA BUNLARLA SINIRLI DEĞİL.

Yapay zeka yaratıcılık dünyasına aktif bir şekilde giriş yaptı ve şimdiden sanat eserleri, müzik ve resim konusundaki yetenekleri hem hayranlık hem de korku uyandırıyor. Şimdiden reklamcılık sektöründe de tüm potansiyeliyle kullanılıyor. Asıl soru da burada geliyor: Bundan sonra tasarımcılar ve kreatörlere yer var mı?

Son zamanlarda çok sayıda farklı yapay sinir ağları ortaya çıktı. Bunlar ya son kullanıcıların tüm sorularına yanıt üretiyor, karmaşık matematik sorularını çözmeye yardımcı oluyor ya da yalnızca metinsel girdilerle bütünlüklü sanat ürünleri yaratıyor. İnsanlar bölünmüş durumda; bazıları alar-

120 Teknoloji

ma geçti yapay zekanın durdurulması için imza kampanyaları yapıyorlar, diğerleri ise kendileriyle aynı düşünen insanlarla birlikte yapay sinir ağlarını zaptetmek için kendi çıkarları doğrultusunda topluluklar kuruyor. Gelişim henüz durmuş değil. Midjourney v5 ve Stable Diffusion v2 isimli yapay zeka ürünleri, şimdiden öyle detaylı görüntüler oluşturabiliyor ki, bunları fotoğraflardan veya tasarımcıların işlerinden ayırt etmek neredeyse imkansız değil. Bunları oluşturmak için verilmesi gereken metinlerin uzunluğu kısalıyor, sinir ağlarının ne demek istediğimizi hemen anladığı bir yerdeyiz, Stable Diffusion ve Midjourney resimlerin üzerine daha okunaklı metinler koyma yeteneğine da sahip, el ve parmakları kusursuzca çizmeyi öğreniyorlar, kurgu karakterlerin ve ünlülerin yüzlerini de çizebiliyorlar.

Yapay zekayı şimdiden iş akışlarına dahil etmeye başlayan dijital reklam platformu Reliz’in Türkiye direktörü Ozan Tekin, “Biz herkese yer olmaya devam edeceği görüşündeyiz. Esnekliğimiz ve sürekli değişen dış koşullara adapte olma yeteneğimiz, hem kreatif departmanımızın hem de tüm firmamızın başarıya ulaşmasındaki en önemli faktörlerden biri olmaya devam edecek.

Yapay zekanın tasarım ekibimiz tarafından akıllı ve ustaca kullanımının, verimliliğimizi arttıracağına ve iş akışlarımızı en iyi hale getireceğine inanıyoruz” diyor.

Reliz’in kreatif departmanından Oleg Sheryakov, insanların yeni teknolojileri nasıl kullanacaklarını öğreneceğini ve yapay zekayla birlikte

çalışma konusunda farkındalık edineceklerini

düşünüyor: “Bizim ekibimiz şimdiden yapay sinir ağlarını kullanıyor. Bundan faydalanarak özel tasarımlar, karakterler, görseller ve kişiye özel

reklam metinleri oluşturuyoruz. Nasıl yeni fikirler oluşturabileceğimize dair toplantılarımızda yapay zekadan faydalanıyoruz. Müşterimiz olan firmalar için ürettiğimiz içeriklerde kaliteyi arttırmak için böyle bir sinerjiden faydalanıyoruz.”

Öyle görünüyor ki, teknoloji insanların yaratıcı potansiyelinin ve sezgilerinin yerini doğrudan alamayacak, dolayısıyla şirketler için teknolojinin sunduğu imkanlarla çalışanlarının yaratıcı yaklaşımlarını birleştirme çabası öne çıkacak. Teknolojik inovasyonun en önünde yer alıp güncel trendleri yakalayabilenler daha hızlı ve verimli şekilde içerik üretebilecek.

Sır gibi görünen şey aslında basit: Değişim konusunda esneklik gösterebilmek. Yapay zekayı mevcut ekiplerinizin işleyişine entegre edebilme, insanları yapay zekayı kullanarak en iyi sonuçları alacak şekilde eğitme üzerine düşünmek gerekecek. Bu şekilde, yapay sinir ağları, tasarımcıların her zaman yardımına koşacak bir partner olarak konumlanıyor olmalı. Yapay zekanın gelişimi ve entegrasyonu hiç şüphesiz ki çalışma biçimlerimizi değiştirecek ancak bu korkulacak bir şey değil.

121

Teknoloji MARKALAR REHBERİ

Atasay Kuyumculuk atasay.com

Aveda Türkiye aveda.com.tr

Azimut Yatları azimutyachts.com

Beymen beymen.com

Bitexen Bitexen.com

Bobbi Brown Cosmetics bobbibrown.com.tr

Calendar & Cheese Company calendarcheese.com.au

Celine celine.com Clinique clinique.com.tr

Creme de La Mer cremedelamer.com.tr

Diptyque diptyqueparis.com

Dolce&Gabbana dolcegabbana.com

D Maris Bay dmarisbay.com

Elie Saab eliesaab.com

Esma Dereboy esmadereboy.com

Etro etro.com

Fendi fendi.com

Maison Francis Kurkdjian franciskurkdjian.com

Gault & Millau Gastronomi Rehberi gaultmillau.ch

Gucci gucci.com

Kismet By Milka kismetbymilka.com.tr

Limonette Jewellry limonettedesign.com

Jo Malone London jomalone.com.tr

Johanna Ortiz johannaortiz.com

Mac Cosmetics maccosmetics.com.tr

Mercedes – Benz Otomotiv mercedes-benz.com.tr

Reis Kuyumculuk reiskuyumculuk.com

Richard Mille richardmille.com

Rif Trust www.riftrust.com

Sadberk Hanım Müzesi sadberkhanimmuzesi.org.tr/

Shangri-La Hotels shangri-la.com

SeaBourn Cruises seabourn.com

Smeg smeg-tr.com

Stella McCartney stellamccartney.com

Six Senses Kaplankaya Resort sixsenses.com

The LifeCo Wellbeing Merkezi thelifeco.com

The Stay Hotels thestay.com.tr

Tom Ford Beauty tomford.com

Dergimizin bu sayısında söz edilen markalar hakkında daha ayrıntılı bilgi edinmek için web sitelerine göz atabilirsiniz.

122

Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook

Articles inside

Yapay Zeka

1min
pages 120-121

Hız İhtiyacı

3min
pages 114-119

Lüksün elektrik hali Mercedes-Benz EQS 580 4MATIC

0
page 113

Six Senses Kaplankaya

0
pages 110-112

The Lifeco Wellbeing Bodrum

0
pages 108-109

D- Maris Bay

0
page 107

BOĞAZİÇİ’NDE BİR İNCİ...

2min
pages 103-105

McCurry’nin En Kapsamlı Sergisi İSTANBUL SİNEMA MÜZESİ’NDE

1min
pages 99-102

MUĞLA’DA MİRAS MUHTEŞEM BATIK

3min
pages 93-98

Lükse YENİ BAKIŞ AÇISI

1min
pages 88-92

Elle Çizilmiş Desenler...

1min
pages 81-87

Doğaya Saygı...

0
pages 78-80

GÜNEŞİ BEKLERKEN

1min
pages 73-77

BU MARKAYLA ÖĞRENDİM”

7min
pages 55-72

Milyon Dolarlık G LÜMSEME

1min
pages 49-53

PRESTİJLİ TÜRKİYE’DE Gastronomi Rehberi

3min
pages 44-48

Derinlerden Gelen Eşsiz Lezzet...

2min
pages 40-43

Eşsiz Bir Uzakdoğu Deneyimi...

1min
pages 34-39

SALEEN ART

1min
pages 26-27

LAST CHANCE FOR PORTUGAL AND GREECE GOLDEN VISA

0
page 24

ÖZEL HABER... ÖZEL HABER... ÖZEL HABER...

2min
pages 22-23

ÖZEL HABER... ÖZEL HABER... ÖZEL HABER...

2min
pages 19-21

KEMAL CENK ERDEM

2min
pages 16-18

SANAT AJANDASI

1min
pages 11-15

İÇİNDEKİLER

0
pages 9-11
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.