3 minute read
Eril Tarihin Yazmadığı Kadın Besteciler
Pelin Aydın
| pelinaydin2@gmail.com
Advertisement
ERİL TARİHİN YAZMADIĞI KADIN BESTECİLER
Vivaldi, Mozart, Beethoven, Chopin ve dahası. Müzik dehalarının hepsi neden erkek diye düşündük mü hiç? Neden kadın bestecileri bilmiyoruz?
Toplumsal inanç ve koşulların etkisiyle üzerlerine yüklenen kadın-ev ilişki ve üreme misyonu yüzünden kadınlar, müzik sanatında arka planda kalmışlardır. Tüm baskı ve zorluklarla mücadele ederek piyano çalan, beste yapan kadınlar olmuştur ancak eril tarih bu kadınların isimlerini bile kaydetmemiştir. Feminizm hareketleri ve kadın örgütlenme faaliyetleri, kadınların erkek egemen dünyadaki önemli rolleri üstlenmesine yardımcı olmuştur. Bu örgütlenmeler müzik dünyasına da yansımış ve “Kadın Besteciler Birliği” kurulmuştur. Bu kurum, uluslararası etkinliklerin yapılmasına önayak olmuş, böylece kadın müzisyenler başka ülkelerde konserler vererek, öğretmenlik yaparak kendilerini tanıtma ve geliştirme imkânı bulmuştur. Yunan kültüründe şiirin çok önemli olması, Yunan müziğinde kadınları şiirden ayıramamıştır. Antik Yunan döneminde Sappho, Corinna ve Telesilla, lir üzerine söylenecek ilahiler ve sevgi şiirleri yazmışlardır. Bizans’ta ise kadınlar, düğün ve cenaze törenlerinde kendi aralarında şarkı söyleyip çalgı çalmışlardır. Dönemin en ünlü kadın bestecisi Kassia’dır. Dinsel tören müzikleri de bu dönemde gelişmiştir. Kilisenin baskılarıyla tutuculuk artmış, ataerkil yapıya bağlı olarak kadının şarkı söylemesi
günah sayılmış ve kadın kiliseden dışlanmıştır. Yapılan törenlerde kadın sesi gerektiren eserleri yıllarca hadım sanatçılar (kastrato) seslendirmiş, bu geleneği uzun yıllar da opera sanatı sürdürmüştür. Orta Çağ’da ise bütün yasaklara rağmen kadınlar bestecilik çalışmalarını gizlice sürdürmüşlerdir. Hildegard of Bingen onlardan en seçkin örnektir. 16'ncı ve 18'nci yüzyıllar arasında, kadınlar müzik eğitimi almaya başlamışlardır. Biraz rahatlamış, özgürce eserler bestelemiş, müzikte önemli başarılara imza atmışlardır. Bu yıllarda Maddalena Casullana, müziğini yayınlayan ilk kadın besteci olmuştur.
18'nci yüzyılın ilk yarısı Mozart, Haydn, Beethoven gibi usta bestecileri yetiştiren bir dönemdir. Aynı zamanda kadın müzisyenlerin yükselişleri de bu dönemde doruğa ulaşmıştır. Fransa, İtalya, Almanya ve Avusturya’da pek çok kadın besteci, piyanist, öğretmen ve yorumcu olarak başarılar kazanmıştır. Kadın besteciler Birliği de 19'uncu yüzyılın sonlarına doğru Elizabeth Lutyens’in mücadelesiyle kurulmuştur. Osmanlı’da, kadın olduğu rivayet edilen Reftar Kalfa’dan sonra, 19'uncu yüzyılın ikinci yarısından önce yaşamış olup da eserleri hâlâ bilinen ve çalıp söylenen tek kadın besteci Dilhayat Kalfa’dır. 13 adet bestesi vardır. Haremde kadınlardan oluşan birçok çalgı grubu kurmuştur. Hatta 60 kişilik bir orkestrası olduğundan söz edilir. Ataerkil toplumdaki cinsiyete dayalı katı iş bölümü, kadını eve kapatmayı istemiştir. Ancak erkek olmanın başarıya ulaşmanın şartı sayıldığı bu dönemlerde bile önlerine çıkan engellere rağmen, ulaşılabilen kaynaklardan öğrenildiği kadarıyla müzik dünyasına katkıda bulunan pek çok kadın olmuştur.
Birçok eser besteleyen Fanny Mendelsshon bu alanda, kadın olmanın zorluklarını sonuna kadar yaşamıştır. En az, ünlü besteci erkek kardeşi Felix Mendelsshon kadar yetenekli olan ve bu yeteneğini defalarca ispatlayan Fanny’nin karşısında her zaman bir baba engeli vardı. Kadınların görevinin ev kadınlığı olduğunu düşünen baba Abraham Mendelsshon, kızının yabancı insanların önünde piyano çalmasını da istemiyordu. “Müzik çalışmaların konusunda yazdıkların, kardeşin Felix’in eserleri hakkında düşündüklerinin hepsi güzel şeyler. Müzik kardeşin için bir meslek olabilir fakat senin için bir hayalden öteye geçemeyecek. Bu anlayışla ve kadınlara yakışır şekilde hareket et.’’ –Abraham Mendelsshon’un kızına yazdığı bir mektuptan. (1820) Gizlice müzik çalışmaları yapan Fanny, ressam Wilhelm Hensel ile evlendikten sonra müzik çalışmaları konusunda rahatlayabildi. Wilhelm onu
beste yapması ve piyano çalması konusunda her zaman destekledi. Müzisyenler ve kadın araştırmacıların geçmiş yıllarda yaşamış kadın bestecileri araştırmasıyla birçok yeni bilgiye ulaşıldı. 30-40 yıl öncesine kadar Fanny Mendelsshon 450’ye yakın bestesiyle müzik literatüründe yer almıyordu. Şimdi ise 19'uncu yüzyılın en önemli 3 kadın bestecisinden biri olarak kabul ediliyor. Araştırmaların sonucu olarak; 19'uncu yüzyılın sonunda kadın bestecilerin sayısı 3 katına kadar çıkıyor.
Müzikte 72 ülkeden 6 bin 200 kadın sanatçı olduğu biliniyor. Tüm bunların yanında yine eril tarih yazımı sebebiyle hâlâ adları bile bilinmeyen birçok kadın besteci olduğunu düşünüyorum. “Kadınlar ve Müzik” dersi müzik eğitimi veren, dünya genelinde en iyi sayılan okulların bile sadece birkaç tanesinde görülüyor. Bestecilik, orkestra şefliği gibi alanlar günümüzde de hâlâ sadece erkeklerin elinde olduğu sayılan meslekler. Şimdi bile böyleyken 18'nci-19'uncu yüzyıllarda kadınların müzik eğitimi ve müzik mesleği mücadelelerini tahmin etmek çok da zor değil...
17'nci yüzyıl sonrasından bazı kadın besteciler ve mis gibi besteleri *Francesca Caccini – Lasciatemi Qui Solo (Bir opera besteleyen ilk kadın) *Hortense De Beauharnais – Portant pour la Syrie (Napolyon’un eşi) *Fanny Mendelsshon – Çello ve piyano için, sol minör Fantezi (Felix Mendelsshon’un kardeşi) *Clara Josephine Schumann – Die Lorelei (Robert Schumann’ın eşi) *Alma Mahler-Werfel – Die stille Stadt (Gustav Mahler’in eşi) *Elizabeth Lutyens – Requiescat (1950, Kadın Besteciler Derneği kurucularından)