UMUR UĞURLU
Deniz Lojistiği Yöneticisi / Uzakyol Kaptanı umurugurlu@umurugurlu.com
Hibrit Gemilerin Geleceği Karbon salınımını düşürmek tüm dünyanın ortak hedefi. NASA’nın yayınladığı son verilere göre 84 yıl sonra, şu anda 400 parçacık olan CO2 seviyesi 900 parçacığa yükselecek. Ve bunun yansıması olarak dünyadaki ortalama sıcaklık, 45 derece olacak. Dolayısıyla hayatın devamlılığı, doğaya saldığımız CO2 ile doğrudan orantılı. Geçtiğimiz yılın sonlarında Norveç merkezli olarak Kuzey Denizi’nde servise başlayan en büyük şarj edilebilir hibrit gemi, Color Line şirketinin en önemli girişimlerinden olarak dikkat çekmişti. Aslında pilli gemilerin gelişimi son 20 yıl içinde kendi sürecinde ilerliyordu. Denizcilik sektöründe petrol, doğalgaz, yenilenebilir enerji ve bunların işletim sistemlerinin sertifikasyonunu yapan bir klas kuruluşu olan DNV GL, Norveçli Eidesvik, Det Norske Veritas ve Wärtsilä adlı şirketlerin ortaklığıyla yürütülen The FellowSHIP (Türkçe’ye ‘Gemi Kardeşliği’ olarak çevrilebilir) adlı bir araştırma programını 2010’ların başında başlattı. Program kapsamında, denizcilik sektörüne yönelik pil üretimi yapan Kanadalı Corvus Energy adlı bir şirketten, Viking Lady isimli bir gemi için son teknoloji bir yakıt pili sipariş edildi. 500 kWh gücündeki pil, 2013 yılında Viking Lady ile buluştu. Toyota Prius gibi hibrid otomobillerle aynı çalışma sistemine sahip olan Viking Lady, yüzde 30 oranında yakıt tasarrufu sağlıyordu. Zira gelişen dünya’da giderek artan bir eğilim de hibrit enerji sistemlerinin daha rasyonel ve daha verimli kullanılmasına yönelik oldu. Özellikle son on yılda, gemilerde hibrit tahrik teknolojisi, sistem düzenleme alternatifleri, güç yönetim sistemi kontrol mimarisi ve özel teknoloji tehlikeleri ile ilgili spesifik konuları ele alan büyüyen bir araştırma alanı oluşmuştur.1 Hibrit sistemin avantajı; • Artan performans, • Azalan emisyonlar, Deniz Endüstri
42
• Ortalama maliyetten daha ucuz enerji elde edilmesi ve depolanması, • Düşük yakıt maliyetleri, • Yakıt tüketiminde yaklaşık % 15 civarında azalma, • Azaltılmış bakım ve yaşam döngüsü destek maliyetleri (yaklaşık % 20 oranında bir azalma), • Artan güvenilirlik, • Güvenilir operasyon şartları, • Gemi güvertesinde daha az gürültü, olarak dikkate alınabilir. Hâlihazırda, hibrit gemilerde enerji yönetim problemini ele almak için kural tabanlı yöntemler uygulanmaktadır. Bu yöntemlerin çoğu, yakıt tüketimi ve çevresel kaygıların yanı sıra, enerji kaynakları ve genel güç dağıtım sistemi içindeki kayıpları ihmal ederek optimizasyon eksikliği gibi bazı ortak zafiyetleri paylaşmaktadır. (1) Hibrit sistemlerdeki ana zorluk; motorlar, yakıt bataryaları ve ultra kapasitörler gibi farklı güç kaynakları