3 minute read

KAYBOLAN VE GERİ DÖNÜLMEK İSTENEN CENNET

“Olmak ya da olmamak” gerçek mesele değildir. Korunmadan yaşanan cinsellik, dikkatsiz sürüş, madde kullanımı ya da zorlu spor aktiviteleri gibi risk taşıyan davranışlar, gençlerin sağlığına yönelik büyük bir tehdit unsurudur ve bu tip durumların ölümle sonuçlanma riski de oldukça yüksektir. Gençleri bu riskleri almaya iten nedir? Temel öz koruma içgüdüleri çelişmez mi? Riskli davranışların temel psikolojik belirleyicileri nedir? Bu sorulara cevap vermek için gençlerin varoluşsal koşullarını ve ihtiyaçlarını anlamak gerekmektedir. Örneğin; dikkatsiz sürüşte, tehlike durumu çok daha çekici ve eğlenceli hâle getirmektedir. Varoluşsal paradoks, riskle bağlantılı canlılık duygusunun nihai kaygıyla kişinin kendi ölümündeki terörle başa çıkması için bireysel girişimler üzerine kurulmuş olabilir. Bu bölümün amacı, gençlerin risk alma kaynağını gözden geçirmektir. Risk almak tek bir olgu değildir. Birçok eylemi içerir. Bu bölümde bir bütün olarak riskli davranışların anlaşılmasında ilerlemek ve belirli davranışlara dikkat çekmek için gereken bilgiyi tamamlamaya çalışacağız.

ERGENLİKTE RİSK ALMA

Belirli bir davranış istenen ve memnun edici ya da istemeyen ve oldukça tehlikeli olan birden fazla sonuçlara yol açabilir. Risk alma olumsuz sonuçlara yol açan seçeneklerin uygulanmasını içerir Byrnes, Miller, & Schafer, 1999). Risk alma, uyumlu ya da uyumsuz olabilir. İnsanlar etrafındaki bütün risklere engel olamayabilir. Bunun yerine bazı riskleri sistematik olarak takip ederek ve diğerlerini önleyerek başarıyla sürece uyum sağlayabilir (Byrnes, 1998). Ergenlik, sosyal çevrenin doğasını değiştiren ve psikolojik, bilişsel gelişimlerin neden olduğu büyük değişikliklere yol açan etkileyici bir evredir. Gençlerin kendilerini ailelerinden kurtarmak istediği ve bağımsız bireyler olduklarını ileri sürdüğü varoluşsal bir süreç başlar. Genç birey; kişisel kimlik, kendilik duygularını geliştirmelidir. Böylece deneyim geçmişi ve beklenen geleceği anlamlı bir şekilde birbirine bağlanır (Erickson, 1968). Jessor (1982) sigara ve içki içmek, madde kullanımı ya da cinsellik gibi risk taşıyan davranışların nedensiz ve bozukluktansa “maksatlı, anlamlı, hedef yöneltimli ve işlevsel” olarak düşünülmesi gerektiğini iddia etmektedir. Gençlerin düşüncelerini anlamaya çalıştığımız için; onların deneyimlerini, algılarını, duygularını ve güdülerini keşfetmeye çalışmak bu hayat evresinde risk almanın daha iyi anlaşılması açısından oldukça önemlidir. Bilişsel özellik, risk alma tutumları ve “olmak ya da olmamak” gibi karar verme süreçleriyle ilişkilidir. Güdüsel özellik iki yönle ilgilidir. İlki; risk alma davranışı ve onun işlevlerine bağlı öznel anlamlardır. İkincisi; yetkinlik, öz saygı ve öz etkililik algılarına bağlı anlamlardır. Duygusal özellik, risk alma deneyimiyle yükselen duygular ve hislerle ilgilidir. Bu duygular olumlu (mutluluk, heyecan vb.) ya da olumsuz (korku, öfke, çaresizlik vb.) olabilir.

RİSK ALMANIN İÇSEL ÖZELLİKLERİ: BİLİŞSEL, DUYUŞSAL VE GÜDÜSEL

Risk Almanın Bilişsel Yönleri

Genel olarak iki farklı amaç, riskle ilgili kararları etkileyebilir (Lopes, 1983, 1987): Kaybı önleme isteği ve kazancı maksimize etme arzusu. Kaybı önleme isteği korkuyla güdülenir, fırsattan yararlanma isteği umutla güdülenir. Böylece insanlar umut edilen kazancın değeri kayıp değerinden fazla geldiği için zaman zaman risk alırlar. Gençler de dikkatsiz araba kullanmayla ilgili olarak onun tehlikeli olduğunu bilmelerine rağmen vereceği memnuniyet hissine, heyecan ya da eğlenceye odaklanmaktadır. Algılar ve davranış arasındaki ilişki karmaşık olsa da risk algılarının dikkatsizlik özelliği gösteren davranışlar ortaya koyması ya da koymaması bireyin kararına bağladır. Ne var ki riskli davranışa sadece risk algısı katkıda bulunmaz, duygusal durumlar ve tepkiler büyük resmin bir parçasıdır.

Risk Almanın Duyusal Yönleri

Bulgular, mutlu bireylerin iyimser risk kararları ve seçimlerine sahip olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla riski ve risk içeren seçimlerin daha az algılamaktadırlar (Lerner & Keltner, 2000, 2001). Olumsuz duyguların etkileriyle ilgili inceleme, korkak bireylerin kötümser risk içeren kararlara ve seçimlere sahip olduğunu göstermiştir. Çeşitli çalışmalar, sinirli insanlar ve riskli davranışlarla ilgili olarak özellikle de bazı gençlerin agresifliklerini ve öfkelerini ifade etme yolu olarak araba kullandığını gösteren dikkatsiz sürüşle ilgili iddiaları doğruladı (Arnett, 1995; Donovan, Umlaf & Selzberg, 1988). Buna ek olarak daha agresif gençlerin aynı şekilde sinirli bir ruh hâlinde olduklarında daha dikkatsizce sürmeye eğilimli oldukları gösterilmiştir (Arnett, Offer, & Fine, 1997). Tepkisellik Teorisi (Brehm & Brehm, 1981) risk alma davranışıyla bağlantılı öfke seviyesini açıklamaya yardımcı olabilir. Bu teori, algılanan özgürlüğe tehdit teşkil eden durumlarda insan davranışını açıklama girişimi içindedir. Buna ek olarak yüksek duygulanım arayanlar birçok aktivitede daha az riski algılamaya eğilimlidir ve düşük duygulanım arayan kişilerden daha fazla olumlu potansiyel sonuçlar beklemektedirler (Igra & Irwin, 1996). Bu nedenle risk algısı, duygulanım arayan kişi ve riskli sürüş arasındaki ilişkiye aracılık edebilir. Yüksek duygulanım (heyecan/his) arayan kişiler bazı sürme davranışlarını riskli olarak hissetmeyebilir ya da hızlı sürdüğünü düşünmeyebilir. Risk alma davranışının duygusal yönleriyle ilgili açıklamanın yanı sıra duygulanım arayışı bilişsel süreçleri için de bir açıklama sağlar. Buna ek olarak, duygulanım arayışı riskli davranışları kullanmak için motive edici olarak belirtilir.

Risk almanın Güdüsel Yönleri, Algılanan Zarar ve Yararları

Fonksiyonel analize göre, davranış en iyi hizmet ettiği amaçlar ve ihtiyaçlar yönünden anlaşılmaktadır. (Snyder & Cantor, 1997). İnsanlar aynı amaçlar için farklı davranışları ya da farklı amaçlar için aynı davranışı gerçekleştirsin ya da gerçekleştirmesin

This article is from: