4mevsimbahcesehir
KİTAP
Dört Mevsim Bahçeşehir
SUSSS...
Yazımlarını hayatıyla harmanlamış, gazeteci; (Naçizane yeni kitabını beğeninize sunmaya hazırlanan) SELHAN ÖZDEMİR anlatımlarına bir yenisini ekledi… Kelebek zerafeti. Karşımızdaki insanın tavrıdır. Bizler için yapılan hareketlerde hep görmek istediğimiz budur. Aslında yaşam çizgisi de böyledir, bir kelebeğin ömrü kadar kısadır. Bir büyüğümden duymuştum. 'Hayat bir gün, o günde bugün' derdi. Düşünün bakın ne kadar doğrudur. Yaşadıklarınız geride bir anı kalıyor, anında yaptıklarınız hayatınızı yönlendiriyor; bir saniye sonra ne olacağını kimse bilmiyor. Bütün hikaye bu… Sakın yanlış anlamayın. Geçmişten feyiz almayın; gününüzü gün edin, har vurup harman savurun, yarını düşünmeyin demiyorum. En doğrusu, anı güzel, doğru değerlendirirken, anı tecrübelerinizin yanlışlıklarından öğreti çıkarıp sanki yarın ölmeyecek gibi de düşünmektedir. Selhan'ın günlüğü tadındaki kitabım "Gözüm Üstünde"de yıllarca yaptığım gazetecilik tecrübelerimle insani yaşanmışlıklarımı bir araya getirdim.
BİR KELEBEK MASALI
Meraklı bir adam ağacın üstünde gördüğü bir kelebek kozasını incelerken; içinde oluşmayı bekleyen bir tırtıl olduğunu fark eder. Adam defalarca oraya gitti ve seyreyledi. Bir gün incelerken küçücük bir deliğin açıldığını gördü ve izlemeye başladı. Kelebek o küçücük delikten çıkabilmek için saatlerce debelendi ve çıkamayacağını düşündüğü kelebeğe yardım etmek istedi. Bir
makasla kozayı genişletince kelebekte kolayca dışarı çıktı. Fakat gövdesi şişmiş kanatlar bumburuşuk olmuş. Adam yardımına koştuğu kelebeği seyretmeye devam etti. Kanatlarının güzelleşeceğini bedeninin de normal boyutlara geleceğini umuyordu. Ama olmadı. Kelebek ömrünün diğer kısmını o buruşuk kanatlar, şişik gövdeyle geçirdi. Asla uçamadı… Adamın gereksiz merhameti ilahi kanunun işleyişini bozmuştu. Ancak kendi çıktığı kozadan gelen sıvı kanatlara ağır ilerliyor ve uçma imkanı sağlıyordu. Adam bilemedi ve çok üzüldü. Sonradan bir kitaptan öğrendiği gerçeği unutmadı ve kendi hayatına da uyguladı. Hayatımızda baş etmemiz gereken sıkıntılar o güzel kelebeği saran koza gibidir. Başımıza gelen felaket, kötülük, zorluklarla mücadeleyi ancak böyle öğrenir, kuvvetlenir, azimli birey oluruz.
HATALARINIZI SEVİN
Doğru anladınız. Hatalarından doğru ders çıkaran insan, başarının altın anahtarını cebine koymuş demektir. Derler ya; sen çok değiştin; gülün geçin. Değişmiyorsunuz, yaptıklarınız karşısında öğreniyorsunuz. Her kişiye hareketine, yaptıklarına, düşüncelerine eşit mesafede duruyorsunuz, hep budur. Başarısızlıklarınızdan gönül kırıklığı yaratmayın. Hatta bana sorarsanız pamuklara sarıp gönlünüzün bir köşesine unutmamak üzere koyun ki; gelecekte sizin hırslarınız; madalyonlarınızı, insan ilişkilerinizi tetikleyecekler. KENDİNİZE İNANIN. Gelin ata binmiş ya nasip demiş. Bir de nasip yadım ederse sizi kimse tutamaz… Avuçlarınızı birbirine sürttüğünüzü görür gibiyim. Kafada doğru planlanmış; başlamış iş bitmiş demektir.
İlham kaynağım; yaşanması sof kaliteli vatanım bildiğim Bahçeşehir'imde yüzde elli güzel düşüncelerimi rahatlıkla hayata geçirdim. Neden mi sevdim, sevildim, gezdim, nefes aldım, kah bir ağaç gölgesinde oturdum, kah soğuk esen rüzgarda savruldum. Fakat hep huzuru buldum. Sizlerle her sayıda düşüncelerimi paylaştığım duayen dergim 'Dört Mevsim'deki mutluluğum, onurum gibi… Önemli olan bir hoş sedadır. Gönlüme taht kuran dergimdeki bir yazımı daha bitirirken cebinizdeki mutluluk anahtarınızı hiç kaybetmemeniz dileklerinde bulunuyor, siz değerli dostlarımı saygı ve sevgiyle kucaklıyorum. BİR SELHAN ÖZDEMİR YAZISI… Yunus Emre der ki; EDEBİM EL VERMEZ EDEPSİZLİK EDENE. SUSMAK EN GÜZEL CEVAP EDEBİ ELDEN GİDENE… I
BAHÇEŞEHİR SEVDADIR
MAYIS 2020 I
27