Mirvari Magazine

Page 1

MIRVARI November 2020


“Geleceğin aydınlık ve mesut dünyalarını ancak, muhabbetle şahlanmış sevgi kahramanları kuracaktır. Dudaklarında muhabbetten tebessüm, gönülleri sevgiyle harman, bakışları insanî duygularla buğu buğu, herkese ve her şeye şefkatle gamze çakan; doğup-batan güneşlerden, yanıp-sönen yıldızlardan hep muhabbet mesajları alan sevgi kahramanları...” diyor büyüğümüz, bizler de bu sevgi kahramanlarından olabilme ümidi ile yola çıktık. Şu dünya deryasındaki zulümleri, zorlukları, ümitsizlikleri ve yorgunlukları nasıl temizleriz diye düşündük, dertlendik. Derdimizden bir mirvari oluşturup sizlere sunmak istedik. Bir kuşun iki kanadı misali, bizi bu dünyada başarıya, ahirette Cennete uçurmasını umarak ilmi ve dini yazılara yer verdik dergimizde. İnci değerindeki dergimizin, kahve misali gaflet uykusuna dalmamıza da mani olacağını umarak hem bir kahve ismi olan, hem inci manasına gelen “Mirvari” sözcüğünün dergimize uygun bir isim, hem de hoş bir çağrışım olacağını düşündük. “Gayret bizden, tevfik Allah’tan” diyerek, 10 lise ve 4 üniversite öğrencisi olarak çıktığımız bu yolda cihannüma bir Mirvari ailesi olmayı umuyoruz. Sizlere keyifli okumalar diliyoruz. -Mirvari Ailesi


Editors Zuhal Munise Kiana Shah Designers NC Zeynep Hansa Tonguc Writers Muazzez Deniz Munise Zuhal Nergis Duha Zeynep MY Gül

01 02 03 08 09 10 11 17 20 23 26 27 31 33 34 35 39 42 43 44 45

Esmaül Hüsna

Kıssadan Hisse

Șükür İnkisar Woodworking Kasım’ın Baş Tacı Şükran Günü Yanımızdaki Kahramanlar Attitude of Gratitude Comic Sahabelerden Anılar Heroes of History | Ali Qushi Vefa Köşemiz Fitness Benefits of Crying Monthly Book Suggestions College Preparation Competitions | Yarışmalar Gamlanmayasın Sakın Çengel Bulmaca | Crossword Puzzle Volunteering Opportunities Tefriciye Duası


1 | Mirvari November 2020 Tevekkül etmek bütün kulların farkında bile olmadan yaptığı, bütün sebepler dairesi ardından Allah (cc)’a güvenip kaderi onun ellerine bırakmaktır. Bir öğrenci sınavına çalıştıktan sonra ellerini açıp dua eder tek yaratıcısına, bir çiftçi açar ellerini gökyüzüne tevekkül eder bütün tohumlarını ektikten sonra. Allah (cc)’ın El Vekil ismi, biz ona tevekkül ettiğimiz sürece onun bizim için en hayırlısını gerçekleştireceği ve herhangi bir dileğimiz olduğunda çalacağımız kapı olduğu manasına gelir.

El-Vekil

“ Çalışmak âdetim, tevekkül hâlimdir. ”

El-Mütekebbir Şükredebilmek, Allah’ın aciz kullarına verdiği en büyük nimetlerden biridir ki bize canımızı, yaşadığımız toprakları ve rızkımızı veren yaradana yedi gün yirmi dört saat boyunca secdeye inip şükretsek az. Allah (cc), eğer ona bize verdikleri için şükür edersek kat kat fazlasıyla mükafatlandırılacağımızı bu ismiyle bize bildirmiştir. Bir yandan Allah (cc)’a nimetleri için şükrederken bize bunları ulaştıran aracı kullarına da teşekkür etmeliyiz. Nitekim, Allah Resûlü (a.s.m) “İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah’a şükretmez.” buyurmuşlardır.

Allahu ekber dediğimizde çoğu kulun düşündüğü “Allah en büyüktür” aksine “Allah büyüktür” demiş oluruz. Kendisini büyük sanan nicelerinin Allah (cc)’ın yüceliği karşısında küçücük kaldırları inkar edilemez bir gerçektir. Allah yaratılanların yaratıcısı, bastığımız toprakların tek sahibidir. El-Mütekebbir, her hususta çalınacak ilk kapının Allah(cc) olduğunu ve ondan daha yüce biri olmadığını yansıtır.

Eş-Şekûr

“ And olsun ki, şükrediniz elbette size daha fazla veririm.

Ve eğer nankörlük ederseniz, haberiniz olsun ki azabım çok şiddetlidir. ” (İbrahim Sûresi, 14/7) by

Muazzez


2 | Mirvari November 2020

Kıssadan Hisse

B

ir köyde iki arkadaş oynamak için dışarıya çıkar, öncelikle parka gitmeye karar verirler. Parkta salıncakta sallanırlar, kaydıraktan kayarlar ve şakalaşıp sohbet ederler. Uzun bir süre sonra vaktin ne kadar hızlı geçtiğini anlayıp ertesi gün görüşmeye karar verip evlerinin yolunu tutarlar. Ertesi gün gelir kahvaltılarını yaparlar ve okula doğru giderler. Okulda buluşup dersler bitince ne yapacaklarına karar verirler. Dersleri biter ve hergün yedikleri erik ağacının yanına gidip erik yerler. Bu onlar için artık bir rutin olmuştur. Her gün okuldan sonra erik ağacına uğrayıp erik yerler ve günlerine devam ederlerdi.

Ta ki bir güne kadar, o gün arkadaşlar hırslarına kapılıp bütün erikleri toplamaya çalışırlar, gençliğin verdiği enerji ile ağacı sallamaya başlarlar. Ve israf olacak kadar erik elde ederler, halbuki onların yediği en fazla 3 eriktir. Ağacı salladıkları ve hırpaladıkları için ağaç zarar görür ve kurumaya yüz tutar, ağaç artık erik vermemektedir. Çocuklar duruma çok üzülmüşlerdir ama bu onlara hayatları boyunca hatırlayacakları bir ders olmuştur. Hergün az da olsa erik yiyebildikleri ağaçtan artık hiç erik yiyemez olmuşlardır. Bütün eriklere sahip olma hırsı ellerinde olan nimeti de almıştır.

Yazar: Mehmet Akif


3 | Mirvari November 2020

Șükür M. Fethullah Gülen

G

örülen herhangi bir iyiliğe karşı gösterilen memnûniyet ve minnettarlık mânâlarına gelen şükür; ıstılahta(1), insana bahşedilen duygu, düşünce, âzâ(2) ve cevârihi(3) yaratılış gâyeleri istikametinde(4) kullanmaya denir ki; kalble, lisânla(5) îfâ(6) edilebileceği gibi bütün uzuvlarla(7) da yerine getirilebilir. Lisânla(5) şükür; vehmî(8) bütün güç, kuvvet ve ihsan kaynaklarını nefyederek(9) her türlü lütuf ve nimetlerin Allah’tan geldiğini kabul ve itirafla gerçekleşir. Evet, bütün iyilikleri, güzellikleri kısmet eden ve mebde’den(10) müntehâya(11) sebeplerini hazırlayan O olduğu gibi, vakt-i münasibinde gönderen de yine O’dur. Takdir ve taksim eden, vakti gelince yaratıp semâvî sofralar halinde önümüze seren O olduğu için neticede minnet ve şükran da O’nun hakkıdır. O’nu görmezlikten gelerek sebeplere takılmak, hatta onlara serfürû(12) edip minnettarlıkta bulunmak; hazırlanıp ayağımızın ucuna kadar getirilen bu sofranın, hazırlanışını ve hazırlayanını nazara almadan, getirip önümüze koyan tablacıyı(13) bahşişlere boğmaya benzer ki: َ‫“ يَ ْعلَ ُمونَ ظَا ِه ًرا ِم َن الْ َح َيا ِةالدُّ نْ َيا َوه ُْم عَنِ اْآل ِخ َر ِة ه ُْم غَا ِفلُون‬Onlar, dünya hayatının sadece kendilerine bakan dış yüzünü bilirler, ahirete bakan yönünden ise bütün bütün gafildirler(14).”[1] Evet bunlar, sırf sebeplere bakıp ilim ve mârifet itibarıyla daha ilerisini göremeyen cahiller, nâkıslar(15) ve nankörlerdir. Kalble şükür; zâhir(16) ve bâtın(17) bütün nimetleri ve bu nimetlerden yararlanmayı Allah’tan bilip hayatın bu anlayışa göre yönlendirilmesi, şekillendirilmesidir ve aynı zamanda lisân ve cevârihle yapılan şükrün de

1-Istılah: Bir kelimeyi sözlük manasının dışında kullanmak. Kelimeye yüklenen özel anlam. 2-Âzâ: Uzuvlar, organlar 3-Cevârih: El, ayak gibi vücud azaları 4-Îstikamet: Yön, doğru yolda olma. 5-Lisân: Dil, konuşma dili, lehçe. 6-Îfâ: Yerine getirmek. Kılmak. Yapmak. 7-Uzuv: Organ 8-Vehmî: Varsayılan, olmadığı halde var kabul edilen. 9-Nefyetmek: İnkâr etmek, reddetmek 10-Mebde: Başlangıç


4 | Mirvari November 2020

Cevârih ile şükre gelince, o, her uzuv ve her lâtîfeyi(21) yaratılış gâyesi istikametinde kullanmak ve onlara mahsus(22) kulluk vazifelerini yerine getirmekten ibaret sayılmıştır. (3)

(7)

Ayrıca, lisânın şükrünü evrâd ü ezkâr, kalbin şükrünü yakîn ve istikamet, cevârihin şükrünü de ibadet ü tâat şeklinde yorumlayanlar olmuştur. Onun böyle bütün bir iman ve ibadete taallukundan(23) ötürüdür ki, büyükler ona imanın yarısı nazarıyla bakmış, kendi şümûlü(24) içinde sabırla müşterek(25) mütâlaa(26) etmişlerdir. Allah, kelâmında pek çok defa şükrü emretmiş ve onu, [4] َ‫ لَ َعلَّك ُْم تَشْ كُ ُرون‬ve [5] ‫ َو َس َي ْجزِي اللهُ الشَّ ا ِكرِي َن‬gibi âyetleriyle emrin ve halkın gâyesi göstermiş; göstermiş ve: ٌ‫َئ كَ َف ْرت ُْم إِنَّ َع َذ ِاب لَشَ ِديد‬ ْ ِ ‫ل ِ َْئ شَ كَ ْرت ُْم ألَزِيدَ نَّك ُْم َول‬ “Eğer şükrederseniz ben de nimetimi artırırım; şayet nankörlük yaparsanız, biliniz ki azabım çok şiddetlidir.”[6] fermanıyla şükredenlere mükâfat vaadinde, küfrân-ı nimette bulunanları da cezalandıracağı tehdidinde bulunmuştur. Bundan başka O, kendisine “Şekûr” demiş[7] ve bütün nimetlerin asıl kaynağına ulaşma yolunu da şükre

11-Müntehâ: Son. 12-Serfürû: Boyun eğme 13-Tablacı: Tezgâhtar, sunucu 14-Gafil: Gaflette olan. Allahü teâlâyı, emir ve yasaklarını unutan kimse. Dikkatsiz, iyi düşünmeyen, uyanık olmayan 15-Nâkıs: Noksan, eksik. Tamam olmayan 16-Zâhir: Görünen, âşikâr olan. Açık, belli 17-Bâtın: iç yüz, gizli, sır 18-Buudlarına: Boyut: dereceleri, boyutları 19-Fermân-ı Sübhânîsi: Subhan (Eksikliklerden uzak ve mükemmel sıfatlar sahibi olan Allah) Allah’ın emirleri

bağlamıştır; bağlamış ve bu mevzuun doludizgin şehsuvarlarından(27) Hz. İbrahim’i: ‫شَ ا ِك ًرا ِلَنْ ُع ِم ِه‬ “O’nun nimetlerine karşı şükürle gerilmiş”[8] sözüyle; Hz. Nuh’u da: ‫“ إِنَّهُ كَانَ َع ْبدً ا شَ كُو ًرا‬Şüphesiz, o, şükürle oturup kalkan sadık bir bende idi.”[9] beyânıyla tebcil(28) ve takdir etmiştir. Şükür önemli bir amel ve kıymetli bir sermaye olmasına rağmen, ‫“ َو َقلِ ٌيل ِم ْن ِع َبا ِد َي الشَّ كُو ُر‬Kullarımdan şükredenler pek azdır.”[10] fehvâsınca, hakîki mânâda âmili fazla olmayan bir ameldir. Gerçi, ‫“ أَ َفالَ أَكُونُ َع ْبدً ا شَ كُو ًرا‬Rabbime çok şükreden bir kul olmayayım mı!”[11] duygusuyla kıvrım kıvrım kıvrananlar ve bütün ömürlerini şükür kuşağında geçirenler de vardır ama, yine de bunların sayıları oldukça azdır. Evet, İnsanlığın İftihar Tablosu(29) Şükür Kahramanı, değeri çok yüksek, âmili(30) çok az bu önemli amelin en önde geleniydi. O, otururkalkar şükreder ve yanına gelenlere de şükür tavsiyesinde bulunurdu.

"

ِ َ‫“ َوأَ ْس َب َغ َعلَ ْيك ُْم نِ َع َمهُ ظَا ِه َر ًة َوب‬O, esasını teşkil eder ki: ‫اط َن ًة‬ gizli-açık nimetlerini bol bol size ihsan etmiştir.”[2] beyânı onun keyfiyet buudlarına; ‫“ َوإِنْ تَ ُعدُّ وا نِ ْع َم َة الل ِه الَ تُ ْح ُصوهَا‬Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız da saymakla bitiremezsiniz.”[3] fermân-ı sübhânîsi(19) de kemmî sonsuzluğuna işaret etmektedir.

Kalble şükür; zâhir ve bâtın bütün nimetleri ve bu nimetlerden yararlanmayı Allah'tan bilip hayatın bu anlayışa göre yönlendirilmesi, şekillendirilmesidir.

"

Sübhân: Eksikliklerden uzak ve mükemmel sıfatlar sahibi olan Allah. 20- Kemmî: Miktar 21- Lâtîfe: Duygu, his; insanın mânevi yapısında bulunan ince duygular 22- Mahsus: Özel 23- Taalluk: İlgili olma, münasebet, sevme 24- Şümûl: Kapsam, içine almak 25- Müşterek: Birlikte, beraber, ortak 26- Mütâlaa: Bir işi etraflıca düşünmek, dikkatle okuma, inceleme 27- Şehsuvarlar: Sûvari, en iyi (at) binicisi 28- Tebcil: Yüceltme, saygı gösterme 29- İnsanlığın İftihar Tablosu: Hz. Muhammed (S.A.V.)


5 | Mirvari November 2020

anmam, Sana şükredebilmem ve Sana ibadetlerin en güzeliyle yönelebilmem için bana yardım et.”[12] O’nun sabah akşam dilinden düşürmediği nurlu sözlerdendi.

Evet, eğer şükür, nimete mazhar olanın onu verene karşı iki büklüm olması, sevgi ve alâka ile O’na yönelmesi, bütün mazhariyetlerini itiraf etmesi ise, yukarıdaki peygamber sözü bu hususların en kestirmeden ifadesi sayılır. Kimi aşa-ekmeğe, evlâd ü ıyâle ve barınacağı mekâna; kimi bunlarla beraber varlığa, sıhhate ve afiyete; kimi bir adım daha ileri atarak imana, irfana, rûhânî zevklere ve itminâna; kimi de hamd ve minnet şuuruna şükreder. Bu sonuncusuyla insan, acz, fakr ve yetersizliklerini birer sermaye olarak kullanabilir de teşekkür devr-i dâimleri (salih daireleri) içine girerse, gerçek şâkirînden(31) olur. Bir hadiste ifade buyrulduğu gibi, Dâvud aleyhisselâm, Cenâb-ı Hakk’a: “Yâ Rab! Senin şükrünü nasıl edâ edebilirim ki, Sana şükür etmem dahi üzerimde şükrü gerektiren ayrı bir nimettir!” deyince, Cenâb-ı Hak: “İşte şimdi tam şükrettin.”[13] buyururlar ki, zannediyorum ‫“ َما شَ كَ ْرنَاكَ َح َّق شُ كْرِكَ َيا َمشْ كُو ُر‬Ey her dilde meşkûr olan Allahım, Sana hakkıyla şükredemedik.” sözüyle anlatılmak istenen de budur.

30-Amil: Bir işi yapan. 31-Şâkirînden: Allah'a şükredenler. 32-Perestiş: Taparcasina çok sevmek. Hürmet etmek. 33-Mâhî: Balık. 34-İnhiraf: Doğru yoldan sapma. 35-Tevhid: Allah’ın birliğine inanma, Lâ ilâhe sözünü tekrarlama. 36-İhtar: Hatırlatma, uyarı 37-Muttali: Meseleyi bilen, konuya hakim olan, anlayan. 38-Televvün: Renklenme 39-Mahbûbiyet: Sevgili olma; Allah'ın muhabbetine erişme.

"

َ‫“ اَللَّ ُه َّم أَ ِع ِّني َع َل ِذكْرِكَ َوشُ كْرِكَ َو ُح ْسنِ ِع َبا َدتِك‬Allahım! Seni

Hakîkî şükür, nimetin tam bilinmesiyle gerçekleşir; zira nimetin kaynağı ve onu verenin takdir edilmesi, büyük ölçüde nimetin bilinmesine bağlıdır.

"

Nimetin bilinmesinden kabûlüne, ondan da Cenâb-ı Hakk’a yönelmeye uzanan çizgide iman ve İslâm’ın hazırlayıcılığı, Kur’ân’ın belirleyiciliği üzerinde her zaman durulabilir. Evet, Allah’ın üzerimizde olan lütufları imanın ışığı altında ve İslâm’ın emirlerini yaşarken daha bir belirginleşir, netleşir, duyulurhissedilir hâle gelir ve Allah tarafından aczimize, fakrımıza merhameten ve ihtiyaçlarımıza binâen, hem de karşılıksız olarak verildiği görülür ki; bu da, o ihsan ve lütufları bahşeden Zât’a karşı bizde senâ hislerini coşturur; coşturur ve ‫“ َوأَ َّما ِب ِن ْع َم ِة َربِّكَ َف َحدِّ ْث‬Şimdi gel Rabbinin nimetini anlat da anlat!”[14] gerçeğine uyanarak, emrolunduğumuz minnet ve şükran vazifesini rûhumuzun derinliklerinden fışkıran bir heyecanla yerine getiririz. Aslında her insanda, nimete ve nimet verene karşı perestiş(32) hissi vardır. Ama bu hissin uyarılacağı, uyarılıp yönlendirileceği âna kadar, tıpkı deryâda yaşayan mâhîler(33) gibi, başından aşağıya yağan nimetleri ne duyar ne de hisseder. Dahası, çok defa onları çevresindeki basit

40-Lütuf: İyilik, ihsan, bağış. 41-Şuhûd: Görme, şahid olma. 42-Engin: derin, uçsuz bucaksız, çok geniş 43-Mefkud: Elde bulunmayan, kaybolmuş olan. 44-Mukaddes: Her türlü çirkinlik ve eksiklikten arınmış, Kutsal olan. 45-Akdes: En kudsi. En mübarek 46-Feyiz: Bolluk, bereket, lütuf. 47-Nazar: Bakış, görüş, göz değmesi. 48-Vârid: ilham


6 | Mirvari November 2020

sebeplere bile verebilir. Eğer biz, etrafımızdaki nimetleri görmemeye körlük, sağırlık ve duygusuzluk diyeceksek, mazhar olduğumuz bunca şeyi kör, sağır ve duygusuz sebeplere havâle etmenin de inhiraf(34) olduğunda şüphe yoktur. ‫“ َم ْن ل َْم َيشْ كُ ِر الْ َقلِ َيل ل َْم َيشْ كُ ِر الْكَ ِث َري‬Aza şükretmeyen çoğa da şükretmez.”;[15] veya: ‫اس ل َْم يَشْ كُ ِ َر‬ َ ‫نْ ل َْم يَشْ كُ ِر ال َّن‬ َ‫“ الله‬İnsanlara karşı şükran ve minnet hissi taşımayan Allah’a da şükretmez.”[16] sözleri, birinci şıkka bakar ve mutlak şükrün önemini hatırlatır. ِ‫“ َواشْ كُ ُروا ِل َوالَ تَكْ ُف ُرون‬Sadece Bana şükredin ve zinhâr nankörlükte bulunmayın.”;[17] veya ُ‫" َوا ْع ُبدُ و ُه َواشْ كُ ُروا لَه‬Yalnız O’na kullukta bulunun ve O’na şükredin.”[18] gibi âyetler de ikinci şıkkı nazara verir ve hakîkî tevhidi(35) ihtar(36) eder.

İnsanlara karşı şükran ve minnet hissi taşımayan Allah’a da şükretmez.

"

"

Ayrıca şükrün esasını teşkil eden hususlar itibarıyla onu şu üç bölüm içinde mütâlaa etmek mümkündür: 1. Herkes tarafından nimet olduğu kabul edilen, avam-havâs, müslim-gayr-i müslim herkesin sevip arzu ettiği nesnelere karşı şükür ki açıktır, üzerinde fazla durmaya değmez.

[1] Rûm sûresi, 30/7 [2] Lokman sûresi, 31/20 [3] İbrahim sûresi, 14/34 [4] "Umulur ki şükredersiniz" (Bakara sûresi, 2/52, 56, 185; l-i İmran sûresi, 3/123; Mâide sûresi, 5/6, 89; Enfâl sûresi, 8/26; Nahl sûresi, 16/14, 78; Hac sûresi, 22/36; Kasas sûresi, 28/73; Rûm sûresi, 30/46; Fâtır sûresi, 35/12; Câsiye sûresi, 45/12) [5] "Allah, şükredenleri mükâfatlandıracaktır." ( l-i İmran sûresi, 3/144) [6] İbrahim sûresi, 14/7 [7] Bkz. Fâtır sûresi, 35/30, 34; Şûrâ sûresi, 42/23; Tegâbün sûresi, 64/17 [8] Nahl sûresi, 16/121 [9] İsrâ sûresi, 17/3

2. Zâhiren bir kısım sevimsiz şeylere karşı şükür ki, dış yüzü itibarıyla ağır, îfâsı(6) zor ve ancak hadiselerin perde arkasına muttali(37) olanlara Allah’ın lütfudur ve rızâ televvünlüdür(38). 3.Hayatlarını mahbûbiyet(39) yörüngesinde sürdürenlerin şükrüdür ki, nimetlere hep nimeti veren açısından bakar, O’nun büyüklüğüyle lütufları(40), ihsanları duyar ve ömürlerini şuhûdun(41) engin(42) hazları içinde geçirirler.. kullukları ayrı bir zevk zemzemesi, gönül hayatları ayrı bir aşk u şevk tûfânı ve Hak’la münasebetleri de ayrı bir temkin disipliniyle, şuhûdun engin hazları içinde. Böyleleri, sürekli mevcudu bağlama ve mefkudu(43) avlama peşindedirler. Elde ettikleri mukaddes(44) ve akdes(45) feyizlerle(46) her an daha bir renklenip, derinleşip yollarına devam ederken, nazar(47) ağları da her an ayrı ayrı vâridlere(48) serilir, avlar, dolar ve taşar...

‫اَللَّ ُه َّم ا ْج َعلْ َنا ِم ْن ِع َبا ِد َك الْ ُم ْخل َِص َني الْ َم ْح ُبو ِب َني الْ ُم َق َّر ِب َني‬ ‫َو َص َّل اللهُ َع َل َس ِّي ِد الْ ُم ْخل َِص َني الْ َم ْح ُبو ِب َني الْ ُم َق َّر ِب َني‬

gh

[10] Sebe sûresi, 34/13 [11] Buhârî, teheccüd 6; Müslim, münâfıkîn 79-81; Tirmizî, salât 187 [12] Nesâî, sehv 60 [13] İbn Ebi'd-Dünya, Kitabü'ş-şükr s.7; İbn Ebî sım, Kitabü'z-zühd 1/72; el-Beyhakî, Şuabü'l-îmân 4/100-101; el-Kurtubî, el-Câmi' li Ahkâmi'lKur'ân 1/398, 9/343; İbn Kesîr, Tefsiru'l-Kur'âni'l-azîm 2/541, 3/530. [14] Duhâ sûresi, 93/11 [15] Ahmed b. Hanbel, Müsned 4/278, 375 [16] Ebû Dâvûd, edeb 11; Tirmizî, birr 35; Ahmed b. Hanbel, Müsned 2/258, 295, 388, 3/32, 74 [17] Bakara sûresi, 2/152 [18] Ankebût sûresi, 29/17


7 | Mirvari November 2020

For Each New Morning With It’s Light, For Rest And Shelter Of The Night, For Health And Food, For Love And Friends, For Everything Thy Goodness Sends. -Ralph Waldo Emerson


8 | Mirvari November 2020

İnkisar Söyle ey dost! Sitemkâr hâlin nedir? Her biri şikâyet makâlin nedir? Küskünsün, bilmem ki melâlin nedir? Bir anlasam gizli âmâlin nedir? Hani sözün Hakk için söylemiştin; Neyledinse O’nunçün eylemiştin; Rûhun ile Cennet’i peylemiştin; Ne bu öfke şimdi, celâlin nedir? Hizmet deyip, hak deyip koştu isen, Kanli-dere, sarp-yokuş aşti isen, Önce ham idin şimdi pişti isen, Öyleyse bir göster kemâlin nedir? Düşüncen milletse, nazlanmak kimden? Hasbîlik der isen şikâyet neden? Bekledigini beklerlerse senden, Verebilir misin, mecâlin nedir? M. Fethullah Gülen


9 | Mirvari November 2020

WOODWORKING by Deniz

What is it? Woodworking is the hobby, art, or skill of making items from wood. Some examples of these items might be cabinets, desks, bookcases, beds, etc. Woodworking might be a bit expensive to start but once you invest in some good tools the cost will go down while the results get better. Woodworking can be a lifelong hobby if you start one project at a time.

How to start: There are tons of Youtube videos and articles giving step-by-step instructions on how to build interesting projects. If you are still skeptical about woodworking, classes are for you. Places like Home Depot offer free DIY classes where you can learn tremendously. Overall, there are a lot of ways to get started in woodworking.

With woodworking, it’s really sort of gratifying to be able to have an actual piece to touch, and then step back and be able to share it. -Luke Kirby

“Woodworking For Dummies” is a great book to learn more information about woodworking and a quick Google search is worth it.


10 | Mirvari November 2020

Kasım’ın Baş Tacı Şükran Günü by Munise

A

merika’nın bizim değerlerimizle örtüşen, belki de en önemli özel günlerinden birinden bahsetmek, dergimizin Kasım ayında ilk sayısının çıkmasına tevafuk etmesiyle bu özel bayramlarını ele almak, detaylarıyla tekrardan sizlere sunmak istedik. Peki nedir bu Şükran Günü? Türkçe’ye Şükran Günü olarak çevrilen, Hindi yiyerek kutlanmasıyla bilinen ve esasen “Thanksgiving” diye adlandırılan bu özel gün yalnızca Amerika’da değil, Kanada, Liberya ve Puerto Rico da dahil olmak üzere birçok ülkede kutlanıyor olsa da ilk kez Amerika’da Pilgrimler tarafından kutlanmıştır1. 1620 lerde Mayflower adlı bir gemiyle 102 kişilik bir grup insan, İngiltere’nin baskıcı yönetiminden kaçarak, dini özgürlüklerini elde etmek için Amerika’nin Plymouth Rock bölgesine yerleşirler. Türkçede “hacı” manasına da gelen Pilgrimler aylarca süren yolculuk, soğuk ve açlık dolayısıyla yorgun ve hasta düşmüşlerdir ve aralarından 46 kişiyi de kaybederler. Kızılderililer onları karşılar, avlanmayı ve mısır gibi bazı bakliyatları ekip hasat etmeyi öğretirler. Pilgrimler kışı geçirir, Ekim ayında da iyi hasat elde ederler. Evlerini inşa eden ve kış için yeteri kadar hasat toplayan Pilgrimler, Kızılderililer ile barış içinde yaşamaya başlarlar.

Onlara duyduklari sukrani sunmak için üç yıl sonra, zamanın valisi William Bradford, Şükran Günü’nü ilan eder. Büyük bir davet hazırlar ve Kızılderilileri davet eder. Bundan sonra her yıl Şükran Günü kutlanmaya başladı. 1770 lerin sonunda bu günün Ulusal bir gün olarak ilan edilmesi teklif edilir. Ancak 1817 yılında New York eyaletinde geleneksel bir gün olarak kutlanmaya başlar ve 19. Yüzyılın ortalarında da diğer eyaletler tarafından da kullanılmaya başlar. 1863 yılında Başkan Abraham Lincoln bu günün ulusal bir gün olarak kullanılması önergesini kongreye sunar ve ancak 1941 yılında kongre tarafından karara bağlanır. O günden sonra Kasım ayının dördüncü yani son perşembesi ulusal bayram ilan edilir ve Şükran Günü olarak kutlanmaya başlanır2. Böylelikle Amerikalılar kendilerine yapılan bu iyiliği her yıl kutlayarak hem yapılan iyiliği hatıralarında tutuyor, hem de gelecek nesillere de aktarmış oluyorlar. Bu bayrami bizler de, sayamayacağımız kadar çok, değer biçemeyeceğimiz kadar kıymetli birçok nimetle bizleri donatan Rabbimize teşekkürlerimizi bir kez daha sunmak için değerlendirebilir, bir kez daha Elhamdulillah diyebiliriz.

1 Thanksgiving. (2020, November 12). https://en.wikipedia.org/wiki/Thanksgiving. Şükran Günü. Türkçe Bilgi. (2008, August 19). https://www.turkcebilgi.com/şükran_günü.

2


11 | Mirvari November 2020

YANIMIZDAKİ KAHRAMANLAR Abdülhamit Bilici

Yazar: DUHA

Kahraman nedir? Sözlükte, savaşta yiğitlik ya da tehlikeli bir durumda fedakarlık göstererek çevresini koruyan(kimse), manasına gelen kelime, sıfat. Peki, bizim için “Kahraman” nedir? Kimdir? Marvel karakterleri mi? Dizilerdeki başroller mi? Bizim kahramanlarımız kim? Bizim için kahraman, üzerinden geçip gidecekleri bu dünya yolundaki her dikeni biçmek ve gelecek nesiller için çölleri gül bahçesine çevirmek amacıyla yıllardır fedakarca çabalamış abi ve ablalarımızdır. Silah, bomba olmadan gerçekleşen bir savaş var. Emeklerimizin, emeklerinin çalındığı yetmezmiş gibi hayatlarından yılları gasp edilen kimseler var. Kimse görmüyor belki ama ciddi bir savaş içerisindeyiz. Bu savaşta maddi manevi her şeylerini ortaya dökerek savaştılar, savaşıyorlar. Bizim için, gelecek nesiller için. Hak uğruna savaş verdiler. Dünyanın dört bir yanına savruldular ve cebri olarak ulaştıkları ülkelerde ciddi bir hayat mücadelesindeler. Medrese-i Yusufiye’de, gaybubette yaşamak zorunda bırakıldılar. Bizler ulaşabildiğimiz kahramanlarımız ile bu zorlu süreci ve başarıları hakkında konuştuk. Umarız ki ilham alınabilsin, yanımızdaki kahramanların farkına varılabilsin. Keyifli okumalar... Öncelikle Abdülhamit Bilici abimize röportaj teklifimizi kabul ettiği ve bizlere zaman ayırdığı için çok teşekkür ederiz.

1-İlk olarak klişe bir soruyla başlayalım, Abdülhamit Bilici kimdir? Kendiniz, aileniz ve eğitiminiz hakkında kısa bir bilgi verebilir misiniz? Ben 30 yıla yakın bir süredir gazeteciyim. İstanbul’da doğdum, ailem aslen Erzurumlu. İlkokula İstanbul’da başladım sonra liseyi Erzurum’da bitirdim. Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimini kazandım. Daha sonra okul bitince Zaman gazetesinde muhabirliğe başladım. Akabinde, Aksiyon dergisinin kuruluşunda yer aldım. Cihan haber ajansında bir süre muhabir olarak çalıştım, Zaman’da dış haberler editörlüğü, müdürlüğü görevini üstlendim. Sonraki dönemde Zaman’da ve Today’s Zaman’da haftada iki kere yazı yazmaya başladım. Zaman’da 3-4 sene genel yayın editörlüğü yaptıktan sonra, Cihan Haber Ajansı’nın 8 yıl genel müdürlüğünü yaptım. 2016 Mart’ta Zaman gazetesine kayyumlar tarafından el konulunca 7-8 aylığına Zaman Gazetesi genel yayın yönetmenliği görevini üstlendim. Sonra ülke dışına çıkmak durumunda kaldım. Önce Avrupa’ya gittim. Daha sonra Amerika’ya geldim. Şimdi dört seneden fazladır Amerika’dayım. Sürgünde bir gazeteci diye kendimi tanımlıyorum. Ufak tefek gazetecilik faaliyetleri yapıyorum. Onun dışında ekonomik sıkıntıları aşmak ve aileyi geçindirebilmek için çalışıyorum.


12 | Mirvari November 2020 2-Gazeteciliği seçme sebebiniz neydi? Sizi gazeteciliğe yönlendiren gerekçe nedir? Aslında üniversiteye başlarken aklımda gazetecilik yapmak gibi bir fikrim yoktu. Daha çok kamuda çalışmak, belki kaymakamlık gibi görevler kafamda vardı. Fakat daha sonra, üniversitenin son yıllarında, gazetede çalışan arkadaşlarla tanıştım. Onlarla bir araştırma grubu kurduk. Orada çeşitli araştırmalar, incelemeler, yazılar, dosyalar hazırlamaya başladık. Sonra Zaman gazetesinin ilk yıllarında gazeteye gidip gelmeye başladık, ayağımız alıştı. Üniversiteden mezun olunca da muhabir olarak gazetede çalışmaya başladım. Sonra arkası geldi. Sonra da uzaklaşamadık (gülüyor). Bir taraftan eğitim alanında Yüksek lisans, doktora çalışmalarına vs. devam ettim. Fakat aktif meslek olarak gazetecilikte karar kılmıştım. 3-Mesleğinizin sizin için en büyük zorluğu neydi? Mesleğe başladığım ilk yıllarda, tabi aile ve yakın çevremden çok büyük destek göremedim. Çünkü gazeteciliğin itibarî, imajı Türkiye’de çok yüksek değildi, hala değil. Bizim aile çevresinde insanların bildiği, tanıdığı bir gazeteci yoktu. Hâlbuki, üniversitenin çok yüksek bir itibari vardı. Üniversiteye gittiğim zaman aile çevremizden bazıları, babamıannemi arayıp “tebrik ediyoruz oğlun vali oldu, kaymakam oldu” demişlerdi. Sanki okul bitmiş ve öyle görevlere gelmişim gibi. Bu şekilde bir yaklaşım vardı. Gazeteciliği seçtiğim dönem gazetenin imkânları da iyi değildi. O zamanlar Zaman gazetesi yeni kurulmuştu, maaşlar çok parlak değildi. Birçok meslektaşım ile haber yapmaya gittiğimiz zaman karşılaşıyorduk. Boğaziçi’ni duyunca “deli misin, başka yapacak iş mi bulamadın da gazetecilik yapıyorsun” diyorlardı. Oldukça sıkıntılıydı. O yıllarda biraz dişimizi sıkmamız, sabretmemiz gerekiyordu. Fakat daha sonra, yani işler değiştiğinde, Zaman gazetesi Türkiye’nin en yüksekten itibarlı gazetesi oldu. Daha sonra binalarımız, imkânlarımız, Allah’a çok şükür iyileşti.

Ondan sonra gazetenin, gazeteciliğin itibari çok daha arttı. Gazetenin ve Cihan Haber Ajansı’nın yayın yönetmeni olunca ailemiz, yakın çevremizde artık “ya bu da fena bir iş değilmiş” diye düşünmeye başladı. Bir tiyatro olarak değerlendirirsek, bu perdenin diğer bir noktası. Daha sonra başımıza gelenler nedeniyle bu sefer ailemizden birçok insan bizden uzaklaştı. Gazeteye baskın olunca, biz Erdoğan rejimi tarafından terörist ilan edilince, bizimle gurur duymaya başlamış olan çevremizin önemli bir kısmı telefon dahi edemez hale geldi. Propaganda neticesinde kendilerini kapattılar ya da korktular. Zaten çok az sayıda yakınlarımız bizimle beraber, bize inanmaya, bizim aslında suçlamaları hak etmediğimizi düşünmeye devam etti. Yani hayatta farklı dipleri ve zirveleri görme imkânımız oldu. Cenabı hak gösterdi. Benim açımdan, gazeteye bir muhabir olarak başladığım o ilk yıllar ile en yüksek itibarlı gazetenin yayın yönetmeni olduğum dönem ve sonra her şeyi kaybettiğimiz dönem arasında çok büyük farkı yok. Hayatın farklı dönemlerinin hepsinden ders almamız, öğrenmemiz gereken önemli tecrübeler olduğunu düşünüyorum. Hangi konumda olduğumuz değil o konuda neler yaptığımız, yapabildiğimiz önemli. Şimdi de bulunduğum bu konumun hakkını vermeye çalışıyorum. Ne kadar verebiliyorum emin değilim ama bu şekilde hayat her şeyi getirebiliyor insanın karşısına…


13 | Mirvari November 2020

4-Gazetecilik yaparken pişman olduğunuz haberleriniz oldu mu? Hani keşke yapmasaydım dediğiniz bir haber? Keşke dediğim bir haber pek hatırlamıyorum ama genel olarak bu siyasetle olan ilişkide bir yanlış yaptığımızı, yaptığımı düşünüyorum. Bir siyasi lidere çok fazla güç vermenin, çok fazla itimat etmenin, çok fazla güvenmenin ve dengesiz bir şekilde güç sahibi olmasını istemenin yanlışlarını gördüm. Artık, insan inançlı, Müslüman olsa bile eline verilen gücün başka güçlerle dengelenmesi gerektiğini düşünüyorum. O anlamda bir pişmanlığım var. O gün, o siyasi partiye ya da iktidara destek verirken iyi niyetli destek verdiğimi düşünüyorum. O zaman, dünyadaki ve Türkiye’deki tüm demokrat insanlar destek veriyorlardı. Fakat ben en azından bir siyasi parti ya da bir siyasi lideri çok güçlü kılmanın onu kötü yola itmek olabileceğini keşke düşünseydim diyorum. Çünkü kontrolsüz güç güç değildir. Bunu bize bu süreç öğretmiş oldu.

kriterlerinin dışına çıkmamak en önemlisi. Ona ilaveten karakteri koyabiliriz. Yani bu süreçte özellikle yaşadığımız sıkıntılarla bunu çok daha net görmüş olduk. Birçok insanı tanıyorduk, belki çok yüksek payeler veriyorduk. Belki profesörler, belki çok ünlü gazeteciler, belki çok ünlü işadamlarıydılar fakat karakterlerinin bu büyüklükte olmadığını görmüş olduk. Onun için hangi mesleği yapıyorsak onun hakkını vermek, ahlaklı olmak ve karakterli olmak çok önemli birbirinden ayrılmaz üçlü. Ahlak ve karakter yoksa onun ne kendinize, ne de insanlığa bir faydası yok. Özellikle zorluk zamanlarında anlaşılıyor bu.

5-Sahip olduğunuz iş ahlakı hakkında sizin yolunuzdan gitmeyi düşünen arkadaşlarımıza ne söyleyebilirsin? Şuna inanıyorum, hem insanı insan yapan terbiyemiz, hem de dinimiz bize yaptığımız her işi düzgün bir şekilde yapmayı tavsiye ediyor, öğütlüyor. Dediğim gibi yaptığımız işin adının çok önemi yok. Önemli olan onu en güzel şekilde yapmaya çalışmak. Dünyada en iyisi nasıl yapılıyorsa onları öğrenmek, kendini geliştirmek ama ondan daha önemlisi ahlakı unutmamak. Mesela ben gazeteciyim. Türkiye’de yüzlerce arkadaşım, meslektaşım var. Onlar da gazeteci fakat biz bir tercih yaptık. Aynı mesleği taşıyor olmamıza rağmen onların önemli bir kısmı hiçbir sorun yaşamadılar. Mesela bu yolsuzluklara ses çıkarmadılar, yapılan zulüm karşısında sessiz kalarak mesleklerine hala devam ediyorlar. Yani onun için meslek ne olursa olsun onu layığı ile yapmak ve asla ahlak

6-Hizmetle ne zaman ve nasıl tanıştınız? Hizmetle Erzurum’da, İmam hatipte, lisenin ikinci sınıfında okurken tanıştım. Abiler sağ olsun bizim okulda derslerimizde başarılı olmamız için çok yardımcı oldular. Lisede devlet yurdunda kaldım. Fakat sürekli gidip geldiğim evler, abiler vardı. Onları üzerimdeki haklarını her zaman teslim ediyorum. Gerçekten onların fedakârlıklarının, ahlaklarının ve güzelliklerinin bana çok olumlu katkıları oldu. Sonra üniversiteye geldiğim zaman abilik görevi bana düştü. O zaman evlerde kaldım. Üniversitede okurken gençlerle ilgilenmeye çalıştım. Onlara hem rehberlik hem derslerine


14 | Mirvari November 2020

yardım anlamında bir şeyler yapabilme imkânım oldu. Üniversite sonuna kadar böyle gençlerle beraberdim. Biz de gençtik aslında bir taraftan (gülüyor). Aslında ben dindar bir aileden geliyorum. İmam hatipte okuyordum ama dini daha kaynaklara bağlı olarak öğrenme ve yaşama (özellikle yaşama anlamında) hizmetin bana çok katkısı oldu. Üstadı ve Hocaefendiyi tanımak bana şu ufku açtı; Türkiye’de şöyle bir algı vardı; insan dindarsa bilim alanında çok gelişemez, çok fazla ilerleyemez. O alanda ilerlemek için biraz dinden uzak olmak, yeri geldiğinde inançları kenara bırakmak gerekir. Benim büyüklerimin çoğu dini, dindarlığını kaybetmemek için üniversiteyi bile gitmemişler, ilkokul sonrası okumamışlar. Bir nevi protesto etmişler. Fakat Üstadın hem inançlı, hem de modern dünya ile barışık olabilme konusundaki yaklaşımı benim için çok yol gösterici oldu.

7-Hizmeti bize tek bir cümleyle özetleyebilecek olsanız bu cümle ne olurdu?

Hatırlarsanız, Üstad Kastamonu’da iken lise talebeleri gelip öğretmenlerini şikâyet ediyorlar diyorlar ki; “Öğretmenlerimiz bize dinden bahsetmiyorlar. Kimya öğretmenlerimiz, biyoloji öğretmenlerimiz neredeyse Allah’ı inkâr ediyorlar.” Üstadın onlara çok güzel, altın gibi bir tavsiyesi var “Öğretmenlerinizi değil, bu branşları, bu bilimin kendisini dinleyin. Biyolojiyi dinleyin, kimyayı dinleyin, fiziği dinleyin. O zaten sizi Allah’ın varlığına ulaştırıyor.” diyor. Gerçekten dünyada bir düzen varsa, bir düzenleyici de var, bu kadar basit. Bu yaklaşımlar üstadın ve Hocaefendi’nin, bence Türkiye’de muhafazakâr kesime yapmış olduğu büyük bir hizmet. Türkiye’deki bazı kalıpları kırdılar. Yani dediğim gibi hizmet Erzurum’da, muhafazakâr bir ailede yetişmiş bir çocuğu dünyaya açtı. Kendim olarak dünyaya açılmayı öğretti bana. Yani modern dünya, modern hayat korkusundan korkmaması gerektiğini öğretmiş oldu. Başka insanlara, başka inançlara saygılı olmayı öğretti bana. Bunlar büyük şeyler. Büyük değerler. Onun için onlara müteşekkirim.

8-Bir dönem yöneticilik yaptınız. Gazeteyi devraldığınızda değiştirmek istediğiniz neler vardı, neler değiştirebildiniz, neleri değiştirmek istediğiniz halde değiştiremediniz?

Başkaları için yaşamak. Yani hizmeti özetlemek gerekirse herhalde budur diye düşünüyorum. İnsanı sevmek, ayrım yapmadan sevmek. Ve mutluluğu başkalarının mutluluğunda aramak. Herkes aynaya bakarak hizmette nerede olduğunu bu kriteri kendine vurduğu zaman görebilir. Ne kadar başkalarının mutsuzluğunda üzülüyor? Bunun derecesi var tabi. Bir kısım insanlar bunda zirvedir, bir kısmı insanlar bunda %50’dir, bir kısım insanlar %5'tir. Ancak hangi seviyede olursa olsun Hizmet’te, “Ateş düştüğü yeri yakar değil, ateş nereye düşerse düşsün bizi de yakar” felsefesi ile hareket edildiğini gördüm. Yani bence hizmet, insani değerlerin ve İslami değerlerin bütünleştiği bir ilke ve bu ilke ile yaşayan insanlardır diye düşünüyorum.

Gazetede zaten neredeyse 25 yıl boyunca muhabir, editör, yazar olarak beraberdim. Kendimi dışardan birisiymiş de gelip sonradan ele geçirmiş gibi görmüyorum. Eskiden yapılan hatalar varsa bunların içinde benim de payım var. Ama bazı gördüğüm ve değişmesini istediğim konular vardı. Bunları da bu son 6-7 ayda neredeyse her gün yeni bir değişiklik yaparak hayata geçirmeye çalıştık. Gördüğüm temel yanlışlardan biri siyasetle ilişkide taraftarlıktı. Onu yerine oturtmaya çalıştım bu kısa sürede. Hizmet ve gazete olarak dünyanın 160 ülkesine açılmış bir hareket olmamıza rağmen gereksiz yere, Kürtlerle gazetemiz arasında tuhaf bir soğukluk vardı.


15 | Mirvari November 2020

Onu aşmak için neler yapılabilir diye eskiden beri düşünüyordum. Sonra radikal bir adım atmak nasip oldu ve Kürtçe Zaman’ı, Diyarbakır’da çıkarmaya başladık. Gazete kapatılmadan üç beş ay önce güzel oldu. Sonra mesela aynı şekilde Alevilerle ilgili daha fazla empati kurabilmek, onların yaşadıkları ötekileştirilmeyi nasıl daha hissederek yaşayabiliriz diye düşünüyordum ve bir Muharrem’de hem Sünnilerin, hem Alevilerin bakışını birlikte ele alan bir ek hazırladık. Muhabir arkadaşlarımız Alevi ailelere gidip onlarla beraber yas tuttular. Türkiye'deki çok farklı kesimlere nasıl daha iyi ulaşabiliriz, iletişimimizi nasıl daha güçlü yapabiliriz diye düşünüyordum. Özellikle son dönemde biz de ötekileştirilince ve biz de mağdurlar halkasını eklenince duygusal ve psikolojik anlamda hepimizin bilinçlenmesini vesile oldu. Benim bu hareketleri yapmamda, bu bilinçlenmenin ciddi bir etkisi oldu. Son dönem gazetenin kapatılma ihtimali çok belirgindi. Yani üzerimize gelecekleri zaten açıktan söylüyorlardı. Biliyorsunuz Peygamber Efendimiz’in (sav) bir hadisi var “Kıyamet kopacak olsa bile elinizde bir fidan varsa onu dikin.” buyuruyor. Ben onu şöyle anladım; kıyamet kopuyor olsa bile bir şey yapabilecekseniz yapın. Onun için ben de, bu gazeteye el koyacak, susturacak olsalar bile her gün nasıl yenilikler yapabiliriz, bu zulme karşı beraber nasıl durabiliriz diye düşündüm ve o zaman konuşabildiğim bütün medya kurumlarını Zaman gazetesine çağırdım. Geldiler sağ olsunlar. Hep beraber nasıl savunabiliriz diye. Cumhuriyet gazetesi de geldi Evrensel de geldi, Yeni Asya da geldi. Belki bunları biraz daha erken yapabilseydik aramızda bir hat oluşturabilir miydik diye düşünüyorum ama çok da emin değilim. Gücümüz yetemeyebilirdi. Çünkü baskı dalgası, zulüm dalgası, antidemokratik dalga çok azgın bir şekilde geldi. Hayallerimizin ötesinde bir baskı ortamı oluştu.

Biz, Anayasa hukukuna en azından saygı kalır diye düşünüyorduk, eski dönemleri de düşünerek. Çünkü 28 Şubat sürecinde Zaman gazetesini kapatmamışlardı. 28 Şubat süreci 1997’de yaşandı. O zaman hükümet istifa etmek zorunda kaldı, bir sürü şeyler oldu. Bize yaptıkları tek şey, birkaç dava ve bir de askeriyenin, Genelkurmay’ın haberlerine, etkinliklerine bizi almamak oldu. Yani en yakın dönemi bu olunca, aşağı yukarı bunun benzeri şeyler yaşarız diye düşünüyorduk ama gelip gazetemizi polislerle basmak, sonra gazetecileri, yazarları yaşına başına bakmadan almak beklediğimiz bir şey değildi. Mesleğine yeni başlamış Ayşenur Parıldak’tan, koca Türkiye’nin en büyük şairlerinden, yazarlarından Hilmi Yavuz'a kadar ne kadar ileri düzeyde yazarlarımız varsa hepsini hapislere attılar. Gazeteyi susturmaları, televizyonları susturmaları hayallerimizin ötesindeydi. Nasıl bir hazırlıkla bunlara cevap verilebilirdi veya cevap verilebilir miydi bundan pek emin değilim.

Hem insanı insan yapan "terbiyemiz, hem de dinimiz

bize yaptığımız her işi düzgün bir şekilde yapmayı tavsiye ediyor, öğütlüyor.

"

9-Amerika’da gerçekleştirdiğiniz Basın Özgürlüğü ve Demokrasi konferanslarından birinde bir takım sıkıntılar yaşadığınıza dair bir duyum var. Bu olayın aslı nedir? Burada dediğim gibi bir taraftan ekonomik olarak ayakta kalmaya çalışırken bir taraftan da Türkiye’deki zorlukları insanlara, özellikle Amerikalılara anlatmaya çalışıyorum. Kim davet ederse gidiyorum. Onlardan birinde konferans sırasında Türkiye’deki Erdoğan rejiminin fanatiklerinden biri (maddi olarak


16 | Mirvari November 2020

destek olduğu insanlardan biri) bir şekilde bu programı öğrenmiş. Beni davet eden ev sahiplerini tehdit etmiş “Siz niye bir teröriste söz hakkı veriyorsunuz?” diyerek. Sonra beni davet edenler, bana böyle bir gelişme olduğunu söylediler. Ben de “Böyle bir şeyin olması sürpriz değil. Bunlar insanların değil konferanslarını engellemek, istihbarat elemanlarıyla veya kiraladıkları adamlarla kaçırıyorlar.” dedim. Sağ olsunlar onlar da iptal etmediler, arkamda durdular. Polislere falan söylemişler. Onlar da benimle hareket edecek polisler ayarlamışlar. İlk defa böyle polis eskortu eşliğinde gezmiş oldum. Sonra o Türk arkadaş da geldi tabi. Bir kameraman kiralamış, saçma sapan sorular sordu, taciz etmeye çalıştı konferans sırasında. Ben anlatacaklarımı anlattım, medenice davranmaya çalıştım. Sonra bir iki gün içinde baktım tüm Türkiye’de manşetlerdeyim. Biz teröristmişiz, Türkiye’yi kötülüyormuşuz, konferanslarımıza kimse gelmiyormuş ve biz boş koltuklara konuşuyormuşuz gibi asılsız iddialar vardı. Aşağılamak için her türlü şey kullanmışlar. Yani o zaman biraz stres oldum, sinir oldum ama alıştım. Başka konferanslara gittiğim zaman önceden haber alıp ev sahiplerini tehdit ediyorlardı. Ama şimdiye kadar çok şükür fiziksel bir şey yaşanmadı. 10-Son olarak eklemek veya paylaşmak istediğiniz bir şey var mı? Çok teşekkür ediyorum sizlere. Derginiz hayırlı uğurlu olsun. Sayın Abdülhamit Bilici abimize, Mirvari Dergisi olarak bizimle duygu, düşünce ve deneyimlerini paylaştığı için çok teşekkür ederiz. Bu bizim için çok önemliydi çünkü yanımızda var olan kahramanlarımızı da anlayabilmemiz için bir yoldu ve bu bizim pusulamız oldu. Allah ebeden razı olsun. Röportajın devamı ve detaylar için instagram sayfamızı ziyaret edebilirsiniz @mirvari_magazin

kopacak olsa "Kıyamet bile elinizde bir fidan varsa onu dikin.

"


17 | Mirvari November 2020

Attitude of

Gratitude by Zuhal


18 | Mirvari November 2020

W

hat if everything had been perfect, would you be happy?... No, seriously, take a deep breath. Stop reading and think about it for a minute. What if you hadn’t experienced adversity in your life and everything had been just as you had dreamed? Would you be happy? Would you know what it means to stand up, if you’ve never fallen? Could you feel a sense of accomplishment if you didn’t work for anything? Would you possibly be able to understand that your life is perfect if you’ve never witnessed imperfection? If you answer, “Yes, I would be happy if I didn’t know sadness.” Then I ask you, “Are you thankful for all you have right now? You are not guaranteed the water you drink, the health you have, nor any of the blessings God has given you.” While you may not have everything you wish for, are you grateful for all the blessings you already have or are you too busy complaining about the things you don’t? No one and nothing is perfect,; but I believe in the perfection of imperfection. Happiness is a matter of perception while dissatisfaction is the neglect of reality. Nothing can be 100% bad, just as nothing can be 100% good; so, in reality, there’s ALWAYS something to improve and something to be thankful for. To be thankful, you need to be mindful; mindful of everything that you have within you. I want you to take a moment to think about this; “Do you judge yourself more often than you appreciate yourself? If the answer is ‘yes’, why?” I understand that many of us live in a community where recognizing our own beauty, intelligence and talent can be considered as “egotistical.” However, it’s crucial to acknowledge the importance of self-love and how it affects the way others perceive you. To gain the respect of others, you must have respect for yourself. And yes, you guessed it! You need to love yourself, to accept another's love for you. Confidence is not egotistical – you can love yourself; you can think you are beautiful, smart, amazing, talented, etc. and that’s a good thing! You can embrace your uniqueness and grow further in the areas you

strive in. However, there’s a fine line between confidence and ego. Have confidence, know what you’re capable of, but remember that you’re not the source of your power (all of these are given to you by God). Always be thankful for all that you have. Academic research has shown that there’s a correlation between gratitude and success. There are pages and pages written on this topic, but in this article, I will only briefly mention a few of them. Firstly, a person who is more mindful of what he or she has will be more likely to be more motivated and hopeful for their future. They will work harder and enjoy doing so. Secondly, people with gratitude seem to have more people around to help them when they need it and also more people to appreciate them compared to others; which I think occurs simply because more people enjoy being around them. Lastly, thankful people are less likely to be depressed or discouraged in the face of adversity, because they know to focus on what they have and to start from there. Gratitude is not about what we have; we do not have to be happy to be thankful, but we need to be thankful to be happy. It’s about being determined to discover the blessings one has. We can be thankful for the adversities we face, the lessons we learn, and the opportunities that come from them. Losing something reminds us of how important it is. I’ve had two serious concussions in the last five years. After the second, the doctor said, “It’s almost a miracle that you aren’t paralyzed, let alone alive! You can’t ever be thankful enough that you survived this as healthy as you did.” With the excruciatingly painful headache I had, I looked at the doctor and said, “What do I need to be thankful for, exactly?! My continuous headache prevents me from doing basically anything.” To this, he responded, “Your brain and body might not be working as it used to, but they are still working, and hopefully, you will get better. But as I said before, considering the part you hit your head, it’s a miracle that you can still move around, talk, and think.


19 | Mirvari November 2020 It might be hard to do those things, but you’re still capable of doing them; Keep that in mind and be thankful for your health and abilities.” I will not go into detail about my concussions, it’s a long story. I shared this memory because it changed my perspective on life, and I thought it may help to change yours. It’s tragicomical, but I became more thankful for my abilities after I lost so many of them. I still have some symptoms of my concussions, but I am thankful for them because they made me realize what I had before them and made me think about what I have right now. I choose to make the most out of them and to be grateful for them. Thankfulness is about satisfaction, not happiness; one can be, I think needs to be, thankful for their tears, sadness, and pain too. Emotions and feelings are blessings; there will be an article about the importance of crying in the upcoming pages. For physical pain, I want to mention Congenital Insensitivity, a disease where you don’t feel pain, and the importance of feeling pain. Accordingly, we need to be thankful even for our pain. Being thankful doesn’t necessarily mean being happy at the time, but I can assure you it will bring happiness eventually. If you think your life is a mess and you have nothing right now, let me tell you this; you have a working brain that allows you to read or listen to this article. That, alone, is a huge blessing. If you’re struggling in your classes or at work, trust me, there are millions of kids who wish to go to school but can’t. There are also millions of people who wish to have a job that would simply pay enough for them to bring food home. It is our responsibility to acknowledge the blessings we have and the responsibility that comes within those blessings to make this world a better place. We, and I mean everyone, don’t get to give up. Especially youth of this generation, who have access to education and the opportunity to learn, have the responsibility to do so. We are the future and we’ll be the ones to change this world for the better. It is our responsibility to create a world without hunger, hate, discrimination, and education inequality for the next generation. We have so much to be thankful for in our lives, even when we think we have nothing, and that comes with responsibility.

Boehm, Julia K., and Sonja Lyubomirsky. Does Happiness Promote Career Success? Journal of Career Assessment, 18 Aug. 2008. SAGE Journals Online, drsonja.net/wp-content/themes/drsonja/papers/BL2008.pdf. "Giving Thanks Can Make You Happier." Harvard Health Publishing, Harvard Medical School, www.health.harvard.edu/healthbeat/givingthanks-can-make-you-happier. Ward, Marguerite. "Being Grateful Improves Your Chances of Success, Studies Show." CNBC Make It, CNBC, 7 Nov. 2016, www.cnbc. com/2016/11/04/being-grateful-improves-your-chances-of-successstudies-show.html.


20 | Mirvari November 2020

Yuppii, it’s party time!

Which body will we party in tonight?

This place seems empty

Hello everyone, just a reminder that I have taken everything from you. You can’t meet with your friends like you used to do you can’t safely go on vacation, school and work become harder, and you can’t even walk outside without a mask, if you do; you will have the risk of getting attacked by my troops. See, you have nothing left. You are just a weak human being!

Let’s watch who will go out and then we can choose the body we could have the most fun with to party in it.


21 | Mirvari November 2020

Well, I can still talk with my friends on the phone, museums become online and free, there have been discounts on online courses, I got to know and improve myself more than usual, environmental pollution slowed down… and this pandemic will eventually end. It’s actually not that bad, there are still good things going on. We should stay positive and take precautions.

Ughh I hate thankful people!

I can’t take this anymore, 2020 is literally the worst year ever and there is nothing good about it. What could it be at worst? I would die? So be it. I am sick of everything and

Me too, they are so powerful we can’t manipulate them!

I don’t care about precautions for COVID. People take this way too seriously. Hey Corona Viruses, I am here, come and get me if you can!


22 | Mirvari November 2020

Heyy look! I think I just found a few bodiesss! This will be FUN!

I did not expect this.

by Hansa Tonguc

Dear God, I am not ready to die yet. I haven’t done everything I am supposed to as your servant. Please give me more time to fulfill my responsibilities.

Hi everyone, Elhamdulillah I am still alive, but it was almost like 20 days in hell for me. COVID is real, please don’t make the same mistake I made. Take your precautions and take care of yourself because we love you as the Mirvari Magazine family.


Sahabelerden Anılar

Hz. Zeynep

Ashâbım [sahabeler] yıldızlar gibidir. Hangisine tâbi olursanız hidayete erersiniz.

Nergis


24 | Mirvari November 2020

A

slında ne de çok alınacak ders var şu hayatta. En önemlilerinden biri de sahabe hayatları değil mi? Peygamber Efendimizi (sav) bizzat görmüş, ona ve İslam’a inanlarda, onun vahiylerini, öğütlerini bizzat ilk dinlemişlerin arasında yer alma şerefine ulaşmış o mübarek insanlar. Gelin şimdi ilk Müslümanlardan biri olan Zeynep Binti Resulullah’ın hayatına bir yolculuk yapalım.

Babasını tasdik ederek Müslüman olan Hz. Hatice, durumu eşine de anlattı. Eşi, Hz. Muhammed’i (sav) yakinen tanımasına, saygı duymasına, yalan konuşmayacağını bilmesine rağmen, işini, saygınlığını, putlarını bırakamadı ve İslam davetini kabul etmedi. Bu durum Hz. Zeynep’i çok üzdü. Uzun zaman yılmadan, sabırla eşinin doğru yolu bulması için Allah’a dua etti.

Zeynep Binti Resullullah, Peygamber Efendimiz’in (sav) ve Hz. Hatice annemizin ilk göz ağrısı ve en kıymetli yakınlarından biriydi. Üç küçük kız kardeşi ile çok mutlu ve huzurlu bir yuvaları vardı. Zaman geçtikçe, Hz. Zeynep büyüyor, olgunlaşıyor, güzelleşiyor ve evlilik yaşına geliyordu. Bir gün Hz. Hatice validemizin kardeşi Hale annemiz, oğlu Ebu’lAs b. Rebi’nin Hz. Zeynep’i beğendiğini ve onunla evlenmek istediğini öğrenmiş, bunu Hz. Hatice validemize anlatıyordu. Uzunca konuşup etraflıca düşündükten sonra, bu duruma sıcak bakan Hz. Hatice, kızı ve eşi ile de istişare ettikten sonra bu evliliğe evet dediklerini bildirdi. Ebu’l-As b. Rebi ticaret ile uğraşan, ahlaklı ve insanların güvendiği bir genç idi. Aynı zamanda, Hz. Zeynep’in babası Hz. Muhammed (sav) ile de yakın akrabalık ilişkileri vardı.

Birçok Mekkeli daha Müslüman olduktan sonra, müşrikler giderek artan sayılardan rahatsız oldular ve Müslüman sahabelerimizin üzerinde baskı kurmaya başladılar. Hz. Zeynep’in de Müslüman olduğunu duyan Kureyş kabileleri, onu boşaması için eşine birçok teklifte bulundular. Her ne kadar eşi boşanmayı kabul etmese de, bu olanlar Hz. Zeynep’i çok üzdü. Üzerine o hüzün senesi dediğimiz yılda bir de annesi Hz. Hatice validemizi kaybetmesi onu çok derinden sarstı.

Başlarda Hz. Zeynep’in evliliği sevgi dolu ve huzurlu ilerliyordu. Evliliklerinden yaklaşık bir sene sonra, Allah Resulü (asm) peygamber olmuştu. Hz. Zeynep ise ilk vahyin gelişine yakinen şahit olanlardan biri olarak babasının bu durumuna hem seviniyor, öte yandan ise halktan görecekleri tepkiden dolayı oldukça endişe duyuyordu. Fakat, babasına güveni tam olan Hz. Zeynep, annesi gibi hiç tereddüt etmeden Müslüman oldu.

Kısa bir zaman sonra, Müslüman olmayan eşi ile ailesi arasında denge kurmaya çalışan Hz. Zeynep, hamile olduğunu öğrendi. O sene oğlu Ali’yi, bir sene sonra ise kızı Ümame’yi kucağına aldı. Çocuklarının doğumu ile biraz neşelenmesine rağmen, annesinin yanında olmaması, müşriklerin Müslümanlara olan acımasız baskısı ve eşinin hala Müslüman olmayışı, onun kalbinde derin yaralar açmaya devam etti. Bir zaman sonra ise, çok sevdiği babasını diğer Müslümanlar ile Medine’ye hicrete, huzur ile dinlerini yaşayabilecekleri ve müşriklerin insafsız zulümlerinden kurtulacakları yere yollamak durumunda kaldı.


25 | Mirvari November 2020

Onların da gidişi ile Hz. Zeynep artık Mekke’de müşriklerin ortasında tamamen yalnız kalmıştı. Zaman bir türlü geçmek bilmiyordu. Saatlerce ailesine kavuşabilmek için dualar ediyor, yine çareyi Allah’a (cc) sığınarak arıyordu.

Eşinin de dönmesi ile Hz. Zeynep’in sonunda huzurlu yuvası tamamlanmıştı. Hz. Zeynep hem babası hem kardeşler hem eşi hemde çocukları ile yakinen ilgileniyor, Allah’a (cc) da bol bol şükretmeyi ihmal etmiyordu.

Bir süre sonra Hz. Zeynep’in eşinin de babasına karşı savaşanların arasında yer alması, onu zor bir karara sürükledi. Çocuklarını da alıp, ailesinin yanına hicret edecekti. Fakat, yolculuk pek de kolay olmadı. Yol boyu müşrikler ona engel olmak için ellerinden geleni yaptılar. Yol sırasında çocukları ve kendisi deveden düşerek yaralanmasına rağmen yılmayan Hz. Zeynep, dualar ederek Allah’a sığındı ve acılar içinde babasının kollarına koştu.

Her şey çok güzel gidiyordu derken Hz. Zeynep bu sefer de evlat acısı ile imtihan olmuştu. Oğlu Ali hicret sırasında atılan bir ok ile deveden düştükleri anda aldığı yaralara fazla dayanamayıp şehit düşmüştü. Bu vefat hem onu, hemde Allah Resulünü (asm) derinden sarsmıştı. Her ne kadar ciğeri parçalanmış olsa da o, yeniden Allah’a (cc) sığınmayı, ondan acısına merhem dilemeyi hiç bırakmadı.

Medine’de en sonunda ailesi ile huzurlu günler geçirmeye başlayan Hz. Zeynep, bir süre sonra eşinin başka biri ile evlendiğini öğrenmiş, ve kalbi çok yanmıştı. Bu durumda ona en çok babası Hz. Muhammed (sav) destek olup teselli etmişti. Her şeye rağmen, bu felakette de kalbini rahatlatmak için isyan etmek yerine o Allah’a (cc) sığınmayı tercih etmişti. Bir süre sonra, Hz. Zeynep’in duaları kabul olmuştu. Eşi Ebu’l-As, Mekke’deki müşriklere haklarını dağıtmış, oradakiler ile vedalaşmış, hesaplarını kapatmış ve Medine’ye, ailesinin yanına Müslüman olduğunu açıklayarak dönmüştü.

Evlat acısından sonra, Hz. Zeynep uzun sure üzüntüyü atlatamadı. Aynı zamanda Medine’ye hicret sırasında deveden düştüğünde aldığı rahatsızlık ise giderek şiddetlenmeye başlamıştı. Çok geçmeden, o da özlemlerini duyduğu annesi ve oğlu gibi her koşulda sığındığı Rabbine kavuştu. Evet, hayatının birçok noktasında da gördüğümüz üzere, Hz. Zeynep asla Allah’a sığınmayı bırakmadı. Mutluyken de üzgünken de onu yaratan Rabbini unutmadı. Bizler de onun merhametini, saygısını, sevgisini sadakatini, sabrını, en çok da imanının gücünü örnek almak için gayret göstermeliyiz.


26 | Mirvari November 2020

F

Heroes of History

Ali Qushi by Deniz

amous yet hidden. Known yet unfamiliar. Ala al-Dīn Ali ibn Muhammed al-Qushji or better known as Ali Qushji fit this title flawlessly. Ali Qushji was an astronomer, mathematician, and physicist that is credited with discovering the idea that the Earth spun around itself. Born in 1403 in the city Samarkand, present-day Uzbekistan, but later settled in the Ottoman empire. Sources say he was Turkic or Persian and was the son of the royal falconer who served the legendary astronomer Ulugh Beg whom Qushji took courses in the linguistic sciences, mathematics, and astronomy as well as other sciences. His 71 years’ life is filled immensely with research, expeditions, and books. Al - Qushji or as the Turks call him Ali Kushchu served as a delegate to Mehmed the II for many years as well as many other influential figures of the Ottoman Empire. Qushji rejected Aristotelian physics and completely separated natural philosophy from religious astronomy, allowing astronomy to become a purely empirical and mathematical science. Qushji’s view on the Earth’s motion was similar to the later views of Nicolaus Copernicus on this issue, though it is uncertain whether the former had any influence on the latter. Al- Qushji wrote numerous revolutionary books on the subjects of astronomy, mathematics, mechanics, and linguistics and made numerous scientific discoveries in Ulugh Beg Observatory. Until this day we have discovered 29 books both in Persian and Arabic. In the latter days of his life, Kuşçu moved to Constantinople, modernday Istanbul, where he taught at the schools that Mehmed the II had established after his conquest of the city. Ala al-Dīn Ali ibn Muhammed al-Qushji died during his sleep at the age of 71 on December 16, 1474, in Istanbul. He is now buried at Eyüp Sultan Mosque in İstanbul, Turkey.


Vefa Köşemiz by DUHA

Merhaba Sevgili Okuyucu; Vefa köşemize hoş geldin. Bu kısmında, dünyanın dört bir yanında sıkıntılar yaşayan abi ve ablalarımızın yaşadıkları ve oldukları ortamları anlatacağız inşAllah. Genel olarak, biz gençler pek haber okumuyoruz, okuyamıyoruz. Belli bir yerden sonra psikolojik olarak kaldıramıyoruz belki. Ama bizler istedik ki en azından o insanların, hizmet kardeşlerimizin yaşadıklarını bu şekilde yayalım ve dualarımızda eksik etmeyelim. Bizler Hizmet kardeşleriyiz ve en azından dualarımızda birbirimizi anlamalıyız. İlk sayımızda “Almanya Kamplarını ve Asylum süreci” konusunu yazmak istedik. Şu an bakıldığı zaman binlerce abi ve ablamız o kamplardan geçtiler ve yaşama tutunmaya çalışıyorlar.


28 | Mirvari November 2020

Kampa Giriş Tahmin edildiği ve bilindiği üzere Almanya’ya genel olarak kaçak yollar ile giriliyor. Çok az sayıda vize ile giren abi ve ablamız var. Almanya’ya kaçak gitmek hiç de kolay değildir. Almanya çok kuralcı ve disiplinli bir ülke olduğu için bu konularda ekstra zorlayabiliyorlar. Tabi bu eyalete ve kaderimizin gideceği çizgiye bağlı. Bizim bu bölümde anlatacaklarımız, Hessen kampı, Giessen Kampı ve Rotenburg an der Fulda kamplarında yaşananlara göre olacaktır. Ülkeye girdikten sonra en kısa zaman içerisinde bir kampa girmeniz gerekiyor. Kamplara giriş şubeleri var. O şubelere giderek pasaport, kimlik vb. gibi belgeleri bırakarak başvuru yapıyoruz. Aynı şekilde telefon, tablet ve bilgisayarlarınızı da alarak ciddi bir şekilde inceliyorlar. Daha sonra kişi sayısına göre oda ve temel malzeme veriyorlar (yorgan, yastık, çarşaf, diş fırçası, şampuan gibi). Bu giriş kampından sonra genellikle bir veya iki gün içerisinde ana kampa transfer edilerek orada sorgu, hastane kontrolü ve temel aşılar yapılıyor. Yine aynı şekilde kişi sayısına bağlı odalar veriliyor. Odalar dediysek kişi başı şeklinde değil. Tek bir oda veriliyor ve bu odaların yatak sayısı farklı oluyor. Sorgu ve diğer işlemler yapılırken geçici odalara yerleşiyorsunuz ve bu odalarda kalıyorsunuz. Kampta yemek yapmak, elektronik aletler ve internet yok, yasak. Yemekleri kendileri veriyorlar ama bizlerin yiyemeyeceği türden oluyorlar genellikle. Helal - haram dışında yemek kültürleri pek bizimkiyle orantılı değil (Yemekleri konusuna ayrı olarak değineceğiz). Sorgu kısmında bir giriş sorgusu bir de ana sorgu var. Bu sorgular aynı günde olabilir, farklı günlerde de. Bu bir nevi işleminizi yapan insana bağlı. Yani absürt tabir ile onun keyfi ne isterse siz onu yaşıyorsunuz.

Biraz ağır bir tabir ama hayatınızın tüm kontrolünü onlara veriyorsunuz ve onların dedikleri dışına çıkamazsınız. Aslında bakıldığı zaman özgürlük için çıktığınız bu yolda yine bir nevi hapissiniz. Kimse dile getirmez ama açık cezaevindesinizdir aslında. Ama bunu oradan kolay kolay kimseden duyamazsınız. Eğer ki çok canı yandıysa ve artık kaldıramıyorlarsa bunu söylerler. Şahsen ben sadece bir kişiden bunu net bir şekilde duydum... Daha sonrasında kampa giriş ve çıkışlarında kullanmanız için kimlikler verilir. Bu kimliklerle kampa giriş - çıkış yaparsınız. Aynı şekilde yemek almak, su almak, çamaşırlarınızı yıkamak içinde bu kimliklere ihtiyacınız vardır. Kimliğin önemini özetlemek gerekirse o olmadan çıkamazsınız ve aç kalırsınız çünkü asla yemek vermezler. Bunun sebebi belli bir düzen ve sistem oturtmaktır. Yiyecek, içecekler sınırlı sayıda olduğu için kimse diğerinin hakkını almasın diye böyle zorunlulukları vardır. Bu kimliklerle ayrıca geçerli olduğu şehirlerdeki toplu taşıma araçlarını ve trenleri ücretsiz bir şekilde kullanabiliyorsunuz. Sizleri ara ara hastane kontrolüne çağırırlar. Bu konuda çok hassaslardır. İlaçlar ve size sağlanan hastane işlemleri tamamen ücretsizdir. Hatta öyle ki siz iyileştiğinizi söyleseniz bile onlar tam anlamı ile ikna olana kadar muayene olmak zorundasınız. Ve burada tüm aşıları olmanız gerekiyor. Çok fazla farklı ırk olduğu için onların kendileri için sıkıntı olmayan ama diğer ırklar için problem olabilecek hastalıkların dahi aşılarını olmak zorundasınız. Kampa giriş kısmı bu şekildedir. Daha sonra sizi asıl kalacağınız kampa transfer edecekler. Bu zamana kadarki yazdıklarımız Hessen ve Giessen merkez kampı içindi. Daha sonraki kısımları Rotenburg an der Fulda kampı hakkında okuyacağız.


29 | Mirvari November 2020

Transfer

Kamplarda Eğitim

Transfer olduğunuzu veya olacağınızı kaldığınız binanın giriş kısmında asılı olan panodan görebiliyorsunuz. Aynı şekilde bu panoda size gelen postalar ve o hafta para alacak olanların isimleri yazılı olur (Kişi sayısı ve yaşlara göre kamp aylık size belli bir miktar ücret verir ve siz bu ücretle temel ihtiyaçlarınızı vs. karşılayabilirsiniz). O haftaki transfer listesinde adınız yazıyorsa giriş kısmına veya güvenlik görevlilerine ne yapmanız gerektiğini sorabilirsiniz. Sabah erken saatlerde sizi bir otobüs ile yeni kampına götürürler ve işlemlerinizi yaparlar. O transfer olduğunuz kamp dosyanızda temel şeyler netleşene kadar kalacağınız yerdir. Burada yine size kişi sayısına bağlı olarak bir oda verilir. Bu odalarda eğer 5 kişilik bir aileyi düşünürsek, 5 tane yatak, bir küçük masa, sandalye, minik dolaplar ve 2 minik buzdolabı bulunur. Tuvalet, banyo bazen tüm kat bazen ise tüm bina ile ortaktır (Tabi cinsiyete göre ayrı banyo ve tuvalet var). Bu odaların şöyle bir kötü yönü var ki anahtar vermezler ve kapınızı kilitleyemezsiniz. Tabi bu yine kamptan kampa değişir ama bahsettiğimiz kampta anahtar yok. Bunun bir diğer sebebi ise o kamplardaki herkes mağdur değildir. Bazıları ciddi suçlar işleyerek kaçarlar. Anahtar olmayınca ara ara tüm odalara bir nevi baskınlar yaparak kontrol ederler. Mesela yemek yapmak yasak ama kaçak şekilde tencere veya su ısıtıcısı aldıysanız onları elinizden alırlar, tehlikeli bir madde varsa yine aynı şekilde ona da el konulur.

Almanya’da kamp süresince okula gitmek gibi bir hakkınız yok. Defalarca başvurursanız dahi gidemezsiniz. Kamptan sonra olan Haym1 süresince elbette gidebilirsiniz. Ama Haym süresine kadar gidemezsiniz aynı zamanda Almanca öğrenmek zorundasınız yoksa hem okula gidemezsiniz hem de çalışamazsınız. Yani bizlerin şuan şikâyet ettiği okullar Almanya’da kampta kalan kardeşlerimiz için ulaşamayacakları ve hasretini çektikleri bir şey.

Kamplarda Sosyal Hayat Tüm kamplarda olmasa da bizim başından beri bahsettiğimiz kampta basketbol, futbol ve voleybol sahaları, kamelyalar, Zumba dans sınıfı, spor salonu, kreş ve Almanca dil eğitimi verilen sosyal faaliyet alanları var.

Kamplarda Yemek Genel olarak kamplarda yemek yapmak yasak. Elektrikli tencere, su ısıtıcısı, fön makinası gibi temel makinelerde yasaklar içerisinde. Eğer sıcak suya ihtiyacınız varsa görevlilerin başında durduğu bir su ısıtıcısı var ve oradan alabilirsiniz. Yemekhanelerde bulunan yemeklerden yenmesi gerekiyor. Ama bu yemekler bizim damak zevkimize ve bünyemize pek uymayan yemekler. Mesela kahvaltıda sadece reçel, ekmek, kaşar. Öğle yemeği yağsız ve tam pişmemiş pilav, balık veya içerisinde genel olarak her sebzenin ve ekstra olarak tarçının bulunduğu özellikle bizlerin midesine dokunan çorbalar ve sebze yemekleri var. Akşam yemeği ise ekmek ve kaşar sadece. Bu yemekleri alıp odanızda da yiyebilirsiniz ve bu yemekleri alabilmeniz için belirli saatler var. O saatler dışında yemek alamazsınız. Ama dışarı çıktığınız zaman abur cubur, sebze, meyve gibi pişmeden tüketebileceğiniz şeyleri alabilirsiniz ve bunları odalarda bulunan buzdolaplarında muhafaza edebilirsiniz. Haym; Kamp sonrasında bir nevi normal hayata geçilen aşama. Burada okula başlayabiliyorsunuz ve belediyeye kayıt yaptırıyorsunuz. Bu aşamadan itibaren Almanca dil kurslarına, sosyal faaliyetlere geçiş yapıyorsunuz. Bu haym bazen bir oda, bazense bir ev olabiliyor. Bunun belli bir kriteri yok. Kaderinize bağlı.


30 | Mirvari November 2020

Genel Özet Bakıldığı zaman “Kamplarda kolaymış ya, yaşanır burada” denilebilecek bir ortam olsa da öyle değil. Evet, belirli bir süreç ama belirsizlik içerisindesiniz ve o insanlara muhtaçsınız. Her yerde olmasa da ciddi ırkçı kesimler var. Hele ki mülteci olduğunuzu öğrendikleri zaman yanınızdan kaçan insan dahi var. Ama o kampların en güzel ve en özel yanı çok güzel insanlar tanıyabiliyorsunuz ve gerçek anlamda o insanlarla kardeş oluyorsunuz. Kamptan sonra dünyanın bambaşka yerlerine savrulsan bile o insanlar kardeşleriniz, aileniz olarak orada kalıyorlar. Dönüp bakıldığı zaman can acıtan, yoran, yıpratan bir süreç. Evet, düşüyorsunuz ve dizleriniz parçalanıyor, ama kalkıp Elhamdülillah diyorsunuz. Çünkü siz kalkamasanız dahi size el ve ayak olabilecek insanlar, hizmet kardeşlerimiz oluyor. Belki başka şartlar altında tanışamayacağınız onlarca hatta belki yüzlerce, iki cihanda yardımımıza koşacak muhabbet fedaileri ile tanışmış oluyorsunuz.


31 | Mirvari November 2020

FITNESS by Zeynep Fitness is important for people to introduce to their lives. For some people even though it may seem like a side hobby, fitness is actually much more than just a physical activity. Fitness is important for everyone. Children, adolescents, and adults of all ages need regular physical activity. Physical activity promotes good health, but besides that, it improves mental health, reduces stress, and increases self-confidence. The world is a busy place. When one chooses to do a sport, they choose to focus on moving at the pace they want to, rather than the pace the world dictates, which gives the person a time out from the world. Another way fitness impacts one’s mental health is that it is a great mood booster. For instance, in swimming rhythmic breathing, total immersion at the moment, and a connection of mind and bodythe perfect mindfulness ingredients, and they all come included in every swim session making you feel better and relaxed from all the busyness of the outside world. Stress is one of the common feelings most people experience. In other words, stress is all over the world. Some people stress about school, some stress about life, and some stress about what to eat for dinner, etc. Stress comes in many forms and produces many symptoms. Mental symptoms range from worry, insomnia, anger, and hostility, or sensations of dread, foreboding, and even panic.


32 | Mirvari November 2020

But exercise and other physical activity produce endorphins-chemicals in the brain that act as natural painkillers. Endorphins are the only “feel-good” chemicals released through exercising. The body will also produce serotonin, norepinephrine, BDNF, and dopamine, the reward chemical. All of which have huge positive benefits for the mind. The combination of these five chemicals will boost one’s mood, and help to relieve both anxiety and depression. Lastly, fitness is a great source of selfconfidence. Exercise is all about setting goals and achieving a series of goals. As a person achieves things it promotes a sense of accomplishment by helping one to meet small, successful goals, and as people meet their goals they get more successful at it and it builds self-confidence. In conclusion, fitness should be included in everyone’s life. It shouldn’t be kept away.

Let today be the start of a new thing! Let today be the first day of your fitness journey!


Benefits of Crying by M.Y.

D

id you ever think about the positive benefits of crying rather than its negative sides? Crying is a normal human action and there are several different emotions that can cause it. In today’s World, it is a sign of weakness, and something to feel embarrassed about. Even though there is a wrong point of view about it, there is still positivity in crying. So what are the beneficial effects on humans? Often, getting a good cry can be exactly what the doctor ordered. In fact, some psychologists also say that by not tearing up occasionally, we may be doing ourselves a disservice. “Crying activates the body in a healthy way,” says Stephen Sideroff, Ph.D., a clinical psychologist at UCLA and director of the Raoul Wallenberg Institute of Ethics. “Letting down one’s guard and one’s defenses and [crying] is a very positive, healthy thing. The same thing happens when you watch a movie and it touches you and you cry... That process of opening into yourself... it’s like a lock and key.” Crying can benefit both your body and your mind in many ways. For example, since it lets the negative energy out it detoxifies the human body. Also, it helps the mind and attitude improve mood in a good way. Letting it out will help you lift your spirit and release pain. Other than only helping the body, crying will bring awareness to your surrounding and help grow support. Having others around will make you feel loved and secured. Let it out when you need to because otherwise, it’s no better for your body to deal with the negative feelings. In your everyday environment, if you can find safe places to let the stress and bad feelings out, it will be easier for you to enjoy the physical and emotional benefits of crying. But without fear of reprisal or judgment. Cry because you want. Cry because you need it. Cry because you feel the benefits of it at the end.


34 | Mirvari November 2020

Monthly Book Suggestion by Deniz

Positive Sides of the Book: This book seeks to make bridges between the Christians and the Muslims. The book mainly revolves around how Prophet Muhammad established his religion based on human rights, equality, dialogue between interfaith, and compassion. Overall this is an excellent book I would recommend to everyone because it presents facts and is tremendously informative. Although small in size, it is hefty in the information. Negative Sides of the Book: The book is a very excellent book and it was very hard to criticize, however, I didn’t quite like how it stated that Prophet Muhammed wasn’t the last prophet which is essentially Islamic principles.


35 | Mirvari November 2020

College Preparation Admission Process Questions 1. What is the difference between Coalition and Common Application? Which one should we fill out? I cannot say that neither one is necessarily superior to the other. Common App has a wider scope of colleges whereas coalition has somewhat less. However, Coalition does offer to start the application process much earlier in high school compared to Common App.

Do not wait until the last couple days, give yourself time to write and later edit them multiple times. Common App and Coalition offer some topics for the personal statement, however you could also choose the option to submit the essay topic of your choice that you think will represent you the best.

2. What is your opinion on applying as testoptional? Will it decrease our chances at admission?

4. Do you have any key tips or suggestions to make our college applications stand out?

Most of the universities have adopted a testoptional policy for SAT and ACT. However, if you have the opportunity available, I would say go for it and definitely take it. It will be your opportunity to shine and demonstrate how you are prepared for the college level workload. In case you do not submit SAT/ACT scores, colleges will look into your letter of recommendations, essays, grades, GPA, how active you were in your community, and other aspects of your resume in greater detail . 3. What is meant by personal statement? What kind of topics can I write about for college essays? Colleges use these essays to understand why you think they should admit you. They want to know who you are, what you can contribute to their college, and whether you will fit into their institution. It is your opportunity to shine, and definitely take your time to get a nice, error free essay submitted.

I can clearly say this, move out of your comfort zone. Expand out of your community. The universities want to see how you have integrated and adapted to be a part of the system here. Things you can do include but are not limited to sports, service hours, music, school clubs, and many more. Also, keep in mind to be consistent with the activities you do. Keep doing them for at least 2-3 years.


36 | Mirvari November 2020 5. What is FAFSA? Is it a requirement to file it? 7. Can you give us some tips for college How do we know if we are eligible to apply or interviews? What are they like? receive payment? You would want to dress smart-casual. Do FAFSA is a Free Application for Federal not be way too professional or exaggerate Student Aid. No, it is not a requirement to file make-up. Prepare ahead of time. Research the it. It has opened up October 1st 2020. If you person who will be interviewing you, prepare need scholarships or loans, you need to apply answers to questions that ask why you will fit for it. Check the specific universities priority in their college and why they should admit deadlines. You can determine your eligibility you. Be sure to talk about the institution. For through their system, but most likely you will example, you could pick a specific activity or either need to be a U.S. Citizen, permanent club that they offer. resident, or asylum holder. 8. How important are college/campus visits? 6. Some of the applications ask for optional materials such as a resume, video, essays. College visits are fairly important because they How advantageous is it for us to include will provide an overall idea about the campus, the people, and the area. You will gain an idea those? about whether you want a large/small campus, It definitely will be in your favor to send live in a suburb/city, be part of a large society additional resume or whatever it is the or more individualized attention. college is asking for. These things are a great opportunity for the university to get to know 9. What are the critical activities that a highschool student should be doing during the you better. No college will deny an application just year to best maximize his or her college because they did not submit the optional planning? materials. However, in most cases, it will definitely increase your chances of being Like I have mentioned earlier, be consistent with what you are doing. Continue the activities admitted. that you have been doing for the past 2-3 years. Help others, look for internships, maybe even get a part time job. Also, volunteer service is very important. Try to perform activities related to your area of interest and the major you intend to study in college.

image: Freepik.com


37 | Mirvari November 2020

10. Are home-schooled students at a disadvantage when applying for admissions? How can these students’ best positions themselves as top candidates for admission? No, homeschool students may in fact have an advantage because they get to learn material at their own pace. If they have been keeping good grades and performing activities even though they may be unable to attend a school club. I would suggest activities such as sports that will turn into an even greater advantage.

12. What is the difference between SAT and ACT? Does it matter which one a student takes? Both SAT and ACT are accepted by almost all colleges. The only difference is that ACT contains a science section in addition to the english, math, and reading sections of SAT. It doesn’t really matter which one you take, but keep in mind that if you only take SAT, you might want to accompany it with a subject test to really prove an area of strength. 13. When is the best time to start studying for SAT/ACT?

11. How about the students who recently came to the United States? Most of them do not know English as well, or do not have as many high school credits/experiences. Do they have a shot at acceptance? How can these students make their application stand out? Yes! They definitely do have a chance of admission to universities. For most of the institutions, diversity is very important, and in fact may even provide an advantage to those students. The key point is to convey to the college why you left your country, how you overcame challenges, and regardless of all the hardships how you worked so hard. It would also be an ideal thing to look for scholarships since some are specifically for immigrant or refugee students. Believe in yourself, do not discourage yourself just because you did not complete all four years of high school in the United States.

If you start studying in the summer of 9th grade, it will provide you a more worry-free senior year. I would suggest that you take SAT or ACT by the end of junior year because senior year will be full of harder classes and college essays. 14. When are notifications of acceptance sent? How much time will we have to decide between the offers and accept one? This will slightly differ from college to college. If you applied as Early Action or Early decision you could expect to hear back around midDecember. If you submit a regular application and submit it in January or sometimes February, you will likely hear back around March. Rolling application has no set deadline.


38 | Mirvari November 2020

15. College cost is a concern of most of the students. Do you have any recommendations for finding scholarships?

17. Do you have any tips/suggestions for applying to Ivy League or the top colleges in the United States?

Oh, yes definitely! There are numerous merit-based scholarships available and it depends on your background, academic and social achievements, college essays, recommendation letters, and why you need a scholarship, how you will pay it back. There are lots of local scholarships available, so make sure to ask your university for help if you need it.

It is partially true that they accept the top students of the applying class. However, there are many other details that they look for. The key is to sell your story and prove them how you will make a change in this world and are worthy of their time. In such a case, your personal and social skills, activities, service hours, job or internship experiences will be more important than GPA or SAT/ACT. Do not overly stress about it, but still put in a decent amount of time into the applications. Everyone has a shot at acceptance. I wish you all the best of luck with your education careers!

16. Is it disadvantageous to go to a two-year community college and then transfer to a four-year institution? In some cases, it might even be a better option to start with a two-year community college and then transfer. Especially if you cannot find any scholarships, this will be the path to go for you and avoid paying too much tuition. Also, I highly recommend this option for international students who are not considered for in-state tuition too. Learning the pre requirement basics are the same for both a community college and a four-year institution. Most four-year colleges have ideal transfer options available from community colleges.

image: Freepik.com


39 | Mirvari November 2020

SHORT STORY COMPETITION Topic: “Freedom is not free.” Submission deadline: February 24th Winners will be announced on May 24th

Rules:

One entry per person This competition is for young writers, ages 12- 21. Submissions should be between 500-1500 words. Story can be written from any point of view and can be fiction or non-fiction. It must be original, not a copy of another person’s work and it must be written in the past 6 months. In the submission email please include your name which will be shown if your work is published, and please check your email for the competition updates. You can use your real name, or you can send it with a nickname.

Submission details:

Please include “Short Story Competition” in the subject line of the email for your submission. No submissions will be looked at if the subject line is empty. mirvarisubmit@gmail.com Please be aware it is our intention to publish the winner’s story in the magazine and a few other stories on our Instagram page.

Prize: $100 Amazon Gift Card


40 | Mirvari November 2020

HİKAYE YARIŞMASI Konu: Hür bir İnsan Olabilmek En son teslim tarihi : 24 Şubat Kazananın açıklanma tarihi 24 Mayıs

Kurallar:

Yarışmamız 14 -21 yaş aralığındakiler içindir. Hikaye 500-1500 Kelime arasında olmalıdır. Gerçek veya kurgu olabilir fakat yarışmacının kendi çalışması olmalıdır. Bir başkasının çalışması kopyalanmamalıdır. Hikayeler Microsoft Office Word programıyla 12 punto, Times New Roman karakteriyle gönderilmiş olmalı.

Başvuru Detayları:

Yarışmaya başvuru email ile yapılacak. Başvuru emailinde; Öykünün altında kullanılacak olan isminiz (mahlas olabilir) Katıldığınız Ülke, Şehir Konu kısmında (Subject Line) “Hikaye Yarışması” bulunmalı. Başvuru tarihinden sonra gönderilen ve konu kısmı boş olan emailler değerlendirilmeyecektir. mirvarisubmit@gmail.com

Ödül: 100$ Amazon Hediye Kartı


41 | Mirvari November 2020

ART COMPETITION Topic: “Reading for Freedom”

Submission deadline: February 24th Winners will be announced on May 24th Rules: One entry per person This competition is for young artists, ages 10- 21. The submission needs to be in color. It can be any medium, including digital paint – all work must be scanned and sent to us via email. It needs to be creative and not a copy of someone else’s art. Please don’t include your name in the art piece. Submission details: Please include “The Art Competition” in the subject line of the email for your submission and your name which will be shown if your work is published. Don’t forget to check your email for the competition updates. mirvarisubmit@gmail.com Prize: $100 Amazon gift card.

How can reading set you free from your limits and show you all the opportunities you have?

SANAT YARIŞMASI Konu: "Özgürlük İçin Okumak" Son gönderim tarihi: 24 Şubat Kazananlar 24 Mayıs tarihinde açıklanacaktır. Şartlar: Her yarışmacı yalnızca bir eserle katılabilir. Bu yarışma 10-21 yaş arası genç sanatçılar içindir. Eserin renkli olması gerekir. Dijital dahil herhangi bir branş olabilir - eser taranıp email ile gönderilmelidir. Eser özgün olmalı ve başka bir eserin kopyası olmamalıdır. Lütfen sanat eserinin üzerine adınızı eklemeyin. Teslim Ayrıntıları: Lütfen eserinizi email adreesimize gönderirken konu kısmına “Sanat Yarışması” yazın ve çalışmanızla birlikte yayınlanmasını istediğiniz isminizi ekleyin. Güncellemeleri takip edebilmek için e-posta kutunuzu kontrol etmeyi lütfen unutmayın. mirvarisubmit@gmail.com Ödül: 100 $ Amazon hediye kartı.

Okumak sizi sınırlarınızdan nasıl kurtarabilir ve sahip olduğunuz tüm fırsatları size nasıl gösterebilir?


42 | Mirvari November 2020

GAMLANMAYASIN SAKIN Ey nefsim, söylesene Nedendir bu hüsranın? Kimedir bu isyanın? Olmayan her şeyi görürken Var olanlara körlüğün, Nankörlüğün neden? Sen var mısın ki Sahip oldukların olsun Sahip oldukların olmadan Kaybettiklerin nasıl var olsun Kendini şu koca dünyada Yalnız mı sanırsın yoksa? Bilmez misin ki Rabbin, El-Vekil’dir senin O vardı her anında, Her düştüğünde Yanındaydı, O kaldırdı Her el açtığında, O duydu O bildi halini, kimseler Anlamaz iken seni. Gamlanmayasın sakın, O, Baki olandır Ezel ve ebedin sahibidir, Kul oldugun senin -Z u h a l

We would love to feature our readers’ poetry; We accept submissions in both Turkish and English. Please send your poems to our submission email to have a chance to be published in an upcoming issue or on our Instagram page (include your IG username if you wish to be tagged). The poem can be about anything but it is more likely to be selected if it matches the theme of our upcoming issue which we will announce on our Instagram page. “Poem” needs to be written in the subject line of the email.


43 | Mirvari November 2020

ÇengelPuzzle Bulmaca/Crossword Puzzle Crossword 1

Yukarıdan Aşağıya

1. Görünen, âşikâr olan. Açık, belli. 2. Başlangıç 4. Doğru yoldan sapma 6. Dil, konuşma dili, lehçe

2 3

4

5

Soldan Sağa

3. Allahın birliğine inanma, Lâ ilâhe sözünü tekrarlama 5. Hatırlatma, uyarı 7. Yön, doğru yolda olma 8. Yerine getirmek, kılmak, yapmak

6 7

8

Crossword Puzzle 1

2 âşikâr olan. Açık, belli. ç. ldan sapma. şma dili. Lehçe. 4

1. Which animal never sleeps? 3. Which bird is the fastest runner?

Across:

5

6

7

®

Down:

Across: 33. Allahın birliğine inanma, Lâ ilâhe sözünü tekrarlama. 5. Hatırlatma, uyari 7. Yön, doğru yolda olma. 8. Yerine getirmek. Kılmak. Yapmak.

2. Which mammal has the most powerful bite? 4. Which is the only mammal that cannot jump? 5. Which animal can swim the fastest? 6. Which animal is the fastest? 7. What is the slowest animal in the world?

Across:

mirvarisubmit@gmail.com2.BuildWhich your own custom worksheet education.com/worksheet-generator mammal has theatmost powerful bite

animal never sleeps? bird is the fastest runner?

© 2007 - 2020 Education.com in the world? 4. which is the only mammal that Eğlencesine çözdüğünüz bulmacadan ödül kazanmak cannot ister misiniz? E-mailin konu jump? bölümüne “Çengel Bulmaca” yazıp doğru cevabı gönderen ilk 75 kişi arasından 5. Which animal can swim the fastest? çekilişle seçtiğimiz bir kişiye6.25$ Amazon Kartı göndereceğiz. Which animal isHediye the fastest? 7. What is the slowest animal in the world?

Do you want to win a $25 Amazon gift card? The first 75 people who send the right answers for the crossword- puzzle will be entered in a raffle to win an Amazon gift card. “Crossword- Puzzle” needs to be written in the subject line of the email.


44 | Mirvari November 2020

Here is a volunteer opportunity for everyone 16 or older. This is a COVIDspecific opportunity and volunteers are expected to help patrons check in. Volunteers will: -ask basic health questions -check their temperature with a scanner thermometer -assist RECenter staff with cleaning equipment of the weight room between the closing times and workout sessions. CDC guidelines will be followed. Masks and social distancing will be maintained. Address: 8100 Braddock Rd. Annandale, VA 22003 Contact Info: Jonathan Archer 703-321-7081 Shift Options: November 28 8:30 am - 10:30 am 10:30 am - 12:30 pm 12:30 pm - 2:30 pm November 29 9:00 am - 11:00 am 11:00 am - 1:00 pm 1:00 pm - 3:00 pm For more options/information or to sign up: https://volunteer.fairfaxcounty.gov/custom/1380/opp_details/186365


Tefriciye Duası Allahumme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen alâ-seyyidina Muhammedin ellezi tenhallü bihi’l ‘ukadu ve tenfericu bihi’l-kürabu ve tukdâ bihi’l-havâicu ve tünâlü bihi’r-rağâibu ve husnu’l-havâtimi ve yusteska’l-ğamâmu bi-vechihi’l-kerîmi ve ‘alâ âlihi ve sahbihi fî-külli lemhatin ve nefesin bi-‘adedi külli ma’lûmin lek. Ya Rab! Efendimiz Muhammed’e tam ve mükemmel bir salat ve selam eyle. O Nebi ki, onun yüzü suyu hürmetine düğümler çözülür, sıkıntılar dağılır, ihtiyaçlar karşılanır, arzulara ve güzel akıbetlere erişilir, bulutlardan yağmur dökülür… Onun âline ve ashabına da salât ve selam eyle Ya Rab! Her an, her nefeste ve senin bildiklerinin sayısınca.


46 46| |Mirvari MirvariNovember November2020 2020

s Dear reader, thank you for taking the time to read and hopefully to enter our competitions. We would love to hear back from you, please feel free to send any suggestions, feedback or comments to our email address. We started this journey as 14 students hoping to be a voice for hope and a light in the darkness of the world; we would love to expand our Mirvari family with new readers and writers; please tell your friends about us if you have enjoyed reading it and contact us if you would want to become a member of the magazine team. Don’t forget to check out our Instagram for exclusive posts and announcements about the competitions and much more. Lastly, we are a non-profit magazine with only volunteer workers, your donations help us provide prizes for our competitions and allow us to pay for the programs we use. If you would like to make a donation, you can send it to our Paypal address. Thank you. Bir kahvenin kırk yıllık hatırı olurmuş. Bu günlerde beraber kahve içme imkanımız yok maalesef. İnşallah bir gün tüm okuyucularımız, yazarlarımız, hizmet kardeşlerimiz ile beraber yudumlayabiliriz kahvemizi. Lâkin o güne dek sunduğumuz her bir Mirvari’nin kahve misali hatırı olmasını umuyor ve her yeni sayımızda ilim, irfan ve uhuvvetimizin artmasını temenni ediyoruz. Bir sonraki sayıya kadar, hoşçakal sevgili okuyucu. İnstagram hesabımıza da bir bakmayı, önerileriniz varsa bize ulaştırmayı ve hoşunuza giderse takip etmeyi ve paylaşmayı unutmayın. SCAN ME

@mirvari_magazine

mirvarimagazine@gmail.com FOR PAYPAL


Tüm rehberlerimizin ve öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyor ve dergimizin ilk sayısını onlara armağan ediyoruz.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.