ŞEHİR ve KÜLTÜR - 72. Sayı

Page 80

ŞAİR VE YAZARLARIMIZIN

AYASOFYA HASRETİ Ayasofya hakkında yazılmış ilk şiirlerden biri Taşlıcalı Yahya Bey’e ait. Şairimiz Şâh ve Gedâ isimli mesnevisinde İstanbul hakkında bir bölüm ayırır ve orada Ayasofya’dan bahseder. Mehmet Nuri YARDIM

Ayasofya’nın bu hâli hakkında tarihçiler, araştırmacılar pek çok makaleler yazıp kitaplar kaleme aldılar. Tarihçesi, yaşadıkları, geçirdiği merhaleler uzun uzadıya bu çalışmalarda yer buldu. Biz bu yazımızda bir kısım şair ve yazarımızın Ayasofya’ya dair dile getirdiği duyguları bir araya getireceğiz. Ayasofya hakkında yazılmış ilk şiirlerden biri Taşlıcalı Yahya Bey’e ait. Şairimiz Şâh ve Gedâ isimli mesnevisinde İstanbul hakkında bir bölüm ayırır ve orada Ayasofya’dan bahseder. İşte o şiirden bir kaç mısra: “Şehr içinde sipihr gibi bülend Vardır bir makam-ı bîmânend Ayasofya’dır ona nâm-ı şerif Olmaz onun gibi makam-ı latîf Nitekim şeyh-i pâk-i kutb-ı zamân Ayağına akar su gibi cihân Halk-ı âlem duasına muhtâç Kubbeden var başında bir ulu tâç” Şair, içinde namaz kılınan mabedi büyük bir heyecanla tasvir eder: “Gülşen-i cennet oldu o güyâ Servilerden yeşil direkler ona Onda kandiller yanar par par Sarı lâleyle nergise benzer Mü’minin başı üzere destan Ak güllere benzer ol gülzâr” İKİ MANEVİ TEMEL: EZAN VE KUR’AN

yasofya yine gündemde. Gündemden de gönlümüzden de hiç düşmedi ki... Ben doğdum doğalı Ayasofya hakkında yazılan yazıları okudum, yakılan ağıtları dinledim. Belki de hiç bir mabet için bu kadar mersiye kaleme alınmadı. Yürek yangınları tutuşan şairlerimiz, hissettikleri ulvî duyguları terennüm ettiler. Bugüne kadar Ayasofya’da dair yazılan şiir ve yazılardan büyük bir antoloji çıkar.Bizans döneminde 900 yıl kilise olarak kullanılan bu mabet İstanbul’un fethiyle birlikte camiye çevrildi ve yaklaşık 500 yıl cami olarak hizmet verdi. Cumhuriyet devrinde 1931’de ibadete kapatıldı, ardından 1934’te ise bir kararname ile müzeye dönüştürüldü. 89 yıldan beri cami değil hüzünle dolaşılan bir müze.

Ayasofya sıradan bir cami midir? Hayır! Fethin sembolüdür her şeyden önce. Büyük şairimiz Yahya Kemal, İstanbul’un işgal yıllarında yazdığı “Ezan ve Kur’an” yazısında devletimizin temellerinden bahsederken, “Gerek Hırka-i Saadeti, gerekse Ayasofya’yı gezdikten sonra anladım ki, Osmanlı Devletini ayakta tutan şey, Hırka-i Saadet’te okunan Kur’an’la, Ayasofya minaresinde okunan ezanlardır.” 1922 yılında yayınlanan bu yazıda “Bir gün Ayasofya minaresinden ezan okunduğunu işittim.” diyen Beyatlı, 1453 yılından beri günde beş defa okunan çağrıdan çok etkilenir ve “Bu ezanı dinlerken Fatih’i asıl mânasıyle ilk defa idrak ettim!” der. Yahya Kemal, Kur’an ve ezanın Mehmetçiğe en büyük moral kaynağı olduğunu belirttiği yazısını şöyle tamamlar: “Eskişehir’in, Afyon Karahisar’ın, Kars’ın genç askerleri siz bu kadar güzel iki şey için döğüştünüz.” ŞAİRLERİN AYASOFYA SEVDASI

Şairler Sultanı Necip Fazıl, Ayasofya’nın açılması ve hürriyetine kavuşabilmesi için ilk bayrak açan ediplerimizden Şöyle diyor üstat: “Ayasofya açılmalıdır. Türk’ün bahtıyla sayı//72// temmuz 78


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.