şamaya devam edeceğiz. Bizden ayrılmayın!” değil de ‘ÖLEN’ insanları sorguya çekmemiz gerek… mez miydi?” (Bir gün önce/ Birkleyn Mağaraları’nda) “Ah tatlım tatlım! O başka bir şey, burada söz Elleri, ayakları ve ağızları bağlı yedi kişi, makonusu olan sorgu filan değil. İnfaz! Tanrı külli ğaranın soğuk ve ıslak zeminine oturtulmuş, üşüiradesini kullanıyor ve bu küçük kıyametler ile asmekten ziyade korkudan titriyorlardı. Birbirlerinin lında insanların büyük kıyameti çağırmakta olduyankılanan nefes ve iniltilerini duysalar da kafalağunu işaret ediyor,” dedikten sonra Münker, tek tek rına geçirilen çuvallar sebebi ile kaç kişi olduklarını o yedi kişinin başındaki çuvalı çıkarmasını istedi bilmiyorlardı. Nerede olduklarını, neden orada olNekir’den. duklarını ve başlarına ne geleceğini de. Münker elindeki kitabı açtı: Siyah uzun elbiseler içinde iki kadın konuşarak “Bu kitap Siccin(4)’dir. Yaptığınız kötülüklerin yürüyordu mağarada ağır ağır. Her ikisinin de paryazıldığı cehennem kitabıdır. Siz ki: ‘Tanrı benim’ lak mavi gözleri ve sanki suda dans edermiş gibi diyenlersiniz, rızasız bedenlerin ırzına geçenlersigörülen simsiyah çok uzun saçları vardı. Kolları niz, zevk için insan ve hayvan katledenlersiniz, yaarasında, kalın ve deri ciltli büyük bir kitap taşıyalancılığı meslek edinenlersiniz, içki ve kumar için rak sanki havada süzülür gibi önden ilerleyen kadın ailesini satanlarsınız, siz ki menfaati için ortalığı daha bilgili biri olmalıydı çünkü ardından ilerleyen karıştıran nankörlersiniz, siz ki emanet yetimlere kadının sorduğu her soruya bir cevabı vardı. ihanet etmişlersiniz. Siz ki bir kere tövbe etmediniz, “Ne zamandan beridir, dünyevi hayata bu kadar bir kere merhamet dilenmediniz, bir kere şükretmemüdahale edebiliyoruz?” diniz.” “Geçen seneden beri. Bundan sonra da icap etMünker’in her bir cümlesinden sonra karışık bir tikçe her sene ve gezegenin dört bir köşesinde. İnsasıra ile Nekir tutsak edilen kişilerin başındaki kara noğlu günahkar olmaktan vazgeçene dek.” çuvalları tek tek kaldırdı. Konuşmaların bir kısmına “Bu çok zor bir ihtimal. Adı üstünde ‘insan’ ve şahit oldukları için gözleri dehşet verici şekilde açılözgür iradeye sahip. Bu da onu günah işlemeye yamıştı. Münker diz çöktü. kın yapıyor.” “O ki…” “Özgür irade her aklına estiğini yapmak, her türNekir de diz çöktü. Sonra daha yüksek bir ses ile lü günahı işlemek demek değildir sevgili Nekir. İki devam etti Münker konuşmaya: yoldan kendin için en hayırlı olduğuna inandığın “O ki, zalimi affedip de mazluma zulm eder mi? yolu seçme hakkıdır. Tabii seçim insana has bir şey O ki, kulu yardım çağırır da cevap vermez mi? Bizi bizi bağlamaz, biz kayıtsız şartsız itaat ile yükümki vekil etmiştir kendine. O zaman başlayalım bu lüyüz. Sen, bana bu kadar çok soru sorma hakkın kutsal ayine…” olduğu için mevkinin değerini bilmelisin.” Birden Münker’in boynundaki, bir çift göz mi“İnsanoğlu seçimlerinde haddini aştığı için mi sali, sonsuzluk şeklindeki kolyenin sol tarafı, ışıldüzenliyor Tanrı bu kebair ayinlerini?” damaya başladı. Münker daha yüksek bir ses ile “Evet. Bunlar küçük kıyametler. Şu kardevam etti: şında görmüş oldukların, 354 günün, Hic“Bu ayin! Kebair Ayini! Yaratıcının bir merri takvime göre bir yıla tekabül eder, en hametidir inançlı kullarına, ‘buradayım, yanıgünahkar yedisi. Öyle ki her biri azgın bir nızdayım’ dediği bir törendir, bu ayin ki; iblisi Müziğ in iç kendini bilmez, bu sebep Tanrı kendini halerin başına kopan kıyamettir!” ek dinlem tırlatmaya karar verdi.” Birden çığlıklar içinde yerde debelenme“Biz tam olarak ne yapacağız?” ye başladı günahı kanıtlanmış yedi kişi. “Ruhlarını temizleyeceğiz. İçlerindeki iblisMünker en yüksek sesi ile “KARİA!”(4) leri cehenneme hapsedeceğiz.” diye haykırınca da içine iblis kaçan tüm “İkinci bir şans gibi mi?” günahkarların lekeli ruhları ayrıldı be“Hayır hayır. İkinci şans iyi bir fikir olmayabidenlerinden ve mavi bir ışıkla Münker’in sonsuzluk lir; ilkinde seni yaralayan ikinci de seni öldürebilir kolyesindeki sol mavi topuz taşına çekildiler, oradan demişler.(3)” süzülüp kolyenin sağındaki mistik topuz taşında “Kimler?” hapsoldular beyaz bir ışık olarak. Sonra ani bir ses“İnsanlar.” sizlik ve hareketsizlik oldu. Nekir: “Yani ne yapabileceklerinin de farkındalar. İl“Öldüler mi?” ginç. Peki bizim Münker ve Nekir olarak yaşayanları “Hayır. Ruhsuz kaldılar.” www.baltadergi.com
Temmuz - Ağustos 2020
17