Balta Dergi 14. Sayı

Page 25

Kaçak Hüzün Beni sınama Tanrım Bu yaştan sonra olmaz Ak tutmuşken sakalımın her teli kirpiklerimi bir kuş bunca sıyırdıderinleşmişken kanatlarıyla Yüzümde su yatakları ve on dokuzumuttan yaşındanasibimiz öğrendimbüsbütün Kesilmişken saçlarımı okşamayı Bu yaştan sonra olmazuyurken. kuş sürüleri gördüm Beni sınama Tanrım bir yeri terk ederken

onlar da göçüp gittiler, terk zorunda oldukları yerden. Zühreetmek bir yıldızdır sade büyü saçım, dedim büyü Milyon yıl uzaklıkta neye yarardı Elimi uzatsambaşka? buz kesecek dışarısı Gök yağacak neyekollarıma yarardı, iki yabancının dünya kadar anısı Ben recm edileceğim kutularda sararmaktan başka. Gözledim diye onu o hep sararan bir vişne ağacıydı, Zühre beni penceresinde hiç bilmeyecek yatağımın Sesimi rüzgârlar kuytuda bırakacak varlığından bir bir haber hayalini kurduğum. Beklemek bilirsin Tanrım ağır gelir yüreğe seneler sonra öğrendim, Milyon yıl uzaklıkta baksam görecektim. oysa penceremden Zühre yıldızdır sade geceyebir benzer saçlarım hatta baksan yakından Bu şehrindedoruğu yok gecedir aslında. Bulutlara kafa tutan beyaz yıldız tozları vardır, Gözlerini aparmış iki şeritli bir yolmercandan gibi Bileyli pençelerinde ölüm taşıyan kuşları saçlarım bile gitmeye meyilli. Ve yok bu şehrin tepelerde eviçocukları gitmek olan birine denmez bu koşturan ama Kesif bir karanlıkta yürür fısıldıyor durmadan bir kız içimde, Maviyi hiç görmemiş adam ayakları bir gün diyor, Düşmeye alışkın ben de gideceğim buradan Yorgun olabildiğince yaşamaktan hiç gelmemişim gibi. Bir dağ yamacına sırtını verip ona kal demekle öl demek aynı şey Acı söylemek imkânsız bak, yine o tanıdık ağrı. Bulutlara kafa tutan bir çocuk parkına sırtını dönerek otur Bu şehrin doruğu yok hisset biraz, birazcık olsun, Zühre bilmez lütfen. Büyük pazarları var bu şehrin Gam alıp yalan satan Gerçek diye çığlık çığlık gün boyu her köşede Taciri mebzul miktar Hüznün alıcısı yok Sevdayı bilen hani Yani Tanrım Zühre’yi bilmez Büyük pazarları var bu şehrin Zühre bilmez

Müziğ dinlem i ek için

Şimdi benim fermanım yazılır Bu şehrin mahkemelerinde Gözlerini kıskandım diye Zühre’nin güneşten Paslı ışıklardan kaçırdım için Mezardan çıkarılmış köpek dişleri salınır üzerime Suskun yürek paramparça Parça bölük içimdeki duygular Milyon yıl uzakta Zühre beni görmez Tanrım Haber etseler ne fayda Bu şehrin mahkemelerinde Şimdi benim fermanım yazılır. İpliği dert yumağı Kalın abam sırtımda Nasırlı ayaklarım çırçıplak Gitmeye hazır bir sevda kaçkınıyım Niyetim yok gömülmeye Bu şehrin karanlık çukurlarına Usandım Zühre’yi bilmeyen hakikatinden Sıkboğaz etmese yokluk Kolcular tutmasa beni Gömüp amel defterlerimi kimsesiz bir kuytuya Zühre’nin şehrine gideceğim Kalın abam sırtımda İpliği dert yumağı Beni sınama Tanrım Bu yaştan sonra olmaz Ak tutmuşken sakalımın her teli Yüzümde su yatakları bunca derinleşmişken Milyon yıl uzaktayken gönlüme Zühre Benden habersiz bir de i Müziğ in Bu yaştan sonra olmaz k iç inleme d

Tanrım, bırak beni

Eda Özüuğurlu Mehmet Zeki Kılıç www.baltadergi.com

Temmuz - Ağustos 2020

25


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.