Sabah Ülkesi 66

Page 116

KÜLTÜR I SANAT

MEVLEVÎ SEMÂININ SEMBOLİK DEĞERİ VE ADABI Türkan Alvan-M.Hakan Alvan rapçada “işitme, dinleme, kulak verme” anlamına gelen semâ‘, ilahî hakikati gönüllere duyurmaktır. Zaten Mesnevî’nin ilk cümlesi “Bişnev”, yani “Dinle!”dir. Bir tasavvuf terimi olan semâ‘ “musiki nağmelerini dinlerken vecd-i ilahî ile kendinden geçip raks etmek” demektir. Mevlevî semâ’ına mukâbele-i şerîf denmesinin sebebi “Mümin, müminin aynasıdır.” hadîs-i şerîfine dayanır. Karşılık verme, yüz yüze olma (rû-be-rû), selamlaşma anlamına gelen mukabele; şeyhten yeni dervişe (nevniyâz) kadar herkesin birbiriyle ve her şeyin yaratıcısı Mümîn olan Allah’la selamlaşmasının ifadesidir: “Bizler hem aynayız, hem de aynada yansıyan güzelliğiz. Hepimiz, bekâ âleminin kadehinin sarhoşuyuz. Biz hem acıları, sıkıntıları def ederiz, hem şifayız. Biz hem âb-ı hayâtız, hem sakiyiz.” “Gönlümüzde dönüp duran bir sır var. Yaratılan her şey o sırra bağlıdır, felekte gökler bile o sırla iki büklüm döner durur. O sır yüzünden ne başın ayaktan ne ayağın baştan haberi var. Baş da ayak da o sırla başsız ayaksız dönüp duruyor.”1 Başlangıcı Hz. Âdem devrine kadar dayandırılan ve asr-ı saadette de rastlanan semâ;2 avamın, zahidin ve arifin semâı olarak üçe ayrılır. İmam Şâfiî ve ilk dönem mutasavvıfları semâın sadece avam için mekruh olduğunu beyan etmişlerdir.3 Cüneyd-i Bağdadî’ye göre yalnız, “nefsi mürde” ama “kalbi zinde” kişiler semâ edebilir.4 Semâ, hayatın, miracın ve ölümün iç içeliğini anlatan sembollerle dolu, eşsiz bir zikrullahtır. Tasavvuf edebiyatında ilahî nurun; varlıkta yaratılmışların özü ve en şereflisi olan insana intikalini ve insanın da insân-ı kâmil mertebesine yükselip Rabb’ine varış döngüsünü (nüzûl ve urûc) anlatan devriyye adlı şiirlerin uygula116 sayı 66 01 | 2021

sabah ülkesi

masıdır âdeta. Kâinatın bu döngüsünü (semâ) temsil eden meydân-ı şerîf (semâhâne), Cenab-ı Hakk’ın zatının nurunu temsil eden noktanın varlık âlemlerine ve insana yansımasının sembolüdür.5 Yani, semâhâne kâinattır. Meydandaki kırmızı makam postu, tecelli rengidir; ism-i Celâl olan Allah lafzının nurunu simgeler. Kırmızı postun üzerindeki şeyh efendi ise Hz. Mevlânâ’yı temsil eder. Şeyh esma ve sıfatların mazharı, hakîkat-i Muhammediyye’nin mümessilidir. Şeyhin sikkesini saran yeşil destârın kalbe doğru sarkan ucu (taylasan), akıl ve duygu arasındaki koordinasyonu ve birliği anlatır: “Semâ, göklere giden yoldur, göklere açılan bir kapıdır. Semâ can kuşuna kanattır, baştır. Fakat senin huzurunda yapılan semâ, Hz. Peygamber’in arkasında kılınan namaz gibi eşsizdir.”6 Semâ meydanını ikiye bölen ve post ile mutrıb arasındaki çizgi (hatt-ı istivâ), Hakk’a ulaştıran dosdoğru yolun (sırât-ı mustakîm) en kısa ve en güvenlisidir. Semâda hatt-ı istivâya sadece şeyh basar, çünkü hakikate varan en kolay yolu o bilir. Semâzenlerin posttan sağa doğru hareketi mutlak varlıktan insan oluşu (kavs-i nüzûl), hatt-ı istivânın sonundan posta sola doğru yürüyüşü ise insandan mutlak varlığa çıkışı (kavs-i urûc), yani seyr ü sülûktaki zilletten izzete doğru olan süfli-ulvi döngüyü anlatır. Semâhânenin sağ tarafı madde âlemine (âlem-i şuhûd/nasût) inişi (nüzûl); sol taraf ise mana âlemine (âlem-i misâl/gayb) yükselişi (‘urûc) simgeler. mutrıbân

kavs-i urûc

kavs-i nüzûl


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook

Articles inside

Nedenler Kitabı

8min
pages 146-149

Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi’ye Göre Tarikatların Islahı Meselesi

15min
pages 136-141

Üvey Edebiyat

9min
pages 142-145

Abdulhâdî İvan Aguéli: İsveç’te Resim Yapmaktan Kahire Ve Paris’te İslam’a

9min
pages 130-135

Mevlânâ Şeyh Muhammed Elhalilî: Nesebi Ve Mirası

11min
pages 124-129

Tek Taraflı Bir Diyalog: Leibniz’in Locke Eleştirisi

14min
pages 110-115

Mevlevî Semâının Sembolik Değeri Ve Adabı

18min
pages 116-123

Kalp Duyuları

16min
pages 104-109

Bu Dünya Hayatında Tanrı'yı Görmek

13min
pages 98-103

İbn Sînâ’da İnsan Ve Duyuları: Farkındalığın Mertebeleri

9min
pages 94-97

Doğakültürüstü

12min
pages 80-85

Câhız'da Duyumsamanın Öznel Karakteri

10min
pages 86-89

Bakıştan Dokunmaya: Antik Düşüncede Beş Duyunun Tarihine İlişkin Düşünceler

9min
pages 90-93

Çok Duyumlu Algı

11min
pages 76-79

Algının Anatomisi

14min
pages 68-75

Kaç Duyumuz Var? Beş Mi, Altı Mı Ya Da Fazlası Mı?

9min
pages 64-67

İmam Gazzâlî’nin Beş Şüphesi: Bilgi Edinme Yolları Üzerine Yeniden Düşünmek

16min
pages 58-63

Duyular, Duyulurlar Ve Adları

10min
pages 54-57

38 28

22min
pages 28-37

Değişenler Ve Değişmeyenler

13min
pages 48-53

Düşünce Ve Gerçeklik Arasında: Gelenek, Sezgi Ve Eleştiri

15min
pages 22-27

Dokunmaya Ne Oldu? Dokunma Ve Dijital İletişim

15min
pages 42-47

Sarih Akıl İle Sahih Fıtrat Arasında Selim Duyular: İnsanın Hakikat Arayışında Duyuların Yeri

7min
pages 38-41

Tevazunun Hünerleri

7min
pages 18-21

Öyleyse Selam Olsun Gariplere! Varoluşsal Mirasa Batı’dan Ve Doğu’dan Yeni Yaklaşımlar

14min
pages 12-17

Zamanın Ruhu Ve Ruhun Zamanı: Ulus’a Karşı Doğarlık: “Vatan”ın Tarihsel Koşulları Ve Epistemolojik Katmanları

15min
pages 6-11
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.