KEMAL ÖZER İLE RÖPORTAJ tavır Kemal Özer şiiri, neyi, kimi, nasıl anlatır? İlkeleri, kuralları var mıdır? Neyi hedefler? “Yaşanan”ı yazmak diye özetlenebilir bir anlayış sözkonusu. “Yaşanan”lar, onların tepkileri, uyandırdığı tepkiler, kısacası yaşamla insan arasındaki ilişkiler benim ilgi alanım. Onları hem kendi adıma, hem toplum adına dile getirmek, ama bunu bir sanat diliyle yapmak... Bu anlayışın kaynağı, bir başka deyişle söylersek, toplumsal işbölümüyle, ozanın bu işbölümünde üstüne düşeni yerine getirmesiyle ilgili. İkinci Yeni döneminizden bahseder misiniz? İkinci Yeni’den toplumcu şiire geçişinizi bugün nasıl değerlendiriyorsunuz? Sözünü ettiğim bugünkü anlayış, bilinçli bir seçmeye dayanır. Yazmaya başladığımda ise, bu bilinç yerine içgüdüsel bir tutum sözkonusuydu. Niçin ve nasıl yazacağımı okuduklarımdan öğrendiklerimle, denebilirse bir şiir görgüsüyle belirlemiştim. İkinci Yeni, bu içgüdüsel dönemin adı oluyor benim için. Bilimsel bir dünya görüşü edindikten sonra, bilinçli bir seçimle yazmaya başladım. Bu seçime uygun bir sanat anlayışına bağlanmış oldum. O sanat anlayışı, İkinci Yeni denilen estetik anlayışla bağdaşmıyordu. Çünkü bu anlayışla içerik,ozanın söylediğini iletmesine, okurun o içeriği yeniden üretmesine uygun verilemiyordu. Kemal Özer’in ’70’lerdeki şiiri toplumla nasıl ilişki kuruyordu? Kısaca söylemek gerekirse, toplumun gereksinimini karşılamaya yönelik bir şiir üretiyorsanız, o şiir toplumda dolaşıma çıkacak, şiir yazıldığı gibi kalmayıp okurlarca yeniden üretilecektir, 70’lerde, “yaşanan”ların şiirde yer alması, hem duyarlık hem bilinç bakımından bu dolaşımı ge-
151
onurlu aydinlar 2.indd 151
11/5/14 8:22 PM