Okan Yeşilot - Hasan Melikzade Zerdabi ve Ekinci Gazetesi

Page 1



HASAN MELIKZADE ZERDABI •

ve

EKiNCi GAZETESi


.

HASAN MELIKZADE ZERDABI .

ve

EKİNCİ GAZETESİ Doç. Dr. Okan YEŞİLOT Yayın Yönetmeni Mustafa Karagüllüoğlu

© Yeditepe Yayınevi T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sertifika No: 16427 ISBN:. 978 -605 -4052-99-8 Yeditepe Yaymevi: 176 Araştırma İnceleme Dizisi: 147

1. Baskı: Haziran 2012 Sayfa Düzeni İrfan Güngörür Kapak Tasarımı Sercan Arslan Baskı-Cilt Şenyıldız Yay. Matbaacılık Ltd. Şti. Gümüşsuyu Cad. No:3/2 -Topkapı /İstanbul Tel: 0212 483 47 91-92 (Sertifika No: 11964)

YEDİTEPE YAYINEVİ Çatalçeşme Sk. No: 27/15 34410 Cağaloğlu-İstanbul Tel: (0212) 528 47 53 Faks: (0212) 512 33 78 www.yeditepeyayinevi.com 1 bilgi@yeditepeyayinevi.com online alış-veriş: www.kitapadresi.com


HASAN MELIKZADE ZERDABI •

ve

EKiNCi GAZETESi

Doç. Dr. Okan YEŞİLOT

YEDITEP.E

İstanbul 2012


Doç. Dr. Okan YEŞİLOT 1971 yılında Giresun'da doğan Okan Yeşilot, ortaokul ve li­ seyi Samsun Ladik Akpınar Öğretmen Lisesinde okuduktan sonra Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Tarih Öğretmenliği'nde lisans eğitimini tamamladı. Aynı üniversitenin Türkiyat Araşhrmalan Enstitüsünde Yüksek Lisans yaptıktan sonra İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde "Ha­ san Melikzade Zerdabi'nin Hayatı ve Faaliyetleri" adlı teziyle doktor unvanını aldı.

1995 yılında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesinde Araştırma Görevlisi olarak çalışmaya başlayan Yeşilot, 2001 yılından itibaren aynı üniversitenin Fen-Edebiyat Fakültesinde görev yapmaktadır. "Değişen Dünya Düzeninde Kafkasya'nın Yeri ve Önemi (2004)'', "Türk Dünyasının Problemleri ve Çö­ züm Önerileri (2006)" ve "Bağımsızlıklannın 20. yılında Türk Cumhuriyetleri ve Türkiye ile İlişikileri (2012)" sempozyumlarını düzenleyen Okan Yeşilot, 2008 yılında doçent olmuş ve Kafkasya Tarihi Anabilim Dalı Başkanlığını yürütmektedir. Azerbaycan ve Kazakistan'da da görev yapan Okan Yeşilot'un,

Tagiyev (2004), Ateş Çemberinde Azerbaycan (2010) v e Avrasya'mn Yükselen Yıldızı Kazakistan (A. Kara ile) (2011) kitapları, Kafkasya, Azerbaycan ve Kının üzerine çalışmaları vardır.


Canım Anneme...


Z;)rdabi bütün Türk dünyasının aydınıdır Dövri ffi;)tbuatırnızın ilk qaranquşu, XIX. ;)Sr �rbaycan ictimai­ siyasi h;)yatının aynası olan "8kinçi" q;)zetinin (1875-1877) ffi;)tnl;)ri Türkiy�;) kitab halinda n;)şr edilmişdir. C;)mi 56 nömr;)si işiq üzü görmüş q;)zetd;) d;)rc edil;)n materiallan Türk oxucusuna çatdınlması Okan b;)yin xidm;)tidir. M;)tbuat tarixinin nadir nüsx;)si sayılan "8kinçi"nin Türkiy;)d;) n;)şrinin höyük ;)h;)miyy;)tİ vardır. Bel;) ki, bu q;)zet t;)ke;) �rbaycan deyi!, bütün Türk dünyasının ilk dövri n;)şri, ilk ffi;)tbuat qaranquşudur. Kitabın naşiri Okan b;)y d;) m;)hz bu m�aını n;)Z;)r;) alaraq, �;)biyyatşünas, tarixçi V;) dilçil;)r;) bu qiym;)tli h�iyy;)ni çatdınb. "8kinçi"nin Türkiy�;) işıq üzü görm;)si h;)m d;) bu q;)zetin baş redaktorluqdan tutmuş çapçılığına q�;)r bütün yükünü öz tlZ;)rin;) götürmüş H;)S;)n b;)y brdabinin ruhuna Türk dünyasının ehtiramıdır. "8kinçi"y;) gösbril;)n bu diqq;)t onu gösbrir ki, Z;)rdabi bütün Türk dünyasının dahi mübfakkiri, aydınıdır. Okan b;)y;) gösbrdiyi bu xidm;)tİn;) göm d;)rin bş;)kkürümüzü bildiririk. Az;)rbaycan Parlament Jurnalistl;)ri Birliyinin s� Elşad Eyvazlı


İçindekiler

Kısalbııalar Önsöz Giriş

..

....

........ .................................... ........ ........., ............. 10

......

.

.. .

.

. . .... . . .

.

11

.....................................................................................................

15

.................. .... . ... ........ ...... ... .

. .... . . .

... ... .. .... ..

.

. . .. ..... ....... .

Zerdabi'nin Yaşadığı Dönemde Azerbaycan'da Siyasi, İktisadi ve Kültürel Dunını

23

•Siyasi Durum

23

........................................................

..

.

.

. .

.......... . ............................................... ... .... .. ..........

Hanlıklar Devri

..................................................................................

Hanlıklann Rusya Tarafından İşgali

.

.............................. .................

Azerbaycan'ın Çarlık Rusyası Hakimiyetindeki Yıllan

1905 Rus İhtilali

.

.

.

.... ....

29

.

......... ......... .

.

. .. 34

........ ...................................................... ............ .

1905 İhtilali ve Azerbaycan'da Grevler Dönemi

23

.26

.

................... ... 37

. . ...... ................. :.... 40

Azerbaycan'da Türk-Ermeni Çatışması . .

. . ....... .. .

• İktisadi Durum ..

.

.

.

. .

.

.. ... ........ .. ..... ......... ...

........ .. ............ ..................43

XIX. Yüzyılın Sonu - XX. Yüzyılın Başlannda Azerbaycan'da

Petrol Sanayinin Gelişmesi .

. .

............................... .................43

........ .. ...

Sanayi, Nakliyat ve Ticaretin Artan Önemi Ekonomik Alandaki Diğer Gelişmeler... .

49

......................................

.

. ...... .....

• Kültürel Aydınlanma Dönemi Eğitim

.

..... ...

.

....................... .......53

......... .............................. 56

....... .......

.................................................................. ............: .........56

Siyasi ve Kültürel Bir Güç Olarak Basının Ortaya Çıkışı

.................

60 7


Azerbaycan Basınında Hazırlık Aşaması (1905 Öncesi) Basında 2. Aşama (1905-1907) .. ...

Siyasi ve Sosyal Teşekküller

..............................................................

Zerdabi'nin Hayab

................................................

• Çocukluk ve Gençlik Yıllan

.............

...........................................................

71

75

........

77

..........................................................................

79

Kültürel ve Sosyal Alandaki Faaliyetleri

• Evliliği

66

. ........................ 75

İlk Eğitimi ve Moskova Üniversitesi'ndeki Arayış Yıllan

• Memuriyet Hayatı

60

. 62

Milli Kadroların Oluşması ve Aydınlar Sınıfının Teşekkülü

............

.............................................. ..

.....................................

..............................................................................................

• Zerdab'a Zorunlu Gidiş

.

.................................................... ............

• Baku'ye Dönüş ve Kız Okulunun Açılması

.

.

81

83 86

.

......... ....... ........ .....

91

• Toplumsal Dayanışmanın Somut Örneği: Hayır Cemiyetleri 93 • Şehir Meclisinde Vekillik

96

...............................................................

• I. Muallimler Kurultayının Toplanması • Ömrünün Son Günleri

Zerdabi'nin Görüşleri

.

97

99

......... .........................................................

. .

.................................... ... ........................

Ilim ve Eğitim Hakkındaki Görüşleri

Kadın Hakkındaki Görüşleri

Dil Hakkındaki Görüşleri

101

.......................................

101

......................................................

107

............................................................

110

• Din Hakkındaki Görüşleri

.

.............. ............................................

• Vatanseverlik Hakkındaki Düşünceleri • Sosyal Hayata Dair Düşünceleri Ekinci Gazetesi

.....................................

...................................

119

. 125

................................................

126

. 131

.............................................................................

• Ekinci'nin Neşredilmesi • Ekinci'nin Biçimi

. .

.......... ... ...............................................

.

. .. .

..................................... ....... .

• Ekincı'nin Yazar Kadrosu

.............................

.. .

... .....................

.

131 140

. 142

.. .......... ............ ..

Mirza Fethali Ahundov (1812-1878) ............................................... 143

8


Asker Korani Adıgüzelzade (1857-1910) ......................................... 145 Ali Ekber Haydari Ahsenül Kavaid

........

.. .

. ..

. ........ ..

. .

.

.

. ..

........ .............. ...... .

.

.

.

....

.

... .. ... 145 .

...

.

.

.

..... .. ........... ............. .... ............... ....... .......... .....

146

NecefVezirov (1854-1926) .............................................................. 147 Seyid Azim Şirvani (1835-1888) ...................................................... 148

• Ekinci'nin Bölümleri'nin Dağılımı Dahiliye Bölümü

. 149

.......................................... ..

.

. ... . . .

......................... .............................. .

Ekin ve Ziraat Haberleri

... .....

152

..................................................................................

152

Taze Haberler

.

.

.

. .

..... .. ........

... .

.

......... .................. .... ................... .............................

Mektubat

.

.

..

153

. 154

.............................. ........................................... ..... . ..... .

Hiçbir Bölüme Ait Olmayan Yazılar İlanlar

149 151

Efali-Ehli-Dehat (Köy Ahalisinin İşlerine Dair) İlim Haberleri

. .. . ..........

...................................................................

.

.

.

. ..

.................. .

. ..

...... ............ .......... .............. ...

..

.

.

• Ekinci Gazetesinde Ele Alınan Ana Konular . .

. . ... .. 156

. .......

Ekincı'de Köy Hayatına Dair Yazılar

. 156

............ ........... .

. .

...... . .... .. .... ........... . ..

.

.

... .

. 157

... ....... ..

.

. 157

..... ............. ......................... .

Ekincı'de Azerbaycan Petrol Sanayine Dair Haberler . . .

. .... 161

.. .. . .... .

• Ekinci'ye Tepkiler ve Kapatılması

. .

.

..

.

... .. .............. .................. ....

163

• Ekincz'nin Azerbaycan'ın Siyasi, İktisadi ve Sosyal

Hayatındaki Rolü Sonuç

.....

.. . ... . .. .. .. ..

.. ..

...

..........

165

...................................................................................................

Bibliyografya Ekler

. ..

................................ ..

.......

.

.

.

.......... ........................................ ..........................

. . ... .. .. . .. .

............................. ... .

.

.

... ..

.

.. .... ....

..

.

................. ...............

171

179 195

Dizin ................................................................................................... 211

9


Kısaltmalar Ae. ................... : Aynı eser a.g.e.................. : Adı geçen eser a.g.m. ............... : Adı geçen makale ASE ....... . .... : Azerbaycan Sovyet Ensiklopediyası ASSR................ : Azerbaycan Sovyet Sosyalist Respublikası AÜ. .................. : Ankara Üniversitesi AÜ. DTCF....... : Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi bkz.................... : Bakınız bsk. ................... : Baskı C. ...................... : Cilt Çev. .................. : Çeviren DİA . .. . . : Diyanet İslam Ansiklopedisi Haz................... : Hazırlayan İA .. . .. : İslam Ansiklopedisi MÖ ................... : Milattan Önce MS .................... : Milattan Sonra M.Ü.................. : Marmara Üniversitesi No .................... : Numara ODTÜ .............. : Orta Doğu Teknik Üniversitesi RSDİP .............. : Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi s : Sayfa SSR .................. : Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti TDA................. : Türk Dünyası Araştırmaları TDAV ............... : Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı TK . . .. . : Türk Kültürü TKA ... .. . . . : Türk Kültürü Araştırmalan TKAE . . . : Türk Kültürünü Araşbrmalan Enstitüsü TTK . . .. . . . : Türk Tarih Kurumu 1Y ... .. . : Türk Yurdu t.y. .................... : Basım tarihi yok v.b. ................... : Ve bunun gibi v.d. ................... : Ve diğerleri y.y..................... : Basım yeri yok Yay. Haz. ......... : Yayına hazırlayan . ....

...... ...

..

.

.. . .

........ .....

.

. .......................

........ .. .

..

.....

.. ... ..

... ...... ...

.. ..

....

..

... .. ..

.. .......


Önsöz

Milletlerin

uzun

tarihi hayatlannda bazı olaylar ve şahıslar

önemli izler bırakır. Bunlar önem derecesine göre yeni nesillere sözlü veya yazılı olarak aktanlır. Azerbaycan Türklerinin de tarihi süreç içerisinde yaşadıkları birçok gelişme milli hafızalarında ka­ yıtlıdır. Çalışmamızın konusu olan Hasan Melikzade Zerdabi gerek ülküleri, gerekse icraatları açısından sadece Azerbaycan Türkleri tarafından değil; bütün Türk dünyası tarafından iyi tanınması ve anlaşılması gereken bir aydındır. Çarlık Rusyasının hegemonyası albnda yaşayan Azerbaycan Türklerinin kendi benliklerini kaybetmemesi, hür ve insanca yaşaması için çalışmalar yapan aydınlar içerisinde bir sıralama yapıldığında şüphesiz Zerdabi en ön saflarda yerini alır. Onun mücadelesinin temelinde cehalete karşı top yekı1n eğitim vardır. Hayatının her safhasında halkının yediden yetmişe eğitilmesi için gayret göstermiştir. Halkına ulaşabilmek ve onları "gaflet uykusundan" uyandırmak için yapbğı çalışmalarda önüne çıkan bütün zorluklarla mücadele etmiştir. O, yine önüne çıkarılan en­ gellerden yılmamış ve bu uğurda kendine daima başka fırsatlar oluşturmayı bilmiştir. 11


Zerdabi, Rusya Türklerinin ilk Türkçe gazetesi olan Ekincföm sahibi ve başyazan, Azerbaycan'da ilk tiyatro ve ilk hayır cemi­ yetinin kuruculuğu, eğitimcilik, pedagogluk, yazarlık, fen bilimi uzmanlığı, matbaacılık ve siyaset adamlığı gibi birçok mesleği ve özelliği kendisinde toplayan şahıs olarak bilinir. Gerek bu özellikleri, gerekse savunduğu eğitim, kadın haklan, sahte din adamlanna karşı fikirlerinden ve zulme karşı mazlumun yanında olmak gibi vasıflarından, ayrıca Türk dünyasında dil birliği ve vatanseverlikle ilgili değerli görüşlerinden ötürü Zerdabi'nin hakkıyla tanıtılma­ sına, tüm bu fikir ve göriişlerinin ortaya konulmasına ihtiyaç vardır. Azerbaycan'da bağımsızlığın yeniden kazanılmasından sonra Sovyet döneminde yazılan "rejime uygun bir Zerdabi" yerine, daha objektif çalışmalar yapılmaya başlanmışbr. Biz bu çalışmamızda Türk dünyası için önemli olan H. M. Zerdabi'nin hayatını, eserlerini ve fikirlerini ortaya koymaya çalıştık. Bunu yaparken ''bir aydın tipi olarak Zerdabi" üzerinde yoğunlaştık ve O'nun siyasi, sosyal ve kültürel çalışmalarını ön plana çıkardık. Yazann fen bilimleri, sağlık ve felsefeyle ilgili görüşlerini ise ana hatlanyla inceledik, çünkü bu görüşleri de ayn birer çalışma ko­ nusu olacak kadar kapsamlıdır. Çalışmamız giriş ve dört bölümden oluşmaktadır. Giriş kısmında Azerbaycan adının ortaya çıkışı, bu coğrafyada kuru­ lan devletler ve Türklerin bölgeye yerleşmesi hakkında bilgiler verilmiştir. Aynca girişte, çalışmamızda kullanılan kaynaklar ve çalışma metodu anlatılmışbr. Birinci bölümde, Zerdabi'nin doğduğu yüzyılın başından itibaren ölümüne kadar geçen sürede Azerbaycan'ın siyasi, eko­ nomik ve kültürel alanlarda yaşadığı gelişmeler ortaya konulmaya çalışılmıştır. İkinci bölümde, Zerdabi'nin ailesi, çocukluğu, eğitimi, me­ muriyeti, öğretmenliği, tiyatro ve hayır cemiyeti çalışmaları, köy hayatı, şehir meclisindeki vekilliği ve ölümü anlatılmıştır. 12


Üçüncü bölümde, Zerdabi'nin eğitim, kadın, din, dil, vatan ve sosyal hayat gibi konulardaki görüşleri ortaya konmaya çalı­ şılmıştır. Son bölümde ise, Ekinci gazetesinin çıkarılması için verilen mücadele, gazetenin yazarları, ele aldığı konular, kapatılması ve Ekinci'nin Türk dünyası açısından önemi vurgulannuştır. Bu eserin basılmasına destek veren, Azerbaycan Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Elşad EYVAZLI'ya ve milletvekili Melahet İBRAHİMIGZl'na teşekkürlerimi sunarım. Bu çalışmanın hazırlanmasında her zaman desteklerini ve teşviklerini gördüğüm hocam Prof. Dr. Abdülkadir DONUK'a çok teşekkür ederim. Desteklerinden dolayı Ağabeylerim, Yrd. Doç. Dr. Osman SEZGİN ve Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi BOSTAN'a, çalışmamız esnasında yardımlannı esirgemeyen ve eseri baştan sona okuyarak katkıda bulunan hocalarım, Doç Dr. Nesrin SARIAHMETOGLU, Yrd. Doç. Dr. Ali AHMETBEYOGLU ve Doç. Dr. Bella.s ULUSOYa, yayınlanmasında desteklerini esirgemeyen Cebbar TILMAZ, Mustafa KARAGÜILÜOGLU, İrfan GÜNGÖRÜR ve Sercan ARSLAN'a teşekkür ederim. Son olarak desteklerinden ve sabırlanndan dolayı Özge Hanım'a ve Alp Eren'e şükranlanmı sunanın. Doç. Dr. Okan YEŞİLOT Üsküdar 2012

13



Giriş

Azerbaycan kelimesi, Gaugaınela yenilgisinden (MÖ 331) sonra Büyük İskender'in hizmetine giren İranlısatrap Atropates'in adından gelmektedir. Atropates, İskender'in ölümünden sonra, önceleri onun adına yönettiği Küçük Medya (Medya Minör) böl­ gesinde müstakil bir krallık kurmuş ve bu devlete "Atropates'in ülkesi" anl amınd a Grekçe Atropatane adı verilmiştir. Daha sonralan Ermenice'de Atrapatakan, Orta Farsça'da Aurpatakan, Süıyanice'de Azarbayganşeklinde telaffuz edilen kelime, Arapça'da

g/c değişikliğiyle Azerbaycan'a dönüşmüştür. İsmin Pehlevice azer "ateş" ve baykan "muhafız" kelimelerinden teşkil edilmiş olduğu veya Azarbaz b. Bivaresfşahıs adından geldiği gibi görüşler mi­ tolojiden ibarettir.1 Azerbaycan'da kurulduğu bilinen ilkdevlet Manıia Krallığı'dır. Bu devlete MÖ 800 yıllannda, başşehri Hasanlu'yu ele geçirmek suretiyle Urartular son vermişlerdir. Azerbaycan'da kurulan ikinci müstakil devlet olan Atropatene Krallığı MÖ 220 yılında Selefki hükümdan 111. Antiokhos tarafından bir antlaşmayla tabi devlet haline getirilmiştir. MS 1

227 yılında

İran'da Parthlar'dan sonra

A Zeki Velidi Togan, "Azerbaycan", İA, C: II, ı961, s. 93; Ziya Musa Bu­ niyatov, "Azerbaycan'', DİA, C: N, ı991, s. 318. 15


kurulan Sasaniler Azerbaycan'ı tamamen ele geçirerek başşehri Erdebil olan bir eyalet haline getinnişler ve bu arada Atropatene'nin eski başşehri Gazaka'ya da çok büyük bir ateşkede yaptırarak burayı Zerdüştlüğün en önemli merkezlerinden bir durumuna getirmişlerdir.2 VI. ve VII. yüzyıllarda Bizans-Sasani savaşlarına sahne olan

ve birkaç defa el değiştiren Azerbaycan, İslam fütuhatından önce son olarak 624'te Bizans İmparatoru Herakleios tarafından ele geçirilmiştir. Azerbaycan, Hz. Ömer zamanında fethedilmiştir. Hz. Osman, Erdebil merkez olmak üzere Azerbaycan'ın çeşitli şehirlerine asker yerleştirmiş ve İslamiyet'in yayılması için yoğun bir gayret göstermiştir. Emeviler devrinde Azerbaycan Kafkaslar'daki fetih hareketleri için bir üs olarak kullanılmıştır. Abbasiler zamanında ise bölge başta Babek el-Hürremi isyanı başta olmak üzere tehlikeli isyanlara sahne olmuş ve bu isyanlar güçlükle bastırılmıştır.3 Bu dönemde ticaretin gelişmesine paralel olarak şehirler önemli birer merkez haline gelmişlerdir. Abbasi devletinin zayıflaması sonucu Azerbaycan'da sırasıyla Şirvanşahlar (799-1656), Sacoğullan (879-930), Revvadiler (X. yy. başları- 1071), Sellariler (916-1090), Şeddadiler (951-1075) ve Ahmedililer (1108-1227) gibi mahalli hanedanlar kurulmuştur.4 Türklerin Azerbaycan'a ilk girişleri MÖ VII. yüzyıla rastlar. Sakalar (İskitler) olarak bilinen bu ilk Türk grubu uzun yıllar bugünkü Azerbaycan topraklarında yaşamışlardır.s Azerbaycan her ne kadar Hunlar, Göktürkler ve Hazarlar zamanında Türk­ lerin kontrolünde kalmış ise de, Müslüman Oğuzlar, Selçuklu 2 3

4 5

16

Buniyatov, a.g.m., s. 318-319. Geniş bilgi için bkz. Naile Velihanlı,Arap Hilafeti ve Azerbaycan, Bakı, Azerbaycan Dövlet Neşriyyatı, 1993. Buniyatov, a.g.m., s. 319. AZeki Velidi Togan, Bugünkü Türkili Türkistan ve Yakın Tarihi, İstan­ bul, 2. bs., İstanbul, Enderun Kitabevi, 1981, s. 86-90.


Devletinin kuruluşundan önce bölgeye gelmeye başlamışlardır. Selçuklu sultam Tuğrul Bey Azerbaycan'a düzenlediği ilk fetih teşebbüslerinden bir sonuç alamamakla beraber daha sonra bizzat katıldığı seferler sonucunda bölgeye hfil<im olmuştur. Tuğrul Beyin ölümünden sonra Alparslan hemen hemen bütün Azerbaycan'ı Selçuklu Devletine katmıştır. Melikşah ise Emir Sav Tegin'i Azerbaycan valisi tayin etmiş ve bölgedeki Şeddadi hakimiyetine son vermiştir. Selçuklular döneminde Azerbaycan tam bir Türk yurdu haline gelmiştir.6 Büyük Selçuklulardan sonra Azerbaycan, Irak Selçuklula­ nnın (1118-1194) ve Ildenizliler hanedanının (1137-1225) idare­ sine girmiştir. Azerbaycan Atabeyleri olarak anılan bu sülalenin kurucusu Şemseddin İldeniz bölgeyi tek bir devletin hakimiyeti altında toplamaya çalışmış ve komşu emirlikleri de kendine tabi kılmıştır. Şirvanşahlar ise Kuzey Azerbaycan' da hüküm sürmeye devam etmişlerdir.? Azerbaycan XII. ve XIV. yüzyıllar arasında sırasıyla Moğollar, Harizmşahlar ve Timurluların hakimiyetine ginniştir. 1222 ve 1231 yıllarında Azerbaycan'a iki sefer düzenleyen Moğollar bölgeyi tama­ men yağma ve tahrip etmişlerdir. Celaleddin Harizmşah 1225'de Tebriz'i ele geçirmiştir. Hulagô'nun kurmuş olduğu İlhanlılar devletinin sınırlan Kuzey ve Güney Azerbaycan'ın topraklarını içine alacak şekilde genişlemiştir.8 Timur'un ölümü üzerine Moğol egemenliğinden kurtulan Azerbaycan sırasıyla Karakoyunlular (1380-1468) ve Akkoyunluların 6

Faruk Sümer, "Azerbaycan'ın Türkleşmesi Tarihine Umumi Bir Bakış",

Belleten, No: 83, 1957, s. 429-445; Saleh Muhammedoğlu (Aliev), "Azer­ baycan Türklerinin Etnik Menşeine Dair Üç Ana Görüşün Eleştirisi",

Türk Dünyası Araştırmaları, No:ıı6, Ekim 1998, s. 91-104. 7

8

Azerbaycan Atabeyleri konusunda geniş bilgi için bkz. Ziya Bünyadov,

Azerbaycan Atabeyleri Dövleti (1136-1225), Bakı, Elm, 1985. Buniyatov, a.g.m., s. 319.

17


(1340-1514) idaresi altına girmiştir. XVI. yüzyılın başlarında Ak­ koyunlu devletinin yıkılmasıyla bölge tamamıyla Safevilerin eline geçmiştir. Tebriz'i başşehir yapan Şalı İsmail (1501-1524), bölgede hakimiyet sağlamıştır. Moğol ve Timur hakimiyeti dönemlerinde işlenmeyen araziler bu dönemde ekilip-biçilmeye başlanmıştır. Tebriz, Baku ve Erdebil gibi şehirlerde el sanatları gelişmiş ve komşu ülkelerle ticaret arbnıştır. Anc.ak, ülkede canlanan ekonomik hayat Osmanlılar ile Safeviler arasında başlayan savaşlar ve çeşitli iç çab.şmalar neticesinde gerilemiştir. Yavuz Sultan Seliın'in Çaldı­ ran Seferi ile Tebriz ve Güney Azerbaycan Osmanlı hfilcimiyetine girmiştir. Dalıa sonra tekrar Safevilerin eline geçen bölge Kanuni devrinde yeniden alınmıştır (1543). Aynı yıl Irakeyn seferine çı­ kan Kanuni Bağdat'a giderken bütün Azerbaycan'ı kontrol altına almıştır. Şirvan, Tiflis ve Dağıstan hanlıklarının Safevilere karşı isyan etmeleri ve Osmanlı Devletinden yardım istemeleri üzerine Osmanlı-Safevi mücadelesini yeniden başlatmıştır. 1578'den 1588'e kadar devam eden mücadelenin son yılannda Özdemiroğlu Os­ man Paşa Safevileri yenerek Tebriz'i geri almıştır (1585). Şalı I. Abbas'ın (1587-1629) Osmanlı topraklarındaki iç karışıklıklardan faydalanarakAzerbaycan'daki bazı şehirleri tekrar ele geçinnesine rağmen bölgede Osmanlı hakimiyeti yer yer devam etmiştir.9 N. Murat'ın bizzat katıldığı seferde OsmanlılarAzerbaycan'a

girmişlerse de bölgeyi Safevi hfilcimiyetinden kurtarmak mümkün olmamıştır. III. Ahmet döneminde Revan ve Karabağ Osmanlı topraklarına katılmıştır. Rusların Hazar sahillerini ele geçinneleri sonunda Osmanlılar Güney Azerbaycan'a girmişlerdir. Ancak Nadir Şalım müdahalesiyle bölge tekrar Safevi hfil<imiyetine geçmiştir. Osmanlıların bölgede sürekli kalmaları Nadir Şalı ve Ruslar tarafından engellenmiştir. Nadir Şalı'ın öldürülmesi üzerine '

18

Mehmet Saray, Azerbaycan Türkleri Tarihi, İstanbul, Nesil Matbaacı­ lık ve Yayıncılık, 1993, s. 13-14.


Azerbaycan'daki Safevi hfil<lrn.iyeti son bulmuş, bundan sonra Azerbaycan'da Hanlıklar dönemi başlamıştır. Bölgede kurulan hanlıklar Rusya'ya fazla direnememişler ve birer birer Rusya'nın hakimiyetine girmişlerdir. Çarlık losa sürede bölgede kendi siyasi, ekonomik ve kültürel hakimiyetini kurmak için faaliyetlerine başlamıştır. Bu dönemde Rusya'da üniversite eğitimi alan ve geri dönen yeni bir aydın tipi ortaya çıkmaya baş­ lamıştır. İşte Hasan Melikzade Zerdabi, Rus okullarında okuyan ve Moskova Üniversitesini bitirdikten sonra ülkesine dönen bu aydınlara ilk örneklerden birisidir. İdealist bir kişiliğe sahip olan Zerdabi, öğrencilik yıllarında öğrendiği tecrübeleri milletinin hizmetinde kullanmak için mücadele etmiştir. Zerdabi'nin hayabnı araşbnrken çalışmanın birinci elden kaynaklan ihtiva etmesine özen gösterdik. Azerbaycan El Yazma­ ları Enstitüsü'nde çalışarak orijinal belgeleri inceleme imkanımız oldu. Özellikle Zerdabi'ye yazılan mektupların, özel belgelerin ve yazışmaların saklandığı söz konusu arşivde bu malzemeleri ince­ ledik. El yazmaları Enstitüsünde ulaştığımız önemli eserlerden biri de Eldnd nin 50. yılı münasebetiyle Zerdabi'nin eşi Hanife hanım tarafından 1925 yılında yazılan Zerdabi'nin biyografisidir. Bu hatıra-biyografi "Biyografi.ya Gasan Beka Melikova-.zardabi" daha sonra Revolyutsiya i Kultura adlı dergide yayınlanmış, sonrasında Sovremennild o G. Zardabi adlı eserde neşredilmiştir. Zerdabi'nin kızı Garip Sultan tarafından kaleme alınan babası hakkındaki hatıraları "Vospominiya ob ottse", Sovremennild O

G. Zardabi'de yayınlanmıştır. Bu iki hatıratın dışında Zerdabi'nin bizzat kendisinin kaleme aldığı, hatıralarını anlattığı Hayat gaze­ tesinde yayınlanan makaleleri de mevcuttur. Zerdabi'nin sağlığında basılan Barama Kurdunu Yahşi Sah­

lamak İçün Düsturu'l Ameldir adlı bir kitapçığı vardır. Zerdabi'nin vefatından sonra ise Kiev'de okuyan Azerbaycanlı Türk öğrenciler tarafından makaleleri bir araya getirilerek Toprak, Su ve Hava 19


adlı eser basbnlınıştır. Yıne aynı grup tarafından Zerdabi'nin ma­ kaleleri bir araya getirilerek Bedeni Selamet Sahlamak Düstunı'l Amelidir adlı eser neşredilmiştir. Azerbaycan Devlet Arşivinden Zerdabi'nin özellikle eğitimle ilgili çalışmalarının belgelerini tarama imkanı bulduk. Zerdabi'nin hayatı ve göıüşleriyle ilgili eserler 196o'lı yıllardan sonra yazılmaya başlar. Bu konuda en fazla mesai harcayan ve eser veren Ziyadclin Göyüşov'dur. Göyüşov'un hazırladığı Hasan Bey Zerdabi, Seçilmiş

Eserleri önemlidir. Bu eserde 55 sayfalık Göyüşov'un Zerdabi'nin hayatını kaleme aldığı girişten sonra Zerdabi'nin seçme makalelerine yer verilmiştir. Ayrıca yazarın, kitabın sonunda verdiği dipnotlar oldukça faydalıdır. Yine Göyüşov'un hazırladığı Azerbaycan Ma­ arijçilerinin Etik Görüşleri (XJX Asnn İkinci Yansı) adlı eserde Zerdabi'nin bütün sahalara ait fikirlerini, özlemlerini, beklentilerini ayrıntılarıyla bulmak mümkündür. Göyüşov'un Mirovozzreniye G. B. Zardabi adlı eserinde ise Zerdabi'nin görüşleri özellikle Kaspi gazetesinde yayınlanan makaleleri taranarak ele alınmıştır. Göyü.şov'dan başka Sovyetler döneminde L.aman Memmedov'un

Hasanbey Zerdabi; İzzet Rüstemov'un Hasanbey Zerdabi ve E.smira Cavadova'nın Satırlarda Döğünen Ürek adlı eserleri Zerdabi'nin hayatı, faaliyetleri ve görüşleri hakla.nda bilgiler sunmaktadır. Göyüşov'un eserleri de dahil Sovyetler döneminde yazılan eserlerin ve makalelerin tamamına yakını Zerdabi'nin görüşlerinin rejime uygun hale getirilmesi ve özellikle rejimle uyuşan görüşlerinin ön plana çıkarılmasıyla dikkat çelanektedir. Biz çalışmamızda özellikle görüşleri bölümünü büyük çoğunlukla yazarın makalelerini esas alarak hazırlamaya çalıştık. Zira yazılan eserlerde bazı görüşlerinin hiç dikkate alınmadığına bazılarının ise ön plana çıkarıldığına şahit olduk. Dolayısıyla Zerdabi hak­ kında doğrudan veya dolaylı yazılmış bütün eserleri inceleyerek ve bunları tenkit süzgecinden geçirerek çalışmanın belli bir temel üzerine oturmasını sağladık. 20


Zerdabi'nin Ekinci gazetesinin elde ettiğimiz orijinal nüsha­ ları ile Hayat gazetesinde yayınlanan makalelerinin çalışmamıza önemli katkılan oldu. Azerbaycan Matbuatının Ellinci Yıllığı

Ekinci 1925-1875 adlı kitapçık ile Yeni Kafkasya dergisinde ya­ yınlanan "Azeri Matbuatının Şanlı Hatırası" adlı makale özellikle yazarın gazetecilik faaliyetleri ve görüşleri hakkında bilgiler ver­ mektedir. Aynca Turan Hasanzade, Ekinci gazetesinin tamamım kril harfleriyle hazırladığı Ekinci adlı eseri neşretmiştir. N.F. Ahundov'un Azerbaycan Matbuatının İlki; Sadık Hüseyinov'un Ekinci Gazetesinin İzahlı Bibliyografyası; Veli Memrnedov'un Ekinci Gazetesinin Göstericisi adlı eserler çalışmamız açısından özellikle Ekinci bölümünü hazırlarken yararlı olmuştur.

21



Zerdabi'nin Yaşadığı Dönemde Azerbaycan'da Siyasi, İktisadi ve Kültürel Durum

Siyasi Durum Hanlıklar Devri XIX. yüzyılın başlannda Kafkasya tam manasıyla bir hfil<lmiyet mücadelesine sahne olmuştur. Bölgede hakimiyetini kaybet­ meye başlayan İran1a bölgeyi ele geçirmeye çalışan Rusya uzun sürecek bir mücadelenin içine girmişlerdir. XIX. yüzyılın baş­ larında Azerbaycan'da siyasi bir birlik yoktur, bu da Rusya'nın bölgedeki emellerini gerçekleştirmesini kolaylaştırmıştır. Böl­ gede İran'ın baskısı zayıflayınca Hanlıklar1° dönemi başlamış ve Rus işgalinden önce Azerbaycan'da kuzeyde; Şeki'1, Şirvan12, 10

11

12

Hanlıklarla ilgili dipnotlarda vereceğimiz bilgilerin büyük kısmı Rus iş­ gali sırasındaki durumlarıyla ilgilidir. Hanlıklar hakkında daha fazla bilgi için bkz. A Milman, Politiçeskiy stroy Azerbaydjana v XIX-naçale XX vekov, Baku, Azerbaydjanskoye Gosudarsvennoye İzdatelstvo, 1966; Vidadi Umudoğlu "Kuzey Azerbaycan'ın Çar Rusyası Tarafıqpan İşgali ve Sömürgeciliğe Karşı Mücadele (1801-1826), Aktaran: Cengiz Yavan, TIJA, Şubat 2000/01, No:124, s. 55-67. Şeki Hanlığı: Salavat Dağı'ndan, Kür Nehrine kadar uzanan geniş ara­ ziyi içine alana Hanlık, doğuda Kuba ve Şirvan, batıda ise Gence ve Ka­ rabağ Hanlıldan ile sınırdaştır. Yaklaşık 12 bin kişilik bir orduya sahip olan Hanlık, verimli topraklan ve ipekçiliği ile meşhurdur. Hanlığın ba­ şında kardeşi Selim Han ile yaptığı taht mücadelesini kazanan Muham­ met Hasan Han vardır. Umudoğlu, a.g.m, s. 59. Şirvan Haniığı: Hanlık, kuzeyde Samur Nehrinden, giineyde Kür Nehri'ne kadar uzanan geniş bölgeyi içine alır. Doğuda Hazar Denizi ve Bakı1 Han­ lığı, batıda Şeki ve Karabağ Hanlığı, giineyde ise Talış Hanlığı ile sınır­ lan vardır. Hanlıklar içerisinde en fazla nüfusa (yaklaşık 235 bin) sahip­ tir. Hanlık Mustafa Han tarafından idare edilmektedir. A.e. 23


Karabağ'3, Gence"', Bakfi1s, Derbend16, Kuba'7, Nahçıvan18, Talış'9 ve Erivan20, güneyde ise Tebriz, Urmiye, Erdebil, Hoy, Makü, Meraga 1:ı

Karabağ Hanlığı: Kür ve Aras Nehirleri arasında yerleşen Karabağ Han­ lığı, batıda Nahçıvan Hanlığı'ndan doğuda Şirvan Hanlığına kadar uza­ nan geniş bir araziyi içine alır. Hanlık, Cevanşirler taifesinden İbrahim Han tarafından (1760-1806) yönetilmektedir. A.e., s. 58. 14 Gence Hanlığı: Kazak Sultanlığı'ndan başlayarak Kür Nehri boyunca güneye doğru uzanan Gence Hanlığı Kaçarlar sülalesinden Cevad Han (1785-1804) tarafından idare edilmektedir. Yaklaşık 13 bin kişilik bir or­ duya sahip olan Hanlık sanatkarlan ve ticaretiyle ünlüdür. A.e., s. 60. 1s Bakfi Hanlığı: Esas olarak Abşeron Yanmadası'na yerleşen Hanlık, ku­ zeyde Kuba Hanlığı, kuzeybatıda ise Şiıvan Hanlığı'yla komşudur. Askeri ve siyasi yönden zayıf olan Hanlığın 2 bin kişilik ordusu vardır. Hanlı­ ğın merkezi olan Bak.fi Hazar'ın merkez liman şehridir. Petrol ve güm­ rük gelirleriyle geçinen Hanlık, Hüseyin Gulu Han (1792-1806) tarafın­ dan idare edilmektedir. Bakfi Hanlığı ve Bak.fi şehri hakkında daha geniş bilgi için bkz. Sara Aşurbeyli, Bakı Şeherinin Tarihi, Bakı, Azerbaycan Dövlet Neşriyyatı, 1998; Dokumentı po istorii Baku: 1810-1917, Baku, Azerbaydjanskoye Gosudarstvennoye İzdatelsvo, 1978. 16 Derbend Hanlığı: Hazar Denizi sahilinde yerleşen Hanlık, kuzeyde Dar­ bak, güneyde Samur Nehri, batıda Tabasaran vilayeti ile çevrilidir. Han­ lık sadece Derbend halkından oluşmuştur. Nüfusu on bin olan Hanlığın başında Hasan Han vardır. Umudoğlu, a.g.m., s. 62. 1' Kuba Hanlığı: Baş Kafkas Dağlan'nın eteklerine yerleşen Hanlık, kuzeyde Samur Nehri, güneyde Bakfi ve Şirvan: Hanlıkları, Batıda Şeki Hanlığı ve doğuda ise Hazar Denizi ile çevrilidir. Nüfusu 76.878 kişi olan Han­ lığın bütün erkekleri silahlıdır. Halılarıyla meşhur Hanlık Fetali Han'ın oğlu Şeyhali Han (1791-1810) tarafından idare etmiştir. A.e., s. 58. 18 Nahçıvan Hanlığı: Aras Nehri ile Zengezıır Yaylası arasındaki bölgede yer alan Hanlık, Kengerli sülalesinden Kelbeli Han tarafından yönetilir. Nü­ fusu yaklaşık 30 bin kişidir. Daha fazla bilgi için bkz. Fuad Aliyev, Mirab­ dulla Aliyev, Nahçıvan Hanlığı, Bakı, Azerbaycan Dövlet Neşriyyatı, 1996. 19 Talış Hanlığı: Hazar Denizi ve Talış Dağlan arasında yer alan Hanlık, Rusya taraftarlığı ile bilinen Mir Mustafa Han (1791-1814) tarafından yönetilir. Nüfusu yaklaşık 40 bin kişidir. Umudoğlu, a.g.m., s. 6ı. ao Erivan (Revan) Hanlığı: Aras Nehrinin kuzeyinde bulunan Hanlığın, Tür­ kiye, İran, Gürcistan aynı zamanda Gence, Karabağ, Nahçıvan Hanlıkla­ nyla sınırları bulunmaktadır. Nüfusu hakkında net bir sayı bulunmayan 24


hanlıkları hüküm sürmüştür.21 Bu hanlıklardan başka bölgede Kazak, Şemseddil, Borçalı, İlisu, Şoragil, Pembek Sultanlığı ve Car-Balaken hür teşkilatlan bulunmaktadır.22 Tertip ve düzen yönünden mahallere ayrılan her bir hanlık, belirli bir araziye sahip küçük bir feodal devlet karakteri taşımak­ tadır ki, her hanlığın merkezi devlet yönetimi, idari sistemi ve ordusu bulwunaktadır. Hanlıklar babadan oğula geçen bir saltanat sistemiyle yönetilmektedir. Hanlar aynı zamanda ordunun da başkomutanıdır. Hanlıklann merkezleri (Şamahı, Kuba, Gence, Bakfi, Nahçıvan ve Nuha) aynı zamanda birer ticaret merkezidir.23 Her hanlıkta kendine ait ölçü ve para birimi kullanılmaktadır. Nahçıvan, Gence, Şuşa, Şamahı,

Bakıl, Derbend ve Erivan'da

darphaneler faaliyet göstermektedir.24 Hanlıklarda şehirler naibler veya mahalbeyleri, köyler ise yüzbaşı veya kethudfilar tarafından idare edilmektedir.25 Hanlıklann silahlı kuvvetleri; hizmetkarlardan, süvarilerden oluşan han ordularından, bey birliklerinden, köy gönüllülerinden ve paralı askerlerden meydana gelmektedir.26 Hanlıklardan, önce Şeki daha sonra da Kuba Hanlığı bütün hanlıkları birleştirip tek kuvvet olmak istemişlerse de, kendi ara­ larındaki çatışmalar, Rusya ve İran'ın bölgedeki nüfuzu ve baskısı,

Hanlık Muhamed Kaçar Han tarafından idare edilmiştir. Daha fazla bilgi için bkz. Mehman Süleymanov, İrevan Hanlığının Rusiyaya Birleştiril­ mesi Tarihinden, Balo, Harbi Neşriyyat, 1997. "' Z.M.Büniyatov, "Azerbaycan", C: N, DİA, s. 322. Vidadi Umudoğlu "Kuzey Azerbaycan'ın Çar Rusya'sı Tarafından İşgali ve Sömürgeciliğe Karşı Mücadele (1801-1826), Aktaran: Cengiz Yavan, IDA, Şubat 2000/01, No:124, s. 57. :z:ı Umudoğlu, a.g.m., s. 57. 24 Azerbaycan Tarihi, C: 1, Balo, 1958, s. 393. >s Milınan, a.g.e., s. 45. 36 Hanlıkların sosyal ve iktisadi durumları hakkında geniş bilgi için bkz. Fe­ zail Ağamalı, XVIll Esrin 11 Yansı-XlX Esrin Evvellerinde Guuy Azer­ baycan Hanlıklannın Sosial-İgtisadi Veziyyeti, Bakı, Azerbaycan En­ siklopediyası, 1999. 22

25


hanlıklann ekonomik ve sosyal yapılan vb. bu isteklerinde sonuca ulaşmalanna engel olmuştur. 27

Hanlıkların Rusya Tarafından işgali

XIX. yüzyılın başlannda Rusya'mn dış siyasetinde, Güney Kafkasya önemli bir yer tutmaktadır. Yayılma siyaseti yürüterek, imparatorluk arazisini genişleten ve halklan esaret altına alan Rusya, Güney Kafkasya'da planlarını gerçekleştirmek için geniş hazırlıklar yapmaktadır. Bu hazırlık, Gürcistan'ın Rusya'nın hi­ mayesine girdiğini ilan eden 18 Aralık 1800 tarihli manifesto ile sona erer. Böylelikle Güney Kafkasya'da aktif askeri müdahalenin temeli atılmış olur ve Doğu Gürcistan, güneyde yeni topraklara sahip olmaya çalışan Rusya'nın bir askeri üssüne dönüşür. Rusya, Doğu Gürcistan'la beraber Kazalı ve Şemsedil Sultanlıklarını da işgal edince, Azerbaycan topraklarına girmek için ilk adımı atmıştır.28 Çarlık Rusyası Gürcistan'ın işgalinden sonra Kafkasya'daki ilerleyişine hız vermiştir. Gürcistan'da bir üs kuran Rusya'nın bundan sonraki hedefi Azerbaycan topraklandır. 29 I. Aleksandr'ın Sisianov'a Aralık 1802'de verdiği emirde "Hazar Deıllzi'nde sadece Rusya'mn bayrağı dalgalanmalıdır" denilmektedir.J0 Nitekim I. Aleksandr tarafından siyasi olarak dağınık halde bulunan bölgeyi ele geçirmek için çeşitli planlar yapılmaya başlanır. Rus ordusu 1803

yılında Alazan (Gamg) Nehri geçidinde ve Balaken yakınlannda 27 Azerbaycan Tarihi, Bakı, Azerbaycan Dövlet Neşriyyab, 1994, s. 569. •9 Azerbaycan Tarihi, Bakı, Elm Neşriyyab, 1993, s. 203. 29 Okan Yeşilot, "Çarlık Yönetiminde Azerbaycan", Türkler, Yeni Türkiye Yayınlan, C: 18, 2002, s. 541. ao Umidov Vidadi Umudoğlu, Şimali Azerbaycan'ın Çar Rusiyası Tara­

fından İşgal Olunması ve Müstemlekecilik Aleyhine Mübarize (18011826), (Avtoreferat), Bakı, Azerbaycan Respublikası Elmler Akademi­ yası Şarkşunaslık İnstitutu, 1996, s. 14.

26


Car-Balak.en ordusunu yenerek, buralan işgal eder ve yağmalar.31 Çar ordulannın Car-Balak.en' den sonraki hedefi Gence Hanlığı olur.32 General Sisianov, Gence Hanı.Cevat Han'a teslim olmasını teklif eder. Bu teklifin reddedilmesinden sonra Ocak 1804'de Rus ordulan Gence üzerine yürür. Cevat Han ve oğlu savaş meydanında ölünce Gence Hanlığı33 Rusya'run hfil<lmiyetine girer.34 Azerbaycan topraklannın Rusya tarafından işgal edilmeye başlanması, İran ve Osmanlı Devleti tarafından tepkiyle karşıla­ nır. İran ve Rusya arasında 1804 yılında başlayan savaştan bir yıl

sonra Karabağ Hanı İbrahim Halil ve Sisianov bir anlaşma iım.alar. Bu anlaşma ile Karabağ Hanlığı Rusya'ya bağlanır. Bundan bir hafta sonra Şeki Hanlığı da benzer bir anlaşma imzalayarak Rus hfildmiyetini kabul eder. Böylece Gence, Karabağ ve Şeki Hanlıklan fazla bir mukavemet gösteremeden Rusya'nın hfil<lmiyeti altına girer. Bakı1 Hanı Hüseyin Kulu Han, Sisianov tarafından yapılan teslim olma teklifini kabul etmiş görünür. Anlaşmayı imzalamaya

gelen Sisianov, Hamza Bey tarafından öldürülür.3s General Sisianov'un öldürülmesinden sonra Rus ordusunun başına General Zavalşin atanır. Bakı1 Hanlığını ele geçirmeye çalışan General başanlı olamaz. Yerine geçen Bulgakov, teslim olunması halinde halka dokunmayacağını söyler ve inand.ıncı olmak için oğlunu teminat olarak Bakı1'ye gönderir. Fakat halk buna inanmaz ve dağlara çekilir. Han ise önce Kuba'ya daha sonra

:ı• Azerbaycan Tarihi, ı993, s. 203. :ı•

Azerbaycan Tarihi, ı994, s. 570.

33

Bu işgalden sonra Gence'nin adı Yelizavetpol olarak değiştirilir. Meh­ met Saray, Rus İşgali Devrinde Osmanlı Devleti İle Türkistan Hanlık­ lan Arasındaki Siyasi Münasebetler (ı'TJ5-1875), Ankara, TIK, ı994, s. ı36; Mehmet Sadık Aran, "Azerbaycan ve Rusya", Dergi, Münib, No: 37, ı964, s. 33. S. Tekiner, "Azerbaycan Türkleri", Dergi, No: 60, ı970, s. 6.

34 35

Azerbaycan Tarihi (En Gadim Dövrlerden XX. Esrin Evvellerine Ge­ der), Bakı, Elm Neşriyyab, ı993, s. 203. 27


da İran'a kaçar. Böylece Bakı1 Hanlığı da Ruslar tarafından ele geçirilmiş olur. Bu olaydan kısa bir süre sonra Kuba Hanlığı da teslim olur. 36 Hanlıklar birer birer teslim olmaktadır, fakat halk Rus hakimiyetine karşı ayaklanarak tepkisini ortaya koymaktadır. Derbend'deki ayaklanmanın hemen sonrasında ı814 yılında Şeki'de önemli bir isyan başlar. Cafer Kulu Han'ın ölümünden sonra halkla hükümet arasındaki ayrılıklar silahlı mücadeleye dönüşür. Fakat bu isyan çok uzun sürmeden sona erer.37 Bu ayaklanmaların en önemlilerinden bir tanesi 1808 yılında Kuba'da çıkan isyandır ki, bu isyan çok kanlı çatışmalardan sonra bastınlabilmiştir.38 1813 yılında Rusya-İran Antlaşması (Gülistan Antlaşması) İran'ın savaşta mağlup olmasından sonra Karabağ'ın Gülistan bölgesinde imzalanır. Bu antlaşmaya göre; Talış, Şirvan, Kuba, Bakı1, Gence, Karabağ ve Şeki Hanlıkları Rusya'mn hfil<lmiyetine bırakıJır.39 1826 yılında başlayan Rusya-İran savaşı da İran'ın ye­ nilgisiyle sonuçlanınca Türkmençay Antlaşması (1828) iınzalanır.40 Bu antlaşmaya göre; Rusya Azerbaycan'ın güney topraklarından çıkacak; fakat Erivan ve Nahçıvan Rusya'nın hakimiyetine bıra­ kılacaktır. Buna göre; Azerbaycan Güney ve Kuzey olmak üzere 36 37

Azerbaycan Tarihi, 1994, s. 575.

Ayaklanmalar için bkz. Vidadi Umudoğlu, "Rusya İle İran'ın Yapmış Olduğu İki Muharebe Arasındaki Devirde Halkın Sömürgeciliğe Karşı Mücadelesi", Aktaran: Cengiz Yavan, IDA, No: 128, Ekim 2000, s. 151162. :ıs Hüseyin Baykara, "Çarlık Rusyasının Azerbaycanda Yapbğı İstila Savaş­ lan", TK, No: 19, Mayıs 1964, s. 24; Vidadi Umudoğlu, "1806-1813 Yıllan arasında Hallon Sömürgeliciğe Karşı Mücadelesi Gülistan Anlaşması", Aktaran: Cengiz Yavan, IDA, No: 127, Ağustos 2000, s. 115-128. 39 Azerbaycan Tarihi (Uzak Geçmişten 1870 ci İllere Geder), Bakı, Öğret­ men Neşriyyat, 1996, s. 602-610. "" Gülistan ve Türkmençay Antlaşmalan için bkz. Şövket Tagıyeva, Ekrem Rahimli, Semed Bayramzade, Güney Azerbaycan, Bakı, Orhan, 2000, s. 20-37.

28


ikiye aynlrnıştır.41 Osmanlı Devleti, 1828 yılında Rusya ile yapbğı savaşta mağlup olur ve savaşın sonucunda imzalanan Edirne Antlaşması (1829) ile Erivan ve Nahçıvan'ın Rusya tarafından işgalini kabul etmek durumunda kalır.42

Azerbaycan'ın Çarlık Rusyası Hakimiyetindeki Yılları Kuzey Azerbaycan topraklarının Çar orduları tarafından işgali sırasında Hanlıkların birçoğu karşı koymadan Rus hfil<lmiyetine girmeyi kabul eder. Bunlardan Karabağ, Şeki ve Şamahı Han­ lıklarının idare sistemi olduğu gibi bıralolır. Fakat Gence, Bakı1, Kuba Hanlıkları mukavemet gösterdikleri için buralarda Han­ lık idaresi

kaldırılır. 1819-1826 yıları arasında Şeki, Şamahı,

Karabağ, Lenkeran Hanlıklarında da hanlık sistemi kaldınlır. Azerbaycan'da merkezi Şuşa olan Müslüman Eyaletleri Reisliği kurulur ve idarenin başına bir Rus subayı atanır. Daha sonra Hanlıklara ait topraklar eyaletlere bölünür ve bunlann başına askeri yöneticiler getirilir. Bu sistem

komendant (askeri) idare

usulü olarak adlandınlmaktadır.43 Bu komendantlann yetkileri oldukça geniştir. Toprak bağışla­ mak ya da topraklara el koymak, siyasi ve inzibati birçok konuda yetkileri vardır. Yalnızca ölüm cezası verememektedirler. Eskiden beri var olan mahkemelerin yanında yeni mahkemeler kurulur. Bölgelere aynlan eyaletler bölge naibleri tarafından yönetilir. Köyleri ise kethudalar idare etmektedir.44 Azerbaycan' da halk bu yönetim biçiminden memnuniyetsizliğini zaman zaman isyan 4'

42

43

44

Hüseyinov Miribrahim Mirgayyum Oğlu, Dünya Türklerinin Muhtasar Tarihi, Bala, Elm, 1999, s. 250; Akdes Nimet Kurat, Rusya Tarihi Baş­ langıçtan 191'fye Kadar, Ankara, TTK, 1993, s. 323. Akdes Nimet Kurat, Türkiye ve Rusya, Ankara, AÜ. Basımevi, 1970, s. 57. İstoriyaAzerbaydjana, Baku, İzdatelstvo Akademii Nauk Azerbaydjans­ koy SSR. 1960, s. 21. Azerbaycan Tarihi, 1993, s. 206. 29


ederek gösterir. En büyük isyanlardan biri Kuba'da 1837 yılında olur. İsyan Çar orduları tarafından bastınlır.4s Komendant idare usulü 10 Nisan 1840 tarihinde kaldınlarak, yerine vilayetler, kaz.alar ve mahaller oluşturulur. Kafkasya, merkezi 1if1is olan Gürcistan-İmaretiya vilayeti ile merkezi Şamahı olan Kaspi

vilayetlerine bölünür. Nahçıvan ve Balak.en Gürcistan-İmaretiya vilayetine katılır. Kaspi vilayeti ise, Şirvan, Karabağ, Şeki, Talış, Bakfi, Kuba ve Derbend kazalarından oluşmaktadır. Bunlardan başka bir de Yelizavetpol kazası oluşturulur. Fakat kısa bir süre sonra bu sistem de değiştirilerek, bütün Kafkasya eyaletleri bir inzibati idare altında birleştirilerek başına M. Vorontsov getirilir. Böylece milli mensubiyetler göz önüne alınmadan eyaletler yeniden şekillendirilmiştir.46 Çarlık hükümeti 6 Aralık 1846 tarihinde bir ferman yayın­ lar. Bununla beylerin ve ağaların topraklarını istedikleri gibi alıp satabilmeleri hakkı ve toprak üzerindeki özel mülkiyetleri tasdik edilerek karara bağlanır.47 Ayrıca 20 Nisan-28 Kasım 1847 tarih­ lerinde ilan edilen Köylü Kanunnamelerine göre; 15 yaşını geçen kişilere topraklardan pay verilmesi ve onlann da buna karşılık toprak sahiplerine vergi ödemesi gerekmektedir.48 Bu kanunname­ lerden ilki, Şuşa, Şamahı, Şeki, Bakfi, Kuba, Lenkeran kazalarının bey köylülerine, ikincisi ise Kazalı ve Şemsedil bölgelerindeki ağa köylülerine aittir. Çarlık yönetiminin 19 Şubat 1861 tarihinde yayınladığı ka­ nunnameye göre; köylüler toprak sahipleri tarafından diledikleri Mahmud İsmail, İstoriya Azerbaydjana, Baku, Azerbaydjanskoe Gosu­ darstvennoe İzdatelstvo, 1995, s. 81. 46 Azerbaycan Tarihi, 1994, s. 577. 47 Mehenuned Hesen Veliyev(Baharlı), .&erbaycan, Balo, Azerbaycan Neş­ riyyatı, 1993, s. 68. 411 Mahmud İsmail, Azerbaycan Tarihi, Balo, Azerbaycan Dövlet Neşriy­ yatı, 1993, s. 227. 45

30


gibi alınıp satılamayacaktır. Bu sayede köylüler hürriyetlerini kazanırlar.49 Rus köylüleri, hükümetin verdiği borç ile toprak sahibi olma hakkı kazanır. Fakat bu kanun sadece Rusya'nın merkez vilayetlerinde yaşayan köylüler için geçerli olur. Güney Kafkasya vilayetlerinde Yelizavetpol, Bakô, Erivan ve kısmen Tiflis'teki Müslümanların ve Ermenilerin topraklarında çalışan köylüler hakkında 14 Mayıs 1870 tarihinde bir kanunname yayınlanır.s0 Bu kanunname 184fde yayınlanan kanunnamenin hemen hemen aynısıdır. Ancak, sözü geçen kanunnamede Türk köylüleri ile Rus köylüleri arasında bir ayrımcılık yapılmıştır. Köylü kendi toprağını alma hakkına sahip kılınmış olsa da, Rus köylülerine verilen kredi Azerbaycan Türklerine verilmemiştir. 184fde yayınlanan kanunnameye göre köylüler azat edilir. 1870 tarihinde çıkarılan kanunla, bir beyin yanında çalışan köylünün başka bir yerde çalışması şartlara bağlıyken bu şartlar kaldırılır.s1 1870 yılında yapılan ıslahatlar Kuba'da 1877'de, Zakatala'da ise ancak 1913 yılında uygulanır. 1870 ıslahatları yalnız sahibkar köylüleri ve bey köylülerini kapsamaktadır. Azerbaycan köylü­ lerinin yalnızca beşte biri bu ıslahatlardan yaralanabilmektedir, çünkü kalanların tamamı devlet topraklarından istifade eden köylülerdir.s2 1861 kanunnamesinin sadece Rusya'nın merkez vilayetlerinde uygulanması halk arasında huzursuzluklara sebep olur ve bazı isyanlar çıkar. Özellikle 1844'te Gence'de köylü isyanı, 1844'te şehir halkının baş kaldırması, 1849'da Nuha'da halk isyanı Rusya tarafından zorlukla bastırılır.53 Bu isyanların en önemlilerinden 49 İstoriya Azerbaydjana, s. 138. 50 Azerbaycan Tarihi, 1993, s. 211. s• Azerbaycan Tarihi, 1994, s. 596. s:ı İsmail, a.g.e., s. 238. 53 Hüseyin Baykara, Azerbaycan'da Yenileşme Hareketleri, Ankara, TKAE Yayınlan, 1966, s. 49. 31


biri de 1863 yılında Zakatala'da çıkan isyandır. Bu isyan da çok sert bir şekilde sona erdirilir.54 Yayınlanan kanunnamelerle halkın yaşayışında, mahkeme sisteminde, şehir idaresinde ve askeri sistemlerde birçok deği­ şiklikler yapılır. Yapılan düzenleme gereği, mahkemelere Rus hakimler atanmış ve mahkeme dili Rusça olarak belirlenmiştir.

Ancak, yapılan bu değişiklik halk arasında huzursuzluk yaratır. Çarlık yönetimi tarafından getirilen diğer bir düzenleme de Bakıl şehir meclisinin seçim kanunu ile ilgilidir. 1878 yılında yapılan bu yeni düzenleme gereği, Bakıl' de, yalnızca vergi veren ve 25 yaşını doldurmuş kimseler seçimlere iştirak edebilecektir. Seçilenlere ise, şehir meclisinde, valinin nezareti altında şehir altyapısının oluşturulması, ticaret, sanayi ve eğitim alanlanndaki çalışmaların dışında fazla bir yetki verilmemektedir.ss Azerbaycan'da gubemiyalar (eyaletler) kazalara bölünür ve buralara kaza reisleri yönetici olarak atanır. Güney Azerbaycan'ın merkezi olarak Şamahı eyaleti seçilir; fakat 1859 yılında meydana gelen şiddetli depremin ardından eyaletin merkezi Bakıl'ye taşınır. 1867 yılındaki fermanla Bakıl, Tiflis ve Erivan eyaletlerinin yanında merkezi Yelizavetpol olan yeni bir eyalet oluşturulur. Bu eyalete Şuşa, Nuha, Yelizavetpol ve Zengezur dfilıil edilir. Bakıl eyaleti ise Bakıl, Kuba, Şamahı ve Lenkeran'dan ibarettir. Kaza merkezlerinin hepsinde polis idaresi oluşturulur ve Kafkas Canişinliği kaldırılarak idare Kafkasya'daki Baş Komutanına verilir.s6 Azerbaycan topraklarının müstemlekeye çevrilmesi, yönetici­ lerin istismarı, ağır vergiler hallan huzurunu kaçırmaktadır. Ağır ve haksız vergilerden, çar memurlarının zulümlerimden bıkan halk, yapılanları hükümete ve mahkemelere şikayet etmektedir. Fakat hiçbir şikayetlerine olumlu cevap alamayan köylüler silahlı 54 ss

s'

32

İsmail, a.g.e., s. 235-236. Azerbaycan Tarihi, 1994, s. 597. Azerbaycan Tarihi, 1993, s. 213.


mücadeleye başlarlar. XIX. yüzyılın sonlarında da Çar memurla­ nnı öldüren, zenginlerden aldıkları mallan fakirlere dağıtan, halk tarafından sevilen ve kahraman olarak adlandınlan Kaçak Hare­

keti başlar. Bunlardan Kaçak NebiS7 ve Kaçak Kerem, verdikleri mücadeleyle önemli bir şöhret yakalamışlardır.sa XX. yüzyılın başlarında Azerbaycan' da yaşayan halkın %8o'i köylerde yaşamaktadır. Toprakların dörtte üçü devlete ait arazi­ lerdir. Köylerde yaşayanların %7o'i hazine topraklarında yaşayan devlet köylüleridir. Köylü azattır ve işlediği toprağa göre devlete

töyçü adı verilen vergi vermektedir. Toprağını kiraya verebilmek ve aile fertleri arasında paylaştırabilmek hakkına sahiptir. Köylülerin ikinci büyük kısmını bey topraklarında yaşayan sahibkar köylüler oluşturur ki bunlar şahsen azat olup, genellikle Yelizavetpol'da yaşamaktadır. Bazı bölgelerde ise toprakların çoğunu ele geçiren köy ağalan ortaya çıkmıştır.s9 57

Kaçak Nebi (1854-1895) Zengezur kazasının Aşağı Mollu köyünde do­ ğan Nebi Azerbaycan'da halk kahramanı olarak kabul edilir. Daha 16 yaşındayken babasını döven beye saldırmış ve hapsedilmiştir. Hapis­ ten kaçan Nebi silahlı bir grup oluşturarak Çar memurlanna karşı mü­ cadele eder. Kaçak Nebi, köylülerin haklannı müdafaa eden, zenginden alıp fakire veren bir kahraman olarak şöhret kazanır. Çar hükümeti Ka­ çak Nebi ve adamlannı yakalamak için tam 20 yıl uğraşır. Nebi 1895 yı­ lında Kerbela'dan dönerken öldürülür. Adına destanlar ve türküler ya­ zılan Nebi bugün bile halk arasında bilinen ve sevilen bir kahramandır. "Kaçak Nebi", ASE, Bakı, C: III, 1979, s. 104; Kaçak Nebi destanı için bkz.

Türkiye Dışındaki 1Yirk Edebiyatları Antolojisi IAzerbaycan Türk Ede­ biyatı, Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınlan, 1992, s. 385-390; Bekir Ne­ biyev, Şamil Salmanov, Edebiyyat Umumtahsil Mekteblerinin XI Sin.fi Üçün Derslik, Bakı, Maarif Neşriyyat, 2000, s. 191-193. 58

Bu şahıslardan başka Çar hükümetine karşı Zengezur'da Kaçak Murtaza ve Cebrail'de Kaçak Süleyman ayaklanmıştır. Bu ayaklanmalar 25 yıl sür­ müş ve çok zor bastınlabilmiştir. M. S. Aran, "Azerbaycan ve Rusya'', Dergi, Münih, No: 37, 1964, s. 39. 59 T. Ezizov, Azerbaycan XX. Esrin Evvellerinde, Bakı, Zaman, 1997, s. 36.

33


Çar hükümeti Azerbaycan'ın İran'a sınır olan bölgelerinde Müslümanların yaşamasını siyasi olarak tehlikeli görmekte ve buralara Rusya'dan göç ettirilen Rusları yerleştirmektedir. XX. yüzyılın başlarında özellikle Muğan, Lenkeran, Kuba, Şamahı ve Cavad şehirlerinde göçmen Ruslara birçok yerleşim bölgesi tahsis

edilmiştir. Rus göçmenlere hazine topraklarının dışında yüzyıllardır kendi topraklannı işleyen Azerbaycan Türkünün ellerinden zorla alınarak sözü geçen Rus göçmenlere verilen topraklar da dahildir. Bu uygulama bölgede büyük memnuniyetsizliğe yol açmıştır. Bunun sonucunda, yöneticiler konuyla ilgili pek çok rapor hazırlamışlarsa da, bölgede hızlı bir Ruslaştırma devam etmiştir.60 XX. yüzyılın başlarında ise Azerbaycan yönetim olarak Bakı1

ve Yelizavetpol eyaletleriyle Zakatala dairesine bölünür. Bakı1, Ca­ vad, Kuba, Şamahı, Göyçay ve Lenkeran şehirleri Baku eyaletine; Kazalı, Nuha, Ereş, Çevanşir, Şuşa, Çebrayıl ve Zengezur şehirleri

ise Yelizavetpol eyaletine dahil edilir.61

1 905 Rus İhtilali XIX. yüzyılın sonları ve XX. yüzyılın başlarında Rusya'da kuraklık başlar ve bu kuraklık tanın ülkesi olan Rusya'da da

çok önemli problemlere sebep olur. Şehirlerde yiyecek sıkıntısı haşlar ve zaten durumları iyi olmayan köylülerin sefaleti bir kat daha aıiar. Rusya'nın her tarafında ekonomik kriz çıkar ve 3000

fabrika kapanırken, 100.000 işçi işsiz kalır. Bu bunalımlar 1905 İhtilalini hazırlayan en önemli sebeplerdendir.62

Yüzyılın başında ortaya çıkan bu ekonomik kriz, sosyalist propagandaların artmasına ve yayılmasına müsait bir ortam '"'

Hegaııi Memmedov, Bakı, Sabah, 1996,

"' 0"

s.

Azerbaycan Milli Herekah (1875-1918-ci İller), 24.

Ezizov, "a.g.e., s. 5. Hüseyin Baykara, Azerbaycan İstiklal Mücadelesi Tarihi, İstanbul, Azer­ baycan Halk Yayınlan, 1975,

34

s.

107.


hazırlar. Ekonomik krizin yarattığı olumsuzluklara ek olarak, işçi ve köylülerin üzerinde yürütülen propagandaların neticesinde, Rusya'mn çeşitli yerlerinde işçi grevleri, köylerde ayaklanmalar, yağmalar ve çiftliklerin yakılması gibi isyanlar çıkmaya başlar. Bütün bu grev ve ayaklanmalar karşısında Çarlık hükümeti sert tedbirler alarak bu isyanları bastırmaya çalışmaktadır. Hükümet Rus olmayan halldara çok acımasız davranmakta, bu da halklardaki milli bilincin gelişmesine neden olmaktadır.63 Çarlık hükümeti içteki bu sıkıntıları yeterince önemseme­ mekte ve tüm bunları güç kullanarak çözmeye çalışmaktadır. Hükümet asıl olarak dış gelişmelerle ilgilenmekte ve Çin'in zayıf durumundan istifade ederek yayılmacı siyasetini sürdürmektedir. Nitekim bu politikanın sonucunda 1904 yılında Rus-Japon savaşı çıkar. Japonlar kısa bir süre içerisinde Uzak Doğu'daki Rus do­ nanmasını imha ederek, karaya asker çıkarırlar ve Mançuıya'da Rus ordularım yenilgiye uğratırlar.64 Çarlık hükümeti, Japonya ile savaşmaya başladıktan sonra halk arasında dini ve milli hislerin güçlenmesi için birçok faali­ yette bulunur. Bu maksatla kiliselerde ayinler yapılır, gazetelerde vatanseverlikle alakalı yazılar kaleme alınır, meydanlarda nutuklar atılır. Japonya'nın Rusya'ya oranla küçük bir devlet olduğundan mutlaka yenileceği düşünülmektedir. Ancak, savaşın başlamasıyla Rus askeri idaresinin ve ekonomisinin aksayan tarafları kendini derhal gösterir. Hükümet ise savaş sayesinde içeride varolan huzursuzlukların biteceğini düşünmekte ve herkesin savaşın kazanılması fikri etrafında birleşeceğine inanmaktadır. Fakat mağlubiyet haberleri gelmeye başlayınca Rusya'daki huzursuz­ luk artarak devam eder. Bu sırada artık büyük bir teşkilat haline gelmiş olan Bolşevik Parti ve organlan, halk ile işçiler arasında hükümet aleyhine propaganda faaliyetlerini artırırlar ve kitleleri 63

Kurat, Rusya Tarihi, s. 376-377.

64

Tofig Mustafazade, Umumi Tarih, C: III, Bakı, Elrn,

ı997,

s.

282-283.

35


kışkırtmaya başlarlar. Çarlık hüküınetinin savaş esnasında yap­ tığı dini ve Rus milliyetçiliğine dayalı propaganda, Rus olmayan milletler arasındaki milli uyanışın hızlanmasına sebep olur.65 Çarlık hükümeti ülkede başlayan huzursuzlukları engelle­ yemediği gibi Ocak ı905'te St. Petersburg'daki genel grevleri de önleyemez. 22 Ocak 1905 Pazar günü, işçilerin Çar'a isteklerini sunmak için Saray'a doğru yürüyüşe geçmeleri, yürüyenlere karşı Rus Kazaklarının ve jandarmanın ateş açması, Rusya'da ihtilali başlatan olay olur. Rusya tarihine 'Kanlı Pazar' olarak geçen bu olaydan sonra ihtilal dalgası bütün Rusya'ya yayılır.66 Rusya'mn her tarafında meydana gelen Çarlık rejimine karşı halk ayaklan­ malan, grevler, gösteriler, istibdat rejimi yürüten Çarlık idaresini geri adım atmaya mecbur bıralar. Nitekim Çar Nikola, halkın genel tazyikine dayanamayarak 30 Ekim ı905 tarihinde bir manifesto yayınlar. Bu manifestoyla, Rusya'da yaşayan herkese "söz, matbuat ve toplantı hürriyeti" tanınırken, Duma'mn teşrii bir müessese olacağı bildirilir. Böylece Çarlık rejiminde değişiklik olacak ve meşruti bir idare tesis edilecektir.67 Aynı yıllarda Azerbaycan'da ilk defa tüm milli kuwetleri bir­ leştirmek ve onların isteklerini Çar yönetimine bildirmek için çalış­ malar yapılmaktadır. 15 Mart 1905 tarihinde petrol zenginlerinden Hacı Zeynel Abidin Tagiyev'in evinde Azerbaycan'ın ileri gelenleri toplanarak Çar hükümetine sunulacak rapor ve talepler üzerinde tartışırlar. Bu çalışmanın yürütülmesi görevi A M. Topçubaşov'a (Topçubaşı)68 verilir. Hazırlanan belgeyi, Asadullayev, Şirvanski, 6s

Akdes Nimet Kurat, "Kazan Türklerinin Medeni Uyanış Devri", A. Ü. DTCF, C: XXN/3-4, 1966, s. 129.

66 Mustafazade, a.g.e., s. 282-290.

"" Bu manifestonu tam metni için bkz. Baykara, Azerbaycan İstiklal Mü­ cadelesi Tarihi, s. 113-118. 68 Dönemin önemli fikir ve siyaset adamlarından biri olan Ali Merdan Top­ çubaşı 1862'de Tiflis'te doğmuştur. Petersburg Üniversitesi'nde Hukuk eğitimi almışbr. Tiflis'te beş yıl hakimlik yaptıktan sonra Bakô'ye gelerek


Ziyathanov, Zülkadirov, Vekilov, A Ağaoğlu69 ve diğer ileri gelenler imzalarlar. Bu, Azerbaycan Türklerinin Çar hükümetine sunduğu ilk program-belgedir.7° 1 905 ihtilali ve Azerbaycan'da Grevler Dönemi

Azerbaycan ekonomisi geliştikçe ve iş imkfuılan artıkça işçi­ lerin sayısında da önemli artış olur. 1879'da 1800 işçinin çalıştığı petrol sahasında 1901 yılına gelindiğinde 36.000 işçi çalışmaktadır. Madenlerde, petrol kuyularında çalışan Azerbaycan Türkleri işçi Zerdabi'nin kız kardeşi Peri hanımla evlenir. Kaspi gazetesinin yöneti­ mine getirilen Topçubaşı, Rusya Müslümanlannın Kongrelerine katılır ve bu kongrelerde aktif rol alır. 1906'da Duma'ya Baldl milletvekili ola­ rak seçilir. 191ide Bakfi'de toplanan Kafkasya Kurultayı'nda başkanlık yapar. Aynı yıl Moskova'da toplanan Rusya Türkleri Kurultayına kattlır. 1918'de Bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Milli Parlarnentosu'nun Başkanı seçilir. Azerbaycan Cumhuriyetini Paris Konferansı'nda tem­ sil eden Topçubaşı 1934'de Paris'te vefat eder. "Ali Merdan Topçubaşı: Tercüme-i Hali (1862-1934)", Kurtuluş, No: 2, Aralık 1934, s. 47-52; Ce­ mil He.senli, "Rusya Tiirkleri'nin Lideri Ali Merdan Bey Topçubaşı", Alct­ ran: Hüseyin Adıgüzel, IDA, Ağustos 2000, No. 127, s. 139-155. 69

Gazeteci, tarihçi, fikir ve aksiyon adamı olan Ahmet Ağaoğlu 1869'da Şuşa'da doğmuştur. Sorbon Üniversitesi'nde Tarih ve Filoloji okurken Hukuk Fakültesinde de derslere devam etmiştir. Kaspi ve Hayat'ta ça­ lıştıktan sonra İrşad gazetesini çıkarır. Daha sonra Terakki gazetesini de çıkaran Ağaoğlu, Difai teşkilatının da kurucularındandır. 1909'da Tiirkiye'ye gelerek Maarif müfettişliği ve Süleymaniye Kütüphanesinde müdürlükyapmıştır. Darülfünun'da Rusça dersleri verirken, Tercüman-ı Haki.kat'te makaleler kaleme almıştır. 1912'de Karahisar mebusu olan Ağaoğlu, 1919-1920 yıllannda İngiliz esaretinde kaldıktan sonra Ankara'ya gelerek Matbuat Umwn Müdürlüğü yapmışbr. Bundan sonra mebus olur ve 1931 yılına kadar Darülfünun'da hukuk dersleri verir. Ağaoğlu'nun

Türkçe, Rusça ve Fransızca yayınlanan eserleri vardır. Mina Bala, "Ağa­ oğlu Ahmet Bey", Kurtuluş, No: 55, 1939, s. 10-11. "' Bağırlazı Dilare Seyit7.ade, "Azerbaycan Burjuvazisi ve İdeolojisi Savunu­ culan XIX ve XX. Yüzyıllann Eşiğinde", Azerbaycan, No: 276, Kasım­ Aralık 1990, s. 30.

37


sınıfının esasını oluşturmaktadır. Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin (RSDİP) Bakô Komitesinin kurulması ve Baku petrol sanayinde çalışan işçilerin sayısının artması neticesinde ihtilal hareketlerinin ilk sinyalleri verilmeye başlanır. B

�'de Azer­

baycan Türklerinden başka birçok millete mensup işçi gruplan da vardır. 1904'te Baku işçilerinin esas çoğunluğunu Azerbaycan Türkleri (%44) meydana getirirken Ruslar (%25) ve Ermeniler (%20) de önemli bir miktan oluşturmaktadır. Başka milletler­ den olan işçilerin oranı %ıı'dir ki, bunun çoğu da Dağıstanlı işçilerden ibarettir. Aralık 1904'te Bakô'nün nüfusu 266 bin iken bunun 65 bini işçidir. Kriz yıllannda birçok sanayinin gerilemeye başlaması geniş çapta bir işsizler ordusunun meydana gelmesine sebep olur. Nuha, Gence, Gedebey demiryolu işçilerinin önemli bir kısmı işsiz kalır.71 İşçilerin büyük çoğunluğu çok zor şartlarda çalışmaktadır. Çalışma saatlerinin fazlalığı, aldıklan ücretlerin düşüklüğü ve bannma koşullannın son derece elverişsiz olması hoşnutsuzluklan artıran sebeplerdir. Çar hükümeti tarafından Kafkasya'ya sürülen Rus ihtilalcilerin 1896-1898 yıllan arasında sosyal demokrat teşkilatlan kurmaya başlaması işçi hareketlerini daha düzenli hale getirir. 1899'da Bakfi'de altı sosyal demokrat teşkilat faaliyet halindedir. BakG.'de açılan RSDİP merkezi sosyalist teşkilatlan birleştirerek çalışmalara bir yön verir. 2 Mart 1903 tarihinde Baku işçileri bir miting tertip ederler. Böyle bir gösteri de Balahani'de meydana gelir. 1 Temmuz 1903'te Hatisov'un imalathanesinde başlayan grev Baku'de ilk genel grevin işareti olur ve 4 Temmuz'da Karaşehir, Balahani, Akşehir işçilerini de içine alarak genel bir hüviyet kazanır. Bakô'nün bütün fabrikalan, madenleri, demiryollan, tersaneler ve matbaalarındaki işçilerin büyük la.smı greve iştirak eder. Greve katılanların sayısı 40 binden fazladır. RSDİP Bakô Komitesinin liderlik ettiği bu grev, 71

Nesrin Sanahmetoğlu, "1905 Rus İhtilali ve Az.erbaycan'da Grevler Dö­ nemi", Toplumsal Tarih, No: 36, Aralık 1996, s. 42.


hükümetin gönderdiği askerlere rağmen, ancak 22 Temmuz'da güçlükle bastınlabilir.72 Azerbaycan'da 18901ı yıllarda işçi sınıfı kendi haklarını savun­ maya başlamıştır. Rusya'da başlayan işçi hareketleri Azerbaycan'ı da etkilemiştir. Baku'de ve diğer şehirlerde işçiler, çalışma şartla­ rının iyileştirilmesi, maaşların artınlması vb. sebeplerden dolayı grevlere giderler. Özelikle petrol işçileri, tütün fabrikası işçileri ve madenlerde çalışan işçiler grev yapmaktadır. Bakii'deki ilk grev, 1895 yılında tütün fabrikasında çalışanların ücretlerinin artınlması için yaptıkları grevdir. İki hafta devam eden grev sonucunda işçiler istediklerini elde ederler. Bu grevler, XX. yüzyıla girerken daha düzenli olmaya başlar ve sayılwı da iyice artar. Grevler artık siyasi bir hüviyete de bürünmüştür ve �usya'daki ihtilalci fildrlerden etkilenmektedir.73 Rusya'daki ihtilal hareketleri kısa zamanda Azerbaycan'ı da etkiler. Özellikle de petrol işçileri arasında ihtilalci fildrler hızla gelişmektedir. Bakii'deki Rus işçiler arasında özellikle RSDİP'nin büyük nüfuzu vardır.74 Azerbaycan'da meydana gelen bu gergin ortamın sonucunda 1903 'te ilk grev, 1904'te ise ikinci genel grev patlak verir. RSDİP ve Ermeni örgütlerinin katılınu ile gerçekleşen bu olay sonucunda, Rusya'da ilk defa işçi sözleşmesi imzalanır.7s Kısa bir süre sonra Bakii'de işçiler tekrar harekete geçerler. Bu sefer olaylar, Kanlı Pazar olarak adlandırılan Petersburg'taki işçi kıyımının Bakfi'de duyulmasıyla başlar. Protesto gösterileri ve grevler Bakii'den bütün Kafkasya'ya yayılır. Baku'de sıkıyönetim Sevda Süleymanova, Azerbaycanda İçtimai-Siyasi Herekat (XIX Yüzil­ liyin Sonu-XX Yıizilliyin Evvelleri), Bakı, Azerbaycan Dövlet Kitab Pa­ latası, 1999, s. 207. 73 M. İsmailov, XX Esrin Evvellerinde Azerbaycanın Kend Teserrufatı, Bakı, Azerbaycan SSR Elmler Akademiyası Neşriyyatı, 1960, s. 220. 74 İstoriya Azerbaydjana, s. 468-482. 72

75 T. Swietochowski, Müslüman Cemaatten musal Kimliğe Rus Azerbay­ canı 1905-1920, Çev. N. Mert, İstanbul, Bağlam Yayınlan, 1988, s. 65.

39


ilan edilir ve Çar II. Nikola, Kafkasya Genel Valiliği'ni yeniden yüriirlüğe koyduğunu ilan ederek, başına Kont Vorontsov Daşkov'u getirir.76 1905 yılında Azerbaycan'da grevler artarak devam eder ve

giderek siyasi bir hüviyet kazanmaya başlar. 1905 yılının Ekim ayında Moskova-Kazan demiıyolunda başlayan ve iki milyondan fazla kişinin iştirak ettiği grev süratle bütün Rusya'y� yayılır. Aynı vakitlerde Transkafkasya demiıyolunda başlayan grev, Bakfi'deki işçileri de etkileyerek, birçok sanayi müessesesini, Nuha ve Şuşa'nın ipek imalathanelerini, Gence'deki öğrencileri bile içine alarakbüyür. Bakfi'deki 1905 Ekim grevine 129 büyük müessesenin çalışanları iştirak eder. Bu grevlerden sonra BakU şehri Rusya'mn en önemli ihtilal merkezlerinden biri haline gelir.77 XX. yüzyılın başlarında Azerbaycan'daki işçi sınıfı ekonomik

krizden etkilenir ve durumu daha da kötüye gider. İşçiler günde ortalama ıı saat, hatta bazı fabrikalarda 14 saate kadar çalıştırıl­ maktadır. Bu kadar çalıştırılmalarına rağmen aldıkları ücretler çok düşüktür ve son derece sağlıksız şartlarda çalışmaktadırlar. İşçiler arasında, sık sık ölümler ve salgın hastalıklar görülmektedir. 1905-1907 yıllan arasıdaki kıtlık döneminde işçilerin hayat seviyesi

oldukça düşer ve ekonomik kriz gerekçesiyle birçok Azerbaycan Türkü işten çıkarılır.78 Azerbaycan'da Türk-Ermeni Çatışması 1804-1813 ve 1826-1828 yıllarındaki İran-Rusya savaşlarında

ve bu savaşların sonunda Azerbaycan'a özellikle de Karabağ Mustafazade, a.g.e.,.s. 298. Sanahmetoğlu, a.g.m., s. 46. 711 Ezizov, a.g.e., s. 62-65; Ermenilerin Osmanlı Devletindeki isyanlan ve kurduklan teşkilat için bkz. Ali İhsan Gencer, "İhtilalci Ermenilerin Kaza İhtilal Teşkilatı Talimatnamesi", Tarih Enstitüsü Dergisi, No: 13, 19831987, s. 577-606. 76 n

40


bölgesine İran, 1ürkiye ve Güney Azerbaycan'dan Ermeniler kitleler halinde göç eder.79 Sadece ı826-1828 İran-Rus savaşı esnasında İran' dan Azerbaycan'a ı8 bin Ermeni ailesi gelmiştir. Savaş son­ rasında yapılan Türkmençay Anlaşmasıyla Ermeni göçleri daha da hızlanır. ı828-1830 yılları arasında İran'dan 40 binden fazla Ermeni, Türkiye'den ise yaklaşık 84 bin Ermeni, Gence ve Erivan bölgelerinin en verimli arazilerine yerleştirilir.80 Ermeniler kısa süre içerisinde Rusya'nın da desteğini alarak Azerbaycan'da önemli bir güç haline gelir. Özellikle petrol sanayinin ekonomide önemli bir yer tutmasıyla, bu alanda Ermeniler söz sahıbi oldukları gibi, binlerce Ermeni Bakı1'ye yerleşir. Petrol pompalama tekeli uzun yıllar Ermeni zenginlerin elinde kalır. Petrol alanında çalışan vasıflı işçilerin b\.iyük kısmı da Ermenilerden müteşekkildir.81 Rusya'nın koruyucu kanatlan altında çok hızlı olarak gelişen ve refah düzeylerini yükselten Ermeniler, Azerbaycan ekonomisinin gelişmesinden en karlı çıkan toplum olur. Azerbaycan'daki çoğu küçük ölçekli ı67 petrol firmasından 49'u Azerbaycan Türklerine ait iken, zengin Ermeni aileleri olan Mirzayevler, Mailovlar, Liaza­ novlar, Aramyantlar, Tavetasyanlar, Mentaşyanlar vs. 55 orta ve büyük ölçekli işletmenin sahibidirler. ı9oo'den itibaren Bakı1'deki 115 79

8o 81

endüstri firmasının %29'u Ermenilerin, buna karşılık %ı8'i 1823-1827 yıllan arasında Dağlık Karabağ'da %91 Türk, %8,4 Ermeni, Nahçıvan'da %86,5 Türk, %13,s Ermeni, Erivan'da %76 Türk, %24 Er­ meni vardır. 1830-1834 yılan arasında ise demografik yapı şöyle değişir: Dağlık Karabağ'da %34,8 Türk, %34,8 Ermeni nüfusu olur. 19201erde ise Dağlık Karabağ'da Türk nüfus %5-6'ya kadar düşer. Bu rakamlar Er­ menilerin yoğun olarak bölgeye göç ettiklerini göstermektedir. Bu konu hakkında geniş bilgi için bkz. Kemal Beydilli, 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşında Doğu Anadolu'dan Rusya'ya Göçürülen Enneniler, Ankara, TIK, 1988. İsmail, a.g.e., s. 217-218. M. E. Musayev, XX Esrin Evvellerinde Bakı Şeherinin Ticareti (19001917 ci İller), Bakı, Elm Neşriyyatı, 1975, s. 183-184.

41


Türklerindir. Bakô'deki tüm işçilerin %17.5'i olan Ermeniler, üst düzeyde vasıflı işçilerin %25'ini oluştururken, Türkler vasıfsız ve düşük ücretli işlerin %7o'ini oluşturmaktadır.82 Ermeniler ile Azerbaycan Türkleri arasındaki kültürel ve dini açıdan farklılıklar, sanayileşmenin sebep olduğu iktisadi rekabetle, daha da su yüzüne çıkar. Ü1kenin zenginlikleri, toprakların asıl sahibi olan Türklerin yerine, Rusların desteklediği ve sonradan bu topraklara yerleştirilen Ermenilerin elinde bulunmaktadır. Her iki toplumun siyasi örgütlenme dereceleri de birbirinden farklıdır. Azerbaycan Türkleri arasında yavaş yavaş kültürel alanda uyanma hareketleri olmasına karşın, siyasi olarak herhangi bir örgütlenme yokken, Ermeniler, 1890 yılında Tiflis'te kurulan ve Ermeni mil­ liyetçiliğinin tesirinde olan Taşnaksütyun Partisi'nin etrafında birleşmişlerdir. Osmanlı topraklarında Büyük Ermenistan Dev­ letini kurmak amacıyla ortaya çıkan Taşnaksütyun, 1904 yılında programına Kafkasya bölgesini de dfilıil eder. Fakat Kafkasya'daki Ermenilerin sayısı bağımsız bir devlet olmak için yeterli değildir. Bu tarihlerde Kafkasya'daki 54 kazadan ancak beşinde Ermeniler çoğunluğu oluşturmaktadır. Hatta Ermenistan'ın merkezi sayılan Erivan'da dahi Türklerin sayısı Ermenilerden çoktur.83 1905 yılında özellikle Ermeni yanlısı tutumu ile dikkati çeken Vorontsov Daşkov'un Kafkasya Genel Valisi olmasıyla, Ermeniler ve bu arada da Taşnaklar iyice cesaretlenir. 1905 İhtilali ortamında Ruslar, Ermenileri silahlandırmaya ve Türklere karşı kışkırtmaya başlarlar. Ermeni-Türk çatışmasının ilk patlaması Bakô'de olur. Şubat 1905'de bir Azerbaycan Türkünün Taşnak Ermeni çeteleri 82 83

42

Swietochowski, a.g.e., s. 67. Mirza Bala, MilliA2:erbaycan Hareketi, Ankara, Azerbaycan Kültür Der­ neği Yayınlan, 1991, s. 55-56; Daha fazla bilgi için bkz. Nesrin Sanah­ metoğlu, "Azeri-Ermeni İlişkileri 1905-1920", İstanbul, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmalan Enstitüsü, 1996.


tarafından öldürülmesi üzerine başlayan çabşma, kısa sürede bü­ tün Azerbaycan'a yayılır. Ermeniler, Erivan, Nahçivan, Ordubad, Karabağ, Şuşa, Gence, Bakfi ve Şirvan'da silahsız, müdafaasız Türklere saldırarak, onları öldürmeye başlar. Azerbaycan Türkleri ise ne yapacağını bilmeden, şaşlon bir vaziyette kendini savunmaya çalışır. Rus yöneticiler bu çatışmaları durdurmak yerine yaptıkları icraatlarla Ermenileri daha da cesaretlendirmiştir.

İktisadi Durum XIX. Yüzyılın Sonu XX. Yüzyılın Başlarında Azerbaycan'da -

Petrol Sanayinin Gelişmesi 18601ı yıllarda yakacak bir madde olarak kullanılan petrolün üretimi az miktardadır ancak, aynı yıllarda Rusya pazarında petrol ihtiyacının artmasıyla Bakfi'deki petrol sanayi gelişme gösterir. Özellikle 1861 kanunnamesinden sonra Bakı1 petrollerine olan ihtiyaç artar.84 Rusya pazarlarına gönderilen petrol sadece aydın­ latma amacıyla değil, sanayide de kullanılmaktadır.es 1825 yılında Baku çevresinde petrolün depolarunası için yaklaşık 120 kuyu ve 32 depo bulunmaktadır. 18401ı yılların so­ nuna doğru kuyu sayısı 133'e çıkar. Bunlardan 81si Balahani'de, 25'i Bibiheybet'te, 16'sı Surahanı'da ve beşi de Binagi'de açılır.86 187o'lere gelindiğinde bu sayı 22fye, 1901 yılında ise 174o'a yük­ selir. 18701i yıllara kadar petrol, özel balçık kova pompalarının yardımıyla sığ kuyulardan oldukça ilkel bir metotla çıkarılırken, bu yıllardan sonra Amerikan metodu olan sondaj ekskavatörü 84 Bakıl'deki petrol sanayinin gelişimi için bkz. J .D. Henıy, Baku an Event­ .fııl History, London, Haymarket, t.y. 85 M. İsmailov-M. İbrahimov, Azerbaycan Neft Saneyesinin İngılaba Ge­ derki Tarihi, Bakı, Elm Neşriyat, ı991, s. 40-41. 86 Petrolün çıkarıldığı sahalar ve miktarları için bkz. S.E.Vezirov, AS. İsa­ yev, Bakı Neft Sanayesi Tekamül Tarihi, Yeni Faktlar, Regemler, Bakı, Elm, ı998. 43


kullanılmaya başlanır. Kısa süre sonra petrol sondaj kuleleri Bakı1'nün birçok bölgesine yerleşir.87 Petrol üretiminin artmasıyla petrol ürünlerinin değerlendirilmesi için fabrikalar kurulmaya başlanır. İlk fabrika 1859 yılında Surahanı'da Rus Kokmyev ve Gubonin tarafından açılır.88 1821-1871 yılları arasında 15.536 bin pud ı•ı petrol çıkanlır.89 1859 yılında Bakıl çevresinde petrol rafinelerinin kurulmasıyla petrol üretimi artar. Fakat esas artış Rus Hükümetinin 1872 yı­ lında aldığı karardan sonra olur.90 Alınan bu kararla, petrol çıkan toprakların işletilmesi hukuku yeniden düzenlenerek, bu topraklar gruplara bölünür ve müzayede yolu ile zenginlere satılmaya başla­ nır. Müzayedeye katılarak bu toprakları

alanların çoğu Ermeni ve

Ruslardır.9' Azerbaycan Türklerinden ise petrol işiyle ilgilenenlerin sayısı oldukça azdır.92 Bu arada petrol çıkan toprakların bir kısmı da Rus yöneticilere hediye olarak verilmektedir.93 Bölgede petrol çıkarılmaya başlanınca toprakların fiyatları çok yükselir ve petrol şirketleri kurulmaya başlanır. Bakft'de kurulan şirketlerin sayısı 1873 yılında 12 iken, 18901ı yıllarda 87 88

ı•ı 119 90

9'

92

93

44

R Gouliev, Petrol ve Politika, Çev. F. Feran, İstanbul, y.y., 1997, s. 25. Azerbaycanın Rusiya İle Birleştirilmesi ve Onun Mutereggi İgtisadi ve Medeni Neticeleri, Balo, Azerbaycan SSR Elmler Akademiyası Neşriy­

yatı, 1956, s. 112. Pud: 16,4 kg bir Rus ağırlık ölçüsüdür. Vezirov- İsayev, a.g.e., s. 17. Swietochowski, a.g.e., s. 39. Bunların en bilinenleri Mirzayev, Kokoıyev ve Gubonin'dir. Bu kişiler toprakların büyük kısnunı müzayede sonucunda aldılar. M. E. Musa­ yev, XIX. Esrin Sonlarında Bakı Şeherinin TYcareti (1883-1900-CÜ il­ ler), Balo, Elm Neşriyyatı, 1972, s. 13. Azerbaycan Türklerinden petrol sanayisinde varlık gösterenler hakkında bilgi için bkz. D.B. Seidzade, İz istorii Azerbaydjanskoy burjuazii v na­ çale XX veka, Baku, y.y., 1978. Azerbaycan Tarihi, 1994, s. 6o5.


14o'a ulaşır . İsveçli sana yici lerden olan Nobel kardeşlerin 94 1879 yılında Bak ı1'de kurdukl arı petrol şirketi kısa s ürede dün yan ın en bü yük petrol şirketle rinden biri olur . On 1an, Ha zar -Karade niz

Ticaret Ve Endüs tri Toplu luğunu kuran Fr ansız Rothshi ld Ailesi izler. 18901arda altı İng iliz, üç Fransız, iki Alm an, iki Belçika ve bir Yunan firma sı faa li yettedir.9s Bak fi.'de Ermeni ve Rusla rın dış ında Fr ans ız ve İngi liz ş irketleri de faa li yete geçer. Yabancı sermayenin gelm esiyle birli kte m ode mus ulle rle petrol çıka rmaya haş lanır . Petrol taş ıma filoları , vagon sistemi , kem erler, pet ro lün saklanacağı d epolann yapı lmas ıyla, 1879-1880 yı lla nnda p etrol ür etimi on kat ar tar.96 1872-1913 yıllan arası nda , B akı1 bölgesinden çıka nlan pet ­ ro l, Rus ya'da ç ıkarılan tüm petrolün %95-9fsini ve dün yadaki petrol üre timinin %so'den fazlası nı oluşturm aktadır . Fakat :XX. Yüzyı lı n başlannda B akfi.'deki petrol ü retimi bü yük düşüş göste ­ ıir. Üretimdeki bu düşüşe, petrol reze rvlerinin t ükenmesi , aşın tüke tim, eski usullerle yapı lan sondaj ve petrol antma teknoloji ­ sinin yete rsizliği , yabancı petrol şirk etler inin olumsuz politikalan , "" Nobeller Bakfi'ye gelen ilk petrol sanayicilericlir. Aslen İsveç1i olan bu ailenin büyüğü Emrnanuel Nobel'clir. Rus hükümetinin daveti üzerine ı83ide Rusya'ya gelen E. Nobel'in, daha İsveç'teyken keşfettiği sualb mayınları Rus askeri yetkililerinin dikkatini çeker. Rusya'ya göçtükten sonra Petesburg'ta kurduğu fabrikada mayın üretir. 1853 ve 1856 Kının savaşı yıllarında Rus ordusunun emrinde silah ve mayın üretimi yapar. Savaş bittikten sonra işleri bozulunca fabrikayı kapatarak ülkesine döner. Emmanuel'in oğullan Ludwing, Robert, Alfred Bakfi'ye gelerek kimya la­ boratuan kurdular. Yapbklan buluşlar mad.enlerde ve fabrikalarda de­ nediler. Daha sonra petrol sanayine girerek bu alanda oldukça başarılı oldular. XIX yüzyılın sonlarında Bakfi'deki petrol üretiminin %20'sini ve gazyağı üretiminin %4o'ım ellerinde tubnuşlardır. Sarıahmetoğlu, a.g.e., s. 19; Henry, a.g.e., s. 82-<)1. 95 Swietochowski, a.g.e., s. 39. "" İsmail, Azerbaycan Tarihi, s. 247.

45


petrolün fiyatının düşmesi buna karşın vergilerin çok yükselmesi sebep olrnuştur.97 XX. Yüzyılın başlarında Rusya'daki ekonomik kriz lasa sürede Azerbaycan'ı da etkisi altına alır. Petrol üretimi 1901 yılında 671 milyon puddan, 1903'de %ıı azalarak 597 milyon puda iner. Pet­ rol kuyularının kazılması yarı yanya düşer ve 86 fabrikadan 31'i kapanır. 1901 yılında 171 olan petrol şirketlerinin sayısı 1903'de 136'ya düşer. Yıne 1901'de petrol işinde çalışan işçilerin sayısı 36 bin iken, 1903'de bu sayı 27 binlere kadar iner.98

XIX. Yüzyılın sonunda petrol endüstrisindeki hızlı gelişim,99 ortak şirketlerin kurulması, endüstri ve bankacılık sermayelerinin birleşmesi, Azerbaycan ekonomisinde gözle görülür bir canlanma meydana getirir. Azerbaycan'daki sosyal yapıdaki bu hızlı deği­ şim; zenginler, kiralık işçiler ve hizmet sınıfı gibi yeni gruplann oluşmasını sağlar.100 Petrol sanayinin canlanmaya başlamasından sonra Arerbaycan'da zengin bir Türk zümresi de oluşmuştur. Bu yeni zümre; petrol sanayi­ cileri, fabrika sahipleri, tüccarlar, emlak ve büyük arsa sahiplerinden ibarettir. Bu zenginlerin ileri gelenleri Hacı Zeynelabidin Tagiyev101, Gouliev, a.g.e., s. 27. Ezizov, a.g.e., s. 6-7. 99 Azerbaycan'daki petrol sanayinin gelişimi haklonda geniş bilgi için bkz. M. İbragimov, Neftyanaya promcylennost Azerbaydjana v period im­ perializma, Baku, Elm, 1984. '00 Bakfi'de 1904 yılında 170 petrol kuyusunda çalışan toplam 23.215 kişi­ dir. Bunlar milliyetlerine göre; Ermeniler 5223, Ruslar 4.825, İranlılar 4.716, Lezgiler 3.155, Azerbaycan Türkleri 2.634 en fazla yekunu tutar. Bunlardan yönetici kesimi ise en fazla Ermeniler, Ruslar ve Yahudiler­ den müteşekkildir. Türkler daha çok vasıfsız işçi olarak çalışmaktadır. Vezirov- İsayev, a.g.e., s. 62-64. '0' Hacı Zeynelabidin Tagiyev (1838-1924) Azerbaycan'ın en meşhur petrol zenginlerinden birisidir. Çocukluğu çok fakir bir ailede geçen Tagiyev'in aldığı topraklardan petrol çıkınca birden bire zengin olur. Petrol sanayisi, deniz taşımacılığı, balıkçılık, dokuma fabrikası, bankacılık vb. ekonomik 97

911


Musa Nagiyev102 , Murtaza Muhtarov103, Şemsi Asadullayev1°",

"'2

10a

1""

faaliyetlerde bulunur. Fakat asıl ününü yapbğı hayır işlerine borçludur. Okuma yazma bilmemesine rağmen eğitime verdiği destek çok önemli­ dir. Azerbaycan gençlerinin okuması için okullar açar ve onları okuma­ lan için yurt dışına gönderir. Kafkaslarda İlk Müslüman Kız Okulunu açar (1901). Kaspi gazetesini sabn alır (1898). 1905 ihtilalinden sonra Hayat gazetesini, Taze Hayat gazetesini ve Füyuzat dergisini çıkarbr. Tagiyev Müslüman Hayriye Cemiyeti ve Neşr-i Maarif Cemiyetlerinin başkanlığını yaparak maddi olarak desteklerini esirgememiştir. İlk defa Kur'an'ın Azerbaycan Türkçesine tercüme ettirir ve birçok kitap basbnr. Aynca şehircilik faaliyetlerinde de bulunur. "Milletin atası" olarak ad­ lar.1ırılan Tagiyev Azerbaycan tarihine unutulmaz hayırsever bir zengin olarak geçmiştir. Geniş bilgi için bkz. Okan Yeşilot, Tagiyev, Kaknüs Ya­ yınları, İstanbul 2004; Gılman İlkin, Hacı Zeynelabidin Tagiyev, Balo, Işık, 1997; Neriman Nerimanov, Hacı Zeynelabidin Tagiyevin 50 İlliyi, Bakı, Öner Neşriyyatı, 1994; Servet ve Sehavetle Meşhur Cenap Hacı Zeynelabidin Tagiyevin Tercümeyi Ahvali, Bakı, Işık Neşriyyab, 1993; Manaf Süleymanov, Hacı Zeynelabidin Tagiyev, Bakı, Kençlik, 1996; M. İsmail-M. İbrahimov, ElAtası, Balo, Azerbaycan Dövlet Neşriyyab, 1994. Musa Nagiyev, 1876 yılında iş hayatına ticaretle başlamıştır. Kısa za­ manda para biriktirip Bakı1'nün Karaşehir bölgesinde rafineri satın al­ mışbr. 188o1erde serveti 70 milyon rubleye ulaşır. 19ofde 10 milyon sermaye ile petrol ticareti yapan anonim şirketi kurar. 1914'te kurulan bankanın da ortaklarındandır. Manaf Süleymanov, Ağa Musa Nagıyev, Balo, Kençlik, 1994; Sarıahmetoğlu, a.g.e., s. 21; A Altstadt, "The Azer­ baijani Turkish Community of Baku Before World War !", Chicago, Ba­ sılmamış Doktora Tezi, 1983, s. 178. Murtaza Muhratov diplomasız petrol mühendisi olarak ün kazanmışbr. 189o'da taptığı "Padrot Kazma" metoduyla Baku, Balahani, Saruhani, Ramana ve Sabuncu petrol bölgelerinde kuyuların kazılmasını sağlar. Gençliğinde sıradan bir işçi iken sonradan Azerbaycan'ın en zenginle­ rinden birisi olur. Hayır Cemiyetlerinin faaliyetlerinde aktif rol almış ve maddi yardımlarla onları desteklemiştir. Gılman İlkin, Bakı Ve Balalılar, Balo, Zaman Neşriyyab, 1999, s. 251-25s; Sarıahmetoğlu, a.g.e., 21. Şemsi Asadullayev çiftçi bir aileye mensuptur. Kokorev ve Gubonin'in gaz yağı fabrikalannda işçi olarak çalışmaya başlamış, kazancının bir kısmını tuz imtiyazı almak için kullanmışbr. Buradan kazandığı parayla Karaşehir'de bir gaz yağı fabrikası sabn alır. Aldığı toraklardan tulumbasız

47


G. Dadaşov, G.B. Haşimov'dur.10s Birinci Dünya Savaşına doğru petrol endüstrisinin üç büyük uluslararası tekelin (Royal Dutch Shell, Nobel Kardeşler, Standart Petrol Evi) elinde toplanmasına rağmen, Azerbaycan Türklerinin sahip olduğu sermaye Azerbaycan'ın sosyo­ ekonomikgelişiminde önemli rol oynamışbr. Bu dönemde, petrolden kazanılan paranın önemli bir bölümü yerli zenginler tarafından eğitim, tiyatro, basın, edebiyat, hayır cemiyetleri ve şehrin yeniden yapılanması gibi milli kültürü finanse etmek için kullanılmıştır. Yıl

Üretim

Yıl

Üretim

Yıl

Üretim

Yıl

Üretim

Yıl

Üretim

1832

14642

1845

14671

1870

27.27

1890

3337

1903

7034

1904

6951

1905

4538

1833

32174

1846

1 6497

1871

22.00

1891

3912

1834

24898

1 847

1 6862

1872

24.57

1892

4576

1835

29281

1848

1 1414

1873

63.22

1893

5184

1836

23802

1849

1 1 383

1874

77.80

1894

4752

1837

24898

1850

42461

1875

92.94

1895

6032

1838

27089

1863

16193

1876

176

1896

1 839

27454

1864

22129

1877

240

1897

1906

134

1907

5531

1908

5612

1909

6162

6176

1910

6055

6752

191 1

5633

1912

5768

1 840

19419

1865

31625

1878

320

1898

7776

1841

14305

1866

41071

1879

384

1899

8400

1 842

20149

1867

15.98

1880

344

1900

9616

1843

14671

1868

28430

1885

1857

1901

10740

1844

1 5036

1869

26.93

1889

2982

1902

8137

1913

7357

1914

5539

1915

5712

1916

7475

1917

6679

Tablo 1. 1830-191 7'de BakO bölgesindeki Yıllık Petrol Üretimi (milyon ton) 106

•oS

•o6

petrol çıkınca servetini arttınr. İkinci bir gaz yağı fabrikası açarak, yüzyı­ lın sonunda bütün Hazar bölgesinde depo ve ambarlanyla kendi ticaret ağını oluşturur. 1913 yılında Hazar Bölgesi'nde, Moskova ve Odessa'da toplam 40 deposu vardır. Serveti 188o1erde 60 bin ruble iken 1913'te 20 milyon rubleye çıkar. Asadullayev, Rusya'da, Orta Asya'da, İran'da hatta Finlandiya'da Nobellerin karşısına açtığı dükkanlarda petrolü ucuı;a sata­ rak, onlara rakip olmaya çalışmıştır. Ümmulbanu (Banin), Gafgas Günleri, Bala, Yazıcı, 1992; Sarıahmetoğlu, a.g.e., 21; Altstadt, a.g.e., s. 178-179. B.D.Seyitzade, "Azerbaycan Burjuvazisi ve İdeolojisi Savunucuları XIX. ve XX. Yüzyıllann Eşiğinde",Azerbaycan, No: 276, Kasım-Arahk 1990, s. 29. Gouliev, a.g.e., s. 24.


Sanayi, Nakliyat ve Ticaretin Artan Önemi Azerbaycan ekonomisinin canlanması ve yeraltı zenginlikleri­

ı ıin çıkanlmaya başlanmasıyla öncelikle Rus tüccarların sonra da yabancı üJkelerin dikkatlerini bu ülke üzerinde yoğunlaştırmalanna sebep ohnuştur. Bu dönemde, ticaret özellikle ilk devirlerde ağırlıklı olarak Rusya ile yapılmaktadır ve Bakı1 limanı bu ticarette önemli

rol

oynamaktadır. Ticaretin deniz yoluyla yapılması gemiciliğin

Öyle ki, birçok insan bu işle uğraşmaya

�elişmesine sebep olur.

başlar ve Kafkas ve Merküri Şirketi bu dönemde kurulur. Ayrıca Nobel Kardeşler, Lebed, Şibov ve Kaspi gibi büyük şirketler de taşımacılıkla uğraşmaktadır. Nitekim XIX. Yüzyılın sonlannda BakU petrollerinin %8o'i Hazar Denizinde oluşturulan taşıma filolarıyla yapılmaktadır.101 Yine aynı dönemde, Rusya'nın dışında, İran1a

da önemli miktarda ticaret yapılmaktadır. Ancak, Azerbaycan'ın, Rusya'nın para ve ölçü birimlerine geçmesinden sonra Rusya ile olan ticareti daha da gelişmiştir. Zanaatkarlığın ve ticaretin artması Azerbaycan'da şehir hayatının canlanmasına neden olur. Mesela, Şamahı şehrinde ı 83o'lu yıllarda on bin kişi yaşarken

1840'1ı yıllarda bu sayı

20 bine çıkar. Bakı1, Gence, Nuha, Nahçıvan, Ordubat ve Kuba

şehirleri her geçen yıl gelişir. 108 Şehir ahalisinin büyük kısmını

sanatkarlar ve tüccarlar oluşturmaktadır. Bazı şehirlerde ekincilik

eÇim kaynağımdır. Şehirler gelişince yeni

ve bağcılık da bir diğer g

evler yapılmaya başlanmıştır ki, bunların bir kısmı da kalelerin dışına inşa edilmiştir. Bu dönemde, ticaretin gelişmesi ile birlikte ulaşım çok önemli hale gelmiştir. Öncelikle ülke içindeki yollar elden geçirilmiş ve yeni yollar yapılmıştır. 0zellikle

1883 yılında Baku-Tifüs ve 1900

yılında Bakı1-Vladikatkas demiryollarının inşası ülkede ticaretin

,.., Musayev, XIX. Esrin Sonlannda Bakı Şeherinin Ticareti, s. 23. '°8 İsmail, a.g.e., s. 222.

49


canlanmasında çok faydalı olmuştur. Bakô-Batum demiıyolu­ nun yapılmasından sonra Azerbaycan petrolü Avrupa ülkelerine satılmaya başlanmıştır. Amerika'nın Rusya'daki petrol pazarını ele geçiren Azerbaycan şimdi de Avrupa'ya petrol satmaktadır. İhraç edilen petrolün büyük kısmı Nobeller, Mantaşev, Gukasov, Bugadov, Tagiyev ve Rothshild gibi büyük zenginlerin şirketleri aracılığıyla satılmaktadır. '09 ı889 yılında BakU'de şehir içi taşımacılığı canlandırmak için konka demiıyolu (atlı vagon) yapılır. ı88o1erin başında BakU'ye telgrafhattı çekilerek diğer şehirlerle haberleşme sağlanır. ı88ı'de Nobel Kardeşler ilk telefon hattını çektirerek haberleşmeyi daha da kolaylaştırırlar.110 Çiftçilerin üretimde kullanabilecekleri araç­ gereçlerin yapımı için ı850 yılında Tiflis'te Kafkas Kent Tesemıfah Cemiyeti kurulur ve bu cemiyetin şubeleri açılır.1 11 XIX. Yüzyılın ikinci yarısında Azerbaycan ekonomisinin bir ayağını da ipekçilik teşkil etmektedir. Azerbaycan ekonomi­ sinde önemli bir yere sahip olan ipekçilik yaygın olarak Nuha ve Şamahı'da olmakla beraber, Şuşa, Kuba, Nahçıvan ve Ordubat'ta da yapılmaktadır. Yılda yaklaşık 250 bin pud koza üretilmekte ve bunun önemli kısmı da başta Rusya olmak üzere dışarı ihraç edilmektedir. Bölgede bir başka önemli gelir kaynağı da boya üretimidir. Kuba ve Derbent'te üretilen boya, Rusya'da dokuma sanayinde kullanılmak üzere ihraç edilmektedir. Fakat suni boyanın bulunmasından sonra bu sahadaki üretim durmuştur.112

Azerbaycan'da iç ticaretin en önemli merkezleri hafta pazar­ larıdır. Değişik bölgelerden gelen mallar buralarda satılmaktadır. Hatta bu pazarlarda, ülke dışından gelen mallara da rastlamak mümkündür. Azerbaycan, hariçte en fazla ticareti Rusya ve İran ı09

110 111 112

50

Vezirov- İsayev, a.g.e., s. 48-55. Musayev, XIX. Esrin Sonlarında Bakı Şeherinin Ticareti, s. 27. İsmail, a.g.e., s. 240. İsmailov, a.g.e., s. 99-119.


ile yapmaktadır. İhraç ettiği malların başında petrol, ipek, pamuk, yün ve tütün gelmektedir.11J Azerbaycan'da, XIX. Yüzyılın sonlanna doğru 100 binden fazla nüfusuyla Bakı1 şehri ayn bir yer tutar.'14 Bakı1 Rusya'nın en büyük sanayi kollarının geliştiği bir şehirdir. Aynca, Rusya'nın başlıca üretim ve türlü tüketim mallan merkezidir. Bu özelliğinden ötürü, yalnızca yerli tüccarların değil, yabancı sermayenin de dikkatini çekmektedir. ııs Bu şehirde Azerbaycan Türklerinden başka çeşitli milletlere mensup insanlar yaşamaktadır. Bakı1 tam bir ekonomi ve ticaret merkezi halini almıştır. "6 Şehirde zenginler, tüccarlar, sanatkarlann yanında önemli bir işçi nüfusu da varclır. Bakfi'de yeni evler, yollar, su ve kanalizasyon altyapısı yapılır. Bakfi'nün dışında Gence, Şuşa, Nuha ve Şamahı'da diğer önemli şehirlerdir. 111

XIX. Yüzyılın sonlarında Bakı1'ye Azerbaycan'ın diğer böl­ gelerinden ağırlıklı olarak fındık, üzüm, meyve, deri, et, balık ve tahıl ürünleri getirilmektedir. Bakfi'den diğer bölgelere ise demir, ev eşyası, inşaat malzemesi, şeker, tuz ve un gönderilmektedir. Bu ticaretin büyük losmı demiryolu ile yapılmaktadır."8

18701i yıllardan itibaren Bakfi'deki iktisadi hayatın süratle canlanması bölge ülkeleriyle yapılan ticareti önemli bir yere İsmail, a.g.e., s. 251. '"' Baku şehrinin nüfusu; 1856'da 8.400, 1868'de 12-400, 1886'da 86.600,

ııa

1891de 122.300, 1899'da ise 203.000 kişidir. Musayev, XIX. Esrin Son­

lannda Bakı Şeherinin Ticareti, s. 27. Marat İbrahimov, "XIX. yüzyılın Sonlan :XX. Yüzyılın Başlannda Azer­ baycan Petrol Sanayisinde Milli Sermaye Problemi", Azerbaycan, Kasım­ Aralık 1990, No: 276, s. 34. 1 16 1884-1899 yıllan arasında Bakı1 ve Yefu.avetpol şehirlerindeki sanayi üre­ 115

timi 16,6 milyon manattan 98,7 milyon manata çıkar. Bu rakamlar sa­ nayideki gelişmenin çok hızlı inkişaf ettiğini göstermektedir. Musayev, XIX. Esrin Sonlannda Bakı Şeherinin Ticareti, s. ıo. 11' İsmail, a.g.e., s. 252. 118 İstoriya Azerbaydjana, s. 243.

51


getirmiştir. Rusya'mn Kafkasya, İran ve Orta Asya ile yapılan ticaretinde Baku tam bir kavşak noktası olmuş ve burada büyük depolar kurulmaya başlanmıştır. Bu depolarda daha çok metal malzemeler, inşaat malzemeleri, petrol sanayinde kullanılan malzemeler, makine ve makine parçaları v.b mallar bulunmakta ve bunlar toptan olarak satılmaktadır. Birçok büyük şirket burada şubesini açnuştır. 189o'larda Nobel, Llste, Tilınansa ve Şoduaraya gibi zenginlerin BakU'de büyük depoları bulunmaktadır. Kereste, inşaat malzemeleri, ev eşyası, giyim eşyası, metal ve çeşitli araç­ gereç getirilmektedir. Rusya'dan ithal edilen malların da bir losını deniz yolu ile BakU'ye gelmektedir.119

·

187o'li yılların başlarında BakU'de ticaret evleri kurulmaya başlanır. İlk kurulanlardan biri Serkisov Kardeşleri Ticaret Evi'dir. Daha sonra bu ticaret evi Tagiyev'in ortak olması ile yeniden yapı­ landırılmıştır. Bu ticaret evi daha çok petrol işiyle uğraşmaktadır. Diğer önemli ticaret evleri olarak Mantaşev, Arafelov, Aramyants, Adamov Kardeşler, Nobel vd. adları sayılabilir. Ayrıca BakU'de ilk defa BakU Ağ Neft Zavod Sahipleri İttifakı kurulur. Bu birli­ ğin toplam 56.572 hissesinin 9.61o'u Nobel Kardeşlere, 5.87o'i Hazar-Karadeniz Şirketine, 3.506'sı Şibayevve Ortaklarına, 3059'u Manteşev ve Ortaklarına, 2703'ü Hazar Şirketine, 2461 hissesi de Tagiyev'e aittir.120 1881'de BakU şehrinde 1445 ticaret müessesesi varken, 189o'da bu sayı 17ıı'e, 19oo'de ise 2669'a yükselir.121 Tagiyev tarafından 1897 yılında izin alındıktan sonra açılan dokuma fabrikası bu sahada Kafkasların gerek işçi sayısı gerekse üretim açısından en büyüğüdür.122 1909'da da Cavad kazasında ıı9

A.e., s. 243-245.

120

İsmail-İbrahimov, a.g.e., s. 64-66. Hüseyin Baykara, "Azerbaycan İstiklal Mücadelesinin İktisadi Temel­ leri", TK, No: 103, Mayıs 1971, s. 598. A. L. Altstadt, The Azerbaijani Tıırks: Power and Identity Under Rus­ sian Rule, California, Hoover Institution Press, 1992, p. 24.

121

122

52


modem bir pamuk temizleme fabrikası açılır. Fabrikanın pamuk ihtiyacını karşılamak için Hokand, Erivan, Hive, Yevlah, Buhara, Mazendaran ve Gazvin'den pamuk getirilmektedir.'23 Dokwna fab­ rikasında üretilen kumaşlar ilk önceleri Kaskasya ve Türkistan'da satılmaktadır. Daha sonra ünü duyulan (sahibi ve işçileri Müslüman

olduğu için) fabrikanın bezleri Müslüman ülkelerde kefen olarak kullanılmıştır. Mekke'ye hacca gidenlerle, Kerbela ve Horasan'ı ziyaret edenler de bu fabrikanın bezlerini tercih etmişlerdir.'24 Bakı1'de ticaretin ve petrol sanayinin gelişmesiyle birlikte yeni bazı oluşumlara ihtiyaç doğmuştur. Bunlardan en önemlisi de bankalardır. Bakfi'de devlet bankasının şubesi ve ilk kredi şirketi ı874 yılında açılmıştır. Böylece para transferi ve

az

faizle kredi

alma imkfuıı doğmuştur. ı881de Tifüs Komersiya Bankasının ve ı89o'da Volga-Karna Komersiya Bankasının şubeleri de Bakı1'de faaliyet göstermeye başlar. 1900 yılında yedi olan banka sayısı ı916'da 12'ye yükselir. Bu bankalardan bir tanesi de Tagiyev'in sahibi olduğu Baku Ticaret Bankasıdır.'2s Ekonomik Alandaki Diğer Gelişmeler XIX. Yüzyılın başından itibaren İran-Rus savaşları halkın

iktisadi durumunun bozulmasına sebep olur. Savaşlar ve işgaller neticesinde halkın büyük bir kısmı hayatını kaybeder, birçoğu esir alınır, bir kısmı da başka yerlere göçmek wrunda kalır. Mesela, Karabağ Hanlığı'nda Rusya'nın işgalinden önce yaklaşık 10 bin kişi yaşarken işgalden sonra (1812'den sona) bu sayı üç bine ka­ dar düşer. Savaş sırasında İran'a kaçanların bir kısmı Gülistan Antlaşması'ndan sonra geri döner. Tiirkınençay Antlaşması'ndan sonra halk tarım ve hayvancılıkla uğraşmaya, özelikle de buğday, arpa ve çeltik üretmeye başlar. 123 124 125

R. Ruvenda, "H.Z. Tagiyev Adına Fabrik", Günay, 4 Temmuz ı996, s. 3. Süleymanov, a.g.e., s. 32. Musayev, XIX. Esrin Sonlarında Bakı Şeherinin Ticareti, s. 148-156.

53


Aynca ipekçilik bölge halkı için önemli bir gelir kaynağı olur. Azerbaycan'ın bazı bölgelerinde pamuk ve tütün üretimin yanında Bakfi, Gence, Şeki, Şamahı, Kuba ve Ordubad'da halk yaygın olarak bağcılık yapılır. Sahil bölgelerinde ise balıkçılık önemli bir geçim kaynağıdır. 18301u yıllardan sonra halkın şehirlere yerleşmeye başlamasıyla Şamahı, Bakı'.l, Gence, Nuha, Nahçıvan, Ordubat ve Kuba önemli yerleşim merkezleri haline gelir.126 Rusya'nın bölgeyi ele geçirmesinden sonra da bölgede iktisadi faaliyetler artarak devam eder. Şamahı, Şeki, Bakfi, Karabağ, Kuba ve Lenkaran şehirlerinde sekiz binden fazla sanatkar vardır. Bunların bazıları aileleriyle birlikte çalışmaktadır. Aynca, şehirlerde demir­ cilik, dericilik, kalaycılık, çömlekçilik vb. gibi sahalarda faaliyetler yoğun olarak sürmektedir. Bazı köylerde silah ve gümüş kapların yapımı oldukça meşhurdur. Halıcılık özellikle kadınlann çalıştığı bir faaliyet alanıdır. Azerbaycan halıları o dönemde sadece ülkede değil, harici ülkelerde de meşhurdur. 1843 yılında Azerbaycan'da 18 binden fazla halı dokunmuştur ki, sadece Kuba bölgesinde 30 bine yakın kadın halı dokumaktadır.127 Şeki bölgesinde ipek dokuma tezgfilıları halkın önemli bir geçim kaynağıdır. Kafkasya'da ilk defa Hanabad köyünde ipek­ çilikle ilgili fabrika açılmıştır. Şeki'de bu iş o kadar önemli bir hale gelmiştir ki, 1843 yılında Tecrübe İpekçilik Okulu açılır. Bu okulda 2oo'den fazla öğrenci ipekçilik mesleğini öğrenmektedir. Şamahı bölgesinde de ipekçilikle uğraşan 7oo'e yakın iş yeri ve iki binden fazla insan vardır. Bu dönemde bazı mallar Rusya'nın değişik bölgelerine ihraç edilmektedir. Bahsettiğimiz faaliyet sa­ haları Azerbaycan ekonomisinin ve halkın yaşam düzeyinin belirli seviyeye gelmesi için yeterli olmaz. 128 126

Azerbaycan Tarihi, 1993, s. 208. İsmail, a.g.e., s. 25ı. t2& İsmail, a.g.e., s. 219-220. 12'

54


XIX. Yüzyılın ilk yansından sonra Azerbaycan Türklerinin ı·linden alınan topraklar Rusya'dan bilinçli bir şekilde göç ettirilen Rus köylülere verilmeye başlanır. Topraklarını işleyen köylüler lıeylere ve devlete vergi vermektedirler. Köylülerin büyük kısmı­ nın ya çok az toprağı vardır ya da topraksızdır. Toprağı olmayan köylüler ailelerinin geçimini temin etmek üzere beylerden toprak kiralamaktadırlar. Çok ağır şartlarda yapılan bu kiralama usulünde ürünün yansı toprağın sahibi olan beye verilir. Devlet köylüleri ise ağır vergileri ödeyemezler. Öyle ki, ı887 yılında sadece Bakıl'de devlete olan vergi borçlan ıı milyon manatı geçer. Daha önce devlette memur olarak çalışanlar işlerinden çıkarılarak yerlerine Ruslar alınır.'29 Rusya'daki dokuma sanayinin ihtiyacını karşılamak üzere Göyçay ve Cavad bölgelerinde pamuk üretimi yapılır. Kür-Aras vadisinde sulama kanallarının yapılmasıyla bu işle uğraşanların sayısı oldukça artar. Zakatala, Nuha ve Kuba bölgesinde tütüncü­ lük önemli bir geçim kaynağıdır. Yine Zakatala, Şamahı, Kuba ve Göyçay'da önemli miktarda bağcılık yapılmaktadır. Hatta bağcılı­ ğın ilmi usullerle yapılması için Tagiyev tarafından Merdakan'da

Bağcılık Okulu'3° açılır. Azerbaycan halkının asıl geçimini sağladığı hayvancılık özellikle de koyunculuk çok gelişmiştir ve koyunyünü ihraç edilmektedir. Aynca ünü ülke sınırlan dışına taşan Karabağ atlan da yetiştirilmektedir.ı3ı Bakıl'da petrol ve tuz sanayi gelişirken Azerbaycan'ın başka kazalarında da coğrafi bölge ve toprağın ürün verme yönüne göre çeşitli sanayi kollan inkişaf eder. Nuha'da ipekçilik, Nahçıvan'da tuz sanayi, Gedebey ve Taşkesen'de b�, kobalt, Hazar Denizi ve Kür Nehri sahillerinde balıkçılık sanayi hızla gelişir. Ziraatte Amerikan cinsi pamuk kozası tohumu XJX. Yüzyılın son çeyreğinde 129 13° 131

Azerbaycan Tarihi, 1994, s. 601-602. Okulla ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Yeşilot, a.g.e., s. 66. İsmail, a.g.e., s. 242.

55


Azerbaycan'a gelir. Sulama yolu ile Amerikan cinsi pamuk üre­ timi artar ve çır-çır fabrikalan çoğalır. Kafkasya'da tütüncülüğün gelişmesiyle sigara fabrikası açılır. 132 XX Yüzyılın başlarında da Azerbaycan köylüleri daha önceleri olduğu gibi ağırlıklı olarak ekincilik, bağcılık ve hayvancılıkla uğraş­ maktadır. Buğday, çeltik, pamuk ve arpa en fazla ekilen üründür. Aynca ipekçilik halkın önemli bir geçim kaynağıdır. Bakı1, Göyçay, Şamahı, Nuha ve Şuşa'da üzümcülük yapılmaktadır. Hayvancılık, özellikle de koyunculuk, halkın önemli uğraş alanlarından biridir. Aynca bu dönemde madenlerin çıkarılmasında ve tütün yetiştir­ mede önemli muvaffakiyetler elde edilmiştir.133

Kültürel Aydmlanma Dönemi Eğitim

XIX. Yüzyılın birinci yarısında Azerbaycan'ın eğitim ve kültür hayatında bazı önemli gelişmeler olmuştur. Özellikle bu dönemde Ahbasgulu Ağa Bakıhanov'3'1 (1794-1847), Mirza Şefi Vazeh (1804185 2) ve Mirza Fethali Ahundov (1812-1847) halkın eğitilmesi için çalışmışlardır. Bu dönemde Bakıhanov, halkın eğitim seviyesini yükseltmek, cahilliğe karşı mücadele etmek düşüncesiyle, hükümete yeni usullerle eğitim yapan okullar açmak için başvurur. XIX. Yüzyılın birinci yansında Azerbaycan'da esas eğitim kurumlan mescitlerin nezdinde olan mektepler ve medreselerdir. 132 Baykara, Aurbaycan İstik.lal Mücadelesi 13.'1

134

Tarihi, s. 45. Daha fazla bilgi için bkz. T.T. Veliyev, İmperializm Dövründe Aurbay­ canın Senayesi ve Proletariatı, Bakı, Elm, 1987. Abbas Kuliağa Bakihanov (1794-1847) XIX. yüzyılın birinci yansında Azerbaycan'ın tanınmış şair, yazar ve tarihçisi olup, milli uyanış devri­ nin büyük şahsiyetlerindendir. Avrupai metotlarla yazılmış eserleri ve fikirleriyle Azerbaycan'ın milli ve medeni uyaruş hareketinin öncülerin­ den biri olur. En önemli eseri Gülistan-ı İrem'dir. Daha fazla bilgi için bkı. Veli Habiboğlu, Abbasgulu Ağa Bakıhanov, Bakı, Kençlik, 1992.


Azerbaycan'da Rus işgalinden sonra Azerbaycan-Rus okulları açıl­ maya başlanır. Ruslann bu okullan açmaktaki esas gayesi, bölge halkını tam olarak Rusya'ya bağlamak ve Ruslaştırmaktır. Ancak, hu okullarda okuyan gençler, gelecekte ülkelerinin gelişmesinde

önemli işler yapacaklardır. XIX. Yüzyılın ikinci yansında Azerbaycan'da değişmeye

başlayan sosyal, iktisadi ve siyasi hayat etkisini eğitim ve kültür hayatında da göstermeye başlar. Bakı1 şehri aynı zamanda bir kültür merkezi haline gelmeye başlar. Bu dönemde de eğitim kurumlan olarak mektep ve medreseler toplum hayatında önemli bir yer tutmaktadır. Tahminen sayılan 7oo'ü bulan bu mekteplerin her birinde ortalama ıoo öğrenci eğitim görmektedir. Dersleri ınollalann okuttuğu bu kurumlarda eğitim paralıdır. Çocuk­ lara Kur'an-ı Kerim, Farsça ve Tarih dersleri okutulmaktadır. Medreselere ana dilini ve Farsça'yı bilen 16 yaşından büyükler kabul edilmektedir. Eğitimin parasız olduğu bu kurumlarda Arapça, Şeriat, Edebiyat, Felsefe, Mantık, Psikoloji ve İslam Tarihi dersleri vardır. 18901ı yılların sonuna doğru bazı med­ reselerde Azerbaycan Türkçesi ve Rusça dersleri de müfredatta yer almaya başlanmıştır.135 Azerbaycan'da 18301u yıllarda Şuşa, Nuha, Bakıl, Gence, Şamahı ve Nahçıvan'da Rus-Tatar okulları açılır. Daha çok zengin çocuklannın eğitim aldığı bu okullarda Azerbaycan Türkçe.si, Rusça, coğrafya ve dini ilimler okutulmaktadır. Azerbaycan'da ilk kaza mektebi 183o'da Şuşa'da açıldıktan sonra bunu 1831'de Nuha'da, ı832'de BakU'de ve 1833'de Gence'de açılan okullar takip eder. Bu okullarda dini ilimler, Rusça, coğrafya, tarih, matematik, güzel yazı, resim ve Azerbaycan Türkçesi dersleri okutulur.136 135

İsmail, a.g.e., s. 260-26ı.

136

Hüseyin Ahmetov, XIX. Asır Azerbaycan Mektebi, BakU, Maarif Neş­ riyyat, ı985, s. ıo.

57


Azerbaycan'da ilk iptidai mektepler ı853 yılından sonra Kuba, Lenkeran ve Ordubad'da açılır. Bu okullar sekiz yaşından büyük çocukları kabul etmektedir ve dini: ilimler, Rusça, Azerbaycan Türkçesi, matematik dersleri okutulmaktadır. 137

usul-i cedid138 okulu Ordubad'ta ı890'da Mehmet Sıtla Seferoğlu tarafından açılır. Yıne aynı şahıs tarafından ı894 yılında Terbiye adıyla bir okul açılır. l39 ı88o yılında BakU'de Azerbaycan'da ilk

Rus-Tatar Okulu adıyla Habib Bey Mahmutbeyli ve Sultan Mecit Ganiz.ade'nin gayretleriyle ilkokullar açılır. Azerbaycan'daki okulla r için öğretmen yetiştirmede ı876 yılında açılan Gori Seminariyası'nın büyük rolü olur. Bu Seminariya'run

ı879 yılında Azerbaycan

şubesi açılır.14° Üzeyir Bey Hacıbeyov, Celil Memmedkuluzade14',

ı37 138

Ahmetov, a.g.e., s. 16. Usul-i Cedid: Rusya Türklerinin geri kalmışlığını fark ederek modern eğitim vermenin yollarını arayan Gaspıralı İsmail Bey tarafından ge­ liştirilen, modern usulle ve milli terbiye ile eğitim veren okuldur. İlki 1884'de Kınm'da açılmıştır. Milli bütünleşmenin alt yapısını hazırlaya­ cak olan bu okullarda, İslami bilgilerin yanı sıra modern ilimler ve Rusça da öğretilir. Rus-Azerbaycan okulları gibi bu okullar da kadimciler tara­ fından yoğun bir şekilde eleştirilmişse de faaliyetlerinden ödün verme­ miştir. Zuhal Yüksel, "Gaspıralı ve Dil Birliği", Türk Edebiyatı Dergisi, No: 335, Eylül 2001, s. 19; Aynntılı bilgi için bkz. Mehmet Saray, Türk Dünyasında Eğitim Reformu ve Gaspıralı İsmail Bey (1851-1914), An­

kara, TKAE, 1987. Ahmet Caferoğlu, "Azerbaycanda Maarif Hareketleri", TK, No: 18, Nisan 1964, s.133. 14° Baykara, Azerbaycanda Yenileşme Hareketleri, s. 114. 141 XX. yüzyıl Azerbaycan edebiyatının en önemli simalanndan birisi olan Molla Nasreddin'in kurucusu Celil Mehmedkuluzade 1869'da Nahçıvan'da doğmuştur. Gürcistan'daki öğretmen okulunu bitirdikten sonra Nahçıvan'a dönerek ıo yıl burada öğretmenlik yapmıştır. 18871903 yıllannda Nahçıvan'da ve Erivan'da Emniyet idaresinde müter­ cim olarak çalışan Mehmedkuluzade, 1903'te Tiflis'e giderek burada Şarki Rus gazetesinde çalışmaya başlamıştır. 1906'da Azerbaycan ede­ •39

biyatında bir akım olacak. Molla Nasreddin'i çıkarmaya başlar. 1920'de 58


Neriman Nerimanov142, Reşit Bey Efendiyev, Necef Bey Vezirov, 1 1 . Mahmudbeyov, Feridun Bey KöçerJi143 gibi önemli şahıslar buradan mezun olurlar.ı+ı Yüzyılın sonuna doğru bazı kütüphane Bolşevikler iktidara gelince İran'a gider. 1921'de Nerimanov'un daveti üzerine Bakfi'ye gelen Mehmedkuluzade 1932'de vefat etmiştir. İsa Habibbeyli, Celil Memmedkuluzade, Balo, Şerk-Gerb, 1994, s. 4-24; Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatlan Antolojisi, s. 152-155; Hüseynov, a.g.e., s. 77-116. 14• XX. yüzyılın başlannda Azerbaycan'ın sosyal ve siyasi kaderinde etkili olan Neriman Nerimanov (1870-1925) Tiflis'te doğmuştur. İlk eğiti­ mini burada aldıktan sonra, Gori öğretmen okulunu bitirmiş ve Bar­ cali kazasındaki Kızılhacılı köyünde öğretmenliğe başlamıştır. 199ı'de Bakı1'ye gelerek burada öğretmenliğe başlayan Nerimanov, burada ilk okuma salonunu açar. Daha sonra Novorosiyski Üniversitesini bitire­ rek Bakıl şehir hastanesinde doktor olarak çalışır. Tiflis'e gidip doktor­ luk yaptığı sırada tııtııklanarak Meteh kalesine kapatılır ve buradan da Heşterhan'a sürülür. 1914'te Bakfi'ye dönerek tekrar doktorluk yapmaya başlar. 19t7'de Hümmet Bolşevik Cemiyetinin başkanı, 192o'de de Aze.r­ baycan Komünist Partisinin başkanı seçilir. 1925 yılında Moskova'da vefat eder. "Neriman Nerimanov", ASE, C: VII, 1983, s.226-228; Firu­ dun Hüseynov, a.g.e., s. 147-164; İsa Habibbeyli, XX Yüzyılın Başla­ nnda Yaşayan Azerbaycan Yazarlannın Biyografileri, Aktaran: Recep Toparlı, Erzurum, Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Yayını, 1992, s.64-66; Firudun Köçerli,"Halgımızın Böyük Oğlu", Azerbaycan Mektebi, No: 4, 1990, s. 8-16. 143 Dönemin önde gelen aydınlarından olan Feridun Bey Köçerli (1863-1920) ilk eğitimini Şuşa'daki medresede aldıktan sonra Rus okuluna gider. Gori öğretmen okulunu bitirdikten sonra Erivan lisesine atanır. Burada çalı­ şırken tercümeler yapmakta ve makaleler yazmaktadır. 1895 yılında 23 yıl çalışacağı Gori öğretmen okuluna tayin edilir. Köçerli'nin Kaspi, Keş­ kül, Kafkas, Debistan, Molla Nasreddin gibi yayın organlannda maka­ leleri yayınlanır. Köçerli 192o'de Taşnaklar tarafından yakalanarak öl­ dürülür. Türkiye Dışındaki Türk Edebiyattan Antolojisi: Azerbaycan Türk Edebiyah, Ankara, Kültür Bakanlığı, 1993, s. 124,125. Köçerli'nin Gori Öğretmen okulundaki faaliyetleri için bkz. Sadık Şükürov, Gence Mekteplerinin Tarihinden, Bakı, Maarif Neşriyyatı, 1990, s. 83-<}2. 144 İsrafil İsmayılov, Dünya Azerbaycanlılan XX Esrde, Bakı, y.y., 1997, s. 8. .

59


ve loraathaneler açılır. Bunlardan en meşhuru 1894 yılında Nerirnanov'un BakU'de açtığı loraathanedir.14s Siyasi ve Kültürel Bir Güç Olarak Basının Ortaya Çıkışı

Azerbaycan Basmmda Hazırlık AJaması (1905 Öncesi) Azerbaycan Türklerinin milli, medeni ve fikri uyanışında en büyük vazifeyi yapan gazete ve dergiler olmuştur. Gazete ve dergiler, Azerbaycan' da edebiyat ve sanatın gelişmesinde önemli rol oynadıkları gibi, Azerbaycan Türkçesinin, Farsça'nın tesirin­ den kurtulması, sade ve anlaşılır bir hal almasında da yardımcı olmuşlardır.146 Gazeteler, Rus hakimiyetindeki Türk bölgelerinde diğer bölgelere nazaran daha geç yayınlanmıştır. Buna Rus hü­ kümetinin Türkçe neşriyata izin vermeyerek, uyguladığı baskı politikası sebep olmuştur. Azerbaycan Türkçesiyle ilk gazete 1832 yılında Tijlisski.e

Vedomosti gazetesinin ilavesi olarak yayınlanan Tatarski.e Vedo­ mosti (Tatar Haberleri) olmuştur. Gazetenin hazırlanmasına A Bakıhanov bizzat iştirak etmiştir. Ancak birkaç sayı çıkabilen bu ilavede Rus hükümetinin emirleri, vergi kanunları, resmi haberler ve ilanlar bulunmaktadır. Yine Tiflis'te çıkan Za.kavkazski. Vest­ nik (1838-1864) gazetesinin 1845 yılındaki sayıları Kajkazın Bu Tarafının Haberi adıyla Azerbaycan Türkçesiyle yayınlanmıştır. Bu da öncekiyle aynı maksatla neşredilmiştir. Gazetenin şu anda yalnızca 4 Ocak 1845 tarihli birinci sayısı mevcuttur.147 Azerbaycan'da matbuatın esaslı ilk örneği Eki.nci'dir. Hasan Melikzade Zerdabi tarafından 1875-1877 yılları yayınlanan gazete Azerbaycan Tarihi, 1993, s. 222. 146 A Bennigsen-L.C. Quelquejay, Stepte Ezan Sesleri, Çev. Nezih Uzel, İs­ tanbul, İrfan Yayımcılık, 1994, s. 73. 147 N.F.Ahundov, Azerbaycan Matbuatının İlki-Ekinci Gcuetinin ıoo Yıllığı Münasebetiyle, Bakı, 1976, s. 3-4; Veli Memedov, Gauta Ekinci, Baku, 1977, s. 3. 145

60


Azerbaycan'da birçok ilki gerçekleştirmiştir.'48 Ekinci'den sonra Celaleddin ve Hacı Said Ünsizade kardeşler tarafından 1879'da Tiflis'te Ziya gazetesi çıkarılmaya başlanmıştır. Bu gazete 1880 yılından sonra Ziyayı Kafkasya adıyla çıkmaya başlar. Toplam 104 sayısı çıkan gazete 2 Temmuz 1884 tarihinde kapanır.149 Yine Ünsizade kardeşler tarafından 1880 yılında Tiflis'te Keşkül gazetesi neşredilmeye başlanır. Bu iki gazetenin de yayın politikası Ekinci gazetesiyle paraleldir. Tiflis'te Mehmet Ağa Şahtahtlı tarafından 30 Mart 1903 tarihinden itıbaren çıkarılmaya başlanan Şark-ı Rus başlangıçta üç günde bir yayınlanırken daha sonra Azerbaycan'ın ilk günlük gazetesi unvanını alır. Kısa bir süre sonra Bakfi'ye nak­ ledilerek burada neşredilen gazete; edebi, siyasi ve içtimai karakter taşımaktadır.•so Şark-ı Rus gazetesinde Abdürreşid İbrahim, Fatih Kerimi, Rızaedddin Fahreddin gibi Türk dünyasının yazar ve fikir adamlarının makaleleri de yayınlanmaktadır.'5' Bu gazetelerin yanında önceleri Kuzmin tarafından yayınla­ nan daha sonra Sokolof tarafından çıkarılırken Tagiyev'in satın aldığı Kaspi gazetesi Rusça olmasına rağmen Azerbaycan Türkleri açısından bu dönemde önemli bir yere sahiptir. Kaspi'nin redak­ törlüğü uzun süre Ali Merdan Topçubaşı tarafından yürütülmüş olup, dönemin ileri gelen fikir �damlarının yazılarına bu gazetede sıkça yer verilmiştir. Zerdabi de ölümüne kadar Kaspi gazetesinin yönetiminde hem görev alır, hem de makaleler yazar. Bakfi'de 189011 yıllarda Kaspi, Bakinskiye İzuestiya ve Baku adlı Rusça '48

"Azeri Matbuatının Muhtasar Tarihçesi", Yeni Kafkasya, İstanbul, No:

'49

9, 1926, s. 5. Ziya 76 sayı çıktıktan sonra Ziyayı Kafkasya adı ile devam eder. 107

0•0 •••

sayı yayınlandıktan sonra gazete 1883'te Şamahı'ya nakledilir. Gazete toplam 183 sayı neşredilir. Maarife Hacıyeva, Şahin Köktürk, "Azerbay­ can Matbuat Tarihinden", 1Y, No: 101, Ocak 1996, s. 48. M.E. Resulzade, Azerbaycan Cumhuriyeti, Bakı, E1m, 1990, s. 18. İbrahim Yüksel, Azerbaycan'da Fikir Hayatı ve Basın, İstanbul, Acar Yayınlan, 1988, s. 98.

61


gazeteler yayınlanmaktadır. Azerbaycan'da hür basın ancak 1905 ihtilalinden sonra başlayabilir. Çarlık Rusyası'nın basla politikası uyguladığı 1905 ihtilaline kadar olan dönemde bütün Rusya'da Türkçe olarak 12 gazete ve dergi çıkmıştır.ıs2 Azerbaycan Türkleri, Ekinci'nin neşrinden

Şark-ı Rus'un kapanmasına kadar geçen 35 yıllık zaman içinde biri Rusça olmak üzere altı gazete ve dergi çıkarır. Bunlar Azerbay­ can Türklerinde siyasi ve içtimai fikir birliği meydana getirmek, çağdaşlaşmak, millet meselelerini ortaya koymak ve cehaletle mücadele alanlarında ilk tohumları atmışlardır. 1905 sonrası döneme iyi birer örnek ve hazırlık olmuşlardır.

Basında ı. Afama (1905-1907) XIX. yüzyılın son çeyreğinde çıkan Ekinci, Keşkül ve Ziya

kapandıktan sonra 1905 inkılabına kadar Çarlık hükümeti tara­ fından Azerbaycan Türklerine basın yasağı getirilmiştir. 189o'da Samet Bey Mihmandarlı'nın gazete çıkarmak isteği reddedilmiştir. 1896'da Mehmet Ağa Şahtahtlı'nın Tiflis adlı gazete çıkannak isteği, 1899'da Nerimanov'un Taze Haberler ve 1901'de Mektep adlı gazete çıkarmak istekleri çeşitli bahaneler ileri sürülerek kabul edilmemiştir. ı53 Rusların 1905'de Japonlara mağlup olmalanndan sonra yapılan ihtilal hareketiyle, Çarlık hükümeti meşruti bir idareyi kabul etmek durumunda kalır. Bu durum bütün Rusya Türkleri ısz

153

62

1905 yılından önce Azerbaycan'da gazetelerin dışında diğer Türk boyla­ nnın Rusya'da yayınlanan gazete ve dergiler şunlardır; Türkistan Vila­ yeti Gazetesi, Taşkent 1870; Tonguç, Bahçesaray 1881; Tercüman, Bah­ çesaray 1883; Dala Vilayeti, Omsk 1888; Mirat, Petesburg 1902; Nur, Petersbug 1904. Nadir Devlet, Rusya Türklerinin Milli Mücadele Tarihi (1905-1917), Ankara, TI'K, 1999, s. 42; Yüksel, a.g.e., s. 92-93· Hüseyin Baykara, «1905 ve 1917 Rus İııkı13plan Arasında Azerbaycanda Basınn, TK, No: 18, 1964, s. 114.


arasında olduğu gibi Azerbaycan'da da nispi bir serbestlik meydana getirir. Bundan sonra birçok alanda olduğu gibi basın hayabnda da gözle görülür bir canlanma olur. 1905'den sonra başta Hacı Zeynelabidin Tagiyev, Murtaza Muhtarrov, İsa Aşurbeyli gibi zenginlerin verdiği destek ve himayeleri altında basın faaliyetleri önemli ölçüde artar. Bu dönemde neşredilen en önemli gazetelerden biri Hayat'b.r.

Ocak 1904-1906 yılları arasında yayınlanan Hayat günlük, siyasi, ilmi, edebi ve ticari bir gazetedir. İlk sayısı 7 Haziran 1905 tarihinde çıkan gazete toplam 3 25 sayı çıkabilmiştir. Sahibi Tagiyev olan

bu gazetenin yönetiminde Ali Merdan Topçubaşı, Ahmet Ağayev, Hüseyinz.ade Ali154, Haşim Bey Vezirov ve Neriman Nerimanov gibi devrin ileri gelen fikir adamları vardır. Gazetenin yayın politikası halkın cehaletten kurtulup muasır medeniyet seviyesine ulaşması

doğrultusundadır. Gazete, özellikle Hüseyinzade Ali'nin de tesiri ile edebi ve matbuat dili olarak Osmanlıcanın kabul edilmesini ve Türklüğün İslamiyetten ayrı düşünülemeyeceğini savunur. Hayat '54

Türkçülük akımının öncülerinden biri olan siyaset adamı, gazeteci-yazar ve hekim olan Hüseyinzade, 1864 yılında Salyan'da doğmuştur. 1889'da Petersburg'ta Askeri Tıp Akademisini bitirdikten sonra İstanbul'a ge­ lerek Tıbbiye'ye kayıt olur. 1903 yılında Azerbaycan'a dönen Hüseyin­ zade, Ağaoğlu'yla beraber Tagiyev'in maddi desteğiyle Hayat gazete­ sini çıkanr. Yazar, Hayat kapandıktan sonra Füyuzafı neşretmeye başlar. 1909'da tekrar İstanbul'a gelen Hüseyinzade burada İttihad ve Terakki'nin merkez yönetiminde görev alır. 1926'da Darülfünun'da Tıp profesörlüğüne atanır. Yazılannda "Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasır­ laşmak" fikirlerini işleyen yazar, Türkçülük ve Turancılık konusunda makaleler yazmıştır. Birçok tercümesi ve ki�abı bulunan yazar 1941 yı­ lında İstanbul'da vefat eder. Ali Haydar Bayat, Hüseyinziide Ali Bey, Ankara, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınlan, 1998, 9-33; A. Bennigsen, C. Lemercier-Quelquejay, L1slam En Union Souietique, Paris, Payot, 1968, s. 54; Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatlan Anto­ lojisi, s. 135,136; Ali Bey Hüseyinzade: Siyaseti-Funıset, Haz. Ofelya Bayramova, Bakı, Elm Neşriyyatı, 1994.


gazetesi, gerek yazı kadrosu gerekse milli karakteri ile Azerbay­

1906 yılı başlarında o dönemde bir Türkçe gazete için çok önemli bir tiraj olan 2 bin can

Türkleri arasında büyük ilgi görür ve

soo'e ulaşır.155 İhtilal'den sonra yayınlanan bir diğer gazete ise

İrşad'Clır.

1905 yılı sonunda Hayat gazetesi yönetimindeki Ali Merdan Top­ çubaşı ile Ahmet Ağaoğlu arasında anlaşmazlık çıkar. Ağaoğlu, İsa .\şurbeyli'nin maddi desteğiyle önce haftalık sonrada günlük olarak

İrşad'ı neşretmeye başlar. İrşad'ın yazar kadrosunda Nerimanov, Mehmet Emin Resulzade ve Üzeyir Hacıbeyli gibi önemli şahıslar vardır. Gazete başlığının hemen altındaki "Hürriyet, Adalet, Mu­ savat" kavramlarını kendisine rehber edinir ve 3 bin tiraja kadar

1901de lasa süre kapatıldıktan sonra yeniden açılan İrşadın faaliyetine idari makamlarca 1908 yılında son verilir.'56 ulaşır.

Hümmet gazeteı;;i ilk önceleri gizli olarak yayınlanırken daha sonra Baku'de kurulan Sosyal Demokrat Müslüman Hümmet Partisi'nin resmi yayın organı olur. Yayın hayatı çok uzun sürme­ yen bu gazete kısa sürede kapatılır. Bakfi'de Ermenice ve Türkçe olarak 26 Mayıs

1906 tarihinden itibaren yayınlanmaya başlayan

Koç Davet gazetesinin amacı, Müslüman-Ermeni ihtilafına son vermektir. Yazarları arasında Nerimanov, Meşedi Azizbekov, Sultan Mecid Efendiyev, Şaumyan, Klunyanc, Çaparidze gibi meşhurlar vardır. Gazete 16 sayı çıktıktan sonra hükümet emriyle kapatılmıştır. 157 Bakfi'de Mehmet Emin Resulzade yönetiminde haftalık, işçi menfaatlerini savunan Tekamül gazetesi 16 Aralık 1906 tarihinden Alexandre Bennigsen-Chantal Lemercier-Quelquejay, La. presse et le mouvement national chez [es Musulmans de Russie avant ı920, Paris, Mouton&Co, 1964, s. 118-119; Yüksel, a.g.e., s. 100-101. 1s6 .&erbaycan Dövri Matbuatı 1875-1990: Bibliografiya, Haz. Solmaz Rüs­ temova, Bakı, Azerneşr, 1993, 141; Bennigsen-Quelquejay, La Presse.. . , 155

s. ı57

107-109.

Bennigsen-Quelquejay, La. Presse ... , s. 121-122.


itibaren yayınlanır. Bu gazetenin kısa süre sonra kapatılmasın­ dan sonra aynı fikirleri savunan Yoldaş gazetesi çılanaya başlar. ı\sadullah Ahundov yönetiminde neşredilen gazetenin yazarları :ırasında Nerimanov, Azizbekov ve Efendiyev gibi sosyalistlerin ileri gelenleri bulunmaktadır. Gazete ilk sayısı 28 Ağustosta ya­ vınlandıktan sonra ancak üç sayı çıkar ve Bakıl Valisinin emriyle kapatılır.'58 Tagiyev'in maddi desteğiyle Haşim Bey Vezirov yöneti­ ıııinde Nisan 1907'den itibaren çıkarılan Taze Hayat milliyetçi, muhafazakar, sosyalizme muhalif, günlük, edebi, ilmi ve siyasi lıir gazetedir. Yazarları arasında Ağa Mirzazade, Celal Yusufzade, Fethali İrani gibi yazarların bulunduğu gazete İslamcılık yaptığı iddiasıyla 440 sayı çıktıktan sonra kapatılır.159 Bu dönemde çıkarılan gazetelerin yanında önemli dergiler de vardır. Bunların en önemlilerinden birisi Molla Nasreddin'dir. 7 Nisan 1906 tarihinde Tiflis'te Celil Mehmet Kuluzade tarafından neşredilmeye başlanan Molla Nasreddin haftalık, siyasi, içtimai ve mizahi bir dergidir. Azerbaycan fikir ve basın hayabnda iinemli ve büyük bir yere sahip olan derginin yazarları arasında Kuluzade'den başka, Sabir, Ömer Faik Numanzade, Ali Nazmi, Abdürrahim Hakverdili, Mehmet Said Ordubadi ve Ali Kulu Ne­ cefoğlu gibi aydınlar vardır.160 Dergi, Azerbaycan içtimai ve siyasi hayatını hiciv ve karikatürlerle ortaya koymaya çalışır ki, bunda da başarılı olmuştur.161 ·�" ·�9

A.e., s. 122-123. Azerbaycan Dövri Matbuatı, s. 41; Bennigseı;ı-Quelquejay, La Presse. . ., s. 112-113.

•6o

161

Molla Nasreddin'in Azerbaycan basınına tesiri baklanda bkz. Mir Celal Firudun Hüseynov, XX Esr Azerbaycan Edebiyyatı, Bakı, Maarif Neş­ riyyab, 1982, s. 43-58. Daha fazla bilgi için bkz. Eziz Mirehmedov, Azerbaycan Molla Nasred­ dini, Bakı, Yazıcı, 1980; Mir Celal Firidun Hüseynov, ömeklerleXX.Asır


Muhammed Hasan Efendizade ve öğretmen Ali İskender Ca­ ferzade tarafından on beş günde bir neşredilen Debistan dergisinin ilk sayısı bahar 1906'da çıkmıştır. Milliyetçi özelikleri bulunan dergi, sade bir Türkçenin gerekliliğini savunmuştur. Zerdabi de derginin yazarları arasındadır. 16 sayfa yayınlanan dergide İslam tarihi ve eğitimle ilgili bilgiler verilmektedir. Resimli pedagoji ve edebiyat dergisi olan Debistan 27 sayı neşredildikten sonra 1908'de kapanmıştır.162 Debistan'dan başka Rehber ve Bahar adlı iki

pedagoji dergisi daha aynı dönemde yayınlanmıştır.

Hayat gazetesinin kapanmasından sonra Tagiyev'in desteği ile 1 Kasım 1906 tarihinden itibaren Hüseyinzade Ali Bey tarafından Füyuzat dergisi neşredilmeye başlanır. Dergi edebi, ilmi, siyasi, içtimai, resimli, haftalık, İslami bir yayın organıdır. Hüseyinzade yazılarında Osmanlı Devletinin tanınması ve sevilmesi için çalış­ mıştır. Şii-Süru:ll ihtilafının kalkması için çalışan derginin yazarları arasında Hüseyin Sabri Ayvazof, Ahmed Raik, Mehmed Hadi ve Ahmed Kemal bulunmaktadır. Füyuzat Azerbaycan'da milli hareketin oluşmasına önemli katkılar sağlamıştır. 163 Siyasi ve Sosyal Teşekküller

1905 ihtilalinden sonra Azerbaycan'da artan basın-yayın ve kilittir hizmetlerinin yanında eğitim ve sosyal alanlarda da bir değişim gözlenmeye başlanır. Bu değişimin öncilleri Azerbaycan aydınlan ve anlan destekleyen Azerbaycan Türk zenginleridir. Azerbaycan'da eğitimin gelişmesi, halkın durumunun düzeltilmesi ve kültür seviyesinin yükseltilmesi için birçok hayır cemiyetleri

162 163

66

Azerbaycan Edebiyatı, Haz. Kemal Yavuz-Erol ihgen, İstanbul, Birle­ şik Yayıncılık, 2000, s. 21-56. Bennigsen-Quelquejay, La Presse. ., s. 129. Azerbaycan Dövri Matbuatı, s. 88; Bennigsen-Quelquejay, La Presse... , s. 110-111; Daha fazla bilgi için bkz. Şamil Veliyev (Köprülü), Füyıızat Edebi Mektebi, Bakı, Elm, 1999. .


kurulur. Bunlardan biri Tagiyev'in başkam olduğu 'Müslüman 1 layriye Cemiyeti'dir. Sekreterliğine Ahmet Ağayev'iıı seçildiği

cemiyetin üyeleri arasında M. Asadullayev, Ağabala Guliyev, İsabey Haciııski, Kamil Bey Seferaliyev, İsrafil Hacıyev, Alibey l liiseyinzade,

Hasan Bey Zerdabi, Ali Merdan Topçubaşov, Hacı

Aslan Aşurov, Abdulhalık Ahundov, Mehmed Rıza Vekilov gibi zenginler ve aydınlar vardır. Müslüman Hayriye Cemiyetinin amacı; fakir Müslümanları himaye etmek, fakir çocuklan sanat okullannda parasız okutmaktır. Tagiyev gazeteler vasıtasıyla Kafkasya'daki, liseyi bitinniş ve yüksek tahsil yapmak için maddi

imkfuu olmayanlar Türklere yardım edeceğini duyurur.1f>4 Birçok genç bu yolla yüksek tahsil yapma imkfuıı bulur. Birinci Dünya Savaşı sırasında çok faal olan cemiyet, mültecilere yardım ederek onların her türlü ihtiyaçlarını karşılar. Aynca Nargin adasında tutsak olan Türk askerlerine yiyecek ve giyecek yardımı yapar.1<>s Baku'de kurulmuş bir diğer hayır cemiyeti de 'Neşr-i Maarif Cemiyeti'dir. Ağustos 1906 tarihinde nizamnamesi tasdik edilen cemiyetin başkam Tagiyev olup, sekreteri ise A İ. Caferov'dur. Amacı, BakU'deki Müslümanların eğitilmesine yardımcı olmak, okullara yardım etmek, yeni okul, kütüphane, kıraathane açmak, öğretmen yetiştirmek, yoksul ve yetim çocuklan okutmaktır. 166 Cemiyetin bir amacı da; petrol sahasında çalışan işçilerin eğitil­ mesidir. Cemiyet üyeleri arasında N. Nerimanov, M. Azizbeyov ve Zerdabi gibi aydınlar vardır.167 N. Keykurun, Azerbaycan İstiklal Mücadelesinin Hatıra/an, Ankara, hke Kitapevi, 1998, s. 180. 165 Müslüman Hayriye Cemiyeti hakkında d�a fazla bilgi için bkz. Betül Aslan, I. Dünya Savaşı Esnasında Azerbaycan Türkleri'nin Anadolu 1"4

Tiirkleri'ne Kardaş Kömeği (Yardmu) ve BakU Müslüman Cemiyet-i Hay­ riyesi, Ankara, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınlan, 2000. 166 E. Tagiyev, Azerbaycanda Mektep Tarihi, Bakı, MaarifNeşriyyab, 1993, 93. "Neşri Maarif', ASE, C. VII, 1983, s. 235.

s. 167


Cemiyet, Balahani'de 30 kız öğrencisi olan bir okul açar.168 1907 yılında Bakıl'de bir sınıflı üç okul daha yapar. 1911 yılında bu okullardan 275 öğrenci mezun olur. Cemiyet'in bütün okulları ücretsizdir. Ancak bir dönem maddi sıkıntı çektiği için Emircan ve Buzovna'daki okullar kapanır.169 Cemiyet, harcamalarını zengin­ lerden para toplamanın yanında, ücretli müsamereler ve tiyatro oyunları sergileyerek karşılar.170 1913 yılında Cemiyet'in 13 okulu ve 940 öğrencisi vardır. 1914 yılında ise 16 okulda 1200 öğrenci eğitim görmektedir. 1917'de okul sayısı 26'ya çıkar. Bunlar bir ve iki sınıflı okullardır. Okullara her yıl 32 bin manattan fazla para harcanır. Fakir öğrencilerin okul malzemeleri temin edilir ve yüksek okullarda okuyan öğrencilere de burs verilir.171 Bakı1'de Müslüman Hayriye Cemiyeti ve Neşr-i M aarif Cemiyeti'nin dışında ı906'da Bakı1'de açılan 'Necat (Nicat) Cemiyeti'nin faaliyetleri de dikkat çeker.172 Necat Cemiyeti, Neşr-i Maarif Cemiyeti ile birlikte faaliyet gösterir. ı73 Necat Cemiyeti'nin nizamnamesi 22 Ağustos 1906 tarihinde kabul edilir. Nizamnameye göre cemiyetin amacı; Müslümanlar arasında eğitim çalışmaları yapmak, Müslüman çocuklara ilk, orta ve yüksek okul tahsili yaptırmak; Ana dilin ve edebiyatın gelişmesine yardımcı olmak; Müslümanlardan zor durumda olanlara gerek maddi gerekse manevi yardımda bulunmaktır. Cemiyetin başkanları M. Muhtarov ve İ. Aşurbeyov, sekreteri ise M.B. Hacıbabayev'dir. Cemiyetin tiyatro, edebiyat ve pedagoji bölümleri vardır.174 Üyeleri arasında Üzeyir Hacıbeyov, Cihangir Zeynelov, Mirzağa Aliyev, Hüseyinkulu 168

169

'"' 171

'"' 17J

'74

68

Azerbaycanda Halk Maarifinin İnkişaf Yolu; Bakı, Azerneşr, 1945, s. 126. Tagiyev, a.g.e., s. 94. "Neşri Maarif', ASE, s. 235. Tagiyev, a.g.e., s. 94. İsmail-İbrahimov, a.g.e., s. 47. "Nicat", ASE, C: Vll, 1983, s. 272. Tagiyev, a.g.e., s. 9ı.


Sarabski, Mehmet Emin Resulzade, Hüseyin Arablinski ve Sıtkı Ruhullah gibi aydınlar yer almaktadır.17s Cemiyet, Baku. ve civannda kütüphane, okuma salonlan, okullar açmak, Müslümanlann yaranna konserler düzenlemek, içtimai, siyasi ve ilmi sahalarda tartışmalar yapmak v.b. faali­ yetlerde bulunmaktadır. 1. Kafkas Muallimleri Konferansının toplanmasında, Azerbaycan'da eğitim ve kültürün gelişmesinde, milli tiyatro geleneğinin oluşmasında Necat Cemiyeti'nin rolü küçümsenemez. Necat Cemiyeti, fakir öğrencilerin okutulması, yüksek okul öğrencilerine burs verilmesinin yanında halk için akşam kurslan da düzenler. 1909'da bu kurslara katılanlann sayısı 28o'dir. Buraya sadece okuma yazma bilmeyenler değil, okuma bilenler de katılarak kendilerini geliştirmişlerdir.176 Necat Cemiyeti'nin teşebbüsü ile Gence, Şamahı, Şuşa, Lenkeran ve Ağdarn'da çeşitli hayır cemiyetleri ve okullar açılmıştır.177 1904 yılında Vali Genaral Fadeyev'in izniyle Bakıl'de Hidayet

Cemiyeti kurulur. Bu cemiyetin asıl amacı dini fanatizme karşı mücadele etmektir. Aynca sokaklarda kadınlan rahatsız edenlerle, para için adam öldürenleri valiye bildirmekte ve ceza almalanm sağlamaktadır. Cemiyetin idare heyeti on kişiden oluşmaktadır. Tagiyev, İsa Bey Hacınski, Mir Muhanuned Kerim, Molla Ru­ hullah, Ahmet Ağayev, Mustafa Bey Aliyev cemiyet yöneticile­ rinden bazılandır. Cemiyet, batıl inamşlann ve dini fanatizmin halkın üzerindeki tesirini azaltmak için uğraş vermiştir. Cemiyet üyeleri bu çalışmalan yaparken mollalarla mücadele etmişler ve onlar tarafından tehdit edilmişlerdir. Bu tehditlerin sonucunda Molla Ruhullah öldürülınüş17B ve Mir Muhammed Kerim'in evi yakılmıştır. •7s

İsmail-İbrahirnov, a.g.e., s. 47.

•76

Tagiyev, a.g.e., s. 92. "Nicat", ASE, s. 272. G. İlkin, Bakı ve Bakılı/ar, Bala, Zaman Neşriyyatı, ı998,

177

•78

s.

218. 69


1905 ihtilalinin siyasi hayata getirdiği canlanma neticesinde bazı siyasi teşekküller ortaya çıkmaya başlar. 1905 yılına Ahmet Ağaoğlu tarafından Gence'de 'Difai' adında bir parti kurulur. 1905 ihtilalinden faydalanan Ermeniler Rusya'nın da tahrikiyle silaha sanlarak Erivan, Nahçevan, Ordubad, Karabağ, Gence, BakU ve Şirvan gibi bölgelerde silahsız Türklere saldırmaya baş­ larlar. Ermenilerin bu saldınlan karşısında Azerbaycan Türkleri kendilerini korumak için faaliyete geçerler. Difai partisi zamanla teşkilatlanarak BakU, Gence ve Karabağ'da şubeler açar. BakU'de basılan bildiriler halka dağıtılmaktadır. Bu şekilde halkı bir arada tutmayı ve bilinçlendirmeyi amaçlamaktadırlar. 19ofden sonra Rusya'da baskı rejiminin yeniden şiddetlenmesi ile teşkilat başkanı Ağaoğlu Türkiye'ye göç eder. Ağaoğlu'ndan sonra başsız kalan Difai dağılır.'79 Azerbaycan'da faaliyet gösteren bir diğer siyasi teşkilat ise 'Hümmet (Baku Sosyal Demokrat Partisi)'tir. Hümmet Partisi Azerbaycan'da kurulan ilk parti olma vasfı yanında ilk Müslüman sosyalist parti sıfatını da beraberinde taşır. Kuruluşu 1901 yılına kadar inen teşkilatın ilk olarak BakU'de faaliyetlerine rastlanır. Kuruculan arasında St. Petersburg'tan gönderilen teşkilatçı Rus sosyal demokratlan, BakU'ye sürgün olarak gönderilen ihtilalci Ruslar, Tiflis'teki güçlü yer altı teşkilatına sahip Gürcü sosyal de­ mokratları bulunrnaktadır.'eo BakU sanayi tesislerinde çalışanların büyük kısmının Türk olması nedeniyle komite, kendisine yardımcı olacaklaruu düşündüğü, ihtilalci :fikirleri savunan Türkleri bünyesine dfilıil eder. Neticede 1905 yılında ilk Türk sosyal demokrat partisi 179

180

70

Daha fazla bilgi için bkz. Dilare Seyidzade, Azerbaycan XX Esrin Evvel­ lerinde: Müstegilliye Aparan Yollar, Bakı, Azerbaycan Respublikası Ki­ tab Cemiyeti, 1998, s. 122-131; Bagirova, a.g.e., s. 168-188. Hümmet hakkında geniş bilgi için bkz. İ.S. Bagirova, Politiceskiye par­ tii i organizatsii Azerbaydjana v naçale XX veka: 1900-1917, Baku, Elm, 1997, 29-44; Nesrin Sanahmetoğlu, "Azerbaycan'ın Bolşevik Par­ tisi Hümmet", Toplumsal Tarih, No: 51, Mart 1998, s. 56-60.


olan Hümmet ortaya çıkar. Kurucuları arasında Mehmet Emin Resulzade, Mehmet Ali Resuloğlu, Neriman Nerimanov, Sultan Mecid Efendiyev, Meşedi Azizbekov, A Çaparidze, Stalin (Cugaş­

vili) ve Şaumyan yer almaktadır.'81

Hümmet kısa sürede Güney

Kafkasya'da teşkilatlanmasuu tamamlar. Buna karşın 1907 yılında haşlayan Stolipin'in sert yönetimi ve bu politikanın Kafkasya'da uygulanışı Hümmet'in gücünü kısa sürede kırmış ve teşkilatın dağılmasına sebep olmuştur. Bünyesindeki Menşevik-Bolşevik çekişmesine rağmen 1907 yılına kadar bütünlüğünü bozmayan hu teşkilat, liderlerinin tutuklanmaları veya yurt dışına kaçmak zorunda kalmaları yüzünden 1907-1917 yılları arasında yarı gizli faaliyetlerine devam etmiştir. 182 Hümınet'in idareci kadrosunda yer alan pek çok kişi daha sonraki yıllarda partinin düşünce ya­ pısından tamamen farklı bir istikamete yönelmişlerdir.

Milli Kadroların Oluşması ve Aydınlar Sınıfının Teşekkülü Rusya'nın Azerbaycan'ı istilasından sonra, önce Rusçayı, ardından bu dilin edebiyatı ve yardımı ile de Batı Avrupa mede­ niyetini tanıyıp öğrenen Türkler arasından yeni bir aydın zümresi yetişmiştir. Batı düşüncesi ile temasa geçen bu Türk aydınların üzerinde Fransız ihtilalinden sonra Avrupa'da oluşmuş bulunan hürriyetçi düşüncelerin, demokrasi idealinin, halkçılık prensiple­ rinin büyük tesiri olmuştur. Rus aydınlarında olduğu gibi Batı düşüncesi, yerli, milli ve dini düşüncelerle çeliştiği için Türk aydınlar bunalıma girer. Ba­ zıları tamamen Batı tarzı düşünceleri -ki dolayısıyla Rus tesirini­ reddederek kendi içlerine kapanırlar. Bi� kısmı da tam tersine dini ve milli kültürü kısmen veya tamamen reddederek "Batıcı" 1 81

182

Abdulhalıik Çay, "1905-1917 Yıllarında Azerbaycan'daki Türk Siyasi Ku­ ruluşları", TKA, XXVII/1-2, 1989, s. 41. Çay, a.g.m., s. 43; Chantal Lemercier-Quelquejay, Azerbaycan'da İsla­ miyetin Durumu, Çev. Nursel İçöz, Ankara, ODTÜ, 1986, s. 6.

71


düşünceleri benimserler. Diğer bir lasmı da Türkiye'deki aydınlan örnek alarak sentezci bir yol tutarlar.183

XIX. yüzyılda Azerbaycan'da aydınlan yerel zenginler, köyler­ den ve şehirlerden olan orta kesim temsilcilerinden oluşmaktadır. Onlardan bazıları, kendi yeteneklerine ek olarak, bazı olumlu şartlardan da yararlanınalan sayesinde eğitim görürler. Çarlık yönetimi Türk zenginlere güvenmemekte, onların faaliyetlerini kuşku ile takip etmektedir. Türklerin yerel yönetimlerde etkisi­ nin sınırlandırılması ve merkezi yönetime sokulmaması Çarlığın politikalarının temelini oluşturmuştur. 1114 Baku'deki zengin petrol yataklarının kullanılması sayesinde sanayinin hızlı gelişmesi Azerbaycan Türkleri için yeni birçok imkan ortaya çıkarmıştır. Bu süreçte zengin bir Türk zümresi doğmuştur. Tagiyev, Nagıyev, Asadullayev, Aşurbeyli vb. zenginler servetlerinin bir kısmını halklarının eğitimi ve milli kültürlerinin gelişimi için harcamışlardır.'85 Buııların da etkisiyle XX. yüzyılın başlannda Çarlık yönetimin baskısına rağmen, Türklerin eğitim düzeyi yükselmeye ve aydııılannın sayısı da artmaya başlamıştır. Bakıhanov, Ahundov, Zerdabi, Memmedkuluzade, Sabir, Hacıbe­ yov gibi aydıııların çalışmalan gerek eğitimde gerekse halkın milli şuurunun oluşmasında büyük katkı sağlamıştır.

XIX. yüzyılın birinci yarısında Kasım Bey Zakir186 ve Abbas Bakihanov gibi aydınlar halkın cehaletten kurtulması 183

Yavuz Akpınar, Azeri Edebiyatı Araştınnalan, İstanbul, Dergah Yayın­ lan, 1994, s. 44. 1114 Rasim Musabeyov, "Azerbaycan Politik Elitinin Oluşumu ve Tarihsel Özellikleri", SA, C: il, No: 23, Mart 2002, s. 108. 18s A Bennigsen, C. Lemercier-Quelquejay, L'Islam En Union Sovietique, 186

s. 53. Kasım Bey Zakir (1784-1857) Azerbaycan'ın milli ve medeni uyanışının en gözde şahsiyetlerinden biridir. Eğitimini Şuşa'da tamamlar. Rus zul­ müne karşı mücadelesi ile tanınan Kasım Bey kendi toplumundaki ceha­ letin giderilmesi için çalışır. Bundan dolayı da kendisine Azerbaycan'ın

72


ve seviyesinin yükselmesi için mücadele edenlerin başında gelmektedir. XIX. yüzyılın ikinci yansında ise Azerbaycan'da M. F. Ahundov, H. M. Zerdabi, N. Nerimanov, H. B. Vezirov, M. Genizade, H. Mahmutbeyov, F. Köçerli, S. A. Şirvani ve A. B. Hakverdiyev adlan öne çıkan aydınlardan bazılarıdır. XX. yüzyılın başlarında Azerbaycanlı gençler Moskova, Petersburg, Fransa, İngiltere ve Almanya'da üniversite eğitimini tamam­ ladıktan sonra Azerbaycan'a dönerler. Bu aydınlar ülkelerine döndükten sonra halkın eğitilmesi ve özgürlüğü için çalışırlar. Tagiyev'in sabıl aldığı Kaspi gazetesi etrafında toplanan 7.erdabi, Ağaoğlu, Hüseyinzade, Vezirov ve Topçubaşı gibi aydınlar ve Azerbaycan Türklerinin meselelerini gazete sayfalarında gün­ deme getirmeye başlarlar. XX. yüzyılın başlarında Azerbaycan edebiyatındaki realizm

en yüksek seviyededir. Bolşevik yayınlardaki şiirler, denemeler, işçi ve köylü hayatından bahseden yazılar, Azerbaycan'da prole­ ter edebiyatın ilk örneklerini teşkil etmektedir. N. Nerimanov, S. M. Efendiyev, C. M Kulizade ve M. E. Sabir gibi yazarlar bu

edebitatın temsilcileri olmuşlardır. Diğer taraftan bu tenkitçi realizmin gelişmesinde M. S. Ordubadi ve A. Hakverdiyev çok büyük katkıda bulunmuştur. Daha sonraki yıllarda realizm ile romantizm arasındaki gerginlik artmaya başlamıştır. Muhafazakar romantizmin savunucuları olan İ. Tahir, A Münzib gibiler ile M. Hadi, A. Sıhhat ve H. Cavit'in eserleri çağdaş fikirleri ihtiva eder; çünkü bu dönem Azerbaycan'da billıassa edebiyat sahasındaki fikir çatışmalarının en yoğun yaşandığı zamandır. Füyuzat, Şelale gibi yayınlar ve onların etrafın4a toplanan A Hüseyin­ zade, A Ağaoğlu, S. Eynulla gibi aydınlar açıkça milliyetçiliği savunmaktadırlar. 187

'87

milli şairi adı verilmektedir. Feyzulla Gasım7.ade, XIX Asr Azerbaycan Edebiyatı Tarihi, Bakı, Maarif Neşriyyab, 1974, s. 206-234. Sanahmetoğlu, "Azeri-Ermeni İlişkileri", s. 57.

73



Zerdabi'nin Hayatı

Çocukluk ve Gençlik Ylllan Azerbaycan milli matbuabnın ilk gazetesi olan Ekinci'yi neş­ reden, matbaacı, pedagog, ilk milli tiyatronun kurucusu, yazar, eğitimci, fen bilimci, hayırsever, halkçı, milliyetçi, Kafkaslar'da birçok ilke öncülük etmiş aydın bir kişi olan Hasan Bey Melikzade Zerdabi, 12 Kasım 183 7 tarihinde Göyçay kasabasının Zerdab köyünde doğmuştur.188 Zerdabi zamanla yoksullaşmış zengin ve 188

Zerdabi'nin doğum tarihi tarbşmalıdır. Hanımı Hanife Melikova'nın ka­ leme aldığı, "Hasanbey Melik.ov Zerdabinin Tercümeyi Halı", Revolyosiya i kultura, No: 6, Bakı, 1939, s. 112, makalede 12 Kasım 1837 tarihinde doğ­ duğu yazılmaktadır. Aynı görüş; Zaman Memmedov, Hasanbey Zerdabi, Bakı, Azerbaycan Uşak ve Gençler Edebiyab Neşriyyab, 1957, s. 26'da yer almaktadır. N. Hasanov, Hasan Bey ZerdabiAzerbaycanda Toprakşu­ naslık ve Agrokimya Elmlerinin Banisidir, Bakı, Elm Neşriyyab, 1972, s. 5, eserinde 24 Kasım 1837 tarihini vermektedir. Zerdabi'nin ölümün­ den sonra makalelerinin bir araya getirilerek basıldığı, Zemliya, Voda i Vozduh, Bakı, y.y., 1912 s. 37, adlı eserde Temmuz 1942 doğum tarihi olarak verilmiştir. Hasan Bey Zerdabi, Seçilmiş Eserleri, Bakı, Azerbay­ can Dövlet Neşriyyab, 1960, s. 8, adlı kitapta 1842 tarihi yazılmışbr. İz­ zet Rüstemov, Hasanbey Zerdabi, Bala, Gençlik, 1960, s. side Haziran 1842 olarak belirtilmiştir. &mira Cavadova, Satırlarda Döyünen Ürek,

75


köklü bir aileden olup, dedesi Rahim Bey'89 ve babası Selim Bey, sözü dinlenen ve kasabanın ileri gelen kişilerindendir. Zerdabi'nin ailesi, çevresinde her zaman eğitime ve kültüre önem veren bir aile olarak tanınmıştır. Nitekim Zerdabi'nin ilk öğretmeni babası Selim Bey olmuştur. Selim bey oğlunun eğitimine, dedeleriyle ilgili bilgilerin yanı sıra yakın tarihle alakalı olaylan anlatarak başlamıştır. Baba evinde devrin ileri gelen şairleri ve ilim adamları sık sık toplanır ve devrin güncel sorunları ile konulan tartışılır. Zerdabi çocuk yaşta olmasına rağmen bu toplantılara katılır ve konuşulanları büyük bir dikkatle takip eder. Burada dinlediklerini ileriki yaşlarda yakın çevresine anlatmış, bazen makalelerinde de bu hatıralan nakletmiştir.'9°

Bakı, Azerbaycan Dövlet Neşriyyatı, 1988, s. ıı'de Temmuz 1842 tarihi doğum tarihi olarak verilmiştir. "Zerdabi Hasanbey'', Azerbaycan Sov­ yet Ansiklopedisi, C: iV, Bakı, 1980, s. 323'de Haziran 1842 tarihini do­ ğum tarihi olarak kabul etmiştir. 111<J Zerdabi'nin dedesi Rahim Bey cesur, aydın ve çevresinde sevilen birisi­ dir. Kendisiyle ilgili Hasan beyin de sık sık anlattığı bir olay vardır. Hasan Bey bu olayı çocukluğunda defalarca dinlemiştir. Olayı Hanife Hanmu hatıratında: "İran şeh7.adesi Hüsrev Mina Karabağ yolu ile Petersburg'a Rus Çan'nı ziyarete gidiyormuş. Azerbaycan hanlan ve beyleri Şeh7.adeyi Şirvan sınınnda karşılamışlar. Rahim Bey de karşılamada bulunmuş ve karşılama sırasında yanında bulunan bir beyle şeh7.ade haklonda konu­ şuyormuş. Şeh7.ade Rahim Beyin yanına gelerek ne konuştuklannı sor­ muş. Rahim Bey de hiç çekinmeden: "Hüsrev Mirz.a kadın gibi süslen­ meyi bırakarak, at üstünde İran köylerini gezerek halkının ihtiyaçlarını öğrense şüphesiz gelecekte daha adil bir şah olur. Şimdiki halde Hüs­ rev Mina bir kadına benziyor. Onun bu yaşayışında İran ahalisine bir fayda yoktur." Şeh7.ade de Rahim Beyin bu açık sözlülüğünden ve cesa­ retinden dolayı hayrete düşmüştür" şeklinde anlatır. H. Melikova, "Bi­ ografiya Gasan Beka Melikova-Zardabi", Sovremenniki O G. Zardabi, Baku, Elm, 1985, s. 26. 190 H. Melikova, a.g.m., s. 26.


İlk Eğitimi ve Moskova Üniversitesi'ndeki AraJIŞ Ylllan Zerdabi ilk eğitimine Zerdab köyündeki medresede başlar. Burada Arapça ve Farsça öğrenir. Medresedeki eğitim döneminde pek istekli görünmeyen Zerdabi, 1852 yılında Şamahı şehrinde yeni açılan ve Rusça eğitim veren bir okula kayıt olur.'9' Başanlı bir öğrenci olan Zerdabi'nin okul bitirme sınavında sorulara verdiği cevaplar Kafkas Tahsil Dairesi Müdürü Baron Nikolay'ın hoşuna gider ve onu devlet bursu ile I. Tifüs Lisesine göndermeyi teklif eder. Bu sırada babası vefat eden Zerdabi'yi ağabeyleri Tiflis'e göndermek istemezler. Tiflis'te yaşayan babasının dayısı General Ferec Bey Agayev bu olaydan haberdar olunca Zerdabi'yi Ti:flis'e çağınr.192 Girdiği sınavları başarı ile geçen Zerdabi 1858 yılında

1. Tifüs Llsesi'nin 5. sınıfına kabul edilir.193 1961 yılında bu okulu da başarı ile bitiren Zerdabi aynı yıl devlet bursu ile Moskova Üniversitesi Fizik-Matematik Fakültesi'nin Tabiat Bölümüne girer. 10 Haziran 1965 tarihinde bu üniversiteden üstün başarı ile mezun olur.'94 Zerdabi'nin dünya görüşünün oluşması Moskova Üniversitesi'nde okuduğu yıllarda başlar. Bu dönemde Rusya'da Çarlık yöneti­ mine karşı gençlik hareketleri vardır. Bu hareketin ileri gelenleri Moskova'da yaşamakta ve hararetli taraftarları olan gençler 191

192

Şamahı'daki okulunu haşan ile bitiren Zerdabi, eğitimine devam edip etmemek hakkında kararsızdır. Şamahı Okul Müdürünün 17 Haziran 1857 tarihinde Tiflis'e Okullar Müdürlüğiine gönderdiği "Okulu haşan ile bitiren Zerdabi diğer öğrenciler arasında ilme olan yatkınlığı ile fark­ lıdır. Fakat üzülerek birkaç kez bana bir an önce hayata atılması gerek­ tiğini söyledi" şeklinde yazdığı ve üzüntüsün� dile getirdiği bir mektup­ tan anlaşılır. Rüstemov, a.g.e., s. 58-59. Şemistan Nezirli, Azerbaycan Generalları, Balo, Gençlik, 1991, s.

27-28. Zerdabi, Seçilmiş Eserleri, s. 8. 194 Azerbaycan El Yazmalan Enstitüsü, Hasan Melikzade .zerdabi Özel Ar­ şivi, No: 169. ı93

77


de Moskova Üniversitesi'nde okumaktadır. Bu çevreyle yakın ilişkiler kuran Zerdabi, okuduğu bölümdeki hocalarından aldığı dersler neticesinde Darvinizm'in19s etkisinde kalır. Fikirlerinin oluşmasında devrin ileri gelen materyalist Rus inkılapçılarından İlya İliç Meçnikov, Kliment Arkadiyeviç Timiryazev, İvan Mihay­ loviç Seçenov'un önemli tesirleri olur. O, birçok makalesinde bu kişilerden övgüyle bahseder ve onlann fikirlerini okuyucularıyla paylaşır. Bu dönemde Rusya'da popüler olan halkçılık hareketi de onun çok ilgisini çeker ve burada öğrendiği halkçılık fikirleriyle gelecekteki çalışmalarını nasıl yapması gerektiğini planlar.196 Zerd.abi, üniversite yıllarında devrin önde gelen ilim adamlarıyla tanışır ve onların sohbetlerinde bulunur. Tarihçi Solovyev [*l ve yazar Pleşeyev'le iyi görüşür, onların evlerine sık sık misafir olur. 195 Zerdabi'nin mateıyalist ve Darvinist olması eserlerde tartışma konu­

sudur. Elimizdeki eserlerin büyük çoğunluğu Sovyetler dönemine ait olduğu için Zerdabi'nin mateıyalist ve Darvinci gösterilmesi doğaldır. Çünkü Sovyetler öncesinde yaşamış birinin hakkında iyi bir şeyler ya­ zılabilmesi için mutlaka dönemin fikirlerine uygun olması gerekmekte­ dir. Zerdabi'nin okuduğu yıllann popüler fikri olan mateıyalist görüşler­ den bir tabiat öğretmeni olarak etkilenmediğini düşünemeyiz. Ama dini fanatizme karşı olması ve Şii inancına ait bir takım adetlere karşı açtığı savaş yüzünden onun dine karşı olduğunu düşünmek mümkün değildir. Çünkü Zerdabi makalelerinde dinin insan hayatındaki önemini birçok kez vurgular. Özellikle ilerleyen dönemlerde dinin toplum ve insan ha­ yabndaki öneminden bahseder. Rüstemov, a.g.e., s. 13; Yine Altstadt'ın yazdığı makalede önceleri ihtilalci fikirlerin etkisinde kalan Zerdabi'nin daha sonra çok ateşli bir milliyetçi olduğu belirtmektedir. Audrey Alt­ stadt, "Azerbaycan Burjuvazisi ve Bakfi'de Kültiirel Aydınlanma Hare­ keti: Milliyetçiliğe Doğru İlk Adımlar", Çev. Mehmet Öz, Türkiye Gün­ lüğü, No: 63, Kasım-Aralık 2000, s. 28. 196 7.aman Memmedov, "Hasanbey Melikov Zerdabinin Dünya Görüşünde

Gabakçıl Rus İlmi ve Medeniyetinin Tesiri", Azerbaycan Jumalı, No: 2,

1993, s. 144-154. ı•ı Solovyev Sergey Mihayloviç

(1820-1879) Rus tarihçi, Moskova Üniver­

sitesinde profesör. 1870-1871 yılannda Üniversitenin rektörlüğünü de yapmıştır.


Solovyev, Kafkaslar ve özellikle de İslam'la ilgili merak ettiklerini Zerdabi'ye sorar ve onun anlattıklannı not alır. Solovyev'lerin evine çok sık giden Zerdabi onun kızına aşık olur. Kız da Zerdabi'yi sever, fakat idealist bir genç olan Zerdabi, Solovyev'in lozıyla evlendiği takdirde hem geleceğe yönelik planlarından vazgeçmek durumunda kalacağını hem de bu davranışının halkı tarafından hiç hoş karşılanmayacağını düşünerek, eğitimini tamamladıktan sonra Üniversitede kalması yönündeki teklifleri reddeder ve hal­ kına hizmet etmek üzere vatanına döner.197

Memuriyet Hayati Zerdabi, üniversiteyi bitirdikten sonra Tiflis'te, Toprak İdaresi'nde (Mejevoy Palata) göreve başlar. İlk dönemlerde halk Zerdabi'ye güvenmez ve ondan 'Şapkalı Rus' olarak bahseder. Bütün bu söylenenleri önemsemeyen Zerdabi hallrnı düşüncelerini anlayınca zamanla kendisini seveceğine ve güveneceğine inanır. Toprak İdaresi'nde Zerdabi'nin görevi; köylüler arasındaki toprak ihtilaflannı çözmek ve bu toprakların verimli kullanılmasını sağla­ maktır. Bu dönemde, özellikle beyler ve köylüler arasındaki toprak anlaşmazlıkları her zaman beylerin lehine çözülmektedir. Bunun doğru olmadığını ve adaletli davranılmadığını düşünen Zerdabi, Borçalı kasabasının zenginlerinden olan Yadigarov'a: "Siz beyler köylülerin karşısında ne kadar az ve zavallısınız. Vücutça sağlam ve ruhça muhkem köylülerin çokluğunu görmüyor musunuz? Unutmayın ki onlar bir vakit gelecek kendi azatlıklarını isteyecek ve size kul olmayacak" demektedir.1911 Zerdabi burada köylülere yapılan haksızlıklara karşı çıkınca amirl�riyle ters düşer ve 1867 yılında bu görevinden ayrılmak zorunda kalır.199 ı97 H. Melikova,

198

a.g.m., s. 28.

A.e.

199 7.erdabi köylülere yapılan haksızlıklara karşı çıkmış, verilen emirleri

yerine getirmemiştir. Köylülere kendi haklannı öğretir ve kendilerini 79


Bu görevden aynldıktan sonra 28 Şubat 1868 tarihinde Kuba'da mahkeme katibi olarak çalışmaya başlar. Bu görevinde de zengin beylere karşı köylülerin haklannı savunmaya devam eder. 7.erdabi mahkeme katipliği süresince köylülere ücretsiz dilekçe yazar ve hak­ larını savunmaları için yol gösterir. Mahkemelerde büyük miktarda para talep ederek halkı soyan tercümanlarla ve dava vekilleriyle sürekli çatışma halindedir. Bundan rahatsız olan beyler 7.erdabi'ye suikast düzenlerler, fakat o bu saldından yara almadan kurtulur. 200 4 Ekim 1868 tarihinde işine son verildikten sonra bir müd­ det bağımsız mahkeme vekilliği yapan 7.erdabi, 18 Kasım 1869 tarihinde Baku. Ortaokuluna 'Tabiat Tarihi' öğretmeni olarak atanır. 201 O dönemde Türk Okulu bulunmaması, Rus okullarının da Ruslaştırma politikaları takip etmesi yüzünden Müslümanlar

çocuklarım göndermek istememektedirler. Çok az sayıda Müslüman zenginin çocuğu bu okullarda eğitim görmekte­

bu okullara

dir. 7.erdabi, ne olursa olsun bu okullara daha çok Türk gencinin gelmesi gerektiği düşüncesindedir.

Çünkü,

cehalete karşı acilen

bir savaş açılmasının ve bu uğurda mücadele edilmesinin gerek­ liliğine inanmaktadır. 7.erdabi ders dışında sokaklarda gezerek, dükkanlara girer, halkı ikna etmeye çalışır ve onlara çocuklarını mutlaka okutmaları gerektiği fikrini işler.2°2 savunınalan için yol gösterir. Amiri Zerdabi'yi beğenmesine rağmen "Ya

200

201 202

köylüleri bozmayacaksın ya da işten aynlacaksın" yazılı bir uyan notu gönderir. Bu durumun fazla devam edemeyeceğini anlayan :zedabi gö­ revinden aynlır. A.e., s. 29. Beylere karşı mücadelesinden dolayı çok sayıda düşmanı olan Zerdabi Mart ı868'de evinde bir suikasta uğrar. Gece çalışma odasında işlerini yapan Zerdabi'ye pencereden ateş açılır. Fakat kurşun başının hemen üstünden geçip duvara saplanır. Saldından yara almadan kurtulan Zer­ dabi bu olaylardan yılmaz ve mücadelesine daha büyük bir azim ve gay­ retle devam etmiştir. A.e., s. 30. Rüstemov, a.g.e., s. 60. Ha1ka eğitimin öneminden bahsettiği olaylardan birisi de bir demir­

ciyle yaşanır. Oğlunu okutması için ikna ettiği demirci, Zerdabi'ye her 80


Zerdabi öğretmenliği süresince örnek bir eğitimci olur. Gerek meslektaşlarıyla gerekse öğrencileriyle ilişkileri son derece sami­ midir. Derslerine çok dikkat eder. Derslere gelmemesi veya geç kalması mümkün değildir. Bir yılda 607 saat derse girer. Bütün bunlar yönetimin de dikkatini çeker ve Zerdabi'ye 20 Kasım 1874 tarihinde Çar'ın fermanıyla, Müslümanlar için verilen III. Dereceli Mukaddes Anna Madalyası20J verilir.204 Zerdabi bütün öğrencileri tarafından çok sevilir. Fakat o özellikle Müslüman öğrencilerin sayısının artması ve yüksek tahsil yapmaları için çalışır. Bunda da muvaffak olur. Necefbey Vezirov, Askerbey Adıgözelov bunlardan ikisidir. Okulda sadece kendi dersini anlatmaz. Halkın problemlerini ortaya koyan ve çözüm önerileri üreten Zerdabi, öğrencilerinin ufkunu da açar. Fakat bu faaliyetleri herkes tarafından takdirle ve memnuniyetle karşılanmaz. O, bu gibi faaliyetlerinden ötürü, bazı kimselerin dikkatini ve düşmanlıklarını üzerine çeker.

Kültürel ve Sosyal Alandaki Faaliyetleri Zerdabi, öğretmenliği sırasında birçok ilke imza atar. 1873 yılında öğrencisi Necef Bey Vezirov1a20s birlikte Mirza Fethali seferinde okul masraflarının çokluğundan şikayet eder. Yine böyle bir gün Zerdabi demirciye "Ceketini sat oğlunu okut" der. Daha sonra bu çocuk okuyarak doktor olur. Baykara, Azerbaycanda

ketleri,

Yenileşme Hare­

s. 135.

""3 Baykara eserinde bu madalyayla ilgili şunları yazar: "Zerdabi kendi­ sine verilen altın Anna madalyasını bir gün bile yakasına takmadı, hatta Kafkasya'daki Çar Naibi Bakı1'ye geldiği zaman onu karşılamamak ve ma­ dalyayı göğsüne takmamak için hasta olduğunu bahane ederek evinden dışarı çıkmadı." A.e., s. 145· "'4

Ahmetov, XIX. Asırda Azerbaycan

Mektebi, s. 201. 6. sınıfta okuyan başarılı ve tiyatroyu seven bir öğ­ rencidir. Gadjibabayev Safar Şihbabaoğlu, Kultura Azerbaydjana v pe­ riod pervoy Russkoy revolyotsii (1905-1907 gg.), Baku, 1990, s. 92.

"°5 Necef Bey Vezirov

81


Ahundov'un Hacı Kara komedisini oynar. Elde edilen parayı da fakir öğrenciler arasında bölüştürür. Bu faaliyetiyle Azerbay­ milli tiyatrosunun temellerini atar.206 Nevruz bayramında

can

Balru Ortaokulunun salonunda başrolünü Asker Adıgüzelov ve Necef Bey Vezirov'un oynadığı oyun izleyicilerden büyük takdir toplamıştır.2 07 Zerdabi fakir öğrencilerin okuması için çalışmalar yaparken mutlaka bir hayır cemiyetinin kurulmasının gerekliliğine inanır. Cemiyetin tüzüğünü Rus makamlarına onaylattıktan sonra Bakfi'nün zenginlerini, Kadı Molla Cevat Ahund'un evinde toplar. Zerdabi burada cemiyetin amaçlarından bahseder, millet hayatındaki önemine değinir. Toplantıda bulunan Hacı Zeynelabidin Tagiyev Zerdabi'yi destekler, fakat toplantıdan olumlu bir netice çıkmaz. Zerdabi bundan yılmayarak eline resmi bir defter alır ve 1872 yılının yaz tatilinde bütün Katkasya'yı şehir şehir dolaşır. Hayır Cemiyetine yardım toplamak ve fakir öğrencilerin okutulması için halkı ikna etmeye çalışan Zerdabi yardım sözleri alarak Balru'ye döner.208 Fakat bir müddet sonra verilen sözler yerine getirilme­ yince Azerbaycan'ın ilk hayır cemiyeti kapanır. ao6

201 aoa

82

Zerdabi Hayat Gazetesinde yazdığı "Bakıdaki Muselman Teatrının Bi­ nası" adlı makalesinde bu olayı şöyle anlatır: "Ben Tiflis'te çalıştığım ı.a­ man merhum M.F. Ahundov kendi komedi kitabının bir cildini bana he­ diye etti. Lisede son sınıfta okuyan ıs kadar öğrenciyi toplayıp onlara kitabı okudum. Sonunda "Hacı Kara" adlı oyunu seçip, sahneye koydu­ lar. Lisenin büyük bir sınıfını tiyatro salonu olarak düzenledik. Önceleri pek az Müslüman izleyici geldi. Çocuklar rollerini çok iyi oynadılar. Özel­ likle de Askerbey Adıgözelov Hacı Kara'yı oynarken çok başarılıydı. Bi­ zim bu oyunumuz Tiflis'teki gazeteler tarafından yazıldı. Ahundov bana teşekkür mektubu yolladı. Tiyatrodan kazandığımız parayı ise fakir öğ­ renciler arasında bölüştürdük." Zerdabi, Seçilmiş Eserleri, s. 220. Süleymanova, a.g.e., s. 37. Zerdabi'nin Hayat gazetesinde yazdığı "Cemiyet-i Hayriye" adlı makalede olaylan şöyle anlatır. "1871 yılında Müslümanlar için Cemiyet-i Hayriye nizamnamesi hazırladım. Şehrin ileri gelenlerini Molla Cevad Ahund'un


Evliliği Öğrencilik yıllandn a 3şık olduğu hocası Solovyev'in kızıyla ü1küsü uğruna evlenmekten vazgeçen Zerdabi artık evlenmesi gerektiğini düşünmektedir. Fakat evleneceği kız mutlaka eğitimli, aydın ve kendi ideallerini destekleyecek birisi olmalıdır. Dönemin şartları dikkate alındığında kendi vasıflarına uygun bir lazla evlenmesinin zorluğu ortadadır. Böyle birini bulmak oldukça güçtür. Zerdabi bir gün Kavkaz gazetesindeki bir haberden; Tiflis'te bulunan Kutsal Nina adlı kız okulundan mezun olanların arasında, Nalçik şehrinde doğan ve Balkar Türkleri'nden olan Hanife Hanım Abayeva'nın2Cl9

•09

evinde topladım. Cemiyet-i Hayriye'nin sağlayacağı faydalardan uzwı uzun konuştuk. Sıra para mevzuuna gelince toplantıdakiler bahaneler bularak birer birer evi terk ettiler. Bu duruma o kadar üzüldüm ki üç gün yemek yiyip uyku uyuyamadım. Yaz tatilinde resmi bir defter ve öğ­ rencilerimi alıp şehir şehir dolaşmaya başladım. İlk önce tanıdıklarımın çok olduğu Şamahı'dan başladım. Burada yaptığımız toplantıda herkes vaat ettiği parayı yazıp imzaladı. Ben yolculukta olduğum için parayı Ey­ lül ayında Bakfi'ye göndermelerini istedim. Sonra sırasıyla Gence, Tifüs, Erivan, Nahçıvan ve nihayet Şuşa şehrine vardı. Bu şehirlerde yeterli de­ recede ilgi ve alaka göremedik. Bakfi'ye geldikten sonra Eylül ayında söz verip imza atanlardan bir ses çıkmadı. Hepsine mektup yazdım. Bunun üzerine Şarnahı ve Derbent'ten birkaç adam para gönderdi. Aynca her vilayet bir yetim öğrenci gönderdi. Ben de onları okula kaydedip, ken­ dilerine bir ev tuttum. Bir sonraki yıl hiç kimse para göndermedi, fakat ben çocukların ihtiyaçlarını sağladım. Üçüncü yıl ise hepsini evine gön­ dermek zorunda kaldım. Kanuna göre iki yıl hesap göstermeyen cemiyet kapatılırdı. Böylece Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi kapandı." Zerdabi, Seçilmiş Eserleri, s.213-215; Cavid Cavadov, Azerbaycanda Hayriyeci­ lik Harekatı, Bakı, Elm Neşriyyatı, 1999, s. 22-28; Gılman İlkin, Şehsiy­ yet, Bakı, Şur Neşriyyatı, 1995, s. 94. Hanife Hanım Melikova (1856-1929) Azerbaycan'ın ilk eğitimci kadınların­ dan olan Hanife hanım Nalçik'te doğmuştur. Mukaddes Nina Kız Okulunu bitirdikten sonra Zerdabi'nin evlenme teklifini kabul ederek Bakfi'ye gelir (1872). Ekinci dahil Zerdabi'nin bütün faaliyetlerinde en büyük yardım­ cısı olur. Baku'de Zeynelabidin Tagiyev'in açtığı İlk Müslüman Kız Oku­ lunun müdireliğini yapar (19oı-ı905). Daha sonra Bakfi'deki Rus-Tatar


da olduğunu öğrenir. Bu haber üzerine Tiflis'e giden Zerdabi, Ha­ nife hanımı bularak tanışır ve ona gelecekle ilgili fikirlerini anlatır. Hanife hanımın da aynı görüşte olduğunu öğrenen Zerdabi ona evlenme teklifinde bulunur. Bu teklifi kabul eden Hanife Hanım nikfilıtan sonra Zerdabi'yle birlikte Bakfi'ye gelir.210 Zerdabi öğretmenliğe devam ederken, Hanife hanım da evle­ rinde kalan çocukların eğitiiniyle ilgilenir. Kısa süre sonra eğitim verilen çocukların sayısı ıo'a çıkar. Fakat Zerdabi bu kadar öğren­ cinin iaşesini temin etmekte zorlanır. Cemiyet-i Hayriye'den gelen yardımlar gittikçe azalır. Bu konuda girişimlerde bulunulmasına rağmen bir netice alamaz ve Cemiyet-i Hayriye kapanır.

Ekinci Gazetesinin Neşredilmesi Fikri Zerdabi; Hayır Cemiyeti, tiyatro ve öğretmenlik yoluyla ula­ şabildiği halka daha fazla hizmet etmenin yollarını arar. Uzun süredir zihnini Türkçe bir gazete çıkarma filai meşgul etmektedir. Bunun ne kadar zor bir iş olduğunun farkındadır, ama bundan vazgeçmeyip mücadele etmeye de kararlıdır.

Hayat gazetesinde

yazdığı "Rusya'da Ewelimci Türk Gazetesi" adlı makalesinde bu süreci şöyle anlatır:

"Bizim Cemiyet-i Hayriye bina tutmadığından, tiyatro oyununu oynadığınız salonun boş kaldığı vakit anladım ki, Müslüman kar­ deşlerimizi bir yere toplayıp okullar açtırarak sokaktaki çocukları okutmak mümkün değildir. İlimsiz bu devirde yaşamak mümkün değildir. Ne yapmalı? Herkesi çağırıyorum gelmiyorlar, gösteriyo­ rum görmüyorlar, söylüyorum anlamıyorlar. Sonunda anladım ki bağırıp-çağırarak zorla anlatmaktan başka çarem yoktur. Mutlaka

210

Kız okulunun uzun süre müdireliğini yürütür (1909-1919). Kendi evle­ rinde de çocuklara eğitim veren Hanife Hanım Nicat cemiyetinin kadın bölümümde de uzun süre görev yapar. Eğitimci bir kocanın eşi olan Ha­ nife Hanım Zerdabi'nin hayatı boyunca çektiği bütün zorluklarda yarunda olmuştur. ASE, C: VI, 1982, s. 491; Sovremenniki O G. Zardabi, s. 213. H. Melikova, a.g.m., s. 33.


bu anlattıklarımı bir anlayan olacaktır. Akan bir suyun altına ne kadar sert bir taş koyarsan koy zamanla o taş eriyip delinecektir.

Öyleyse doğru söz de bir gün anlaşılacaktır. Onun için mutlaka ga­ zete çıkarmak gerekmektedir. Her yıl gazete okuyanlardan ıo kişi anlasa onların sayısı her yıl artacaktır. Suyun önünü kesen o baraj sonunda dayanamayıp yıkılacaktır.'""

Yukarıdaki makaleden de anlaşılacağı gibi Zerdabi, inatla halka doğruların anlatılması gerektiğine ve kendisini anlayan insanların sayısının zamanla artacağına inanmaktadır. Bunun gerçekleşmesi için halkın ana dilinde çıkacak bir gazeteye ihtiyacı vardır. 212 Zerdabi Türkçe gazete çıkarınak için izin almak üzere başvurur ise de uzun süre buna muvaffak olamaz. En sonunda Baku Valisi Staroselski'nin213 sansür konusunu üzerine alması ve yol göstermesi sonucunda gazete çıkarmak üzere izin almayı başarır.2L4 Böylece Azerbaycan'da Türkçe yayınlanan ilk gazete olan Ekinci'nin 22 Temmuz 1875 tarihinde birinci sayısı çıkar. Ekinci sadece Azerbaycan'ın değil, Rusya Türkleri arasında yayınlanan ilk Türkçe gazete olma özelliğini de taşımaktadır. Gazeteye Rusya'nın birçok bölgesinden olumlu tepkiler gelir. İstanbul'dan, Zerdabi'nin bizzat aldığı hurufatla önceleri iki haftada bir çıkan Ekinci'nin 4oo'e yakın abonesi olur. Gazete çevresinde devrin ileri gelen aydınlarını toplamayı başarır. Seyit Azim Şirvani, Asker Korani, Ali Ekber Haydari, Ahsenü'l Gavaid (Hacı Muhammed Sadık), "" Zerdabi, Seçilmiş Eserleri, s. 228-229. Ekincı'nin sade bir Azerbaycan Türkçesiyle yayınlanması Azerbaycan edebiyatı ve tarihi için çok önemlidir. Hagani Memmedov, Azerbaycan Milli Harekatı (1875-1918. iller), Bakı, Saba?, 1996, s. 40. "3 Staroselski Dmitri Semyonoviç (1832-11.03.1884, Tifüs) 1878-1884 yıl­ 2 12

ları arasında senatörlükte yapan Staroselski 1872-1876 yıllan arasında Bakı1 valiliği yaptı. Bu yıllarda Zerdabi ile dost oldu ve Ekincı"nin yayın­

•14

lanmasında büyük emeği oldu. ASE, C: IX, 1986, s. 26; Ziyaddin Göyü­ şov, "Gırmızı Gubernatör'ün Emisi", Komunist, 23 Ocak 1980, s. 3. Gıızetenin çıkış süreci ve gıızeteyle ilgili bilgiler 3. bölümde verilmektedir. 85


Necef Vezirov, Mirza Fethali Ahundov vb. birçok aydının yazılan ve desteğiyle gazete bütün zorluklara rağmen kabul görür.

Ekinci, özellikle vali Staroselski'nin Bakfi'den ayrılmasından sonra zor günler geçirir. Gazete üzerindeki baskı ve sansür günden

Ekinci kapatılır. Böylece çok uzun mücadelelerle neşredilen ve devam ettirilen Ekinci'nin yayın güne artar. Nihayet Eylül 1877 de

hayatı sona erer. Bu durum Zerdabi ve mücadele arkadaşlarını derinden etkiler. O artık Çarlık yönetimi nezdinde sakıncalı bir şahıstır. Her yerde takip edilir ve hakkında sürekli rapor tutulur. Zerdabi,

Ekindnin kapatılmasından sonra okulda da zor günler

geçirir ve istifa etmesi istenir. Polis onu Bakfi'den uzaklaştırmak için ya Yekatarinador Lisesine gitmesini ya da hemen istifa etme­ sini ister. Zerdabi bu baskıya daha fazla dayanamaz ve ıı Kasım 1878 tarihinde okuldaki görevinden de istifa eder.21s

Zerdab'a Zorunlu Gidiş Okuldaki görevinden de ayrıldıktan sonra hiç kimse ona iş vermeye cesaret edemez. Ekonomik sılo.ntıya daha fazla dayana­ mayan Zerdabi, 1879 yılının sonlarında, 1896 yılına kadar ikamet edeceği doğduğu köy olan Zerdab'a gider. O Bakfi'den uzaklaştı­ rılsa da mücadelesinden vazgeçmez. Köyde ve yakın çevresinde Çar memurlarının yaptığı haksız uygulamalara karşı çıkar, halka kendi haklarını korumayı ve nasıl mücadele edeceklerini anlatır. Halk ona güvenmekte ve anlattıklarını yapmaya çalışmaktadır. Fakat yöneticiler bu durumdan hiç memnun olmadıkları gibi, 2ıs

Zerdabi okul müdürlüğüne istifa dilekçesinde "Siz benim ya Yekateriha­

dor lisesine öğretmen olarak gitmemi ya da istifa etmemi istediniz. Öyle görünüyor ki, benim bu okulda kalmam mümkün değil. Alt bir göreve tayin edilmek şöyle dursun yılın bu ayında küçük çocuğu olan benim başka bir yere gitmem mümkün değildir. Teklif edilen görevi reddetti­ ğimi bildirir, istifamın kabulünü arz ederim." diye yazmışbr. Rüstemov,

a.g.e., s. 69-70. 86


Zerdabi'nin görüşlerinin halk için zararlı olduğunu Valiliğe rapor ederek mutlaka önlem alınması gerektiğini bildimıişlerdir.216 Kendi köyüne dönen Zerdabi burada şeyhler, toprak ağaları ve halkı soyan askerlerle karşılaşır. Köylülerin haklarını korumak için bunlarla mücadeleye başlar. Mağdur köylüler ondan akıl sor­ mak için evine gelmekte ve meselelerini çözmek için kendisinden tavsiyeler almaktadır. Zerdabi hükümetle işi olanlara hiçbir karşılık beklemeden dilekçe yazar, karşılığında para vermek isteyenlere bu parayla Kırım'da İsmail Gaspıralı'nın211 çıkardığı Tercüman2 18 . gazetesine abone olmalarını tavsiye eder. Hatta kendisi de abone "' 6

Zerdabi'nin halkı aydınlatma ve haklannı korumak için yaptığı faaliyet­ ler Çar memurlan tarafından takip edilir ve raporlar yazılır. Baku Kaza İdaresi Reisi 29 Şubat 1896 tarihinde Baku Valisine "Göyçay kaza reisi­ nin 31 Aralık 1886 tarihinde verdiği raporda da görüleceği gibi Zerdabi ahali için zararlıdır ve kendi menfaatleri doğrultusunda halkın içine fitne sokmaktadır. Yapılan şikayetleri kendi istediği gibi değiştirerek gazete­ lere yazıp, halkı isyana teşvik ediyor. Bu şahısın aynı zamanda siyasi ci­ hette de itiban yoktur" bir rapor göndermiştir. Rüstemov, a.g.e., s. 7ı.

"'7

İsmail Gaspıralı (1851-1914) Eğitimci, gazeteci ve siyaset adamı. Kınm'da bir memur ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelir. Eğitimini Moskova'da Rus okullannda görür. Fransa ve Türkiye'de de bulunan Gaspıralı 18751881 yıllannda Bahçesaray'da ilkokul öğretmeni ve belediye başkanı ola­ rak görev yapar. 1883'te Tercüman gazetesini çıkanr. Eğitimde modern­ leşmeyi hedef alan Usul-i Cedid hareketinin liderlerinden biridir. Onun

"Dilde, Fikirde, İşte Birlik" şian ile ortaya attığı fikirler Türk dünyasında önemli yankılar yapmıştır. Geniş bilgi için bkz. Nadir Devlet, İsmail Bey Gaspıralı (1851-1914), Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınlan, 1998. "'8 İsmail Gaspıralı 1879 tarihinde Tercüman gazetesini çıkarmak için hü­ kümetten izin istedikten sonra Zerdabi'ye mektup yazarak tavsiyelerini ve yardımını ister. Zerdabi Gaspıralı'dan Arapça-Farsça kelimelerle, spe­ sifik Tatarca kelimelerden imtina ederek, orl:ak bir Türk dili kullanma­ sını ister. Ekinci gazetesi sade bir Türkçeyle çıktığı için halk tarafından anlaşılabilmiştir. Onun için Gaspıralı'da özellikle dil konusunda hassas olmalıdır. Tercüman yayınlandıktan sonra Zerdabi sevinçle Hanife ha­ nıma "Bak! Artık gazetemiz iki oldu, sonra üç, sonra dört olacak" demiş­ tir. H. Melikova, a.g.m., s. 38; Süleymanova, a.g.e., s. 127.


olduğu Tercüman'ı okuduktan sonra köyün imamına vererek, minberden halka okumasını ister.219 Zerdabi'nin köye gönderilmesi, önceden bildiği gibi köylünün maddi ve manevi durumunu daha yakından görmesine imkan sağlar. O, köyde tespit ettiklerini kendi üslubuyla Kaspi, Kavkaz,

Novoye Obozreniye, Zemledelçeskaya ve Kafkas Köy Tasarrufatı Cemiyeti'nin yayın organında yazar. Bu gazete ve dergilerde Azerbaycan'ın sosyal ve iktisadi meseleleriyle alfil<alı çok önemli makaleler kaleme almıştır.220 1886 yılında Garip Sultan221 adını verdiği bir kızı olan Zerdabi, BakG.'den ayrılmak zorunda kaldığı için üzülmektedir ve bunu zaman zaman dile getirmektedir. Zerdabi, Baku'de halkına daha faydalı olabileceğini düşünınektedir, ancak köyde de üzerine dü­ şeni yapmaktan geri durmaz. Çarlığın halka uyguladığı baskılar, memurlann yaptığı haksızlıklar ve adaletsizlikler, ağır vergiler, dilencilik gibi halkı ilgilendiren bütün olumsuzluklarla mücadele eder. Konuyla ilgili çok sayıda makale kaleme alarak, bunlan dü­ zenli bir şekilde çeşitli gazete ve dergilere gönderir. Zerdabi'nin bu tavn yönetim tarafından halkı isyana teşvik olarak değerlendirilir. Halka örnek olmak için köyde birçok faaliyette bulunan Zerdabi, 1889 yılında kendi yaptığı el işleriyle Tiflis'te açılan

Kafkas Köy Tasarrufatı ve Sanayi sergisine katılır ve bir gümüş madalya alır.222 a ı9

Baykara,

aao

Cavadova,

aaı

Garip Sultan Melikova Hasan Bey Kızı

a.g.e., s. 145. a.g.e., s. 17. (11.6.1886-9.3.1967)

Zerdab'ta

doğan Garip Sultan Tiflis'te Rus lisesini bitirdikten sonra öğretmen­

(1915-1918), Bakıi Rus (1918-1920) ders verir. 1956 yılına kadar Bakfı'de öğretmen­ lik yapan Garip Sultan 1967 yılında vefat etmiştir. ASE, C: VI, 1982, s. 490; Sovremenniki O G. Zardabi, s. 215. Gülsüm Aliyeva, "Hasanbey Zerdabi Kafkas Sergisinde", Elm ve Hayat, No: ıı, 1968, s.15. liğe başlar. Bakıi'deki Rus-Tatar Kız Okulunda Lisesi'nde

a :ıa

88


Zerdabi'nin köydeki faaliyetlerine karşı çıkanlar sadece Çarlık memurları değildir, aralarında yerli zenginler ve sözde din adanı­ lan da vardır. O halkın aydınlanması ve onların kendi haklarının farkında olması için uğraşırken özellikle sözde din adanılan bu durumdan hoşnutsuzluk duymaktadır. Bu durumun kendi menfaatlerine dokunacağım, halkın kendilerine olan itibarının azalacağını ve kazançlarının düşeceğini düşünmektedirler. Halkı kandıran bu cahil din adamlarıyla mücadele etmeyi kendine vazife edinen Zerdabi, özellikle bölgenin ileri gelenlerinden Şeyh Ali Baba'nın husumetini kazanır. Şeyh, ''bu köyden ya ben gideceğim ya da o" diyerek ona karşı halkı kışkırtmaya başlar. Bunlar fayda etmeyince de Şeyh adamlarını gönderip, Zerdabi'yle barışmak istediğini bildirir, fakat o, halkı kandıran ve sömürenlerle asla dost olmayacağını bildirerek bu teklifi reddeder.223 Zerdabi'nin köyde kaldığı dönemde yaptığı en önemli çalış­ malarından birisi okul açmak için verdiği mücadele olmuştur. O dönemde okul açmak için izin almak çok zordur. Ancak, o her şeyden önce halkın, eğitimin önemini kavraması ve okulun gerek­ liliğinin bilincine ulaşması için gayret sarf eder. Bu amaçla yapılan faaliyetler neticesini verir ve Zerdab'ta okul açılması için gereken izin alınınca Zerdabi "Nihayet bizim köyde de bayram var. Çok yakında burada da okul açılacak. Demek ki benim sesim sahrada olduğu gibi batmadı" diyerek memnuniyetini gösterir.224 Okul açılması için izin alınır, fakat Şeyh Ali Baba eskiden kalan husumetle halka burada kilise yapılacağım ve halkın Hıris­ tiyanlaştınlacağım söyleyerek yardım etmelerini engeller.22s Fakat Zerdabi bundan yılmaz ve özellikle halkın pratikte işine yarayacak, •:ı:ı S. Huseynov, "H. Zerdabi Görkemli Muharrir ve Publisist Kimi", ASSR

Elmler Akademiyasımn Haberleri İctimai Elmler Seriyası, No: 4, ı959, s. 78; Rüstemov, a.g.e., s. 73. •24 Rüstemov, a.g.e., s. 73 ••s Rüstemov, a.g.e., s. 73.


hoşuna gidecek olan ekincilik veya ipekçilik okulunun açılması için çalışmalarına devam eder.

Hallan her yardım istediğinde onların yanında olan, müşkü­ latlarını halletmek için çalışan, özellikle köyde çok yaygınlaşan çiçek hastalığı sırasında gösterdiği özveriyle halk tarafından takdir edilen 7.erdabi'nin gün geçtikçe halk arasında sevilmesi ve saygınlığının artması memurların ve zenginlerin hiç de hoşuna gitmemektedir. Bu amaçla onu korkutmak ve Sındirmek için çeşitli yollara başvurmaktadırlar. Defalarca suç isnatlarıyla ev hapsi cezası verilen 7.erdabi'nin evine de birçok kez saldırılarda bulunulur. Bu olaylan polis idaresine bildirdiğinde kendisine "sizin düşmanınız yok ki, kim size böyle bir şey yapar" denerek müracaatı geri çevrilir.226 7.erdabi, Rus hükümetinin Kafkaslara göçmen yerleştirme politikasını eleştirir ve buradaki köylülerin durumlarının zaten kötü olduğunu yazar. Yazılarım yayınlattığı

Zemledelçeskaya

gazetesi yazı işleri ona St. Petersburg'a gelip kendileriyle çalışma­ sını teklif eder. Çok iyi bir maaşla göreve çağrılan ve Kafkaslarla ilgili yazılar yazması istenen 7.erdabi, "Şimdi benim yazılanın iyi, ama oraya gidersem özgürlüğümü ve dilimi kaybederim" diye­ rek bu teklifi reddeder. Köyde açılacak okulu bir süre erteleyen yönetim, sonunda izin verince 7.erdabi köyde mutlaka bir de gazete çıkarmak ister. Bunu duyan askerler ve düşmanları onun Türk Sultam'nın ajanı olduğunu ileri sürüp şikayet ederler. Asıl amacının isyan çıkartıp Kafkasları Rusya'dan ayırmak olduğunu, bunun için fitne çıkardığım hükümete yazarlar. Bu ciddi iddia­ ların araştırılması için Vali sıcak bir Mayıs ayında aşın sineğin olduğu 7.erdab'a gelir. Yaşlı olan Vali yaşadığı çok zor günlerin ardından iddiaların asılsız bir iftira olduğunu anladıktan sonra Bakı1'ye dönerken 7.erdabi'ye, "Sizin gibi biri bu kadar probleme 226

90

A.e., s. 75.


rağmen burada yaşadığına göre her halde bu fakir halkı çok seviyorsunuz" demiştir.221 Zerdabi meslek okullarının yanında her zaman gerçekleştir­ mek için fırsat kolladığı bir projeyi daha hayata geçirmek üzere girişimde bulunur. Müslüman kızların okumaları için 1896 yılında bir sınıflı üç yıllık bir kız okulu açabilmek için izin ister,228 fakat bu isteği reddedilir.229

Baku'ye Dönüş ve Klz Okulunun Açılması XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Azerbaycan'da eğitim ve kültür sahasında pek çok yeni gelişme olmuştur. Medreselerin yanında yeni okullar açılmaya başlanmıştır. Eğitimin gelişmesinde S. A Şiıvani, M. T. Sıtkı, H. B. Vezirov, S. M. Ganizade ve H. M. Zerdabi'nin önemli gayretleri olmuştur. Zerdabi'den sonra kız okulu açmak için Tagiyev, Çar 111. Aleksandr'a müracaat etmiştir, ancak bu istek de geri çevrilmiştir. Çarın ölümünden sonra Ta­ giyev, Çarın eşi Aleksandra Fyodorovna'ya çok değerli hediyeler göndererek okul için izin ister ve eğer izin verirse onun adını okula vereceğini bildirir. Böylece izin alınır ve okulun nizamnamesi Zerdabi tarafından yazılır. Nizamnameden sonra oluşturulan yö­ netim kurulunun başkanlığına Tagiyev, başkan yardımcılığına ise Tagiyev'in isteği ile Zerdabi23° seçilir. Eylül 19oı'de her şey hazır 227 228

229

230

H. Melikova, a.g.m., s. 44. Bu başvuru Kavkaz gazetesinde "Bakfi'den bildiriyorlar ki; Hasan Bey Melikov'un hanımı Kutsal Nina Okulunu bitirmiş Hanife Hanım Müs­ lüman kızlan için özel pansiyon açmaya hazırlanıyor" şeklinde yer alır. Ahmetov, a.g.e., s. 213. Göyçay kaz.a Reisinin Baku Valiliğine gönderdiği raporda bu isteğin ka­ bul edilmemesinin sebebi olarak "Zerdabi'nin siyasi cihetten itibarsız ve devlet için tehlikeli olduğu" yazılmaktadır. Ahmetov, a.g.e., s. 218. Zerdabi ile Tagiyev'in ilişkileri 18701i yıllara dayanır. Fakat asıl birlik­ telikleri Zerdabi Bakfi'ye döndükten sonra (1896) olmuştur. Tagiyev'in sahibi olduğu Kaspi gazetesinde çalışmaya başlayan Zerdabi'nin ve eşi

91


olduğu halde yeterli öğrenci olmadığı için okul açılamaz. Zerdabi ve Tagiyev'in birkaç adamı Bakll 'ye yalcın bölgelere giderek halkı kızlarını okula göndermeye ikna etmeye çalışarak öğrenci toplar. Bu uğraşlar sonucunda okul, 7 Ekim 1901 tarihinde 58 öğrenciyle eğitime başlar.231 Tagiyev ve Zerdabi'nin okulun açılışında karşılaştıkları en önemli problemlerden biri de kızlann okumasına karşı çıkan mollalann varlığı olmuştur. Devrin mollarının bir kısnuna göre, kızların okuması caiz değildir. Mollalar, bu fikirlerini halka ilete­ rek, onlardan kızlarını okula göndermemelerini isterler. Tagiyev ve Zerdabi ise, kızların eğitiminin dinen günah olmadığını, aksine geleceğin annelerinin mutlaka eğitilmesinin gerekliliğini halka anlatarak, onları ikna etmeye çalışırlar. Bakll'deki bazı mollalar Ahund Ebu Turab, Gazi Ağa Mir Muhammed Kerim ve Ahund Molla Ruhulla, Zerdabi'nin haklı olduklarını söyleyerek kız okuluna destek olurlar. Okulda; müdire Zerdabi'nin eşi Hanife hanımın yanında, Rusça ve matematik öğretmeni Mariya Mustafayevna, Azerice ve Din eğitimi öğretmeni Esma Hanım Hafız Mehmed Emin Efendi Kızı, Tatar Rahile Hanım Teregulova, Tatar Meryem Hanım öğretmen olarak görev

alır. Okulun binası çok görkemli

yapılmış ve her türlü ihtiyaç düşünülmüştür. Okul çok disiplinli bir şekilde yönetilmektedir ve çalışanların tamamı kadındır. Bu­ rada derslerin dışında sosyal faaliyetler de gerçekleştirilmektedir.232 İleride Azerbaycan'ın geleceği için çalışacak olan birçok öğrenci Hanife hanım'ın en büyük hayallerinden birisi olan Müslüman Kız Okulu Tagiyev tarafından açılır. Zerdabi okulun kuruluşunda yer alırken Ha­ nife Hanım okulun müdiresi olur. Zerdabi daha sonra Tagiyev'in sa­ hibi olduğu

Hayat gazetesinde de yazılar yazar.

Zerdabi ölümüne ka­

dar Tagiyev'in eğitim, basın-yayın ve hayır faaliyetlerinde tavsiyelerini desteğini esirgememiştir. 23• Okan Yeşilot,"Kafkaslarda İlk Müslüman Kız Okulu'', tırmalar Dergisi, İstanbul, 2000, No: 6, s. 285-287. 2;12

92

Yeşilot,

a,g.m., s. 287-292.

Akademik Araş­


bu okuldan haşan ile mezun olarak önemli mevkilerde görevler alırlar.233 Azerbaycan tarihinde bir ilk olarak çok önemli bir yere sahip olan okul fikrinin hayata geçirilmesinde Tagiyev, Zerdabi ve Ha­ nife hanımın gayret ve fedakarlıklan ön plandadır. Nitekim İrşat gazetesinin ı907 yılında çıkan ı22. sayısındaki bir makalede "... BakU'de ıı Rus-Müslüman Okulu var. Bu okulların cümlesinde Zerdabi'nin emeği ve zahmeti vardır" sözlerine yer verilerek Zerdabi'nin eğitim faaliyetleri takdir edilmektedir.234

Toplumsal Dayanışmanın Somut Örneği: Hayır Cemiyetleri Zerdabi'nin bir diğer gerçekleştirmek istediği hayali, ı87o'li yıllarda şartlar gereği yeterince başarılı olamadığı Hayır Cemiyeti'ni yeniden faaliyete geçirmektir. Bilindiği gibi, ı9 05 ihtilalinden sonraki hürriyet ortamı, Azerbaycan'da kültürel, sosyal ve siyasi alanlarda önemli gelişmelere sebep olmuştur. Özellikle matbuat alanındaki gelişmeler diğer sabalan da etkilemiştir. Bu ortamda, Azerbaycan'da yayınlanmakta olan 1ürkçe gazeteler sayfalannda, diğer milletlerde olduğu gibi, Müslümanlar için de hayır ve eğitim cemiyetlerinin kurulması gerekliliği konusunu sık sık vurgulamaya başlamıştır. Yine bu dönemde, Türk-Ermeni çatışması başlamıştır. Kaf­ kasya Genel Valisi ve diğer Rus idarecilerin göz yumması, destek ve kışkırtmalanyla Azerbaycan'ın birçok bölgesinde Ermeniler Türkleri öldürmeye başlamıştır. Bu saldırılardan kaçan binlerce aile ile öksüz ve yetim kalan çocuklar perişan vaziyettedir. Rus "-13

Okuldan mezun olan öğrenciler için bak. Guseynova Dina Sadık Kızı,

Azerbaydjanskaya intelligentsiya v kontse XIX-naçale XX v., Baku, Av­ torefarat, ı993, s. 24; S. Genceli, Işıklı Ömürler Kövrek Taleler, Bakı, Azerbaycan Dövlet Neşriyyatı, ı991, s. 6. :134

Veli Memmedov,

Ekinci Gazeti,

Bakı, Azerbaycan Dövlet Neşriyyatı,

ı976, s.7.

93


yöneticilerin kayıtsız kaldığı bu duruma Türk zenginler ve ay­ dınlar daha fazla duyarsız kalamamışlardır. Bu insanlara yardım etmek amacıyla bir yardım cemiyeti kurmaya karar verilir. Bu zenginler ve aydınlar 1905 yılının sonbaharında 1800 imzalı bir dilekçeyle Kafkas Genel Valiliğine müracaat ederek hayır cemi­ yeti açmak için izin isterler.235 Bu istek hükümet tarafından da olumlu karşılaşınca Bakfi Müslüman Hayriye Cemiyeti 10 Ekim 1905 tarihinde açılır. Cemiyetin ni�amesi hem Rusça hem de Türkçe yazılır ve Tiflis'te Kafkas Valisi Vorontsov Daşkov ta­ rafından tasdik edilir. Cemiyetin kurucuları 21 kişiden meydana gelmektedir. Bunlardan bazılan; Zeynelabidin Tagiyev, Hasan Melikzade Zerdabi, Ali Merdan Topçubaşı, Ahmet Agayev, Ali Bey Hüseyinzade ve İsa Bey Hacinski'dir. Cemiyetin başkanlığına Tagiyev, idare heyetine de İsrafil Hacıyev, Ahmet Agayev, Hacı Mustafayev, Ali Merdan Topçubaşı ve 2'-erdabi seçilir. Cemiyete ekonomik destek Tagiyev tarafından sağlanır. Yapılacak faali­ yetleri ise 2'-erdabi planlamaktadır. Cemiyetin nizamnamesinin birinci maddesi şöyledir: "Balama muhtaç yaşlılara bakmak, fakir Müslüman öğrencilerin orta ve yüksek eğitimini yapabilmesi için para yardımında bulunmak, fakir kimselere giyecek ve yiyecek, bazen de para yardımı yapmak".236 Azerbaycan'ın içtimai ve siyasi hayatında önemli bir yeri olan Müslüman Hayriye Cemiyeti'nin 1. Dünya Savaşı yıllarında faaliyet alanı daha da genişler. Cemiyet Kafkas cephesinden gelenlere, ana-babasız kalanlara, esir düşen Türk askerlerine çeşitli yardımlar yapar.237 2',erdabi, zenginlerin ve aydınların hayır cemiyeti kurmadaki istekliliğini görünce çok sevinir. Cemiyet sayesinde, okuyan Türk gençlerinin sayısı çoğalmış, eğitim fa­ aliyetleri artmış ve en önemlisi de, halk bilinçlenmiştir. Aynca a:ıs Aslan, a.g.e., s. 54. "36 Cavadov, a.g.e., s. 31-32.

237 A.e., s. 36-4ı. 94


fakir öğrencilere yapılan yardımın yanında muhtaç olanlara da düzenli yardımlar yapılmaktadır. Böylece Zerdabi'nin bir hayali daha gerçekleşmiştir. Zerdabi'nin, kuruluşunda ve faaliyetlerinde bizzat yer aldığı bir diğer cemiyet ise 'Neşr-i Maarif Cemiyeti'dir. İlk toplantısı 24 Kasım 1906 tarihinde yapılan cemiyette; Tagiyev başkan,

M.Hacinski başkan yardımcısı, Ahmet Agayev katip, Zerdabi ise teftiş heyetine seçilir. Cemiyetin adından da anlaşılacağı üzere hemen bütün faaliyetleri eğitim üzerinedir. Cemiyet, Müslüman halkın ve çocukların eğitilmeleri için çalışmalar yapar. Sadece 1907 yılında Baku'de üç okul açar ve bu okullarda öğrenciler ücretsiz okutulur. Zerdabi, bu cemiyet aracılığıyla Azerbaycan'ın geleceği olan gençlerin eğitilmesi için elinden geleni esirgemez. Özellikle çocukları eğitecek olan öğretmenlerin yetişmesi için özel çaba gösterir. Azerbaycan'ın ileri gelen zenginleti de yapılan bu eğitim faaliyetlerine para yardımlarını esirgemezler.238 Zerdabi'nin cemiyetçilik faaliyetlerinin yanında, Hanife hanım da Müslüman kadınların bir araya geldiği bir cemiyet kurar. 26 Kasım

1908 tarihinde Bakô'de ilk toplantısı yapılan bu ilk kadın

cemiyetine Hanife Hanım başkan seçilir. Cemiyetin amacı: genelde cahilliğe karşı mücadele etmek, eğitimi yaygınlaştırmak, öğren­ cilere maddi yardım yapmak, özelde ise kadının eğitilmesidir. İlk önce Nicat Cemiyeti'nin bir şubesi olarak kurulan müessese

daha sonra kendi nizamnamesi olan 'Müslüman Kadınlarının

Bakı1 Hayriye Cemiyeti' olarak adlandırılır. Cemiyet, kadınların eğitiminin dışında, onların ekonomik faal�yetlere katılmaları için çalışmalar yapar. Aynca ihtiyaç sahibi kadınlara para yardımında bulunur. Hanife Hanım bütün bu faaliyetlerin yönlendiricisi ve yöneticisi konumundadır. 239 238 239

Cavadov, a.g.e., s. 75-81 Süleyınanova, a.g.e., s. 183-184. 95


Şehir Medisinde Vekillik Zerdabi Bakfi.'ye döndükten sonra yaklaşık on yıl Bakı1 Şehir Duması'nda vekil olarak görev alır. Eğitim faaliyetlerinin yanında şehircilik faaliyetleriyle de halkın gönlünde taht kurmuşhır. Üzüm bağlan, inşaat ve maliye komisyonlarında etkili görevlerde bulunur. Duma içerisinde hararetli tartışmalara katılıp, halkın faydasına olan çalışmaların bir an önce yapılması için mücadele eder. Duma toplantılarında özellikle Novikov, Duma Başkanı Beylavski, Antonov ve Saparov Zerdabi'nin sözünü kesip konuş­ malarını engellemeye çalışırlar. Şehir Meclisindeki çalışmaları sırasında Zerdabi bazı konu­ larda çok mücadele eder. Bunlardan birisi şehre su kanalı yapımı projesidir. Zerdabi, şehre dağ suyunun getirilmesinin hem sağlıklı hem de maliyetinin uygun olacağını savunur. Meclisteki bazı ve­ killer ise Ambartsum Melikov'un arazisi içinde bulunan çeşmeden suyun alınarak şehre getirilmesini isterler. Bu Melikov'a çok para kazandıracaktır. Zerdabi halk arasında hastalık yayacak olan bu suyun getirilmesine karşı çıkar. Onu ikna etmenin zor olduğunu görenlerin rüşvet tekliflerine Zerdabi, kendisinin "satılık" olma­

dığım söyleyerek tepki göstermiştir.24° Zerdabi 1905 yılındaki Türk-Ermeni çatışmasında banş yan­ lısı bir politika izler. Bu çatışmanın, Çar hükümetinin kışkırtması olduğunu açıkça ifade eder. Şubat 1905'de B. Lalayev adlı bir Ermeni'nin cenazesine katılır ve olayların son bulması gerekti­ ğini anlatmaya çalışır. Aynca Türk ve Ermeni çocukların birlikte okuyacakları bir okul açılırsa bu gerginliklerin son bulacağını ve çocukların dost olarak büyüyeceklerini söylemiştir. 24 1 Zerdabi, Bakfi'ye döndükten sonra vefat edene kadar Kaspi gazetesinde çalışır. Hem gazetenin yönetimiyle ilgilenmekte, hem 240 G. S. Melikova, "Vospominaya ob ottse", Sovremenniki O G. Zardabi,

Baku, Elm, 1985, s. 61. 241 H. Melikova, a.g.m., s. 50.


de makaleler yazmaktadır. Kaspı'den başka Hayat gazetesinde ve

Debistan dergisinde de makaleler kaleme alır. Bu makalelerinde; halkın aydınlanması, eğitim, çar memurlarının ve yerli beylerin halka yaptıkları haksızlıklar, vatan sevgisi, gençlere tavsiyeler, dostluk ve habralar gibi konular işlenmektedir.

1. Muallimler Kurultayının Toplanması :XX. yüzyılın başlarında Azerbaycan'da eğitim sisteminin ye­ niden yapılandırılması için çalışmalar başlablır. Bu çalışmaların temelinde yeni derslikler açmak, ana dilde eğitim, ana dilde ders kitapları hazırlanması, muallimlerin yeterli seviyeye gelt:rek ken­ dilerini yetiştirmeleri, Müslüman çocukların okullara gitmesinin sağlanması, yeni ders programlarının yapılması ve bunlarda birlik sağlanması gibi önemli konular vardır. 242 Zerdabi'nin ı906 yılında 1. Muallimler Kurultayının toplan­ masında büyük katkısı olur. Mayıs ı906'da Nicat Cemiyetinin toplantı salonunda alınan karar neticesinde muallimlerin ağustos ayında toplanması kararlaştırılır. Toplantı komisyonuna Zerdabi,

F. Ağayev, N. Nerimanov, E. Caferzade, A Efendiyev, H. Mah­ mudov, M. Hacıbabayev seçilir ve hazırlıklara başlanır. Zerdabi,

Kaspi, Nerimanov Hayat, F. Agayev İrşad gazetelerinde kurultayın amacı ve kapsamı hakkında makaleler yazarlar. ıs Ağustos ı906 tarihinde saat ıo.oo'da

II. Şehir Okulunun salonunda başlayan

toplantıya Zerdabi başkan, Nerimanov başkan yardımcısı, Ferhad Agayev de katip seçilir. Toplantıya Azerbaycan, Dağıstan, Gürcis­ tan ve Ermenistan'dan gelen yüzden fazl� eğitimcimin yanında matbuat işinde çalışanlar da iştirak etmiştir.243 "42

Hüseyin Ahmedov,

Neriman Nerimanov'un Pedagoji Fikirleri,

Bakı,

Maarif Neşriyyatı, 1979, s. 32 "43

Manaf Süleymanov, İşittiklerim

Okııduklanm Gördüklen·m, Bakı, Azer­

baycan Dövlet Neşriyyatı, 1987, s. 13.

97


Kurultayda; Azerbaycan'daki halk eğitiminin problemleri, ilk ve orta Rus-Tatar okullarında ana dilin mecburi ders olması,

yeni ders programının tertibi, ortak ders müfredatının oluştu­ rulması, köy öğretmenlerinin durumlarının iyileştirilmesi, Gori Muallimler Seminariyasz'nın Azerbaycan şehirlerinden birinde şubesinin açılması ve kadın tahsilinin geliştirilmesi vb. konula­ rında tartışmalar yapılır ve sorunlara çözüm önerileri getirilir. Kurultayda, Livitski'nin244 Kafkas valisine şikayet edilmesine ve ana dilin serbestçe öğretilmesi hakkında dilekçe yazılmasına karar verilir. Şikayet dilekçesini Zerdabi yazar. Dilekçenin son cümlesi "Kurultay adaletli karar vermenizi arz eder" şeklinde­ dir. Nerirnanov bu cümleye karşı çıkarak "Kurultay talep eder" şeklinde değiştirilmesini ister. Zerdabi talep sözünün aleyhlerine olacağını durumu daha da zora sokacağını anlatır. Bunun üzerine kurultayda tartışma çıkar ve oylama yapılır. Yapılan oylamada Nerimanov'un teklifi kabul edilir. Kurultayda geçen bu olay Hacı Zeynelabidin Tagiyev'e haber verilir. Kurultaya gelen Tagiyev bir konuşma yapar. Konuşmada: "Dünkü aldığınız karar yanlıştır. Nerirnanov uzağı göremeyen, benim paramla okuyan ve burada sizin aklınızı karıştıracak inkılapçı laflar eden bir şahıstır. Sizden rica ediyorum dünkü kararınızı değiştirin, yoksa bu milletimizin aleyhine olur" der. Bu konuşmadan sonra söz alan Nerirnanov: "Evet ben Tagiyev'den burs alıyorum . Fakat onun gibi düşünmek zorunda değilim. Haksızlık karşısında susmam mümkün değildir. Bir daha da Tagiyev'in bursunu almayacağım" diyerek cevap verir. Kurultayda aynca Ermeni öğretmenlere de banş eli uzatılarak beraber hareket etme teklifi yapılmıştır.24s

244

Bakfı'deki okullann sorumlu müdürü olan Llvivitski okullarda Azerbay­ can Türkçesiyle konuşmayı yasaklar. Bu konuda çok kah olan Livitski buna aykın davranan öğretmenlerin hemen işine son verir. Bu katı uy­ gulama şikayet konusu olur. Süleymanov,

245

A.e., s.

140.

a.g.e., s.

139.


Ömrünün Son Günleri Zerdabi ölümüne yakın felç olur. Felç özellikle dilinde olduğu için konuşamaz, fakat o buna aldırmayarak ölümüne kadar Kaspi'deki görevine devam eder. Zerdabi 28 Kasım 19 07 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi çok kalabalık olan Zerdabi'nin ölümü halkını yasa boğmuş, cenaze törenine sadece Türkler de­ ğil, Ermeni ve Ruslar da katılmıştır. Rusya'nın birçok bölgesinde çıkan gazeteler onun vefatını okuyucularına duyurarak 7.erdabi hakkında bilgiler vermiştir.246

246 Rüstemov, a.g.e., s. 79.

99



Zerdabi'nin Görüşleri

İlim ve Eğitim Haklondaki Görii,leri "Maariften, ilimden mahrum bir millet ışıktan mahrumdur" diyen Zerdabi, Azerbaycan'da eğitimin gelişmesi ve yeni okulların açılması için büyük gayret gösterir.""7 Azerbaycan'daki okullarda eğitim gören çocukların çoğunluğu gayri müslimlerin çocuklarıdır. Halk, yeni açılan Rus okullarına güvenmediği için çocuklarını bu

okullara göndermemektedir. Bu okullara devam eden az sayıdaki öğrenci de zengin Müslümanların çocuklarıdır. Müslüman çocukların eğitim alması için onların gidebileceği okullann açılması şarttır. Zerdabi hayatı boyunca Müslüman çocukların eğitimi için elinden geleni yapar ve okullar açmak için mücadele eder. Bakfi'de öğret­ menlik yaptığı yıllarda daha fazla Müslüman öğrencinin okuması için kapı kapı dolaşarak aileleri ikna etmeye çalışır.

Halkın çocuklarını okula göndermemesindeki bir diğer sebep ise okulların paralı olmasıdır ve pek çok ailenin çocuklarını oku­ tacak maddi iınk3.nının bulunmamasıdır. Bu konuda ailelerden fedakarlık yapmaları beklenmekte, gerekiyorsa insanların "ceket­ lerini satıp" mutlaka çocuklarını okutmalan tebliğ edilmektedir. "47

Zerdabi, Seçilmiş Eserleri, s. 7.

ıoı


Zerdabi, Müslüman gençlerin sadece ortaokul ve lise değil, üni­ versite eğitimi almalan gerektiğini de ifade eder. Kendi yetiştirdiği ve eğitiminde etkili olduğu gençler üniversiteyi bitirdikten sonra Azerbaycan'ın sosyal ve kültürel hayatındaki önemli aydınlar arasında yerini almıştır. O her zaman bu gençlerle iftihar etmiş, onların eğitilmelerini toplumun geleceği için faydalı yatınmlar olarak görmüştür. Zerdabi bir milletin gelişebilmesi için, hatta devlet olabil­ mesi için eğitimin şart olduğunu halka anlatmaya çalışır. İleriki dönemlerde, kurulan hayır cemiyetleri aracılığıyla ve zenginle­ rin verdikleri burslarla okuyan gençlerin sayısı artar. Özellikle Zerdabi'nin eğitim alanındald faaliyetlerini bizzat yönlendirdiği Hacı Zeynelabidin Tagiyev'in maddi ve manevi yardımları çok faydalı olmuştur. Onun bu mücadelede engellemek isteyen birçok düşmanı var­ dır. Hükümet memurları Zerdabi'nin bu faaliyetlerine her zaman kuşku ile yaklaşırlar ve "siyasi cihetten itibarsız" olduğu hakkında rapor yazarak, onun halkın eğitilmesi için yaptığı her girişimi engellemek ve marn çıkarmak için çeşitli gerekçeler öne sürerler. Yaptığı bütün başvurular hükümet ve valilik tarafından reddedilir. Zerdabi üniversite yıllarından itibaren kafasına koyduğu halkına hizmet etme fikrini mezun olur olmaz hayata geçirir. Çar memurlannın halka yaptıklan zulümlerle ve haksız uygulama­ larla mücadele ederek, bunlan gazetelere yazarak ifşa etmiştir. Yerli beylerin de halka yaptıklan eziyetlere karşı çıkan Zerdabi, halka kendi haklarını öğretir, ücretsiz dilekçeler yazarak onlara rehberlik yapar. Bu yüzden işinden kovulan, rahatı kaçan yerli beyler tarafından suikastla öldürülmeye çalışılan yazar, ömrünün sonuna kadar bu mücadeleden vazgeçmemiştir. Halkın durumunun iyileştirilmesi için onlara sürekli tavsiyelerde bulunan Zerdabi, alınan fazla vergilerden de şikayet eder. Özellikle 102


Ekinci'de halkın ilini usullerle tanın yapması, hayvan hastalıklan, hayvansal ürünlerden daha verimli istifade edilmesi ve bulaşıcı hastalıklarla mücadele konusunda yazılar kaleme alır. Zerdab'ta yaşadığı yıllarda halkın arasında onlann yaşam mücadelelerine yakından tanıklık eden yazar, halkın gönüllü danışmanlığını üs­ leruniştir. Zerdabi'nin lozının, babası hakkındaki hatıralarında bu konuda oldukça geniş ve ilgi çekici malumatlar vardır.248 Zerdabi, yazdığı makalelerde diğer ü1kelerin eğitim durumlarıyla ilgili bilgiler verir ve kendi halkının da bu seviyeye gelmesi için çaba gösterir. Yazar, kaleme aldığı bir makalede; Rusya'nın son on yılda eğitimde ne kadar ilerlediğini ortaya koyduktan sonra, Müslümanlann ise ilimden "veba hastalığından kaçar" gibi uzak­ laştıklarını üzüntüyle ifade eder. Bu açığı mutlaka kapatmaları, en azından komşu milletler kadar eğitim işine önem vermeleri gerektiğini söylemiştir.249 Yazarın yaşadığı dönemde genellikle önemli ve masa başı işlerde BakU'ye dışandan gelenler veya gayri müslimler çalışmak­ tadır. Müslümanlar ise çok az ücretle ve çok kötü şartlarda ancak vasıfsız işçi olarak istihdam edilınektedir. 7.erdabi bunun sebebinin •48 Zerdabi'nin kızı Garip Sultan "Babam Hakkında" adlı makalesinde "Ba­ bamın günü problemleri olan köylülerle başlar. Sabahlan mutlaka onu bekleyen köylüler olur. Babam onların anlattıklarından etkilenir ve mo­ rali bozulur" diye yazmaktadır. G.S. Melikova, a.g.m., s. 52. •49

7.erdabi bu makalede; Amerika'daki eğitimin ileri olduğundan bahsettik­ ten sonra Rusya'nın son on yılda eğitimde çok ileri gittiğini, hatta orada okumak isteyen her beş kişiden ancak birine imkan sağlanabildiğini be­ lirtir. Devamında Bakii 'de de geçen yıl başvuran 100 kişiden ancak yer olmadığı için 50 tanesinin kabul edilebildiğini; fakat Bakii lisesindeki 500 öğrencinin 25o'si Rus, lSO'si Ermeni vt! sadece 100 tanesinin Müs­ lüman olduğunu, onların da 33'ünün devlet bursuyla ücretsiz okuduk­ larını bildirir. 7.erdabi: "Onun için bizim okullarımızda okuyanlar Rus, Ermeni ve diğer milletlerdir. Bu sebepten bir an önce Müslümanların eğitime önem vermeleri ve çocuklarını okutmaları gerekmektedir" şek­ linde yazmaktadır. Ekinci, No: 8, 4 Kasım 1875, s. 1-2.

103


eğitimsizlik olduğunu söyleyerek, tek çarenin işçilerin eğitilmeleri olduğunu düşünmektedir. Ancak bu şekilde Türk işçiler de bu tür görevlere talip olabilecekler ve diğer milletlerle eşit duruma geleceklerdir. Bu yüzden, Müslüman işçiler eğitim açısından do­ nanımlı olmalıdır ve vasıfsız işçi olmak yerine aranılan niteliklere sahip kişiler olarak yetiştirilmelidir. Üstelik bu meselenin zaman kaybetmeksizin çözülmesi gereklidir. İşçiler kendilerinin çektikleri sıkıntıları göz önünde bulundurarak çocuklarını daha iyi bir hayat sağlamak için onların eğitimlerine engel olmamalıdır. Yazarın "Biz ne zaman gözlerimizi açıp bunları göreceğiz ve bunlara bir çare bulacağız?"25° sorusu, halkın eğitime bakış açısının acilen değiştirilmesi gerektiğinin bir ifadesidir. Yazar, eski usulle eğitim yapan kurumları ve buralarda yapılan eğitimi eleştiımiştir. Yazara göre, yetersiz mollaların ders okuttuğu, ezbere dayanan tarzda bir eğitimin yapıldığı, çocukların zekasını geliştirmeyen ve çocuklara karşı şiddet uygulanan bu kurumların yerine yeni usullerle eğitim yapan kurumlar açılmalı ve buralarda dünyevi ilimler öğretilmelidir. Ekinci gazetesi aracılığıyla Zerdabi Azerbaycan halkına okullar açmalarını, özellikle de ilkokullar açılmasını öğütler. Açılan bu okullarda ana dilin öğretilmesinin mutlaka şart olduğunu söyleyen yazar, Müslümanların bir an ewel bu işe el atmalarının gerektiğini ısrarla dile getirir. 251 Yazar sadece okullarda alınan eğitimin yeterli olmadığını belirtir. Ona göre, okul sonrası da eğitim devam etmelidir ki, bu da gazete, dergi ve kitaplar yoluyla gerçekleşebilir. 252 Zerdabi, eğitim gören öğrencilere "Size hakaret edecekler, sizi aşağılayacaklar, fakat bunlardan yılmayacaksınız. Halka hizmet yolunda dünya lezzeti sizi alıkoymasın, siz milletiniz için zahmet çekiniz. Gelecekte milletiniz sizin değerinizi anlayacak ve sizi şehit

25° Zerdabi, Seçilmiş Eserleri, s. 238. 251 Ekinci, Yıl: 2, No: 19, 8 Ekim 1876, s. 2. 252 Ekinci, Yıl: 3, No: 3, 3 Şubat 1877, s. 2. 104


sayarak, sizlere rahmet okuyacaktır"253 diyerek onlan cesaretlen­ dirip moral vernıiştir. Zerdabi, öğretmenlere hitaben yazdığı "Açık Mektup"254 adlı makalede eğitimin önemini bir kere daha vurgular. Öğrencile­ rin yeterince ders kitabına sahip bulunmadığından ve işçilerin eğitimsiz olduklan için tahkir edildiklerinden, öğretmenlerin bu durum karşısında yeterince imkfuı olmadığı gerekçesiyle geri durmalanna hem lazmal<ta hem de üzüntü duymaktadır. Hfilbuki bütün öğretmenler el ele vererek bu problemlerin üstesinden gelebilir. Öğretmenler sahip olduklan mevcut bilgi birikimleriyle yetinmemeli kendilerini yetiştirmelidirler. Zaten okuyanı az olan bu toplum, öğretmenlerin ve diğer aydınlann da katlalanyla, üzerinde daha fazla çalışılarak ve fedakarlık yapılarak istenilen seviyeye getirilebilir. Her şeyi devletten beklemenin bir faydası olmadığını belirten yazar, bir program hazırlayarak bunu öğret­ menlere gönderir. Onlardan bir cemiyet kurmalannı, programı burada tartışmalannı, okuldaki dersleri bittikten sonra halka ve işçilere okuma-yazma kurslan düzenlemelerini ister. Aynca ce­ miyetin öğrenciler için gerekli bilgilerin bulunabileceğini aylık bir dergi çıkarılabileceğini ifade eder. Bu cemiyet aracılığıyla lazım olan ders kitaplan ya tercüme yoluyla ya da yeniden yazılarak, Bakı'.l Cemiyeti Hayriyesi'nin yardımıyla basbrılıp öğrencilere dağıtılmalıdır. Ona göre ilim ırmağı artık damla damla değil, sel olup akmalıdır ve her isteyen ondan kana kana içerek doymalıdır. Halkın eğitim seviyesinin yükselmesi ve cehalete karşı mücadele ancak öğretmenlerin yapbklan fedakarlıklarla kazanılacaktır. Zerdabi uzun süre halkının içine düştüğü durumun nedenle­ rini düşünmüş ve yazılannda bunu sık sık gündeme getirmiştir. Bu soruya kendisinin verdiği cevap ise; cehalet, eğitimsizlik ve •53 Ekinci, Yıl: 2, No: 11, 11 Haziran 1876, s. 1. •54

Zerdabi, "Açık Mektup", Hayat, No: 1 2, 13 Ocak

1906, s.

ı.

105


zulmettir. Yazar halkını bu duruma düşüren nedenlere yaşamı boyunca çözüm aramış ve bunlara çare bulmak amacıyla mücadele etmiştir. Ona göre, ilim bütün dertlerin ilacıdır. İlmi hakikatleri dar çerçeveden çıkanp, bütün milletin malı haline getirmek ilim adamlarının en önemli manevi borcudur. 255 Yazar Ekinci gazetesinde sık sık Rusya'daki ve Avrupa ülkele­ rindeki kütüphanelerden ve oradaki kitaplardan bahseder. Kütüp­ hanelerdeki kitap sayılarını, kütüphanelerin çalışma usullerini, yeni basılan kitapları ve insanların kitap okumak için kütüphanelere gidişini anlatır. Yazar imrenerek anlattığı bu seviyeye halkının gelmesini çok arzulamaktadır.256 Zerdabi ölümüne yalan bir tarihte Kaspi'de yazdığı bir maka­ lede, cenaze töreninin çok sade yapılmasını, yapılacak harcamaların eğitim amacıyla kurulmuş olan bir cemiyetine bağışlanmasını ister. Bunun, "çok sıkıntılar çekmiş halkı" için daha iyi olacağını söyler.257 Buradan da anlaşılacağı üzere, yazar ölüm döşeğinde dahi milletinin eğitimini düşünmekte kişisel harcamalara giden paraların ki, bu kendi cenazesi bile olsa, boşa harcanmamasını bir hayat felsefesi haline getirdiğini göstermektedir. Yazar, tam teşekküllü eğitim kurumlarında, bilgili ve yetenekli eğitimcilerin nezaretinde, çocukların akli gelişmesinin yanında el becerilerinin de geliştirildiği bir eğitim sistemi hayal etmektedir. Sadece ezbere dayalı ve müfredata bağlı eğitim sistemi çocukları tembelliğe alıştırınaktadır. Ona göre, nazari ilimlerin yanında el emeğine dayalı derslerin verilmesi çocuklarda emeğe saygıyı geliştirecek ve çalışmayı sevdirecektir. Bu sistemle, çocuklar '

2ss Z.

256

B. Göyüşov, Azerbaycan Maarifçilerinin Etik Gö�leri (XIX Esnn İkinci Yansı), Bakı, Azerbaycan SSR Elmler Akademiyası Neşriyyatı, 1960, s. 156. Ekinci, Yıl: 2, No: 12, 25 Haziran 1876, s. 3; Ekinci, Yıl: 2, No: 1, 16 Ocak 1876, s. 4.

257 Zerdabi,

106

Seçilmiş Eserleri, s. 52.


çevresinde gelişen olaylara karşı kayıtsız kalmayacak ve onları doğru tahlil edebilecektir.2ss

Kadm Hakkındaki Görüşleri Zerdabi kadınların eğitimine büyük ehemmiyet verir. Bu konuyla ilgili ilk icraatım kendisine bir ömür desteğini esirgemeyen ve eğitimli bir bayan olan Hanife hanımla ev­ lenerek yapar. Toplumun kalkınmasının yolunun kadınların eğitiminden geçtiğini söyleyen yazar, bu yolda çok mücadele eder. Halk henüz erkek çocukların eğitimine hazır değilken o kızların eğitilmesi için çalışır. Eşinin de yardımıyla bu işe ilk önce kendi evini okul olarak kullanmakla başlar. 1896 yılında kız okulu açmak için yaptığı müracaat kabul edilmez. Fakat Zerdabi'nin önderliğinde Tagiyev, 1901 yılında Müslümanlar için kız okulu açmak üzere izin almayı başarır. Hanife Hanım da bu okulun ilk müdiresi olur. Halk bu çalışmalarından dolayı Zerdabi'yi Kafkasya Müslüman Kadınlarının Manevi Atası2s9 olarak anmaktadır. Yazar kadınların toplumdaki yeri, kadına baloş açısı ve top­ lumsal değerlerin kadın üzerindeki etkisi gibi pek çok konuyla ilgilenmiştir. O bunları gerek yazılarında gerekse halkla iç içe yaptığı sohbetlerde dile getirmekten çekinmemiştir. Kadınların karşı karşıya kaldığı bir diğer husus lozların kaçınlmasıdır. Zer­ dabi buna şiddetle karşı çıkar ve bu adetin bir an önce kalkması gerektiğini söyler. Kaçırılan kızlan kendilerinin esiri ve kulu olarak gören zihniyetle mücadele eder. Yazdığı makalelerde, evlenme ko­ nusuna da değinmiştir. Kızlarını erken evfendiren ailelere bunun zararlarını anlatmış, kızlar için evlenme yaşının 20-25, erkekler için ise 25-30 olmasını tavsiye etmiştir. "58 •s9

Göyüşov, Azerbaycan Maarifçilerinin Etik Görüşleri, s. 187. A.e., s. 101. 107


Zerdabi halkın kadına olan saygısını yükseltmeyi, kadınların da özellikle kendileriyle ilgili olan kararlarda fikirlerinin alınması gerektiğine inanmaktadır. Kadınların eşya gibi alınıp-sablınasına ve kullanılmasına, onların güçsüz ve ikinci sınıf insan olarak görülmesine karşı çıkan yazar, kadının mutlaka hak ettiği değeri bulmasını ister. Yazar, Ekinci'de bu yönde yayınladığı makalelerin yanında, bu fikri paylaşanların kendi bölgelerinde vuku bulan olaylan, özellikle de kadınların kahramanlık gösterdikleri olaylan anlatan mektuplan yayınlamıştır. Akraba evliliğine karşı çıkan ve bu geleneği tenkit eden yazar, akraba evliliği yapanların çocuklarının sakat doğma riskinin fazla olduğunu ilmi delillerle anlatmaya çalışır. Bu şekilde doğan sakat çocukların sağlıklı bir toplum yaratma düşüncesine ters olduğunu ifade eder.26o Yazarın üzerinde durduğu bir diğer konu da kimsesiz ve yetim kızların dunırnlandır. Onların aşağılanmasına ve eziyet görmelerine karşı çıkan ve bunu yapanları şikayet eden yazılara gazetede sık sık yer verirken yapılan bu şikayetleri de bizzat takip etmiştir.261 Zerdabi kadının analık vasfını ön plana çıkararak, çocuğun, dolayısıyla genç neslin eğitiminden annelerin sorumlu olduğunu savunur. Çocuğa ilk eğitimin anneleri tarafından verildiğinin unutulmaması gerektiğinin altını çizer. Okulda alınan eğitim yeterli değildir ve mutlaka evde takviye edilmesi gerekmektedir. Hatta birçok durumda çocuğun eğitiminde aile ilk sırada etkili olabilmektedir. Çocuk ailede gördüğü sevgi, ilgi ve terbiye netice­ sinde daha sağlıklı bir fert olmaktadır. Mutsuz bir ailede yetişen 26o V. Memmedov, "Gadın Azadlığı İdeyalannın Terennümcüsü", Azerbay­

can Gadını, No: ı, ı964, s. 21. 261

Gazetede çıkan bir habere göre; Borisov adlı generalin hanımı yanında

çalışin yetim kızı döver. Yetim kız da bunu bir tanıdığına söyler. O kadın da bu olayı savcıya anlatır. Savcı yaptığı tahkikat sonucunda generalin hanımını Sibirya'ya sürgün eder. Ekinci, No: 13, 23 Haziran ı877, s. 4. 108


çocuklar ileriki hayatlannda başarısız olurlar. Kadının, çocuğunun eğitiminde etkili olabilmesi ve doğru eğitebilmesi için öncelikle kendisinin eğitimli olması gereğine işaret eden Zerdabi, bu konuda herkesi göreve çağırmışhr.262 Zerdabi yazılarında başka ülkelerdeki kadınlann yaşantıların­ dan özellikle de bu ülkelerin kadın eğitimine verdikleri önemden örnekler verir. İngiltere'de açılan kız okullanndan bahseder, Er­ meni ve Gürcülerin kadın eğitimine verdikleri önemi dile getirir ve kısa zamanda en azından onlann seviyesine gelinmesi için çok çalışılması gerektiğini ifade eder.263 Kadın eğitiminin sürekli Azer­ baycan için ehemmiyetini dile getiren yazar, bu konuda yapılacak çalışmalara destek vereceğini ifade etmiştir. Yabancı ülkelerdeki kadınlarla ilgili gelişmeler yakıdan takip edilmiştir. Ekinci'nin "Taze Haberler" bölümünde bu ülkelerde yaşayan kadınlann durumlanndan ve elde ettikleri haklardan bahsedilmektedir. Mesela, Rusya'da kadınlann postanelerde, demiryollannda çalışmalarına izin verildiği ve artık avukat olma haklannın olduğuna dair bir haber yayınlanır. Bu örneklerden hareketle Azerbaycan'da da kadının bir an önce sosyal hayata katılmasının lazım geldiği vurgulanmaya çalışılır.264 Kadının çalışma hayatıyla da ilgilenilmekte ve dönem dönem bu konuyla ilgili yazılara yer verilerek toplumun dikkati çekilmeye

çalışılmaktadır. En çarpıcı örneklerden biri Ekinci'de çıkan bir yazı­ dır. Burada, Kars'ta çalışan kadınların haklan savunularak, onlara erkeklere göre daha kolay işlerde çalışmaları önerilir. Gazetede kadınların cuma günleri ve geceleri çalışmapıaları gerektiği, hamile kadınların doğumdan yedi hafta önce işi bıralanaları ve doğumdan sekiz hafta sonra tekrar işe başlamaları teklif edilmektedir. Kadınlar "62

Veli Memmedov, "Matbuatımızı Garanguşu" Muhbir, No:7, 1987, s. 24.

'''3 Ekinci, Yıl: 2, No: 7, 14 Nisan 1876, s. 4. "64

Ekinci, Yıl: 1, No: 12, 1 Ocak 1876, s. 4. 109


fiziki ve ruhsal durumlan göz önüne alınarak çalıştınlmalıdır, yoksa çalışmak onlar için bir eziyet halini alacaktır.26s Toplumun kadına bakış açısını ve verdiği değer ölçüsünü za­ man zaman eleştiren Zerdabi kadınlara karşı yapılan haksızlıklara ve kötü muamelelere karşı çıkar ve bunlan yapanları gazetede ifşa eder. Kadınları "güç.süz, zayıf, kıymet bilmeyen yaratıklar" şeklinde adlandıranlara karşı onları "kıymet bilen, mücadeleci ve cesaret simgesi" olarak takdir ve takdim etmektedir. Başta gazetenin sahibi ve başyazan Zerdabi olmak üzere

Ekinci gazetesinin diğer yazarları, kadının hak ettiği yeri bulması, sosyal ve iktisadi hayatta erkeğin yanında olması, kadını aşağılayan adetlerin terk edilmesi, kadının eğitilmesinin bir milletin geleceği olduğunun bilinmesi ve toplumda insanca yaşaması gerektiği yö­ nünde birçok yazılar yazmışlar ve hallon kadına olan yanlış bakış açısını değiştirmek için mücadele etmişlerdir.

Dil Hakkmdaki Görü�leri Dil bir milletin diğer milletlerden farklı olan terennümü ve konuşmasıdır. Dil bir milletin ses dünyasıdır. Her millet kainatı, duygu ve düşünceleri ayrı şekilde seslendirmiş, ayrı şekilde ifade etmiştir. Dil düşüncenin aynasıdır. Onun için dil bir milletin dü­ şünce sistemini gösterir. Yine dil milli hafızanın, milll hatıraların, duyguların ve düşüncelerin, bütün maddi ve manevi değerlerin müşterek hazinesidir. Kendi kanunları içinde yaşayıp giden tabii ve canlı bir varlık olarak dil, insan üzerinde daima müstakil bire yere sahiptir. Dil bazı insanların veya zümrelerin değil, bütün bir milletin ortak malıdır. Bir devletin, bir vatanın dili onun her böl­ gesinde, her yerinde geçerli müşterek memleket dilidir. Bir milleti ayakta tutan, bir milletin varlığını sağlayan ve devam ettiren, bir

insan topl�uğunda sarsılmaz bir birlik yaratan, milll mensubiyet 265

Ekinci,

110

Yıl: 2, No: 16, 23 Ağustos 1876, s. 3.


duygusunun, bir millete sahip olma hissinin canlı ve fiili misalini te.şkil eden, bir milletin insanlannı birbirine yaklaştıran ve bağlayan unsur olarak dilin oynadığı rol çok büyüktür.266 Bir millet her şeyden önce aynı dili konuşan insanlar toplu­ luğudur. Dil bir milleti bazen tek başına ayakta tutar. Bir millet başka bir milletin hfil<imiyeti altına girmişse, dil milli benliği muhafaza ederek onu yok olmaktan, eriyerek başkalaşmaktan, karışıp kaybolmaktan, benliğini yitirmekten kurtarır. Milletin, istiklalin, hürriyetin temeli milli şuurdur. Milli şuurun en kuwetli kaynağı ve belirtisi ise milli dildir. Dil bir milletin ana unsurla­ rından biridir. Zerdabi'nin deyimiyle "bir milleti ayakta tutan iki direkten" birisidir. Türk milleti yaşadığı süreç içerisinde temasta bulunduğu kültürlerden bilinçli veya bilinçsiz olarak etkilenmiş­ tir. Bu etkilenmelerden birisi de komşu kültürlerin etkisi altında kalarak gerçekle.şmiştir. Zaman zaman Türkçenin bozulduğu de­ virler olmuş, özellikle de aydınlarla halk arasında bir irtibatsızlık doğmuştur. Aydınların kullandıkları dili anlayamayan halk daha da şuursuzlaşmış ve aydınlar da halktan kopmuşlardır. Dil bir milletin bütün fertlerinin birbiriyle acısını ve sevincini paylaştığı iletişim aracıdır. Dilin içerisine ne kadar yabancı unsur girerse halk o kadar köklerinden kopanlmış olur. Zerdabi zama­ nın ilim tahsil etme zamanı olduğunu, fakat ilim tahsil ederken de dilin muhafaza edilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Hatta dilini kaybetmeye başlayan bir milletin zamanla yok olacağına dikkat çekmektedir. 267 Rusya'da ı86o1ardan sonra yeni bir eğitim sistemi uygu­ lanmaya başlanır. Bu sistemin mimarı Nikolay İlminski'dir.268 266

Muharrem Ergin, Üniversiteler İçin Türk Dili, İstanbul, Boğaziçi Yayın­

lan,

s.

20.

•67 Zerdabi, Seçilmiş Eserleri, s. 237. 268 Nikolay İvanoviç İlminski (1822-1891) Kaı.an Ruhani Akademisi'nde eği­ tim görür ve burada öğretmenlik yapar. Azınlıklan Hristiyanlaşbrmak 111


hminski, Rus-Tatar okulları için yeni bir program hazırlar. Buna göre, ilk sınıflarda her millet kendi diliyle eğitim yapacak; fakat sonraki sınıflarda ise tamamen Rusça okuyacaklardır. Yeni bir alfabe sistemi ortaya çıkararak suni ayrılıklar meydana getinneye çalışan hminski, dil faktörünü kullanarak Türklerin Ruslaştınl­ masına çalışır. Böylece ilk Rus-Tatar Okulu 1863 yılında Kazan'da açılır. Rus hükümeti önceleri ihtiyatla yaklaştığı bu metodun başarılı olduğunu gördükten sonra bütün bölgelerde uygulamaya başlamıştır.269 Çarlık yönetimi Azerbaycan'da Türkçe eğitime ve gazete çı­ karmaya izin vermez. Bu alanlarda yapılan bütün girişimleri çok sıkı takibat altına alır. Okullarda ana dili eğitimi mecburi değildir ve çok az ders saati aynlmıştır. Aynca ana dili öğretmenleri diğer öğretmenlerle hukuki açıdan eşit değildir. 270 Azerbaycan'ın Rusya hakimiyetine girdikten sonra birçok konuda olduğu gibi dil konusunda da sıkıntıları ortaya çıkar. Dev­ let tarafından açılan okullarda Rusça eğitim verilir. Bu okullarda Türkçe öğretecek öğretmenler yoktur ve müfredatta Türkçe dersi bulunmamaktadır. Halkın kendi okullannı açmasına izin verilmediği için onlar çocuklannı devletin açtığı okullara göndermemişlerdir. Haklı olarak bu okullarda okuyan çocuklannın milli benliklerini ve kültürlerini unutacağım düşünürler. 7-erdabi bu konuda birçok için çalışır. Türkçe ve Arapça bilmektedir. ı86ı'de Kazan Üniversite­ sinde Türk kürsüsü profesörü olur. 1863'te onun teşebbüsü ile Tsent­ ralnaya Kreşçeno-Tatarskaya Şkola (Vaftiz Edilen Tatarlar için Merkezi Okul) açılır. ı872'de Rus-Yabancı Semineri'nde Rus alfabesini esas ala­ rak Çuvaş, Tatar, Mari, Udmurt, Yakut, vb. için alfabeler hazırlar. Na­

Rusya Türklerinin Milli Mücadele Tarihi (1905-1917), An­ TTK, 2. baskı, 1999, s. 20. •69 Serge A Zenkovsky, Rıı.sya'da Pan-Türkizm ve Müslümanlık, Çev: İz­ dir Devlet,

kara,

zet Kantemir, İ stanbul, Üçdal Neşriyat, 1983, s. 25. Süleyman Eliyarlı, "Azerbaycan Milli Hareketinin İlkin Dönemleri",

•70

Fonım, Aralık 1991, 112

s. 35.

Yeni


makale kaleme alır ve çözüm yollan bulmaya çalışır. O, halkın zaten çok zor şartlarda geçimini sağlayabildiğini ifade eder. Fakat bunun bahane olmamasını, eğitimin gerekliliğini hem de Türkçe olarak yapılmasının zaruretini savunur. Rusya tarafından görev­ lendirilen misyonerlere karşı halkı uyanık olmaya çağıran yazar, Müslümanların dünyadan el-etek çekmeleri halinde zamanla yok olacaklarının kaygısını duymaktadır.211 Zerdabi'nin yaşadığı dönemde eğitimin özellikle de Türkçe eğitimin karşısında iki ana mesele vardır. Birincisi yukarıda bahsettiğimiz Rusya'nın baskıları ve misyonerlik faaliyetleridir. İkincisi ise, halkın eğitime olan ka­ yıtsızlığı hatta belli bazı çevrelerin eğitime karşı olmasıdır. Zerdabi'nin gazetenin her sayısında Müslümanların ilim öğrenmesini isteyen yazılarına karşılık Mirza Fethali Ahundov: "Ilimi nerede öğrenelim, kimden öğrenelim ve hangi dilde öğre­ nelim" diye sorar. Ahundov'un bu mektubuna cevaben Zerdabi, söylediklerinin hayal olmadığını bu milletin kendisine inandığı ve çalıştığı vakit bunları gerçekleştirebileceğini ifade eder. Ona göre önemli olan halkın bu işin şuuruna varmasıdır.272 Azerbaycan matbuat h ayatında ana dilin kullanılması Zerdabi'nin neşrettiği

Ekinci gazetesiyle

başlar. Zerdabi büyük

mücadeleler sonucunda çıkardığı Ekinci gazetesinde çok sade bir dil kullanır. Vezirov gazetenin ilk sayısını Moskova'da okuduktan sonra Zerdabi'ye "Ekinci benim ana dilimin muallimidir" diyerek yazdığı mektupta, Ekinctnin üstlendiği misyonu ifade etmektedir.27J Gazete çıkarmanın özellikle de Azerbaycan Türkçesiyle yayınla­ manın hayal bile edilemediği bir dönemde Zerdabi inatla bunu başarmak için uğraşır. O, çıkacak gazetenin halkının ana dilinde •7•

Zerdabi, "Zindeganlıg Davası ve Yahut Dirilik Müb..ırizesi", Hayat, No:

m

Ekinci, Yıl: 3, No:

•7:1

Neriman Zeynalov, "Ekinci Yaşayır",

4 Ocak 1906, s. 1. 2, 18 Ocak 1877, s. 1-2.

Komunist, 15 Ocak 1980, s. 3. 113


olması gerektiğinin ve yazılanları halkın anlamasının önemini belirtir. Zerdabi gazete çıkarmayı düşündüğü dönemden itibaren gazetenin dilinin ana dilde olacağım planlamaktadır. Ahundov'un Zerdabi'ye yazdığı mektupta "Sizin gazetenin asıl güzelliği ifadelerin sadeliği, ibarelerin zarifliği ve aydınlığı olmalıdır. Çünkü sizin gazeteniz Azerbaycan Türkçesini sadeleştirmeli ve bu dilde yazanlara bir numune olmalıdır" 274 demektedir. Aydınların yanında halkın beklentisi de sade bir Azerbaycan Türkçesi'yle neşredilen bir gazetedir. Zerdabi yazarlarına: "ya­ zılannı halkın anlayabileceği dilde yazsınlar, çünkü halk gazete için değil, gazete halk içindir" diyerek bu konudaki hassasiyetini ifade etmektedir.27s Zerdabi gazetenin dilinin sade ve anlaşılır olmasını sadece kendi halkı için değil, bütün Rusya Müslümanlan açısından faydalı görmektedir. Ona göre dil bir milletin manevi direği ve ruhudur.276 Zerdabi yazarlarından Arapça ve Farsça kelimeleri mümkün olduğu kadar az kullanmalannı, çünkü gazeteyi okuyanlann genelinin halk olduğunu ve dolayısıyla onların anlayabileceği sadelikte yazılmasını ister. Gazetenin yazarlan da bu konuda onunla aynı görüşleri paylaşırlar, makalelerinde doğru ve sade bir Azerbaycan Türkçesi kullanmaya özen gösterirler. Yazar halkın anlayamayacağı bir dille yazılmış yazıların halkın hayatını kolaylaştırmayacağını ve onları şuurlandırmaya bir katkısı olmayacağını, bunun da millet hayatında bir değeri olmayacağını düşünür. Kullanılan dil eğitici ve birleştirici olmalıdır277 274 V. Memmedov, Ekinci Gazeti, s. a75

61.

Zerdabi, Seçilmiş Eserleri, s. 245.

2?6 E.M. Alibeyzade, "Ekinci'ni Varaklarken", Azerbaycan Gençleri,

yıs

ı968.

277 Zerdabi, "İttihadı Lisan", Hayat, No: 9, ıı Ocak ı906, s. ı. 114

20 Ma­


Ekinci'de yeni mefhumlara ve terimlere de yer verilir, halkın bunlardan haberdar olması arzulanır. 278 Ekinci oldukça sade bir dille yazılır, Arapça ve Farsça terimler pek az kullanılır. İfade dili olarak Farsça'yı kabul eden kesim, Ekincı'de yazma diline uygula­ namayacağını düşündükleri yaygın konuşma dili olan Türkçenin kullanmasını düşmanlıkla karşılar. Gelenekçileri karşısına alan, çoğu okuma-yazma bilmeyen köylülere ise ulaşamayan Ekinci, ister istemez aydınlar arasında bir forum halini alır. 279 Zerdabi Azerbaycan edebi dilinin milli dile çevrilmesi ve yerleşmesinde, bir matbuat üslubunun doğmasında önemli bir rol oynamıştır.2 eo 1906'da yapılan 1. Muallimler Kurultayının asıl gündem maddelerinden birisi de ana dilde eğitim meselesidir. Zerdabi, ilk ve orta Rus-Tatar okullarında ana dilin mecburi ders olarak okutulmasını savunur. Bu konuda ders kitaplannın yazılmasını ve bir program yapılmasını teklif eder. Zerdabi'nin başkanlığında yapılan kurultayda, dönemin BakU'deki okulların sorumlu müdürü olan Livitski'nin valiye şikayet edilmesine karar verilir. Livitski Azerbaycan Türkçesini yasaklamış ve buna uymayanların işlerine son vermiştir. Kurultayda böyle keyfi hareketlere asla itaat edil­ meyeceği ve mücadeleden vazgeçmeyecekleri sonucuna varılır. Bu dönemde bir taraftan ana dilin öğrenilmesi için materyaller hazırlanırken, diğer taraftan da bu işi engellemeye çalışan yöne­ ticilerle mücadele edilir. Zerdabi yazdığı "Dil ve Din"281 adlı makalesinde, Rusya'nın Azerbaycan'ı işgal ettiği dönemlerde halkın çocuklarını okumak için Rus okullanna göndermediğini, çünkü bu okullarda Rus "78

Tofig Rüstemov, "Ekinci'nin İkinci Hayatı", Sovyet Köyü, 13 Aralık 1979, s. 3.

""" Swietochowski, a.g.e., s. 47. ""0 Ş. Hüseyinov, Hagigat ve Adalet Çarcısı, Bakı, Azerbaycan Dövlet Neş­ riyyatı, 1988, s. 25. ""' Zerdabi, "Dil ve Din", Hayat, No: 5, 6 Ocak 1906, s. ı. 115


keşişlerin misyonerlik yaptıklannı ifade eder. Zerdabi halkı içinde bulunduğu zor durumdan dolayı iki deniz arasında kalmış, hangi yöne giderse gitsin helak olacak bir gemiye benzetmektedir. Yazar bir taraftan devletin açb.ğı okullara gidenlerin din ve dilini kay­ betmesinden dolayı okula gönderilmeyen çocuklara, bir taraftan da halkın geçim derdiyle uğraşması yüzünden çocuklarını okut­ madıkları için üzülmektedir. Zerdabi Kafkas halklarının yazılı ve sözlü edebiyat içerisinde daha çok şiire düşkünlüğünü tespit eder. Özellikle aşık geleneği­ nin halkın üzerindeki etkisi üzerinde durur. Yazar şairlerin artık bülbül ile güle şiir yazmamalarını daha çok sosyal içerikli, ilim ve eğitimle alakalı şiirler kaleme almalarını ister. Bu şiirlerin güzel nağmeler eşliğinde aşıklar tarafından halkın yoğun olduğu yerlerde okunmasını arzulamaktadır. Düğünlerde aşıklar tarafından okunan bu şiirler halkın hoşuna gitmektedir ve hafızasında kalmaktadır. Özellikle çocuklar ve gençler bu şiirlerden etkilenmektedirler. Yazar, Ermenilerin bu sahada çok başarılı olduklannı, gözleri kör olan aşıkların sokak sokak gezerek geçmişe ait milli hislerini canlı tutacak şiirler okuduklarını ifade eder. Bunun da bir millet olma­ nın gereği sayar ve "neden Azerbaycan'da bizim böyle aşıklarımız yok" diyerek hayıflanır.282 Zerdabi öğretmenlere, eğitimin önemini anlatan ve sosyal hadi­ selerle alakalı şiirler yazmaları ve onları hoş nağmelerle öğrencilere öğretmeleri için mektuplar gönderir, fakat okul müdürlerinin bir kısmı buna izin vermez. Yazar bütün engellemelere rağmen bu şiirleri toplayıp bastırarak bütün okullara dağıtır. Zerdabi daha sonra gönderdiği bu şiirlerin öğretmenlerin amirlerinden korktuğu için çocuklara öğretilmediğini duyunca çok üzülür. 283 "82 "83

Cavadova, a.g.e., s. 134-135. İlk baskısını 1901'de yapan nağmeler kitapçığı, 1905 yılında Hasan Me­ likzade Zerdabi'nin gayretiyle Türk Nağmeleri Mecmuası olarak tekrar basılmıştır.

116


Zerdabi, "İttihad-ı Lisan"284 adlı makalesinde bir dilin diğer dillerden mutlaka etkileneceğine dikkat çeker, fakat bu etkilenme çok olursa, yani başka milletlerin kelimeleri kendi kelimelerinin yerini almaya başlarsa bu durumun o milleti yok olmaya kadar götürebilecek büyük bir tehlike teşkil edeceğini ifade eder. Bu­ nun önünün alınması için mutlaka ana dilde eğitimin yapılması, kitap ve gazete yayınlanması lazun geldiğini belirten yazara göre ancak bu şekilde ana dil muhafaza edilerek, öğrencilere ve halka öğretilebilecektir. Zerdabi, Türklerin Rus hakimiyetine ginnesinin en önemli neticelerinden birisi olarak değişik şivelerde konuşan farklı Türk boylaruun zamanla birbirlerini anlayamayacaklarından korkmak­ tadır. Aynı dine inanan, aynı soydan gelen ve aynı dili konuşan bu boyların bir süre sonra birbirini anlayamayacak hale geleceklerini ve aralarındaki manevi bağın zamanla koparak, güçten düşecek­ lerini ifade eden Zerdabi her ne olursa olsun Türkler arasındaki dil birliğinin muhafaza edilmesi için gerekli çalışmaların zaman geçirilmeden yapılması için uyarılarda bulunur. Türklerin dil birliğini kaybedilınezse kardeşlikleri de daha muhkem olacaktır.28s Buna örnek olarak kendi çıkardığı Ekinci gazetesi ve

Tercüman'ı

çıkarmadan önce Gaspıralı'ya yazdığı mektup gösterilebilir. Zerdabi Gaspıralı'ya yazdığı mektupta çıkaracağı gazetenin dilinin sade ve anlaşılabilir bir Türkçe olması konusunda uyarmıştır. Ondan

Tercüman'ı çıkarırken, ne spesifik bir Tatar şivesi, ne de ağdalı bir Türkçe kullanmamasını, gazetenin bütün Türk yurtlarında okunabilecek ortak bir dilde olmasını öğütlemiştir.286 Zerdabi'ye göre Farsça veya başka dilde yazanlann bir kısmı da kendilerinin ne kadar bilgili olduğunu göstermeye çalışmakta•84 Zerdabi, "İttihadı Lisan", Hayat, No: 9, ıı Ocak ı906, s. ı. 285 Zerdabi, "İttihadı Lisan", Hayat, No: 9, u· Ocak ı906, s. ı. 286 H. Melikova, a.g.m., s. 38; Süleyrnanova, a.g.e., s. ı27. 117


dırlar, fakat halk onları anlamamaktadır. Ona göre; "gazete halk içindir, halk gazete için değildir".281 Zerdabi Türk dünyasında ortak dilin oluşmasını isterken, şi­ veler arasındaki farkların okullarda çocuklara mutlaka öğretilmesi taraftandır. Bunun çok wr olmadığını ifade eden yazara göre, eğer her bölgede bu hedefe yönelik çalışmalar yapılırsa bu birlik daha çabuk gelişecek ve daha da sağlam olacaktır.288 Zerdabi Azerbaycan'ın işgalinden sonra Rusya tarafından görevlendirilen yöneticilerin mutlaka gittikleri bölgelerin dillerini öğrenmeleri gerektiğini, aksi takdirde birçok aksaklık yaşanacağını ifade eder ki, nitekim böyle de olmuştur. Zerdabi'ye göre özellikle hfil<lmler bu konuda çok wrlanmaktadır. Ona göre yaşanan bu dil problemi tercümanlar aracılıyla çözülemeyecek kadar karmaşıktır. Halk derdini tam olarak anlatamadığından sorunlar tam olarak çözülememekte, pek çok haksızlıklar yaşanmaktadır. Zerdabi ayrıca bu yöneticilerin rüşvet almasından, bunu da çok normal bir olay kabul etmelerinden şikayetçi olmaktadır.289 Zerdabi, "Dil Davası"29° adlı makalesinde Kafkaslarda nüfusu çok az olan, fakat kendilerine ait dilleri bulunan topluluklardan bahseder. Bu topluluklar Rus hfil<lmiyetinden sonra diğer millet­ lerle ilişkilere girmişler ve benliklerini kaybetmişlerdir. Bunlardan bazıları (Kumuk, Samur, Tabasaran ve Küre) Türkçeyi öğrenmiş­ ler ve Türk kültürünün etkisi altında kalmışlardır. Türkleşen bu halklara mutlaka doğru Türkçe öğretilmelidir. Kafkasya bölgesine İran'dan gelen Arap, Fars ve Türkmenler yerleşmişlerdir. Özellikle Tatların büyük losmı (Şirvan'ın Lahıç 287 Zerdabi, "İttihadı Lisan", Hayat, No: 9, 11 Ocak ı906, s. ı. 288 A.e. s. 2. 289 Zerdabi, "Kent Mirzalanndan Hilas Olmalıyık", Hayat, No: 116, ıo Ara­ lık 1905, s. 1; Zerdabi, "Zahmetsiz Medahil", Hayat, No:125, 23 Aralık ı905, s ı. 290 Zerdabi, "Dil Davası", Hayat, No: 12, 13 Ocak 1906, s. ı. .

118


köyü hariç) Türkçe konuşmaya başlar. Fakat bunlar Türkçe ko­ nuştukları halde yazamamaktadır. Bu bölgede Farsça ve Türkçe arasında bir "dil davası" başlamıştır. Yazar Türkçe konuşarak Türkleşen bu halklara Farsça'nın etkisinden koruyarak sahip çıkılması gerektiğini ifade etmiştir.• 9•

Din Hakkındaki Görüşleri Bir milletin en önemli kültür öğelerinden biri dilse diğeri de dindir. Din milletleri bir arada tutan ve diğer milletlerin hege­ monyasına girmesini engelleyen inançlar bütünüdür. Din insanlar arasında sevgi ve saygının yayılmasına vesile olmuştur. 'Gerçek din' insanlara nefreti değil, sevgiyi ve hoşgörüyü öğütlemektedir. Din bir toplumun ortak değerlerinin en başında gelenlerden biridir. Bu ortak kutsal değer; insanların birlikte yaşama, aynı ülküleri paylaşma, heyecan duyma, toplumun ve kişilerin yaşam tarzı, düğün, cenaze, bayram gibi törenler ve kişiler arasındaki ilişkilere varıncaya kadar birçok alanda etkili olmuştur. Toplumun bütün katmanlarına tesiri olan din aynı zamanda istismara en açık de­ ğerlerin başında gelmektedir. Toplumun manevi değerleri bazı kişiler ve gruplar tarafından kendi menfaatleri doğrultusunda değiştirilmiş ve dine birçok hurafe sokulmuştur. Zerdabi, hayatı boyunca dini istismar edenlerle mücadele etmiş ve "gerçek dinin"

halka öğretilmesi için gayret saıf etmiştir. Zerdabi'nin üniversite yıllarında okuduğu derslerinin ve yakından tanıdığı hocalarının tesiriyle Darvinist düşünceden et­ kilenmemesi düşünülemez. Ünlü Rus alimleri İlya İliç Meçnikov, Kliment Arkadiyeviç Timiryazev, İvan Mihayloviç Seçenov'un Zerdabi'nin görüşlerinin oluşmasında etkisi olmuş ve yazar ta­ biat hadiselerini onların ortaya koyduğu fikirler doğrultusunda açıklamaya çalışmıştır. Zerdabi bu materyalist dünya görüşünü 291

A.e., s.ı. 119


savunan alimlerin tesirinde kalmış, ancak Göyüşov'un da "üzü­ lerek" belirttiği gibi ateist olmamıştır. 292 Zerdabi bazı makalelerinde insanı hayvanların padişahı olarak nitelendiren görüşlere yer verir. Fakat insanların hayvanlardan

akıl ve şuur gibi önemli üstünlüklerinin bulunduğunu ifade eder. Bu meziyetlerle de dünyaya insanların hükmedebileceğini ve ilim yoluyla kainatı daha iyi tanıyabileceğini belirtir.

O aynı zamanda

insanı bütün mahlukatın tacı olarak da nitelendirir. 293 Zerdabi makalelerinde kul olına üzerinde durarak, dinde köle azat etmek sevap olmasına rağmen hfila köleliğin devam etmesinden şikayet etmektedir.

Halk padişaha, kadın kocaya, işçi

patrona, evlat babaya kul olarak görülmektedir. Yazar bu adetin terk edilmesi için gayret göstermiş ve bu konuyla alakalı yazılar .kaleme almıştır. Bu makalelerde kişinin kendi özgürlüğünün kıymetini bilmesi ve insanca yaşaması için ortam oluşturulması gibi fikirlerin üzerinde durmuştur.2 94 Zerdabi bütün hayatı boyunca haksızlıklara karşı mücadele etmiştir. Bu mücadelesinin en zor olanı da mollalarla yaptığı­ dır. Mollaların halkın dini inançlarını kullanarak kendilerine menfaat sağlamalarına karşı çıkan yazara göre mollaların din olarak ortaya koydukları kuralların çoğu hurafelerden ibaret olup, hiçbir dayanağı olmayan, akla ve ilme ters davranışlardır. 29s

•9• Sovyet dönemi yaz.arlan Zerdabi'nin materyalist ve Darvinist göriişten etkilendiğini ve onun bu fikirlerinin rejimle uyuştuğunu göstermek için gayret sarf ederler. Fakat bazı makalelerinden dolayı onun "tam ateist olmadığını üzülerek" belirtmektedirler. Zerdabi, Seçilmiş Eserleri, s. 47; Rüstemov, a.g.e, s. 13; Göyüşov, Azerbaycan Maarifçilerinin Etik Gö­ rüşleri, s. 123. Ekinci, Yıl: 3, No:15, 21 Temmuz 1877, s. 3.

•93 •94 Ekinci, Yıl: 3, No:12, 9 Haziran 1877, s. 1-2. •95 Yazar, çizme giyenlerin dinden çıktığını söyleyen hatta selam dahi ver­

menin günah olduğunu savunan bunu da halka kabul ettiren mollalarla mücadele eder. Çizme giymekle kimsenin kafir olmayacağını bunun

120


Kendilerine göre ortaya koydukları bazı kurallarla şahsi statü sağlayan mollalar, bu kuralların tartışılmasına dahi fırsat verme­ mişler, bunu yapmaya çalışanlara da çok sert tepki göstermişler hatta ölümle tehdit etmişlerdir. Nitekim Zerdabi böyle birkaç badire atlatmıştır. Cahil halkı sağlık konusunda kandırarak, ilmi olmayan bazı usullerle tedavi ettiklerini söyleyen ve bundan menfaat elde eden mollalara da karşı çıkan yazara göre, insanlar has­ talıklanndan kurtulmak için bu yolu seçtiklerinde iyileşmek yerine sağlıklan daha da kötüye gitmekte, hatta bu tür yanlış tedaviler sonucunda hayatlarını kaybetmektedirler. Yazar halkın bu "şarlatanlardan" ancak eğitilerek kurtulabileceğine inanmaktadır.296 Aynca hastaların ziyaretgfilılardan ve türbeler­ den şifa ummak yerine, ilmi usullerle, tıbbi tedavi yöntemleriyle hastalıklarından kurtulmayı denemeleri gerektiğini belirtir, bu konuda okuyucularını uyarır.297 Mollaların din olarak ortaya koyduklarının büyük çoğun­ luğunun hurafelerden ve bazı eski adetlerden ibaret olduğunu ifade eden Zerdabi İslam dininin ilim öğrenmeye karşı değil, tam tersine ilim öğrenmeyi emrettiğini belirtmektedir. İlim öğrenen­ lerin sayısı arttıkça mollalann menfaatleri azalacağından, halkın cahil kalması mollalann yaranna olacaktır diyen Zerdabi'ye göre, mollalar halkın dini inançlarını sömürerek hatırı sayılır bir servet elde etmektedirler. İnsanlann her türlü işine kanşan, hatta aile arasındaki ilişkilere bile yön vermeye çalışan mollalar ellerindeki bu gücü kaybetmek istememektedir. Yazar eğitim yoluyla halkın

y

mollalann kendi görüşleri olduğunu yazılan la anlatmaya çalışır. Ekinci, 2, No:ıı, ıı Haziran 1876, s.ı. Ahmet Hasanov, Azerbaycan Maarifçi/eri Tarafından İslamın Tenkidi (

Yıl:

296

297

XIX Asrın İkinci Yarısı-XX asrın Evvelleri), Bakı, Yazıcı, 1983, s. 171. Ekinci, Yıl: 2, No: 16, 23 Ağustos 1876, s. 1; Z. Köyüşev, Mirovozzrenie G.B. Zardabi, Baku, Akademiya Nauk ASSR, 1962, s. 330-332. 121


şuurlanarak, insanları kandıran bu "menfaatperestlerden" kurtu­ labileceklerine inanmaktadır. 298 Zerdabi İslam dinini tenkit etmemiş, daha çok, yapılan dini törenleri ve din adamlarının davranışlarını eleştirmiştir.299 Ya­ zar, bazı törenleri, özellikle de insan bedenine ve ruhuna zarar veren dini törenleri sert bir şekilde tenkit ederek, bunların dinde olmadığını, hiçbir dinin insanın kendisine zarar vermeyi emret­ meyeceğini ifade etmiştir.J00 Zerdabi, mollaların davranışlarının yanlışlıklarını ha1ka anlat­ mak için Kur'an ve sünnetten örnekler vererek bu durumu ortaya koymaya çalışmıştır. Bu fikirlerinden ötürü, Sovyetler döneminde yazılan pek çok eserde onun ateist olduğu ileri sürülmüştür. 2911

Zerdabi, "İttihadı Lisan", Hayat, No: 9, ıı Ocak 1906, s. l; Köyüşev, Mi­

rovozzrenie G.B. Zardabi, s. 336-339. a.g.e., s. 21.

29'.I Cavadova, 3oo

Özellikle Ekincfde çıkan makalelerde Şii mezhebine ve onlann ibadet­ lerine yönelik eleştiriler vardır. Muharremlik ve Şahsey-Vahsey ibadet­ leri tenkit edilmiş ve gerçek dinde bu tür davranışlann varolmadığı ya­ zılmıştır. Aynca insanlann Aşure günü kendilerini zincir ve hançerle yaralamalann insani bir davranış olmadığı ifade edilmiştir. Bu törenle­ rin insanlara madden ve manen zarar verdiği, bunlann sadece mollala­ nn işine yaradığı ve halk üzerindeki tesirlerini daha da artırdıklan anla­ tılmıştır. Zenginlerin ise törenlere katılmayıp, kendilerini zincirle dövmek ve başlannı yarmak yerine bir fakire para vererek bu işi kendi yerlerine onlara yaptırdığı belirtilmiştir. Ekincfde Ahsenül Kavaid tarafından ka­ leme alına bir makalede; "Şahsey-Vahsey" merasiminin "divanelik ve akılsızlık" olarak adlandınlmış, çünkü sağlam düşünen bir insanın ken­ disini hançerle yaralamasının mümkün olmadığı savunulmuştur. Hadi Sultanov, Hasankara Karabagi ve diğerleri Ekinctde yayınlanan bu gö­ rüşler üzerine kendi fikirleriyle karşılık vererek bu törenlerin ne kadar kutsal ve önemli olduğunu anlabnaya çalışmışlardır. Onlara göre, in­ sanlar kendilerini hançerleyerek maddi ve manevi hastalıklardan kur­

Ekinci, Yıl: 3, No: 1, 4 Ocak 1877, s. 3; Göyüşov, Azer­ baycan Maarifçilerinin Etik Görüşleri, s. 87-91; Rüstemov, a.g.e., s. 13, 150; Köyüşev, Mirovozzrenie G.B. Zardabi, s. 316-319.

tulmaktadırlar.

122


Fakat makalelerinde, özellikle de son dönemlerinde kaleme aldığı yazılarında dinin aleyhine olmadığı, tam aksine bazı konulan anlatmak için dinin hükümlerinden faydalandığı görülrnektedir.3°1 Halkın kötü alışkanlıklardan vazgeçirilmesi için, özellikle eğitim konusunda halkı şuurlandırma yönünde dinden istifade etmiştir. Halkın cehaletten kurtulması ve hurafelere inanmaması için Şey­ hülislamın mektubunu Ekinci'de yayınlamıştır.3°2 7.erdabi "gerçek dinin" ilmin ışığından korkmayacağını, ilim öğrenildikçe dinin daha da iyi anlaşılabileceğine inanmış, dini ilme karşı gösterenlerle sürekli mücadele etmiştir. Yazar, dini ilimlerin yanında mutlaka dünyevi ilimlerin de

tahsil edilmesi gerektiğini ifade eder.3°3 Hem dini ilimlerin hem de dünyevi ilimlerin ehilleri tarafından okutulması ve bunları baklayla okutacak öğretmenlerin yetişmesini ister. Müslümanların dünyevi ilimlere karşı kayıtsız kalmasını kabul edemez, bu konuda onları harekete geçirmek için çabalayan yazara göre, "dünyası olmayanın ahreti de olmaz". Özellikle mollaların telkiniyle dünya işlerinden uzaklaşan Müslümanlara kızan 7.erdabi insanlann maişetlerini temin etmek için çalışmalannın ve nzklannı aramak üzere gayret göstermelerinin daha doğru olduğunu anlatır. Müslümanların dünya-ahiret dengesini kurmasını ve iki tarafı da ihmal etmeden gerekli özeni gösterip, ilimde ve teknikte ileri gitmelerini istemiş, Peygamberin Müslümanlara ilim öğrenmeyi tavsiye ettiğini sık sık dile getirmiştir.3°4 Göyüşov, Azerbaycan Maarifçi/erinin Etik Görüşleri, s. 124. 3°• Ekinci, Yıl: 1, No: 12, 1 Ocak 1876, s. 2. 3oı

303

304

Ekincı'de yayınlanan Aliekber Haydari'niİı makalesiyle başlayan ve Zerdabi'nin de katıldığı, dini ilimler mi, dünyevi ilimler mi daha önem­ lidir tartışması hakkında daha fazla bilgi için bkz. Hasanov, Azerbaycan

Maarifçi/eri Tarafından İslamın Tenkidi, s. 57-73. Ekinci, Yıl: 2, No: 23, 6 Aralık 1876, s. 1, 2; Ekinci, Yıl: 3, No: 2, 18 Ocak 1877, S.1-2. 123


Yaz.ar bazı makalelerinde "gerçek dinden" bahseder ve insanın inanma ihtiyacı üzerinde durur. Ona göre kişinin vicdanında Allah korkusu olmalıdır. Aynca mescitlere devam edilmemesinden, iba­ detlerin yapılmamasından ve hallan bu konudaki ilgisizliğinden yakınır. Müslümanlar Kur'an ve sünnetin ışığında dini vecibele­ rini yerine getirmelidir, yapılan ibadetler ise dinin ruhuna uygun olarak yapılmalıdır.J0s Yazar bazı dini ibadetlerin anlamını kaybettiğini, halkın bu ibadetleri sadece yapmış olmak için yaptıklarını ifade eder. Kur­ ban bayramının anlamının iyi anlaşılmasını ve dinin özüne göre kutlanmasını ister. Hacca gidenlerin orada dünyanın her yerinden gelen Müslümanlarla konuşarak birbirlerinden haberdar olma­ larını, onların acılarını ve sevinçlerini beraberce paylaşmalarını tavsiye eder. Bu şekilde yapılırsa ibadetlerin toplumsal bir değeri olur ve daha fazla anlam kazanır.3°6 Zerdabi sahibi olduğu Ekinci gazetesi aracılıyla Şii-Sünni mezhep ayrımcılığının halk arasında düşmanlıklara sebep olmasına bir son verilmesi için gayret sarf etrniştir.307 Yazar bu konuda Haydari'nin görüşlerine katılmış ve onun gönderdiği mektuplan gazetede ya­ yınlamıştır. Bu ayrılığı körükleyen kişilerin bundan vazgeçmesini ve mezheplerin ileri gelenlerinin bu konuda halkı uyarmalarını istemiştir. Halk arasında yeni yeni aynlıklar yaratmak yerine birlik oluşturmanın gereğini vurgulamıştır, çünkü halkın iş görebilmesi ve ilerleyebilmesi için beraber hareket etmeye ihtiyacı vardır.Jo8 3os 3o6

Rüstemov, a.g.e., s. 13. Ekinci, Yıl: 2, No: 24, 22 Aralık 1876, s. 1-2.

307 Zerdabi bir makalesinde bu düşmanlığın ne derece olduğunu gözler önüne sermiştir. "Bakfi'de Sünni ve Şii düşmanlığı o dereceye varmıştı ki, Bakfi'ye gelen Sünniler kendilerini gizlerdiler. Valinin tercümanı Şeki'nin Vendam köyünden Ömerbeyov adlı birisidir. Bu şahıs Sünni olduğu için geceleri evi "Ömer oğlu" diyerek taşlanmıştır." Zerdabi, " Bakıda Müsel­ man Teatrının Binası'', Hayat, No. 117, 13 Aralık 1905, s.ı.

3°8 Ekinci, Yıl: 1, No: 11, 18 Aralık 1875, s. 4. 124

·


Vatansevertik Haklondaki Düşünceleri Zerdabi iyi bir vatanseverdir.309 Onun nazarında vatanını ve milletini yürekten sevmeyen, vatanın terakkisi için çalışmayan insanı "sözün esas manasıyla adam kabul etmek" doğru değildir. O vatanseverlik hislerinden uzak alanlan çok keskin bir şekilde tenkit etmiştir. Onun vatanseverlik anlayışı sadece vatanı ve milleti kuru kuruya sevmek değildir. Kişi milletini seviyorsa bunu davranışlarıyla ve yaptığı icraatlarla göstermelidir. Yani hamasi duygularla vatanı sevmek yetmez, onun yükselmesi için canla-başla çalışmak gerekir. Onun vatanseverlik filainin temellerini; milletinin tarihi, örf ve adeti, inancı, ana dili, türküler, vatan toprağının her bir parçasına duyduğu sevgi oluşturmaktadır.3 10 Yazar vatan sevgisini en yüksek ahlaki değerlerden biri kabul eder. Gençlere seslendiği bir yazısında, "beş günlük dünya hayatının lezzeti için milleti ve kardeşlerinizi unutmayınız" der.311 Zerdabi vatan ve millet uğruna çalışanların karşılık beklememelerini hatta bir teşekkür bile istemeden gayret göstermelerini ister. Ona göre, vatansever insanlar vatan ve millet için çalışırken hiçbir şeyden ve kimseden çekinmeden yoluna devam etmelidir. O, gençlere karşılarına çıkacak engelleri cesaretleriyle, azimleriyle aşacaklarını söyler ve onlara bu yolda mücadeleden asla vazgeçmemelerini öğütler.312 Yazarın vatanseverlik anlayışında kendisinden olmayan millet­ lere zulüm etmek ve anlan aşağılamak yoktur. Tam aksine bütün milletlerin insanca ve dostça yaşamasını ister. Bakll'ye çalışmak için gelmiş farklı milletlerden olan işçilere iyi davranılmasını ve 309

3•0 311 3••

M.A Pavlov'un Vospominaniya Metallurga adlı eserinde; Zerdabi'nin milliyetçi olduğu hatta Azerbaycan'da milliyetçilere önderlik ettiği yazıl­ maktadır. Göyüşov, Azerbaycan Maarifçi/erinin Etik Görüşleri, s. 165. Zerdabi, Seçilmiş Eserleri, s. 50. Ekinci, Yıl: 2, No: 11, 11 Haziran 1876, s. 2. Ekinci, Yıl: 2, No: 11, 11 Haziran 1876, s. ı.

125


onlann da haklannın savunulmasını istemiştir. Ermenilerin Türk­ lere saldırdığı olaylarda Mşak gazetesinin redaktörü Artsurini'yi keskin bir dille tenkit ederek, iki millet arasına nifak sokmaya çalışmakla suçlamıştır. 3ı3 Kafkasya'daki Türk-Ermeni çatışmasının başlamasında Çarlığın rolü olduğu gibi cehaletin de rolü büyük olduğuna inanan Zerdabi, bu çatışmalann bir an önce son bulması, iki toplum arasında barış yapılması için büyük gayret sarf etmiş ve bu yönde birçok makale yazmıştır. Bu olaylardan her iki milletin de zarar göreceğini ifade eden yazar, bu çatışmaların sonucunda ancak gözyaşı, kan ve iki toplum arasında oluşacak kinin kalacağına işaret etmiştir. Halkları ayırıcı değil uzlaştırıcı fikirleri ile aydınlatmaya çalışan Zerdabi'nin çeşitli halklar arasında da itibar gördüğü cenaze törenine her milletten insanın katılmasıyla anlaşılmaktadır. Savaşların insanların hayatlarını bitirdiğini, ülkeleri zora soktuğunu ifade eden yazara göre, insanlar savaşlara harcaya­ cakları enerjiyi ve parayı kendi ülkelerinin gelişmesine ve üretime harcasalar daha karlı olacaklardır. İnsanlar arasına düşmanlık değil, dostluk tohumları ekilmelidir. Çağdaş ülkeleri yakalamak için top ve tüfekten daha çok akla ve mantığa ihtiyaç olduğunu söyleyen yazar, ülkede bir eğitim seferberliğinin başlaması gerek­ tiğine inanmaktadır.

Sosyal Hayata Dair Düşünceleri İnsanların istismar edilmediği, aç olmadığı, özgürce yaşa­ yabilecekleri, hür oldukları, söz haklarının varolduğu, maddi ve manevi gelişmeleri için her türlü imkfuun bulunduğu bir cemiyet hayatı hayal eden Zerdabi'de, yeteri kadar okulları ve hastaneleri olan ve oralarda insanlar arasında ayının yapılmayan bir cemiyet özlemi vardır. Ona göre hiç kimse parasına ve makamına göre 313

Ekinci, Yıl:

126

3, No: 4, 17 Şubat 1877, s. ı.


değerlendirilmemeli ve en azından insanca yaşayabilecek kadar imkanlara sahip olmalıdır.314 Petrol sanayinin gelişmesiyle köylülerin topraklanın bırakarak Bakô'ye alon etmelerine karşı çıkan yazara göre, bu insanlar "Bakıl kazanında kaynamak için" bu şehre gelmişler, maddi ve manevi açıdan son derece elverişsiz şartlarda yaşamaya çalışmaktadırlar. Çok ucuza ve çok fazla çalışbnlan bu insanların dışında bir de işsizler ordusu oluşmuştur. İşçiler mağara gibi yerlerde ikamet ederken, işsizler sokaklarda yaşamaktadırlar. Zerdabi'ye göre "Bakıl bir parça ekmek için gelenlerin kabristanlığına çevrilmiştir".3ıs Halkın

içinde bulunduğu zorluklara karşı duyarsız olan ağa

ve beylere öfkesi yazılarında daha fazla kendini göstermektedir. Beyler asalak bir hayat yaşamaktadırlar. Zira köylülerin emeğinden istifade ederek zenginliklerini sürdürdüklerini söyler. Onlar ahlaki açıdan zayıf kimselerdir, içki, kumar ve eğlence meclislerinde vakit geçirmektedirler. Maddi ve statü açısından güçlü olan beyler halkı ezmektedirler ve kendi keyifleri doğrultusunda davranmaktadırlar. Zerdabi'ye göre bu beyler para ve mal için her şeyi yapabilecek karakterdedirler.316 Toplumu kemiren en önemli hastalıklardan birinin de tem­ bellik olduğunu ifade eden Zerdabi, halkın durumunu anlattığı

yazılarında tembelliği küçükten büyüğe kadar bütün toplumu saran bir zehir olarak nitelendirir. Yazar tembel insanları ise meyvesi ve gölgesi olmayan ağaca benzetmiş, akşama kadar sokaklarda gezen, bir köşede birkaç parça malın başında oturarak boş boş sağa-sola bakanları tenkit etmiş ve bu �şilerin ileri sürdükleri mazeretleri kabul etmemiştir. Çünkü bu kişiler çalışmayı, zahmet çekmeyi sevmezler ve böyle bir alışkanlıkları da yoktur. Zerdabi 314 315 :116

Rüstemov, a.g.e., s. 98. Göyüşov, Azerbaycan Maarifçi/erinin Etik Görüşleri, s. 20-21. Ekinci, Yıl: 3, No: 6, 17 Mart 1877, s. ı. 127

·


bu tembellik böyle devam ederse milletin yok olup, diğer milletler içinde eriyeceğinden korkmaktadır. 3ı7 Kişilerin fert olarak namuslu, dürüst ve çalışkan olmaları ge­ rektiğini belirten yazara göre, sadece "Halk işi Hak işidir" demekle olmaz, bunu sağlamak için cesaretle ve imanla çalışmalıdır. Hatta gerekirse bu uğurda canını dahi verebilecek kadar inanmalıdır. Adaleti tesis etmek uğruna hiçbir şeyden korkulmamalıdır.318 Zulme karşı susmak ve sabretmek her zaman doğru bir davranış tarzı değildir diyen Zerdabi göre, uzun süredir "kul hükmünde" yaşayan bu millet bir an önce gözündeki perdeyi yırtmalı, zulme karşı birlik olunmalı ve insanca yaşamak için mücadele edilmelidir. 319 İçkinin insan hayatına verdiği zararların üzerinde duran Zerdabi'ye göre, alkolizm çok tehlikeli bir hastalıktır ve insanı fizik olarak ve manen çökertmektedir. "Zehrin azı da çoğu da birdir" diyerek içki içilmesine karşı çıkan Zerdabi, içkinin insanı ahlaken zayıflattığını, giderek utanma hissini kaybettirdiğini ve kişiyi giderek vicdansızlaştırdığını ifade etmiştir. Alkolik olan insanlar zayıf iradeli olur, bu alışkanlık aile yaşantısını olumsuz etkiler ve çıkan huzursuzluklar neticesinde birçok aile dağılmıştır. Zerdabi alkolizme karşı ilmi delillerin yanında, dini ahkfunlan da kullanarak mücadele etmiştir.320 Dilenciliği toplumun önemli bir yarası olarak gören Zerdabi, bu meselenin çözümü için öneriler ortaya koymaktadır. Ona göre, her geçen gün sayılan hızla artan dilencilere günlük para vermek veya yıllık külli bir bağış yapmak çözüm değildir. Bu insanlar için bir hayır cemiyeti kurulmalı ve burada toplanan paralar ile dilenciler Ekinci, Yıl: 3, No: ıı, 26 Mayıs 1877, s. ı. Göyüşov, Azerbaycan Maarifçilerinin Etik Görüşleri, s. 179-180. 1 9 A.e., s. 194. 3 320 A.e., s. 2oı. 3l7

3'8

128


için bannaklar yapılmalıdır. Bannma problemi çözüldükten sonra dilencilerin çocuklan mutlaka okutulmalıdır. Bu okullar seçilirken de öncelik meslek okullanna verilmelidir. Böylece dilenciler so­ kaklarda yaşamayacak ve çocuklan lasa sürede bir meslek sahibi olarak hem ailelerine hem de topluma faydalı olacaklardır.32 1 Çarlık yönetimine her zaman karşı olan, Çarlığın Azerbaycan Türklerini maddi ve manevi olarak geri götürdüğünü ve ilerleme­ sine mani olduğunu savunan Zerdabi, ilk dönemlerinde yazdığı makalelerde yönetimi açıkça eleştirememiş, çoğunlukla memur ve yöneticilerin yaptıklan yanlışlan gündeme getirmiştir. Özellikle hükümetin ve memurlann yaptıklan haksız uygulamalarla ilgili gazeteye gönderilen haberleri yayınlamıştır. Zerdabi, 1905 ihtila­ linden sonraki makalelerinde Çarlık yönetimine karşı daha sert eleştirilerde bulunmuş ve bir makalesinde "Son zamanlarda biz Müslümanların kol ve ayaklannı bağlayan zincir paslanıp, parça parça olup döküldü. Bakfi'nün sokaklanndan yaşasın hürriyet sesleri gelmeye başladı" diye yazmıştır. 3 22 Zerdabi yönetici ve memurlar tarafından insanlara çıkarılan zorluklan sık sık dile getirmiş ve bürokrasiden şikayet etmiştir. Şahısların polis tarafından takip edilerek sadece fikirlerini açık­ ladığı için "siyasi cihetten itibarsızdır" raporu verilerek işinden atılmasını ve toplumdan tecrit edilmesini eleştiren makaleler yazmıştır. Böyle bir rapor kendisiyle de ilgili hazırlanmış, işsiz kalmış ve yıllarca polis takibine uğramıştır.3 23 Zerdabi, ana hedeflerinden biri olan eğitim konusunda önemli tekliflerde bulunmuş ve bunların bazılarını bizzat kendisi uygulamaya koymayı başarmıştır. Bütün hayatı boyunca üzerinde çok hassas olduğu ana dilinde eğitim yapılması idealini gerçekleştirmiştir.

""' Rüstemov, a.g.e., s. 64. '122

:ı•3

A.e., s. 82-83. A.e., s. 84.

129


Hallan inançlarının sömürülmesine ve kadına kötü davranılmasına

karşı çıkmış ve insanlann bu konularda daha bilinçli hale gelme­ leri için gayret göstermiştir. Milletinin karşı karşıya kaldığı bütün problemleri kendine dert edinen Zerdabi, bir aydın hassasiyetiyle bunlara çözüm önerileri getirmiştir. Onlara bu problemler karşı­ sında aklın ve ilmin ışığında neler yapmaları gerektiğini onların anlayabilecekleri bir dille anlatmaya çalışmıştır.

130


Ekinci Gazetesi

Ekincinin Neşredilmesi Milletlerin hayatında bazı ilkler vardır ki, önemi asırlar da geçse azalmaz ve bıraktığı etki kolay kolay silinmez. İşte böyle bir ilk Hasan Melikzade Zerdabi tarafından Azerbaycan Türkçesiyle

yayınlananEkinci gazetesidir.324 ilk sayısı 22 Temmuz 1875 tarihinde yayınlanan Ekinci, Azerbaycan'ın ilk milli gazetesi olma özelliğini taşımaktadır. Zerdabi, halkı gaflet uykusundan uyandırmanın, eğitim ve ilimle ilgili düşüncelerini geniş kitlelere anlatmanın yolunun ana dilde bir gazete çıkarmaktan geçtiğini düşünür.325 O, "Çağınyorum gelmiyorlar, gösteriyorum görmüyorlar, anlatıyorum 324

Ekincı'ye kadar Azerbaycan Türkçesiyle gazete çıkanlınası hakkında kay­ naklarda bazı bilgiler vardır. 1Yjlisskiye Vedemosti (1828-1832) gazete­ sinin 1831 yılında Azerbaycan Türkçesiyle çıkan bazı sayıları vardır. Fa­ kat bu sayılara henüz ulaşılamamıştır. Yine Tiflis'te çıkan Zakavkaz,skiy Vestnik (1838-1864) gazetesinin 1845 yılındaki sayıları Kajkazın Bu Ta­ rafının Haberi adıyla Azerbaycan Türkçesiyle yayınlanır. Fakat sadece 4 Ocak 1845 tarihli birinci nüshası şu anda mevcuttur. N.F.Ahundov,Azer­

325

baycan Matbuatının İlki-Ekinci Gazetesinin ıoo yıllığı Münasebetiyle, Balo, 1976, s. 3-4; Veli Memedov, Gazeta Ekinci, Baku, 1977, s. 3. Ziya Göyüşov, "Maarif ve Teraggi Çarcısı" Azerbaycan Kommunisti, ,

No: 5, 1976, s. 3.

131


anlamıyorlar"326 diyerek ümitsizliğe düştüğü anlarda bile halkına hizmet etmenin yeni bir yolunu bulur ve gazete çıkarabilmek için Rus makamlarından gereken izni dört yıldan fazla bir süre mücadele ederek alır.327 Gazetenin halla aydınlatmada çok iyi bir araç olacağına ve böylece topluma yazılı olarak ulaşan görüşlerinin mutlaka taraftar bulacağına inanan Zerdabi, çıkaracağı gazete aracılığıyla hallan "gözünü açmayı" amaçlar. Nitekim gazete halka işlerin doğru ve yanlışlarını ayna gibi gösterir ve kendi durumunu gören halk problemlerine bir çözüm aramaya başlar. Çarlık yönetiminin sert tutumu nedeniyle bu dönemde Azer­ baycan Türkçesi ile gazete çıkarmak, ancak hayal olarak telakki edilmektedir. Fakat çıkartılan engeller Zerdabi'yi yıldırmamıştır. O, halkının aydınlanabilmesi ve eğitim seviyesinin yükseltilmesi için bu mücadeleyi gerekli görmüştür. Çok zor şartlar altında ve imkansızlıklarla tek başına azimle çalışmıştır. Onun, üniversite yıllarından itibaren aklında tek hedefi vardır, o da hallonın her ne şart altında olursa olsun aydınlanmasına öncülük etmektir. Zerdabi ilk gazetecilik çalışmalannı 1871-1872 yıllarında ya­ kın dostu Hristian Sink (Bakô ortaokulunun müdürü) tarafından

Bakô'de çıkartılan Bakinski Listok gazetesinde yapar. Basının bir milletin hayatındaki önemini bilen Zerdabi, diğer milletlerin bu konuda Azerbaycan Türklerinden ileri olduklannı ve bu açığın mutlaka kapatılması gerektiğini düşünür ve bunu yeri geldikçe ifade eder.328 Zerdabi 12 Nisan 1873 tarihinde Bakô valisine yazdığı dilekçe ile gazete hakkındaki düşüncelerini ifade etmekt€'.dir: 3•6 327

328

:zerdabi, Seçilmiş Eserleri, s. 226. Hanife Hanım hatıratında :zerdabi'nin Ekincı"ye izin almak için tam yedi yıl mücadele ettiğini yazmaktadır. H. Melikova, a.g.m., s. 35. :lerdabi bir yazısında: "Ermenilerin ıo gazeteleri 3 dergileri var, Gürcü­ lerin çok sayıda gazeteleri var, bizim ise yok" diyerek üzüntüsünü dile getirir. Ahundov, Azerbaycan Matbuatının İlki, s. 5.

132


"Guba zenginlerinden Abdulla Ağa Bakıhanov Bakô şehrinde ga­ zete çıkarnıarn için bana ıooo manat para verdi. Bu parayla aşa­ ğıda ifade ettiğim şartlarda gazete çıkarnıak istiyorum. Birincisi gazetenin sahibi ve redaktörü ben olacağım. İkincisi gazete Bakô şehrinde bütün Kafkasya Müslümanlarının anlayacağı bir dille Azerbaycan Türkçesiyle neşredilecektir. Üçüncüsü gazete ilk zaman­ larda iki haftada bir defa çıkacaktır. Dördüncüsü ilk vakitler gaze­ tenin fiyatı gönderme masrafı dahil iki manat olacaktır. Beşincisi gazete için matbaa binası tutulacak, işçi alınacaktır. Altıncısı gazete "Ekinci" adıyla çıkacak ve yedinci olarak da gazetenin neşrine Ey­ lül ı873'de başlanacaktır"J•9

Fakat gazetenin yayınlanma süreci yazılanlar kadar kolay olmaz ve gazete planlanandan ancak iki yıl sonra neşredile­ bilir.

Ekinci gazetesinin yayına başlaması uzun süren yazışma­ lardan sonra olur. Kafkas Canişliği Baş İdare Reisliğinin Kafkas Sansür Komitesine gönderdiği bir mektupta, Baku ortaokul muallimlerinden Hasanbey Melikov'un Bakı1 Valisine müracaat ederek, ı Eylül'den itibaren Azerbaycan Türkçesiyle Ekinci adlı bir gazete çıkarmak için izin istediği Baku valisinin kontrolü altında ve sansür işlerinin Azerbaycan Türkçesini bilen bir memura havale edilerek gazetenin çıkmasına bir mani olmadığı yazılmıştır.33° Kafkas Sansür Komitesinin Kafkas Canişliğine yazdığı cevapta çıkacak gazete hakkındaki bazı şüphelerini "Arzu olunur ki, ilmi makaleler yalnızca ahalinin geçim işleriyle ilgili olsun, yoksa siyasi bir takım görüşler ve işaretler bulun­ masın . Ayrıca Hasan Bey Melikov'un baş makale adı altında yerli ihtiyaç ve talepleri kapsayacak bu yazıları hakkında ne düşündüğünü bilmediğimiz için gazetenin programı hakkında 329

:ı:ıo

Veli Memmedov, Ekinci Gazeti, Balo, Azerbaycan Dövlet Neşriyyatı, ı976, s. 9. Memmedov, Hasanbey Zerdabi, s. 97. 133


kesin bir şey söyleyemeyiz"33' cümleleriyle ifade eder. Zerdabi bu şüphelere karşı "Ekinci için baş makale zaruridir. Onsuz gazete bir malumat yığınına dönecektir. Baş makalede cehalet, açlık ve dilencilik vb. problemlerden ve bunlardan kurtuluş yollanndan bahsedilecektir" diyerek cevap verir.332 Yazışmalardan, gazetenin çıkmasının önündeki en önemli iki engelden birinin baş makalenin içeriği, diğerinin ise sansür işinin halledilmesi olduğu anlaşılmaktadır. Yapılan birçok yazışmadan sonra nihayet 5 Ekim 1874 tarihinde Kafkas Canişliği Baş İdaresi Yazı İşleri'nden Kafkas Sansür Komitesine yazılan mektupla Bakı1 ortaokulu muallimlerinden Hasan Bey Melikov'a Ekinci adlı bir gazete çıkarması için izin verildiği bildirilir ve gazetenin programı gönderilir. Mektupta aynca sansür işlerinin iyi yürütülmesi ve hiçbir zaman belirlenmiş programın dışına çıkılmamasına özen gösterilmesi istenir.333 Hanife Hanım gazetenin çıkışının çok zahmetli olduğunu, Çar memurlan tarafından Zerdabi'nin defalarca Osmanlı Devleti ve İran1a gizli bir ilişkisi olup-olmadığının araştınldığıru, gazetenin arka planında gizli bir amaçyatıp yatmadığını anlamaya çalıştıklarını yazmıştır. Hanife Hanım hatıralarında gazetenin yayınlandığı gün Zerdabi'nin gözlerinin yaşardığını ve bu günü, onun hayatının en güzel günlerinden biri olarak kendisiyle paylaştığını anlatır.334 Zerdabi'nin gazete çıkarabilmek için karşılaştığı en önemli wrluk izin meselesi olmuştur. İzin alındıktan sonra ise hurufat, matbaa, kağıt vb. maddi problemlerle karşı karşıya kalınmıştır. Bu arada 33• B.S. Baydemirova, "Ekinci Gazetinin Meydana Gelmesi ve Onun Azer­

baycan İctimai-İktisadi Fikir Tarihinde Rolüne Dair" Azerbaycan SSR ElmlerAkademiyasımn Haberleri İctimai Elmler Seriyası, No: 5, 1963, s. 108; Ahundov, Azerbaycan Matbuatının İlki, s. 6. 33• Memmedov, Ekinci Gazeti, s. ıı. 333 Ahundov, Azerbaycan Matbuatının İlki, s. 7-8. 334 H. Melikova, a.g.m., s. 36.

134


Zerdabi, gaz.ete çıkarması için Abdullah Ağa Bakıhanov'dan (Abbas­ kulu Bakıhanov'un kardeşi) 1000 manat yardım görmüştür.335 Zerdabi, Ekinci'nin neşrinden önce Mirza Fethali Ahundov'a "Benim ·çıkarmak istediğim gazetede çalışmak istediğinizi bildir­ mişsiniz. Buna müteşekkirim. Ne yazık ki, halen izin alamadım. Gazetenin yayınlanmasıyla ilgili ilanı size göndereceğim yardımcı olursanız sevinirim" şeklinde mektup yazmıştır.336 Yukarıda anlatmaya çalıştığımız Ekinctnin yayınlanma mü­ cadelesini ve karşılaştığı zorlukları Zerdabi daha sonra kaleme aldığı makalede şöyle anlatır: "Nasıl gazete çıkaracağım? Para yok, yardımcım yok, matbaa yok, hurufat yok, işçi yok, 100-200 kişiden fazla okuyan da olmayacak. Devletten izin almak başlı başına beladır."337 Zerdabi gazete çıkarmak için izin aldıktan sonra matbaa ve hurufat aramaya başlar. Bakfi'de hurufat bulamayan Zerdabi Temmuz 1874'de İstanbul'a gelerek tanıdığı Azerbaycanlıların yardımıyla 10 pud hurufat alıp ağustos ayında Bakfi'ye döner. Matbaa açmaya parası kalmayan Zerdabi'nin getirdiği hurufatı vali Staroselski Guberniski Pravleniya'nın matbaası için satın alır. Gazete için kağıt ve diğer malzemeleri de tamamlayan Zerdabi, 22 Temmuz 1875 tarihinde Ekinci'nin ilk sayısını neşreder.338 Ekind'nin yayınlanması sadece Azerbaycan'da sevinçle karşılanmaz, Omsk'dan, Orenburg'dan, Ufa'dan, İdil boyundan Kınm'dan çok sayıda tebrik telgrafları ve mektuplar gelir.339 Ekinci gazetesinin daha fazla okunması için Dağıstan'da Mirza Hasan Efendi Elgadari, Mehbus Derbendi ve Alekber Haydari, Guba'da Abdula Ağa Bakıhanov ve Abbas Bey �akverdiyev, Erivan'da

335 Ahundov, Azerbaycan Matbuatının nki, s. 8. 336 A.e., s. 10-11. 337 Zerdabi, Seçilmiş Eserleri, s. 229. 338 A.e., s. 230. 339 Ahundov, a.g.e., s. 9. 135


Muhammedali Bey Veliyev, Aliekber Bey Sultanov ve Mirza Mu­ hammed Yakupalibeyov gibi aydınlar büyük gayret sarf eder. Bu şahıslar sadece gazeteye abone bulmak için çalışmamaktadırlar, aynı zamanda Zerdabi'nin fikirlerini paylaşmaktadırlar ve ona her konuda destek olmaktadırlar.34°

Ekinci'nin yayınlanması için yapılan hazırlıklar hakkında ilk malumat Kafkaz gazetesinde yer verilir. Aynı gazetede Zerdabi ve hanımı hakkı nda da bilgiler verilerek, onların eğitim faaliyetleri ve hayır işlerinden bahsedilir. Gazetenin daha sonraki sayılarında

Ekinci'nin halk arasında kazandığı itibardan bahsedilerek, savun­ duğu fikirlerin büyük rağbet gördüğü, aynca Sibirya, Türkistan ve Kınm'da dahi okunmakta olduğuna dair haberler yayınlanır.34'

Ekinci gazetesinde Hasan Melikzade Zerdabi'nin yanında devrin önemli yazarları da görev alır. Mirza Fethali Ahundov (Vekili Namalum, Vekili Namalwni-Millet müstearıyla), Seyit Azim Şirvani (Seyyid müstearıyla), Necef Bey Vezirov (NecefVezirzade, Necef, N.B. müstearlarıyla), Asker Adıgiizelzade Korani (Asker Korani, Mirza Adıgüzelzade Korani, Asker müstearlarıyla), Genceli Hacı Mehmed Sadık'ın (Ahsenill Kavaid müstearıyla) yazıları gazetede yayınlanır. Devrin ileri gelen fikir adamları, şair ve yazarları Ekinci etrafında toplanır ve gönüllü olarak gazeteye katlarla bulunmaya başlar. 342 Bu yazar ve şairler anadilde bir gazetenin çıkmasının ne denli önemli bir olay olduğunun farkındadır ve gazetenin okunması, tirajının artması için ellerinden geleni yapmaktadır. Zerdabi'nin "Her vilayetin gazetesi o vilayetin aynası olması gerek" diyerek bir anlamda önemli bir görev yüklediği

Ekinci

gazetesinin belli başlı bazı bölümleri vardır. Bunlardan birincisi Dahiliye'dir. Bu bölümde ticaret, demir yolları, toprak işleri ve Memmedov, Ekinci Gazeti, s. 16. Ahundov, a.g.e., s. 13-14. 342 Sadık Hüseynov,"Matbuatımızın Garanguşu", Muhbir, No: 7, Temmuz 1977, s. 2. 34o a4ı

ı36


verimliliğin artınlması gibi konular yer alır. İkinci bölüm ise ekin ve ziraat haberleridir. Bu bölümde köylünün durumundan, hayvancılık meselelerinden, toprağın modem usullerle işlenme.sine kadar çeşitli konular ele alıoır. Üçüncü bölüm ilmi haberler başlığı altında verilen ilmi gelişmelerle ilgili yazıların yayınlandığı bölümdür. Dördüncü bölüm ise taze haberler başlıklı bölümdür ve bu bölüm beş kısma aynlır. Birinci kısım ticaret meselelerine aynlınıştır ki, burada Azerbaycan'da ve Rusya'daki malların fiyatları hakkında malumat verilmektedir. İkinci kısımda başta Rusya olmak üzere diğer dev­ letlerin siyasetleri hakkında yazılar yayınlanır. Üçüncü kısımda Çar hükümetinin fermanları hakkında bilgiler yer alır. Dördüncü kısımda Çarlık mahkemelerinin önemli konularda aldığı kararlara değinilir. Beşinci kısımda ise tıp bilgileri, hastalıklar, hastalıklardan korunma yollan ve tedavileri hakkında bilgiler vardır.343 Gazetenin bölümleri ağırlıklı olarak devrin ihtiyaçlan göz önünde bulundurularak düzenlenmiştir. Bu dönemde halkın birçok konuda bilgi eksikliği vardır, çevresindeki gelişmelerden habersizdir, mali sıkıntı içindedir ve elindeki mahsulü ve mallarını nasıl koruyup değerlendireceğini bilmemektedir. Zerdabi, Ekinci'nin içeriğini bu durumu göz önünde bulundurarak belirlemiş böylece, gazeteciliğin tilin gereklerini de yerine getirmiştir. Kamuoyu bilgilendirilmiş ve çeşitli konulardan haberdar edilmiştir. Zerdabi, ayrıca izlediği bu yayın politikasıyla ziraat, tıp, hayvancılık ve ekin konularında yazılar yayınlayarak, yöneticilerin ve sansür heyetinin dikkatini çekmemeyi amaçlamıştır. Aksi takdirde, çok zor şartlarda ve belirli bir program dahilinde izin alınan gazetesinin kapatılabileceğinin bilincindedir. Ekinci'nin yayınlanması Rusya'da yaşayan Müslümanlar arasında büyük coşkuyla karşılanmıştır. Onlar, gazetenin sadece Azerbaycan'ın değil, bütün Rusya Müslümanlarının yüz ala. 343 Ekinci, Yıl: 1, No: 1, 22 Temmuz 1875, s. 1; S.M. Yahyazade, "K voprosu o strukture i tematike gazetı Ekinci", Dokladı Akademii Nauk ASSR, C. VI, No: 7, 1950, s. 315-319. 137


olacağını yazdıkları mektuplarla bildirmişlerdir.344 Gazetenin Azerbaycan Türkçesi'yle yayınlanmasını ve Zerdabi gibi bir va­ tansever tarafından çıkarılmasını takdirle karşıladıklarını her fırsatta dile getinnişlerdir. Fakat Zerdabi aynı olumlu görüşleri Azerbaycan'da alamamıştır. Aksine, burada kendisine ve gazeteye cephe alanların sayısı oldukça fazladır. Çarlığın imtiyazlı kişileri, yerli beyler, çar memurları, cahil din adamları bu düşmanlığa önderlik etmektedir. Bu kimseler, Ekinci'nin halkın bilgilendiril­ mesi dolayısıyla daha bilinçli bir şekilde hareket edeceklerinden bu durumun kendi menfaatleriyle çakışacağından kokmaktadır. Nitekim Zerdabi, her fırsatta cehaletle mücadele edeceğini, halkın haklarını koruyacağını ve usulsüz uygulamaları gazetesi vasıtasıyla dile getireceğini ifade etmektedir. Bunun sonucunda, halk kendi haklarının farkına varıp haksız uygulamalara karşı direnmeye başlayınca menfaatleri kaybolanlar bundan son derece rahatsız olur. Hallon cehalet ve gafletten uyandırılması çalışmalarında Seyid Azim Şirvani, Necef bey Vezirov, Ahsenül Kavaid, Asker Korani, Alizade Şirvani gibi aydınlar Zerdabi'ye büyük destek olur. Bu aydınlar gerek yazdıkları yazılarla, gerekse bulundukları yerlerde Ekincz'nin halk tarafından okwınıasını sağlayarak bu mücadelede Zerdabi'nin yanında yer alırlar. Zerdabi, Çar memurlarının baskısından daha çok halkın cehaletinden istifade eden ve kendilerine menfaat sağlayan din adamlarıyla mücadele eder. Halkın gazete okumayı alışkanlık ha­ line getirmesi amacıyla abone sayısının iki katı bastırdığı gazeteyi sokaklarda ücretsiz olarak dağıttırır. Fakat bazı kimseler bedava 344

1870 yılından itibaren Taşkent'te yayınlanan Turkistanskiye Vedomosti

Türkistan Vilayetinin Gazeti, Ekinci gazetesi sık sık yazılar yayınlanır. Zerdabi'de Türkistan Vilayetinin

ilavesi olarak neşredilen hakkında

Gazeti hakkında yazılar yazar ve ondan bazı haberleri alarak kendi ga­ zetesinde yayınlar. Ayrıca Ekinci hakkında devrin önemli yayın organla­ nndan olan Mşak gazetesinde ve Kavkaz gazetesinde haberler çıkmak­ tadır. V. Memmedov,

Ekinci Gazeti, s. 18.


dağıtılan bu gazeteleri bile okumak istemez. Bir kısım bunun şeytan işi olduğunu söyleyip gazete okumanın günah olduğunu söylerken, bir Iasmi da gazetede dini konulara yer verilmediği için okumayı reddeder. Zerdabi tanıtım amacıyla ücretsiz olarak Ali Bek Alihanov'un oğluna gazete gönderdiğinde, Alihanov "Şaşıyorum hükümete ait olmayan gazeteyi Çarın kölesinin okumayacağını bilmiyor musun?" diyerek gazeteyi geri gönderir.34s Zerdabi gaz.etenin asıl hedeflerinden bahsettiği bir makalesinde: "Her bir vilayetin gazetesi gerek o vilayetin aynası olsun. Yani o vilayette yaşayan insanların yaptıkları işler, onların ihtiyaçları, onların derdi ve istekleri o gazetede yazılsın ki, o gazeteye bakan halkı aynada görür gibi görsün" diye yazmıştır.346 O, Ekinci'nin dili üzerinde hassasiyetle durur. Arapça ve Farsça kelimeleri fazla kullanmamaya çalışır, halkın anlayacağı dilde sade bir Azerbaycan Türkçesiyle yazmaya gayret eder. Zerdabi gazete yayınlandıktan sonra bazı olumsuz tepkiler alınca bunlara cevap verme gereği duyar: "Gazete bir aydan beri yayınlanıyor. Lakin onu okuyanların bizim çektiğimiz zahmetten haberi yoktur. 4 yıldır gazete için izin almaya uğraştım ve hurufatı dünyayı gezip anc.ak bulabildim. Çektiğim zah­ metin karşılığında gazetenin fiyatı yüz katı olmalıydı. Ben gazeteyi tek başıma çıkanyorum. Bir gazeteyi çıkarmak için en az on kişi gerek. Bizim şahsi matbaamız da yoktur. Bu gazetenin eksiklerini görüp gülmeyin, şimdi gülme zamanı değil. Siz ağlayın ki, Müslü­ manlann bir gazete bastırarak adamı yoktur."347

Zerdabi gazetenin birinci yıl dönüın�nde yazdığı makalede 600 kadar olan okuyucu sayısının 35o'ye düşmesinden dolayı

ümitsizliğe kapılır. Üstelik gazetenin ebadı büyütülür ve daha 34s H. Melikova, a.g.m., s. 37. 346 Ekinci, Yıl: ı, No: 9, 18 Kasım 1875, s. 1. 347 Ekinci, Yıl: 1, No: 3, 21 Ağustos 1875, s.1.

139


da kaliteli kağıt kullanılmaya başlanır. Buna rağmen Azerbaycan vilayetlerinden abone sayısı çok azdır. Örneğin; Karabağ'dan üç, Şirvan'dan üç, Şeki'den üç, Lenkeran ve Gence'den birer kişi abonedir. Gazeteye abone olanların çoğunluğu Guba, Derbent ve Dağıstan bölgelerindendir. 348 Gazetenin tirajıyla ilgili olarak Zerdabi bir makalesinde oku­ yucu sayısının azalmasının bir sebebinin köylere posta gitmemesi olduğunu söylemektedir. Posta gitmeyen köylere (600 aboneden 4oo'ü köylüydü) eski vali Staroselski'nin emriyle o bölgelerde çalışan hükümet görevlileri tarafından gazete ulaştırılır ve yine bu kişiler tarafından halka dağıtılır. Vali ayrıldıktan sonra bu görevliler ga­ zeteleri köylere götürmeyi bırakınca abone sayısı yarı yarıya azalır. Zerdabi bu gidişle gazete çıkarmanın zora gireceğinden endişe eder.349 Bir süre sonra endişeleri haklı çıkar ve gazete kapanır.

Ekincinin Biçimi İlk sayısı 22 Temmuz 1875 yılında çıkan Ekinci gazetesi 1875 yılında 12 sayı, 1976'da 24 sayı ve 1877 yılında 20 sayı olmak üzere toplam 56 sayı yayınlanabilmiştir. Ekinci'nin beş ilave nüshası3so 348 Ekinci, Yıl: 2, No: 13, ıı Temmuz 1876, s. ı. 349 Ekinci, Yıl: 3, No:1, 4 Ocak 1877, s.ı. 35° İlavelerin kesin olarak hangi sayıya dfilıil olduğu bilinmemektedir. Bi­ rinci ilave; Ekincfnin ilk dönemlerinde yayınlanan ebattadır. Bu nüshada 'Tiflis'ten Vali'ye Gönderilen Teller" başlıklı Osmanlı-Rus savaşırun gidi­ şatına dair 1 Haziran'da Kars'tan alınmış haberler vardır. Nüshanın hangi sayıya ait olduğunu öğrenmek için 23 Haziran 1877 tarihli 13. sayısında yer alan bir not önemlidir. "Bu yaz Tiflis'ten Vali'ye halka iletilmek üzere gönderilen telgraftan acele neşredip gazete ile beraber göndermeyi ge­ rekli görüyoruz". Bu yazıdan hareketle gazetenin acele resmi hükümet malumatlannı geciktiremeyeceğinden bu nüsha 23 Haziran 1877 tarihli 13. sayının ilavesi olmalıdır. İkinci ilave; 1877 yılında yayınlanan 16 ve 17. sayılardaki haberlere baktığımızda ıs. sayıya ait olduğunu söylenebilir. Üçüncü İlave; Gazetenin 1877 yılında yayınlanan yedinci sayısındaki not­ tan ve önceki çıkan sayılardan bu ilavenin sekizinci sayıya ait olduğu söy­ lenebilir. Dördüncü ilave; bu ilavenin hangi sayıya ait olduğuna dair bilgi

140


daha neşredilmiştir.Js• Ekinci'nin ilk sayısında başlığın altında: "Bu gazete çap olunur Gafkas vilayetinin Badkube şeherinde. Her­ kes elaınnameler ve mektubat göndermek hahiş etse gazeti çap et­ tirenin adına göndersin. Ve gazeti almak hahiş eden kesler gaze­ tin yukarıda zikr olan gıymetini lanmdır gazeteni bashramn adına göndersinler ve öz adlarını ve sakin olduğu yerlerini yazıp malum etsinler. Bu gazeti çap eyledir Bakı Gimnaziyasının muallimi Ha­ san Melikzade Zerdabi" yazar. Gazetede başlığın sağında:

"Fi Recebulmurebcceb sene 1292. Fi 22 İyul Rusiya sene 1875. Ga­ zetin gıymeti: Bir seneliği 3 manat; altı aylığı ı manat 50 kepik. Poşt harcı gazet bastıran iledir. Herkes öz işleri baresinde bu gazette elaın­ nameler bashrabilir. Bele ilamnameler bastıran keslere lazımdır ki elamnamelerin her kelmesine iki kepik versinler"; sol yanında ise "Herkes bu gazette gısm ehvalat baresinde mektuplar bashrabilir. Ve eğer bu şahs bu güne mektubatı hemişe göndermeye hahiş etse ol kes içun gazet mufte gönderilir. Eğer bu mektupların mezmunu gazetin evvelimci nömresinin dfilıiliyesinde alınan ahvalatlardan sa­ vay ahvalat ola ya bu mektuplarda devleti filiye ve gayri devletlere ya mezhebe ya bir asıma adlanan şahsa deyen sözler ola ol vaktte gazetin munşisinde ihtiyar var o mektubu çap etmesin, ya o nala­ yıg sözleri kenar edir sonra çap etsin"352 diye yazmaktadır.

Yukarıdaki metinden de anlaşılacağı üzere gazete ilk sayısında genel bir çerçeve çizerek okuyucuların merak edebilecekleri sorulara

35' 352

yoktur. Beşinci ilave; bu ilavenin içindeki yazışmalardan anlaşıldığı kada­ rıyla ı877 yılının birinci sayısı olma ihtimali çok yüksektir. Aynur Askerova, "Ekinci Gazetesi'nin Rusya Müslümanlarının F.ikir Hayatındaki Rolü", Os­ man Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans tezi, Eskişehir 2000, s. 86-87; Veli Memmedov, Ekinci Gazetinin Göstericisi, s.29-30; Ahundov'a göre ise ilaveler ı875 yılında çıkan ı, 6, 8, 13 ve 15. sayılara aittir. Ahundov, Azerbaycan Matbuatının İlki, s. 3. Ahundov, a.g.e., s. 3. Ekinci, Yıl: ı, No: ı, 22 Temmuz ı875, s.ı.

141


cevaplar verir. Son sözlerde ise bir gazetenin ahlak kuralları ortaya konularak bunlara riayet etmeyen yazılann yayınlanmayacağı belirtilmiştir. Gazete yayın hayatı boyunca dört sayfa olarak çıkar. İlk yedi sayıya kadar dergi ölçülerinde neşredilen gazetenin yazarları ve içeriği daha da zenginleştiği için bu sayıdan sonra büyük ebat­ larda yayınlanmaya başlanır. Okuyucular Ekinci'den daha fazla şeyler beklemektedir ki, bu da ancak normal gazete ebatlarıyla sağlanabilir. Büyük ebada geçtikten sonra gazete üç sütuna ay­

rılır, şube adlan çerçeveden çıkarılır ve kağıdın kalitesi daha da iyileşir. Gazetenin bütün sayılan aynı hurufatla çıkanlır ve sayılar ilerledikçe yapılan hatalar azalır. Devrin şartlan ve imkansızlıklar yüzünden okuyucuların fotoğraf isteğine olumlu cevap verileme­ miştir. Zerdabi çok sınırlı imkfuılarla gün geçtikçe daha kaliteli ve az hatalı bir gazete çıkarmanın mücadelesini verir. O, Ekinci'ye ümidi ve evladı gibi bakmaktadır. İyi şeyler başaracağına, Azer­ baycan evlerinin ilmin nuruyla aydınlanacağına inanır.353 Sayılar ilerledikçe gazetedeki bölümler daha düzenli ve doyurucu hale gelir. Bunda okuyucuların olumlu tenkitlerinin de katlası olur. Ekinci kendisinden sonra çıkacak olan Ziya

(Ziyayı Kajkasiya),

Keşkül ve Şarki Rus gibi gazetelere iyi bir örnek teşkil etmiştir. Sonralan yayınlanan bu gazeteler Ekinci gibi bir tecrübeden ol­ dukça istifade etmişlerdir. Ekinci onlar için büyük bir şanstır ve Azerbaycan milli matbuatının ilki olan bu gazetenin kıymeti bu şekilde daha da iyi anlaşılmaktadır.

Ekincinin Yazar Kadrosu Bütün yayın hayatı boyunca Ekinci sayfalarında ı.ıoo'den çok makale, mektup, haber ve şiir vs. materyaller yayınlanmıştır. Gazetede 21 yazarın 2oo'den fazla yazısı neşredilir. Sayılardan 353 "Ekinci 1875-1877 Gıyınetli Hediye'', Muhbir, No: 1, 1980, s. 15. 142


da anlaşılacağı gibi materyallerin çoğunluğunu imzasız yazılar meydana getirir. Bu imzasız yazıların bir kısmı Zerdabi'ye ait olup, bir kısmı da tercümedir. Bazı yazılar ise kim tarafından kaleme alındığı bilinmeyen mektuplardır. Gazetede muntazam olarak yazanlar; Seyit Azim Şirvani, Necef Vezirov, Asker Ko­ rani, Ahsen'ül Kavaid, Alekber Haydari, Mahbus Derbendi'dir. Arada bir yazılarına rastladığımız yazarların adlarıysa; Mirza Fethali Ahundov, Muhammed Tagı Alizade Şirvani, Mirza Hasan Elgadari, Muhammedali Bey Veliyev, Haçatur Korkmazov'dan ibarettir.

Mirza Fethali Ahundov ( 1 81 2-1 878) Tiyatro yazarı, alfabe reformu taraftarı, İslam dünyasında Batı felsefesi tesirinde ortaya çıkan ilk ve en meşhur ateistlerden birisidir.354 Yazar tenkidi eserleri, reformist yanı, demokratik ide­ alleri ile yalnız Azerbaycan'da değil, bütün Türk ve İslam aleminde

XIX. yüzyılda iyice ortaya çıkan yenileşme hareketleri içerisinde önemli bir rol oynamıştır.3ss Azerbaycan'ın en büyük yazarlarından biri olanAhundov Şeki'de doğar. Babası Tebriz'den Şeki'ye göç eden Mirza Muhammed Tagı Hacı Ahmed Oğlu, annesi ise Şekili Hacı Elasker'in kardeşinin lazı Nane hanımdır. Arapça ve Farsça eğitiminden sonra Şeki'de Rus okuluna kayıt olur. Daha sonra Titlis'e giden Ahundov burada

Kafkas Rus Genel Valiliğinde tercüman yardımcısı olarak çalışmaya başlar ve ömrünün sonuna kadar da bu vazifede kalır.3s6 354

355

356

Hamid Algar, " Ahunzade, Mirza Feth Ali", f?İA, C: il, İstanbul, 1989, s. 186. Yavuz Akpınar, Mirza Fethali Ahundzade Komediler (Temsilat), İzmir, Ege Üniversitesi Basımevi, 1988, s. 1. "Ahundov Mirza Fethali'', ASE, C: 1, 1976, s. 496; Feyzulla Gasımzade, XlXAsr Azerbaycan Edebiyatı Tarihi, Balo, Maarif Neşriyyatı, 1974, s. 253-365. 143


Ahundov,

Ekinci gazetesinde ''Vekili Namalum'', ''Vekili

Namaluın-u Millet" imzalarıyla makaleler yazmıştır. Ahundov, '.Zerdabi'nin gazete çıkarma fikrini öğrendikten sonra daima onun yanında olur. Gerek yazılarıyla gerekse gazetenin daha çok insana ulaşması açısından önemli katkılarda bulunur. ı866'da Tiflis'te tanıştığı '.Zerdabi'yle mektuplaşarak ona bu yolda yalnız olmadı­ ğını üade eder. Ahundov, aynı zamanda, çıkacak olan gazetede konu itibariyle nelere yer verilmesi gerektiği, hangi konulara daha ağırlıklı olarak değinilmesinin lanın geldiği ve gazetede nasıl bir dil kullanılması gerektiği ile alakadar '.Zerdabi'ye fikirler verir. Ahundov, sade bir dil kullanılmasından yanadır ve bu konuda hassas olwıması gerektiği düşüncesindedir. Hatta '.Zerdabi'nin ona gönderdiği ilanı kırmızı kalemle tashih ederek geri göndermiştir.357 Ahundov, gazetenin diline üslubuna o kadar önem vermektedir ki, yazılarını, bundan sonra kaleme alınacaklara birer numune niteliği taşıması düşüncesiyle kaleme almıştır. Onun makalelerindeki ana temayı genellikle eğitim ve cehalete karşı mücadele teşkil etmiştir.

Ekinci için çok önemli olan bu yazar, yazılarıyla halkı aydınlatmaya çalışmıştır ve Ekinci bunun gerçekleşmesinde iyi bir araç olmuştur.3s8 Ahundov yazılannda dünyevi ilimleri öğrenmenin zarureti, hurafelerden kurtulmanın gerekliliği gibi konulan sade bir dille ve keskin cümlelerle anlatmaya çalışır. O, toplumun seviyesinin yükselmesi için mutlaka eğitime önem verilmesini, özellikle de dünyevi ilimlerin öğrenilmesini ister.3s9 Öğretmenlerin kendile­ rini geliştirmelerinin eğitim açısından önemini anlatır ve bunun ihmal edilmemesi gereken bir konu olduğunu sıkça vurgular.

357 Neriman L'.eynelov, "M.F. Ahundov ve Ekinci Gazeti", Elmi Eserler, Azer­ baycan SSR Ali ve Orta İhtisas Tahsili Nazırlığı Jurnalistik Seriyası,

358 359

No: 2, 1977, s.19. A.e., s. 20. Veli Memmedov, "M. F. Ahundov ve Ekinci Gazeti", Azerbaycan Mual­

limi, 27 Eylül 1962, s. 3. 144


Ahundov'un Ekindde kaleme aldığı makaleler okuyanlar üzerinde oldukça etkili olur. Onun Ekincf de yazması gerek gazetenin yazı kadrosu açısından gerekse Zerdabi'nin fikirlerinin Ahundov gibi birisi tarafından desteklenmesi yönünden büyük bir şanstır.360 Özellikle 1905 inkılabına kadar olan Azerbaycan edebiyatı Ahundov'un etkisinde kalır. Zerdabi, Necef Vezirov, Celil Meh­ metkuluzade ve Seyit Azim Şiıvani Ahundov'nn fikirlerinden etkilenen yazarlardan bazılarıdır.361 Asker Korani Adıgüzelzade ( 1 857- 1 9 1 0) Necef Vezirov'la birlikte Bakıl'de Okulu bitirdikten sonra Moskova'daki Petrovsko-Razumovskaya Akademisinde eğitim görür. Ekinci gazetesinin önemli yazarlarından olan Korani, gazete yayına başladığında Petesburg'ta bulunmaktadır. Oradan gazetenin çıkacağım duyunca eski öğretmeni olan Zerdabi ile irtibata geçip ona yardımcı olmaya çalışır. Korani'nin Ekincfde yayınlanan 39 mektup ve makalesinin ana teması ilimdir. Bu konuda bıkmadan yazarak ilmin ne kadar önemli olduğunu vurgular. Yazar, okulunu bitirdikten sonra kendisi de Zerdabi gibi ana dilde dergi ve gazete çıkarmak istemektedir.362 Korani Ekinci'de, demiıyollan, kabristan'a yakın bölgelerde su kuyularının açılması, tavukçuluk, mevsimler, ev işleri, yangın ve kütüphaneler gibi konularda makaleler kaleme almıştır. Ali Ekber Haydari Farsça, Arapça ve Rusça bilen Haydari'nin yazılarının konusu çağdaşlaşmayla ilgilidir. Gazetede genellikle 'mektubat' köşesinde

36o Veli Memmedov, "Ekinci ve M. F. Ahundov", Azerbaycan Dövlet Üni­ versitesi Elmi Eserler İctimai Elmler Seriyası, No: 4, 1962, s. 67-68. 36' Süleyman Tekiner, "Azerbaycan Sovyet Edebiyatında Mukavemet Ha­ reketinin Milli Karakteri'', Dergi, No: 33, 1963, s. 35. J6• "Adıgözelov Asker Ağa Hakverdi Ağa oğlu", ASE, C: I, 1976, s. 122.

145


yayınlanan 20'ye yakın mektup ve makalesi vardır. Haydari, ya­ zılarında halkın yaşadığı problemleri çok açık yüreklilikle ortaya koyduğu ve onlara çözüm önerileri getirdiği için en çok okunan yazarlardan birisi olmuştur. Yazılarının en dikkat çeken tarafı sade olması ve tamamen halkın içinden birisi olarak problemleri ortaya koymasıdır. Haydari'nin, çağı problemleri, yabancı dil öğrenmenin ehem­ miyeti, Şiilerle Sünniler arasındaki ihtilaf, dünyevi ve dinl ilimler, halkın durumundan istifade ederek zengin olmaya çalışanlar hakkında yazılan çıkmıştır.

Ahsenül Kavaid

·

Asıl adı Genceli Hacı Muhammed Sadık olan yazar, Ekinci'nin ilk çıktığı dönemlerde Bakıi'de ikamet ederken daha sonra İran'a gider. Fakat yazılarına ara vermeden, buradan gazeteye mektup ve makaleler gönderir. O, yazılarında eğitimin önemine değinir ve şiirlerinin insanların eğitilmesinde ne denli tesirli olduğunu ifade eder.363 Ahsenül Kavaid'in gazetede yayınlanan 25 yazısının 19'u imzalı, altı tanesi ise imzasızdır. Yazılarında yenilik karşıtlarına cevaplar veren yazar, büyük bir cesaretle fikirlerini müdafaa eder. Dini fanatizmi eleştiren yazılar kaleme alan yazarın aynca ticaret kanunlarına dair mektuplan da yayınlanır. İran'da bulunduğu sırada gazetenin okunması için gayret sarf eden Ahsenül Kavaid, yazdığı makalelerde Ekinci'nin yayın politikası hakkında fikirlerini belirtmektedir.364 Yazarın kullandığı dil Ekinci'nin diğer yazarlarına göre biraz ağırdır, fakat görüşleri itibarıyla Ahundov ve Zerdabi'yi destekler yönde olduğu için yazılan beğenilerek okunur. Yazarın özellikle dini fanatizm üzerine yazdığı makalelere tepkiler gelir fakat Zerdabi bunlara kendisi cevap verir. Zerdabi, Ahsenül Kavaid'i savunarak onun görüşlerine destek olur. Onun yazılarında hedef 363 Sadık Hüseyinov, "Meş'el'', Azerbaycan, No: 5, 1975, s.172. 3"4 Veli Memmedov, "Ekinci'nin Muhbirleri", Muhbir, No: 5, 1976, s. 4.


aldığı kişiler halkın gafletten uyanmasını istemeyen din adamları, cahil mollalar ile eski ve zararlı adetlerin devam etmesini savunan yazarlardır. Gençleri çağdaş ilimleri tahsile çağıran yazar, din adına yapılan, ama insanlara zarar veren adetlerin bir an önce terk edilmesi gerektiğini savunmuştur.J6s Yazarın gazetede, dünyevi ilimlerin ehemmiyeti, şuur ve tefek­

kür, alim ve ilmin ehemmiyeti, Aşure Gününde zincir vurmak ve kafa yarmak adetleri gibi konularda makaleleri yayınlanmıştır. Necef Vezirov366 (1 85� 1 926)

Şuşa'da doğan, ilk eğitimini burada aldıktan sonra Balill or­ taokuluna kayıt olan NecefVezirov'un fikirlerinin oluşmasında bu okulda da öğretmenliğini yapan Zerdabi'nin büyük katlası olur. Bu yıllarda başlayan dostlukları uzun yıllar devam eder. Azerbaycan milli tiyatrosunun Zerdabi rehberliğinde kurucularından olan Ve­

zirov, 1874 yılında Moskova'daki Petrovski-Pazumovski Ekincilik Akademisine girer.3&? Okulu bitirdikten sonra Azerbaycan'ın çeşitli bölgelerinde memurluk yapan yazarın birçok eseri vardır. Daha öğrencilik yılannda çok önemli yazılar kaleme alan Vezirov, dikkatleri üzerine çekmeyi o kadar başarır ki, Seyit Azim Şirvani onu öven bir şiir yazar.368 Ekinci'nin yayınlandığı günden itibaren en sadık savunucularından olan Vezirov, hocası Zerdabi'ye her konuda destek olmaya çalışır. Ekindnin en faal yazarlarından olan Vezirov, Ahsenül Kavaid'in

şiir haklondaki :fikirlerinin destekçisidir. O, Ekinci'de dört ayn imza (NecefVezirzade, Necef, N.V., Haraycı) ile yazmıştır. Vezirov 365 Z.aman Memmedov, a.g.e., s. 121. 366 Nec.ef Vezirov'un hayab ve faaliyetleri hakkında bilgi için bkz. Kamran Memmedov, Necejbey Vezirov, Bala, Azerbaycan Dövlet Neşriyyab, ı995. "Vezirov Necef Bey Fethali Bey Oğlu", ASE, C: il, ı978, s. 459.

367 368 Kamran Memmedov, a.g.e., s. ı6.

147


şairleri; halkın duyduğu heyecanlan, sevinçleri ve üzüntüleri en iyi şekilde ifade eden, halkın eğitilmesi için vazgeçilmez insanlar olarak göriir. O şairleri hallruı gözcüsü olarak adlandırır.369 Vezirov, aydınlann halk üzerinde etkili olabilmeleri için onlarla beraber yaşayıp, onlann üzüntü ve sevinçlerine ortak olmaları gerektiğini söyler.370 Yazar, okullarda okutulan derslerin ve kitapların yetersiz olduğunu bunun da öğrenciler üzerinde menfi tesir yarattığını savunur. O, okullarda daha faydalı derslerin ve iyi hazırlanmış kitaplann okutulması gerektiğini ifade eder. Yazar, toplumun ilerleyebilmesi için insanın kendi kendisini tenkit etmesinin şart olduğuna ve zararlı adetlerin bir an önce terk edilmesi gerektiğine inanır. Çocuklann eğitiminde velilerle öğretmenlerin işbirliği yap­ malarının gerekli olduğunu belirten yazar, öğretmenlerin kendile­ rini mutlaka geliştirmeleri gerektiğini söyler. Bazı makalelerinde mollaları, tüccarları ve cehaleti müdafaa edenleri eleştirir. Vezirov'un Ekindde; kız kaçırmak, bazı eski adetlerin eleştiril­ mesi, okullardaki talim ve terbiye usulleri, yeni okulların açılması hakkında makaleleri neşredilmiştir. Seyid Azim Şirvani (1 835-1 888)

Az.erbaycanlı şair ve eğitimci olan Şirvani, ilk eğitimini Dağıstan'da alır. Byr_ada Arapça ve Farsça öğrenir. 1855'de Bağdat ve ardından da Şaırt;da eğitim alan şair, daha sonra Mısır'da bulunur. 1870

yılında Şamahı'da Usul-i Cedit Okulu açan şairin şiirleri devrin sosyal ve iktisadl hayab.m yansıtması açısından çok önemlidir.371 Gazetenin önemli yazarlarında birisi olan Şirvani yazdıklarıyla ses getirir. Ekindde yazdığı şiirler Azerbaycan edebiyab.nda yeni bir akım olarak değerlendirilir. Şirvani'nin Ekinci'de sekiz şiiri, üç de mektubu yayınlanır. Şiirlerinde eğitimin ve ilmin ne kadar önemli 369 Ekinci, Yıl: 3, No: ıo, ı2 Mayıs ı877, s. 2-3. 37° Sadıkov, a.g.m., s. 173. 371 ASE, C: VIII, ı984, s. 326.


olduğunu vurgulayan şair, özellikle oğluna yazdığı şiirde bu konuyu işler. Zerdabi'nin çok yakın arkadaşı olan Şirvani'nin, Ekincfnin yayınlanmasında ve okunmasında oldukça önemli katkılan olur. O, Azerbaycan aydınlanın Ekincz'nin etrafında birleşmeye ve ce­ halete karşı birlikte mücadele etmeye davet ederken, Zerdabi'yi de

"Kafkas halklannın kurtarıcı meleği" olarak adlandırır. Şamahı'ya öğretmen tayin edilmesinin ardından Zerdabi'ye yazdığı mektupta, yardımları için Zerdabi'ye teşekkür ettikten sonra, ana dilde bir ders kitabı yazdığını ve bunu bastırmak için yardım istediğini bildifir.372 Onun, Ekinci'de yayınlanan mektuplarının hiç birinde imzası yoktur. O, bu mektuplarında, Şamahı ahalisinin hayat ve maişetinden bahseder.373 Şirvani şiirleriyle ilim ve kültüre ait konu­ lan işler. O, kendi deyimiyle "halkın gözünü açmayı" amaçlamıştır.

Şirvani, gazeteyi halla cehaletten uyandıracak, eğitime çağıracak ve cahillere karşı zafer kazanacak bir araç olarak görmüştür.374

Ekincinin Bölümleri'nin Dağılımı375 Dahiliye Bölümü

Bu bölüm Zerdabi'nin bizzat kaleme aldığı yazılardan oluş­ maktadır. O, gazete çıkarmaya karar verdiğinde valiliğe verdiği programda bu bölümün amacını şu şekilde özetler; "Dahiliye bölümünde halkın ihtiyaç ve talepleri, dini hayatta, aile düzeninde ve eğitim sistemindeki eksiklikler ortaya konacak. Müslüman ahalinin geri kalmasının sebepleri, onların hayatlarının zorluk­ larından ve bunların çözüm yollarından bahseden baş makaleler 37Z

V. Memmedov, Ekinci Gazeti, s. 71.

37J

A.e., s. 72. Memmedov, a.g.e., s. 116. Ekinci'nin içeriği hakkında çalışmalar yapılmıştır. Sadık Hüseyinov, Ekinci Gazetinin İzahlı Bibliografiyası, Bakı, Azerbaycan Dövlet N�riy­ yab, 1977 ve Veli Memmedov, Ekinci Gazetinin Göstericisi, Bakı, 1963. Çalışmamızda bu eserlerden istifade ettik.

374 z. 375

149


yayınlanacaktır."376 Gazetenin en önemli bölümlerinden olan dahiliyede başyazı yer alır. Bu kısımda bazen bir, bazen de iki ayn

yazı olmuştur. Birincisinde başyazı, ikincisinde ise resmi yazılar veya gazeteye gönderilen yazılar yayınlanır. Gazetenin dahiliye kısmında toplam 60 makale yayınlanır. Bunlardan 55'i başmakale, 5 tanesi ise gazeteye gönderilen yazılar ve resmi yazılardır. Eldnci'nin Eylül

29

1877 tarihli son sayısı hariç bütün sayılarında baş makale

yayınlanmıştır. Fakat bu makalelerde başlık kullanılmamıştır.377 Gazetenin diğer şubelerinde olduğu gibi dahiliyede de bir makalede bazen iki bazen de daha çok konu gündeme getirilir. Bunun iki önemli sebebi vardır; birincisi gazetenin 15 günde bir defa çıkmasıdır. İkincisi ise, siyasi konuların mümkün olduğu kadar sansüre uğramasını önlemektir.378 Özellikle sansür edi­ lebilecek konular hatta cümleler özenle seçilir. Zerdabi bazen sansüre uğrayacağını düşündüğü konuları sansür heyetinin titiz­ likle incelediği dahiliyede değil, ilmi haberler veya taze haberler bölümlerinde ele alır. Eldnci'nin bütününde olduğu gibi dahiliye kısmında da halkın eğitimi, cehalete karşı savaş, yapılan haksızlıklara karşı mücadele, halkın faydalanacağı ticaret ve tarım meseleleri gibi konular ağır­ lıklı olarak yer alır. Zerdabi, çok önem verdiği dahiliye kısmında halkı etkileyecek ve onları bilinçlendirecek konulara yer vermeye özen göstermiştir. Eldnci'nin baş makaleleri; kitlelerin siyasi-içtimai şuurunu kuwetlendirmek, onların yolunu maarif ışığı ile aydınlatmak ve onları eskimiş adetlerden vazgeçirip çağdaş usullerle yaşamanın gerekliliğine inandırmak için gazetenin naşiri tarafından kaleme alınmıştır. Dahiliye bölümünün materyalleri zengin, üslubu 376 371

378

Veli Memmedov, Ekinci Gazeti, s. ıo. Veli Memedov, Gazeta Ekinci, s. 42. Askerova, a.g.e., s. 64.

150


düzgün, dili sade ve anlaşılır olmuştur. Kısacası bu yazılarda bir başmakalede aranan bütün özellikler mevcuttur. Zerdabi başmakalelerde bazen kendi sılanblarını da dile getirir. Özellikle Ekinci'yle alfil<alı sıkıntıları ve haberleri okuyucularıyla paylaşır. Bazen sıkıntılarından dolayı sitem eder bazen de bu sı­ kıntıların sebeplerini ortaya koyar, diğer milletlerle kıyaslamalar yapar ve çözüm önerileri getirir. Zerdabi çok çeşitli ve önemli konularda halkın aydınlanması için yazılar kaleme alır. Zerdabi burada yazdığı yazılarla halkının eğitimsizliği ve cehaletinden dolayı acı çeken bir aydın olarak hal­ kını şuurlandırmaya çalışır ve halkın cehaletinden menfaat elde edenlere karşı savaş açar. Baş makalede yer alan ve özenle seçilen bu yazılar üzerinden ı25 yıl geçmesine rağmen halen sadeliğini ve kıymetini muhafaza etmektedir.

Ekin ve Ziraat Haberleri XIX. yüzyılın ikinci yansında Azerbaycan'da tarım ve ziraat çok geri durumdadır. İşte böyle bir zamanda yayın hayatına başlayan Ekinci yoksul insanların durumlarının iyileştirilmesi, teknolojinin kullanılması, modem ve ilmi usullerle tanın yapılması, halkın bütün bu konularda bilgilenmesi için gayret gösterir. Bu yazıların çoğu da bu konularda üniversite eğitimi alan Zerdabi tarafından kaleme alınır. Onun gazeteye bu konularda gelen yazılan düzeltip eklemeler

yapar� yayınladığı da olur. Zerdabi halka, geçim kay­

nakları olan toprağin özelliklerinden, verimsiz toprakların nasıl verimli hale getirileceğinden pahsederek, bunları kolay anlaşılır, çok sade bir Türkçe'yle ve ilmi esaslara dayanarak anlatrnıştır.379 '

Bu başlık altında daha çok ahalinitl ihtiyacı olan ekin, ziraat ve hayvancılıkla ilgili haberler verilir ve makaleler yazılır. Burada esas amaçlardan biri, gazetenin adına uygun olarak ekin ve ziraat 379

Askerova, a.g.e., s. 67.

ısı


haberleri vermektir. Bir diğer amaç ise, birçok konuda bilgisiz olan halka ilmi usullerle hayvancılık ve ziraat yapmanın yollarını anlatmaktır. Ayrıca bu yazılarda köylülerin ellerindeki mahsulü nasıl değerlendirecekleri veya farelere karşı nasıl mücadele etme­ leri gerektiği gibi çok çeşitli ancak bir o kadar da gerekli konulara değinilmiş, halk bilgilendirilmiştir.

Ef'ali-Ehli-Dehat (Köy Ahalisinin İşlerine Dair) Bu bölüm Ekinci'nin ı4 Nisan ı876 tarihinde çıkan 7. sa­ yısından itibaren görülmeye başlanır. Bu tarihten itibaren ga­ zetenin ebadı da büyür. Bu başlık altında, köylülerin durumları ve bunların düzeltilmesi hakkında yazılar yazılır. Bu kısımdaki yazıların da büyük kısmını Zerdabi yazar. Zerdabi'nin yanı sıra Asker Korani'nin yazıları da bu bölümde yer alır. Amaç, köylülerin daha mutlu ve sağlıklı bir hayat sürebilmeleri için onlara karşı­ laştıklan sıkıntılarda rehberlik etmek ve uğradıkları haksızlıklara karşı destek olmaktır. Bu bölümde, süt ve süt ürünleri, koyunculuk, tanın ve tanın aletlerinin kullanımı, farelere karşı alınacak tedbirler, köy hayatı, hayvan hastalıklan, atçılık, meyve yetiştirilmesi gibi konularda yazılar çıkmıştır. Bu bölümde köylülerin problemleri ve çözüm yolları, onların işlerini kolaylaştıracak tavsiyeler, çeşitli ülkeler­ den derlenen lüzumlu bilgilerin yanı sıra bazı ilginç konularda aydınlatıcı bilgiler de sunulmaya gayret edilmiştir.

ilim Haberleri Gazetenin başlıca işlevlerinden olan haber verme ve bilgilen­ dirme işlevi Ekinci'de büyük titizlikle yerine getirilir. Muayyen aralıklarla devam eden 'hm! Haberler' başlığı altında halk için son derece faydalı bilgilere yer verilir. Gazetenin ı875 yılına ait 7, ı876 yılına ait ıs sayısında ve ı877 yılına ait ıo ayrı sayısında

ilmi haberler yayınlanır. İlk sayılarda bu bölümde sadece bir 152


yazı yayınlanır. Sonraki sayılarda özellikle 5. sayıdan itibaren bu bölümde yayınlanan yazıların sayısı bazen beşe kadar çıkar. Bu bölümde ıoo'den fazla makale, mektup ve çeşitli yazılar ya­ yınlanmıştır. 'İlmi Haberler' başlığı altında en sık yazı yazan ise Asker Korani'dir. İmzasız yazıların büyük kısmı Zerdabi tarafın­ dan kaleme alınmıştır. Bölümde, halkın hayatını kolaylaştıracak bilgilerin verilmesine dikkat edilir. Ayrıca, halkın teknolojik gelişmelerden haberdar olması, tabiatın farkına varması, tabiat olaylarını anlayabilmesine yardımcı olacak haber ve yazılara yer verilir. Dünyadaki gelişmelerden ve diğer milletlerin yaşa­ yışlanndan örnekler verilerek okuyucuların bilgilendirilmesine çalışılır. Bazı ilmi soruların cevaplarının da arandığı bu bölüm hayli dikkat çekmiştir. Bu bölümde yer alan makalelerde, orman ve önemi, hayvancılık ve hayvansal ürünlerden istifade etmek, köy hayatı, ev işleri, icatlar, hastalıklar, İslam tarihi, eğitim, deprem gibi çok değişik konular işlenmiştir. Günümüzde dahi güncelliğini yitirmeyen konuların ele alındığı bu bölümde aynca, Zerdabi'nin insan sağlığı ve onu korumanın yollan hakkında bir ilim adamı hassasiyetiyle vermiş olduğu bilgiler ile bazı tavsiyelere de yer verilmiştir. Taze Haberler

Ekindnin birinci sayısında Zerdabi tarafından yazılan makalede bu bölümün beş gruba ayrılacağı belirtilir: a) Ticaret Haberleri b) Siyasi Haberler c) Hükümet Fermanları d) Mahkeme Kararlan e) Tıp ve Diğer Haberler.3So Bu bölümde yayınlanan yazıların hacirrJeri küçük fakat sayılan fazladır. Bölümde ortalama her nüshada ıo haber verilir, bu sayı bazen 2o'ye kadar çıkar. Taze haberler bölümünün materyalleri genellikle Tiflis, Moskova ve Petersburg'da yayınlanan gazetelerden 3Bo Ekinci, Yıl: ı, No: ı, 22 Temmuz 1875, s.ı. 153


tercüme edilmiştir. Hemen bütün sayılarında var olan bu bölümde son derece ilgi çekici haberler vardır. Bu bölümün yazılarını şu şekilde tasnif edebiliriz: Hukuk, devlet, savaş ve anlaşmalarla ilgili yazıların toplamı 50, tıpla ilgili yazılar 40, medeniyet, maarif ve matbaa ile ilgili yazılar 60, ceha­ let aleyhine yazılan yazılar 35, maliye, nakliye ve iletişim üzerine yazılan 50, tarım ve ziraatla ilgili 45 ve teknolojik gelişmelerle ilgili 50 adet yazı.381 Gazete içerisinde belki de okuyuculann en rağbet ettiği ve takip ettikleri bölüm taze haberlerdir. Özellikle Osmanlı-Rus sa­ vaşına ait haberlerin yayınlanmasını isteyen okuyucular l.erdabi'yi bu konuda sıkıntıya sokmuşlardır.382 Çünkü çok sıkı bir sansüre uğrayan gazetede, savaşın gidişatına dair haberler vermek oldukça riskli bir iştir. Fakat l.erdabi son sayıya kadar bu bölümü hiç ihmal etmeden devam ettirmiştir. Bu bölümde kadın haklan, yabancı ülkelerin nüfuslan ve onlar hakkında bilgiler, eğitim, kitap ve kütüphaneler, Osmanlı Devletiyle alakalı haberler verilmiştir. Mektubat Ekinci gazetesinde 'Mektubat' kısmı ı875 yılının 6. sayısından

itibaren yer almaya başlar. Bu bölümün oluşmasından sonra ga­ zetede ilginç tartışmalar ortaya çıkmıştır. Bu tartışmalarda, Mirza Fethali Ahundov, Seyid Azim Şirvani, NecefVezirov, Asker Korani 381 Veli Memedov,

Gazeta Ekinci., s. 46.

382 Zerdabi Osmanlı-Rus savaşına dair daha çok bilgi ve fotoğraf isteyen okuyucuya şu şekilde cevap verir: "Müşterilerimizden birisi bizden harp olan yerlerin resimlerini yayınla ki harp hakkında daha çok bilgiye sahip olalım demektedir. Doğru diyor, varlığa darlık yoktur. Yoksulluktan da bir şey ummak doğru değildir. Biz ki gazeteyi bastırmaya hurufat bula­ mıyoruz, nasıl resim yayınlayabiliriz. Vay vay bizim halimize ki diğerle­ rinden çok geri kalmışız". Ekinci, Yıl:

154

3, No:

18, 1 Eylül 1877, s.

ı.


ve Haydari, Zerdabi'nin mücadelesinde fikirlerini destekleyerek onun yalnız olmadığını göstermişlerdir. Mektubat bölümüne gelen yazılarda halkın yaşayışı, iktisadi meseleler, özellikle eğitim ve ilim yapmanın gerekliliği, cehalete karşı mücadele gibi konular ağırlıklı olarak işlenmiştir. 130 ma­ kale, mektup ve şiir yayınlanan bu bölümde bazen gazetenin diğer bölümlerindeki yazıların tenkidine rastlamak da mümkündür. Ekinci'nin muhabirlerinin imzaları bu şubede toplanmıştır. 'Mektubat' bölümü aralıklı olarak, 1875 yılında 5, 1876 yılında 22,

1877 yılında 16 sayıda olmak üzere toplam 43 sayıda, yer

almıştır. Bu bölümde, 1875 yılında 18 imzalı, 1 imzasız, 1876 yı­ lında 40 imzalı, ıo imzasız, 1877 yılında ise 36 imzalı 2 1 imzasız yazı neşredilmiştir. Bu bölümün en faal muhabirleri Seyid Azim Şirvani, Necef Vezirov, Asker Korani, Ahsenül Kavaid, Haydari ve Derbendi olmuştur.383 Ekinci'nin bu bölümüne okuyuculann ilgisini çeken çok sa­ yıda mektup gelmiştir. Yazarlar kendi yaşadıklan bölgelerle ilgili bilgiler vermenin yanı sıra bölgelerinde gördükleri eksiklikleri de kaleme almışlardır. Bu, onlar için bulunmaz bir fırsattır. Bazen yazılan fikirlere karşı çıkanlar olmuş ve gazete aracılıyla tartışmalar gerçekleşmiştir. Mektubat bölümünde, özellikle eskiden kalına bazı adetlerin eleştirisi yapılır. Bu bölüm Zerdabi'yi de son derece mutlu eder. Aldığı mektuplardan destek bulur ve mücadelesinde yalnız olma­ dığım görür. Bazı mektupların yazarları ise gazeteyi tenkit eder. Zerdabi bu mektuplara cevap verir ve gazetenin hangi şartlarda çıkbğını izah etmeye çalışır. Bu bölüm sayesinde yazarlar kendi­ lerini deneme ve eserlerinden bahsetme i.mkfuıını bulur. Gaze­ tede yayınlanan Şirvani'nin şiirleri bu gün hfila aynı güzelliğini muhafaza etmektedir.

3&3 Veli Memedov, Gazeta Ekinci, s. 48. 155


Hiçbir Bölüme Ait Olmayan Yazılar

Ekinci'nin içerisinde hiçbir bölüme dahil olmayan so'den fazla yazı vardır. Bu bölümde diğer bölümlere giremeyecek ma­ kale, mektup ve şiirlere rastlanmaktadır. Bu bölümde, gazetenin yayınlandığı yer ve aboneler, Ekindye gönderilen ilanların ücreti, muhabirlerin çalışması, demir yolunun ehemmiyeti, Zerdabi'nin hizmetlerinin takdir edilmesi, hava durumları, ticaret, yeni okulların açılması ve okuyucu istekleri gibi konularda yazılar neşredilmiştir. Hiçbir bölüme dfilıil edilmeyen bu bölümde, okuyucuyu doğrudan ilgilendiren ve pratik olarak işine yarayacak birçok konuda yazılara rastlamak mümkündür. 7.erdabi kendisiyle ilgili gelen yazıların bir kısmını da bu bölümde yayınlamayı uygun bulmuştur. ilanlar

Gazetenin ilk ve son sayfalarında bazen bir, bazen de ilci veya üç adet ilan metni yayınlanır. İlanlar gazetenin abone işleri, tıbbi bilgiler ve ticaret işleriyle ilgilidir. Gazetenin 23 muhtelif sayısında 3o'dan fazla ilan vardır. Ekinci'de yayınlanan ilanlar bölümünde, iş ilanlan, emlak, okullara kayıt, bulaşıcı hastalıklar, antika eşyalar, yeni dükkan açılışlan, yeni lügat yayınlanması, savaş için para toplanması ve bankalar hakkında yazılar yayınlanmıştır. Bu bölümdeki yazılar okuyucuyu bilgilendirme ve yeni gelişmelerden haberdar etmenin yanı sıra, ihtiyaçların ortaya konulması ve çözümüne yardımcı olunması noktasında önem arz etmektedir. Bu bölüm gazetenin yayınlandığı dönem düşünüldüğünde oldukça önemli bir görev ifa eder ki, nitekim insanların ilgiyle takip ettikleri bölümlerden birisi olmuştur.

156


Ekinci Gazetesinde Ele Alınan Ana Konular Ekinci'de Köy Hayatına Dair Yazılar

Gazetenin adının Ekinci olması tesadüfi değildir. Çar yöneti­ minden izin almak ve dikkat çekmemek [*l için bu ismin konulduğu doğruysa da gazetenin geneline bakıldığında bu bölümün de çok önemli bir yer tuttuğu görülmektedir. Zerdabi " ...bizim gazetenin adının Ekinci olduğundan içeriğinde gerek ekin, ziraat ve ilim ha­ berleri olsun"3B4 demektedir. Gazetenin en önemli hedeflerinden birisi; halkı aydınlatmak ve tarımda ilgili gerekli bilgileri, aynca ziraat ve hayvancılık konularını ilini metotlarla anlatmak olmuştur.385 Ekincı'nin neşredildiği dönemde Azerbaycan'da halk hayvan­

cılık, bağcılık, tanın, ipekçilik, pamukçuluk, balıkçılık ve tütün­ cülük gibi alanlarda uğraşmakta ve geçimini bunlarla sağlamaya çalışmaktadır.386 Ekindnin yazar kadrosu, buğday üretiminin Azerbaycan tarımı

içerisindeki önemini bilmektedir. Nitekim bu konuya ağırlık veril­ miş ve bu ürünle ilgili çok önemli yazılara gazetede yer verilmiştir. Buğdayın y�tiştirilmesi, hasadı, tohum seçimi ve teknolojiden nasıl yararlanılacağı gibi konularda bilgiler verilmiştir. Bunlann yanında gazetede, Avrupa'da ve Asya'da bazı sebeplerden dolayı buğdayın azaldığı ve Azerbaycan buğdayının değerinin artacağı yönünde haberler de yayınlanmıştır.387 l*l

384 39s 386

387

Zerdabi gazeteye izin alabilmek ve çıkardıktan sonra sansür heyetinin dikkatini çekmemek için bu adı koyduğunu daha sonra yaısa da gaze­ tenin ikinci önemli kısmı "Ekin ve Ziraat Haberleri" bölümüdür. Ekinci, Yıl: 3, No: 9, 28 Nisan ı877, s. ı. Veli Memmedov, "Torpağa Gayğı ve Mehebbı::t", Sovyet Köyü, 28 Şubat ı967, s. 3. B. S. Beydemirova, "Ekinci Gazeti Kend Teserrufab Meselelerine Dair" Azerbaycan SSR Elmler Akademiyasının Haberleri İctimai Elmler Se­ riyası, No: ı, ı965, s. 37. Ekinci, Yıl: ı, No: ı, 22 Temmuz ı875, s. 3; Ekinci, Yıl: 3, No: 2, ı8 Ocak ı877, s. 2; Ekinci, Yıl: 3, No: 5, 3 Mart ı877, s.2.

157


Azerbaycan'ın tabiat şartlan hayvancılık için çok elverişli olmasına rağmen bu sahada yeterli verim alınamamıştır. Zer­ dabi, bizzat kendisi bu konularla ilgili makaleler kaleme almış ve hayvancılık işlerinin nasıl daha verimli hale getirilebileceğine dair görüşlerini okuyuculanyla paylaşmıştır. Gazetede; hayvanların beslenmesi, cinsinin iyileştirilmesi, veterinerlik hizmetleri gibi konularda önemli bilgiler verilmiştir.388 Koyunculuk üzerinde de önemle duran gazete, halka yünü daha iyi olan merinos cinsi koyun beslemelerini tavsiye etmiştir.3119 Aynca gazetede hayvanların kış aylannda beslenmeleri için değişik yem bitkilerinin ekilmesi ve hayvanların bu mevsimde zayıf bırakılmaması gerektiği üzerinde durulmuştur.390 Aynca harama kurdu baklanda bilgiler veren gazete, batılı ülkelerin özellikle de Fransa'mn bu konudaki tec­ rübelerinden haber vermiştir.391 Azerbaycan'ın iklimi ipekçilik için oldukça elverişlidir. Ekinci, ipekçiliğin ilmi usullerle yapılması gerektiğini yazarak, bazı ya­ bancı şirketlerin Azerbaycan ipeğini ülke dışına taşımalarına da karşı çıkar.392 XIX. asnn ikinci yansında Rusya'ya özellikle Amerika'dan gelen pamuğwı azalmasıyla Rusya, Azerbaycan'da ve Kafkasya'da pamuk üretimine başlar. Hatta bu konuda eğitim almak üzere Amerika'ya gönderilenler olur.393 Fakat buna rağmen Azerbaycan'da ekilen pamuktan yeterli ve kaliteli ürün alınamaz. Gazete bu konuda :ııııı Azizağa Memınedov, "Ekinci Gazetesinin İzahlı Bibliografiyası", Azer­ baycan Mualimi, 12 Nisan 1978, s. 3. 3119 Ekinci, Yıl: 1, No: 1, 22 Temmuz 1875, s. 3; Ekinci, Yıl: 2, No: 23, 6 Aralık 1876, s. 2. 390 Ekinci, Yıl: 3, No: 4, 17 Şubat 1877, s. 2. 39• Ekinci, Yıl: 2, No: 7, 14 Nisan 1876, s. 1-2. 392 Ekinci, Yıl: 2, No: 22, 20 Kasım 1876, s. 2; Ekinci, Yıl: 2, No: ıo, 27 Ma­ yıs 1876, s. 2; Ekinci, Yıl: 2, No: 15, 9 Ağustos 1876, s. 2. 393 Ekinci, Yıl: 2, No: 7, 14 Nisan 1876, s. 4.

158


yayın yaparak, kaliteli pamuk ve onun yetiştirilmesi hususunda öneriler ortaya koyar.394 Azerbaycan toprağının tütün ekimi için son derece elverişli olduğunu yazaıı gazete, clışandan ithal edilen tütün ve tütün ürünleri için gümrük vergilerinin artırılması gerektiğini savunur. Devletin gümrük vergilerini artırması, tütün üretimini artırır ve bu da ülke ekonomisine olumlu katla yapar.395 Ekinci'de işlenen bir diğer konu da, ekilecek toprağın iyi seçilmesi ve ne ekileceğine doğru karar verilmesiyle ilgilidir. Bu şekilde daha fazla ve daha kaliteli ürün alınabilecektir.396 Orman­ lık alanların korunmasına ve yeni alanların oluşturulmasına da

büyük ehemmiyet veren gazete, kuraklığın ve kıtlığın en önemli sebeplerinden birisi olarak ağaçların bilinçsiz.re kesilmesini gösterir. Özellikle Kür nehri kenarında bulunan ormanlann yok edilmesinin sonuçlarının ağır olacağını belirtir ve buralara yeniden meşe ağaç­ larının dikilmesinin gerekliliğini vurgular. Ormanların sadece kıtlık ve kuraklıktan kurtulmak için değil, köy hayatına ve ekonomiye katkı açısından da çok önemli rol oynaclığını belirtir.397

Bu dönemde, Azerbaycan'da yapılan tanın genellikle iptidai usullerle yapılmaktadır. Tarımda kaliteli ve verimli ürün alabilmek için makinelerin kullanılması gerekmektedir. İş gücü tasarrufu açısından da makinelerin kullanımı büyük kolaylık sağlayacak­

tır. Ayrıca alınan ürünün toplanması ve işlenmesi sırasında da 394 395 396

397

Ekinci, Yıl: 3, No: 16, 4 Ağustos 1877, s. 2. Ekinci, No: ı2, 9 Haziran 1877, s. 4; Ekinci, No: 15, 21 Temmuz 1877, s. 2. Ekinci, Yıl: 1, No: 6, 5 Ekim ı875, s. 2; Eki11;ci, Yıl: 1, No: 9, 18 Kasım ı875, s. 2; Ekinci, Yıl: 2, No: 5, 15 Mart 1876, s. 2; Ekinci, Yıl: 2, No: 11, 11 Haziran 1876, s. 2. Ekinci, Yıl: 1, No: 2, 5 Ağustos 1875, s. 2; Ekinci, Yıl: 1, No: 3, 21 Ağus­ tos ı875, s. 2-3; Ekinci, Yıl: 1, No: 4, 5 Eylül 1875, s. 3; Ekinci, Yıl: 2, No: 17, 8 Eylül 1876, s. 2; Ekinci, Yıl: 2, No: 20, 22 Ekim ı876, s. ı; Ekinci, Yıl: 2, No: 21, 6 Kasım ı876, s. 2.

15 9


makinelerden istifade etmek oldukça kazançlı bir yoldur. Bütün bu konulara aynntılanyla sayfalannda yer veren gazete, ülkede bir an önce makinelerin kullanımına geçmenin zaruretinden bahsetmiştir.398 Ekinci gazetesinin hemen bütün sayılannda köy hayatına dair mutlaka bir eğitici yazı kaleme alınır. Gazetede, köylülerin işlerini kolaylaştıracak, yaptıklan işi daha iyi ve doğru yapmalarını sağlayacak türde yazılara yer verilir. Bu bilgilerin yanı sıra başka bölgelerdeki durumdan ve teknolojik gelişmelerden de haberler verir. Ekinci'yi o dönemin "Köy Hayatı Akademisi" olarak adlan­ dırmak hiç de yanlış olmaz. 399 Gazetenin en fazla üzerinde durduğu konulardan birisi de köylülerin durumlannın düzeltilmesidir. Fakat köylüler, düştükleri sıkıntılan tefecilerden borç para alarak gidermeye çalışırlar. Gazete, köylülerin durumundan istifade eden bu tefecilere karşı mücadele eder. Gazetede, devletin gerekli kanunlan çıkararak bu insanlara fırsat tanımaması gerektiğine dair yazılar yayınlanır. Köylüler çok yüksek faizle aldıklan paralan ödeyemeyince kendi topraklannda işçi durumuna düşmektedirler. Ekinci, tefecilerden çok yüksek faizlerle borç almanın bir çözüm olmadığını, bu durumun ancak Avrupa'da olduğu gibi köylülere uygun faizlerle kredi açan kuru­ luşlann oluşturulmasıyla çözüleceğini ifade eder.400 Yukandaki bilgilerden de anlaşılacağı üzere; Ekinci gazetesi, ülkenin kalkınması ve çağdaş ülkeler düzeyine gelmesinin bir esa­ sının da köylülerin durumlarının düzeltilmesi, onlann eğitilmesi, 398 Ekinci, Yıl: 1, No: 12, 1 Ocak 1876, s. 2; Ekinci, Yıl: 2, No: 1, 16 Ocak 1876, 3; Ekinci, Yıl: 2, No: 2, 30 Ocak 1876, s. 2-3; Ekinci, Yıl: 3, No: 5, 31 Mart 1877, s. 2. 399 Gulu Halilov, "Maarif ve Zeka Meş'eli", Azerbaycan, No: 4, 1980, s. 185. 400 Ekinci, Yıl: 3, No: 3, 3 Şubat 1877, s. 1-2; Ekinci, Yıl: 3, No: ıo, 12 Ma­ yıs 1877, s. 4. s.

160


cehalete karşı mücadele edilmesi ve haklarının farkına vararak kendilerini savunmalarından geçtiği düşüncelerini yayın politikası haline getirmiştir. Ekinci'de Azerbaycan Petrol Sanayine Dair Haberler

Ekinci gazetesi yayınlandığı dönemde yeni yeni değişmeye başlayan bu çok önemli sanayi alanındaki gelişmelere kayıtsız kal­ mamıştır. Bilindiği gibi, 1861 yılında yapılan ıslahatlar neticesinde sanayinin gelişmesiyle Azerbaycan petrolüne de duyulan ihtiyaç da artmıştır. Bu da petrol sanayisinin önünde duran engellerin kaldırılmasına bağlıdır. Nihayet 17 Şubat 1872 tarihli kanun­ nameyle bir düzenleme yapılarak, büyük toprak sahiplerinden alınan araziler parçalara ayrılmış ve satılmaya başlanmıştır.4°1 Bu arazileri satın alan kişiler hemen petrol kuyuları açmaya başlamış ve böylece petrol sanayinde çok hızlı bir gelişme yaşanmıştır. Özellikle Balabanı, Bibiheybet ve Surahanı bölgeleri kısa sürede petrol sanayinin merkezi durumuna gelmiş ve bu hızlı gelişmeyle beraber petrol fiyatları düşmüştür.4°2 Azerbaycan'da petrol üretimi artmaya başlayınca yabancı kişiler ve şirketler bu bölgeye gelmeye başlar. Yerli zenginlerin do­ kumacılık vb. sahalardaki faaliyetlerinin yanında petrol işine girme cesareti gösterememesini, iş gücünün de çok ucuz olmasını fırsat bilen yabancı şirketler bölgedeki petrol kuyularını ele geçirmeye başlar. Ekinci gazetesi yabancı şirketlerin bu gelişme politikaları karşısında, devletin mutlaka tedbirler alması gerektiğini ve yerli zenginlerin de bu alanda faaliyet göstermelerini ister. Oazete, yabancı sermayenin bu bölgeye gelmesiyl� sanayinin geliştiğine ve teknolojinin bu sahada kullanımın arttığına da dikkat çeker. 4oı B. Beydemirova, "Ekinci Gazeti Azerbaycanda Neft Sanayesinin İnkişafı Hakkında", Azerbaycan SSR Elmler Akademiyasının Haberleri İktisa­ diyyat Seriyası, No: 2, 1967, s. 76. 402 Ekinci, Yıl: 3, No: 14, 7 Temmuz 1877, s. 1-2. ı6ı


Petrolün çıkarıldıktan sonra sağlıklı olarak taşınması me­ selesini gündeme getiren gazete, bu konuda yapılan çalışmalara sayfalarında yer verir. Aynca, yazılarda taşıma probleminden dolayı petrolün fiyabnın artbğı, işgücü kaybının yaşandığı ve verimin azaldığından bahsedilir.4°3 Gazetenin üzerinde ısrarla durduğu bir diğer konu da petrol çıkarmada kullanılan iptidai usullerdir. Gazetede, gerek petrolün

Çıkarılması gerekse temizlenmesi aşamasında modern tekniklerin kullanımının çok faydalı olacağı ifade edilir. Gazetenin birçok sayısında petrol sahalarının değerleri, Azerbaycan'da ve diğer ülkelerde petrol fiyatları, çıkarılan ve ihraç edilen petrol miktarları ile ilgili haberlere rastlanır.4°4

Ekinci, sanayinin gelişebilmesi için malların dışarıdan ge­ tirilmesinin doğru olmadığını ve ülkenin kalkınması için kendi üretimine ağırlık verilmesinin gerekliliğini belirtir. Böylece dışa bağımlılık azalacak ve borç sıkınbsı çekilmeyecektir.4°s Petrol sanayinin gelişmesinin sonucunda fabrikalann ve sanayi tesislerinin artmasından dolayı burada çalışacak kalifiye elemanlara ihtiyaç duyulacaktır. Ekinci'ye göre, bu elamanların yetiştirilmesi için acilen eğitim kurumlan açılmalıdır. Gazete, bunun son derece önemli bir konu olduğunu vurgular ve teknik okullar açıldığı takdirde bu sahada daha az iş gücü kullanılarak daha kaliteli ve verimli bir iş ortaya konulabileceğinin üzerinde durur.406

Ekinci gazetesi, henüz yeni gelişmekte olan petrol sanayinin sağlıklı bir gelişme göstermesini, yabancıların bu sahada tek başına Ekinci, Yıl: 3, No: 2, 18 Ocak 1877, s. 3. Ekinci, Yıl: 2, No: 1, 16 Ocak 1876, s. 3; Ekinci, Yıl: 3, No: 2, 18 Ocak 1877, s. 3. 4°5 Ekinci, Yıl: 1, No: 6, s Ekim 1875, s. 3; Ekinci, Yıl: 2, No: 4, 29 Şubat 1876, s. 3; Ekinci, Yıl: 2, No: 7, 14 Nisan 1876, s. 3. 4o6 Ekinci, Yıl: 2, No: 7, 14 Nisan 1876, s. 2. 4o3

404

162


hfilciın olmamaları gerektiğini, mutlaka yerli zenginlerin bu sanayie yatının yapmalannı ülke ekonomisi için elzem görür. Petrolün çıkanlmasında, taşınmasında ve temizlenmesinde teknolojiden istifade edilmesini istemiştir.

Ekinciye Tepkiler ve Kapatılması Ekinci gazetesi yavaş yavaş halk içerisinde kendini kabul ettirmeye başladığı sırada Bakfi Valisi Staroselski'nin tayini çı­ kar. Bu durwn gazete için kötü olaylann başlangıcı olur.

Çünkü

Staroselski'nin Zerdabi'ye, en başından beri gazeteye izin alınması, hurufatın matbaaya satın alınması, memurlar vasıtasıyla gazetenin dağıtılması aşamalannda büyük yardımı olmuştur. En önemlisi de sansür işini üzerine alarak Zerdabi'yi önemli bir problemden uzak tutmuştur. Onun gitmesiyle sansür işi zorlaşır ve gazetenin

artık memurlar tarafından dağıtmasına izin verilmez.4°7 Bütün bu takibatın ve sansür işlerinin yanında bir de Osmanlı-Rus savaşı başlar. İnsanlar gazeteden savaşla ilgili haberler okwnak istemek­ tedirler. Bu konudaki baskılar artınca Zerdabi, Sansür Heyetine gidip hangi haberleri gazeted� yayınlamasına müsaade edeceklerini bildimielerini ister; fakat aldığı cevapta sadece devlet tarafından gönderilen telgraflann basılmasına izin olduğunu öğrenir. Halkın beklediği haberleri veremeyen gazetenin okuyucu sayısı bu yüzden azalır: Zerdabi'yi sıkıntıya sokan en önemli gelişmelerden birisi de

artık evinde bile takip ediliyor olmasıdır.4°8 Onu sevmeyenler

4°7 A Zeynalov, "Ekinci'nin Neşri Tarihinin Bir Sahifesi Haggında", ASSR Elmler Akademiyasının Manızeleri, No: 4, 198.zı, s. 66-68. 408 Zerdabi'yi iki kişi sürekli takip eder. Bunlardan birisi evindeki hizmet­ çinin kardeşidir ve O'nun evinde kalır. Diğeri ise sokağa çıktığında ta­ kip eder. Bunlan bilen Zerdabi akşamlan kulübe gidip jandarma komu­ tanı ile bilardo oynar. Haklanda o kadar çok şikayet olur ki komutan da bunlardan bıkar, fakat kanun böyle diye Zerdabi'ye kendisiyle beraber olduğu halde nerede ve kiminle görüştüğü hakkında sorular sorar. Bu


ve düşmanlık besleyenler, yaptıklanndan rahatsızlık duyanlar sürekli şikayetlerde bulunmakta ve onu bu şekilde yıldırmaya çalışmaktadır. Fakat bunlardan bir netice alamazlar. Bütün bunlar olurken Necef Vezirov'un Moskova'dan gön­ derdiği makale işin daha da kötüye gitmesine sebep olur. Vezirov gönderdiği makalede, 'Pazarda kasideler okuyarak halkı ilim tahsil etmeye çağıran bir dervişten' bahseder. Önce sansürden geçen bu yazı, Ekindnin çıkbğı günden beri gazetede çalışmakta olan Ermeni Minasov'un şikayeti üzerine sansüre takılır ve gazetenin çıkması engellenir. Minasov'un şikayetine göre; Vezirov'un makalesinde başka şeyler ifade edilmek istenmektedir ve bunlar da kanunlara aykırıdır. Sansür heyeti Zerdabi'den bu yazının olmadığı yeni bir sayı çıkarmasını ister, fakat Zerdabi bunu kabul etmez. Bunun üzerine yeni Valinin kendisi Zedabi'nin adına yeni sayı çıkanp dağıttım. Bunu gören Zerdabi bir daha kendi adı kullanılarak gazete çıkanlmamasını ister ve savaş bittikten sonra

Ekinci'yi

tekrar çıkarmak üzere kapatır. Ama bu isteği hiçbir zaman ger­ çekleşmez ve çok zor mücadelelerle çıkardığı ve "evladı" olarak nitelendirdiği Ekinci böylece son sayısını çıkararak kapanmış olur.409

29 Eylül 1877 tarihinde yayınlanan 56. sayı gazetenin neşredilen son nüshası olur. Gazetenin kapatılmasının asıl nedenlerinden birisi de Zerdabi'nin Osmanlı Devletine karşı duyduğu sempatidir. Çarlık hükümeti tarafından özellikle savaş yıllannda bu tutum çok tehlikeli olarak değerlendirilmiş ve Ruslar, gazetenin kapahlınası gerektiğine inanmışlardır.4ıo

şikayetler hemen bütün yetkililere ve her gün yapılır. Amaç Zerdabi'yi yıpratmak ve Ekincı'yi kapatmaktır; fakat O bunlara aldırmadan faali­ yetlerine devam eder. Zerdabi, Seçilmiş Eserleri, s. 232. 4o9 Zerdabi, Seçilmiş Eserleri, s. 232. 4•0 Nazile Abbaslı, Azerbaycan Özgürlük Mücadelesi, İ stanbul, Beyaz Ba­ lina Yayınlan,,2001, s. 109; Tadeusz Swietochowski, Rusia andAzerbai­ jan: A Borderland in Transition, New York, Columbia University Press, 1995, s. 29-30.


Ekincinin Azerbaycan'ın Siyasi, İktisadi ve Sosyal Hayatındaki Rolü Ekinci gazetesi yayınlandığı dönemde Azerbaycan'da iktisadi gelişmeler henüz başlamıştır. Toprak kanunun çıkanlmasıyla birlikte petrol işiyle uğraşanlar artar ve tanın toplumu olan halk, sanayi bölgelerine doğru göç etmeye başlar. Zerdabi, halkının büyük kesiminin tanın ve hayvancılıkla uğraşması nedeniyle gazetede bu konulara özel bir yer ayırır. Baş makaleden sonra bu konularla ilgili yazılar yayınlanır. O dönemde Azerbaycan halkının uğraştığı tanın, hayvancılık, bağcılık, ipekçilik, tütüncülük ve pamukçuluk konularında halkın işine yarayacak pratik, ama ilmi bilgiler veri­ lir. Bu bilgilerin büyük kısmını Zerdabi kendisi yazar. Gazetede; buğdayın çeşitleri, ekiminde dikkat edilecek usuller, teknolojiden istifade, hayvancılığın önemi, hayvanlardan daha çok verim alma­ nın yollan, elde edilen ürünlerin sağlıklı olarak değerlendirilmesi gibi birçok konuda çok önemli bilgiler yer alır. Bunların yanında insan sağlığı ve onu korumanın yolları, hastalıklardan korunma ve tedavi yollarıyla alakalı ilmi tavsiyelerde bulunulur. Bir anlamda Ekinci halkın karşılaştığı veya karşılaşması muhtemel günlük hayattaki problemlerin çözümünde yardımcı olmak için elinden geleni yapmıştır. Ekinci'nin olaylara bakış açısı tamamen ilmi verilere da­ yanmaktadır. O, her eksikliğin ve kötülüğün temelinde cehaleti görmüştür. Gazete, kendisini cehaletin ve cahillerin en büyük düşmanı ilan etmişti. Zerdabi, Azerbaycan'ın kurtuluşunun ce­ haletle savaştan ve halkı top yekfin eğiterek bilinçlendinnekten geçtiğini ifade etmiştir. Ekinci, halkın kendi haklarının farkına varması, otorite karşısında kendini savunabilmesi için onlan uyarmaya çalışır ve bu konuda onlara yol gösterir. Gazete, halkın ekonomik olarak kimseye muhtaç olmadan kendi kendine yeter hale gelmesinin 165


gerekliliğini vurgular. Aynca, haksız, keyfi uygulamalara ve haksız vergilere karşı halkı tepki koymaya çağınr. Özellikle zenginlerin, beylerin, çar memurlarının ve bazı elin adamlarının halktan onları korkutarak haksız kazanç elde ettiklerini yazan gazete, halkı bunlara karşı harekete geçmeye davet eder. Ga:zete bu hizmeti yaparken bu güçler tarafından sık sık engellenmeye çalışılmışbr. Zerdabi ve gazetenin diğer yazarları her fırsatta eğitimin öne­ mini vurgulayan yazılar kaleme alırlar. Öyle ki, gazetenin eğitimin gerekliliğinden bahsetmeyen sayısı yok gibidir.411 Özellikle milletin geleceği olan gençlerin mutlaka eğitilmesi gerektiği, diğer millet­ lerin çocukları gibi Müslüman çocukların da okullara gitmesinin önemi üzerinde durulur ve bu konuda çalışmalar yapılması için girişimlerde bulumılur.412 Müslüman çocukların eğitiminin yanı sıra kadınların da mutlaka eğitilmesini savunan gazete, toplumun ilerlemesinin ancak bu yolla olacağını ifade eder. Azerbaycan'ın en büyük probleminin sistem olduğunu söyle­ yen gazete, bu sistemin halkın lehine değiştirilmesini ister. Ekinci etrafında toplanan devrin ileri gelen aydınlan, toplumun eksik yanlarını bütün açıklığı ile ortaya koyar. Bu aydınlar, eskiden kalma topluma zarar veren alışkanlıkları değiştirmeye, bazı yanlış adetlerin kaldırılmasına ve halkı eğiterek şuurlandırmaya çalışır. Dünyevi ilimlere mutlaka hak ettiği değerin verilmesi gerektiğini savunan Ekinci, bu konudaki önemli tartışmalara sayfalarında yer verir. 411 Veli Memmedov, "Matbuabmızın Selefi", Azerbaycan Gençleri, 23 Ara­ "'2

lık 1962, s. 3. Eğitimin bu kadar üzerinde duran Zerdabi'ye gelen bir mektupta bu işin nasıl çözülebileceği sorulur. Zerdabi bu soruya " ...önce bir matbaa aç­ mak gerek. Orada gazete ve ilmi kitaplar basılsın ve cüz'i fiyatlarla halka dağıtılsın. Sonra Tiflis'te veya başka bir şehirde bir okul açılarak her 300 hane bir öğrenci göndererek burada okutsun. Burada eğitim alan genç kendi bölgesinde açılan okullarda ana dilini öğretip çocuklarımızı eğite­ bilir" diye cevap verir. Ekinci, Yıl: 3, No: 2, 18 Ocak 1877, s. ı.

166


Azerbaycan Türkçesiyle çıkan gazete, halkın daha kolay an­ ladığı kendi diliyle hitap eder ve problemlerine çözümler üretir. Bu, o dönem için tam bir hazine değerindedir. Çünkü halk diğer dillerde çıkan yayınlan ı.aten takip edememekte veya etmemekte­

dir. Fakat Ekinci, halkın ana dilinde yayınlanmaktadır. Bu ilk defa olmaktadır. Gazetede, kendi dertleriyle ilgili yazılar yayınlanmakta, Müslüman ülkelerden ve sair memleketlerden haberler verilmek­ tedir. Kendi diliyle yayınlanan bu gazete sayesinde artık, onlar da diğer milletler gibi dünyada olup bitenden haberdar olacaklardır. Fakat Zerdabi Ekinci'nin bu konuda diğer ülkelerde çıkan gaze­ telerle kıyaslanmaması gerektiğini, çünkü onların iınkfuılannın çok fazla olduğunu belirtrniştir.4•J Gazetenin halkın kendisini görebildiği iyi bir ayna olması gerektiğine inanan Zerdabi, olaylan olduğu gibi bütün çıplaklığı ile yazmayı uygun görür. "Halkın ricasını ve derdini aktarmalı ki, gazeteyi okuyan kişi doğru fikir edinebilsin" diyen Zerdabi, insan­ ların yaşadıklarını kendileriyle dolayısıyla toplumla paylaşmalarını ister. Çıkarılan gazetenin ve verilen emeğin halk arasında hak ettiği değeri bulamadığını söyleyen Zerdabi, bunun bazı kişiler tarafından bilerek küçümsendiğinden şikayet eder.414 413

414

Bu konuda Zerdabi Ekinci ile Times gazetelerini dolayısıyla da kendi hal­ loyla İngilizleri kıyaslar. Times günde iki defa Ekinci ise iki haftada bir defa çıkmaktadır. Times'ın her yerde muhabiri vardır ve güncel haber­ leri verir, Ekinci ise bazen Bakfi'deki olaylardan bile haberdar olama­ mıştır. Times'ın ıoo binden fazla okuyucusu varken, Ekincı"nin ise 300 okuyucusu vardır. Ekinci, Yıl: 2, No: 23, 6 Aralık 1876, s. 1. Bu konu gazetede yayınlanan ilginç bir diyalogla anlatılmaya çalışılır: "Bizim Kafkas vilayetinin bir şehrinde iki şahıs birbiriyle sohbet ediyor­ lardı. Sonı: Amca, duydun mu, Bakı1'de bir yıldır birisi Ekinci adında bir gazete çıkarıyor, taze haber verip, ilim ile bir şeyleri anlabnaya çalışıyor. Cevap: O birisi Şirvan vilayetinin Zerdab köyünden filancanın oğlu, fi­ lancanın torunu değil mi? Ben öyle biliyordum ki o gazeteyi İvan ya Ka­ rapet çıkarıyor zannediyordum. Ben onun sülalesini tanıyorum. "Ev bu­ zağısından öküz olmaz." Ekinci, Yıl: 2, No: 15, 9 Ağustos 1876, s. 1-2.


Toplumun gazetedeki haberlere tepki vermemesinden şikayet eden yazar, bu anlamda toplumun sessizliğini kabristana benze­ terek bir an önce bu halden kurtulmaları gerektiğini ifade eder. Hatta bu konuda verilen bir haberde, Ekinci'nin çıkmasından altı ay sonra Londra'da gazetenin çıktığının duyulmasından öte, Türkçe'ye tercüme edilen bir kitabın tashihi için buradan gazeteye gönderildiğini belirterek, ''bizim halkımızın halen gazetenin çık­ tığından haberi yoktur,41s hatta bazıları paralannı ödediği halde gazeteyi almamaktadır"4'6 diye yazmıştır. Gazete, özellikle halkın dini inançlarım kullanarak onlardan menfaat elde edenlerle ve bu yolla dünyevi ilimlerden uzak kal­ malarım isteyenlerle mücadele eder. Hatta aydın din adamlarının ve Şeyhülislanun bu konudaki destekleyici yazılarım yayınlayarak, Müslümanların dünyevi ilimleri öğrenmelerinin bizzat dinin emri olduğunu ortaya koymaya çalışmıştır. Ekinci gazetesi çıktığı ilk sayıdan itibaren makalelerinde okuyucularının karşısına bir öğretmen gibi çıkar ve onlara ilmi kriterlere uygun bilgiler verir. Özellikle o dönemde az bilinen veya hiç bilinmeyen halkın yaşantısını kolaylaştıracak bilgiler onların anlayacağı bir dille anlatılır. Bir konunun birkaç sayıda işlendiği olmuştur. Şüphesiz on beş günde bir çıkan ve sınırlı imkanları olan gazetenin her konuda halkı aydınlatması mümkün değildir. Fakat Zerdabi ve diğer yazarlar bütün yazılarına temel olarak cehaletten kurtulmayı ve ortaya konan her türlü faaliyeti çağdaş usullerle yapmayı hedeflemişlerdir. Onlar için halkın yaptığı işi en doğru ve en faydalı şekilde yapması esastır. Makalelerin yanında verilen

l.erdabi bütün milletlerin kendi dillerinde çok sayıda gazete çıkarmak için yanştıklannı ifade ettikten sonra, bazı Müslümanlann ise Ekincı'yi okumaktansa yanın yamalak Rusça ile Rus gazetelerine mektup yazdık­ lannı ve güya onlann bu şekilde kendilerine değer vereceklerine inan­ dıklannı yazar. Ekinci, Yıl: 2, No: 14, 25 Temmuz 1876, s. 2. 4•6 Ekinci, Yıl: 1, No: 12, 1 Ocak 1876, s. ı. 415

168


haberlerde bile diğer ülkelerdeki gelişmelerden ve köylünün işine yarayacak yeni usullerden bahsedilmiştir. Azerbaycan'da aydınların ortaya çıkmasında büyük katkısı olan Ekinci gazetesi, dönemin ileri gelen aydınlarını etrafında toplamıştır. Gazetenin, yeni aydınların yetişmesinde de büyük emeği olmuştur. Zerdabi'yi seven ve onun fikirlerinden etkilenen öğrencileri, daha üniversitede okurken makaleler yazmaya başlamış ve bu isimler daha sonra Azerbaycan'ın en önde gelen aydınlan haline gelmişlerdir.

Ekinci gazetesi izlediği yayın politikası doğrultusunda cehalete karşı eğitim fikrini savunurken, gazeteye gelen karşı fikirleri de yayınlar. Gazete bu yönüyle fikirlerin açıkça tartışıldığı bir alan haline gelir. Öyle ki, gazetenin bazı sayılarında, gelen tartışma mektuplannı yer kalmadığı için yayınlayamadıklanna dair ifa­ deler görülür. Gazetede özellikle dini ilimler ve dünyevi ilimler hakkındaki tartışmalar oldukça sert ve hararetli geçer. Zerdabi ve yazarların büyük kısmı dünyevi ilimlerin mutlaka öğrenilmesi ve eğitim hayatında hak ettiği yeri bulması gerektiğine inanmışlardır. Bazı din adanılan ve halk önderleri dünyevi ilimlerin çok önemli olmadığını asıl önemli olanın dini ilimlerin öğrenilmesi olduğunu savunmuşlardır. Bu tartışmadan başka yeni usullerle okulların açılması, yeni metotlarla eğitim yapılması, ana dille okuyup-yazma ve yabancı dil öğrenimi gibi konularda da zaman zaman tartışmalar vardır. Zerdabi, küfre varmayan eleştiriler alınca sevinir, çünkü yazdı.klan bir şekilde okunduğu ve akis bulduğu için çok mutlu olmuştur. Ekinci gazetesi, çıktığı dönemde böyle bir tartışma ortamı hazırlayarak çok önemli bir görev ifa etmiştir.

Ekinci'nin Azerbaycan sosyal hayatı için bir önemi de gaze­ tede Avrupa Devletleri, Rusya, İran ve Osmanlı Devletiyle ilgili yayınlanan haberlerden gelmektedir. Gazetenin aboneleri adı geçen ülkelerle ilgili bilgiler ve halklarının nasıl yaşadığına dair haberler okumak istemektedirler. Böylece dünyada neler olup


bittiğinden haberdar olacaklardır. Bu da, o dönem için hiç de küçümsenemeyecek bir hizmet olmuştur. Gazetenin yayınlandığı dönemde merkezle diğer bölgelerin iletişimi neredeyse hiç yok gibidir. Çıkan kanunlardan, yapılan deği­ şiklerden hallan haberi yoktur. Ekinci, yayınlanan kanunlan halka duyurmanın yanında, mahkemelerde alınan bazı örnek kararlan da yayınlayarak okuyuculannı bilgilendirmiştir. Aynca ticaret ve petrolle ilgili çok önemli gelişmeleri, değişik merkezlerdeki bazı malların fiyat durumunu okuyucusuna iletmiştir. Azerbaycan matbuat hayatında bir tecrübe okulu417 olan Ekinci gazetesi, yayınlandığı losa süre içerisinde Azerbaycan'ın siyasi, iktisadi ve sosyal hayatında çok önemli bir rol oynayarak, bütün imkfuısızlıklara ve baslolara rağmen üzerine aldığı sorumluluğun üstesinden gelmeyi başarmıştır.

4'7

Veli Memmedov, "Matbuatımızın Müjdecisi", Edebiyat ve İncesenet, 29 Temmuz 1965, s. 3.

170


Sonuç

Tarih boyunca milletler kendi isteklerinin dışında bazı olaylan

yaşamaya mecbur kalmışlardır. Güçlü olan devletler zayıf olanları kendi hakimiyetlerine almak için çalışmışlardır. İran ile Rusya arasındaki bölgeye hakim olma mücadelesinin neticesinde Azer­ baycan Türkleri ikiye ayrılmışbr. Bu olaydan sonra her iki bölge de farklı gelişmelere sahne olmuştur. XIX. yüzyıl sonunda BakU'de petrol endüstrisinin gelişmesi Azerbaycan'ın sosyo-ekonomik yapısını yakından etkilemiştir. Rusya'nın en önemli ekonomi merkezlerinden biri olan BakU, kısa zamanda siyasi olaylann da çok yoğun yaşandığı bir bölge olmuştur. Rusya'da yaşanan ihtilal hareketleri çok kısa süre sonra BakU'de yankı bulmuştur. Bu durum bölgenin önemini daha da arbrmışbr. Rus yöneticiler özellikle ekonomik önemini iyi bildikleri BakU'ye özel bir ilgi göstermişler ve buradaki gelişmeleri yakından takip etmişlerdir. Rusya, Kuzey Azerbaycan'da siyasi ve ekonomik hakimiyetin yanında kültürel bir değişimin mücadelesini de vermeye başlamışbr. Rusya, hfil<imiyetine aldığı bölgelerde ve bu arada Azerbaycan'da "Ruslaşbrma" diye adlandırdığımız yöntemle yeni nesilleri kendi idealleri ve dünya görüşü çerçevesinde yetiştirmek istemiştir. Rusça konuşan ve Rusya'ya gönülden bağlı vatandaşlar oluşturmak üzere hedeflenen bu çalışma özellikle Türklerin yoğun olduğu bölgelerde 171


uygulamaya konulmuştur. Rusya Türklerinin birbirinden haber­ siz ve kendi problemleriyle uğraştığı bu dönemde Ruslaştırma için değişik planlar geliştirilmiştir. Ruslar hedeflerine ulaşmak için Rus-Tatar okullan açmış ve Müslümanların çocuklannm buralarda eğitim almaları için onları teşvik etmiştir. Bu okulları bitirenlerin bir kısmı da Rusya'da üniversite eğitimi almıştır. Rus okullarında okuyan hatta St. Petersburg ve Moskova'da üniversite bitirerek ülkesine dönen bu aydınlar, eğitimlerini tamamladıktan sonra Rusya'ya değil, kendi milletine hizmet etmek sevdasına düşmüşlerdir. Rusça aracılığıyla batı kültürünü tanımaya çalışan ve Rus kültürünü yerinde öğrenen ama kendi kültürünü unutmayan bu yeni aydın tipinin en belirgin özelliklerinden birisi genellikle fen bilimleri sahasında uzmanlaşmış olmalarıdır. Bu aydınlar kendi milletlerinin de gelişmiş milletler seviyesine gelmesi için mücadele etmişlerdir. Batı usulünde eğitim alan bu Azerbaycan Türk gençleri, Ruslar tarafından istismar edilen Azerbaycan doğal kaynaklarının ve sömürülen Türk köylülerinin farkına vararak, durumun dü­ zeltilmesi umuduyla faaliyete geçmiş ve bu faaliyetlerine halkın eğitilmesi için gerekli tedbirleri almakla başlamışlardır. Cehaletten kurtulacak olan halk, haklannın bilincine varacak ve bunların kazanılması uğruna mücadeleye girişecektir. Bu mak­ satla öncelikle dinde taassuba düşmüş ve cehaletle, tembelliğin pençesine takılrmş Türk köylüsünü bu durumundan kurtarabilmek amacıyla çalışmalar yürütmüşlerdir. Dinde reform desteklenmiş, ardından modern usullerle Türkçe eğitim veren yeni tarzda okulla­ rın açılması için uğraşılmış ve bu yeniliklerin halka tanıb.lması ve Rusya'nın gerçek çehresinin açıklanması için basın faaliyetlerine girişilmiştir. Milletlerinin geleceğinin ancak eğitim yoluyla aydın­ lanacağını düşünen bu aydın grubuna maarifçiler adı verilmesi boşuna değildir. Hasan Melikzade Zerdabi, bu aydın tipinin ilk örneklerinden ve en önemlilerinden birisidir.


Maarifçilerin en önemli temsilcilerinden olan Zetdabi, Rus okullannda okumuş ve Moskova Üniversitesinde Fen bilimleri eğitimi almışbr. Okuduğu yıllarda bir ihtilal merkezi haline gelen üniversitede ihtilalci gruplarla ve hocalanyla sıkı ilişkiler kur­ muştur. Daha öğrenciliği yıllannda gelecekte "milletim için neler yapabilirimin" planlarını yapmaya başlamıştır. Zerdabi'yi farklı kılan en önemli özelliklerinden birisi, kendini milletine adamış ve bütün hayabnı buna göre şekillendirmeye çalışmış olmasıdır. O, bu uğurda Moskova Üniversitesi'nde hocalık teklifini reddetmiş, aynca gençlik aşkından vazgeçerek, kendi soyundan ve kültürün­ den, ideallerini paylaşan eğitimli bir hanımla evlenmiştir. Hanımı da onun bütün çalışmalannda ve mücadelesinde yam başında olmuş ve ona destek vermiştir. Zerdabi'nin ikinci belirgin özelliği ise onun mücadele azmi olmuştur. O, önüne çıkan ve çıkarblan bütün engelleri aşmaya çalışmış ve asla bir yılgınlık emaresi göstermemiştir. Ömrünün son günlerinde, felçli ve konuşamaz durumdayken bile Kaspi gazetesindeki görevini sürdürmüştür. Üniversiteden mezun olduktan sonra çalışbğı memuriyetlerde haksızlığa karşı mücadele eden, milletinin ezilmesine razı olmayan, bu yüzden de eziyetlere uğrayan ve nihayet işinden kovulan Zer­ dabi, haksızlık yapan ister hükümet memurlan isterse yerli beyler olsun hiç ayının yapmadan bunlann önüne geçmeye çalışmışbr. Onlarla mücadele ederken aynı zamanda halka kendi haklannı öğretmeye çalışan bir rehber görevi üstlenmiştir. Azerbaycan'ın geleceği olan gençlerin yetişmesi ve onlann iyi bir eğitim alması için elinden geleni yapan Zerd.abi, bu uğurd.a ilk hayır cemiyetini kurmuş ve zenginleri bu çocukların eğitimine katkıda bulunmaya çağırmıştır. Özellikle fakir ve başarılı öğrencilerin eği­ timlerini devam ettirmeleri için gayret göstermiş, sadece erkeklerin değil, kızların da okuması gerektiğini savunmuş ve bu konuda da girişimlerde bulunmuştur. Erkeklerin bile okula gönderilmediği bir dönemde kızların eğitilmesini isteyen yazar, kızlar için bir okul 173


açmayı hayal etmiş ve bunu zor da olsa gerçekleştiııneyi bilmiştir. Bir milletin geleceği olan çocukları yetiştiren annelerin ne kadar eğitimli olursa o milletin geleceğinin de o kadar parlak olacağını savunan Zerdabi'ye göre; çocuk, aile içerisinde huzurlu, eğitimli ve kötü alışkanlıkları olmayan bir ana-baba tarafından yetiştirilirse milletin geleceğine umutla bakmak mümkün olacaktır. Kadınların istismar edilmesine de karşı çıkan Zerdabi kadınların toplumda hak ettikleri değeri bulabilmeleri için çaba göstermiştir. Öğretmenlik yaptığı yıllarda sadece müfredata bağlı kalmayan, öğrencilerine ülke meseleleri ve bunların çözüm yollan hakkında bilgiler sunan, onlann bu konulara yabancı ka1mamalanru sağlamaya çalışan Zerdabi'ye göre, okul sadece ders yapılan bir mekan değil, türlü sosyal faaliyetlerin olduğu bir kurum olarak görülmelidir. Bu amaçla sosyal ve kültürel faaliyetlerin hayata geçirilmesine çalışmış ve öğrencileriyle beraber Azerbaycan tiyatrosunun da temelini teşkil edecek ilk tiyatro oyununu başarıyla sergilemişlerdir. Halkını aydınlatmanın hayır cemiyeti, tiyatro ve öğretmenlik yapmakla yeterli olmayacağını fark ederek, daha büyük kitlelere sesini duyurabilmesinin ancak gazeteyle mümkün olabileceğini düşünen Zerdabi uzun bir süredir planladığı gazete çıkarma fikrini gerçeğe dönüştürmeyi başarmıştır. Ekinci gazetesi sadece bir gazete değil, bir milletin geleceğini kurtarmak için mücadeleye kendini adamış bir aydının ümidi olmuştur. O bütün zorluk ve engellemelere rağmen bu işin de üstesinden gelmeyi bilmiş ve Rusya Türklerinin ilk Türkçe gazetesi olan Ekinci'yi neşretmiş­ tir. Gazete sadece Azerbaycan matbuatının ilk örneği ve temeli olmamış, Türk dünyasında da yakından takip edilmiş ve büyük moral kaynağı olmayı başarnıış, daha sonra bu alanda yapılacak girişimlere bir öncü olmuş ve bu işin önemini göstermiştir. O, ga­ zeteyi halka kendi içinde bulunduğu durumu gösteren ve bunlara çözüm arayan bir araç olarak görmüştür. Ekinci, halka verdiği aydınlatıcı bilgilerin yanında ülkenin her yanından devrin önde 174


gelen aydınlarının fikirlerinin halka ulaşması için aracı olmuş ve hakarete varmayan bütün görüşlere sayfalarını açmıştır. Gazetesini kapatıp, öğretmenlikten de uz.aklaştırarak Zerdabi'yi engelleyeceğini sanan yöneticiler çok lasa süre sonra yanıldıklarını anlamışlardır. Çünkü o hangi şartlar ve ortamda olursa olsun ideallerinden vazgeçmemiştir. Köyünde kaldığı 16 yıl boyunca gördüğü bütün haksızlık ve yanlışlıklarla mücadele etmeye devam etmiştir. Bu mücadelede karşısında hükümet memurları, yerli beyler ve mollalar olmuştur. Onların gücünden ve nüfuzundan asla çekinmeyen yazar her türlü tehlikeyi göze alarak mücadele­ sine devam etmiştir. Özellikle insanların dini duygularını istismar eden, bundan da kendilerine menfaat ve nüfuz sağlayan mollalara karşı çok yoğun bir mücadele örneği sergilemiştir. Dinde olmayan şeyleri varmış gibi gösteren, halkın cehaletinden yararlanarak istediklerini yaptıranlara karşı halkı uyandırmayı kendine önemli bir vazife bilmiştir. Halkın cahil kalması, onların sağlığından aile hayatına kadar her türlü konuda söz sahibi olan bu mollaların yarannadır. Onun için mutlaka halka gerçekler anlatılmalı ve eğitime hak ettiği önem verilmelidir. Müslümanların dünyadan el-etek çekınelerinin yanlış oldu­ ğunu, İslam dininin ilim öğrenmeyi herkese emrettiğini vurgu­ layan Zerdabi göre, dünya-ahiret dengesi kurulmalı ve okullarda dini ilimlerin yanında dünyevi ilimler de mutlaka okutulmalıdır. O sadece çocukların değil, halkın top yekfin eğitilmesi taraftan­ dır. Zerdabi'ye göre burada en büyük sorumluluk öğretmenlere düşmektedir. Ona göre öğretmenlerin vazifesi okulda bitmemek­ tedir. Onlar derslerinden sonra da halkı eğitmek için çalışmalar yapmalıdırlar. Vatan sevgisinin sadece lafla olmayacağını ifade eden Zerdabi, bunun yapılan icraatlarla gösterilmesi gerektiğine inanmıştır. Milletin refahı ve geleceği uğuruna çıkan bütün engeller cesaretle aşılmalı ve bu uğurda gerekirse can vermekten kaçınılmamalıdır. 1 75


Son yıllarda da yoğun olarak tartışılan Türk dünyasının dil birliğinden ve Türk dünyasının ortak hareket etmesi :fikirlerinden bahseden Zerdabi, Türk dünyasının birliğini muhafaza edebilmesi için dil birliğinin şart olduğunu ifade etmiş ve bu uğurda da her­ kesin kendisini sorumlu hissetmesi gerektiğine inanmışbr. Çalışmamızın konusu olan Hasan Melikzade Zerdabi ı8oo1ü yıllarda bugün halen geçerliliğini koruyan tiyatro, hayır cemiyeti, öğretmenlik ve gazetecilik gibi alanlarda faaliyetlerde bulunan ve bunlarda da başarı elde eden ender şahıslardan biridir. Onun ortaya koyduğu, cahilliğe karşı top yekun eğitim, kadın haklan, din istismarcılarına ve haksızlığa karşı mücadele, vatanseverlik, Türk dünyası birliği gibi fikirleri bugün de geçerliği olan ve tar­ tışılan konulardandır. Yaşadığı dönemin günümüzden 100-150 yıllık bir zaman öncesi olduğu göz önüne alındığında Zerdabi'nin ne denli ilerici, açık fikirli ve cesur bir aydın kişi olduğu daha iyi anlaşılır. Günü­ müzde bile konuşulmaktan çekinilen, özellikle dini konuları büyük bir cesaretle, umuma yönelik olarak yüksek sesle dile getirmiş, hatta kendisine yönelik gelebilecek tüm tepkileri göze alarak, daha geniş kitlelere seslenebilmek amacıyla bu fikirlerini basın yoluyla yaymaya çalışmıştır. Zerdabi, Azerbaycan Türklerinin, Rusya Türkleri arasında Tatar aydınlanndan sonra, dinde ve eğitimde aydınlanma ve yenileşme hareketlerinin canlılık kazandığı ve üzerine gidildiği ikinci Türk halkı olmasında kapıyı aralayan ilk aydınlardan biri olmuştur. Gazete çıkarmanın, özellikle de Azerbaycan Türkçesiyle ya­ yınlamanın hayal bile edilemediği bir dönemde Zerdabi'nin bunu başarmış olması takdire değer bir durumdur. Zerdabi, gazetesinde kullandığı sade Türkçeyle, fikirlerini her kesimden halka yaymayı hedeflemiştir. Zerdabi, ana dilde ve son derece basit bir Türkçeyle yayınladığı Ekinci ile Azerbaycan edebi dilinin milli dile çevrilmesi ve yerleşmesinde de etkin bir rol oynamıştır. Bugün Eldnci'nin


yayınlanma tarihi Azerbaycan'da matbuat günü olarak kutlanmakta ve bu önemli olay yeni nesillere aktanlmaktadır. Zerdabi'nin dil birliği, vatanseverlik, Batı usulünde ve Türkçe eğitimin gerekliliği ve önemi, dinde taassubu eleştirmek için geliştirdiği fikirler kendinden sonra yetişen nesil üzerinde etkin bir rol oynamıştır. Onun, Ekinci vasıtasıyla yaydığı bu yenilikçi fikirlerin, Azerbaycan'da XIX. yüzyılın sonlarında başlayan kül­ türel uyanışın başlangıcı olduğunu söyleyebiliriz. Zerdabi'nin ilk Türkçe gazeteyi yayınlamasının, ilk hayır cemiyetlerini teşkil et­ mesinin, ilk tiyatronun nüvesini oluşturmasının ardından tüm bu müesseseler, kendinden sonra gelen ve onun fikirleri ve görüşleri doğrultusunda hareket eden yeni nesil aydınlar tarafından daha da muhkemleştirilmiştir. Özgürlüğe giden yolun milli dilin ve dolayısıyla kültürün muhafazasından geçtiğinin bilincinde olan, ancak bunu yaşadığı dönem itibariyle açıkça dile getiremeyen Zerdabi, milli dilin koru­ nup, gelişmesi için gerekli tedbirleri ahnış ve kendinden sonra da alınması için gerekli ortamı bırakmaya özen göstermiştir. Halkın sahip olduğu hakların farkına vanp, bunlan talep edebilmesi için eğitimli olması gerektiğinin bilincindedir, eğitim ve kültür yönünden büyük mesafe kat eden milletlerin baskısı altında kalmamak için de yegane yolun halkın eğitilmesinden geçtiğine inanmaktadır. Bu maksatla tüm bu yollann açılabilmesi için her başarının halkın eğitim seviyesinin artınlmasından geçtiğini bilmektedir. Zerdabi, bilinçlenen halkın, bu kültürel uyanışın ardından başka taleplerde de bulunacağını görebilmektedir ki, nitekim onun düşündüğü gibi de olmuştur. Bu kültürel uyanış zaman içinde siyasi bir özellik kazanmıştır. Halkının yüzyıllardır süren Rus boyunduruğundan kurtarılması fikrini benimseyen, tıpkı Zerdabi'nin düşlediği tarzda Batı usulüyle ancak milli kültürüne ve inançlanna bağlı olarak yetişen aydınlar milletinin kurtuluşu ve mutluluğu için mücadeleye girişmiştir. Ahmet Ağaoğlu, Ali Bey

177


Hüseyinzade, Mehmed Emin Resulzade, Ali Merdan Topçubaşı, Fethali Han Hoylu gibi yeni nesil aydınlar, kurdukları veya dahil olduklan siyasi dernekler ve kuruluşlarla bu amaçta faaliyet gös­ termişler ve özgürlük mücadelesine girişmişlerdir. Özgürlük mü­ cadelesinden galip çıkan bu aydın sınıfın yaktığı özgürlük meşalesi bir dönem gücünü kaybetse de hiçbir zaman sönmemiş ve 70 yıllık bir beklemenin ardından yeniden güçlenerek özgürlüğe giden yolu aydınlatmıştır. Zerdabi'nin önderliğindeki ilk aydın sınıfı özgürlüğe giden bu yolun açılmasında büyük katkı sağlamıştır. Azerbaycan tarihinde çok büyük değere vasıl olan bu aydınlar içinde özellikle Zerdabi çok müstesna bir yere sahiptir. Türk dünyasının her dönemde ihtiyaç duyduğu fikir ve mücadele adamlığı vasıflarını kendi şahsında toplayan Zerdabi'nin görüşleri zamanla daha iyi anlaşılacak, hak ettiği yeri ve değeri bulacaktır.


Bibliyografya

Arşiv Vesikalan ve Süreli Yaymnlar Azerbaycan Cumhuriyeti El Yazmalan Enstitüsü Hasan Melikzade 7.erdabi Özel Arşivi (Bakô)

A.Ü. DTCF Dergisi (Ankara) Akademik Araşhnnalar Dergisi (İstanbul) ASSR Elmler Akademiyasımn Maruzeleri (Bakü) Azerbaycan (İstanbul) Azerbaycan (Bakô) Azerbaycan Gadım (Bakô) Azerbaycan Gençleri (Bakô) Azerbaycan Jurnalı (Bakô) Azerbaycan Kommunisti (Bakô) Azerbaycan Mektebi (Bakô) Azerbaycan Muallimi (Bakô) Azerbaycan Sovyet Ensiklopediyası (Bakô) Azerbaycan SSR Elmler Akademiyasının Haberleri İktisadiyyat Seriyası (Bakô) Belleten (Ankara) 179


Dergi (Münib) Diyanet Vak.fi İslam Ansiklopedisi (İstanbul) Dokladı Akademii Nauk ASSR (Bakll) Edebiyat ve İncesenet (Bakll) Ekinci (Bakll) Elm ve Hayat (Bakll) Elmi Eserler, Azerbaycan SSR Ali ve Orta İhtisas Tahsili Nazırlığı Jurnalistik Seriyasz (Bakll) Günay (Bakll) Hayat (Bakll) İslam Ansiklopedisi (İstanbul) Komunist (Bakll) Kurtuluş (Berlin) Muhbir (Bakll) Sovyet Köyü (Bakll) Stratejik Analiz (Ankara) Tarih Enstitüsü Dergisi (İstanbul) Toplumsal Tarih (İstanbul) Türk Edebiyatı Türk Dünyası Araşhrmalarz Dergisi (İstanbul)

Türk Kültürü (Ankara) Türk Kültürü Araşhrmalarz (Ankara) Türk Yurdu (İstanbul) Türkiye Günlüğü (Ankara) Türkler (Ankara) Yeni Form (İstanbul) Yeni Kafkasya (İstanbul)

ı8o


Araştlrrna Eserler Abbaslı, Nazile: Azerbaycan Özgürlük Mücadelesi, İstanbul, Beyaz Balina Yayınlan, 2ooı. "Adıgözelov Asker Ağa Nagverdi Ağa oğlu", ASE, C: 1, 1976, s. 122. Ağamalı, Fezail: XVIII Esrin II Yarısı-XIX Esrin Evvellerinde Gu­

zey Azerbaycan Hanlıklarının Sosial-İgtisadi Veziyyeti, Balo, Azerbaycan Ensiklopediyası, 1999. Ahrnedov, Hüseyin: Neriman Nerimanov'un Pedagoji Fikirleri, Balo, Maarif Neşriyyatı, 1979. Alunedov, Hüseyin: XIX. Asır Azerbaycan Mektebi, Bakı1, Maarif Neşriyyatı, 1985 . "Ahundov Mirza Fetali", ASE, C: 1, 1976, s. 496-499. Ahundov, N.F.: Azerbaycan Matbuatının İlki-Eki.nci Gazetesinin

100 yıllığı Münasebetiyle, Balo, 1976.

Akpınar, Yavuz: Mirza Fethali Ahundzade Komediler (Temsilat), İzmir, Ege Üniversitesi Basımevi, 1988. Akpınar, Yavuz: Azeri Edebiyatı Araştırmaları, İstanbul, Dergah Yayınlan, 1994. Algar, Hamid: " Ahunzade, Mirza Feth Ali", DİA, C: il, 1989, s. 186-190.

AliBey Hüseynmde: Siyaseti-Funıset, Haz. Ofelya Bayramova, Balo, Elm Neşriyyatı, 1994. Alibeyzade, E.M.: "Ekinci'ni Varaklarken", Azerbaycan Gençleri, 20 Mayıs 1968. "Ali Merdan Topçubaşı: Tercüme-i Hali (1862-1934)", Kurtuluş, No:

2, Aralık 1934, s. 47-52. Aliyev, Fuad- Mirabdulla Aliyev: Nahçıvan Hanlığı, Balo, Azerbaycan Dövlet Neşriyyatı, 1996. Aliyeva, Gülsüm: "Hasanbey Zerdabi Kafkas Sergisinde", Elm ve

Hayat, No: ıı, 1968, s. 15 . 181


Altstadt, AL.,: The Azerbaijani Turks: Power and Identity Under Russian Rule, California, Hoover Institution Press, 1992. Altstadt, A: "The Azerbaijani Turkish Comrnunity of Baku Before World War I", Chicago, Basılmamış Doktora Tezi, t.y. Altstadt, Audrey: "Azerbaycan Burjuvazisi ve Bakô'de Kültürel Aydın­ lanma Hareketi: Milliyetçiliğe Doğru İlkAdırnlar", Çev. Mehmet Öz, Türkiye Günlüğü, No: 63, Kasım-Aralık 2000, s. 25- 31. Aran, Mehmet Sadık: "Azerbaycan ve Riısya", Dergi, No: 37, 1964,

s. 32-40. Askerova, Aynur: "Ekinci Gazetesi;nin Rusya Müslümanlarının Fikir Hayabndaki Rolü", Osman Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Ens­ titüsü, Eskişehir, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2000. Aslan, Betili: I. Dünya Savaşı Esnasında Azerbaycan Türkleri'nin Anadolu Türkleri'ne Kardaş Kömeği (Yardımı) ve BakLJ. Müs­ lüman Cemiyet-i Hayriyesi, Ankara, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınlan, 2000. Aşurbeyli, Sara: Bakı. Şeherinin Tarihi, Bakı, Azerbaycan Dövlet Neşriyyatı, 1998. Azerbaycan Dövri Matbuah 1875-1990: Bibliografiya, Haz. Solmaz Rüstemova, Bakı, Azemeşr, 1993. Azerbaycan Tarihi (En Gadim Dövrlerden XX. Esrin Euuellerine Geder), Bakı, E1m Neşriyyatı, 1993. Azerbaycan Tarihi (Uzak Geçmişten 1870 ci İllere Geder), Bakı, Öğretmen Neşriyyat, 1996. Azerbaycan Tarihi, Bakı, Azerbaycan Dövlet Neşriyyatı, 1994. Azerbaycan Tarihi, Bakı, E1m Neşriyyatı, 1993. Azerbaycan Tarihi, C: I, Bakı, 1958. Azerbaycanda Halk Maarifinin İnkü;af Yolu, Bakı, Azemeşr, 1945. Azerbaycanın Rusiya İle Birleştirilmesi ve Onun Mutereggi İgtisadi ve Medeni Neticeleri, Bakı, Azerbaycan SSR E1rnler Akaderniyası Neşriyyatı, 1956. 182


"Azeri M atbuatının Muhtasar Tarihçesi", Yeni Kafkasya, No: 9, 1926, s. 5-8. Bagirova, İ.S.: Politiceski.ye partii i organizatsii Azerbaydjana v naçale XX veka: 1900-1917, Baku, Elm, 1997. Bala, Mirza: "Ağaoğlu Ahmet Bey", Kurtuluş, No: 55, 1939, s. 10-11. Bala, Mirza: Milli Azerbaycan Hareketi, Ankara, Azerbaycan Kültür Derneği Yayınlan, 199ı. Bayat, Ali Haydar: Hüseyinzô.de Ali Bey, Ankara, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınlan, 1998. Baykara, Hüseyin: "1905 ve 1917 Rus İnkılapları Arasında Azerbay­ canda Basın", TK, No: 18, 1964, s. ıı4-117. Baykara, Hüseyin: "Çarlık Rusyasının Azerbaycanda Yaptığı İstila Savaşları", TK, No: 19, Mayıs 1964, s. 17- 25. Baykara, Hüseyin: "Azerbaycan İstiklal Mücadelesinin İktisadi te­ melleri", TK, No: 103, Mayıs 1971, s. 598-609. Baykara, Hüseyin: Azerbaycan İstiklal Mücadelesi Tarihi, İstanbul, Azerbaycan Halk Yayınları, 1975. Baykara, Hüseyin: Azerbaycan'da Yenileşme Hareketleri, Ankara, TKAE yayınlan, 1966. Bennigsen, Alexandre - Chantal Lemercier Quelquejay: La presse et le mouvement national chez les Musulmans de Russıe avant 1920, Paris, Mouton&Co, 1964. Bennigsen, A- L.C. Quelquejay: L1slam En Union Sovietique, Paris, Payot, 1968. Bennigsen, A- L.C Quelquejay.: Stepte Ezan Sesleri, Çev. Nezih Uzel, İstanbul, İrfan Yayımcılık, 1994. Beydemirova, B.S.: "Ekinci Gazetinin Meydana Gelmesi ve Onun Azerbaycan İctimai-İktisadi Fikir Tarihinde Rolüne Dair" Azer­ baycan SSR Elmler Akademiyasının Haberleri İctiimai Elmler Seriyası, No: 5, 1963, s. 107-117. 183


Beydemirova, B.S.: "Ekinci Gaz.eti Kend Teserrufatı Meselelerine Dair''

Azerbaycan SSR Elmler Akademiyasının Haberleri İctimai Elmler Seriyası, No: 1, 1965, s. 37-47. Beydernirova, B.: "Ekinci Gazeti Azerbaycanda Neft Sanayesinin İnkişafı Haklo.nda", Azerbaycan SSR Elmler Akademiyasının

Haberleri İktisadiyyat Seriyası, No: 2, 1967, s. 76-81. Beydilli, Kemal: 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşında DoğuAnadolu'dan

Rusya'ya Göçürülen Ermeniler, Ankara, TTK, 1988. Bünyadov, Ziya: Azerbaycan Atabeyleri Dövleti (1136-1225), Bakı, Elrn, 1985. Büniyatov, Ziya.: "Azerbaycan", DİA, C: iV, s. 317-322. Caferoğlu, Ahmet: "Azerbaycanda Maarif Hareketleri", TK, No: 18, Nisan 1964, s. 130-136. Cavadov, Cavid: Azerbaycanda Hayriyecilik Harekah, Bakı, Elrn Neşriyyatı, 1999. Cavadova, Esrnira: Sahrlarda Döyünen Ürek, Bakı, Azerbaycan Dövlet Neşriyyatı, 1988. Çay, Abdulhalı'.lk: "1905-1917 Yıllannda Azerbaycan'daki Türk Siyasi Kuruluşları", TKA, XXVIl/1-2, 1989, s. 41-55. Devlet, Nadir: İsmail Bey Gaspıralz (1851-1914), Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınlan, 1998. Devlet, Nadir: Rusya Türklerinin Milli Mücadele Tarihi (1905-1917), 2. baskı, Ankara, TTK, 1999.

Dokumenh po istorii Baku: 1810-1917, Baku, Azerbaydjanskoye Gosudarstvennoe İzdatelstvo, 1978. "Ekinci 1875-1877 Gıyrnetli Hediye", Muhbir, No: 1, 1980, s. 15. Eliyarlı, Süleyman: "Azerbaycan Milli Hareketinin İlkin Dönemleri",

Yeni Forum, Aralık 1991, s. 35-40. Ergin, Muharrem: Üniversiteler İçin Türk Dili, İstanbul, Boğaziçi Yayınlan, 1986.


Ezizov, T.: Azerbaycan XX Esrin Evvellerinde, Bakı, Zaman, .

1997. Gasımzade, Feyzulla: XIX Asr Azerbaycan Edebiyah Tarihi, Bakı, Maarif Neşriyyatı, 1974. Genceli, S.: Işıklı Ömürler Kövrek Ta/eler, Bakı, Azerbaycan Dövlet Neşriyyatı, 1991. Gencer, Ali İhsan: "İhtilalci Ermenilerin Kaza İhtilal Teşkilatı Ta­ limatnamesi", Tarih Enstitüsü Dergisi, No: 13, 1983-1987, s. 577-606. Gouliev, R.: Petrol ve Politika, Çev. F. Feran, İstanbul, y.y., 1997. Guseynova, Dina Sadık Kızı, Azerbaydjanskaya intelligentsiya v kontse XIX-naçale XX v., Baku, Avtorefarat, 1993. Habibbeyli, İsa: Celil Memmedkuluzade, Bakı, Şerk-Gerb, 1994. Habibbeyli, İsa: XX Yüzyılın Başlarında Yaşayan Azerbaycan .

Yazarlarının Biyografileri, Aktaran: Recep Toparlı, Ernınırn, Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Yayını, 1992. Habiboğlu, Veli: Abbasgulu Ağa Bakıhanov, Bakı, Kençlik, 1992. Hacıyeva, Maarife- Şahin Köktürk "Azerbaycan Matbuat Tarihinden", 1Y, OCak 1996, No: 101, s. 46-49. Halilov, Gulu: "Maarif ve Zeka Meş'eli", Azerbaycan, No: 4, 1980, s. 184-190. Hasanov, Ahmet: Azerbaycan Maarifçileri Tarafından İslamın Tenkidi (XIX Asrın İkinci Yarısı-XX asrın Evvelleri), Bakı, Yazıcı, 1983. Hasanov, N.: Hasan Bey Zerdabi Azerbaycanda Toprakşunaslık ve Agrokimya Elmlerinin Banisidir, Bakı, Elm Neşriyyatı, 1972. Hemy, J.D.: Baku An Eventful History, London, Hayrnarket, t.y. Hesenli, Cemil "Rusya Tiirkleri'nin Lideri Ali Merdan BeyTopçubaşı", Aktaran: Hüseyin Adıgüzel, Türk Dünyası.Araştırmalan, Ağustos

2000, No: 127, s. 139-155. 185


Huseynov, S.: "H. Zerdabi Görkemli Muharrir ve Publisist Kimi", ASSR ElmlerAkademiyasının Haberleri İctimai Elmler Seriyası, No: 4, 1959, s. 71-79. Hüseyinov, Sadık: Ekinci Gazetinin İzahlı Bibliografiyası, Bakı, Azerbaycan Dövlet Neşriyyatı, 1977. Hüseyinov, Ş.: Hagigat ve Adalet Çarcısı, Balo, Azerbaycan Dövlet Neşriyyatı, 1988. Hüseynov, Mir Celal Firidun: örneklerle XX. Asır Azerbaycan Edebiyatı, Haz.Kemal Yavuz-Erol Ülgen, İstanbul, Birleşik Yayıncılık, 2000. Hüseynov, Mir Celal Firudun: XX Esr Azerbaycan Edebiyyatı, Balo, Maarif Neşriyyah, 1982. Hüseynov, Sadık: "Matbuatımızın Garanguşu", Muhbir, No: 7, Tem­ muz 1977, s. 2-5. Hüseynov, Sadık: "Meş'el", Azerbaycan, No: 5, 1975, s. 17ı-ı76. İbragimov, M.: Neftyanaya promışlennost Azerbaydjana v period imperializma, Baku, Elrn, 1984. İbrahirnov, Marat: ''XIX. yüzyılın Sonlan XX. Yüzyılın Başlarında Azerbaycan Petrol Sanayisinde Milli Sermaye Problemi", Azer­ baycan, Kasım-Aralık 1990, No: 276, s. 33-36. İlkin, Gılman: Şehsiyyet, Bakı, Şur Neşriyyatı, 1995. İlkin, Gılman: Hacı Zeynelabidin Tagiyev, Balo, Işık, 1997. İlkin, Gılman: Bala ve Balalılar, Bakı, Zaman Neşriyyatı, 1998. İsmail, M.- M. İbrahimov: El Atası, Bakı, Azerbaycan Dövlet Neşriyyatı, 1994. İsmail, Mahmud: Azerbaycan Tarihi, Bakll, Azerbaycan Dövlet Neşriyyatı, 1993. İsmail, Mahmud: İstoriya Azerbaydjana, Baku, Azerbaydjanskoe Gosudarstvennoe İzdatelstvo, 1995. İsmailov, M.: XXEsrin Evvellerinde Aurbaycanın Kend TeserruJatt, Bakı, Azerbaycan SSR Elmler Akademiyası Neşriyyatı, 1960: 186


İsmailov, M.-M. İbrahimov: Azerbaycan Neft Saneyesinin İngılaba

Gederld Tarihi, Bakı, Elm Neşriyat, 199ı. İsmayılov, İsrafil: Dünya Azerbaycanlılan XX Esrde, Bakı, y.y.,

1997. İstoriyaAzerbaydjana, Baku, İzdatelstvo Akadeınii NaukAzerbayd­ janskoy SSR, 1960.

"Kaçak Nebi", ASE, C: III, 1979, s. 104. Keykunın, N.: Azerbaycan İstiklal Mücadelesinin Hahralan, Ankara, İlke Kitapevi, 1998. Köçerli, Firudun:"Halgımızın Böyük Oğlu", Azerbaycan Mektebi, No: 4, 1990, s. 8-16. Köyüşev, Z. : Mirovozzrenie G.B. Zardabi, Baku, Akademiya Nauk ASSR, 1962. Göyüşov, Z. B.: Azerbaycan Maarifçilerinin Etik Görüşleri

(XIX

Asrın İkinci Yarısı), Bakı, Azerbaycan SSR Elmler Akademiyası Neşriyyab., 1960. Göyüşov, Ziyaddin: "Gırmızı Gubematör'ün Emisi", Komunist, 23 Ocak 1980, s. 3. Göyüşov, Ziyaddin: "Maarif ve Teraggi

Çarcısı" , Azerbaycan Kom­

munisti, No: 5, 1976, s. 82-88. Kurat, Akdes Nimet: "Ka7.an Türklerinin Medeni Uyanış Devri", A. Ü.

DTCF, C. XXIV/3-4, 1966, s. 95-194. Kurat, Akdes Nimet: Rusya Tarihi Başlangıçtan 191jye Kadar,

Ankara, TIK, 1993. Kurat, Akdes Nimet: Türldye ve Rusya, Ankara,

AÜ. Basımevi,

1970. Melikova, G.S.: "Vospominaya oh ottse'', Sovrerltenniki O G. Zardabi, Baku, Elm, 1985, s. 50-66. Melikova, H.: "Biografiya Gasan Beka Melikova-z.ardabi", Sovre­

mennild O G. Zardabi, Baku, Elrn, 1985, s. 26-50. 187


Memedov, Veli: Gazeta Ekinci, Baku, 1977. Memınedov, Azi.zağa: "Ekinci Gazetesinin İzahlı Bibliografiyası", Azerbaycan Mualimi, 12 Nisan 1978, s. 3. Mernmedov, Hagani: Azerbaycan Milli Harekah (1875-1918. iller), Bakı, Sabah, 1996. Memrnedov, Kamran: Necejbey Vezirov, Balo, Azerbaycan Dövlet Neşriyyab, 1995. Memrnedov, Veli: "Ekinci ve M.F. Ahundov", Azerbaycan Dövlet Üniversitesi Elmi Eserler İctimai Elmler Seriyası, No: 4, 1962, s. 63-68. Mernmedov, Veli: "Matbuabrnızın Selefi'', Azerbaycan Gençleri, 23 Aralık 1962, s. 3. Mernmedov, Veli: "M. F. Ahundov ve Ekinci Gazeti", Azerbaycan Muallimi, 27 Eylül 1962. Memmedov, Veli: Ekinci Gazetinin Göstericisi, Bakı, y.y., 1963. Memmedov, Veli: "Gadın Azadlığı İdeyalannın Terennümcüsü", Azerbaycan Gadını, No: 1, 1964, s. 21. Memrnedov, Veli: "Matbuabrnızın Müjdecisi", Edebiyat ve İncesenet, 29 Temmuz 1965. Mernmedov, Veli: "Torpağa Gayğı ve Mehebbet", Sovyet Köyü, 28 Şubat 1967, s. 3. Memrnedov, Veli: "Ekinci'nin Muhbirleri", Muhbir, No: 5, 1976, 2-5.

s.

Memrnedov, Veli: Ekinci Gazeti, Bakı, Azerbaycan Dövlet Neşriyyab, 1976. Memmedov, Veli: "Matbuabmızı Garanguşu" Muhbir, No: 7, 1987, s. 23-24. Memrnedov, Zaman: Hasanbey Zerdabi, Bakı, Azerbaycan Uşak ve Gençler Edebiyab Neşriyyab, 1957. Memrnedov, Zaman: "Hasanbey Melikov 7.erdabinin Dünya Görü­ şünde Gabakçıl Rus İlıni ve Medeniyetinin Tesiri", Azerbaycan Jurnalı, No: 2, 1993, s. 144-154. 188


Milman, A,: Politiçeskiy storoy Arerbaydjana v XJX-naçale XX vekov, Baku, Azerbaydjanskoe Gosudarsvehhoe İzdatelstvo, 1966. Mirehmedov, Aziz: .Azerbaycan Molla Nasreddini, Bakı, Yazıcı, 1980. Mirgayyum Oğlu, Hüseyinov Miribrahim: Dünya Türklerinin Muh­ tasar Tarihi, Bakı, Elm, 1999. Muharnrnedoğlu (Aliev), Saleh: "Azerbaycan Türl<lerinin Etnik Menşeine Dair Üç Ana Görüşün Eleştirisi", Türk Dünyası Araşhrmaları, No: 116, Ekim 1998, s. 91-104. Musabeyov, Rasim: "Azerbaycan Politik Elitinin Oluşumu ve Ta­ rihsel Özellikleri'', Stratejik Analiz, C: il, No: 23, Mart 2002, s. 107-113. Musayev, M. E. : XIX. Esrin Sonlarında Bakı Şeherinin Ticareti (1883-1900-cü iller), Bakı, Elm Neşriyyatı, 1972. Musayev, M. E.: XX Esrin Evvellerinde Bakı Şeherinin Ticareti (1900-1917 ci İller), Bakı, Elm Neşriyyab, 1975. Mustafazade, Tofig: Umumi Tarih, C: III, Bakı, Elm, 1997. Nebiyev, Bekir- Şamil Salmanov: Edebiyyat Umumtahsil Mekteble­ rinin X1 Sinfi Üçün Derslik, Bakı, Maarif Neşriyyat, 2000. Nerimanov, Neriman: Hacı Zeynelabidin Tagiyevin 50 İlliyi, Bakı, Öner Neşriyyab, 1994. "Neriman Nerimanov", ASE, C: VII, 1983, s. 226-228 "Neşri Maarif', ASE, C: VII, 1983, s. 235. Nezirli, Şemistan: Azerbaycan Generalları, Bakı, Gençlik, 199ı. "Nicat", ASE, C: VII, 1983, s. 272. Quelquejay, Chantal Lemercier: .Azerbaycan'da İslamiyetin Durumu, Çev: Nursel İçöz, Ankara, ODTÜ, 1986. Resulzade, M. E.: Azerbaycan Cumhuriyeti, Bakı, Elm, 1990. Ruvenda, R.: "H.Z. Tagiyev Adına F.abrik", Günay, 4 Temmuz 1996, s. 3.


Rüstemov, İzzet: Hasanbey 7-erdabi, Bakı, Gençlik, 1960. Rüstemov, Tofig: "Ekinci'nin İkinci Hayatı", Sovyet Köyü, 13 Aralık 1979, s. 3. Saray, Mehmet: Azerbaycan Türkleri Tarihi, İstanbul, Nesil Matba­ acılık ve Yayıncılık, 1993. Saray, Mehmet: Rus İşgali Devrinde Osmanlı Devleti İle Türkistan Hanlıkları Arasındaki Siyasi Münasebetler (1775-1875), Ankara, TIK, 1994. Saray, Mehmet: Türk Dünyasında Eğitim Reformu ve Gaspıralı İsmail Bey (1851-1914), Ankara, TKAE, 1987. Sarıahmetoğlu, Nesrin: "1905 Rus İhtilali ve Azerbaycan'da Grevler Dönemi", Toplumsal Tarih, No: 36, Aralık 1996, s. 42-47. Sanahmetoğlu, Nesrin: "Azeri-Ermeni İlişkileri 1905-1920", İstanbul, Yayınlanmamış Doktora Tezi, M armara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 1996. Sanahmetoğlu, Nesrin: "Azerbaycan'ın Bolşevik Partisi Hümmet", Toplumsal Tarih, No:51, Mart 1998, s. 56-60. Seidzade, D. B.: İz istorii Azerbaydjanskoy buryuvazii v naçale XX veka, Baku, y.y., 1978. Servet ve Sehavetle Meşhur Cenap Hacı Zeynelabidin Tagiyevin Tercümeyi Ahvali, Bakı, Işık Neşriyyatı, 1993.

Seyidzade, Dilare: Azerbaycan XX Esrin Evvellerinde: Müstegilliye Aparan Yollar, Bakı, Azerbaycan Respublikası Kitab Cemiyeti, 1998 Seyitzade, B. D.: "Azerbaycan Burjuvazisi ve İdeolojisi Savunucuları XIX. ve XX. Yüzyılların Eşiğinde", Azerbaycan, No: 276, Kasım­ Aralık 1990, s. 29-3ı. Sovremenniki O G. Zardabi, Baku, Elm, 1985.

Süleymanov, Mehman: İrevan Hanlığının Rusiyaya Birleştirilmesi Tarihinden, Bakı, Harbi Neşriyyat, 1997. Süleymanov, Manaf: İşittiklerim Okuduklarım Gördüklerim, Bakı, Azerbaycan Dövlet Neşriyyatı, 1987. 190


Süleyınanov, Manaf: Ağa Musa Nagıyev, Bala, Kençlik, 1994. Süleymanov, Manaf: Hacı Zeynelabidin Tagiyev, Bakı, Kençlik, 1996. Süleyınanova, Sevda: Azerbaycanda İçtimai-Siyasi Herek.at (XIX Yıizilliyin Sonu-XX Yıizilliyin Evvelleri), Bala, Azerbaycan Dövlet

Kitab Palatası, 1999. Sümer, Faruk: "Azerbaycan'ın Türkleşmesi Tarihine Umumi Bir Balaş", Belleten, C: XXI, No: 83, 1957, s. 429-445. Swietochowski, Tadeusz.: Müslüman Cemaatten Ulusal Kimliğe Rus Azerbaycanı 1905-1920, Çev. N. Mert, İstanbul, Bağlam

Yayınları, 1988. Swietochowski, Tadeusz: Rusia and Azerbaijan: A Borderland in Transition, New York, Columbia University Press, 1995.

Şihbabaoğlu, Gadjibabayev Safar: Kultura Azerbaydjana v period pervoy Russkoy revolyotsii (1905-1907gg.), Baku, 1990.

Şükürov, Sadık: Gence Mekteplerinin Tarihinden, Bakı, Maarif Neşriyyab, 1990. Tagıyeva, Şövket- Ekrem Rahimli - Semed Bayramzade: Güney Azerbaycan, Bala, Orhan, 2000.

Tagiyev, E.: Azerbaycanda Mektep Tarihi, Bala, Maarif Neşriyyab, 1993. Tekiner, Süleyman: "Azerbaycan Türkleri", Dergi, No: 60, 1970, s. 3-22. Tekiner, Süleyman: "Azerbaycan Sovyet Edebiyabnda Mukavemet Hareketinin Milli Karakteri'', Dergi, No: 33, 1963, s. 34-47. Togan, A z.eki Velicli: "Azerbaycan", İA, C: 11, ·1961, s. 91-118. Togan, Az.eki Velicli: Bugünkü Türkili Türkistan ve Yakın Tarihi, İstanbul, 2. basla, Enderun Kitabevi, İstanbul, 1981. Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi I Azerbaycan Türk Edebiyah, Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları, 1992.

191


Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatlan Antolojisi: Azerbaycan Türk Edebiyatı, Ankara, Kültür Bakanlığı, 1993. Umudoğlu, Umidov Vidadi: ŞimaliAzerbaycan'ın Çar Rusiyası Ta­

rafından İşgal Olunması ve Müstemlekecilik Aleyhine Mübarize (1801-1826), (Avtoreferat), Bakı, Azerbaycan Respublikası Elmler Akademiyası Şarkşunaslık İnstitutu, Umudoğlu, Vidadi:

1996.

"1806-1813 Yılları arasında Halkın Sömürgeliciğe

Karşı Mücadelesi Gülistan Anlaşması", Aktaran: Cengiz Yavan,

IDA, No: 127, Ağustos 2000, s. 115-128. Umudoğlu, Vidadi: "Kuzey '\zerbaycan'ın Çar Rusya'sı Tarafından İşgali ve Sömürgeciliğe Karşı Mücadele

(1801-1826), Aktaran: 124, s. 55-67.

Cengiz Yavan, IDA, Şubat 2000/01, No:

Umudoğlu, Vidadi: "Rusya İle İran'ın Yapmış Olduğu İki Muharebe Arasındaki Devirde Halkın Sömürgeciliğe Karşı Mücadelesi", Aktaran: Cengiz Yavan, IDA, No:

128, Ekim 2000, s. 151-162.

Ümmulbanu (Banin), Gafgas Günleri, Bakı, Yazıcı,

1992.

Velihanlı, Naile: Arap Hilafeti ve Azerbaycan, Bakı, Azerbaycan Dövlet Neşriyyab,

1993.

Veliyev(Baharlı), Mehemmed Hesen: Azerbaycan, Bakı, Azerbaycan Neşriyyab,

1993.

Veliyev (Köprülü), Şamil: Füyuzat Edebi Mektebi, Bakı, Elm,

1999.

Vezirov, S.E.-İsayev, AS.: Bakı Neft Sanayesi Tekamül Tarihi, Yeni

Faktlar, Regemler, Bakı, Elm, 1998. ''Vezirov Necef Bey Fetali Bey Oğlu", ASE, C: II,

1978, s. 459.

Yahyazade, S.M.: "K voprosu o strukture i tematike gazetı Ekinci",

Dokladı Akademii Nauk ASSR, C: VI, No: 7, 1950, s. 315-319. Yeşilot, Okan:"Kafkaslarda İlk Müslüman Kız Okulu", Akademik

Araştırmalar Dergisi, Ağustos-Ekim 2000, No: 6, s. 285-292. Yeşilot, Okan:

Çarlık Yönetiminde Azerbaycan", Türkler, Yeni Türkiye

"

Yayınları, C: XVIII,

2002, s. 541-544.

Yeşilot, Okan: Tagiyev, İstanbul, Kaknüs Yayınları,

192

2004.


Yüksel, İbrahim: Azerbaycan'da Fikir Hayah ve Basın, İstanbul, Acar Yayınlan,

1988.

Yüksel, Zuhal: "Gaspıralı ve Dil Birliği", Türk Edebiyah Dergisi, No:

335, Eylül 2001, s. 16-20. Zardabi, Gasan-bek Melikov, Barama Kurdunu Yahşi Sahlamak

İçün Diistu ru1 Ameldir, Tiflis, 1885. Zardabi, Gasan-bek Melik-zade, Bedeni Selamet Sahlamak Diistu ru1

Amelidir, Baku, Kaspi, 1914. Zenkovsky, Serge A: Rusya'da Pan-Türkizm ve Müslümanlık, Çev. İzzet Kantemir, İstanbul, Üçdal Neşriyat,

1983.

Zerdabi, " Bakıda Müselman Teatnnın Binası", Hayat, No. Aralık

1905, s.ı

Zerdabi, "Açık Mektup", Hayat, No:

12, 13 Ocak 1906, s. 1-2.

Zerdabi, "Dil Davası", Hayat, No:

12, 13 Ocak 1906, s. 1-2.

Zerdabi, "Dil ve Din", Hayat, No:

5, 6 Ocak 1906, s. 1-2.

Zerdabi, "İttihadı Llsan'', Hayat, No:

9, 11 Ocak 1906, s. 1-2.

Zerdabi, "Kent Mirzalanndan Hilas Olmalıyık", Hayat, No: Aralık

117, 13

116, ıo

1905, s. 1-2.

Zerdabi, "Zahmetsiz Medahil", Hayat, No: ı25,

23 Aralık 1905, s.ı.

Zerdabi, "Zindeganlıg Davası ve Yahut Dirilik Mübarizesi", Hayat, No:

4 Ocak 1906, s. 1-2.

Zerdabi, Gasan-beka Melik-zade, Toprak, Su ve Hava, Baku, Kaspi,

1912. Zerdabi, Hasan Bey: Seçilmiş Eserleri, Bakı, Azerbaycan Dövlet Neşriyyab,

1960.

Zeynalov, A: "Ekinci'nin Neşri Tarihinin Bir Sahifesi Haggında", ASSR

Elmler Akademiyasımn Maruzeleri, No:· 4, 1984, s. 66-69. Zeynalov, Neriman: "Ekinci Yaşayır", Komunist,

15 Ocak 1980, s. 3.

F. Ahundov ve Ekinci Gazeti", Elmi Eserler, Azerbaycan SSR Ali ve Orta İhtisas Tahsili Nazırlığı Jurnalistik Seriyası, No: 2, 1977, s. 16-22.

Zeynalov, Neriman: "M.

193



EKLER

EK 1 Zerdabi'nin Ekinci Gazetesinde Yayınlanan Baş Makaleleri

-7.erdabi,"Ekinci Fasıllannın Şerhi ve Terakki Etmek Baretle", Ekinci, No: 1, 22 Temmuz 1875, s. 1. -7.erdabi, 'Ticaret Meselelerinden" Ekinci, No: 1, 22 Temmuz 1875, s. 2. -z.erdafü, "Ticaret Eden Keslerin Harcından", Ekinci, No: 2, 5 Ağustos 1875, s. 1-2. -z.erdabi, "Ekinci Neşrindeki Çetinlikler ve Maddi Çatışmamazlıklar", Ekinci, No: 3, 21 Ağustos 1875, s. 1-2.

-7.erdabi, "Tifüsten Balaya Demiryolu Çekilmesinin Ehemmiyeti", Ekinci, No: 4, 5 Eylül 1875, s. ı.

-7.erdabi, "Okuculann Gazete Dikkat Etmemesinden Şikayet", Ekinci, No: 4, 5 Eylül 1875, s. 2. -7.erdabi, "2".arnanın Bereketsiz Olması Sebebleri, Elm Tahsil Etmeyin Zaruriliği", Ekinci, No:5, 20 Eylül 1875, s. 1-2. -7.erdabi, ''Tiryek ve Şarabın İnsan Beynine Menfi Tesiri", Ekinci, No: 6, 5 Ekim 1875, s. 1-2. -7.erdabi, "Hava Temizliğinin Organizme ijayrı", Ekinci, No: 7, 20 Ekim 1875, s. 1-2. -7.erdabi, "Son On İlde Rusiyada Tahsile Fikir Verilmesi, Azerbay­ canlıların Bu İşde Geride Kalması'', Ekinci, No: 8, 4 Kasını 1875, s. 1-2. 195


-Zerdabi, "Yangına Karşı Mübarizeden Onun Zararını Ödemekten",

Ekinci, No: 9, ı8 Kasım ı87s, s. ı-2. -Zerdabi, "Mahkeme ve Vekillerin Soygunculuğu Hakkında", Ekinci, No:ıo, 2 Aralık ı87s, s. ı-2. -Zerdabi, "Gazetin İlmi-Ebdan ve İmmi-Edyan Baresinde Mübahise Açmasına Dair", Ekinci, No: 11, ı8 Aralık ı87s, s. ı-2. -Zerdabi, "Ekinci Abunecilerinin Azalması, İlmi Ebdanın Vacibliği",

Ekinci, No: ı2, ı Ocak ı876, s. ı-2. -Zerdabi, "Kafkazda Ticaret Edenlerin Hukuk ve Vazifeleri", Ekinci, No: ı, ı6 Ocak ı876, s. ı-2. -Zerdabi, "Çiçek, Veba, Yatalak ve Sair Hastalıkların Töreme Sebeb­ leri, Onlara Karşı Mübarize Tedbirleri", Ekinci, No: 2, 30 Ocak ı876, s. ı-2. -Zerdabi, "İnsana Tibbi Hidmetin Vacibliği'', Ekinci, No: 3, ıs Şubat ı876, s. ı-2. -Zerdabi, "Ticaret Gaydalan Hakkında", Ekinci, No: 4, 29 Şubat ı876, s. ı-2. -Zerdabi, "İstambulda Gazet Neşr Olunması Baretle", Ekinci, No: s, ıs Mart ı876, s. ı-2. -Zerdabi, "Ders Kitablarının Ana Diline Tercüme Olunub Mekteblerde Tedris Vesaiti Kimi İstifade Edilmesinin Zaruriliğinden'', Ekinci, No: 6, 29 Mart ı876, s. ı-2. -Zerdabi, "İlıni-Ebdan Baresindeki Mubahiseye Hor Bakanlar Aley­ hine", Ekinci, No: 7, ı4 Nisan ı876, s. ı. -Zerdabi, "Sağlamlığın Korunması Gaydalan", Ekinci, No: 8, 28 Nisan ı876, s. ı. -Zerdabi, ''Vamberi adlı Alman Alimi Hakkında'', Ekinci, No: 9, ı3 Mayıs ı876, s. ı. -Zerdabi, "Bakı ve Gencede Dövlet Tarafından Mekteb Açılacağı Baretle'', Ekinci, No: ıo, 27 Mayıs ı876, s. ı. -Zerdabi, "Köhne Adetlerimizin Elm Tahsil Etmeye Engel Töretmesi, Tahsilin Vacibliği'', Ekinci, No: 11, 11 Haziran ı876, s. ı.


-Zerdabi, "Bakı Gubernatoru Staroselskinin Ekinci Neşrine Hayır­ hahlık Göstermesi" Ekinci, No: 12, 25 Haziran 1876, s. ı. -Zerdabi, "Gazet Abunecilerinin Azalması", Ekinci, No: 13, q Tem­ muz 1876, s. ı. -Zerdabi, "Avropa Matbuatı ve Ekinci", Ekinci, No: 14, 25 Temmuz 1876, s. 1. -Zerdabi, "Ekincinin Neşri Haggında", Ekinci, No: ıs, 9 Ağustos 1876, s. 1-2. -Zerdabi, "Öz Milletine Hallona İnanmayan Meşşan Bir Gencin İfşası", Ekinci, No: 16, 29 Ağustos 1876, s. ı.

-Zerdabi, "Ekinci Abuneçilerinin Azalması, Şrift Gıtlığı, Gazetin Bağ­ lanması Tehlükesi", Ekinci, No: 16, 29 Ağustos 1876, s. 1-2. -Zerdabi, "Göçeri Hayatının Acınacaklı Menzeresi", Ekinci, No: 17, 8 Eylül 1876, s. 1-2. -Zerdabi, "Elmi-Ebdanı Elmi-Edyandan Ayırmak Cehdi'', Ekinci, No: 18, 22 Eylül 1876, s. 1-2. -Zerdabi, "Gazeti Haftada Bir Defa Çıkarmağın Vacibliği", Ekinci, No: 19, 8 Ekim 1876, s. 1. -Zerdabi, ''Yeni Tipli Mekteblerde Ana Dilini Tedris Etmeyin Vacib­ liği'', Ekinci, No: 19, 8 Ekim 1876, s. 1-2. -Zerdabi, "Taze Haberler Derç Etmeyin Çetinliği, Senzuranın Gazet Üzerinde Ciddi Nezareti", Ekinci, No: 20, 20 Ekim 1876, s. ı. -Zerdabi, "İnsan Derisinin Muhtelif Renkte Olması Sebebleri", Ekinci, No:21, 6 Kasım 1876, s. ı. -Zerdabi, "Azerbaycanlıların Elm ve Maariften Kenarda Kalmaları Hakkında'', Ekinci, No: 22, 20 Kasım 1876, s. ı. -Zerdabi, ''Taymsla Ekincinin Mugayisesi, Elm Tahsil Etmeyin Za­ ruriliği", Ekinci, No: 23, 6 Aralık 1876, s. 1. -Zerdabi, "Dini Bayramlar Hakkında", Ekinci, No: 24, 22 Aralık 1876, s.

ı.

197


-Zerdabi, "Ekinci Abunecilerinin Azalması Sebebleri", Ekinci, No: 1, 4 Ocak 1877, s. 1. -Zerdabi, "M.F. Ahundovun Maarif Meselesi Baresinde Ekincide Çap Olunmuş Magalesine Cevap", Ekinci, No: 2,18 Ocak 1877, s. 1. -Zerdabi, "M.F. Ahundovun Maarif Meselesi Baresinde Ekincide Çap Olunmuş Magalesine Cevap", Ekinci, No: 3, 3 Şubat 1877, s. 1. -Zerdabi, " Tifliste Ermeni Dilinde Çıkan Mşak Gazetinin Sehv Ha­ reketinin Tenkidi", Ekinci, No: 4,17 Şubat 1877, s. 1-2. -Zerdabi, "Avam Halle uçun Gazet Çıkarmağın Çetinliği", Ekinci, No: 5, 3 Mart 1877, s. 1-2. -Zerdabi, "Halkın Elmsiz Kalmasının, Tek-Tük Okuyanların İse Beylik Rütbesi Kazanmak Cidd-Cehdinin İfşası", Ekinci, No: 6,17 Mart 1877, s. ı. -Zerdabi, "Din ve Adetlerimiz'', Ekinci, No: 7, 31 Mart 1877, s. 1. -Zerdabi, "Gazetin Tenkidinden Narazılık Edenlere Cevab", Ekinci, No: 8, 14 Nisan 1877, s. ı. -Zerdabi, 'i'aze Haberler Derç Etmeyin Çetinliği ve Gazeti Haftada Bir Çıkarmağın Vacibliği", Ekinci, No: 9, 28 Nisan 1877, s. ı. -Zerdabi, "Taze Haberler Derç Etmeyin Çetinliği ve Gazeti Haftada Bir Çıkarmağın Vacibliği", Ekinci, No: 10, 12 Mayıs 1877, s. ı. -Zerdabi, "Maşınların Tasarrufat Ehemiyyeti, Emeğe Vakta Kanaat Meselesi", Ekinci, No: ıı, 26 Mayıs 1877, s. 1. -Zerdabi, "Avropa Halklarının Elmi ve Azad Yaşaması, Şarlan İse Ata-Baba Adetlerine Kul Olması", Ekinci, No: 12, 9 Haziran 1877, s. 1. -Zerdabi, "Tahranda Çıkan Gazetin Zamanla Ayaklaşmadığı Baretle", Ekinci, No: 13, 23 Haziran 1877, s. ı. -Zerdabi, "Balo.da Neft Yeri Alver Edenlerin Tenkidi", Ekinci, No: 14, 7 Temmuz 1877, s. 1-2. -Zerdabi, "Reşt Şeherinde Taun Hastalığı Olmasına Dair", Ekinci, No: ıs, 21 Temmuz 1877, s. 1-2.


-Zerdabi, "Seçki Meselesi Haklanda", Ekinci, No: 16, 4 Ağustos 1877, s. ı. -z.erdabi, "Badkubeye Gelen Tellerin Gazetde Çap Edilmesi Vacipliği", Ekinci, No: 17, 18 Ağustos 1877, s. ı. -z.erdabi, "Gaz.etin Bağlanması Tehlükesi", Ekinci, No: 18, 1 Eylül 1877, s. ı. -Zerdabi, "Şairlerin Hicv ve Medh Yolundan Çekilmelerinin ve El Havalarına Dolgun Metnler Yazmalarının Zaruriliği Hakkında", Ekinci, No: 18, 1 Eylül 1877, s. 1-2. -?.erdabi, "Kafgaz Vılayetinin Karamalına Düşen Hastalığı Barede", Ekinci, No: 19, ıs Eylül 1877, s. ı.

199


EK 2 Zerdabi'nin Bazı Makaleleri

Dil ve Din1 Bizim zamanımız ilim zamanıdır. İlim tahsil etmek her millete vaciptir ki, hayat mücadelesinde başarılı olsun. İlim tahsil edip terakki edince bir millet iki şeyi korumalıdır. Bu ikisi dil ve dindir ki, bunlar bir milletin direkleri sayılır. Öyle ki bunlardan birisi elden giderse milletin beli kırılır. İkisi de elden giderse millet başka milletlere karışır ve zamanla yok olur. Çünkü dil ve din bir anlamda milletin ruhu gibidir. Nasıl ruh çıkınca sadece ceset kalır ve cesette zamanla çüıiiyüp yok olur. Bunun gibi dilsiz ve dinsiz bir millet de zamanla yok olur. Her millet ilim tahsil ederken anadilini ve dinini ileriye götürsün ki, dünyada kalabilsin. Onlarsız millet olmaz. Şu son zamanlara kadar biz Rusya'ya tabi olan Müslümanların durumu çok kötüydü. Bir taraftan hayat mücadelesi giderek wrla­ şıyordu, diğer taraftan da tahsil yolları kapanrnışb. Çünkü bizim milletimize ait okullarımız yoktu. Açılan okullarda da bizim dilimizi ve dinimizi öğrenmek, misyonerlik yapan Rus keşişlerin maslahab ile yasaklanrnışb. Bundan dolayı Müslümanlardan okuyanların sayısı çok azdı, hatta nerdeyse yoktu. Gerçekten o dönemler biz Müslü­ manlar için çok wrdu. Yaşam mücadelesinden kurtulmak isteyenin dünyadan vazgeçerek bir köşede oturması gerekir ki, bu da olacak şey değil. Çünkü böyle olduğu takdirde o insanın elindeki her şey zamanla kaybedilecek. İlim tahsil ederek ondan daha akıllı olanlar çeşitli kurnazlıklarla bu tür insanları kandırarak sahip olduğu her şeyi ellerinden alacak ve onları müflis duruma düşürecekler. Fakat öbür tarafta da ilim tahsil edeceğimiz takdirde dilimizi ve dinimizi kaybedeceğimiz devlet okulları vardı. İşte böyle biz iki deniz arasında kalan bir gemi gibiydik ki ne tarafa meyletsek batacaktık.

'

Zerdabi, Hayat Gazetesi, No. 5, 6 Ocak ı906.

200


Şimdi Allah'a şükür ki, geçen yıldan itibaren bizim Padişahımız ferman buyurdu ki, Rusya'ya tabi olan milletler çocuklarını kendi açtıklan okullarda kendi ana dilerinde okutabilirler. Aynı zamanda artık devletin okullarında da her millete kendi ana dilini ve dinini okutmak imkanı tanındı. Bu ferman çıkalı bir yıl oldu ama hiç haber alamadık ki filan yerin Müslümanlannın böyle bir okul açmak için girişimi olsun. Bu zamana kadar biz diyorduk ki Müslümanlara ana dillerinde okul açmayı yasaklıyorlar. Ona göre de biz çocuklarınızı okutmuyorduk. Peki, şimdi neden okullar açılmıyor ve çocuklar okutulmuyor. Böyle olduğu için şirketlerin büyük çoğunluğu da haricilerin elinde. Tica­ rette haricilerin elinde. Hatta Müslüman işçilere sen okumadığın için işçiliğe kabiliyetin yoktur diye harici işçilere verilen paranın yansını veriyorlar. Peki, biz gözlerimizi açıp bunları ne zaman göreceğiz ve bunlara bir çare bulacağız. Devlet okullarında bizim çocuklarımıza ana dilini ve dinini okutmaya izin verdiler. Bu okulların müdürü, geçtiğimiz ilkbaharda Müslümanlann kendi çocuklarına okutacakları derslerle ilgili prog­ ram hazırlanması talebiyle bir yazı yazmıştı. Fakat bu talebe bir cevap verilmedi. Bu nedenle de yılın başında bizden haber alamayan aynı okul müdürü bizim dilimizi ve dinimizi okutacak öğretmenler tayin etti . Bu durumda o öğretmenlerin ne okuttuklanndan ve nasıl okuttuklanndan haberimiz yok. Peki, biz komşulanmızla beraber bu haklan neden istiyorduk? Komşulanmızın yaptığı eğitimden bize bir fayda var mıdır? Kardeşler, yatmak vakti değil, uyanın, bir .az düşünün, bu işlerin sonu ne olacak? Yoksa gerçekten bizim ruhumuz gitmiş, cesedimiz mi kalmış. O zaman vay bizim halimize!

201


Bizim Nağmelerimiz2 Bizim Kafkas Müslümanlarına hiçbir yazı ve dil ile söylenen söz tesir etmez. Ancak şiir ile hele de nağmeleri ile söylenirse tesir edebilir ki, bunun sebebi Kafkasların karakteri böyledir. Cennetten bir köşe olan vatanımızın dağlan, dereleri, hoş havası, az bir gayretle çok mahsul alan halkımızı şevke getiriyor. Bizim düğünlerimizde aşıklar söylediğinde onu dinleyen ahalinin etini kessen haberi olmaz. Düğün bittikten sonra 5- 10 gün geçse de çocuklar gece-gündüz sokaklarda aşıklardan duyduklarını okumaya çalışırlar ve birbirlerinin yanlışlarını düzeltirler. Bizim kardeşlerimizin karekteri çok verimli toprak gibidir ki, söylenen söz aklına nakşediliyor. Geçmişte Ekinci gazetesi çıkarken şairlerden yazdıklarının bülbül ve gül hakkında olmamasını ve birbirlerini hicvetmeyi bırakmalarını istedim. Biz Müslümanlara yapılan zulümler hakkında yazsınlar ki, aşıklar onları düğünlerde okuyup milletin uyanmasına vesile olsun. Onlardan sadece Seyit Azim Şirvan! ilim tahsil etmek hakkında şiir yazmıştı ki oda Ekinctde yayınlandı. Ama gayri şairlerimizden hiçbir cevap gelmedi. Bizlere yapılan zulümler hakkında da Seyit Azim Şirvan! de bir şey yazmadı. Bunun sebebi bizim şairlerimiz ilim tahsil etmiyorlar. Onların imanı azdır, gözleri bağlıdır, bize yapılan zulümleri, zulümden saymıyorlar. Mesela Bakµ'de her gece gelip-geçeni dövüp soyuyorlar, hatta öldü­ rüyorlar. Şairler bu gibi olaylan dile getirip şiir yazmalıdırlar. Hülasa şiir önemli bir vasıtadır ki, onunla bizim uykuda olan kardeşlerimizi uyandırmak çok kolaydır. Komşumuz Ermeniler böyle şiirlerle çok iş görürler. Onların sokaklarında gözleri kör, elinde tar olan aşıkları bir çocuk kolundan tutarak kapı kapı gezdirir. Siz biliyormusunuz o aşıklar ne okuyor? Onlar Ermenileri geçmişteki iyi ve kötü günlerinden, Osmanlı Devletinin aleyhinde vb. şiirler okuyorlar. Bu sebepledir ki, bir millet işi olunca Ermenilerin hepsi birden kalkıp, birlikte bir kişi gibi

2

iş görmektedirler. Bizim de böyle olmamız günah mıdır?

Hasan Zerdabi, Hayat Gazetesi, No. 6, 8 Ocak 1906.

202


Bundan 7-8 yıl önce Bakü'de açılan okulların öğretmenlerine zikredilen konularda şiirler yazıp, hoş nağmelerle birlikte öğrencilere öğretsinler ki, onlarda halka öğretsin diye rica ettim. Buradan da diğer Müslüman vilayetlere kadar ulaşıp onlarında uyanmalarına vesile olsun. Çok kısa süre sonra öğretmenlerden bazıları güzel şi­ irler yazıp, onlara hoş nağmeler ile öğrencilere öğrettiler. Sonra bu öğrencilerden bir grup oluşturup tiyatro oynadığı zaman bu şiirleri okuttuk. Bu yaptıklarımızı, Müslümanların gözünün açılmasından hoşlanmayan birisi müdüre şikayet etti ve müdürde öğrencilere bunları okumayı yasakladı. Sonra bu nağmeleri Tiflis'te sansüre gönderdim ki, basılmasına ve okunmasına izin versin. İzin geldikten sonra bu nağmeleri bastırdım, Bakü ve diğer şehirlerdeki okullara okunmak üzere gönderdim. Bizde nota olmadığından bestelerini gönderemedim. Bakü'deki okulların öğretmenlerinden bu nağmeleri öğrencilerine verip, okutmalarını istediğimde başlangıçta hepsi tamam demelerine rağmen yöneticilerden korktuklarını söyleyerek öğretmediler.

3-4 yıl geçti. Müslümanlara yapılan zulüm arttı . Bu zaman zarfında öğretmenlerin sayısı da artmasına rağmen Müslümanların dertleriyle ilgilenen olmadı. Bu son zamanlarda biz Müslümanların kollarında ve ayaklarında bulunan zincir paslanıp, parça parça oldu ve döküldü. Bakü'nün sokaklarında "yaşasın hürriyet" sedaları du­ yulmaya başlandı. Müslümanlar bir araya gelip "ittifak-ı hümmet" ve başka cemiyetler kurdular. Ama kardeşler, siz gerçekten Müslümanları gafletten uyandınnak istiyorsanız, zikredilen nağmeleri öğrencilere ve diğerlerine niçin okutmuyorsunuz?

203


İttihad-ı Lisan (Dil Birliği)l Geçen sayıda dil ve din haklonda yazmıştık ki, her millet ilim tahsil ederken dilini ve dinini muhafaza etsin. Gerçekte ilim tahsil etmeye başlayan kişinin gözleri karanlık bir odadan gün ışığına çıkan gibidir. Işık sadece kişiyi değil, içinde bulunduğu odayı da aydınlatır. Bizim mollalarımız dinde olmayan adetleri de dinin içine sokmaktadırlar ki, bu da akla uymamaktadır. Gerçek din ışıktan korlanaz. Hatta kendisi de aydınlanır ve ışığı daha da uzaklara gider.

İlim tahsil ebnekle

din elden gibnez. Bir şartla, din gerçek din ola. Vay ilimsiz diğer milletlere karışanların haline. Onlar desteksiz korkuluk gibi setr bir rüzgarda başka milletlere karışırlar. Dil öyle bir şeydir ki, onu ilk halinde saklamak mümkün değil­ dir. Diğer milletlerle görüşmeler neticesinde dile yeni kelimelerin katılması normaldir. Bunun zaran olmaz faydası vardır. Çünkü o kelimeler terakki etmeye vesile olur. Bir şartla, milletin tamamı bu kelimeleri kabul etsin. Yoksa birkaç kişi kabul ederse bu kişiler o millete karışabilir. İlim tahsili anadilinde olursa o millet terakki eder. Anadilde basılan kitaplar, gazeteler, açılan okullar milletin hep birlikte teiakki ebnesine sebep olur ki, başka milletlere kanşanlar az olur ya da hiç olmaz.

Biz Rusya Devletine tabi olan Müslürnanlann hepsi Türk'tür. Bizim asıl dilimiz Türk dilidir. Ama bu dil ayn ayn coğrafyalarda kullanıldığında şiveler ortaya çıkmıştır. İlim tahsil eden Türkler bu şiveleri kullanırken birbirinden uzaklaşacaklardır. Az bir zaman sonra birbirlerinin konuştuklannı hatta yazdıklannı dahi

anlayamayacaklardır. Bu da aynı dili konuşan ve aynı dine inanan Türklerin bir birinden uzaklaşıp, güçten düşmesine sebep olur. Şimdi bize gereken, ortak bir dil kullanalım ve onunla okuyup­ yazalım. Böyle olursa Rusya'dald Türkler birleşmekle kal­ maz, zaman geçtikçe güçlenirler ve terakki ederler. Böylece kardeşlikleri dahi muhkem olur.

3

Hayat Gazetesi, No. 9, ıı Ocak 1906.

204


Bahçesaray'da Tercüman, Petersburg'ta Nur gazeteleri ortak dil üzerine Türk dilinde yazılar yayınlamaktalar. Tercüman 30 yıldır çıkmaktadır. Bu 30 yıl süresinde başka gazete olmadığından Müs­ lümanlar Tercüman okuyorlar. Biraderimiz İsmail Bey Tercüman'ın ortak dil olmasını istemektedir. Ama :Ahund Beyazıdov Nur gazetesini Tatar şivesinde çıkarmakta ve her Türk boyunun gazetesini kendi şivesinde çıkarmasını istemektedir.

Çünkü biz Rusya'da olan Türk boylan için ortak dil ya­ rabnak vaciptir fakat ortak dil oluşturmak oldukça zordur. , Fakat her Türk boyu kendi şivesinin yanında, biraz zahmet çekerek diğer şiveleri de öğrenirlerse, gelecekte kendi din kardeşlerini yalandan tanıyacak, birbirlerini sevip, hakiki kardeş olarak ortak bir dil oluşturacaklardır. Bizim Kafkaslı kardeşlerimiz gelecekte ortak dil oluşturamaya­ caklar. Gazete çıkaranlar Farsça kelimeleri az kullansınlar ve onu halkın anlayacağı dilde yazsınlar. Konuşanlar ve yazanlar öyle bir dil kullansınlar ki, avam da anlasın. Bazı yazarlarımız ve mollalarımız okuduklarını gösterebilmek için halkın anlamayacağı dilden yazmak­ tadırlar. Gazete çıkaranlar şunu alollarından çıkarmasınlar ki, bizim memlekette gazete okuyanların çoğunluğu avamdır ve Türk şivesinden başka bir şey bilmezler. Gazete çıkaranlar bizim şivemizde çıkarmaya gayret sarf etsinler ki okuyanlar anlayabilsin. Hakikat, gazete halk

içindir, halk gazete için değil... Hasan Zerdabi

205


Açık Mektup4 Öğretmen kardeşlerim siz gazete okumuyor musunuz? Gaze­ telerde "okuyun, ilim tahsil edin" diye yazılmaktadır. Okullarda öğrenciler kütüphanemiz yok diye ağlaşmaktadırlar. Fabrikalarda işçilerimiz okumadığından dolayı adamdan sayılmamakta ve maaşlan tam ödenmemektedir. Hülasa, geçen sene bir taraf­ tan greve gidenlerin "yaşasın hürriyet" sedası ve diğer taraftan Taşnaksütyun'un tabanca, tüfek ve top gürültüsü Müslümanlann uyanmasına sebep oldu ve şimdi hepsi okumak istemeye başladı. Böyle zamanlarda bir taraftan "yandık" sedası gelir, ilim, ilim feryatlan arşa yükselirken, siz öğretmenler ağzınızda su varmış gibi hiçbir cevap vermiyorsunuz? Ne okuyacağız? Nasıl okuyaca­ ğız? Nerede okuyacağız? Okutmak sizin işinizdir. Allah'a şükür sizin sayınızda az değil. Sadece Bakü'de ıo Rus ve Müslüman okulunda 40 kadar öğretmen var ki, onlara 40 bin manat kadar maaş ödenmektedir. Bu kadar öğretmen el ele verip çalışmaya başlasa ıo öğretmen de dışandan onlara katılır. Böylece bir dağı alıp öbür dağın üzerine koymak mümkün olur. Belki siz okulda verdiğiniz derslerin yeterli olduğunu düşünü­ yorsunuz. Arbk yeterli değil. O zamanlar geçti. Az az merhemle bu yaranın iyileşmesi mümkün değil. Şimdi sel vaktidir. İlim sel gibi aksın ki, her isteye ondan kanana kadar içsin. Böyle yangın vaktinde her milletini sevenin borcudur ki, bire beş çalışsın. Bizim okuyanımız az olduğuna göre bedelsiz çalışalım hatta bedelini kendimiz verelim. Ancak işler böyle ilerler. Gözlerimizi "devletlillerin kara sandıklanna dikmek" ve onlardan ümit beklemek doğru değildir. Ben sizler için bir program yazıyorum. Siz bu programı bir araya gelerek, kısaltarak veya ekleyerek düzenleyebilirsiniz. Benim size tavsiyem öğretmenler bir araya gelip, eğitim üzerine bir cemiyet kursunlar. Bu cemiyet haftada bir defa toplanıp Müslü­ man çocuklan ve büyükleri okutmak üzerine meşveret yapsın. Rus ve Müslüman okullannda dersler bittikten sonra Müslüman çocuklara 4

Hayat Gazetesi, No. 35, 14 Şubat 1906.

206


ve büyüklere nöbetleşe akşam dersleri versinler. Elbette bu dersler okuma-yazma üzerine olacaktır. Lakin bu dersleri tamamlayanlardan okumak için devam etmek isteyenler olacaktır. Cemiyet aylık bir dergi çıkarsın ki, orada öğrencilerin okuyacağı makaleler ve diğer öğrencilere lazım olabilecek bilgiler olsun. Cemiyetin bir görevi de, okullarda okutulan ders kitaplarının incelenmesi, hangi kitap lazımsa onu tercüme etmek, yeniden yaz­ mak ve diğer Türk boylanndan kitaplar getirip Azerbaycan şivesine aktarmak olmalıdır. Bu çalışmalar bitince kitaplar cemiyette dikkatle kontrol edildikten sonra Bakü Hayriyye Cemiyeti tarafından bastın­ larak ya çok az parayla ya da parasız bir şekilde öğrencilere ve diğer şehirlere dağıtılsın. Ümitvanm ki, öğretmen kardeşlerimiz bu minval üzere toplanıp işe başlayacaklar. Unutmayın ki biz hepimiz Müslüman çocuğuyuz. Müslüman sütü ile büyümüşüz. Müslümanların içinde yaşıyoruz. Onun için derslerimizden artan vaktimizi onlardan esirgememiz doğru olur mu? Hasan 7.erdabi

207


EK 3 Ekinci Gazetesinden Örnekler

� ··:..� ...ı:. ..

� •• .:;.1:. , _

� ;,ı f .,,.

� � ....�.. J..tr�'

..f-""- J. .;!.J

....şa

ı'-;N ;.J �� �M

� .:..J

---

,,. �"'' � .h--:• �

�--·�

�1 ':": .;.� �I .}A1;- .:J.,,;j'�;.ı::. , J<.�rY..I .Ş.;!' ,;.,_:. ..j"� .:;;.�'llJ ,;-:.-. .;;JJ' � .:..._:.-;. � ...Ş J.J:�if<-_;'(.:.P� ı.i;.l1ö ,.ı.:,>'11 .;:o1' ;,'J,ı� .,,�� .:J.:._'J.;}.f �ı �\,>. .ou\ .;.j\i �oN •>� � .,J.. � ../.ı: .;J.�I ':"� �j\i J. o }',-� (,1.. ":'.t.İ� ıi_lt_ ,)>-IJ .f'- J �'),,-:-.;# ••

o

J,ri.,.-'r .::...; � ;....r� .J ,,ı;,ı .,,;�" J� .. �. �')!> )I� };",;. �)r. �ı .J,,":.ı .:.JJ � ..;�...;; A � ..:.-; ,�;;i ;;,. »,.: , • ,,ı; ; J.iJ , .j� �.. �4 .:,..j ;T H.sJ.,ı��.,S',,$.,.�4.w.:.JJ,Jf',f' .. .:..J» �J .i,:o:I -,('_/,r.-ıJ\-ıjSi .:.ip ....� �iS.;. .:.1,. •::.� ._:.:.r, .r .,.,ç .:-; ../ ,,. .?J' ;J- ..1:. $İr � "':11 &; J...ıt r:' .:J4 .:..iJ J d.;_I � �.ıl b ,,..ı a.; ' � .1. .s;,ı .rr, .r �- ":. ı:ı-.ı1 .;,.ı;. ..ıi.ıl�44:-. �1> f.r-J».."». �..;; .:._;f oJ,}.ıl fU"' �.il }'ü � � ..,...ı.. � )'YJ Jıi JW./'. �,.>.Ji.,sµ; � .;: .:!}"':' � * ".:Ş: ·i� "'"' &JI ..ı:.. �. ,,..., .;,..; ..1; ".:ı:.. .. .. . . . ;A

.;.-j .,,.,;,,l,A..; .:iWı

208

-:'r.!�

�-J� ··�\.j �P-.1 ,,.)_�f,....�"), ��

J ,;.j' � : ,,;ı; J:..ı: .,.,._ "": ,J... d"�

, ":";� J..1:1 .;..,'C-

J.1. .ı.:. • • •

. -� .;j.JI' ....�

.,.,•; :..-:.ı� J d" �ı..; .,,.. .; t".,..::: ı: � � .:tiUJ � ı ;. � �. ! .sif � � ıÇ.; I

·� J; .t. � Jl::A• �: ...._,.,.. :;;. . � ·� � J,ı � .r.\r ..;J. :ıt. �af .-v ;_<.­ � �;. J. ,i � �.t. ..JJ .rA .;. � .t. .ıl � };Jl J. .� '. ....; � ,IJd _ı, �� �r.. wt.� � J. V: Jj S }.-:! J:i <lf' � ,J;: ":'� .:.-; -19� _...,. .Ş5:�&...S'J_ .;.


,;:! .sı.;jO

�\

.:.ı:. .. -�

••

;J:.

'

.;.! '

•JO.:.r,! ıjw._lr:� ,j,J m•f.vJI -('4;.�;.:� J!r.- �"' ı.: .,. ı

J;r�·· "�l,ı :_...: �T..;. ....:"' '"'-'� ._ , r.i. ;c_,.,ı /�' :_� .s.�� ;; .;.( •�,; -.:.Un! f'- �; .,.:-ı .....!; �"lı ':"� ' '"'�-·� S�J � ..-.,.-: -: .:),;:! � ' .,;.t lJ. ']..IJ. "--=:' ..,;;;.;. _L; rl..!;.' .,.ıh' .,..ıf:' ,i!r- .;;,ı J..- .,..a.ı: � � j'.(' ,,. ı .ı,., .sJ:.' � M. . .,_,,-.s'..ı) .,-1ıl::-' ,(� .;,,...,,, ,;,i\:ı ;,ı .sJ,l J.<•: .<&.. jJ. � 1:.. J;.:. , �; ), .ı.., �.;-f' .İ.ı!ı; ':'L:i ,;.:..._I'\ ._r..\J�I .;J,,(° W!' , "·' .;�; ··4:� i;_,i .;;ı -(";.-. #i)- �' s:J &,,t ,;..ı�; .;}. }ı�f'",ı .::J..:1. �,ı -:-'� .:.ıf ..."Y; ·� ,._. .J ..:.;, .;.. ı.ı rl!>' ;,f .I' .;,ı ·�� J.! .;:. J,:! "-•r �ı .:.1;;r. ;n; ,J> 1'",,: U:: ..,,__ � ,_,ı;ı Si � -'. J' .ı.,. �-- �I Ji .:;.1 """'J. -,..A! ıit1- 0:.:; ,;� � � .;.JY, .;.,ı;ı .Si 4:: , ,..;c.,..ı· ...,,, ..i'• -� ı.-,,,. rL:.;.• ı

.

••

• .

·•

� ı1�' .;.;oı

..:.A.J,a ..:.:- -:.i::� � .:.ti � .,.u: ..,...ıÇı

Si

-:··rr •cı. �/,,.•

·-�� ,...

,•,ı ..;.;: •.• ;,'ılı •.;...:. i::;. ,C... ı.J,;._ . . .. ....,.. .;.; .t..ı � ' "" ...... G �ı �i .r·-İ.. · ı ":':-'. .;.k :ı;;.- ,uır•

••

�·ı.ı .s..;,;. J� •

.S�} � ,:I '· "! J'-.. :..-:.:...r

���

f fk,t\

J..L1.ı ��

.),. J;� � .f .,.ı;., ;,;;. "· Ekinci'nin Son Sayısı, 29 Eylül 1877, s. 1. 209



Dizin

A

107, 108, 109, 112, 113, 114,

Abbasgulu Ağa Balohanov

115, 116, 118, 120, 121, 122,

56,

123, 125, 127, 128, 129, 131,

60, 72, 133, 135

Abdürrahim Hakverdili 65 Abdürreşid İbrahim 61 Ahmed Kemal 66 Ahmed Raik 66 Ahmet Ağayev 63, 67, 69 Aleksandr (1.) 26 Aleksandr (III.) 91 Ali Kulu Necefoğlu 65 Azerbaycan 11, 12, 13, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34,

132, 133, 134, 135, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 14 6, 147, 149, 151, 157, 158, 159. 160, 161, 162, 164, 165, 166, 167, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 176, 177, 178, 195, 207

B

Bağcılık Okulu 55 Bakll 18, 23, 24, 25,

27, 28, 29,

36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43,

30, 31, 32, 34, 36, 37, 38, 39,

44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51,

40, � 1, 42, 43, 44, 45, 46, 47,

52, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60,

48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55,

61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 69,

56, 57, 58, 59, 60, 61, 64, 65,

70, 71, 72, 73, 75, 76, 77, 78,

67, 68, 69, 70, 72, 78, 80, 81,

81, 82, 83, 85, 88, 91, 93, 94,

82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 90,

95, 97, 98, 101, 102, 104, 106,

91, 92, 93, 94, 95, 96, 98, 101, 211


103, 105, 115, 124, 125, 127,

(}

129, 132, 133. 134. 135. 145 .

Garip Sultan 19, 88, 103 Garip Sultan Melikova 19,

146, 147, 163, 167, 171

Balahani 38, 43, 47, 68 Baron Nikolay (Kafkas Tahsil Da­ iresi Müdürü) 77 Bibiheybet 43, 161 Buhara 53

61

Celil Mehmet Kuluzade Celil Mernmedkuluzade

ç Ç-aparidze

38 , 40, 41, 43, 49, 51, 54, 57, 59, 69, 70, 83, 140

65

H

58, 59,

Habib Bey Mahrnutbeyli 58 Hacı Said Ünsizade 61 Hacı Zeynel Abidin Tagiyev 36,

72

Cevat Han

103, 117, 132, 134, 139

Gazvin 53 Gence 23, 24, 25, 27, 28, 29, 31,

Gori Seminariyası 58 Gülistan Antlaşması 28, 53

c

Celaleddin Ünsizade

75,

76, 79, 83, 84, 87, 88, 91, 96,

27

46, 47, 50, 52, 53, 55, 61, 63, 65, 66, 67, 68, 69, 72, 73, 82, 64, 71

83, 91, 9 2 , 93 , 94, 9 5 , 98 , 102, 107

D

Hanife Hanım

Debistan Derbend Difai

59, 66, 97 24, 25, 28, 30

37, 70

83, 84, 91 , 92, 95,

107, 132, 134

Hayat

19, 21, 37, 47, 63, 64, 65,

66, 82, 84, 88 , 92, 97, 105, 113, 114, 115, 117, 118, 122, 124, 200, 202, 204, 206

E Erivan 24, 25. 28, 29, 31, 32. 41, 42. 43, 53, 58, 59, 70, 83, 135

F

Fatih Kerimi 61 Feridun Bey Köçerli 59 Füyuzat 47, 63, 66, 73 212

Hazar Denizi 23, 24, 26, 49, 55 Hive 53 Hokand 53 Horasan 53 Hürnmet 59, 64, 70, 71 Hüseyin Kulu Han 27 Hüseyin Sabri Ayvazof 66 Hüseyinzade Ali 63, 66


t

Molla Nasreddin 58, 59, 65

İrşad 37, 64, 97

Molla Ruhullah 69

İsa Bey Hacınski 69

Moskova Üniversitesi ı9, 77, 78, 173

İsmail Gaspıralı 58, 87, 117

Murtaza Muhtarov 47 K

Musa Nagiyev 47

Kaçak Hareketi 33

Mustafa Bey Aliyev 6g

Kaçak Kerem 33 Kaçak Nebi 33

Müslüman Hayriye Cemiyeti 47, 67, 68, 94, 95

Kanlı Pazar 36, 39 Karabağ ıs, 23, 24, 27, 28, 29, 30, 40, 41, 43, 53, 54, 55, 70,

N

Nahçıvan 24, 25, 28, 29, 30, 41,

76, ı40

Kaspi 20, 30, 37, 47, 49, 59, 6ı, 73.

49, 50, 54, 55, 57, 58' 83

Necef Bey Vezirov 59, 81, 82,

88, 91, 96, 97, 99 , 106, 173

Kerbela 33, 53 Keşkül 59, 61, 62, ı42 Koç Davet 64

86, ı36, 143, ı45, ı47, 154, ı55, 164

Neriman Nerimanov 47, 59, 60, 62, 63, 64, 65, 67, 71, 73,

Kuba 23, 24, 25, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 34, 49, 50, 54, 55, 58, 80

97, 98

Neşr-i Maarif Cemiyeti 67, 68, 95

Nikola (il.) 36, 40

M

Mazendaran 53 Mehmed Hadi 66 Mehmet Ağa Şahtahtlı 61, 62 Mehmet Said Ordubadi 65 Merdan Topçubaşı 36, 37, 61, 63, 64, 94, 178

Meşedi Azizbekov 64, 71 Mir Muhammed Kerim 69, 92 Mirz.a Fethali Ahundov 56, 81, 86, 113, 135, 136, 143, 154

Mirza Şefi Vazeh 56

Nikolay İlminski 111 Nikolay İvanoviç İlrninski 111 Nobel Kardeşler 45, 48, 49, 50, 52

Ö Ömer Faik Numanzade 65 p

Petersburg 36, 39, 63, 70, 73, 76, 90, ı53, ı72, 205 213


R

94, 131, 140, 143, 144, 153,

Rızaedddin Fahreddin 61 Rothshild 45, 50 s

Sabir 65, 72, 73 Sisianov 26, 27 Solovyev Sergey Mihayloviç 78 Staroselski Dmitri Semyonoviç

166, 203

Tifüs gazetesi 62 1. Tiflis Lisesi 77 Tit1isskie Vedomosti 60, 131 Türkmençay Antlaşması 28, 53

Ü Üzeyir Bey Hacıbeyov 58, 64, 68

85

Sultan Mecid Efendiyev 64, 71 Sultan Mecit Ganizade 58, 91

y

Yevlah 53

ş

Yoldaş 65

Şark-ı Rus 61, 62 Şaumyan 64, 71

z

Şeki 23, 24, 25, 27, 28, 29, 30,

Z-erdab 75, 77, 86, 88, 89, 90,

54, 124, 140, 143

Şemsi Asadullayev 36, 47, 48, 67, 72

Şirvan 18, 23, 24, 28, 30, 43, 70, 76, 118, 140, 167

T

Talış 23, 24, 28, 30 Taze Hayat 47, 65 Tebriz 17, 18, 24, 143 Tekamül 64 Tercüman 37, 62, 87, 88, 117, 205

Tifüs 18, 30, 31, 32, 36, 42, 49, 50, 53, 58, 59, 60, 61, 65, 70, 77, 79, 82, 83, 84, 85, 88,

214

103, 167

Ziya gazetesi 61, 62, 142 Ziyayı Kafkasya 61


Ateş Çemberinde AZERBAYCAN Azerbaycan Tıirkleri, lran ve Rusyanın hakimiyet mücadelesi sonucunda imzalanan Tıirkmençay Antlaşması n eticesinde ikiye bölünmüştür. 1828 yılında imzalanan Tıirkmençay Antlaşmasıyla, lran sınırlan içerinde kalan, bugünkü nüfusu yaklaşık 30 milyon Tıirk, halen Fars egemenliği

aımcıa ldmıakla � biQJk lıakkınd.ln

mhımo!Dy;şımayaçalışmakıadl

Bu ikiye bölünmüşlüğün dışında en önemli sorunlardan biri de, her gün daha da çözümsüz bir hal alan Ermenistan sorundur. Rusya, 1828 Tıirkmençay Antlaşmasının XV. maddesine dayanarak, lran, Osmanlı Devleti ve Rusyadaki Ermenileri, sistemli bir şekilde Güney Kalkasyaya göç ettirmiştir. Bu planlı hareket neticesinde, bu bölgede Ermeni devletinin temelleri anlmıştır. Bugün

Ermeniler, tarihi Türk topraldannı kendi vatanı gibi kabul etmesi yetmiyormuş gibi, bir de Azerbaycanın %20'sini de işgal etmişler ve bu topraklarda yaşayan yaklaşık bir milyon insanı göçkün durumuna düşürmüşlerdir. Türkiye, bölgedeki kültürel ve ekonomik ilişkilerini geliştirirken, istikrarın korunmasında aktif rol almalıdır. Bu bölgeyi hala arka bahçesi olarak gören zihniyete karşı dikkatli olmak zorundadır. Bölgenin istikrarı, Azerbaycan'ın madden ve manen gelişmesi Tıirkiye'nin faydasınadır. Her şeyden evvel dil, inanç ve kültür birliğimiz bulunan Azerbaycan ve Türkistan Cumhuriyetlerinin bu geçiş sürecini sağlıklı bir şekilde atlatabilmeleri ve yeniden, bazı güçlerin oyunlarına gelmemeleri için Tıirkiye'nin desteği ve rehberliği şarttır. Bu bölgelerin kendi kontrollerinde kalmasını isteyenler, her türlü oyunu deneyeceklerdir. Türkiye bu tür oyunlara karşı tedbirli olmalı, plan ve projeler geliştirmelidir. Tıirk Dünyasının önüne çıkan tarihi fırsat, bütün engelleme çalışmalarına rağmen iyi bir şekilde değerlendirilmelidir. w w w. ki t a p a d r e s i . c o m



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook

Articles inside

Mirza Fethali Ahundov (1812-1878

1hr
pages 145-218

Sosyal Hayata Dair Düşünceleri

5min
pages 128-132

Ekincı'nin Yazar Kadrosu

1min
page 144

Ekinci'nin Biçimi

2min
pages 142-143

Vatanseverlik Hakkındaki Düşünceleri

1min
page 127

Din Hakkındaki Görüşleri

7min
pages 121-126

Dil Hakkındaki Görüşleri

11min
pages 112-120

Ömrünün Son Günleri

0
pages 101-102

Kadın Hakkındaki Görüşleri

3min
pages 109-111

Toplumsal Dayanışmanın Somut Örneği: Hayır Cemiyetleri

3min
pages 95-97

I. Muallimler Kurultayının Toplanması

2min
pages 99-100

Baku'ye Dönüş ve Kız Okulunun Açılması

2min
pages 93-94

Şehir Meclisinde Vekillik

1min
page 98

Zerdab'a Zorunlu Gidiş

6min
pages 88-92

Evliliği

3min
pages 85-87

Memuriyet Hayatı

2min
pages 81-82

Sanayi, Nakliyat ve Ticaretin Artan Önemi

5min
pages 51-54

Ekonomik Alandaki Diğer Gelişmeler

3min
pages 55-57

Siyasi ve Sosyal Teşekküller

9min
pages 68-76

Kültürel ve Sosyal Alandaki Faaliyetleri

2min
pages 83-84

Basında 2. Aşama (1905-1907

5min
pages 64-67

Petrol Sanayinin Gelişmesi

8min
pages 45-50

Azerbaycan'da Türk-Ermeni Çatışması

3min
pages 42-44

1905 Rus İhtilali

3min
pages 36-38

1905 İhtilali ve Azerbaycan'da Grevler Dönemi

4min
pages 39-41

Giriş

7min
pages 17-24

Azerbaycan'ın Çarlık Rusyası Hakimiyetindeki Yıllan

6min
pages 31-35

Önsöz

1min
pages 13-16

Hanlıklann Rusya Tarafından İşgali

3min
pages 28-30

Kısalbııalar

0
page 12
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.