DENEYSEL VAROLUŞÇU PSİKOLOJİ
DENEYSEL VAROLUŞÇU PSİKOLOJİ
yönleri üzerine belirsiz olan insanlar için adaletin daha önemli olduğu önermesiyle uyumluluk gösterir.
Vaan den Bos ve Poortvliet tarafından 2003 yılında kaydedilen veriler, deneysel paradigmaların, belirsizlik belirginliğinin ölüm belirginliğine oranla daha fazla etkisi görüldüğü terör yönetim çalışmalarıyla aynı yönde olduğunu göstermektedir. Van den Bos ve Poortvliet, katılımcılarım kültürel dünya görüşlerine karşı çıkarak ya da destekleyerek değerlendirmiş ve tepkilerini ölçmüşlerdir. Buna bağlı olarak, belirsizlik ve ölüm belirginliğinin kişi üzerinde benzer etkilerinin olduğunu saptamışlardır.
Van den Bos 2001 yılında, adalet algısının insanların tepkileri üzerindeki etkisinde, belirsizliğe bir faktör olarak odaklanarak, yukarıda bahsi geçen çalışmaları genişletmiştir. Van den Bos ve Miedema bulguları, insanlara hayatlarının belirsizlik hissettiren yönleri hatırlatıldığında adalet değişikliklerine daha güçlü tepki verdiğini öne sürüyor. Bu ilginç ve potansiyel olarak önemli olan çıkarım kişilerin belirsizlikleri belirginleştiğinde adaletin önem taşıdığıdır. Adalet algısı insanlar için belirsizlikler ile ilgili sorunlar üzerinde düşündüklerinde özellikle güçlü etkilere sahiptir. Bu da, adalet algısının neden insanlar üzerinde etkili olduğu sorusuna yeni bir cevap niteliği taşıyor: Adalet algısı, insanların belirsiz olduğu ve daha az tahammül gösterdiği durumlarda koruma sağlayabilir. Bir başka deyişle, adalet algısı insanlar için önemlidir çünkü belirsizlik yönetimi sürecinde adalet yargılarını kullanırlar.
ÖLÜM VE BELİRSİZLİK BELİRGİNLİĞİ Belirsizlik yönetimi modeli, adalet algısının insanlar üzerinde neden etkisi olduğuna ve neden adaletin özellikle insanların adalet değişimlerine verdiği tepkileri açıklamada kullanıldığına yeni bir toplumsal psikolojik açıklama sağlar. Ancak model diğer olumlu örneklerle hiç test edilmemiştir. Van den Bos ve Miedema tarafından ele alınan çalışmalarda (2003), yazarlar ölüm belirginliği manipülasyonlarıyla paralel ilerleyen ve terör yönetim çalışmalarında kullanılan açık bir belirsizlik belirginliğini oluşturmuşlardır. En yeni terör yönetimi çalışmalarını inceleyecek olursak, insanlar ölüm hakkındaki duygu ve düşüncelerini içeren açık uçlu iki soruyu yanıtladığında ve ölüm belirginliği sonucu açık şekilde görüyor. Raporlanan bulgulara gösteriyor ki insanlar belirsiz olduklarını ve kendi ölümlerini düşündüklerinde, davranışlarındaki öfke katsayıları önemli ölçüde işlemsel adalet değişimlerinden etkilenir. Bu, terör yönetim teorisi ve belirsizlik yönetimi modelini destekleyen ve hem ölüm belirginliğinin hem de belirsizlik belirginliğinin insanların davranış ve adalet algısını etkilediğini destekleyen bir kanıttır. İlginçtir ki, deney bulguları ölüm ve belirsizlik belirginlikleri arasındaki manipülasyonların ve doğru yanlış prosedürünün ilerlemesini sağladı. Bu bulgular belirsizlik belirginliğinin, ölüm belirginliğinden daha güçlü adil yöntem etkileri olduğunu göstermektedir.
56
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME Ben insanların kültürel dünya görüşüne destek ya da karşı çıkılması olgularının ve belirsizlik durumunun, kişilerin davranışlarını neden bu kadar etkilediği sorunsalında önemli kavramsal nedenlerin olduğuna inanıyorum. Sayısız toplumsal psikolojik kuram, belirsizliğin, çeşitli toplumsal psikolojik süreçlerde önemli rol oynadığına ve insanların yönetilmesi gereken durumlarda caydırıcı bir etkisi olduğuna işaret eder. Ayrıca, Vaan den Bos ve Poortvliet tarafında 2003 yılında kaydedilen verilerde de, kültürel dünya görüşlerine karşı çıkarak ya da destekleyerek elde edilen sonuçlara göre belirsizlik belirginliğinin verilen reaksiyonlarda diğer her şeye oranla daha güçlü etkiye sahip olduğu belirtilmişti. Mc Gregor da 2001 yılındaki çalışmalarında, ölüm belirsizliğinin belirsizlikle ilgili çağrışımları tetiklediğini ve ölüm belirsizliğinin “acı, dehşet, korku” gibi terörü andıran belirsizlik olgularıyla çok güçlü bağlantısı olduğunu rapor etmiştir. Diğer bir deyişle, ölüm belirginliğinin -yegâne yönü olmamakla beraber- önemli bir yönü, belirsizlik belirginliğinin dolaylı bir manipülasyonu olduğunun düşünülebilir olmasıdır. Burada gözden geçirdiğimiz tüm deney bulguları şunu gösteriyor: İnsanlardan belirsizlikleri hakkında düşünmelerini istemek, onları belirsizlik belirginliğine doğrudan bir yönlendirmedir. Burada ele alınan deneylerin sonuçları da bu yönlendirmelerde kültürel dünya görüşüne karşı çıkılmasının ya da bu görüşün desteklenmesinin insanların tepkilerinde güçlü etkileri olduğunu gösterir. Buna bağlı olarak Van den Bos ve Miedema ve Van den Bos ve Poortvliet ‘in beraber yürüttükleri çalışmalarda ortaya çıkan sonuca göre, ölüm belirsizliğinin, belirsizlikle ilgili süreçte düşünceler üzerinde aktive edilmediği katılımcılarda daha zayıf ve kayda değer olmayan düşünceler görülüyor. Diğer katılımcılarda ise ölüm belirsizliğinin yol açtığı belirsizlikle ilgili düşünceler, öfke belirtilerini uygulamada ve teoride daha çok etkiliyor. Bu, en azından bazen, insanların desteklenen ya da destek görmeyen dünya görüşlerinin insanların davranışlarını etkilediği konusunda ölüm belirsizliğinin yönlendirmeleri belirsiz bir birleşen olabileceğini düşündürmektedir. Bence bu bulgular, kuramın öngörüleri ile denk gelecek şekilde, ölümlülüğü düşünmenin öz saygıda azalmaya yol açtığını gösteriyor. Öz saygıları düşük olan 57