PUSU DA
Bazıları derler ki: "Bu memlekette cehaletin hakim olduğunu zan netmek sırf bir vehimden ibarettir." Hayır bu bir vehim değil. Apaçık bir hakikat. Üç yüz sene ewel suclurdan Baki Efendi bir gazel yazmış. Bu gazelde, "Yusuf'u bilmezim amma seni rana bilürüm ," demiş. Hemen, İstanbul ulemasının ayaklandığını, Saray'a koştuğunu görüyoruz. Baki Efendinin idamı-. nı talep ediyorlar. Niçin? Bilmem kaç asır ewel ge lip geçmiş bir peygambere fena gözle baktığı için . . . Fakat o vakitte bile cehaletin tuğyanına aklıselim ga lebe çalıyor. Müfsitlerin, müfterilerin düşmaniarına kimse inanmıyor. Gözümüzü son asra çevirelim. Bir sarıklı hoca muhalliyetülhava aletini tecrübeye kalkı yor. Haydi bir ulema kıyamı daha . . . Niçin? Bir gü vercin katlolunuyormuş! Amma büyük iş ha! . . Görüyorsunuz ya garez, mefsadet dumanları vicdanları karartınca bir insanın ithamma ne ehemmiyetsiz bir şey sebep addolunabi liyor. Ahmet Mithat Efendi de romanlarını yazdığı zaman yine bu güruh gayzı saklayamıyor. Biçare , efendinin üzerine saldırıyorlar: "Dinsiz, alçak, vicdansız, namussuz! Ahlakı, ai leyi, dini bozuyor . . . " il h ve il h . . . Bugün bu güruh, hücumlarına tekrar biişlıyor. Bir muharrir bir hikaye yazmış. Bu hikayedeki eş1 09