SAHIR'E KARŞI -Bir defter-i metruktan kopya edilmiştir-
Bazen muvaffak olamamış bir sanatkar hicran ve ıstırabıyla mantıksız ve serseri. bir tugyan-ı heve sat içinde geçen mazimi düşünürüm . Bu natamam ve rabıtasız bir romandır. Bir uçurumdur ki amak-ı meçhulü yekdiğeriyle asla münasebeti olmayan çok zıtların gülünç ve facia hatıratıyla doludur. Orada sa nayi-i nefiseye ait matemler, pervanelerin ölümü için mersiyeler, kırmızı balıkların mana-yı enzarı, se vilmeyen bir kadının öksürüğü için şiirler, gecelerin kahkahalarını , gölgelerin musahafalarını haki neşi deler vardır. Sonra bu uçurumun başında serseri bir aktör vardır, ki -işte o benim- hayatta ne varsa bi rer defa yapmış; avcılıkların envaını kuşbazlıktan başlayarak domuz, geyik aviarına kadar eğlencelerin hepsi; en sefillerinden tutunuz da tiyatro, rakı alem lerine kadar merakların umumisi; fotoğrafçılıktan tu tunuz da ressamlığa, oymacılığa, heykeltıraşlığa ka dar, velospitten tutunuz da ata, sandala, cimnastiğe hatta pehlivanlığa kadar hepsini yapmış ve bu nevi meşagilden mütevellit teşviş-i efkanndan "sebat-ı ciddiyet" gibi şeylerin hepsini nezederek yerine anla şılmaz bir hercailik, sebepsiz bikararlık bırakmıştır. O birkaç lisana çalışmış, riyaziyeden başlayarak ede biyata, tıbba, ilm-i ketalama, hikmete, kimyaya, fel sefeye, fizyolojiye hatta hukuka kadar ne kadar ulum ve fünun-ı müstakille ve gayrı müstakille varsa hepsine birer defa girmiş, en aşağı hepsinde hayatı1 82