zılmış bir eser hiçbir !insanda yoktur diyebilirim . Bü tün asarının fihristini leffediyorum . Şayan-ı intihab olanlarını da işaret ettim. Maahaza hepsi şayan-ı in tihab ve mükemmeldir. Bunlar insana hakikati öğretir. İnsanı hakiki görmeye ve düşündürmeye alıştırır. Bugün Victor Hugo'nun asar-ı müştehiresi ise sırf bir koşmar, bir kabus-ı edeb, kuklalardan müteşekkil bir hay-huy-ı hayalat ve muhalattır. İnşallah bunları sonraları daha iyi hasbıhal eder ve yekdiğerlerimizden istifade ederiz. Baki ruhumdaki uhuwetiniz ve uhuwetimize ihtiramım . . . Ömer Seyfettin
BEŞINCI MEKTUP 20 Eylül :J22, (3 Ekim 1906) Kuşadası
Sizi unuttum mu, zannediyorsunuz kardeşim, yemin edeyim ki, pek yanılıyorsunuz. Gönderdiğiniz gazeteyi ve kısa mektubunuzu almıştım. Müteakiben İzmir'e gittiğim için , nasıl oldu bilmiyorum tahassü sat-ı azimet içinde cevap yazamadım. Dün işte bura ya geldim, kartınızı buldum. Şimdi muazzep ve mü teezzi, affınızı istirham ediyorum , tesamühüm affı nı . . . Ada'ya teşrif etmeliydiniz. Memnun ve müftehir kalacaktım. O vakitler geleydiniz bu harikulade man zarayı, bu vasi ve tesliyesaz denizi , bu kederengiz adacığı bütün şi'riyet-i hülya-hiziyle temaşa edecekti niz. Fakat. . . Fakat şimdi bu huysuz ve geçimsiz kış o kadar çabuk geldi ki bütün bu sükGn-ı bedayi' üzerin de asabi fırtınalar, soğuk ve sevimsiz naralariyle ba har-i faninin' matemlerini ağlatıyor, yazın yeşil ve 200