ÖMER SEYFETTIN'LE MÜLAKAT Genç faal hikayeciye de müracaat ettim. Ewela, "Beni bu silsilenin içine katmayın! " diye itiraz etti . Birkaç vakit sonra bir gün fakirhanemizi teşrif etti. "Ben söyleyeceklerimi yazdım. Siz de, işte bu muharrir benim al:ıbabımdır. Yüzünde, hareketlerin de, sözlerinde nazarı dikkati eelbeden bir şey yoktur dersiniz cancağızım" dedi. Birkaç defa omzumu okşadı. Kağıtları, bıraka rak çıktı gitti. Kendisine teşekkür ettim. Ömer Seyfettin Bey şunları yazmış:
Eski Edebiyat - Daha çocukken evimizde birçok divanlar var dı. Onları okuya okuya edebiyata heves ettim. Fakat eski edebiyatın çeşnisi, zevkini tattığımı iddia ede mem. Çünkü bunun için başka bir ilim, başka bir tahsil ister. Pek gençken gazeller filan da yazdım. Fakat tabii saçma şeylerdi. O vakitten aklımda Leyla ile Mecnunlar, Şahmeranlar kaldı. Demek hakikatta yalnız onları anlayabiliyormuşum. Bir gün artık "edebiyat-ı atika"mıza hiç taraftar kalmadığı için bu bahse bile değmez sanırım. Divan edebiyatı ! İşte nihayet edebiyat tarihi içinde bir sa ha! Daha fazlasına aklım ermez. Şinasi'den sonraki edebiyata gelince: Kemal Beyi çok sevdim. Evrak-ı Perişan 'dan sayfalar ezberledim. Bana "hayatiyet" veren, beni iyiyle, doğruyla, güzelle, samirniyetle 214