Tenkit
MATBUATTA PALAVRA . . . Hiç yoktan , durup dururken dünyada kimsenin bilmediği "ilm-i menafi-i ruh" gibi bir ilmin yalnız is mini icat ve bu ilimle fikirlerine de şahit getiren meşhur Ali Kemal Bey son defa Türklüğe hizmet, "havsala-i kübra"dan masal uydurmakla olamayaca ğını yazıyordu. Hak verdim. İçinden daima malu mat ve beyt aldığı "Mecmua-i Muallim" kadar doğru söylüyordu. Sonra, olsa olsa doktor ve filozof ve eski meb us Rıza Tevfik Beyefendinin mesaisinin bir hizmet, hem de gayet büyük ve mühim bir hizmet sayılabileceğini tekrarlıyordu. Zaten bundan tabii bir şey yoktu. Üç milyon kitap okumuş, altı yüz bin sahifelik gayri matbu bir eser yazmış meşhur ve muktedlr bir zat kadar kim hizmet edebilirdi. He men doktor ve filozof Rıza Tevfik Beyin son defa yazdığı makaleleri buldum ve dikkatle okumaya baş ladım. Zekam, muhakemem, fikrim bu gayet büyük adamın yazılarını anlamaya müstait değildi. Anla madım, "Aman Yarabbi! Ne vukuf, ne kuwet, ne feda karlık" diyordum , zavallı filozof kırk sekiz yaşından sonra yüz binlerce eski kitapları karıştınyar, meyda na inciler çıkarıyor . . . Vatanımın böyle bir alim yetiştirdiğine için için seviniyordum. Kendi yazdığı altı yüz bin sahifelik gayr-i matbu eserini tabettirmeyi sonraya bırakıyor; Risa/e-i Va hdet-i Vücud unvanlı eski bir kitabı bas tırmak istiyor idi . Bu ne alicenaplıktı! 6 Mart tarihli Peyarn ilavesinde bunu vaat ediyordu. Fakat, yalnız 65