TÜRK DİLİ TARİHİ
231
Manici çevreden kalma sekiz şiir bilinmektedir. Bunlardan ikisinin şairi Aprın Çor Tigin'dir. Adındaki tigin unvanından bir şehzade olduğu anlaşılan Aprın Çor Tigin, Türk edebiyatı tarihi açısından son derece önemli bir isimdir; çünkü o, adı bilinen ilk Türk şairidir; bir başka ifadeyle şairi belli olan ilk şiirler ona aittir. Aprın Çor Tigin'in şiirlerinden biri Mani'ye övgüdür. "Sevgili" adını verebileceğimiz diğer şiiri ise edebiyatımızın ilk aşk şiiridir. Şinasi Tekin'e göre Aprın Çor Tigin'in şiirleri 8., en geç 9. yüzyıla aittir (Ş.Tekin 1965: 64). Manici şiirin nazım birimi umumiyetle dörtlüktür. Bazen beşlikler de nazım birimi olabilmekte, iki veya üç mısralı birlikler ise daha çok bağlantı maksadıyla kullanılmaktadır. Manici şiirin en mühim hususiyeti, mısra başı kafıyesidir. "Kıt'a aliterasyonu" ve "Altay aliterasyonu" da denilen mısra başı kafiyesinde, kıt'alardaki dört mısraın başında da aynı ses bulunur. Eğer baştaki ses ünsüz (sessiz) ise ondan sonra gelen ünlü de aynıdır. Ancak ünlülerin ayniyetinde o ile u ve ö ile ü mısra başı kafiyesini bozucu sayılmazlar ve birbirlerinin yerlerine gelebilirler. Örnek olarak "Sevgili" şiirinde ilk dörtlük ka-, ikinci dörtlük ö-, üçüncü dörtlük ba, dördüncü dörtlük ki-, beşinci dörtlük ya-, altıncı dörtlük kü-/kö- ile başlamaktadır. Mani şiirinde mısra başı kafiyesinden başka ahenk unsurları da vardır. Bunlar çeşitli tekrarlar ve aliterasyonlardır. Mısra başı kafiyesi, bazan mıs-raların içinde de tekrarlanarak bir "iç aliterasyon" meydana getirilir. "Ölüm" şiirinde mısra başı kafiyesi olarak kullanılan t'lerin mısralar içinde de çok sık tekrarlanarak nasıl bir iç aliterasyon yarattığı ve Şinasi Tekin'in ifade ettiği gibi "Cehennemin uğultu ve gürültülerini; ölüm meleklerinin takırtılarını, tarrakalarını aslında patlayıcı bir ses olan t aliterasyonu ile" okuyucuya nasıl duyurduğunu görmek mümkündür (Ş. Tekin 1965: 46). Mani şiirinde mısra sonlarında kafiye çok seyrek olarak görülür. Bazen de eklerin ve kelimelerin tekrarlanması suretiyle "redife başvurulur. Kelimelerin ve mısraların tekrarı da ahenk unsuru olarak kullanılmıştır. Bu tip tekrarlarla muhteşem bir ahenk meydana getiren "Tan Tanrı" ilâhisi, Reşid R. Arat'ın ifadesiyle âdeta bir "davul senfonisi" intibaı uyandırmaktadır (Arat 1965: 3). Hece sayısı bakımından Mani şiirinde belli bir düzen yoktur. Şiirde mısralar, farklı sayıda heceye sahip olabilmektedir. Mısralarda hece sayısı üçten on beşe kadar değişir. Bazen eşit sayıda heceli mısralar art arda getirilerek, bazen de fasılalarla eşit heceli mısralar kullanılarak hece sayısı bakımından belli belirsiz bir ahenk yaratılır. Bazen bu ahenge durakların da iştirak ettiği olur. Meselâ "Ölüm" şiirinde x + 4 şeklinde bir durak düzeni dikkati çekmektedir. Manici şiirlerden üçü, bugünkü karşılıklarıyla aşağıda yer almaktadır.