TÜRK DİLİ TARİHİ
81
mesi Türkçe Begim olmalıdır. Bu evlilikten doğan Sâsânî hükümdarı Hürmüz, Türkzâd (Türk'ten doğma) lâkabıyla anıldı. Fars ve Türk edebiyatının ünlü mesnevilerinden Hüsrev ü Şîrin'in kahramanı Hüsrev, Hürmüz'ün oğludur. Hürmüz'ün ana tarafından dedesi İstemi Kağan olmaktadır. Sâsânîlerle Köktürkler arasındaki ittifak uzun sürmedi. Nûşirevan, İstemi'nin elçilerini öldürtünce İstemi bu defa Bizans'la ilişki kurdu. 567 yılında İstanbul'a, Soğdak tüccar Maniak başkanlığında bir elçilik heyeti ve bu heyetle birlikte İskitçe (Türkçe) bir mektup gönderdi (Kafesoğlu 1996: 95). Elçilik heyetindeki Türk atlıları 567 sonlarında İstanbul sokaklarında dolaştı. 569 yılında Bizans da Zemarkos başkanlığında bir elçilik heyetini İstemi Kağan'a gönderdi. Zemarkos'la İstanbul'a giden Köktürklerin ikinci elçilik heyetinin başkanı Tagma Tarkan idi (Golden 2002: 105). Tagma Tarkan, İstanbul'da, Türkçe adını bildiğimiz ilk Türk elçisidir. Bizans'la İstemi Kağan arasındaki diplomatik münasebetler kısa zamanda meyvasını verdi. Sâsânîlerle Bizans arasında 20 yıl sürecek olan (571591) savaşlar başladı (Grousset 1980: 96). Güneybatıda Ceyhun ırmağına dayanan İstemi Kağan, kuzeybatıda da Sabir ve Bulgar Türklerini hâkimiyeti altına alarak Kırım yarımadasına dayanmıştı. 572'de doğudaki büyük kağan Mukan, 576'da İstemi öldü. İstemi'nin ölümü sırasında Bizans imparatoru 2. Tiberius Köktürklere, Valentinos başkanlığında bir elçilik heyeti göndermişti. Valentinos'u Aral gölü civarında Türk Şad adlı bir Köktürk şehzadesi (muhtemelen İstemi'nin oğlu) karşılar. Ancak Bizanslılar Köktürklerle yaptıkları anlaşmaya aykırı olarak Avarların Panonya'ya (Doğu Macaristan'a) yerleşmelerine müsaade etmişler ve Kafkasların güneyinde de Sabirleri dağıtmışlardı. Bu sebeple Türk Şad, Valentinos'u ağır hakaretlerle karşıladı. Parmağını ağzına sokarak "on diliniz var ama hileniz bir" dedi. "Kılıçlanarak değil, atların ayakları altında karınca gibi ezilerek öldürülmeyi hak eden" Avarlara nasıl barınacak yer verdiklerinin ve Sabirleri dağıtmalarının hesabını sordu ve şöyle devam etti: "Ben, esirlerimiz olan Uar-Huni'lerin (Avarların) hangi yoldan Bizans'a gittiklerini biliyorum. Dinyeper'in, Meriç'in nerede olduğunu, Tuna'nın nereye aktığını da biliyorum. Gün doğusundan gün batısına kadar ülkeler bize diz çökmüştür, Bize karşı gelmek cesaretini gösteren Alanları, On-Ogurlan görüyorsunuz. Roma'ya da geleceğiz." Üstelik Valentinos ve heyeti İstemi Kağan'ın ölümü dolayısıyla Türklerin yas içinde olduğunu da düşünmemiş ve saygısızlık etmişti. Türk Şad onlara zorla yoğ törenini izletti. Sonra da Ek Tağ'da bulunan ve İstemi'nin yerine geçmiş olan Tardu'nun yanına gönderdi. Valentinos'un dönüşünde de Türk Şad'ın kumandanlarından Bukan (Boğa), Kırım'da Bizans'a ait Kerç kalesini zaptetti (Kafesoğlu 1996: