89
tespit edilmesi gerektiği kanısındayız. Türkiye, kuvvetler ayrımını benimseyen bir hukuk devleti olduğu halde, adamlar, bağımsız yargı organının tutukladığı
eşkıyanın, icra organı tarafından serbest bırakılmasını iste yebildiler, sinirlenen olmadı. "Bölücüleri Meclis'ten atamazsınız" tehdidinde bulun dular, sinirlenen olmadı.
Kültürel çözüm, siyasi çözüm gibi eveleyip geveleme lerden sonra bağımsız Kürdistan haritaları çizdiler, sinirle nen olmadı. fh,tta Amerikan Dışişleri B akanı olacak o sfenks suratlı adamın Türkiye ' ye verilecek askeri krediyi, Güneydoğu'daki eşkıyaya karşı yumuşama ve Kıbrıs 'ta taviz şartına bağlaması bile sinirlendinnedi bizimkileri. Daha, önce "şarta bağlanırsa bu yardımı almam" diyen Çiller ' i bile yumuşattılar. Ama m üfettiş, teftiş, keşif kolu benzetmeleri herkesin tansiyonı.mu yükseltti. Oysa benim yaptığım iş, sadece Türkiye'nin sürüklendi ği yüzkızartıcı durumu tespit etmekten, yani zilletin adını koymaktan ibaretti. Eğer DEP duruşması nedeniyle, Türk adliyesini teftiş et
mek ve hakimleri baskı altına almakla görevlendirilen ve aralarına bir Yunanlı parlamenterin de sokulması ihmal edilmeyen Avrupa Parlamentosu ' nu n müfettişleriyle özel Amerikan timini kulaklarından tutup, geldikleri yere fırla tabilirseniz, zilleten kurtulmuş olursunuz. Aksi halde elin oğ lu yarın harem-i ismetimizi bile denetlemeye kalkışacaktır!
Bayrak gibi yükseklerde dolaşan birer mağrur baş olmak
da, ayaklar altında izmarit gibi ezilmek de sizin iradenize bağlıdır. Milliyetçilik meselesine gelince . . .