299
SAYIN ÇİLLER'DEN KARAR BEKLİYORUZ 20 Temmuz 1 994 Kıbrıs B arış Harekatı 'nın 20. yıldönümünü yaşıyoruz. Eğer Türkiye Cumhuriyeti 20 yıl önce Türk Silahlı Kuv vetleri' ne çıkarma emri vererek, güneydeki menfaatlerini temi nat altına almasaydı, Kıbrıs Türk ' ü bugün Boşnakların yaşadığı dramdan çok daha korkunç bir soykırımla karşı karşıya bırakıla cak ve belki de Ada' da bir tek Türk kalmayacaktı. 1 699' dan, yani İkinci Viyana Seferi 'ni takip eden yıllarda,
bir devşirme paşayla kabileci duygulara esir düşen Kırım Hanı 'nın ihanetleri sebebiyle imzalamak zorunda kaldığımız Karlofça Antlaşması ' ndan sonra, ilk huruç hareketimiz olan Kıbrıs çıkarması sayesindedir ki ; hem Yunan kuvvetlerinin Türkiye'yi güneyden kuşatması önlenmiş, hem de Kıbrıslı ırk daşlarımızın jenosite tabi tuttularak yok edilmesine mani olunmuştur. Türk Silahlı Kuvvetleri, dünyada pek az ordunun ba şarabildiği çıkartma harekatını gerçekleştirip, adayı kontrol altına aldıktan sonra Kıbrıs'ta kan dökülmemiştir. Kan dökülmemiştir ama, B irleşmiş Milletler ve d !ğer mil letlerarası kuruluşlar sanki adaya sulh ve sükunun egemen ol masından rahatsızlık duyuyorlarmış gibi, Türkiy e ' nin ve Kıbrıs Türk'ünün yakasını da bırakmamışlardır. Ve Türkiye, Birleşmiş Milletler ' le birlikte hareket etmedi ği için yani sisteme rağmen çıkarma kararını verdiği için feci şekilde cezalandırılmak istenmiştir. 20 yıldan beri Türkiye 'ye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuri yeti'ne uygulanan ambargoların da, adada kimsenin bumu kana madığı halde Güvenlik Konseyi ' nin sık sık aleyhimize karar alı şının temel sebebi de budur!