Bir Hüzün Yolcusu Mustafa ÖZCAN
Dostları bir bir ötelere yolcu ediyoruz. Elbette burası son menzilimiz değil. Ebed yolcusu için bir uğrak yeri ve menzili. Bir gölgelik. Biz de bir yolcuyuz. Nusret Özcan hasbî dostlarımızdan birisiydi. Yeni Şafak’ta birlikte çalışmıştık. İlgi alanlarımız ortaktı. Orada muanese ettiğimiz, dertleştiğimiz arkadaşlarımızdan birisiydi. Son yıllarda çektiği dayanılmaz acılar yüzünden dostları olarak biz de hep muzdarip ve dert yüklüydük. Büyük ve ağır imtihanın ardından kısmen de olsa sağlığına kavuşmuştu. Yeni Şafak’taki işine döndüğünü duydum. Kendisini biraz da uzaktan uzağa takip ediyorduk. O rahatsız etmeyi hiç sevmezdi. Biz de mahcubiyetimiz ve kederimizden dolayı kendisini üçüncü dostlar aracılığıyla uzaktan takip ediyorduk. Tâ ki bir telefonla sarsılana kadar. Hiç beklemediğimiz bir anda yine Zaman’dan dostluğumuzu Yeni Şafak’a taşıdığımız ve sonra bütün çatıları aştığımız Fikret Çengel’den aldığım telefonla acı haberi aldık. Cuma öncesindeydi. Nusret Özcan’la ortak dostlarımız acı haberi bildirmek üzere bir bir arıyorlardı. Bunlardan birisi de son çalışmalarını kitaplaştırmaya çalışan vefakâr ve cefakâr dostumuz Cem Sökmen’di. Ben de bana ulaşan bu acı haberi yine dostlarımızla paylaşıyordum. Nusret hakkındaki konuşmalarımıza kulak miNusret Özcan
169