Dosdoğru İnsan Mümin VATANSEVER
İlk tanışmamız 1988’deydi. Daha önce de biliyordum kendisini ama muhabbete 88’de giriştik. Türk Ocağı’nda tanıştık. Abdullah Gürsel tanıştırmıştı onunla, Alper Kanca’yla, Mehmet Küpeli’yle filan. Onlar daha evvelden arkadaşlardı. Öyle tanıdım Nusret’i. Doğruluğa tecavüz etmemiş birisi. Bundan daha iyi tarif edilemez Nusret. Bir kere ehl-i sünnet ve’l-cemaat adamıydı. Ölçüsü olan biriydi Nusret. Bugün hepimizde bir defo var. Hepimizin biraz akidesi kaydı! Ama Nusret kaymadı. Marmaratörlere yetişmiştir. Onlardan ders almıştır diyebiliriz. Mesela benim öyle bir tarafım yok. Ama o tanırdı Marmara ekibini. Küllük’te yetişti. O yukarıdaki Marmara var ya, oradan yetişti. Tabii imam-hatipliydi. Temelden yetişmiş bir insan. Çizgisini hiç bozmamış bir insan. Onlarca dertli, yaralı kız çocuğu gelir, Nusret’ten nasihatını alır giderdi. Köyden gelmiş, üniversite birinci sınıftaki çocuklar. Onlara bir baba gibi, abi gibi konuşur, onları korurdu. Gençler sevip de alamayacakları kızdan nasıl da bahsederlerdi ona: “Nusret Abi, ben bu kızı sevdim ama bu adam bana bu kızı vermiyor.” Bu dertlerini gidip Nusret’e anlatıyorlardı. Yapabileceğini yapıyor, yapamayacağını bana söylüyordu. Bugün var mı acaba bu piyasada böyle bir insan? Emin bir insan, Nusret Özcan
251