“Aşklarımdan En Önemlisi” Söyleşi: Gülcan TEZCAN
Orhan Pamuk’un gençliğinin geçtiği İstanbul’u kaleme alması okurdan daha çok “magazinel” anlamda bir ilgi gördü. Oysa yirmi-otuz yıl öncesinin İstanbul’u; hem gençler hem de o günlere tanıklık edenlerce büyük bir “hasretle” yâd ediliyor. Dünyanın belki de en hızlı “değişen” şehri: İstanbul. Ama her haliyle “farkında olanları” kendine aşık edecek kadar da güzel, çekici ve albenili. Belki bu yüzden İstanbul üzerine söz söylemek de kaçınılmaz oluyor kalem erbabı için. “İstanbul benim bahtım” diyen gazeteci-yazar Nusret Özcan da İstanbul’a dair şahitliklerini Sokak Sesleri’nde bir araya getirdi. Biz de kitabından yola çıkarak Özcan’la İstanbul’un neden baş belası bir sevgili olduğunu ve şehirdeki baş döndüren değişimin sebeplerini konuştuk. - Söze başlarken bize bir ehl-i dil, ehl-i gönül olarak İstanbul’u tarif etmenizi istesek... - İstanbul herşeyden önce benim varoluş maceramın başladığı yer olarak ürpertiyor beni... Kendimi çok şanslı kullardan addediyorum... İstanbul’u tarif etmeye kalktığımda bir tek şey çıkmıyor karşıma... İstanbul kâh bir anne sıcaklığı ile kucakladı beni, kâh insanın soluğunu keserek kalbini titreten, muhteşem olduğu kadar cezbedici, kendisine ram olduNusret Özcan
311