Ne Kadar Yalnızız O ağır, o ağrılı, o demir gövdelerle Sıyrılarak sislerden Uzun, boğuk bir hüznü bağırarak geceye Karanlık gemiler ki geçer yüreğimizden Bilinmez iklimlere Dumanları incecik bir yağmurla ıslanır Aşina yağmurlardır Gönlümüzce / yavaşça usulcacık dökülür Kokusunu getirir bakire seherlerin Bir çırpıda yakalar, sarhoş eder götürür Yarıp bağırlarını ağır hatıraların eskimiş hüzünlerin köpük köpük kanatır Ah bir kez uçuruma çıkmasın artık yollar İçimde hep o çocuk bir dua mırıldanır. Ağır bir türkü gibi savrulur durur karlar Duasına nedense masalları karışır O ki her gül vakti ölüme hazırlanır. Ruh bir şarkıyla yanar bu karanlıkta Haykırırız çaresiz Rabbim böyle ne kadar yalnızız ne yalnız Kalırız ortalıkta koskoca ayıplarla İç çekeriz kimsesiz / iç çeker hıçkırırız Rabbim böyle ne kadar yalnızız, zavallıyız. Ne kadar yalnızız Rabbim ve zavallıyız. Nusret Özcan
365