Seni Öyle Özledik ki Hamit CAN*
Fırsat buldukça onu ziyaret ederim. İzinli olduğum günler, yolumu Eyüpsultan’a düşürür, ikindi namazını eda edip parke taşlı, dik yokuşu ağır ağır çıkar ve soluğu kabrinin başında alırım. Aziz ruhuna fatihalar okuduktan sonra bir süre ayakucunda oturup derin düşüncelere dalarım. Daldıkça, servi dallarının kımıltısını ve denizin mavi yüzünü görmez olurum. Gözümün önünden tatlı hatıralar akıp gider. Bambaşka iklimlerle karşı karşıyaymışım gibi bir hisse kapılırım. “Sevgili Nusretciğim” diye başlarım sohbete. İçimden ona böyle hitap ederim. (Bazen sırf muziplik olsun diye “Nusretciğim” deyişime ilkin şaşırmış gibi yaptığını ve ardından kahkahayla gülüp “Ah güzel abim benim” gibi bir cümleyle konuşmasını sürdürdüğünü hatırladıkça hüzünlenirim. Gözlerim buğulanır.) Sevgili Nusretciğim, vedalaşmadan gittiğin o günü hiç unutmadım. Unutacağım da yok. Mis kokulu güller açılmıştı bahçelerde, ama yüreğimizdeki bahçeler tarumar olmuştu. Bazen arkadaşlarla senden konuşurken, birbirimize “Keşke şimdi Nusret Ağabey çıkıp gelseydi” diyoruz, “O tok sesi or*Hamit Can’ı Şubat 2010’da ebedî âleme uğurladık, Allah’tan rahmet diliyoruz. Nusret Özcan
69