Yeni Şafak’ın “Ağ Yüzü” Murat ÇAPKIN
Rahmetli Nusret Özcan’ı Yeni Şafak gazetesinde tanıdım. Ölümüne dek arkadaşlığımız devam etti. Birbirimiz için iyi birer dosttuk. Gazete dışında da sık sık görüşürdük. Adeta aynı ailenin fertleri gibiydik. O, saçıyla, sakalıyla, yürüyüşüyle, konuşmasıyla farklı biriydi. Hemen ayrışır, fark edilirdi. Gazetenin kantininde çay sohbetleri sırasında herkes onun masası etrafında kümelenir, ânında sohbet ortamı oluşurdu. Gündemdeki konular konuşulur tartışılır, dinî konularda fetvalar ondan alınırdı. Çok sıradışı bir yaşamı vardı. Maddeye kıymet vermezdi. İnsanî olmayan hiçbir değer onun ilgi alanında değildi. Teknolojik olgular insanî değerleri yok etmişti ona göre. İyi bir müslüman, örnek bir aile reisi idi. Sigara içmeyi çok severdi. Son zamanlarda ayak parmağında bir yarayla rahatsızlandı. Ayrıca kalp rahatsızlığı da vardı. Bir defasında kalp krizi geçirdi, anjiyo oldu. Bir damarının tıkalı olduğu anlaşılınca doktorlar ona by-pass olması gerektiğini söylediler. Rahmetli, ayağındaki rahatsızlıktan dolayı ameliyatı erteliyordu. Hastalığı onu dostlarından uzun zaman ayrı düşürdü. Ayağındaki yara iyileşmiyor, gittikçe büyüyordu. Doktorlar, “Yaranın kangren olma ihtimali var, ayağını kaybedebilirsin” diyorlardı. Zor bir hastalığı vardı. Çok mücadele etti, çok da sabretti. Nusret Özcan
77