Ak Saçlı, Ak Sakallı Delikanlı İhsan DURDU
Arkadaş topluluklarının üyeleri sanki aynı bedenin farklı uzuvları ya da büyük fotoğrafı oluşturan küçük fotoğraf kareleri gibi. Yeni bir arkadaşla fotoğraf bir bütün olarak yeniden şekilleniyor, arkadaş grubunun tüm bireyleri bu yeni unsurla birlikte yeni bir biçim alıyor ve insan, bu yeni üyenin mizacından kendi mizacına bir şeylerin katılışıyla yeni bir insan olup çıkıyor. Tanıştığınız her insan, isteseniz de istemeseniz de sizde değişikliğe yol açıyor. Sadece bir kez gördüğünüz, pasif algı alanınızda kaldığı için farkına bile varmadığınız her insandan bir etki devşiriyorsunuz. İçinde vakit geçirdiğiniz, önünden geçerken özellikle veya farkına varmadan temaşa ettiğiniz mekânlar, durduğunuz kırmızı ışıklar veya gerçekleştirdiğiniz trafik ihlalleri; hepsinin defterinizde bir yeri var. Nusret ile ilgili olarak söyleyecek pek çok ama paylaşacak çok az şeyim var. Fakat bu daveti geri çevirmemin, bir şeyler yazmamamın da imkânı yok. Bu yüzden, bir şey söyleyemeyecek olmama karşın yazacağım. Nusret deyince aklıma ilk olarak bir vakitler Erenler’de hemen hemen her gece gerçekleşen buluşmalar, uzun uzun konuşmalar, Nusret’in el hareketleri ve mimiklerin de eşliğiyle hararetle dile getirdiği görüşler, ortadan ayrılmış uzunca saçlarının ağzından dökülen kelimelerin volümüne göre Nusret Özcan
93